Elinde değilmiş, Âşık olmuş...

Bu kırgınlıklarının çaresizliğinin içinde sana kocaman sarılmak istedim şu an. Büyük yürekli bir insansın çünkü. O adam çok pişman olacak hemde çokkk bunları getir aklına ve emin ol ki o mutsuzluktan pişmanlıktan geberdiği zamanlar sen hiç olmadığın kadar mutlu olacak ve bazı şeyleri atlatmış olacaksın sadece sabır ve zaman lazım.
 
Nasıl ya da nerden başlayacağımı bilmiyorum aslında. Neden buraya yazdığımı da bilmiyorum. Bugüne kadar burada çok paylaşım okudum. Ne kadar farklı hayatların olduğunu düşünüp dururdum her seferinde. Ama kınamazdım. Çünkü kendimde dahil hiç kimse için ASLA YAPMAZ, ASLA OLMAZ diyemeyeceğimi bilirdim. Çiğ süt içmişti ya hani insan, bir anlık nefsine kapılıp gidebilirdi ya hani. “neden” diye de sormuyorum aslında şimdi hayatta olup biten onca şeyi gördükten sonra…

İçim paramparça, içim yanıyor, yüreğim kanıyor, ne yapsam ne etsem bir çare yok. Her ne kadar 5 gün önceki hayatımı geri istesem de gelmeyeceğini bilmek o kadar acı veriyor ki anlatamam.

5 gün önce, her günkü gibi işten çıkmış eve geliyordum. Normalde her gün kullandığım bir yol vardı. O gün nedense oradan değil de diğer taraftan gitmek istedim. Sanki bir şey beni o tarafa itiyormuş gibiydi ki eğer o yoldan gelmeseydim zaten şu an hiçbir şeyi bilmeden hayatıma devam ediyor olacaktım belki de kim bilir. Yolda giderken bir an gözüme bir şey takıldı. Bir plaka ve saniyeler sonra o plakanın eşimin arabasının plakası olduğunu anımsadım. İçimde tuhaf bir şeyler oldu ve durdum. Çok uzaklaşmamıştım zaten. Hem korkuyor hem de merak ediyordum ne olduğunu. Çünkü daha çok geçmemişti ki eşimle telefonda konuşurken işte olduğunu ve çok yoğun çalıştığını bugün biraz geç çıkabileceğini söylemişti. Bacaklarım titriyordu yürürken, arabanın bulunduğu yere kadar gittim. 5 dakika yürümedim zaten. Arabanın hemen çaprazında cafe tarzı bir yer vardı. Şimdi yazarken aynı anı tekrar tekrar yaşıyorum. Onları gördüm. Elim ayağım buz kesti. Eşim arkasını dönüktü, fark etmedi. Orada öylece dona kaldım. Zaman sanki durdu, hiçbir şey düşünemiyordum. Ne yapacağımı bilmeden öylece belki de 5-10 dakika bekledim ama ne kadar zaman olduğunu da bilmiyorum aslında. Şimdi diyeceksiniz ki ne var iş içindir vs. Ama eşimin işi öyle bir iş değil.

Dışarıda hiçbir iş ilişkisi bulunmayan, 3 yıldır ev iş, iş ev arasında mekik dokuyan, bu yüzden arabası bile doğru düzgün kilometre yapmamış olan, işten çıkarken arayıp geliyorum diye haber veren ve ne kadar zamanda evde olduğu belli olan, karşı cinsle iletişimi mesafeli, telefon rehberinde gereksiz hiç kimsenin telefon numarası olmayan hatta aile dışında hiçbir bayanın telefon numarası olmayan, whatsapp tan tutun da hiçbir sosyal medya aracı kullanmayan, her daim evde yanımda olan ve interneti bile yanımda kullanan, bulunduğumuz şehirde arkadaşı çok fazla olmadığı için haftasonunu bile her daim eşiyle birlikte geçiren, en son kafeye gidip oturduğumuz zamanın üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen ısrarla kafede oturmak istemeyen, dışarıda yemek yemeyi sevmeyip eve söyleyen, haftaiçi işte yorulduğu için haftasonunu çoğunlukla evde geçirmek isteyen biriydi. Evet artık ”di” diyorum. Çünkü bundan sonrası yok. Bizim geleceğimiz yok, bitti, tükendi. Artık doğrusu “biz” diye bir şey yok! “Yok”muşuz.

O gün biraz daha bekledikten sonra kendime geldim ve yapabileceğim çok da bir şey yoktu aslında. Aralarındaki samimiyet her şeyi açıklıyordu, en ufak bir yanlış anlama ihtimalim olup olmadığımı sorsam da kendime boş bir uğraş olduğunu adım gibi biliyordum. İçeri girdim ve masaya doğru gittim. Eşim beni fark edince o da dondu kaldı. Kireç gibi oldu bir anda yüzü. Gözlerime bakamadı ve başını öne doğru eğdi sadece. Hiç konuşmadı, o dakikadan sonra bir şey söylemesini beklemiyordum zaten. Aslında hayatım boyunca hiç böyle bir şey yaşamayacakmışım gibi diğer yandan sanki bir gün böyle bir şey zaten yaşayacakmışım gibi karmakarışık duygular içindeydim. Yüzüğümü çıkarttım, masanın üzerine bıraktım ve sadece “Yolun açık olsun.” diyebildim. Orada cıngar çıkartıp rezil etmek de vardı belki ama o an hiçbir şeye gücüm yoktu, dokunsalar yere yığılacak gibiydim. Arabaya bindim ve eve geldim. Ama nasıl geldim ben bile bilmiyorum. Arabayı nasıl kullandım bilmiyorum.

Onunla paylaştığımız ne varsa kırıp dökmek istedim. Ne yazık ki hiçbirini yapacak takatim yoktu. Akşam olmuştu artık. Işığı açmadım. Sabaha kadar karanlıkta oturdum ve saatlerce ağladım. Hiçbir şey yiyemedim. O gece ev gelmedi, nerde kaldı ne yaptı bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Ve asıl vurucu darbe o sabah geldi. Telefonumda bir mesaj “ELİMDE DEĞİLDİ, AŞIK OLDUM, BENİ AFFET BİLE DİYEMEM, SENİN DE YOLUN AÇIK OLSUN…”

En çok canımı yakan da, tüm bunları 7 aylık hamileyken yaşıyor olmak. Ve böyle bir mesajdan sonra ne denir ki artık. Giden çoktan gitmiş… Hayat ne kadar da tarifsiz acılar yaşatabiliyormuş insana. Ne hissettiğimi anlatmak istiyorum, anlatıp bir nebze rahatlamak istiyorum ama kelimeler kifayetsiz, sanki hafızamdan silinmiş gibiler. Bu yazıyı bile o kadar uzun zamanda yazdım ki iki lafı bir araya getirmek için o kadar uğraşıyorum ki…

Ve şu an bu yaşadıklarımı hiç kimse bilmiyor. Ne benim ailem ne onun ailesi. Nasıl anlatılır onu da bilmiyorum. Yapayalnızım günlerdir evde. Ölü gibiyim. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ağlayıp ağlayıp susuyorum. Ağlamaktan gözlerim acıyor. Ağlarken boğulacak gibi oluyorum, nefes alamıyorum zaman zaman… Bu kadar bilinmezliğin ardından bildiğim tek şey var. İstediğim tek şey daha doğrusu: Çocuğunu tanımasına izin vermemek. Belki çok acımasızca ama öyle. Canımı bu kadar yakan, dünyamı ansızın her şey güzel giderken bebeğimiz için gün sayarken böylesine acımasızca yıkan bir insana bunu layık görüyorum.

Çok uzun oldu farkındayım ama böyle işte, hakkınızı helal edin…
Ve hemen cevap yazamazsam affola...



Tüylerim diken diken okudum inan ..
Allahım sana güç versin, bundan sonrası için iyi insanlarla karşılaştırsın ..
Evet gerçekten çok zor, çok kötü ama hiçbirşey de dünyanın sonu değil ..
Ailenle ne zaman konuşmayı düşünüyorsun ..
Bence yalnız kalmamalısın ..
İnsan asıl böyle zamanlarda ailesine ihtiyaç duyuyor .
 
buarada size yazılan mesajı asla silmeyin....
mahkemede de sakın gurur yapmayın süründürün çünkü siz mahkemeden almayacaksınız o başka kadınlarla yiyecek içecek siz çocuğunuzun giderlerini nasıl karşılarım geleceği için ne kadar çalışayım ama bir yandan da evladıma nasıl yeteceğim çok çalışırsam diyte kendinize dert üstüne dert eklerken o kadınlarla yiyip içecek nafaka tazminat muhakkak alın
 
Afff okurken içim yandı, siz nasıl bu kadar metanelisiniz takdir ettim sizi, Allah yardımcınız olsun, o yerin dibine batasıca aşklarını da o adamla kadının ayağına dolandırsın, aymazlar!

Anlamadım ki ne ara aşık oldu peki bu adam, telefonunun ortada olması vs. bunlar da aldatmadığına dair güvence değilmiş bunu da öğrendik:KK43:
 
Kimse yaşattığını yaşamadan Ölmez. Çok pişman olucak ama iş işten geçmiş olucak . Size bunu Yaşatana o kadın daha beterini yaşatacak. Üzülme diyemem.ama zaman Herşeyin ilacı. Kulum sen sık dişini ben bilirim işimi Demiş mevlam. Seninkinden farklı türlü türlü Acılar yaşadım. Size tavsiyem şu. Bir an evvel anlaşmalı boşanın. Tabi haklarınızı alarak ve çocuğa nafaka bağlatarak. Elinde değil aşık olmuşsa anlaşmalı boşanmaya atlatacaktır. Sakın çekişmeli Boşanma sürecine girmeyin . Evlensin o kadınla. Beterini yaşasın.
 
Çok eminim ki bir süre sonra eşiniz pişman olup ayaklarınıza kapanacak ama ne yazık ki işten geçmiş olacak. Yaşadıklarınız birçok kadının başına geliyor. Neler hissettiğinizi o kadar iyi anlıyorum ki. Benzer şeyleri yaşamış kadınlardan biri olarak sadece şunu söyleyebilirim, şu an yaşadıklarınız hiç geçmeyecekmiş gibi görünse de inanın geçecek. Bebeğinize odaklanın, kendinizi yalnız hissettiğinizde onu düşünün. Biraz zaman alacak belki ama her şeyi toparlayabilirsiniz. Bebeğiniz size bu gücü verecektir.
 
hadi senden utanmadı da bebeğinizden de mi utanmadın be adam. dicek brşey bulamıyorum cnm allah yardımcın olsun

Kadin da adam da vicdansizin önde gideniymis. Karni burnunda hamile bir kadin var ortada. Ya ben askimdan ölüp gebersem, kimseyi takmasam bana ne desem de o bebekten utanirim. Yapacaginiz ilk ve en önemli sey bir avukat tutmak. Telefon dökümleri disarida yaptigi harcamalar falan tek tek tespit edilsin. Kadina da tazminat davasi acin, ikisi de parasiz pulsuz kalsin öyle devam etsinler asklarina. Sizinle veya ailenizle hicbir sekilde baglanti kuramasin. Iletisim kurmak isterse avukati arayip konussun. Ailesinin de haberi olsun ve onlar da avukat araciligiyla haber alsinlar. Evden alacagi esyalari siz yokken gelip toplasinlar anasiyla. Ben olsam evi terketmem düzenimi hic bozmam o defolsun gitsin.
 
Burdaki bazı hatunlar öfke kontrolü konusunda uzman gercekten .ben olsam kadınınorda döver adamı orda rezil eder bağırır cağırır masayı devirir giderdim.akşam evdeki tüm eşyalarını toplayıp en dış kapıya bırakırdım.annesini arardım anında tüm sülale duyardı ..
Öncelikle gercekten kendilerini böyle frenleyip cazgırlık yapmayan salon kadınlarını gönülden tebrik ediyorum.kendinizi hiç düşürmüyorsunuz onların seviyesine.
Bense gercekten tam bir mahalle karısıyım böyke durumlarda.
Sen en doğrusunu yaptın boşanacaksın kendi yoluna bakacak ve yeniden seveceksin.
Oysa hep geriye bakıp seni arıyacak ve gün gelicek ızdırap çökecek yüreğine.Emin ol
 
Kadin da adam da vicdansizin önde gideniymis. Karni burnunda hamile bir kadin var ortada. Ya ben askimdan ölüp gebersem, kimseyi takmasam bana ne desem de o bebekten utanirim. Yapacaginiz ilk ve en önemli sey bir avukat tutmak. Telefon dökümleri disarida yaptigi harcamalar falan tek tek tespit edilsin. Kadina da tazminat davasi acin, ikisi de parasiz pulsuz kalsin öyle devam etsinler asklarina. Sizinle veya ailenizle hicbir sekilde baglanti kuramasin. Iletisim kurmak isterse avukati arayip konussun. Ailesinin de haberi olsun ve onlar da avukat araciligiyla haber alsinlar. Evden alacagi esyalari siz yokken gelip toplasinlar anasiyla. Ben olsam evi terketmem düzenimi hic bozmam o defolsun gitsin.
konu sahibi ben değilim yanlış alıntı yaptınız
 
evlılıgın bıtmesını kabul ederdım ama asla onlara elımle bırsey vermezdım
bende yasadım
bılıyorum sen daha hanımefendı ben cırkefmıydım bılmıyorum
tarzım bu haksızlıga gelemem
dalımı kıranın kolunu koparırım ben
eskı esımıde metresınıde bırlıkte olamayacak kadar hırpaladıktan sonra peslerını bıraktım
ınan pısman degılım
2 aylık bebegım vardı benımde.

Senın yerınde olsam bu durumu hala ve neden nasıl aılelerden saklıyorsun bılmıyorum ama bıran once gıdısatı degıstırırdım
hatta ınanmıyor degılım ancak gercek dısı gelıyor nasıl aılelerden bu kadar uzak olabılırsınız manen?
 
yazıklar olsun. aşkmış. bu nasıl pişkinlik bu nasıl haysiyetsizlik. insan sadece aylarını senelerini geçirdiği ev arkadaşına olan saygısından bir şeyler yapar, yalandan bile olsa çabalar. canımı daha da sıkan bu oldu, hamile eşine yaşattığı şey, eve gelmeyişi, iğrenç bir şekilde mesaj atması. çabalamaması. yazıklar olsun yanındaki kadına da ona da. hangi kadın böyle bir şeyi öğrendikten sonra devam eder ki. anlattığınız erkek profili bambaşka. ben anlamıyorum biz kime güveneceğiz ki bu durumda.
 
Olgunlasmayan, sorumlulugunu bilmeyen erkek neden evlenir ki... bir kadinla nikahlanmis ustelik cocuk yapmis bir adam nasil olurda asik olur hadi oldu normal diyelim nasil iradesini kontrol edemez.. hele o mesaj.. bu nasil bir hadsizlik dusuncesizlik, terbiyesizlik aman yarabbi.. Hersey gececek bu imtihan bitecek Allah sana bol sabir versin. bu hadsizligi yanina birakma karisi hamile iken baskasina asik olup tek mesajla terketmenin ne demek oldugunu anlasin.umarim karsisindaki kadin evli oldugunu bilmiyordur onceden, seni gorunce terk etmistir onu , ayaklarina kapanmasi an meselesi olur ozaman... insallah cok mutlu olursun sakin hayata kusme ..
 
Yaşadıklarınız çok üzücü gerçekten be pislik herif madem gözün dışarda çocuk niye yaptın onun kisi aşk falan değildir yaa neyse siz boş verin şimdi onları canları cehenneme ama sakın duygusal davranmayın sakın haklarınızı sonuna kadar alın ihtiyacınız yok ise bile hem ondan hem o kadından ikisin dende ve çocuğunuzun böyle bir babaya ihtıyacı yok zaten
 
Hepsini okudum ve dondumm! Rabbim yar ve yardımcın olsun gerçekten.Tek cümleyle herşeyi bitirip aşık oldum nasıl diyebildi şu halinize.Offfff çok daraldımm sizi düşünemiyorum gerçekten.İnşallah hatasını anlar diycem ama hamile eşine bunu yapan lohusalığında neler yapar ya sonrası aklım almıyor.İnşallah daha akıllı kadınlar çıkıp yorum yapacaktır bnim aklım durdu :KK43:
 
cidden hangi şehirdesiniz bazı arkadaşlar demiş ya gelip destek olmak geliyor insanın içinden elden bişey gelmez ama konuşup yükünüz hafif ler
 
Nasıl ya da nerden başlayacağımı bilmiyorum aslında. Neden buraya yazdığımı da bilmiyorum. Bugüne kadar burada çok paylaşım okudum. Ne kadar farklı hayatların olduğunu düşünüp dururdum her seferinde. Ama kınamazdım. Çünkü kendimde dahil hiç kimse için ASLA YAPMAZ, ASLA OLMAZ diyemeyeceğimi bilirdim. Çiğ süt içmişti ya hani insan, bir anlık nefsine kapılıp gidebilirdi ya hani. “neden” diye de sormuyorum aslında şimdi hayatta olup biten onca şeyi gördükten sonra…

İçim paramparça, içim yanıyor, yüreğim kanıyor, ne yapsam ne etsem bir çare yok. Her ne kadar 5 gün önceki hayatımı geri istesem de gelmeyeceğini bilmek o kadar acı veriyor ki anlatamam.

5 gün önce, her günkü gibi işten çıkmış eve geliyordum. Normalde her gün kullandığım bir yol vardı. O gün nedense oradan değil de diğer taraftan gitmek istedim. Sanki bir şey beni o tarafa itiyormuş gibiydi ki eğer o yoldan gelmeseydim zaten şu an hiçbir şeyi bilmeden hayatıma devam ediyor olacaktım belki de kim bilir. Yolda giderken bir an gözüme bir şey takıldı. Bir plaka ve saniyeler sonra o plakanın eşimin arabasının plakası olduğunu anımsadım. İçimde tuhaf bir şeyler oldu ve durdum. Çok uzaklaşmamıştım zaten. Hem korkuyor hem de merak ediyordum ne olduğunu. Çünkü daha çok geçmemişti ki eşimle telefonda konuşurken işte olduğunu ve çok yoğun çalıştığını bugün biraz geç çıkabileceğini söylemişti. Bacaklarım titriyordu yürürken, arabanın bulunduğu yere kadar gittim. 5 dakika yürümedim zaten. Arabanın hemen çaprazında cafe tarzı bir yer vardı. Şimdi yazarken aynı anı tekrar tekrar yaşıyorum. Onları gördüm. Elim ayağım buz kesti. Eşim arkasını dönüktü, fark etmedi. Orada öylece dona kaldım. Zaman sanki durdu, hiçbir şey düşünemiyordum. Ne yapacağımı bilmeden öylece belki de 5-10 dakika bekledim ama ne kadar zaman olduğunu da bilmiyorum aslında. Şimdi diyeceksiniz ki ne var iş içindir vs. Ama eşimin işi öyle bir iş değil.

Dışarıda hiçbir iş ilişkisi bulunmayan, 3 yıldır ev iş, iş ev arasında mekik dokuyan, bu yüzden arabası bile doğru düzgün kilometre yapmamış olan, işten çıkarken arayıp geliyorum diye haber veren ve ne kadar zamanda evde olduğu belli olan, karşı cinsle iletişimi mesafeli, telefon rehberinde gereksiz hiç kimsenin telefon numarası olmayan hatta aile dışında hiçbir bayanın telefon numarası olmayan, whatsapp tan tutun da hiçbir sosyal medya aracı kullanmayan, her daim evde yanımda olan ve interneti bile yanımda kullanan, bulunduğumuz şehirde arkadaşı çok fazla olmadığı için haftasonunu bile her daim eşiyle birlikte geçiren, en son kafeye gidip oturduğumuz zamanın üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen ısrarla kafede oturmak istemeyen, dışarıda yemek yemeyi sevmeyip eve söyleyen, haftaiçi işte yorulduğu için haftasonunu çoğunlukla evde geçirmek isteyen biriydi. Evet artık ”di” diyorum. Çünkü bundan sonrası yok. Bizim geleceğimiz yok, bitti, tükendi. Artık doğrusu “biz” diye bir şey yok! “Yok”muşuz.

O gün biraz daha bekledikten sonra kendime geldim ve yapabileceğim çok da bir şey yoktu aslında. Aralarındaki samimiyet her şeyi açıklıyordu, en ufak bir yanlış anlama ihtimalim olup olmadığımı sorsam da kendime boş bir uğraş olduğunu adım gibi biliyordum. İçeri girdim ve masaya doğru gittim. Eşim beni fark edince o da dondu kaldı. Kireç gibi oldu bir anda yüzü. Gözlerime bakamadı ve başını öne doğru eğdi sadece. Hiç konuşmadı, o dakikadan sonra bir şey söylemesini beklemiyordum zaten. Aslında hayatım boyunca hiç böyle bir şey yaşamayacakmışım gibi diğer yandan sanki bir gün böyle bir şey zaten yaşayacakmışım gibi karmakarışık duygular içindeydim. Yüzüğümü çıkarttım, masanın üzerine bıraktım ve sadece “Yolun açık olsun.” diyebildim. Orada cıngar çıkartıp rezil etmek de vardı belki ama o an hiçbir şeye gücüm yoktu, dokunsalar yere yığılacak gibiydim. Arabaya bindim ve eve geldim. Ama nasıl geldim ben bile bilmiyorum. Arabayı nasıl kullandım bilmiyorum.

Onunla paylaştığımız ne varsa kırıp dökmek istedim. Ne yazık ki hiçbirini yapacak takatim yoktu. Akşam olmuştu artık. Işığı açmadım. Sabaha kadar karanlıkta oturdum ve saatlerce ağladım. Hiçbir şey yiyemedim. O gece ev gelmedi, nerde kaldı ne yaptı bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Ve asıl vurucu darbe o sabah geldi. Telefonumda bir mesaj “ELİMDE DEĞİLDİ, AŞIK OLDUM, BENİ AFFET BİLE DİYEMEM, SENİN DE YOLUN AÇIK OLSUN…”

En çok canımı yakan da, tüm bunları 7 aylık hamileyken yaşıyor olmak. Ve böyle bir mesajdan sonra ne denir ki artık. Giden çoktan gitmiş… Hayat ne kadar da tarifsiz acılar yaşatabiliyormuş insana. Ne hissettiğimi anlatmak istiyorum, anlatıp bir nebze rahatlamak istiyorum ama kelimeler kifayetsiz, sanki hafızamdan silinmiş gibiler. Bu yazıyı bile o kadar uzun zamanda yazdım ki iki lafı bir araya getirmek için o kadar uğraşıyorum ki…

Ve şu an bu yaşadıklarımı hiç kimse bilmiyor. Ne benim ailem ne onun ailesi. Nasıl anlatılır onu da bilmiyorum. Yapayalnızım günlerdir evde. Ölü gibiyim. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ağlayıp ağlayıp susuyorum. Ağlamaktan gözlerim acıyor. Ağlarken boğulacak gibi oluyorum, nefes alamıyorum zaman zaman… Bu kadar bilinmezliğin ardından bildiğim tek şey var. İstediğim tek şey daha doğrusu: Çocuğunu tanımasına izin vermemek. Belki çok acımasızca ama öyle. Canımı bu kadar yakan, dünyamı ansızın her şey güzel giderken bebeğimiz için gün sayarken böylesine acımasızca yıkan bir insana bunu layık görüyorum.

Çok uzun oldu farkındayım ama böyle işte, hakkınızı helal edin…
Ve hemen cevap yazamazsam affola...
;;((( ;(
 
X