- 9 Mayıs 2011
- 13.832
- 28.702
-
- Konu Sahibi kahvetelvesi
- #21
Amin amin.Valla bende annem yemeğe kalmaya falan gelecekse böyle oluyorum. Millete içli köfteler yapan kaç aileyi ağırlayan ben şapşal, kendimi öğrenci evinde yaşayan 20 lik kızdan hallice hissediyorum.
E tabi böyle olunca herşey birbirine giriyo hiç yetiştiremiyorum.
Günlük normal gelen herşey sinirimi bozuyo bi wc ye bile vakit bulamıyorum sanki.
Bide annem beğenmeyecek yada layıkıyla ağırlayamayacağım korkusu tabii ki... ve saçma sapan herşeye ağlama duygusu...
Annem biraz eleştirmeyi ve herşeyi dört dörtlük görmek ister.
Güzel bi sofra ( tadının önemi yok özenilsin yeter)
Temiz ev
Edepli terbiyeli döküp saçmayan çocuklar
Dıdısının dıdısına kadar soracak bir eş.... vs işte
Haliyle ben açık vermeyeyim derken, herşeyi beğensin düşüncesinden hiç birşeyi tam yapamıyorum. ( şehir dışında yılda bir iki gelir)
Yapamıyordum aslında, bu sene amaaan dedim beğenmezse beğenmesin millet neler yaşıyo otursun şükretsin mutlu bi hayatı var kızımın diye dedim, bu sefer herşey tam yolunda gitti inanmazsın
Umarım eski manyak hallerime dönmem :)
Eşimin elinden pek iş gelmez ama beni bırakıp bırakıp gitmez sanmıyorum.Ama esiniz sizin yaptiklarinizi yapmayacak ki
Erkeklerde bizdeki icgudu yok maalesef emin olun 2 gun sonra kendini disari atar
Esime ihtiyacim var demissiniz de hangi bakimdan var ihtiyac? Cocuk bakimiysa dedigim gibi esinize degil bir yardimxi kadina ihtiyaciniz var
Sizin kendi kisisel ihtiyaciniz varsa berabee vakit gecirmek , konusmak , dertlesmek vb bunun cozumu de adamin isi birakmasi degil , alin karsinoza oturtup konusun ve anlatin ihtiyaclarinizi o da size vakit ayirsin
Yani hepsinin cozumu baska seyler ama esin isi birakmasi degil
*Kumandam,Ben bi tık ileri taşıyıp ilk fırsatta eşime açıp ağzımın payını almayi düşünüyorum :)
İflahını keserim adamın.
Kahvem nerde benim ulennn diye bağırmak istiyorum :)
Ben istiyorum bunu ya çok istiyorum :)*Kumandam,
*pijamalarim,
*adam al şu çocuğu başımdan, akşama kadar iş stresi yetti, birde cocuk sesi..
*çay varni çay,
*be adam akşama kadar evde yattin yaptığın yemek bumu,
ay soylemesi bile bir hoş oldu hatunlar
Eeşin işten ayrılacağına size bi yardımcı tutsun. yeMEk çocuk evişi hepsine yardımederÖyle gelişine yazmak istiyorum.
Daldan dala atlayabilirim, uzun yazabilirim.
Hiç düşünemeyeceğim, sadece biraz rahatlamaya ihtiyacım var.
Annemler geldiler sabah, bizim tarafta işleri vardı.
Çok yoğunlar bugünlerde, üstüste gelen işler.
"Yemeği de burda yesek." dedi annem, atladım tabii kaç gündür dinlenmediler, bizde dinlenirler diye.
Uğraşma beraber yaparız dedi, çıktılar işlerini halletmek için.
Onlar yokken bi çorba yapabildim(3 saatte), bu bile başarı benim için.
Oğlum 11 aylık.
Özellikle bu aralar sabahtan akşama kadar bağırıyor.
Annemler geldi, otursunlar istedim ama ne mümkün.
Babam çocuğa baktı, ben bi yemek bi çocuk koşturdum, annem de öyle yaptı bir şeyler işte.
Kimse dinlenemedi, kimse oturamadı.
Bütün gün ne kucakta oturdu, ne kucakta gezdi, ne yürütülmek istedi, ne oturup oynamak istedi, uykudan bahsetmiyorum bile onu genelde reddeder.
E ne istedi bu bebe?
Dayanamadım, oğlum ne istiyorsun sen diye yükseldi sesim, yüzüme baktı "nennennennenneeee lüllüllüüü dıgım dıgım" diye daha yüksek bi sesle cevap verdi, küfretmemiştir inşallah.
Duyarlı anne kasmayacağım, zaten el kadar bebe daha ne kadar vakit geçirdik ama hiç bağırmadım bugüne kadar.
Ki hep zor bi bebekti, en rahat günlerim aslında, gittikçe düzelen bir grafik çiziyoruz her anlamda.
Ama bugün elim ayağım dolaştı, hiçbir şeye yetişemedim, sanki evdeki her eşya da benim ayağıma dolaşmaya yeminliydi.
Bu çocuk bugün sinirimi bozuyor dedim en sonunda, her zamanki haliydi aslında.
Bir de noldu, babam dışarı çıktı, markete uğramasını istedim.
Bi rahatladım markete gitmekten kurtulduğum için, çünkü çocuğu da uyutmam lazım bir şekilde.
Babam elleri boş geldi cüzdanı unutmuş.
Babam ya anahtarını unutur, ya telefonunu, ya cüzdanını veya şarjı biter, kaybettiği gözlük ve şemsiye sayısı iki basamaklı.
Dağınıktır çok eskiden beri.
Babamı göndermedim tekrar çok sıcak diye, ben çıktım ama nasıl ağlıyorum.
Tamam size basit geliyor ama benim için Afrikada susuzluk çözülecekmiş de biri taş koymuş son anda olmamış gibi bir şeydi.
Eşimi aradım ağlaya ağlaya, ona döktüm içimi neden bi işim rast gitmez diye.
Dünyanın bütün yükünü omuzlarında taşıyan İsmail Abi gibi söylendim.
Durumun ciddiyetsizliğinin farkındayım yani.
Sıkılan varsa daha devam edicem sanırım bi bu kadar daha.
Şimdi önce bu çocuk neden bu kadar çok bağırıyor bilmiyorum, her konuda kendimi o kadar çok sorguladım ki bir de bu konuda sorgulayamayacağım.
Sıcak ve diş birleşince çocuğun ayarları bir tık daha bozuldu, farkındayım.
Çocuğu karşıma alıp "oğlum sana sıcaksa bana da sıcak, dünya senin etrafında dönmüyor" demem saçmaydı, dünya onun etrafında dönüyor elbette.
Benim neyim var derdim bu.
Dudaklarım yara oldu bugün ısırmaktan.
Şu ana kadar 3-5 defa bu hale gelmişimdir.
Marketten dönüşte poşetler sinirimi bozduğu için yere atıp üzerinde tepinmek istedim, mutfakta tabakları yere atmak istedim, daha vahimi araba kullanırken bildiğin duvara toslamak istedim.
Ben çocuğumla sakin bi paylaşım yapmak için ücretsiz izne ayrıldım, oldu da, hiçbir yere yetişmeye çalışmadığımız için strese girmedik, evden çıkmak bazen 2 saatimizi aldı ama problem olmadı.
Ama bugün korkunç bir ruh halindey(d)im.
3-5 defa bu hale geldim ama ben ev işi az yaparım, genelde özene bezene yemek yapmak istediğimde böyle oluyorum, bilirsiniz pilavın altını bile kırk kez kapatmak gerekir bazen.
Yani bir de adam gibi iş yapsam infilak mı edeceğim?
Sorun ne?
Gerçekten hiç iyi değilim.
Berbat hissediyorum.
Psikoloğa mı ihtiyacım var?
Olmasın, çünkü öyle bir vaktim yok, gidemem.
Normalim bence ama birkaç ay önce gecenin bir yarısı elimdeki bardağı yere fırlatıp eşime görmüyor musun hastayım ben hasta deyip durmuştum defalarca.
Eşimi ağlarken en fazla 3 kez görmüşümdür, biri o geceydi.
O gün de iyiydim ama gece noldu bilmiyorum.
Gün içinde gülüşmeler, oynaşmalar, depresif değilim hiç.
Sorunumu çözemesem de kendimce bir önerim var.
Eşimle konuşmayı düşünüyorum.
Bu konuşmadan sonra beni muhtemelen direkt hastaneye yatırmaya götürür :)
Eşime işten ayrılmasını söyleyeceğim.
3 ay 5 ay, baktık her şey yolunda 9 ay en fazla, büyük ihtimalle aynı yere döner sonra.
Eşim evde olduğunda daha iyiyim, çocuğun yükünü de beraber paylaşınca hiç sıkıntım kalmıyor.
Yani bunu kısa süreli tecrübe ettik sadece ama bana iyi gelecek sanki.
Ev kredimiz var.
İki arabamız var, birini satarız, çocuğun altınlarını benim üç beş altınımı bozarız, krediyi kapatırsak benim maaşım yeter.
Bu arada çalışmaya başlayacağım yakında.
Bu ara tek hayalim bu.
Bence o kadar saçma değil ya.
Hem çocuğa o bakar bu sene.
Keşke kabul etse.
Hiç oluru yok mu bu düşüncenin sizce?
Biraz da derdim şu, adam bana cinnet geçirtecek kadar çok çalışıyor, her sene bir öncekinden daha fazla çalışıyor.
Ve ben bununbiraz da eşimin işgüzarlığı olduğunu düşünüyorum, tahammülüm azalıyor.
Bu sene ücretsiz izindeyim ne gezeriz be dedim, adam haftalık izin bile arada kullandı.
Bu sene de o evde dursun da çocukla görsün gününü istiyorum :)
Allahım mantıklı bulan biri, cesaret geliyor bana :)Eşimin işi bırakmasını istediğimi sık sık dile getiriyorum.
Kv "öyle şey olur mu, çalışmayan adamı ne yapacaksın" diye şok olmuştu kendisine ilk söylediğimde, ama yani bence çok mantıklı.
Benim iş saatlerim daha iyi, tatilim daha fazla, neden yorulsun? Haftanın 6 günü neredeyse 10 saat mesai. Evet gelir azalacak ama keyif artacak, kaliteli zaman artacak, her türlü değer bence.
Ki çocuğumuz falan da yok, daha rahat gezebilmek için istiyorum bunu.
Sizi son derece haklı buldum, bayramdan bayrama bir gün evde gördüğüm birisi benim için hayat arkadaşından ziyade sponsor gibi bir şey gibi olurdu. Adamın gölgesi var kendisi yok.
Cinnetinizi, evde kapana kısılıp da hayatın siz olmadan akışını seyretme, buna rağmen yetememe hissini de derinden hissettim.
Bahsettiğiniz şartlarda eşinizin işi bırakmasından da sizin işe başlamanız daha iyi bir fikir gibi geldi bana.
Kolaylıklar dilerim.
Tişikkirler bence de çok güzel fikir, kafam da çok güzel :)Öncelikle şunu belirteyim; vallahi çok tatlısın. İnan ki yirim.
Beycağzınla bi konuş bakalım. Neden olmasin ki? Bence guzel fikir. İnşallah onca da güzeldir.
Ben çok hazırım, hem biz eğlenceli bi çiftiz zaten, beraber eğleniriz :)Eşinizi hayatınıza bu şekilde dahil etmeniz biraz zor görünüyor :) Türk toplumu henüz buna hazır değil :)
eşim şu an çalışmıyor olmama rağmen evin yükünün de yarısı sırtlanan, mümkün olduğu kadar benim konforumu önde tutan biri olmasına rağmen ona da sen biraz evde kal ben çalışayım desem epey eğlenir :)
Bazen çocukla dipdibe 24 saat zorluyor ve çocuktan kaçası geliyor insanın. Ama 2-3 saat birine bırakma şansınız olsa döndüğünüzde hem kafanız rahatlamış oluyor hem özlemiş oluyorsunuz. Çocukla vakti daha mutlu geçirirsiniz.
Bizde bu bırakacağım kişi babası. Siz de başka şansınız yoksa yardımcı birini işe alacaksınız.
Kendinize vakit ayırdıkça mutlu olursunuz.
O eve hapsolmuşluk hissi gider en azından. Hatta çocugu özlediğiniz için daha eğlenceli vakit geçirir daha rahat bir anne olursunuz..
Aslında işi bıraksa o da kendine vakit ayırabilir.EşiniZin size iyi gelen yanı dışarıdan gelip sizdeki havayı dağıtması. Taze bir nefes gibi. O da aynı evin içinde aynı şeyleri yaşasa ve devamlı dipdibe olsanız, artık ikiniz de sıkılırsınız hem hayatınızdan hem birbirinizden.
Çocuğun en zor zamanları. Bunalmanız normal. İşlerin birbirine karışması da. Benim de yapım biraz sizin gibi. Kafam karıştığında bütün işleri topluca karıştırırım birbirine :) ve bir gün yüzünden bir haftam gider. Benim çocuğum büyük, kurulu bir düzenim var ama eşimin ailesi çok anlayışsız ve çok yakınımda oturuyor maalesef. Benim en meşgul zamanlarımda habersiz yatıya gelmeler filan. Sıyırıyorum yani. Eşim de nasibini alıyor. Benim haklı olduğumu da biliyor ama bunun için benim çözümüm elim ayağım yardımcım.
Geliyor, beraber toparlıyoruz, artık evin düzenini bildiği için bana sormadan Yapıyor. İşimi çok kolaylaştırıyor.
Başka bir arkadaşımın da iki küçük çocuğu var.Çocuğu bırakacağı kimse yok. Düzenli YARDIMCISI var onun da. Ev hanımı olmasına rağmen haftada 3 gün geliyor. Bebek Ona alıştı. Alışverişe gideceğinde bırakıp gidebiliyor. tek başına dışarı çıkıp biraz kafa dinlemek bile çok iyi geliyor. Bir misafiri geldiğinde hiç panik Yok. Direk organize edebiliyor. İki kadın hallediyorlar her şeyi.
Eşinizin işi bırakmasındansa bu çok daha mantıklı bir çözüm bence. Eşinize sarmış olabilirsiniz. İkiniz beraber kafayı yemektense, ikiniz beraber rahat edin. En azından çocuk biraz rahatlayıncaya kadar yapın bence bunu.
Küçük çocuk zor. Geçen bir arkadaş bana 1,5 yaşındaki oğlu yüzünden gelmedi. Çok hareketli, onunla geldiğimde dur yapma demekten oturduğumdan anlamıyorum, çocuğumu anneme bıraktığım bir zaman geleyim dedi. Tek değilsiniz emin olun.
Ay yok yapmıyorum zaten.Canınıza yazık değil mi ya? Ben böyle bebekli olsam sağ lobumdan sol lobuma kıpırdamam. Çorba falan hiç uğraşmam, söylerim dışarıdan bir yemek, yer geçeriz. Ev işini de şöyle yalandan yapar ince iş için ayda 1-2 yardımcı çağırırım.
Çocuğu da arada bir kaç saatliğine eşime bırakır bir masaja, saunaya ne bileyim en kötü bir ağaç altına kitap okumaya giderim.
Öyle gelişine yazmak istiyorum.
Daldan dala atlayabilirim, uzun yazabilirim.
Hiç düşünemeyeceğim, sadece biraz rahatlamaya ihtiyacım var.
Annemler geldiler sabah, bizim tarafta işleri vardı.
Çok yoğunlar bugünlerde, üstüste gelen işler.
"Yemeği de burda yesek." dedi annem, atladım tabii kaç gündür dinlenmediler, bizde dinlenirler diye.
Uğraşma beraber yaparız dedi, çıktılar işlerini halletmek için.
Onlar yokken bi çorba yapabildim(3 saatte), bu bile başarı benim için.
Oğlum 11 aylık.
Özellikle bu aralar sabahtan akşama kadar bağırıyor.
Annemler geldi, otursunlar istedim ama ne mümkün.
Babam çocuğa baktı, ben bi yemek bi çocuk koşturdum, annem de öyle yaptı bir şeyler işte.
Kimse dinlenemedi, kimse oturamadı.
Bütün gün ne kucakta oturdu, ne kucakta gezdi, ne yürütülmek istedi, ne oturup oynamak istedi, uykudan bahsetmiyorum bile onu genelde reddeder.
E ne istedi bu bebe?
Dayanamadım, oğlum ne istiyorsun sen diye yükseldi sesim, yüzüme baktı "nennennennenneeee lüllüllüüü dıgım dıgım" diye daha yüksek bi sesle cevap verdi, küfretmemiştir inşallah.
Duyarlı anne kasmayacağım, zaten el kadar bebe daha ne kadar vakit geçirdik ama hiç bağırmadım bugüne kadar.
Ki hep zor bi bebekti, en rahat günlerim aslında, gittikçe düzelen bir grafik çiziyoruz her anlamda.
Ama bugün elim ayağım dolaştı, hiçbir şeye yetişemedim, sanki evdeki her eşya da benim ayağıma dolaşmaya yeminliydi.
Bu çocuk bugün sinirimi bozuyor dedim en sonunda, her zamanki haliydi aslında.
Bir de noldu, babam dışarı çıktı, markete uğramasını istedim.
Bi rahatladım markete gitmekten kurtulduğum için, çünkü çocuğu da uyutmam lazım bir şekilde.
Babam elleri boş geldi cüzdanı unutmuş.
Babam ya anahtarını unutur, ya telefonunu, ya cüzdanını veya şarjı biter, kaybettiği gözlük ve şemsiye sayısı iki basamaklı.
Dağınıktır çok eskiden beri.
Babamı göndermedim tekrar çok sıcak diye, ben çıktım ama nasıl ağlıyorum.
Tamam size basit geliyor ama benim için Afrikada susuzluk çözülecekmiş de biri taş koymuş son anda olmamış gibi bir şeydi.
Eşimi aradım ağlaya ağlaya, ona döktüm içimi neden bi işim rast gitmez diye.
Dünyanın bütün yükünü omuzlarında taşıyan İsmail Abi gibi söylendim.
Durumun ciddiyetsizliğinin farkındayım yani.
Sıkılan varsa daha devam edicem sanırım bi bu kadar daha.
Şimdi önce bu çocuk neden bu kadar çok bağırıyor bilmiyorum, her konuda kendimi o kadar çok sorguladım ki bir de bu konuda sorgulayamayacağım.
Sıcak ve diş birleşince çocuğun ayarları bir tık daha bozuldu, farkındayım.
Çocuğu karşıma alıp "oğlum sana sıcaksa bana da sıcak, dünya senin etrafında dönmüyor" demem saçmaydı, dünya onun etrafında dönüyor elbette.
Benim neyim var derdim bu.
Dudaklarım yara oldu bugün ısırmaktan.
Şu ana kadar 3-5 defa bu hale gelmişimdir.
Marketten dönüşte poşetler sinirimi bozduğu için yere atıp üzerinde tepinmek istedim, mutfakta tabakları yere atmak istedim, daha vahimi araba kullanırken bildiğin duvara toslamak istedim.
Ben çocuğumla sakin bi paylaşım yapmak için ücretsiz izne ayrıldım, oldu da, hiçbir yere yetişmeye çalışmadığımız için strese girmedik, evden çıkmak bazen 2 saatimizi aldı ama problem olmadı.
Ama bugün korkunç bir ruh halindey(d)im.
3-5 defa bu hale geldim ama ben ev işi az yaparım, genelde özene bezene yemek yapmak istediğimde böyle oluyorum, bilirsiniz pilavın altını bile kırk kez kapatmak gerekir bazen.
Yani bir de adam gibi iş yapsam infilak mı edeceğim?
Sorun ne?
Gerçekten hiç iyi değilim.
Berbat hissediyorum.
Psikoloğa mı ihtiyacım var?
Olmasın, çünkü öyle bir vaktim yok, gidemem.
Normalim bence ama birkaç ay önce gecenin bir yarısı elimdeki bardağı yere fırlatıp eşime görmüyor musun hastayım ben hasta deyip durmuştum defalarca.
Eşimi ağlarken en fazla 3 kez görmüşümdür, biri o geceydi.
O gün de iyiydim ama gece noldu bilmiyorum.
Gün içinde gülüşmeler, oynaşmalar, depresif değilim hiç.
Sorunumu çözemesem de kendimce bir önerim var.
Eşimle konuşmayı düşünüyorum.
Bu konuşmadan sonra beni muhtemelen direkt hastaneye yatırmaya götürür :)
Eşime işten ayrılmasını söyleyeceğim.
3 ay 5 ay, baktık her şey yolunda 9 ay en fazla, büyük ihtimalle aynı yere döner sonra.
Eşim evde olduğunda daha iyiyim, çocuğun yükünü de beraber paylaşınca hiç sıkıntım kalmıyor.
Yani bunu kısa süreli tecrübe ettik sadece ama bana iyi gelecek sanki.
Ev kredimiz var.
İki arabamız var, birini satarız, çocuğun altınlarını benim üç beş altınımı bozarız, krediyi kapatırsak benim maaşım yeter.
Bu arada çalışmaya başlayacağım yakında.
Bu ara tek hayalim bu.
Bence o kadar saçma değil ya.
Hem çocuğa o bakar bu sene.
Keşke kabul etse.
Hiç oluru yok mu bu düşüncenin sizce?