çalışmak mı, ev hanımlığı mı ?

Hiç birseyin garantisi yok aslında, evimiz olsun arabamız olsun diyoruz, çabalıyoruz çalışıyoruz bakalım oturabilmek binebilmek nasip olacak mı demi bunu düşünmüyoruz. İnsanlar hayat standartını iyileştirirken bir taraftan çocuklarının büyüdüğünü kaçırıyorlar.
Benim çalıştığım yerde paketlemede bir bayan arkadaş var, iki kızı vardı şimdi üçüncüye de hamile, işe girme amacı kredi çekip araba almaktı. Krediyi çekip arabayı aldılar ama aralık sonu işi bırakacak inşaallah bebegi dünyaya gelince o da işten ayrılacak. Buarada bakacak kimsesi yok çocuklarını memleketine gönderdi haftasonları arada bir gidip görüyor. İsten ayrıldığında 1000 tl ödemesi olacak kira ve kredi sadece eşide 1450 lira alıyor ama olsun yeter ki çocuklarım yanımda olsun ben geçinirim diyor.
Herkesin hayattan beklentileri farklı oluyor, birin elde etsek birini elde edemiyoruz. Ben evimde oturmanın bile tadını bilmiyorum, bu pazar günü erken kalktım salonuma güneş girdiğini gördüm düşünebiliyor musunuz normalde pazarları o kadar erken kalkmam çünkü hafta içide güneş o kadar doğmadan evden çıkarım.
 

Sen k.v.lerle aynı binada olduğun için çalışmak sana cazip geliyordur canım :) ben anneme yakın oturuyorum o yüzden sıkıntı yok :)
 

İnşaallah Allah'ım çok aratmadan verir canım tüm bebek isteyenlere. Bende doktora gittim iki kere hi bir problem yoktu ama çok stresliyim, eve gittiğim de ofluyorum pofluyorum eşim yine kim ne yaptı diyor :) artık oda beni böyle görünce canı sıkılıyor biraz dinlen geçiniriz ne olacak diyor ama bilemiyorum. Bir taraftan iş bakıyorum tabi ama bulamazsam da çıkıp evde biraz dinlenmek istiyorum.
 
valla ben idareyi bilmiyorum galiba
2500 tl ile tek başıma geçinemiyorum
kira, fatura ve kredi borcu ödemekten.
herhalde sağlığım yerinde oldukça çalışmak mecburiyetindeyim..
 
Bence de çalışmaya devam edin iş değiştirerek, erkek arkadaşımın yengesi çalışmayı sevmiyorum demişti bir gün. Hem ev aldılar krediyle, bir de çocukları oldu ama zar zor geçiniyorlar. Onlara bir de benim erkek arkadaşım ve abisi yardım ettiler. Şunu alamıyoruz, erzak bitti, deterjan bitti, para yok falan sıkınıtısını baya çekiyorlar yani anlayacağın, ki onun eşinin maaşı 1350' den fazla bildiğim kadarıyla.
 
Son düzenleme:
benim tavsiyem çalışmayın.
çevremden ve kendimden biliyorum, çalışan kadının masrafı çok oluyor, kazandığının da bereketi olmuyor.
bir çok iş kadını stres gerginlik yüzünden sürekli hasta ve sürekli doktorlarda.. kazandığını hastaheneye, çocuk bakıcısına, temizlikçi yardımcıya, kıyafete vs. harcıyor.
karı koca çalışanlara bakıyorum yine de geçinemiyorlar, şikayet ediyorlar hallerinden.
oysa babanın az da olsa bir maaşla ev geçindirdiği aileler gül gibi geçiniyor ve şikayet de etmeeybiliyor.
insan kazandıkça daha çok harcıyor, israfa yöneliyor.
oysa kanaat ve iktisat paraya bereket getiriyor.
dahası, çalışan kadınların kocasına karşı tahammülsüz olduğunu ve bu yüzden geçimsizlik ve huzursuzluk çıkardığını da itiraf etmeliyiz.
ben de çalışıyorum ama evlenince çalışmayı düşünmüyorum.
çalışma ve para kazanma işi kadının kimyasını bozuyor bence.
 
bence, şöyle bir iki ay tutumlu ol. bu süreçte aylık en fazla ne kadar arttırabiliyorsunuz bir bak. mesela senin maaşın komple, eşinin maaşından da bir kısmını alıp krediyle eve girin. oturduğunuz il ve senin maaşına bağlı olarak bu süre bayağı bir kısalabilir. 5 yılda ev alsanız sonra çıksan işten, bir daha çalışmadan geçinebilirsiniz.
 

Derdim ev araba değil çok şükür herkes kendi evinde oturmuyor, bunlar nasip...
Ama eşimin kariyeri için gitmesi gereken kurslar var ve bunlar oldukça maliyetli eğer ben işten çıkarsam o da bu isteklerinden vazgeçer diye çekiniyorum.
Ona engel olmak istemem onun için çok önemli bir süreçteyiz.
Birde Allah nasip ederse seneye mayıs gibi Umreye gitmeyi düşünüyoruz onu asla ertelemek istemiyorum.
Ama bir çocuğum daha olursa kesinlikle işi bırakacağım.
Birde 7 yıllık tazminatım var eğer kendi isteğimle çıkarsam tazminatım yanacak ona üzülüyorum.
Ama diğer tarafta kızımın en güzel anlarını kaçırıyorum ve sürekli koşturuyorum kendime ayıracak enerjim kalmıyor.
 
Kim 9-6 çalışmak ister ki? Patron kahrı çekme. İş yetişti yetişmedi stresi yaşamak. Muhtemelen erkekler de aynı stresi yaşıyor. Onlarda uykusunu doya doya almak. Uzun keyifli kahvaltılar yapmak çocuklarını daha fazla görmek istiyor. Ağaçta yetişseydi para kimse çalışmak istemezdi sanırım. Bu devirde asgarinin biraz üstünde yaşamak için tek maaş çok yeterli olmuyor. Ayrıca yarının bize neler getireceğini bilemeyiz. Tamamen hazırlıklı olamasak da elimizden geleni yapmalıyız, eşimizle ayrılabiliriz, eşimizin başına bir iş gelebilir. KK'da böyle kadınlar var. Keşke çalışsaydım diye. Bence işinizi değiştirip yola devam edebilirsiniz. Eğer çıkayım şimdi sonra rahatça iş bulurum diyorsanız biraz ara verin isterseniz ama türkiye şartlarında işler öyle bizi beklemiyor gelsin de çalışsın diye malesef.
 


Ben de üniversite mezunuyum ve kamuda çalışıyorum.
Evli ve çocuk sahibiyim.Çalışan kadının başına gelebilecek hertürlü sıkıntıyı yaşadım.
Hastalıklar-ameliyatlar-vefat vs.vs.
Kamuda çalıştığım için ve geleceğimi düşündüğüm için işimi bırakamam.
FArklı bir yaşantım olsaydı çalışmamayı düşünebilirdim.
Ama bu hayat şartlarında çalışmam zaruri.
Ev kredisi ödüyorum.HEr ailenin başını sokabileceği bir çatısı olması gerek diye düşünüyorum.
Buna hırs denemez heralde:))
Aileden bir variyetiniz yoksa kendi evinizi kendiniz tırnaklarınızla kazıyarak almak durumundasınız.
ÇAlışma hayatının kadını yıprattığı çok doğru.
Kadınların çalışmadığı ailelerde o eve mutlaka dışarıdan bir maddi ek destek giriyor.
Tanıdığım tüm ailelerde bu böyle.
YAni bir evleri olması ve ortalama düzeyde yaşamaları için bu şart.
Yoksa kimse alınmasın ama 1500 tl gibi bir rakama çalışan bir erkek nasıl bir ev için yatırım yapabilir.
Mutlaka bir aileden kalan bir para-bir gelir bişey olması lazım.
Yanılıyomuyum arkadaşlar.
Neysse meseleyi eve indirgemek niyetinde değilim ama bir ailenin temel gereksinimi bir evdir bana göre.
Kimyamız bozulmuyor mu bozuluyor tabi.Pek çok fedakarlık yapıyoruz.
Ancak yaptığımız fedakarlığın da takdir görmesini pekliyoruz:))
 
valla doğru söyledin arkadaşım benim çalışmamı kayınvalideme borçluyum şaka bir yana ben anneme otobüslerle dört otobüs değiştirerek gidiyorum bi uçtan bi uca. öyle olunca anneme bunca uzakken kayınvalideme bu kadar yakın olacağıma çalışayım dedim.yine aynı apartmandayız ama artık haftada bir görüşüyoruz çalışınca hep müsait olmadığımı söylüyorum zaten benim açımdan sorun yok kendi paramı kazanmayı çok seviyorum bu 6 yıldır böyle. bi de bu vakte kadar hep kredi borç şu bu ödedik aslını istersen birikimden kalan parayı da kendime harcamaya bayılıyorum çanta kıyafet süs eşyası falan alıyorum evim için. ne yapayım ben de böyle yaşantıyı seviyorum sırf bu sebeple her ay nizami olarak yarın öbür gün çalışamazsam diye eşimden gizli hesap açtım. her ay gram altın alıp atıyorum. geriye kalan 200 tl mi de çatır çatır gönül rahatlığıyla harcıyorum senin kv problemin yoksa pekala da evinin tadını çıkartabilirsin. yerinde olsam bolca annemle vakit geçirirdim.
 

İnsan haram lokma yemiyorsa bereketinin olmamasının hiç bir sebebi olamaz. Çalışan ve ekonomik özgürlüğü yerinde olan kadın tahammülsüz değildir. Sadece tahammül etmek zorunda değildir o kadar. Klişe laflar vardır eskiden bu kadar boşanma olmuyordu diye. Evet kadının gidecek yeri ve kendi ayakları üzerinde duracak kadar imkanı olmadığından her şeyi sineye çekip öyle "tahammülsüz" tavırlar sergileyemiyordu. Başka bir konuda da belirttiğim gibi, boşanma olmaması bir evliliğin başarılı olduğu anlamına gelmez, ya da kadının kocasına "tahammülsüz" davranmaması onun mutlu olduğu anlamına gelmez. Temizlik için yardımcı tutmak israf değildir bence ya da yeni kıyafetler, güzel bir tatil, yurt dışına küçük bir gezi.

Avatar resminize de bakıp hala kinayeli yazmak istediğinizi düşünmek istiyorum.
 
Ben ömür boyu çalışmayayım demiyorum zaten sadece bir süre ara vermek istiyorum. Hayat şartlarını da biliyorum ama biraz dinlenmek hakkım sanıyorum.
biz ev almaya karar verdik hatta beğendik de bir ev, k.pederim begenmedi biraz eski diye o yüzden kaldı oysa oturacak bizdik ve biz ödeyecektik. Şimdiki kira giderim kadar kredi ödeyecektim o evi alsam ama olmadı. Şimdi ev almak gibi bir hevesim yok artık ileride olursa olur. Eşimin de iyi bir mesleği var aslında belgesini almasına az bir zaman kaldı. Sonra kazancı ona göre artacatır. Ben sadece bir süre idare edebilir miyim diye sordum.
İnsanın cebinde parasının olması çok güzel, birikim yapacagım diye bankadan para çekmeyip parasız gezdigim de üç kuruşla idare ettiğim de oldu ama bilemiyorum işte arkadaşlar.
 

İdare edip edemeyeceğin senin harcamalarına bağlı.
Çok kısıtlı bir mutfak harcaman varsa-yakıtın azsa-taksit yoksa-faturalar düşükse- tabiki bir süre idare edebilirsin.
Bunu enine boyuna tartıp karar verecek olan sensin:))
Ben de uzun bir tatil yapmak isterdim açıkcası ancak ben de sınırlı izin kullanıyorum ve senelerdir izinlerimi hastalık ve ameliyatlara ayırdım çok acıdır ki.
Sen de çocuğun olunca farklı sıkıntı ve ihtiyaçlarla tanışacaksın ve yeri gelecek bugünlerini arayacaksın ah be o günlerde ne rahatmışım ben diyeceksin:))
O işten soğuduğun belli.Bırak o zaman bir süre dinlen.Daha net düşüneceğinden eminim.
Çalışan kadınların da evinde bereket olur.Söylemeyin böyle cümleler ya.
Alnımızın teri ile helalinden kazanıp,kimseye yük olmadan borcumuzu ödüyoruz.Gayet te bereketi var paramızın.
 

Evet herkesin evi olsa çok iyi olur kira gerçekten çok zor, dilediğin gibi eşyanı alamıyorsun tadilatını yapamıyorsun v.s. birde her ay sanki o parayı sokağa atıyormuşsun gibi.
Ama bizim ev almak için imkanlarımız uygun değil kredi diyeceksiniz evet kredi borcuna girersek çok şükür rahatlıkla ödeyebiliriz ama biz kredi faiz işlerine olumlu bakmıyoruz.
Nasip kısmet, bende çok isterim kendi evim olsun dilediğim gibi dayayıp döşeyeyim ama maalesef her şey istenildiği gibi olmuyor.
 

Bereket konusunda haklısınız, bende paramın bereketinin olduğuna çok inanırım. Arkadaşın biri bereketi olmaz demişte bu çok yanlış bir düşünce. Bende biliyorum kirası ekstra bir gideri olmadığı halde çift maaşlı insanların boğazına kadar borçlu olduklarını. Bu tamamen insanların düşünceleri, harcamaları ve savurganlıklarından kaynaklanıyor. Kadının çalışıp çalışmamasıyla değil.
 
ikisinin de güzel tarafları var ama senin durumuna göre şu an çalışman lazım.
arabayı satarsanız krediyi ödersiniz ama araba da lazım. hele çocuk olunca.. önemli olan borçtan kurtulmak değil ki evine bir şeyler katmak bence. her ay sıfırlayıp geriye bir şey bırakmazsan eğer kötü günlerde ne olacak? eşinin işi garanti dahi olsa tek başına yetmez bence. iş değiştirip rahatlayabilirsin.
 

ben gerçekleri yazdığımı düşünüyorum.
kadın sırıtını kocasına dayamalı, devlete değil.
çevrenize bakın, kaç tane devlet memuru olup da mutlu evliliği olan kadın var?
ya hiç evlenmeyenler, ya boşanmış olanlar ya da mutsuz evliliğini çocukların hatırına sürdürenler çoğunlukta.
kendi ayakların üzerinde durmaya o kadar yatırım yaparsan sonuçda kendi ayakların üzerinde yapayalnız kalakalırsın.
biz kadınlar kendi mutsuz sonumuzu kendi ellerimizle hazırlıyoruz.
kocasına destek olmak için çalışan kadınları çok takdir ediyorum ama bir çoğumuz kocamızın eline bakmayalım diye çalışıyoruz.
anne ve babalarımız bile koca eline bakmayalım diye, dünyanın her türlü hali var diye bizi okutuyor.
sonunda okuyup kendi ayakları üzerinde durmayı başaran kadınlar da (ben dahil) evlilikle ilgili yüksek beklentilerle yükleniyoruz ve kimseyi beğenmez oluyoruz.
birini kazara beğenip evlensek bile sırtımızı devlete yaslamanın verdiği rahatlık yüzünden kocamızın hiç bir kahrına katlanamıyoruz.
oysa herkesin az çok kahrı vardır.
kusursuz eş arayan yuva kuramaz.
ben kendim de az çok öyleyim ve kendimi törpülemeye çalışıyorum. çünkü hatamı görebiliyorum.
 
Son düzenleme:

Bu da ayrı bir mantalite ve yapılan genelleme bence kişiye özgü. Mesela siz kazara birini seçip evlenmiş olabilirsiniz ama deyiminizle koca eline bakmamak için okuyan bir sürü kadın da hem mantık hem aşkı yoğurabiliyor. Bu biraz daha farklı bir tartışma konusu bana kalırsa.
 

OOOo çok sert bi genelleme yapmışsın:))
Kendinde gördüğün kusurları nasıl herkese mal edebildin şaştım doğrusu.
Rahmetli annem devlete sırtını dayamış! bir memurdu.
Alnının akı ile 3 evlat büyüttü ve okuttu ve çok iyi bir eş oldu kocasına.
Şimdiiiiiiiiii senin yaptığın bu genellemede benim annem gibilerin yeri neresidir merak ettim:))
Ayrıca sırtını dayadığı o koca çekip gittiğinde o kalan kadın ve çocukların ne yapması gerekir sence.
Anlıyorum gençsin bazı şeyleri kafanda yeni yeni netleştiriyorsun.
Çalışan kadınların sorunları ile ilgili genel olarak yaz tamam ama bu tür basmakalıp genellemeler yapmadan biraz daha tart.
Abla tavsiyesidir.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…