Merhabalar.
Aysar_ Yazdıklarınızı hayranlıkla okudum. Keşke herkes sizin gibi düşünebilse... Benim de içimi dökesim geldi, müsadenizle...
Bu gelenek, "Ben bakireyim." diye tüm misafirlere, akrabalara duyurma işi değil midir? Artık, kadının bekaretine anlam yüklenmemeli. Kadın kendi anlamını kendi yükler. Bu "konu komşu"nun işi değildir. Ben evlenirken, kırmızı kurdeleyi takmayacağım kesinlikle.
Unutup gitmeleri bir yana, bir de o düğünü kınayı kimseye beğendirememe var. Sen her şey mükemmel olsun diye uğraş. Falanca Teyze gelsin, suratını assın otursun. Ona buna seni eleştirsin. Düğününü eleştirsin.
Bu tüm hazırlık aşamasında geçerli değil mi ama... Ortada bir evlilik hazırlığı varsa, damat yolunacak kazdır. Altı üstü eşya... Altı üstü gelin arabası... Altı üstü saç... Dünyanın parası... Tüm bu masraflara dur diyen çiftlere saygımı iletiyorum. Ben de sizlerden biri olacağım inşallah. Tek taş dahil, hiç bir şey istemiyorum. :)
Velhasıl-ı kelam, tüm başlığa katılıyorum. Çocuk yapmadan da mutlu olabilen kadınlar.. Bana göre, önce anne adayı mutlu olsun, baba adayı mutlu olsun. Sonra çocuğu düşünsün. Yani, çocuk bir mutluluk aracı mıdır ki? Yoksa mevcut mutluluğa +1 eklemek midir?