• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Eşim kardeşimi ve dahi ailemi kıskanıyor.

Yok moralim bozulmuyor her fikre ihtiyacım var ki mevzuyu objektif değerlendirme şansım olsun :)

Özellikle ataerkil zihniyet konusunda söylediklerinde haklısın ancak geçmişi unutalım geleceğe bakalım ben de fedakarlık yapayım kısmında eşim aslında daha çok çaba sarf etti bir dönem. Ben bir şey yapmadım. Sonra o da saldı. Bizim durumumuz aslında "sıra bende şimdi ben intikam alıcam" saçmalığı ile sürekli el değiştiren bir can yakma halinden ibaretti. Dolayısıyla hiç aynı anda çaba sarf edilmedi evlilik için.

Ben evladın bile sorgusuz sualsiz bağlılığına inanmaz iken uzak gelecekle ilgili plan yapmıyorum :) mevcut durumu iyileştirme emelim var sadece. Her şey kötüye giderse mutlaka bir b planım var :)
Sizde iktidar savaşları yaşanıyor demek ki:)) ama evlilik mutlak güç bende olacak denen bir kurum değil, koalisyon ortaklığı yapmak gerekiyor:)) Arada bir birbirinizi pohpohlamayı da bilmeniz lazım, siz düşman değilsiniz ki savaş boyalarını sürüp cephelerinize bomba bırakasınız, birbirinizle mücadele etmeyin, birlikte mücadele edin.
Uzak gelecek için kimse plan yapmamalı zaten de en azından yakın geleceği kurtarmak adına konuşmayı iletişim kurmayı öğrenmeniz lazım, suçlayıcı dil işe yaramıyor kadını da erkeği de yıpratıyor, evliliğin içini de kemiriyor resmen ve bir süre sonra kimsenin kimseye tahammülü kalmıyor, çocuk için birlikteyiz diyen çiftler haline dönüşülüyor ama çocuk için birliktelik de o çocuğun ergenliğe girmesiyle duvara tosluyor.

Çünkü şimdi sizin küçük dev adam daha ufak ve sanıyorsunuz ki büyüyünce duvara tırmanıp sokakta emdiğiniz sütleri burnunuzdan getiren çocuk gidecek ve herşey yoluna girecek, öyle olmuyor işte çocuk büyüdükçe beraberinde sorunları da büyüyor ve eşler sağlam bir diyalog içinde koordineli davranmazsa, çocuk aileyle, anne baba birbiriyle çatışmaya başlıyor, yine suçlayıcı dil hortluyor, velhasıl uzatıp duruyorum ama çatışmalarınız sizin kadar oğlunuza da zarar.
 
İnsanı delirtir yalnız bu rahatlık. Bana mı uykusuzsun, çocuk mu baktın sabaha kadar? Gezmeseydin kuzenlerinle o zaman. Allah allah ben delirdim burada. Madem en kötü en bencil sensin, şaşırtma onları idrak. Bak zaten evliliğin zor, zor bir hayat yaşıyorsun. Şu an böyle bir duruma müsait değilsiniz. Düzeleceği varsa bile birşeylerin daha da zora sokar ancak bu uzun süreli misafirlik. Bunu kendine borçlu olmayabilirsin ama çocuğuna borçlusun. Birbirini seven mutlu anne babayla beraber yaşamak onun hakkı herşeyden önce. Ve eğer birşeyleri düzeltmek gerekiyorsa elinden gelen çabayı göstermelisin. Ben seni çok iyi anlıyorum bu evlilikleri kendimiz için yürütmüyoruz biz. Tıfıl çocuklarımız için yürütüyoruz. Ve ben çocuğum için dünyanın en bencili olmaya razıyım açıkçası.

Ya ben de 24 yaşında oldum. Benim abim de evliydi. Ki yengem arkadaşımdı. Ben hiç böyle şeyler yapmadım yahu. Gitmeden önce haber verirdim, müsait mi diye sorardım. Zaten sürekki gitmezdim. Kırk yılda bir evlerinde kalırdım.

En çok da bu belirsizlik canımı sıkıyor. Ne kadar kalacak hep mi kalacak süresi ne bilmiyorum. İnsan gibi gelip kalsa ona da razıyım ama kaçta geleceği bile belli değil. E burası da hane arkadaş. Bir düzenimiz var.

Geçen hafta ayıptır söylemesi eşimle yakınlaştık :) tam nihayete erecek bir libido hikayesinin ortasında kapı çaldı. Ben banyoya koştum eşim üstünü giyiniyor. Kardeşim gelmiş. Saat 23. Neyse ben tuvaletteydim eşim de uyuyordu diye yalan uydurduk çünkü kapıda bekledi epey.

Bilsem ki her gün düzenli işten çıkıp sekizde bana gelecek hadi ona da amenna. Ama kaçta gelir ne kadar kalır hiçbir fikrim yok. Al şimdi de aşırı üzülüyorum bozuldu diye. Keşke böyle davranmasaydım diyorum. Pfff valla darlandım ya.
 
Ya ben de 24 yaşında oldum. Benim abim de evliydi. Ki yengem arkadaşımdı. Ben hiç böyle şeyler yapmadım yahu. Gitmeden önce haber verirdim, müsait mi diye sorardım. Zaten sürekki gitmezdim. Kırk yılda bir evlerinde kalırdım.

En çok da bu belirsizlik canımı sıkıyor. Ne kadar kalacak hep mi kalacak süresi ne bilmiyorum. İnsan gibi gelip kalsa ona da razıyım ama kaçta geleceği bile belli değil. E burası da hane arkadaş. Bir düzenimiz var.

Geçen hafta ayıptır söylemesi eşimle yakınlaştık :) tam nihayete erecek bir libido hikayesinin ortasında kapı çaldı. Ben banyoya koştum eşim üstünü giyiniyor. Kardeşim gelmiş. Saat 23. Neyse ben tuvaletteydim eşim de uyuyordu diye yalan uydurduk çünkü kapıda bekledi epey.

Bilsem ki her gün düzenli işten çıkıp sekizde bana gelecek hadi ona da amenna. Ama kaçta gelir ne kadar kalır hiçbir fikrim yok. Al şimdi de aşırı üzülüyorum bozuldu diye. Keşke böyle davranmasaydım diyorum. Pfff valla darlandım ya.

Senin önce kendini yenmen lazım. Biraz kendine üzülsen keşke ona üzülmek yerine. 24 yaşında koskoca adam farkında olmalı bazı şeylerin. Sen çok derinsin de sana mı erişemiyorlar, yoksa çok mu umarsızlar ailene hayret ediyorum.
 
Merhaba hatunlar
Henüz eşimle yaptığım kavganın sıcaklığı üzerimde iken konu açayım dedim. Çünkü salona gidip ümüğünü sıkmamak için zor tutuyorum kendimi. Beni tutun ki bir aile faciası gerçekleşmesin.

Bir süredir eşimin aileme karşı haklı sebeplerle soğukluğu vardı. Hak verdim, ses etmedim. Bir süre sonra bu soğukluk laf sokmalara evrildi. Orada bir dur dedim. Onlara da müsaade etmiyorum, sana da etmem dedim. Bunun ardından kardeşim ya da ailem her geldiğinde "kardeşinle sohbet edip gülüyorsun bana böyle değilsin" "onlar gelince maşallah ne yapsam ne etsem derdine düşüyorsun, beni böyle düşünmüyorsun" şeklinde çıkışlar yaptı. Hadi ona da bir şey demedim. Gelelim son mevzuya.

Kardeşim 24 yaşında erkek. İşi dolayısıyla haftada bir ya da iki kez benim yaşadığım semte yakın bir yere geliyor. Bazen bende kalıyor. Velhasılı şirketi artık daimi olarak bu tarafta çalışmasını istemiş. Ailemin evine çok uzak ve her gün gidip gelmesi mümkün değil. Eşim bu durumu öğrenince "sürekli olarak bizimle yaşayamaz ben doğru bulmuyorum ve istemiyorum" dedi. Ben de ona hak vererek "tabi ki hoş olmaz ama böyle bir talebi yok zaten" dedim. Neyse bir şekilde bu konu da kapandı. Bugün kardeşim beni aradı ve bu taraflarda ev aradığını, ev tutacağını ve yalnız yaşayacağını söyledi.

Ben de yemek yerken bu durumu eşime anlattım. Sonra da taşınırken yardım ederiz falan dedim. "orası uzak arabayla alır sonra eve bırakır seni" dedi. Bu cümle bahane arıyorum, kavga çıkaracağım demekti. Beklediğim de oldu. Yok sen gidip çamaşırını da yıkarsın, yok yemeğini de yaparsın şeklinde saçma sapan aptalca çıkışlar yaptı. Tepem attı ve "sana mı soracağım gerekirse yaparım tabi ki" diye bağırdım. Bu sefer "çocuğun okul çıkışına yetiştirsin o zaman ben almam" dedi. Ben de "merak etme senin ailen senden daha insan. Yetişemezsem onlara rica ederim alırlar" dedim. Söylene söylene çıktı evden.

Bir müddet sonra telefonla aradı. "sen kardeşine konuştuğun gibi bana konuşmuyorsun. Onlara gösterdiğin ilgiyi bana göstermiyorsun. Onların yanında farklısın bana farklısın. Ben de bundan sonra ablamlarla sorun yaşadığında senin yanında olmayacağım gör bak nasıl oluyormuş" dedi. Ben de "sen neyin kafasını yaşıyorsun? Sen kardeşimle sorun yaşamadın ki, sidik yarıştırdığın mevzunun konuyla ne alakası var kalbinden pislik akıyor. Sen böyle haset değildin ne oluyor sana" dedim.

Saçma salak çocukça konuşmalara devam etti. Meseleyi aileme ve evliliğime yeterli özeni göstermediğime kadar getirdi. Hatta oğlumla ilgili de söyleniyormuşum. "sana ne la? Kendi doğurduğuma söylenirim senden izin mi alıcam? Baba ol da bakımına ortak ol madem" dedim. Bağır çağır bir yere varamadan konu kapandı. Şimdi içeride oturuyor gudubet, haset varlık.

Yahu bu adam böyle değildi. Şu hayatta en tahammül edemediğim insan tipi, haset ve kıskanç olandır. Ben sırf haset diye 20 yıllık dostumu çıkardım hayatımdan. Nefret ediyorum bu hasletten. Dolayısıyla şu an aşırı öfkeliyim eşime. Boğsam öfkem geçmez.

Hayır başından beri böyle olsa adam anlarım da zerre hasetlik yoktu ne oldu andropoza mı giriyor anlamıyorum ki.

Zaten oğlum zıvanadan çıkmış durumda. Elim ayağım titriyor artık tahammül edemiyorum yeni pedagog arayışındayım. Bir de 36 yaşında koca adam 3 yaşına geri dönünce hepten tahammülüm azaldı.

Yahu yaşım olmuş 32. Tamam artık diyorum gerekli olgunluğa eriştik. Artık medeni iki insan olarak "sahi oğlumuzu golfe mi göndersek baleye mi tatlım" konuşması eşliğinde filtre kahvemizden birer yudum alırız diye düşünürken, hala 20 yaşında ergenlikten yeni çıkmış iki sevgilinin paçozluk akan kavgalarını sürdürüyoruz ya buna üzülüyorum. Vallahi deli çıkacağım artık.
Valla ben 21 yaşındayım eşim 26. 3 senedir de evliyiz böyle saçma bir kavga etmedik çok şükür. Yani ergen kavgası da değil bir tuhaf. Demek ki 'akıl yaşta değil başta' diye sizin tuhaf, hatta kötü düşünceli eşiniz gibi insanlar için demişler.
Bu arada çocuklarda 2yaş sendromu olduğu gibi yetişkinlerde de 40yaş sendromu olurmuş. Şu an o sendroma da yakalanmış olabilir eşiniz 🙄
Ya da sevgisiz kalmış olabilir. Çok kendisini sevdirmeyi seven biri ise ve sizden yeteri sevgiyi ilgiyi görmeyip, ailenize o ilgiyi gösterdiğinizi görüyorsa kendisini değersiz hissedip asebileşiyor olabilir..
Yoksa bir insan abi kardeş ve ya abla kardeş ilişkisini niçin kıskanır?
 
Onlara sorsan ailenin en bencili, en kötüsü, en merhametsizi benim :)
Zaten onlardan uzakta daha mutluyum ama yok arkadaş kurtulamıyorum. Kardeşimi severim o ayrı ama bu rahatlığı beni delirtiyor. Bak şimdi aradı birazdan geliyorum diye. Ben olsam gezip tozup gece yarısı sadece yatmak için bir evi kullanmaya utanırım arkadaş. Yok ama düşünmüyor bunu. Hani bir yandan diyorum ben mi kötü düşünüyorum ablasının evi sonuçta genç gezecek eğlenecek kalsın ne olur ki diyorum. Ama öte yandan ortada anormal bir durum da var. Ben haftanın üç günü bunu yaşamak zorunda değilim ki.

Bak şimdi geldi. Dediğini yaptım. Bak uykusuzum bekledim bu saate kadar, anahtar vereyim geldiğinde aç gir uyu dedim. Uyumaya gidiyorum bir şey istiyor musun dedim. Valla ben de iki saat uykuyla duruyorum ne olacak dedi:) bozuldu bir de epey suratı düştü. Ne yaptın işi, evi dedim. Ev kısmını hiç duymadı bile. Artık bu taraftayım hep dedi.
Niye ailene karşı böylesin, neden hep alttan alıyorsun. Neden sınırlarını çizmiyorsun ,neden düşüncelerini ailene rahatlıkla söyleyemiyorsun, başkalarına karşı tavrın çok farklı iken kardeşine bile kendini dinletemiyorsun,bu rahatlığı veren sensin değil mi? Peki bunları yapan eşinin ailesi olsa tavrın ne olurdu?
 
Ya ben de 24 yaşında oldum. Benim abim de evliydi. Ki yengem arkadaşımdı. Ben hiç böyle şeyler yapmadım yahu. Gitmeden önce haber verirdim, müsait mi diye sorardım. Zaten sürekki gitmezdim. Kırk yılda bir evlerinde kalırdım.

En çok da bu belirsizlik canımı sıkıyor. Ne kadar kalacak hep mi kalacak süresi ne bilmiyorum. İnsan gibi gelip kalsa ona da razıyım ama kaçta geleceği bile belli değil. E burası da hane arkadaş. Bir düzenimiz var.

Geçen hafta ayıptır söylemesi eşimle yakınlaştık :) tam nihayete erecek bir libido hikayesinin ortasında kapı çaldı. Ben banyoya koştum eşim üstünü giyiniyor. Kardeşim gelmiş. Saat 23. Neyse ben tuvaletteydim eşim de uyuyordu diye yalan uydurduk çünkü kapıda bekledi epey.

Bilsem ki her gün düzenli işten çıkıp sekizde bana gelecek hadi ona da amenna. Ama kaçta gelir ne kadar kalır hiçbir fikrim yok. Al şimdi de aşırı üzülüyorum bozuldu diye. Keşke böyle davranmasaydım diyorum. Pfff valla darlandım ya.
Evet insan ister istemez kendini kötü hissediyor aileden biri bozulup kırılınca ama maalesef bazen gerekiyor böyle davranmak. Net olup açıkca beraber yaşayamayacağınızı söylesen eminim ki o da kötü hissedecek ve sen de üzüleceksin. :( Kendimi yerine koydum da valla bizzat konuşamazdım kardeşimle bu iki taraf için de incitici olurdu. Muhtemelen annemi arar damardan girerdim konuşmaya. "Geç geliyor biz uyumuş oluyoruz ve eşim de bundan rahatsız olmaya başladı 'ne zaman gidecek ev bakıyormu' diye sorup duruyor. Yani birşey demiyor ama hareketlerinden tavrından belli bir gün kardeşime sert çıkıp patlar da kardeşim üzülür kırılır diye korkuyorum resmen arada kaldım anne napsak böyle olmayacak gibi kimse kırılmadan nasıl çözeriz?" derim. Yani ben annemle bu şekilde rahatça dertleşebilirim. Hem gerçekten de eşin birgün patlar kardeşinle tartışırsa annen bu duruma hazırlıklı olmuş olur. Annenle aran nasıl bilmiyorum ama konuşabilsen güzel olur. Böylelikle oğlunun kalbi kırılmasın diye korkusundan taşınma ev bulma konusunda oğlunu güdebilir.
He bir de keşke anahtar vereyim demeseydin kardeşine. O anahtarı alınca daha fazla rahatlayacak bence. İstediği gibi vakitli vakitsiz girer çıkar oh mis. 🙄
 
Ah bu cümleler bana çok tanıdık geliyor. Ama hep benim kurduğum cümle bunlar. Kendi adıma söyleyebilirim ki “zamanının çoğunu bana ayırmalısın, biz bir aileyiz , birlikte vakit geçirmedikten sonra evliliğin ne anlamı var diyordum.artık yoruldum. Konuşamıyoruz 2–3aydır. Siz kendinizi bu hale getirmeyin.
 
Aman diyim kardeşin sizde kalmasın. Kim ne düşünürse düşünsün sakın buna izin verme. Son konumda yazdım, arkadaşımda kalıyor 2.5 senedir kardeşi. Artık düzenini kur dedi ve yine kötü oldu. Eşiyle arası da şuan açılmış durumda. Adam, benim aileme de iyi olacaksın 2.5 sene kardeşin bizle kaldı, kimse kabul etmezdi diyor. Bence haklı da. Çalışıp para biriktirsin hemen eşyalı ev tutup çıksın başka eve. Okuyorsa da ailenin yanında okusun, senin yanında değil.
 
Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi şimdi de enişte beyle aranız düzelecek ama annen ve ordusuyla basın derde girecek gibi görünüyor burdan. Zaten herseyde sucun sana kalmasi gibi bir potansiyelin var. Hadi eşinle bi iyi bi kötü bir şekilde gidiyor bu evlilik gittiği yere kadar da kardeşinin de sizin evi han gibi kullanması seni mahveder ya gece insan kendi çocuğunun bir ihtiyacına kalkarken bile zorlanıyor ki sizin kardeş gayet keyfi davranıyor. Meydan savasi cikmadan kardesinle acikca konus herkes yerini bilsin yoksa hem ailen hem esin seni tekrar yapboz gibi dağıtırlar.
 
Dün tam olarak böyle yaptım aslında. Otur kanepeye he söyle senin derdin ne dedim. Öyle konuştuk. Bugün de konuştuk epey. Kardeşimden ötürü. Bugün aradım kardeşimi "gelecek misin aramadın hiç" dedim. He kuzenlerle okey oynuyoruz gece gelirim dedi. Mesela ben aramasam çat diye gecenin bir yarısı gelecek. Haber verme gereği bile duymuyor. Libidonun tavan yaptığı bir ana denk gelse rezillik. Eşim de bak ben buna sinir oluyorum işte dedi. Ben evli, çocuklu ve dahi ondan 12 yaş büyük biri olarak her gün saatlerce yol gidiyor iki yaka arasında mekik dokuyorum. Ama kardeşin sırf totosunun keyfi bozulmasın, erken kalkmasın diye işten çıkıp evine dönmüyor. Ben onun ev tutacağına da inanamıyorum. Burada kalacak adım gibi eminim. Derdim kalması da değil aslında. Gurbette kalır, kimsesi olmaz, başka bir şehirde olur, hastalık olur maddi sıkıntısı olur tek kelime edersem Allah beni kahretsin. Ama kardeşin sadece gece kuzenleri ile rahatça takılsın, sabah erken kalkmasın diye evine dönmüyor. Ev de tutmayacak, böyle belirsiz bir süre bizde kalacak. Neden o rahat etsin keyfi bozulmasın diye ben kendi evimde rahatsız olayım söyler misin dedi.

Bak mesela şu an eşimi geçtim ben aşırı yorgun ve uykusuzum. Yatağıma geçmek istiyorum ama kardeşimi bekliyorum. Ne zaman gelecek belli de değil.

Eşim haklı da kardeşe de bende kalma, gelme denmiyor işte. Ev tutacağına ben de inanmıyorum açıkçası.
Sizde olacakları biliyorsunuz yani, yine de kardeşinize tozkondurmuyorsunuz farkında değilsiniz belki de.
Diğer konularınızı da bildiğim için merak ediyorum. Nedir ailenizin sizi bu kadar yormasinin sebebi? Dinlenmek sizin de hakkınız ama yol gozluyorsunuz. Evlenince karısı bile bu kadar beklemeyecek belki de.
Karnım birkaç yıl önce birkaç ay bende kalmıştı. O da gece geliyordu sabahta erken çıkıyordu ve ben çoğunu duymuyordum. Çünkü biliyordu ki küçük çocuğum var ve yorgun düşüyordum. Bazen acıkır kendi hazırlar yerdi. Üstelik bana söylemesini istediğim halde gerek yok yenge hallederim derdi.
Bunları kıyas olsun diye yazmadım aslında. Ne kadar yorgun olduğunuzu anladığım için üzülüyorum. Kardeşiniz neden bu kadar sizi düşünmüyor. Ya da siz "ben yorgunum herseyini hazırladım sen gelir uyursun" diyecek kadar yakın mı değilsiniz?
 
Dün tam olarak böyle yaptım aslında. Otur kanepeye he söyle senin derdin ne dedim. Öyle konuştuk. Bugün de konuştuk epey. Kardeşimden ötürü. Bugün aradım kardeşimi "gelecek misin aramadın hiç" dedim. He kuzenlerle okey oynuyoruz gece gelirim dedi. Mesela ben aramasam çat diye gecenin bir yarısı gelecek. Haber verme gereği bile duymuyor. Libidonun tavan yaptığı bir ana denk gelse rezillik. Eşim de bak ben buna sinir oluyorum işte dedi. Ben evli, çocuklu ve dahi ondan 12 yaş büyük biri olarak her gün saatlerce yol gidiyor iki yaka arasında mekik dokuyorum. Ama kardeşin sırf totosunun keyfi bozulmasın, erken kalkmasın diye işten çıkıp evine dönmüyor. Ben onun ev tutacağına da inanamıyorum. Burada kalacak adım gibi eminim. Derdim kalması da değil aslında. Gurbette kalır, kimsesi olmaz, başka bir şehirde olur, hastalık olur maddi sıkıntısı olur tek kelime edersem Allah beni kahretsin. Ama kardeşin sadece gece kuzenleri ile rahatça takılsın, sabah erken kalkmasın diye evine dönmüyor. Ev de tutmayacak, böyle belirsiz bir süre bizde kalacak. Neden o rahat etsin keyfi bozulmasın diye ben kendi evimde rahatsız olayım söyler misin dedi.

Bak mesela şu an eşimi geçtim ben aşırı yorgun ve uykusuzum. Yatağıma geçmek istiyorum ama kardeşimi bekliyorum. Ne zaman gelecek belli de değil.

Eşim haklı da kardeşe de bende kalma, gelme denmiyor işte. Ev tutacağına ben de inanmıyorum açıkçası.
Sizde olacakları biliyorsunuz yani, yine de kardeşinize tozkondurmuyorsunuz farkında değilsiniz belki de.
Diğer konularınızı da bildiğim için merak ediyorum. Nedir ailenizin sizi bu kadar yormasinin sebebi? Dinlenmek sizin de hakkınız ama yol gozluyorsunuz. Evlenince karısı bile bu kadar beklemeyecek belki de.
Kaynım birkaç yıl önce birkaç ay bende kalmıştı. O da gece geliyordu sabahta erken çıkıyordu ve ben çoğunu duymuyordum. Çünkü biliyordu ki küçük çocuğum var ve yorgun düşüyordum. Bazen acıkır kendi hazırlar yerdi. Üstelik bana söylemesini istediğim halde gerek yok yenge hallederim derdi.
Bunları kıyas olsun diye yazmadım aslında. Ne kadar yorgun olduğunuzu anladığım için üzülüyorum. Kardeşiniz neden bu kadar sizi düşünmüyor. Ya da siz "ben yorgunum herseyini hazırladım sen gelir uyursun" diyecek kadar yakın mı değilsiniz?
 
Dün tam olarak böyle yaptım aslında. Otur kanepeye he söyle senin derdin ne dedim. Öyle konuştuk. Bugün de konuştuk epey. Kardeşimden ötürü. Bugün aradım kardeşimi "gelecek misin aramadın hiç" dedim. He kuzenlerle okey oynuyoruz gece gelirim dedi. Mesela ben aramasam çat diye gecenin bir yarısı gelecek. Haber verme gereği bile duymuyor. Libidonun tavan yaptığı bir ana denk gelse rezillik. Eşim de bak ben buna sinir oluyorum işte dedi. Ben evli, çocuklu ve dahi ondan 12 yaş büyük biri olarak her gün saatlerce yol gidiyor iki yaka arasında mekik dokuyorum. Ama kardeşin sırf totosunun keyfi bozulmasın, erken kalkmasın diye işten çıkıp evine dönmüyor. Ben onun ev tutacağına da inanamıyorum. Burada kalacak adım gibi eminim. Derdim kalması da değil aslında. Gurbette kalır, kimsesi olmaz, başka bir şehirde olur, hastalık olur maddi sıkıntısı olur tek kelime edersem Allah beni kahretsin. Ama kardeşin sadece gece kuzenleri ile rahatça takılsın, sabah erken kalkmasın diye evine dönmüyor. Ev de tutmayacak, böyle belirsiz bir süre bizde kalacak. Neden o rahat etsin keyfi bozulmasın diye ben kendi evimde rahatsız olayım söyler misin dedi.

Bak mesela şu an eşimi geçtim ben aşırı yorgun ve uykusuzum. Yatağıma geçmek istiyorum ama kardeşimi bekliyorum. Ne zaman gelecek belli de değil.

Eşim haklı da kardeşe de bende kalma, gelme denmiyor işte. Ev tutacağına ben de inanmıyorum açıkçası.
Sizde olacakları biliyorsunuz yani, yine de kardeşinize tozkondurmuyorsunuz farkında değilsiniz belki de.
Diğer konularınızı da bildiğim için merak ediyorum. Nedir ailenizin sizi bu kadar yormasinin sebebi? Dinlenmek sizin de hakkınız ama yol gozluyorsunuz. Evlenince karısı bile bu kadar beklemeyecek belki de.
Kaynım birkaç yıl önce birkaç ay bende kalmıştı. O da gece geliyordu sabahta erken çıkıyordu ve ben çoğunu duymuyordum. Çünkü biliyordu ki küçük çocuğum var ve yorgun düşüyordum. Bazen acıkır kendi hazırlar yerdi. Üstelik bana söylemesini istediğim halde gerek yok yenge hallederim derdi.
Bunları kıyas olsun diye yazmadım aslında. Ne kadar yorgun olduğunuzu anladığım için üzülüyorum. Kardeşiniz neden bu kadar sizi düşünmüyor. Ya da siz "ben yorgunum herseyini hazırladım sen gelir uyursun" diyecek kadar yakın mı değilsiniz?
 
Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi şimdi de enişte beyle aranız düzelecek ama annen ve ordusuyla basın derde girecek gibi görünüyor burdan. Zaten herseyde sucun sana kalmasi gibi bir potansiyelin var. Hadi eşinle bi iyi bi kötü bir şekilde gidiyor bu evlilik gittiği yere kadar da kardeşinin de sizin evi han gibi kullanması seni mahveder ya gece insan kendi çocuğunun bir ihtiyacına kalkarken bile zorlanıyor ki sizin kardeş gayet keyfi davranıyor. Meydan savasi cikmadan kardesinle acikca konus herkes yerini bilsin yoksa hem ailen hem esin seni tekrar yapboz gibi dağıtırlar.

Az önce beş karış suratla tripli tripli gitti evden kardeşim. Sabah kaldırmadın uyuyakaldın heralde dedi. Yok kırk kere kaldırdım da kalkmadın dedim. Zam alacaktın ne oldu o iş dedim. Ev tutabilmesi için şirket zam yapacaktı. Bilmem daha belli değil ocak gibi yapılacak sanırım dedi ama epey tripli. Akşam gelicen sanırım dedim. Evet inşallah dedi. Bu hafta bende belli :)

Ya bir yandan o senin kardeşin sende kalması sorun olmamalı diyorum, öte yandan eşim zerre istemiyor. Düzenim bozuluyor. Vicdanım ablalığım bir yanda, eş ve anne olarak sorumluklarım öte yanda. Ben yine arada kalıp huzursuz olan kişi oldum.
 
Sizde olacakları biliyorsunuz yani, yine de kardeşinize tozkondurmuyorsunuz farkında değilsiniz belki de.
Diğer konularınızı da bildiğim için merak ediyorum. Nedir ailenizin sizi bu kadar yormasinin sebebi? Dinlenmek sizin de hakkınız ama yol gozluyorsunuz. Evlenince karısı bile bu kadar beklemeyecek belki de.
Karnım birkaç yıl önce birkaç ay bende kalmıştı. O da gece geliyordu sabahta erken çıkıyordu ve ben çoğunu duymuyordum. Çünkü biliyordu ki küçük çocuğum var ve yorgun düşüyordum. Bazen acıkır kendi hazırlar yerdi. Üstelik bana söylemesini istediğim halde gerek yok yenge hallederim derdi.
Bunları kıyas olsun diye yazmadım aslında. Ne kadar yorgun olduğunuzu anladığım için üzülüyorum. Kardeşiniz neden bu kadar sizi düşünmüyor. Ya da siz "ben yorgunum herseyini hazırladım sen gelir uyursun" diyecek kadar yakın mı değilsiniz?

Bu kısmı çözsek ben yatıp uyusam bile eşim istemiyor uzun bir süre düzenli olarak bizde kalmasını. Çünkü evine dönme seçeneği var keyfi olarak bizde kalıyor diyor. O keyfinden taviz vermeyecek diye ben neden kendi evimde rahat etmeyeyim diyor.

Annem yıllarca kendi eşini çocuklarını ikinci plana atıp ailesine taptığı için böyle bir konuda bana destek olmaz. Aksine sen ne biçim ablasın birkaç ay idare edemedin kardeşini yazıklar olsun der. Babam da inkar edip kabul etmese de erkek evlat kayırır, özellikle erkek kardeşimi. Hani sesimi çıkarttığım an tüm aileyi karşıma almış olurum. Normalde eşim açık açık rahatsızlığını dile getirmezdi ama şimdi açıkça söylüyor istemediğini. Rahat edemiyorum diyor. Aynı şeyi kendi kardeşlerim için de düşünürüm ki onlar bmjle bir şey teklif etmez zaten diyor.

Annen ve kardeşin bakıma muhtaç olsa, yalnız kalsalar elbette bakacaksın ama şu anki durum gayet keyfi. 24 yaşında koca adam sabah erken kalkıp uzun yol gitmemek için bizde kalacak ben buna sinir oluyorum diyor.
 
Az önce beş karış suratla tripli tripli gitti evden kardeşim. Sabah kaldırmadın uyuyakaldın heralde dedi. Yok kırk kere kaldırdım da kalkmadın dedim. Zam alacaktın ne oldu o iş dedim. Ev tutabilmesi için şirket zam yapacaktı. Bilmem daha belli değil ocak gibi yapılacak sanırım dedi ama epey tripli. Akşam gelicen sanırım dedim. Evet inşallah dedi. Bu hafta bende belli :)

Ya bir yandan o senin kardeşin sende kalması sorun olmamalı diyorum, öte yandan eşim zerre istemiyor. Düzenim bozuluyor. Vicdanım ablalığım bir yanda, eş ve anne olarak sorumluklarım öte yanda. Ben yine arada kalıp huzursuz olan kişi oldum.
Söyle düşün eşinle sorunlarını ailen bilse tepkileri ne olur. Idrak zaten hep geçimsizdi kocayla da geçinemedi çocuğunu da eğitemedi değil mi zaten imajın ailene. Şimdi de kardeşinin aymazlığı için eşinle sorun yaşasan arkanda duracak bi kardeşe ya da aileye sahip misin kesinlikle değil. O zaman kimseden yardım beklediğin yok üstüne de salça olmasın kimse. Kendini kesip ikiye bolmeyi beceremedikten sonra elden gelen bisey yok tarafını seçip devam edeceksin çatlak seslere kulak tıkayıp
 
Dün tam olarak böyle yaptım aslında. Otur kanepeye he söyle senin derdin ne dedim. Öyle konuştuk. Bugün de konuştuk epey. Kardeşimden ötürü. Bugün aradım kardeşimi "gelecek misin aramadın hiç" dedim. He kuzenlerle okey oynuyoruz gece gelirim dedi. Mesela ben aramasam çat diye gecenin bir yarısı gelecek. Haber verme gereği bile duymuyor. Libidonun tavan yaptığı bir ana denk gelse rezillik. Eşim de bak ben buna sinir oluyorum işte dedi. Ben evli, çocuklu ve dahi ondan 12 yaş büyük biri olarak her gün saatlerce yol gidiyor iki yaka arasında mekik dokuyorum. Ama kardeşin sırf totosunun keyfi bozulmasın, erken kalkmasın diye işten çıkıp evine dönmüyor. Ben onun ev tutacağına da inanamıyorum. Burada kalacak adım gibi eminim. Derdim kalması da değil aslında. Gurbette kalır, kimsesi olmaz, başka bir şehirde olur, hastalık olur maddi sıkıntısı olur tek kelime edersem Allah beni kahretsin. Ama kardeşin sadece gece kuzenleri ile rahatça takılsın, sabah erken kalkmasın diye evine dönmüyor. Ev de tutmayacak, böyle belirsiz bir süre bizde kalacak. Neden o rahat etsin keyfi bozulmasın diye ben kendi evimde rahatsız olayım söyler misin dedi.

Bak mesela şu an eşimi geçtim ben aşırı yorgun ve uykusuzum. Yatağıma geçmek istiyorum ama kardeşimi bekliyorum. Ne zaman gelecek belli de değil.

Eşim haklı da kardeşe de bende kalma, gelme denmiyor işte. Ev tutacağına ben de inanmıyorum açıkçası.
Sizde olacakları biliyorsunuz yani, yine de kardeşinize tozkondurmuyorsunuz farkında değilsiniz belki de.
Diğer konularınızı da bildiğim için merak ediyorum. Nedir ailenizin sizi bu kadar yormasinin sebebi? Dinlenmek sizin de hakkınız ama yol gozluyorsunuz. Evlenince karısı bile bu kadar beklemeyecek belki de.
Karnım birkaç yıl önce birkaç ay bende kalmıştı. O da gece geliyordu sabahta erken çıkıyordu ve ben çoğunu duymuyordum. Çünkü biliyordu ki küçük çocuğum var ve yorgun düşüyordum. Bazen acıkır kendi hazırlar yerdi. Üstelik bana söylemesini istediğim halde gerek yok yenge hallederim derdi.
Bunları kıyas olsun diye yazmadım aslında. Ne kadar yorgun olduğunuzu anladığım için üzülüyorum. Kardeşiniz neden bu kadar sizi düşünmüyor. Ya da siz "ben yorgunum herseyini hazırladım sen gelir uyursun"
Bu kısmı çözsek ben yatıp uyusam bile eşim istemiyor uzun bir süre düzenli olarak bizde kalmasını. Çünkü evine dönme seçeneği var keyfi olarak bizde kalıyor diyor. O keyfinden taviz vermeyecek diye ben neden kendi evimde rahat etmeyeyim diyor.

Annem yıllarca kendi eşini çocuklarını ikinci plana atıp ailesine taptığı için böyle bir konuda bana destek olmaz. Aksine sen ne biçim ablasın birkaç ay idare edemedin kardeşini yazıklar olsun der. Babam da inkar edip kabul etmese de erkek evlat kayırır, özellikle erkek kardeşimi. Hani sesimi çıkarttığım an tüm aileyi karşıma almış olurum. Normalde eşim açık açık rahatsızlığını dile getirmezdi ama şimdi açıkça söylüyor istemediğini. Rahat edemiyorum diyor. Aynı şeyi kendi kardeşlerim için de düşünürüm ki onlar bmjle bir şey teklif etmez zaten diyor.

Annen ve kardeşin bakıma muhtaç olsa, yalnız kalsalar elbette bakacaksın ama şu anki durum gayet keyfi. 24 yaşında koca adam sabah erken kalkıp uzun yol gitmemek için bizde kalacak ben buna sinir oluyorum diyor.
Size destek vermek isterdim ama eşiniz çok haklı. Emin olun onun kardeşi gelse sizde istemezdiniz ve çözüm bulmaya calisirdiniz.
Aslında eşiniz merhametli bu çok güzel, ama dediği gibi gerek yok. Şöyle düşünün zaten zor gorusuyorsunuz uzun saatler çalışıyor, ama karımla sarılıp uyuyamıyorum bile diyecek ve haklı.
Açıkça soyleyemeseniz bile üstü kapalı söyleseniz. Mesela siz birkaç ev bulun. Ama mümkünse size biraz uzun olsun:)
 
adam gıcık olmasın da ne yapsın.. tam yerine rast geldi manzara koyduk...
aileye, kardeşlere gelince sınır koymayan siz, eşinize yokuş yapıyorsunuz.
bu arada dinamik kelimesine çok takıldınız ama ben o yoruma bir açıdan hak verdim.
kadın zarif olacak gibi bir düsturla yola çıkmıyorum asla.
ben her iki taraf açısından bakıyorum
ilişki korunup kollanır, şefkatle sarılır. iyi bakılır ilişkiye hoyrat davranılmaz.
"ama o benim en yakınım ama o benim eşim ama ben 7-24 iyi olamam ki"
bunlar bahane..
her ilişki özen istiyor.
Mune MuneMune hesabı doğrulanmış üye. de yazmış. o kadar haklı ki.
eşiniz rakibiniz değil, karşısında olmayın yanında olun.

anneliğinizi hiç sorgulamadık şimdiye kadar..
hatta övgüler de aldınız yorumlarda çokça.
açıkçası haddim değil.
zor bir şey yaşıyorsunuz.
belki kendinize dahi itiraf etmekten çekindiğiniz hisler taşıyorsunuz zaman zaman kim bilir..
hani diyorlar ya "ben bu hayatta en çok anne olmayı sevdim."
vallahi çocuklarımı çok seviyorum, o en terli zamanlarındaki ekşi kokularını içime çekmeyi, onların gözlerindeki heyecanı mutluluğu görmeyi hiçbir şeye değişmem.
ama ben bu hayatta en çok anne olmayı sevmedim.
anne olmak çok zor.sürekli içimde bir kelebek kanadı gibi, kuş kanadı gibi bir pırpır var.
onlar adına gerilen, heyecanlanan, kaygılanan...
sizin tanımınızla "zor çocuk" olan oğlunuzla bunun dozu da iyice artıyordur eminim.

madem olumlu bir sürece girdiniz ket vurmayın buna.
çocuğunuzun mutlu, huzurlu, dengeli olmasının yolu sizin sağlıklı bir kadın olmanızdan ve karı koca olarak sağlıklı iletişiminizden geçiyor.

elbette teoriyi pratiğe dökmek benim için de öyle her zaman çok kolay değil.
sizin de bunu bildiğinize eminim. yorum yapanlar olarak hayatlarımızı güllük gülistanlık sürdürmüyoruz elbette.
biz de çok tartışırız, bana hep "çok dirençlisin ben söylüyorum diye illa itiraz etmek zorunda değilsin" der eşim.
bana ayna tutuyorsunuz bazen bu anlamda.. empati yapabiliyorum :)
eşim de bana "ailenle o kadar neşelisin ki, bana ve çocuklara hep sertsin, kıskanıyorum" der..
ben de manipüle edilmekten hoşlanmadığımı, benden sürekli beklenti halinde olunmasının bana yük olduğunu beni gerdiğini söylerim mesela..

çalışmıyorsunuz ya mesela, eşiniz geldiğinde anahtarla mı giriyor?
ya da kapıyı siz açıyorsanız nasıl açıyorsunuz?
istifinizi bozuyor musunuz? nedense gözümde öyle bir manzara canlanıyor..
bunu kadın-erkek eşitliği meselesi olarak algılamayın, siz ve okuyanlar...
hiç alakası yok..
gün içinde konuşur musunuz? mesajlaşır mısınız?
bir fotoğraf karesi.. bir şey hoşunuza gitti, canınızı sıktı ya da şaşırdınız whatsappta kime atarsınız?
bir haberi ilk kiminle paylaşırsınız?
 
adam gıcık olmasın da ne yapsın.. tam yerine rast geldi manzara koyduk...
aileye, kardeşlere gelince sınır koymayan siz, eşinize yokuş yapıyorsunuz.
bu arada dinamik kelimesine çok takıldınız ama ben o yoruma bir açıdan hak verdim.
kadın zarif olacak gibi bir düsturla yola çıkmıyorum asla.
ben her iki taraf açısından bakıyorum
ilişki korunup kollanır, şefkatle sarılır. iyi bakılır ilişkiye hoyrat davranılmaz.
"ama o benim en yakınım ama o benim eşim ama ben 7-24 iyi olamam ki"
bunlar bahane..
her ilişki özen istiyor.
Mune MuneMune hesabı doğrulanmış üye. de yazmış. o kadar haklı ki.
eşiniz rakibiniz değil, karşısında olmayın yanında olun.

anneliğinizi hiç sorgulamadık şimdiye kadar..
hatta övgüler de aldınız yorumlarda çokça.
açıkçası haddim değil.
zor bir şey yaşıyorsunuz.
belki kendinize dahi itiraf etmekten çekindiğiniz hisler taşıyorsunuz zaman zaman kim bilir..
hani diyorlar ya "ben bu hayatta en çok anne olmayı sevdim."
vallahi çocuklarımı çok seviyorum, o en terli zamanlarındaki ekşi kokularını içime çekmeyi, onların gözlerindeki heyecanı mutluluğu görmeyi hiçbir şeye değişmem.
ama ben bu hayatta en çok anne olmayı sevmedim.
anne olmak çok zor.sürekli içimde bir kelebek kanadı gibi, kuş kanadı gibi bir pırpır var.
onlar adına gerilen, heyecanlanan, kaygılanan...
sizin tanımınızla "zor çocuk" olan oğlunuzla bunun dozu da iyice artıyordur eminim.

madem olumlu bir sürece girdiniz ket vurmayın buna.
çocuğunuzun mutlu, huzurlu, dengeli olmasının yolu sizin sağlıklı bir kadın olmanızdan ve karı koca olarak sağlıklı iletişiminizden geçiyor.

elbette teoriyi pratiğe dökmek benim için de öyle her zaman çok kolay değil.
sizin de bunu bildiğinize eminim. yorum yapanlar olarak hayatlarımızı güllük gülistanlık sürdürmüyoruz elbette.
biz de çok tartışırız, bana hep "çok dirençlisin ben söylüyorum diye illa itiraz etmek zorunda değilsin" der eşim.
bana ayna tutuyorsunuz bazen bu anlamda.. empati yapabiliyorum :)
eşim de bana "ailenle o kadar neşelisin ki, bana ve çocuklara hep sertsin, kıskanıyorum" der..
ben de manipüle edilmekten hoşlanmadığımı, benden sürekli beklenti halinde olunmasının bana yük olduğunu beni gerdiğini söylerim mesela..

çalışmıyorsunuz ya mesela, eşiniz geldiğinde anahtarla mı giriyor?
ya da kapıyı siz açıyorsanız nasıl açıyorsunuz?
istifinizi bozuyor musunuz? nedense gözümde öyle bir manzara canlanıyor..
bunu kadın-erkek eşitliği meselesi olarak algılamayın, siz ve okuyanlar...
hiç alakası yok..
gün içinde konuşur musunuz? mesajlaşır mısınız?
bir fotoğraf karesi.. bir şey hoşunuza gitti, canınızı sıktı ya da şaşırdınız whatsappta kime atarsınız?
bir haberi ilk kiminle paylaşırsınız?

Yorumlarınızı seviyorum önce bunu belirteyim :) anneliğim sorgulanabilir ve eleştirilebilir. Kutsal olduğumu düşünmüyorum anne olduğum için. Anne olmayı da sevmedim ben, evladımı sevdim ve seviyorum. Kesinlikle benim derdim de sizin yazdığınız cümle. Manipüle edilmekten, vicdanımın sömürülmesinden, beklenti içerisinde olunmasından hiç hoşlanmıyorum ve dolayısıyla içimden bir panter çıkıyor.

Son paragrafınız ile ilgili yakın zamanda epey düşündüm aslında. Eşim benden tam olarak ne istiyor diye düşünürken bu konulara daldım. Komik bulduğum, beğendiğim herhangi bir şeyi ya en yakın arkadaşımla ya da kardeşimle paylaşıyorum. Niye bilmiyorum sanırım geçmiş zamanda eşimle arama giren mesafeden dolayı. Kapıyı ben açarım anahtarla girmez ama dediğine göre oldukça asık bir surat ve yorgun bir şekilde açıyormuşum. O da bundan rahatsızmış. Hatta bir keresinde "sen ne zaman kapıyı açıp bana sarıldın ki" dedi. Bu dediğine üzülsem de hak vermedim. Zira sarılmak, öpmek sadece içinden geliyorsa yapılmalıdır. Ve merdivene fırlayan bir çocuğu zaptetmeye çalışırken de aklıma gelmiyor sarılmak. He istesem yapılır mı, elbette yapılır.

Sorun şu ki bir süredir üzerimizdeki ölü toprağı gitti. Ancak eşim bu düzelme aşamasında "hadi artık sıra sende sen toparla evliliği" zihniyetinde ve bu üzerimde baskı oluşmasına sebep oluyor. O kendi adına elinden geleni yaptığını düşünüyor. Evet sırf oğlumuz okula gitsin ben de biraz rahat edeyim diye bazı günler aşırı çalışıyor. Öyle ki, 12 saati geçiyor mesai saati. Bu anlamda yeterince fedakarlık yapıyor. Bunun dışında kendine özel bir harcama yapmaz kazandığını eve getirir. Ancak anlayamadığı şu ki, ben de aynılarını yapıyorum. Sadece çalışmıyorum.

Onun istediği, sevgililik döneminde olan idrak. Sevgi dolu, ilgili vs. Şimdi de nasıl olduysa ikimiz arasındaki mevzu kardeşimin dahil olduğu bir soruna dönüştü.
 
Back