Eşim ile içinde bulunduğumuz saçma sapan ilişki.

Genel olarak karşımdaki beni seviyor gitmez, sessiz sakin biri gitmez şu olur bu olur gitmez dememek gerek , tekmeyi atıp öyle bir gidiyorlar ki kalan tarafın egosu elinde patlıyor. İnsan olmak, karşıdaki insanca davranmak bu kadar zor olmamalı :110:Okuyanlara da tavsiye kimseyi tepenize çıkartmayın sonra konu sahibesi gibi Allah allah bunca zaman kendini ezdirdi artık neden ezdirmek istemiyor diye konu açıyorlar:ruh:
 
Eşinizin anneside size o şekilde davransa bi yerdrn sonra sizde eşiniz gibi olurdunuz emin olun fazla gidip gelme olaylarını ben hiç doğru bulmuyorum ne kadar yakın olursanız insanların saygı çizgisi bi yerde hemen kendiliğinden kalkıyor keşke birlikte vakit geçirip ailelere birkaç aya bir gitseydiniz. Şuan eşiniz sadece sizin düzelmenizi bekliyor ama bunu bile sadece sizin için yapıyor diğer yaptıkları gibi.
Konu sahibi artık annesiyle görüşmediğini söylemiş
Konu sahibi kendimi düzeltip törpülemeye başlayınca olan oldu diyor kısaca
Madem eşi katlanamıyordu o zaman kestirip atacaktı
Geçmişin intikamını almaya çalışıyor galiba
 
Ben anliyorum bu tur kusar gibi yorum yapanlar evli degil cocuklari yok. Hatta cogu hic sevilmemis bile siz birbirimize cok asiktik vs. Yazinca canlari acidi olabilir allah onlara da versin.. Milletin acisindan zevk alan asalak tipler var. Onlarin mesajlarini gozardi edin hatta konunuza yazmalarini engelleyin. Yapici yorumlari dikkate alin. Evliliginizi kurtarmak icin care ariyorsunuz burada. Bosanmak icin degil. Algilamamislar demekki...
Bu hayatta baya yol katetmissiniz. Sevip sevilmissiniz. Nur topu gibi evlatlariniz var. Cok sanslisiniz. Esinize de kendinize de herseyin duzelmesi icin sans verin. Hata yaptiginizi dusunuyorsaniz telafi etmeye calisin. Zaman herseyin ilacidir sabredin. Evlatlariniz icin de moralinizin dusuk oldugunu asla onlara belli etmeyin. Yazdiginiz yazidan esinizin yesil isik yaktigi cok bariz anlasiliyor bu yuzden ben umut var diyorum.
Siz doğru konuyu okuduğunuza emin misiniz? Konu sahibinin çocukları değil bir çocuğu var ve kocası kesin karar vermiş boşanmak için. Adam bir şans daha vermiş ama o arada ne olduysa arkasına bakmadan kaçmış. Bir yakınınız size danışsa akıl sorsa dürüstçe hatalarını mı söylersiniz yoksa çekemeyen anten taksın moduna mı girersiniz? Aman ağzımızın tadı kaçmasın Ali Rıza Bey değil mi size göre.
Konu sahibi kendinin farkında, eşi kendisine şans versin istiyor. Dikkatli okursanız "kavga etmediğimiz zamanlarda çok aşık bulurdu herkes bizi" diyor. Devamlı kavga gürültü, huzursuzluk hem de kayınvalide boyutunda.

Kocasını Allahın her hafta sonu anne babasının evine zorla götürsün, bu yetmezmiş gibi annesini çocuk bakma ayağına eve yerleştirsin, kavga ederken ağzının ayarını bilmesin, üstüne annesi tarafından kocasının hakaretler işitmesine sebep olsun, adamı evden kovsun... sonra da biz kıskanıyor olalım. Hepimizin çoluğu çocuğu ailesi var. Sevdik de sevildik de. Benim canım yanarsa sizin gibi umursamaz cahil biri tarafından yanar.

Ben gidip evliliğime geri dönüşü olmayan zarar vericem, eşim benimle 5 dakika bile kalmak istemediğini söyleyecek ama benim dert yandığım fikir almak istediğim biri bana diyecek ki" herkes kıskanç seni kıskanıyor, sizin gibi aşık yok, Allah onların da canını acıtsın, daha 23 yaşında çok yol katetmişsin, kapan kocanın ayaklarına boşama beni de..."
Sizin gibi dost görünenlerin tavsiyelerini düşmanımın başına istemem.
 
Sadece ilk mesajı okudum aralarda bir gelişme varsa bilmiyorum. Genellikle bir kadın hele hele çocuğu varsa evliliği korur adamlar cozutuyor falan diyen biriyim ama şunu belirtmeme izin verin ki siz maalesef kötü niyetli bir insansınız. Adamın yerinde olsam pek uzatmadan topuklarım, babalık görevimi yerine getiririm zaten ama o süreçte de sizin intikam almak için epey bir çamura yatacağınızdan neredeyse eminim.

İyi niyet ve kötü niyet arasındaki çizgi benim için şudur: toyluk, tecrübesizlik, şımarıklık adına ne derseniz deyin ilişkide saçma sapan davranılıyor olabilir buraya kadar sorun yok. Eşine ve evliliğine değer veren biri bunları zamanla törpüler ve bir dengeye otururlar, iyi ve kötü niyetin farkı burada ortaya çıkıyor. Siz adam gidene kadar durumdan hiç de şikayetçi değilmişsiniz ki önlem almaya gerek duymamışsınız, ailenizle toksik bir komün hayat sürdürmeniz de cabası. Evliliğin devamını da zaten kendi egonuz ve çıkarlarınız için istiyorsunuz. Ne diyeyim bol şans.
 
Konu sahibi artık annesiyle görüşmediğini söylemiş
Konu sahibi kendimi düzeltip törpülemeye başlayınca olan oldu diyor kısaca
Madem eşi katlanamıyordu o zaman kestirip atacaktı
Geçmişin intikamını almaya çalışıyor galiba
Aynen öyle tam da öyle oldu. Gördü yani birşeylerin düzene girdiğini ama bu sefer bana zehir olmaya başladı yaptıklarım.
 
Yazan oldu mu bilmiyorum tüm sayfaları okumadom ama adamın hayatında başkası var yüzde yüz. Monu sahibi gözünü aç. Sepetle gitsin. Eninde sonunda gidecek bu adam zincirle bağlasan durmaz. Bari gönderen sen ol, o giden olmasın.
 
Kusura bakma lütfen ama adam boğulmuş ve kaçmak istiyor, sen de üzerine gitmeye devam ediyorsun. Yapma, akışına bırak bitecekse bitsin, zira şu konumda adam "döndüm sana aşkım" dese, inan bana yapmacık olur.
 
Çünkü sinirlendiğinde bu kişiliğe bürünüyor. Çünkü o zamanlar bana kendini anlatmayıp içine attığı zamanlar. Konuşmak yerine sustuğu zmanlar o zamanlar. Bir kere konuştu o da bitirdiğini söylemek için konuştu. Bu çok bencilce.
Iyi de adamin eli hep kapidaymis. Bir hafta önce böyle değildi neden diosun bir hafta önce sanirsin romeo var karşında... Kadının daha çok aşık olduğu ilişkiler asla yürümez. Eninde sonunda bitmeye mahkumdur. Alttan alan erkekse o iş yürür.

Senin kafan cok karışık. Yazımından da belli. Gercekleri inkar ediosun ikiye bölünmüş gibi beyninin içi ben ne istediğini bile çözemedim. Sen bi otur adamı bosver "ben bu hayatta ne istiyorum"u düşün.
 
Yazan oldu mu bilmiyorum tüm sayfaları okumadom ama adamın hayatında başkası var yüzde yüz. Monu sahibi gözünü aç. Sepetle gitsin. Eninde sonunda gidecek bu adam zincirle bağlasan durmaz. Bari gönderen sen ol, o giden olmasın.
Evet bir erkek sadece hayatında başkası olursa boşanmak ister aklı anca öyle çalışır. Tabii bir sürü yazan oldu ohooo
 
Merhaba arkadaşlar. Olabildiğince kısa ve öz anlatmaya çalışacağım,
Eşimle 3 seneye yakındır evliyiz. Severek evlendik. Nişanlı olduğumuz dönemde 3 ay gibi bir süre iç güveysi geldi ailemin yanına. Babamla beraber çalıştılar. Kavga etmediğimiz zamanlarda birbirine çok aşık olan iki insan görürsünüz, herkes bize bakar imrenir. Herkes eşime beni över, bana eşimi. Seni seviyorum değil de, sana tapıyorum derdi. Hep derdim ki ''Ben eşimi bırakırım, eşim beni bırakmaz''. Evlendikten sonra, benim ailem yazlık yerde oturduğu için her hafta eşimle annemlere giderdik, herşeye tamam derdi ama fikrini de söylerdi. Bir hafta yorgun hisseder gitmek istemezdi, bir hafta o benden çok isterdi ama istese de istemese de benim için giderdik. Çok kavga etmezdik ama ettik mi çok ağır olurdu. Ben kendi aileme de onun ailesine de hiçbir söylemem genelde. Artık iş çıkmaza girdiği zaman, bizi durdurması için birilerini arardım. Önceden çok sakin olan eşim zamanla çok fevri agresif bir insana döndü. Ben kendimi törpüp toparladıkça o bozuldu. Bizim Haziran ayında bir oğlumuz oldu. Zor bir lohusalık geçirdim denemez, geçirdiysem de hep kendi içime attım. Kayınvalidem 1 hafta. Annem 1 ay olmak üzere yanımızda birileri vardı.Daha sonra ben bebeğime alıştığım için doğum iznim bitene kadar tek başıma baktım. Daha sonra bebeğim 4-5 ay arasıyken eşim pek taraftarı olmamasına rağmen annemi yanımıza aldık. O bebeğe baktı biz çalıştık. İlk bir ay güzeldi, eşim derdi hatta ''İyiki geldi annen, bak kocaman aile gibi olduk, ev kalabalıklaştı'' diye. Daha sonra annemin karakterinden ve yapısından ötürü (daha öncede eşime defalarca kez kaba ve kırıcı konuşmaları oldu) biz tartışmaya başladık. Ben annemle tartıştıkça eşimden yardım istedim, o pek karışmak istemedi aramıza girmemek için. Bu arada bizim eşimle yine bir kavgamız sonucu bana boşanma davası açtı. Ertesi gün pişman olduğunu söylesede boşanma davasını kapatmadı, hep erteledi, bu hafta müsait olunca yapıcam, bu hafta olmadı öbür hafta falan derken bu böyle kaldı. Elime boşanma kağıdı geldi ama barıştığımız için o küçücük kağıdı kafama takıp huzurumu bozamayacaktım. Daha sonra annemle yine bir münakaşa oldu, sürekli beni evime götürün burda durmak istemiyorum diyordu. Ama hergün söylüyordu bunu. Zorla tutuyorsunuz falan demişti. Bana en sonunda tak etti, aldım bir gün onu çocuğu eşime emanet edip evine bıraktım. Evleri kırsalda kalıyor o yüzden uzak, biz şehir merkezinde oturuyoruz. Annemi eve bıraktığımda mahalledeki komşulara bağıra bağıra beni kovdular, kocası beni istemedi kovdular diye bağırdı. Doğup büyüdüğüm mahalleden utanarak arabaya atladım kaçtım hiç durmadan. O günden sonra annemle hiç konuşmadım. Bebeğimi bakıcıya verdik falan derken, ben toparlamaya başladığımızı düşünürken olanlar oldu. Eşim akşamları eve gelmemeye başladı, sabah gelip duşa girip işe gidiyordu. Ben bu duruma 3 günnden fazla dayanamadım. Böyle olmaz o zaman topla eşyalarını git bu evden dedim. Tamam dedi eşyalarını toplamaya başlarken benim zoruma gitti, konuşmaya başladım, bir süre sonra seni sevmiyorum istemiyorum artık lafı çıktı ağzından, senden 5 dakika uzak kalınca mutlu oluyorum falan dedi, daha birsürü şey... Sonra büyük kavgaalar sonucu o evi terk etti. Ailesi öğrendi tabi boşanacağımızı, insanlar kahroldu. Ben eşimi çok sevdiğim için bu durumu hiç kabullenmek istemedim. İlk defa kendi isteğim dışında kilo vermeye başladım. Ağlamak istiyorum, kırıp dökmek istiyorum ama oğluma bakmak zorundayım, işten eve gelince oğluımu yıkayıp yedirip yatırıyordum daha sonra başlıyordum ağlamaya. Günler geçmiyordu. Beni sevmeyişi terk edişi zoruma gidiyordu. Daha iki gün önce ''Sen her sabah böyle mutlu uyansan dünyalar benim olur'' diyen. Sabah benim uykumu bölmemek için çocuğun altını değiştirip yediren daha sonra beni kaldıran adam gitmiş, bambaşka bir adam gelmişti.
Boşanma davasını çekişmeli açmıştı, anlaşmalıya çevirip daha hızlı boşanabileceğimizi söyledim, iş yerinden izin alıp onnu aldım, adliyeye gittik ama son kez konuşmak istedim. Ama tabi çok çıldırdım. Ben sinirlendiğimde çok yanlış hareketler yapabilen biriyim. Ne yaptığını sordum, herşeyin bu kadar kolay olamayacağını söyledim, çocuğunu ve beni çok seven adam günlerdir bizi görmüyordu. Daha sonra anlattı, ailemden dolayı böyle yaptığını söyledi. 4 senelik birlikteliğin patlamasını yaşadığını söyledi. Beni mutlu etmek için kendinden ettiği fedakarlıkları anlattı. HAKLIYDI. Çok şey yapmıştı, hiç beni üzmemişti. Ama ben ona bunları yaptığımın farkında değildim. Ben de onu mutlu sanıyordum. Senin gibi biri bu dünyada yok dedi. Beni senden başkası anlayamaz, dışarda kalıyorum ama senin sağladığın düzeni bulamıyorum dedi. Ama hiç sevdiğini söylemedi. Olmaz diyor, nuh diyor peygamber demiyor. Boşanacak yani yüzde yüz. Ben gururuma yediremyiorum ama çalamakta istiyorum, onun daha düne kadar bana çok aşık olduğunu biliyorum ama bugün aynı şeyleri konuşamıyorum. Tam 1 hafta sonunda baktım ki artık dayanamıyorum, durumu çocuğa yansıtmaya başlayacağım, bildiğin deliriyordum artık, gözyaşlarım durmuyordu artık. Aldım elime telefonu yazdım da yazdım, sen gelmezsen ben gelicem dedim. Tabiki de çocukla öyle dışarda fellik fellik onu aramayacaktım ama söyledim işte. Çare aradım kendime. Baktım yoldayım geliyorum dedi, bekle dön eve, neredeysen alıyım dedi. Cevap vermedim. Kandıracak sandım. Daha sorna geldi, senin hayallerin için geldim dedi. Senin mutluluğun için geldim dedi ama hiç sevdiğini söylemedi, Eski eşim gibi davranmadı. Düzeleceğimize inanmadığını, deneyeceğini söyledi, boşanma davasını kapatmayacağını, günü gelene kadar ikimiz için de beraber olmamız gerektiğini, benim psikolojim için geldiğini söyledi. Kadınlık gururum falan hiç kalmamıştıki artık zaten, ona da tamam dedim. Tüm haftasonu eski halimiz gibi gezdik dolaştık, oğlumuzla birşeyler yaptık. Ama her gece koltukta yattı, yanıma gelebilecek bir durumda olmadığını, içindeki nefreti anlattı. Ona da tamam dedim. Bana tam benim eşim gibi davranacakken, kendini hep durdurdu. Psikolojisi çok bozulmuş, en ufak şeye bile sinirlenmeye başlamış.

Ben çok yoruldum. Ne yapmalıyım, durum nereye gidiyor. Normal bir hayatım olacak mı bilmiyorum.
Kimseye anlatamıyorum, anlamıyorlar. Hiç sağlıklı değilim...
Sanki eksik biseyler var gibi.
Her evlilikte kavgalar vs oluyor sizin esiniz sizden sogumuş ama tam olarak sebebini anlamadim başka bi kadın olmadigindan eminmisiniz? Biri aklini karıştırmış olabilirmi? Yani eve gelmesi tekrar denemeye calişmasi ama soguk davranmasi bi garip..
 
Merhaba arkadaşlar. Olabildiğince kısa ve öz anlatmaya çalışacağım,
Eşimle 3 seneye yakındır evliyiz. Severek evlendik. Nişanlı olduğumuz dönemde 3 ay gibi bir süre iç güveysi geldi ailemin yanına. Babamla beraber çalıştılar. Kavga etmediğimiz zamanlarda birbirine çok aşık olan iki insan görürsünüz, herkes bize bakar imrenir. Herkes eşime beni över, bana eşimi. Seni seviyorum değil de, sana tapıyorum derdi. Hep derdim ki ''Ben eşimi bırakırım, eşim beni bırakmaz''. Evlendikten sonra, benim ailem yazlık yerde oturduğu için her hafta eşimle annemlere giderdik, herşeye tamam derdi ama fikrini de söylerdi. Bir hafta yorgun hisseder gitmek istemezdi, bir hafta o benden çok isterdi ama istese de istemese de benim için giderdik. Çok kavga etmezdik ama ettik mi çok ağır olurdu. Ben kendi aileme de onun ailesine de hiçbir söylemem genelde. Artık iş çıkmaza girdiği zaman, bizi durdurması için birilerini arardım. Önceden çok sakin olan eşim zamanla çok fevri agresif bir insana döndü. Ben kendimi törpüp toparladıkça o bozuldu. Bizim Haziran ayında bir oğlumuz oldu. Zor bir lohusalık geçirdim denemez, geçirdiysem de hep kendi içime attım. Kayınvalidem 1 hafta. Annem 1 ay olmak üzere yanımızda birileri vardı.Daha sonra ben bebeğime alıştığım için doğum iznim bitene kadar tek başıma baktım. Daha sonra bebeğim 4-5 ay arasıyken eşim pek taraftarı olmamasına rağmen annemi yanımıza aldık. O bebeğe baktı biz çalıştık. İlk bir ay güzeldi, eşim derdi hatta ''İyiki geldi annen, bak kocaman aile gibi olduk, ev kalabalıklaştı'' diye. Daha sonra annemin karakterinden ve yapısından ötürü (daha öncede eşime defalarca kez kaba ve kırıcı konuşmaları oldu) biz tartışmaya başladık. Ben annemle tartıştıkça eşimden yardım istedim, o pek karışmak istemedi aramıza girmemek için. Bu arada bizim eşimle yine bir kavgamız sonucu bana boşanma davası açtı. Ertesi gün pişman olduğunu söylesede boşanma davasını kapatmadı, hep erteledi, bu hafta müsait olunca yapıcam, bu hafta olmadı öbür hafta falan derken bu böyle kaldı. Elime boşanma kağıdı geldi ama barıştığımız için o küçücük kağıdı kafama takıp huzurumu bozamayacaktım. Daha sonra annemle yine bir münakaşa oldu, sürekli beni evime götürün burda durmak istemiyorum diyordu. Ama hergün söylüyordu bunu. Zorla tutuyorsunuz falan demişti. Bana en sonunda tak etti, aldım bir gün onu çocuğu eşime emanet edip evine bıraktım. Evleri kırsalda kalıyor o yüzden uzak, biz şehir merkezinde oturuyoruz. Annemi eve bıraktığımda mahalledeki komşulara bağıra bağıra beni kovdular, kocası beni istemedi kovdular diye bağırdı. Doğup büyüdüğüm mahalleden utanarak arabaya atladım kaçtım hiç durmadan. O günden sonra annemle hiç konuşmadım. Bebeğimi bakıcıya verdik falan derken, ben toparlamaya başladığımızı düşünürken olanlar oldu. Eşim akşamları eve gelmemeye başladı, sabah gelip duşa girip işe gidiyordu. Ben bu duruma 3 günnden fazla dayanamadım. Böyle olmaz o zaman topla eşyalarını git bu evden dedim. Tamam dedi eşyalarını toplamaya başlarken benim zoruma gitti, konuşmaya başladım, bir süre sonra seni sevmiyorum istemiyorum artık lafı çıktı ağzından, senden 5 dakika uzak kalınca mutlu oluyorum falan dedi, daha birsürü şey... Sonra büyük kavgaalar sonucu o evi terk etti. Ailesi öğrendi tabi boşanacağımızı, insanlar kahroldu. Ben eşimi çok sevdiğim için bu durumu hiç kabullenmek istemedim. İlk defa kendi isteğim dışında kilo vermeye başladım. Ağlamak istiyorum, kırıp dökmek istiyorum ama oğluma bakmak zorundayım, işten eve gelince oğluımu yıkayıp yedirip yatırıyordum daha sonra başlıyordum ağlamaya. Günler geçmiyordu. Beni sevmeyişi terk edişi zoruma gidiyordu. Daha iki gün önce ''Sen her sabah böyle mutlu uyansan dünyalar benim olur'' diyen. Sabah benim uykumu bölmemek için çocuğun altını değiştirip yediren daha sonra beni kaldıran adam gitmiş, bambaşka bir adam gelmişti.
Boşanma davasını çekişmeli açmıştı, anlaşmalıya çevirip daha hızlı boşanabileceğimizi söyledim, iş yerinden izin alıp onnu aldım, adliyeye gittik ama son kez konuşmak istedim. Ama tabi çok çıldırdım. Ben sinirlendiğimde çok yanlış hareketler yapabilen biriyim. Ne yaptığını sordum, herşeyin bu kadar kolay olamayacağını söyledim, çocuğunu ve beni çok seven adam günlerdir bizi görmüyordu. Daha sonra anlattı, ailemden dolayı böyle yaptığını söyledi. 4 senelik birlikteliğin patlamasını yaşadığını söyledi. Beni mutlu etmek için kendinden ettiği fedakarlıkları anlattı. HAKLIYDI. Çok şey yapmıştı, hiç beni üzmemişti. Ama ben ona bunları yaptığımın farkında değildim. Ben de onu mutlu sanıyordum. Senin gibi biri bu dünyada yok dedi. Beni senden başkası anlayamaz, dışarda kalıyorum ama senin sağladığın düzeni bulamıyorum dedi. Ama hiç sevdiğini söylemedi. Olmaz diyor, nuh diyor peygamber demiyor. Boşanacak yani yüzde yüz. Ben gururuma yediremyiorum ama çalamakta istiyorum, onun daha düne kadar bana çok aşık olduğunu biliyorum ama bugün aynı şeyleri konuşamıyorum. Tam 1 hafta sonunda baktım ki artık dayanamıyorum, durumu çocuğa yansıtmaya başlayacağım, bildiğin deliriyordum artık, gözyaşlarım durmuyordu artık. Aldım elime telefonu yazdım da yazdım, sen gelmezsen ben gelicem dedim. Tabiki de çocukla öyle dışarda fellik fellik onu aramayacaktım ama söyledim işte. Çare aradım kendime. Baktım yoldayım geliyorum dedi, bekle dön eve, neredeysen alıyım dedi. Cevap vermedim. Kandıracak sandım. Daha sorna geldi, senin hayallerin için geldim dedi. Senin mutluluğun için geldim dedi ama hiç sevdiğini söylemedi, Eski eşim gibi davranmadı. Düzeleceğimize inanmadığını, deneyeceğini söyledi, boşanma davasını kapatmayacağını, günü gelene kadar ikimiz için de beraber olmamız gerektiğini, benim psikolojim için geldiğini söyledi. Kadınlık gururum falan hiç kalmamıştıki artık zaten, ona da tamam dedim. Tüm haftasonu eski halimiz gibi gezdik dolaştık, oğlumuzla birşeyler yaptık. Ama her gece koltukta yattı, yanıma gelebilecek bir durumda olmadığını, içindeki nefreti anlattı. Ona da tamam dedim. Bana tam benim eşim gibi davranacakken, kendini hep durdurdu. Psikolojisi çok bozulmuş, en ufak şeye bile sinirlenmeye başlamış.

Ben çok yoruldum. Ne yapmalıyım, durum nereye gidiyor. Normal bir hayatım olacak mı bilmiyorum.
Kimseye anlatamıyorum, anlamıyorlar. Hiç sağlıklı değilim...
İki tarafa da ayrı üzüldüm. Ama sizin ve ailenizin çok büyük payı var. Dengeyi kuramamışsınız. Olan ikinize de olmuş. Böyle durumlarda patlama yaşayan taraf bir süre sonra boşluğa düşüp yanlış ilişkilere yönelebiliyor. İnşallah sizin eşiniz böyle yapmaz.
 
Merhaba arkadaşlar. Olabildiğince kısa ve öz anlatmaya çalışacağım,
Eşimle 3 seneye yakındır evliyiz. Severek evlendik. Nişanlı olduğumuz dönemde 3 ay gibi bir süre iç güveysi geldi ailemin yanına. Babamla beraber çalıştılar. Kavga etmediğimiz zamanlarda birbirine çok aşık olan iki insan görürsünüz, herkes bize bakar imrenir. Herkes eşime beni över, bana eşimi. Seni seviyorum değil de, sana tapıyorum derdi. Hep derdim ki ''Ben eşimi bırakırım, eşim beni bırakmaz''. Evlendikten sonra, benim ailem yazlık yerde oturduğu için her hafta eşimle annemlere giderdik, herşeye tamam derdi ama fikrini de söylerdi. Bir hafta yorgun hisseder gitmek istemezdi, bir hafta o benden çok isterdi ama istese de istemese de benim için giderdik. Çok kavga etmezdik ama ettik mi çok ağır olurdu. Ben kendi aileme de onun ailesine de hiçbir söylemem genelde. Artık iş çıkmaza girdiği zaman, bizi durdurması için birilerini arardım. Önceden çok sakin olan eşim zamanla çok fevri agresif bir insana döndü. Ben kendimi törpüp toparladıkça o bozuldu. Bizim Haziran ayında bir oğlumuz oldu. Zor bir lohusalık geçirdim denemez, geçirdiysem de hep kendi içime attım. Kayınvalidem 1 hafta. Annem 1 ay olmak üzere yanımızda birileri vardı.Daha sonra ben bebeğime alıştığım için doğum iznim bitene kadar tek başıma baktım. Daha sonra bebeğim 4-5 ay arasıyken eşim pek taraftarı olmamasına rağmen annemi yanımıza aldık. O bebeğe baktı biz çalıştık. İlk bir ay güzeldi, eşim derdi hatta ''İyiki geldi annen, bak kocaman aile gibi olduk, ev kalabalıklaştı'' diye. Daha sonra annemin karakterinden ve yapısından ötürü (daha öncede eşime defalarca kez kaba ve kırıcı konuşmaları oldu) biz tartışmaya başladık. Ben annemle tartıştıkça eşimden yardım istedim, o pek karışmak istemedi aramıza girmemek için. Bu arada bizim eşimle yine bir kavgamız sonucu bana boşanma davası açtı. Ertesi gün pişman olduğunu söylesede boşanma davasını kapatmadı, hep erteledi, bu hafta müsait olunca yapıcam, bu hafta olmadı öbür hafta falan derken bu böyle kaldı. Elime boşanma kağıdı geldi ama barıştığımız için o küçücük kağıdı kafama takıp huzurumu bozamayacaktım. Daha sonra annemle yine bir münakaşa oldu, sürekli beni evime götürün burda durmak istemiyorum diyordu. Ama hergün söylüyordu bunu. Zorla tutuyorsunuz falan demişti. Bana en sonunda tak etti, aldım bir gün onu çocuğu eşime emanet edip evine bıraktım. Evleri kırsalda kalıyor o yüzden uzak, biz şehir merkezinde oturuyoruz. Annemi eve bıraktığımda mahalledeki komşulara bağıra bağıra beni kovdular, kocası beni istemedi kovdular diye bağırdı. Doğup büyüdüğüm mahalleden utanarak arabaya atladım kaçtım hiç durmadan. O günden sonra annemle hiç konuşmadım. Bebeğimi bakıcıya verdik falan derken, ben toparlamaya başladığımızı düşünürken olanlar oldu. Eşim akşamları eve gelmemeye başladı, sabah gelip duşa girip işe gidiyordu. Ben bu duruma 3 günnden fazla dayanamadım. Böyle olmaz o zaman topla eşyalarını git bu evden dedim. Tamam dedi eşyalarını toplamaya başlarken benim zoruma gitti, konuşmaya başladım, bir süre sonra seni sevmiyorum istemiyorum artık lafı çıktı ağzından, senden 5 dakika uzak kalınca mutlu oluyorum falan dedi, daha birsürü şey... Sonra büyük kavgaalar sonucu o evi terk etti. Ailesi öğrendi tabi boşanacağımızı, insanlar kahroldu. Ben eşimi çok sevdiğim için bu durumu hiç kabullenmek istemedim. İlk defa kendi isteğim dışında kilo vermeye başladım. Ağlamak istiyorum, kırıp dökmek istiyorum ama oğluma bakmak zorundayım, işten eve gelince oğluımu yıkayıp yedirip yatırıyordum daha sonra başlıyordum ağlamaya. Günler geçmiyordu. Beni sevmeyişi terk edişi zoruma gidiyordu. Daha iki gün önce ''Sen her sabah böyle mutlu uyansan dünyalar benim olur'' diyen. Sabah benim uykumu bölmemek için çocuğun altını değiştirip yediren daha sonra beni kaldıran adam gitmiş, bambaşka bir adam gelmişti.
Boşanma davasını çekişmeli açmıştı, anlaşmalıya çevirip daha hızlı boşanabileceğimizi söyledim, iş yerinden izin alıp onnu aldım, adliyeye gittik ama son kez konuşmak istedim. Ama tabi çok çıldırdım. Ben sinirlendiğimde çok yanlış hareketler yapabilen biriyim. Ne yaptığını sordum, herşeyin bu kadar kolay olamayacağını söyledim, çocuğunu ve beni çok seven adam günlerdir bizi görmüyordu. Daha sonra anlattı, ailemden dolayı böyle yaptığını söyledi. 4 senelik birlikteliğin patlamasını yaşadığını söyledi. Beni mutlu etmek için kendinden ettiği fedakarlıkları anlattı. HAKLIYDI. Çok şey yapmıştı, hiç beni üzmemişti. Ama ben ona bunları yaptığımın farkında değildim. Ben de onu mutlu sanıyordum. Senin gibi biri bu dünyada yok dedi. Beni senden başkası anlayamaz, dışarda kalıyorum ama senin sağladığın düzeni bulamıyorum dedi. Ama hiç sevdiğini söylemedi. Olmaz diyor, nuh diyor peygamber demiyor. Boşanacak yani yüzde yüz. Ben gururuma yediremyiorum ama çalamakta istiyorum, onun daha düne kadar bana çok aşık olduğunu biliyorum ama bugün aynı şeyleri konuşamıyorum. Tam 1 hafta sonunda baktım ki artık dayanamıyorum, durumu çocuğa yansıtmaya başlayacağım, bildiğin deliriyordum artık, gözyaşlarım durmuyordu artık. Aldım elime telefonu yazdım da yazdım, sen gelmezsen ben gelicem dedim. Tabiki de çocukla öyle dışarda fellik fellik onu aramayacaktım ama söyledim işte. Çare aradım kendime. Baktım yoldayım geliyorum dedi, bekle dön eve, neredeysen alıyım dedi. Cevap vermedim. Kandıracak sandım. Daha sorna geldi, senin hayallerin için geldim dedi. Senin mutluluğun için geldim dedi ama hiç sevdiğini söylemedi, Eski eşim gibi davranmadı. Düzeleceğimize inanmadığını, deneyeceğini söyledi, boşanma davasını kapatmayacağını, günü gelene kadar ikimiz için de beraber olmamız gerektiğini, benim psikolojim için geldiğini söyledi. Kadınlık gururum falan hiç kalmamıştıki artık zaten, ona da tamam dedim. Tüm haftasonu eski halimiz gibi gezdik dolaştık, oğlumuzla birşeyler yaptık. Ama her gece koltukta yattı, yanıma gelebilecek bir durumda olmadığını, içindeki nefreti anlattı. Ona da tamam dedim. Bana tam benim eşim gibi davranacakken, kendini hep durdurdu. Psikolojisi çok bozulmuş, en ufak şeye bile sinirlenmeye başlamış.

Ben çok yoruldum. Ne yapmalıyım, durum nereye gidiyor. Normal bir hayatım olacak mı bilmiyorum.
Kimseye anlatamıyorum, anlamıyorlar. Hiç sağlıklı değilim...
Biten bitmiş görünüyor. Siz kendinizdeki sorunun farkındasınız. Öfke kontrolünü öğrenin, yardım alın, kavga etmemeyi, konuşup çözüm bulmayı öğrenin.
 
Siz ilişkide yanlış davranıyorsunuz. eşinizin sizinle ilgili ve evine bağlı olmasını istiyorsanız çizmeniz gereken profil çok farklı. Bir kere onu serbest bırakın ve bir süre hiç iletişim kurmayın. Adam gittikten sonra dank etmesine, sizi merak etmesine izin vermek gerek. Giden adam sizi arasa da hemen ulaşamamalı, geri gelse de eve hemen geri alınmamalı. Bi bedel ödemeli ki yaptığını anlasın. Siz gidip adamı geri getirerek kendinizi değersizleştirirsiniz.
Esra ezmeciyi takip edin ve kaydedilmiş canlı yayınlarını izleyin. Kitaplarını hızlıca tedarik edin okuyun. İlişkiler için kadınlar sıcak erkekler soğuk sever kitabı ve iz bıraktığın kadar varsın kitaplarını okuyun uygulayın. Bunları uygulayıp evliliği kurtulan çok kişi var. Kurtulması da şart değil bu arada. Belki siz değerinizin ve gücünüzün farkına varıp, size değersiz hissettiren oğlunuzla bırakıp giden birini artık istemiyor olursunuz.
 
Merhaba arkadaşlar. Olabildiğince kısa ve öz anlatmaya çalışacağım,
Eşimle 3 seneye yakındır evliyiz. Severek evlendik. Nişanlı olduğumuz dönemde 3 ay gibi bir süre iç güveysi geldi ailemin yanına. Babamla beraber çalıştılar. Kavga etmediğimiz zamanlarda birbirine çok aşık olan iki insan görürsünüz, herkes bize bakar imrenir. Herkes eşime beni över, bana eşimi. Seni seviyorum değil de, sana tapıyorum derdi. Hep derdim ki ''Ben eşimi bırakırım, eşim beni bırakmaz''. Evlendikten sonra, benim ailem yazlık yerde oturduğu için her hafta eşimle annemlere giderdik, herşeye tamam derdi ama fikrini de söylerdi. Bir hafta yorgun hisseder gitmek istemezdi, bir hafta o benden çok isterdi ama istese de istemese de benim için giderdik. Çok kavga etmezdik ama ettik mi çok ağır olurdu. Ben kendi aileme de onun ailesine de hiçbir söylemem genelde. Artık iş çıkmaza girdiği zaman, bizi durdurması için birilerini arardım. Önceden çok sakin olan eşim zamanla çok fevri agresif bir insana döndü. Ben kendimi törpüp toparladıkça o bozuldu. Bizim Haziran ayında bir oğlumuz oldu. Zor bir lohusalık geçirdim denemez, geçirdiysem de hep kendi içime attım. Kayınvalidem 1 hafta. Annem 1 ay olmak üzere yanımızda birileri vardı.Daha sonra ben bebeğime alıştığım için doğum iznim bitene kadar tek başıma baktım. Daha sonra bebeğim 4-5 ay arasıyken eşim pek taraftarı olmamasına rağmen annemi yanımıza aldık. O bebeğe baktı biz çalıştık. İlk bir ay güzeldi, eşim derdi hatta ''İyiki geldi annen, bak kocaman aile gibi olduk, ev kalabalıklaştı'' diye. Daha sonra annemin karakterinden ve yapısından ötürü (daha öncede eşime defalarca kez kaba ve kırıcı konuşmaları oldu) biz tartışmaya başladık. Ben annemle tartıştıkça eşimden yardım istedim, o pek karışmak istemedi aramıza girmemek için. Bu arada bizim eşimle yine bir kavgamız sonucu bana boşanma davası açtı. Ertesi gün pişman olduğunu söylesede boşanma davasını kapatmadı, hep erteledi, bu hafta müsait olunca yapıcam, bu hafta olmadı öbür hafta falan derken bu böyle kaldı. Elime boşanma kağıdı geldi ama barıştığımız için o küçücük kağıdı kafama takıp huzurumu bozamayacaktım. Daha sonra annemle yine bir münakaşa oldu, sürekli beni evime götürün burda durmak istemiyorum diyordu. Ama hergün söylüyordu bunu. Zorla tutuyorsunuz falan demişti. Bana en sonunda tak etti, aldım bir gün onu çocuğu eşime emanet edip evine bıraktım. Evleri kırsalda kalıyor o yüzden uzak, biz şehir merkezinde oturuyoruz. Annemi eve bıraktığımda mahalledeki komşulara bağıra bağıra beni kovdular, kocası beni istemedi kovdular diye bağırdı. Doğup büyüdüğüm mahalleden utanarak arabaya atladım kaçtım hiç durmadan. O günden sonra annemle hiç konuşmadım. Bebeğimi bakıcıya verdik falan derken, ben toparlamaya başladığımızı düşünürken olanlar oldu. Eşim akşamları eve gelmemeye başladı, sabah gelip duşa girip işe gidiyordu. Ben bu duruma 3 günnden fazla dayanamadım. Böyle olmaz o zaman topla eşyalarını git bu evden dedim. Tamam dedi eşyalarını toplamaya başlarken benim zoruma gitti, konuşmaya başladım, bir süre sonra seni sevmiyorum istemiyorum artık lafı çıktı ağzından, senden 5 dakika uzak kalınca mutlu oluyorum falan dedi, daha birsürü şey... Sonra büyük kavgaalar sonucu o evi terk etti. Ailesi öğrendi tabi boşanacağımızı, insanlar kahroldu. Ben eşimi çok sevdiğim için bu durumu hiç kabullenmek istemedim. İlk defa kendi isteğim dışında kilo vermeye başladım. Ağlamak istiyorum, kırıp dökmek istiyorum ama oğluma bakmak zorundayım, işten eve gelince oğluımu yıkayıp yedirip yatırıyordum daha sonra başlıyordum ağlamaya. Günler geçmiyordu. Beni sevmeyişi terk edişi zoruma gidiyordu. Daha iki gün önce ''Sen her sabah böyle mutlu uyansan dünyalar benim olur'' diyen. Sabah benim uykumu bölmemek için çocuğun altını değiştirip yediren daha sonra beni kaldıran adam gitmiş, bambaşka bir adam gelmişti.
Boşanma davasını çekişmeli açmıştı, anlaşmalıya çevirip daha hızlı boşanabileceğimizi söyledim, iş yerinden izin alıp onnu aldım, adliyeye gittik ama son kez konuşmak istedim. Ama tabi çok çıldırdım. Ben sinirlendiğimde çok yanlış hareketler yapabilen biriyim. Ne yaptığını sordum, herşeyin bu kadar kolay olamayacağını söyledim, çocuğunu ve beni çok seven adam günlerdir bizi görmüyordu. Daha sonra anlattı, ailemden dolayı böyle yaptığını söyledi. 4 senelik birlikteliğin patlamasını yaşadığını söyledi. Beni mutlu etmek için kendinden ettiği fedakarlıkları anlattı. HAKLIYDI. Çok şey yapmıştı, hiç beni üzmemişti. Ama ben ona bunları yaptığımın farkında değildim. Ben de onu mutlu sanıyordum. Senin gibi biri bu dünyada yok dedi. Beni senden başkası anlayamaz, dışarda kalıyorum ama senin sağladığın düzeni bulamıyorum dedi. Ama hiç sevdiğini söylemedi. Olmaz diyor, nuh diyor peygamber demiyor. Boşanacak yani yüzde yüz. Ben gururuma yediremyiorum ama çalamakta istiyorum, onun daha düne kadar bana çok aşık olduğunu biliyorum ama bugün aynı şeyleri konuşamıyorum. Tam 1 hafta sonunda baktım ki artık dayanamıyorum, durumu çocuğa yansıtmaya başlayacağım, bildiğin deliriyordum artık, gözyaşlarım durmuyordu artık. Aldım elime telefonu yazdım da yazdım, sen gelmezsen ben gelicem dedim. Tabiki de çocukla öyle dışarda fellik fellik onu aramayacaktım ama söyledim işte. Çare aradım kendime. Baktım yoldayım geliyorum dedi, bekle dön eve, neredeysen alıyım dedi. Cevap vermedim. Kandıracak sandım. Daha sorna geldi, senin hayallerin için geldim dedi. Senin mutluluğun için geldim dedi ama hiç sevdiğini söylemedi, Eski eşim gibi davranmadı. Düzeleceğimize inanmadığını, deneyeceğini söyledi, boşanma davasını kapatmayacağını, günü gelene kadar ikimiz için de beraber olmamız gerektiğini, benim psikolojim için geldiğini söyledi. Kadınlık gururum falan hiç kalmamıştıki artık zaten, ona da tamam dedim. Tüm haftasonu eski halimiz gibi gezdik dolaştık, oğlumuzla birşeyler yaptık. Ama her gece koltukta yattı, yanıma gelebilecek bir durumda olmadığını, içindeki nefreti anlattı. Ona da tamam dedim. Bana tam benim eşim gibi davranacakken, kendini hep durdurdu. Psikolojisi çok bozulmuş, en ufak şeye bile sinirlenmeye başlamış.

Ben çok yoruldum. Ne yapmalıyım, durum nereye gidiyor. Normal bir hayatım olacak mı bilmiyorum.
Kimseye anlatamıyorum, anlamıyorlar. Hiç sağlıklı değilim...
Ya çok üzüldüm eşinize. Bazen bende gereğinden fazla verici oluyorum onunla empati yaptım resmen. Eşinizin yaşadığı şeyler ne olursa olsun bir erkek gururuna dokunacak türden şeyler. Ama o sizi üzmemek için kendi mutluluğundan vazgeçmiş. Maalesef ki özü gulmeyenin yüzü de gülmüyor bir yerde patlamış. Sizinde eşinizin gözünden hal hareket mimiklerinden dahi işlerin yolunda gitmediğini anlamanızı beklerdim biz kadınlar beklemez miyiz bazen anlatmadan anlaşılmayı. Ya olaylara çok yüzeysel bakmışsınız yada baska şeylere çok odaklamışsınız. Biraz kendi haline bırakın akışta kalın. Umarım bu kadar fedakar bir es ve babayı kaybetmez yavaş yavaş toparlarsınız.
 
Siz ilişkide yanlış davranıyorsunuz. eşinizin sizinle ilgili ve evine bağlı olmasını istiyorsanız çizmeniz gereken profil çok farklı. Bir kere onu serbest bırakın ve bir süre hiç iletişim kurmayın. Adam gittikten sonra dank etmesine, sizi merak etmesine izin vermek gerek. Giden adam sizi arasa da hemen ulaşamamalı, geri gelse de eve hemen geri alınmamalı. Bi bedel ödemeli ki yaptığını anlasın. Siz gidip adamı geri getirerek kendinizi değersizleştirirsiniz.
Esra ezmeciyi takip edin ve kaydedilmiş canlı yayınlarını izleyin. Kitaplarını hızlıca tedarik edin okuyun. İlişkiler için kadınlar sıcak erkekler soğuk sever kitabı ve iz bıraktığın kadar varsın kitaplarını okuyun uygulayın. Bunları uygulayıp evliliği kurtulan çok kişi var. Kurtulması da şart değil bu arada. Belki siz değerinizin ve gücünüzün farkına varıp, size değersiz hissettiren oğlunuzla bırakıp giden birini artık istemiyor olursunuz.
Bebeğimi sabah bakıcısına bırakıp işe gidiyorum ben. Gerçekten sağlıklı düşünen bir adam arabayı benden alıp 2 gün boyunca 2 vesayit toplu taşıma yapmamı ve daha sonrasında çok uzun yollar yürüyerek gündüz ayazında o bebekle yollarda gitmemi istemez.
 
X