- 17 Haziran 2013
- 1.949
- 2.771
- Konu Sahibi dandiktavsan
- #61
Ne alaka? Yazdigimdan bunu nasil cikardiniz? Tabi ki hic farklari YOK.Ama oğlunuza daha bir sempati besliyorsunuz değil mi?
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Ne alaka? Yazdigimdan bunu nasil cikardiniz? Tabi ki hic farklari YOK.Ama oğlunuza daha bir sempati besliyorsunuz değil mi?
Ama oğlunuza daha bir sempati besliyorsunuz değil mi?[/QUOTE=
Bu yazı tamamen saçmalık bir erkek annesi olarak böyle oğlum olsun istemem.
Ama sizin bu yoruma sorduğunuzz soruyu anlamadım ne demek daha fazla sempatik oğul özleminiz mi var yoksa sizde erkeği kızdan üstün tutuyorsunuz
Bende çok merak ettim böyle bir sonuç çıkarıldı böyle bir soru soruldu diyeNe alaka? Yazdigimdan bunu nasil cikardiniz? Tabi ki hic farklari YOK.
Kayınvalidem yıllardır kocasıyla küs,aynı ewin içinde ayrı odalarda takılıyolar ve evet ogluna aşık o yuzdenBelki de kadınlar, eşlerinden gerekli sevgiyi ve saygıyı, ilgiyi adına her ne deniyorsa göremediği için oğluna aşık olabilir mi?
Gelinlerini rakip görüyor bu sebepten ?
Kiz o ne demek tam kafasını öpenBöyle kadınların bir oğlu olmalı, tam kafasını ÖPEN..
Tövbe Estağfirullah ya
Bunun kız versiyonu da vardıAmacım polemik yaratmak değil. Bu yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Düşüncelerinizi merak ediyorum.
Tamamı alıntıdır. Kopyala yapıştır yaptım.
bugün facebook timeline'ımda bir posta denk geldim, hepsini kopyala yapıştır yapıyorum ama şöyle bir göz gezdirseniz, zaten az çok ana fikri kaparsınız:
"oğlu olanlar okusun ??
her kadının bir oğlu olmalı. önce koynunda göğsünde büyütmeli sonra boyunu aşmalı. mutfakta bir şeyler hazırlarken gelip kafasından, tam tepesinden öpmeli annesini. daha dün altını sen temizlemiyormuşsun gibi “çok fıstıksınız bugün hanımefendi” demeli.
her kadının bir oğlu olmalı. bulaşık makinesini açıp yarı dolu, sıyrılmamış tabağı bardak bölmesinde bulmalı her kadın. terlikleri mutfakta yere yapışmalı, “oğlum şu reçelle kavga mı ediyosun napıyosun?” diye seslenmeli içeri, kocaman bir adam gelmeli karşısına, ağzı burnu reçel içinde kadına bakıp “ne reçeli?” demeli.
her kadının bir oğlu olmalı, kirlisini, terlisini temizlerden ayırmayı bir türlü öğrenememeli, söylenmeye başlayınca da kucağına aldığı gibi havaya kaldırıp “dünyanın en huysuz ama en güzel annesi” diye annesini sevmeli.
her kadının bir oğlu olmalı. yolda yürürken kolunu omzuna atmalı, ilerde yolda kalabalık bir grup gördüğünde annesini diğer tarafına korumaya almalı, sanki düne kadar annesinin kucağında gezen o değilmiş gibi.
her kadının bir oğlu olmalı. 45 numara ayakkabıları evin ortasında çıkarıp gelip yanına, sanki daha 4 yaşında gibi başını göğsüne koymalı, “yoruldum annem, açım” demeli. o koca herif bir kalemde 4 yaşına dönmeli.
her kadının bir oğlu olmalı. düne kadar donunu sen giydirirken bugün “yakamız açık mı biraz hanımefendi?” diye trip atmalı.
her kadının bir oğlu olmalı. “ya ilerde karın beni sevmezse” falan diye yol yapmalı kadın. oğlu da “seni sevmeyen kadını ben ne yapayım” demeli. o işlerin öyle olmadığını bilsen de ses etmemeli. acı bir tebessüm oturmalı yüze. canım oğlum, sen beni sev yeter demeli.
her kadının bir oğlu olmalı. arkadaşlarıyla çıkacakken “oğlum paran var mı?” demelisin o cebine bakmadan “var” demeli. gidip cüzdanına para koyup sonra koymamış gibi babaya “çocuğa harçlık versene” demeli.
her kadının bir oğlu olmalı. tam kızmışken, bağırırken gelip bir makas almalı yanağından “kızma annelerin en güzeli” demeli, neye kızdığını unutturmalı.
her kadının bir oğlu olmalı. yaşlılığında ziyaretine gelmeli. ve sanılanın aksine gelinle falan değil, tek başına… hiç öyle sandığınız gibi ” ay ailecek görüşelim” derdinde değildir erkek anneleri. oğlum gelsin ve sanki hiç bir şey değişmemiş gibi koklaya kollaya öpeyim, beraber bir şeyler yiyelim bizbize diye düşünürler. oğullarının annesi olmak isterler eskisi gibi.
her kadının bir oğlu olmalı. her kadın hayatının bir döneminde erkek berberinde beklemeli, çok enteresan tecrübe gerçekten.
her kadının bir oğlu olmalı. özel gecelerde, yemeklerde, düğünlerde falan zorla dansa kaldırmalı oğlunu. kazık gibi eğilip bükülmeden durmalı oğlu, kadın dans etmeyi göstermeli.
her kadının bir oğlu olmalı. dün ağzının kenarından meyve püresi silerken bugün hesap istemesini, bahşiş bırakmasını izlemeli.
her kadının bir oğlu olmalı. evladı “ilerde bana bakacak” ya da “altımdan alacak” diye düşünmeden de sevebileceğini öğrenmesinin tek yolu bu sanırım. evlat karşılıksız sevilen tek canlı.
erkek anneleri oğullarını bir şey bekleyerek değil, gideceğini bilerek severler. hem de öyle güzel öyle çok severler ki…
anlayabilmeniz için bir oğlunuz olmalı… ??????"
böyle bir saçmalık. paylaşan da çook eskilerden bir aile dostumuz. bir tane oğlu var. uzun uğraşlar sonucu sahip olunmuş bir çocuk. bir çocuk ne kadar özlemle beklenirse beklensin, ben yine de anlam veremiyorum böyle çocuk yetiştirmeye. neyse, dayanamadım yorum yazdım: "ne kadar cinsiyetçi bir yazı, okurken şok oldum" dedim altına.
bana gelen cevap: kıskanma
neyi kıskanmayayım erkek evlat anneleri allah aşkına? neyi kıskanmayayım?
bulaşık makinesine iki tane tabak yerleştirememeyi mi kıskanmayayım?
koskoca haliyle ağzının kenarındaki reçelden bihaber oluşunu mu kıskanmayayım?
çamaşırını kirliye atamamayı mı kıskanmayayım?
45 numara ayakkabılarını çıkarmadan evin ortasına kadar girmeyi mi kıskanmayayım?
annesine veya herhangi bir kadına "yakamız açık mı biraz hanımefendi?" demesini mi kıskanmayayım?
ayı kadar adamın acıkınca bir peynir ekmek yapamayıp "anneee açım" demesini mi kıskanmayayım?
annesi için sevdiği kadından vazgeçme ihtimalini mi kıskanmayayım, yoksa kayınvalideliğin verdiği o zevki mi kıskanmayayım? burada ayrıca kararsız kaldım.
evlense bile eşini eş gibi görmeyip annesi istemiyor diye aile ziyaretine götürmeye tenezzül etmeyişini mi kıskanmayayım?
kazık gibi durup dans edememesini mi kıskanmayayım yoksa?
neyi kıskanmayayım gerçekten karar veremedim.
yahu bu nasıl bir avamlık, hatta bu nasıl bir barzoluk, nasıl bir çomarlık? n'olur bana birisi bunu mantık çerçevesinde anlatsın. biri çıksın ve desin ki evet böyle olmalı çünkü şu sebepten. hakikaten sövmemek için kendimi çok zor tutuyorum.
keşke böyle insanların hiç çocuğu olmasa ya. bütün içtenliğimle diliyorum bunu. keşke hiç çocuk sahibi olmasalar, olamasalar. bu şekilde yetiştirilen adamlar ileride eşine şiddet gösteren, eşinin her şeyine karışan, ona ikinci sınıf insan muamelesi-hatta daha da kötüsü damızlık muamelesi- yapan leş gibi bir koca (eş demeye dilim varmıyor) ve dolayısıyla da leş gibi bir baba olacaklar.
kadınlar, lütfen böyle olmayın. böyle olacaksanız hiç çocuk sahibi olamayın daha iyi.
tabii güzide ülkemde erkek annelerinin çok büyük bir kısmı bu şekilde. özellikle 70 ve 80 kuşağının neredeyse hepsi böyle çocuk yetiştiriyor. hakikaten cinnet sebebisiniz. umarım evlenip gittikten sonra, gelinleriniz tarafından beyni yıkanan oğluşlarınızın yüzünü bir ömür göremezsiniz. belki o vakit aklınız başınıza gelir. anlamanız gereken şu ki, siz çocuğunuzu böyle eşek yetiştirirseniz semer vuran çok olur.
Ben de bulaşığı bırakıp koştum Hunter abla :))başlık "erkek anneleri bakabilir mi"olunca,hayırdır diye daldım konuya.o yazı yıllardır ,sosyal medyada dolaşır durur.
yazı ne kadar avamsa,sizin konuya yaklaşımınız ve genellemeniz o kadar hatalı.yazıyı sevmezdim.konuyu da sevmedim.
Ama her kelimesine imzanı atıyor gibisin,bizi bir sopayla dövmediğin kaldıbüyük harfler ile ALINTIDIR diye yazdım.
Kopyala yapıştır yaptım. Hiçbir ifade bana ait değil diye yazdım.
Bir cevap yazardım ama mapıstan yeni çıktımYazidaki cocuk rahatsiz falan mi? Yok yani receli yere dokup, makinayi dolduramayip, temizi kirliden ayiramiyorsa ya cocukta vardir bir mallik ya da bunu ove ove bitiremeyen anasinda.. ya da her ikisinde bilemedim..