• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Büyük umutlarla evlendim ama sanırım pişmanım…

Aranızda hem kültür farkı hem de yetişme farkı var gibi görünüyor. Siz standartları daha yüksek, birçok şeyi elde etmiş birisiniz ama eşiniz çok daha aileci ve hesap kitapçı biri.
31 yaşındaki adamın zırt pırt çocuk gibi anam gelsin babam gelsin, anama gidelim demesi çok itici. Sürekli eve davet etmek, sürekli onlara gitmek br noktadan sonra sorun, her şey dozunda güzel.
Ben sizi haklı buluyorum, sizin standartlarınızın ve kim olduğunuzun da farkındaymış, kendisini finanse edin diye evlenmiş gibi davranıyor.
Sahip olduğu borçları evlenene kadar söylemeyip size ödetmeye çalışıyor, kredi ve altınları aldığı halde hala borç borç demeye devam edip bir mont için bile ben niye alıyorum diyor, çok itici. Kullanılıyorsunuz bence.
Ne borcuymuş bu böyle ada mı almış bitmiyor bir türlü?
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Uzun olmasına rağmen açık seçik,anlaşılır yazmışsınız,sıkılmadan okudum. bu yazı bile sizinle ilgili olumlu ip ucu veriyor aslında.

Yaşam tarzımız, iyi ailelerden ,ya da kötü ailelerden gelmemiz bizim suçumuz değil.
Ama ailenizin size özeni yüzünden üstü kapalı bile olsa eleştiriliyorsunz hiç hoş değil.
Sizin ekonomik olarak rahat bir aileden gelmenizi eleştiriyor eşiniz, ama sizin yaşam tarzınızı alışkanlıklarınızı bilerek evlendi sizinle. simdi sizin rutin harcamalarınıza karışması,masraflı bulması bunu dile getirmesi,üsttenci bakması riyakarlık geliyor.

Başlangıçta olmadığı gibi(lüks restoranlar,gezmeler) davranıp tavladiktan hatta daha fenası evlendikten sonra özüne dönmesi güven zedeleyici,insan bir kiminle evlendim ben diye sorar doğal olarak.

İş bulmadan işten çıkmış korkunç geliyor bana ,kadın ya da erkek farketmez birinin gücüne kendini bırakıp parazit gibi yaşamak rencide edici geliyor bana öyle insanlara saygı duyamıyorum.
İşten çıkarılmakla, birine güvenerek iş bırakmak arasında fark var.

Mont olayı da öyle, yani adam varlığının yükünü size bırakıyor ve bundan da gocunmuyor.

Cinsellikle ilgili bi şey diyemiyorum maalesef zamanla rutinlesen bir eylem. Ara ara renklendirmek lazım tabi,ama onla ilgili elestiremiycem evlilik bazı heyecanlı törpülüyor.
 
Hiç mi araştırmadı evleneceği adamı? Adamın maaşının yetmediğini zaten kendi söylüyor. Babadan kalma bi arabası varmış falan. Ailesi varlıklı değil diyeyse sorun başta kabul etmeseydi. Ben rahat büyüdüm şuan standartlarımı karşılamıyor diyor. Adam yoktan yaratamaz ya. Evleneceği adamın ne iş yaptığını ailesini bilmeden mi evlenmiş de adam kandırmış oluyor? Ne yaptı mesleğini mi sakladı ailesinin durumunu mu sakladı? Arada güzel mekanlara getirmişmiş saklamış olmuşmuş. Arada bizde güzel yerlere gidiyoruz ama mal ortada yani. Adamlar doğru düzgün altın alamamış, düğün fotoğrafçısı tutulmamış. Durumları yok belliymiş.
Söylediklerinizin çoğuna katılıyorum zaten. Sevgiliyken yaptığı işi biliyordu ve aldığı maaşı da az çok tahmin edebilirdi.Neyi alıp neyi alamayacağı bellidir adamın zaten ailesinin de durumu ortada. Ama bunların hiçbiri adamın karısının parasına çökmesini haklı çıkarmaz ben bundan bahsediyorum. Yani kız kanmış düşünememiş hata yapmış.Ama adam da masum değil. Fakir ama gururlu delikanlı muamelesinin lüzumu yok bence. Adam olan der ki: Ben bu kadar yapabiliyorum sen de biliyorsun. Senin kendi kazandığınla harcadığına ben karışamam, lükslerine karşılayamam ama evi de layığıyla geçindiririm. Ama bu adam kadının imkanlarını da sömürme derdinde.Hem konu sadece para mı sizce? Para dışındaki konular da baya sıkıntılı maalesef.Biz de eşimle maddi açıdan çok farklıyız ama eşimin evin temel ihtiyaçları için benden bir şey istediği ya da harcamama karıştığı olmadı.Kısacası adamın niyetini samimi görmüyorum asıl problem bu.
 
Valla canım ne kadar durumun iyide olsa işi sorumluluğu erkeğe bırakman gerekiyor diğer türlü popişleri kalkıyor sen anlatırken aklıma benzer bir hikaye geldi yakın zamanda halamın aldatılğını öğrendik oda senin gibiydi bakımlı ilgili anaç ve çalışır evin sorumluluğunu alırdı kocasıda bu rahatlığa alıştı popişi kalktı parası cebine fazla kaldı herhalde aldatmış halamı halama harcamadığı parayı başka kadınlara harcamış belki doğru değil ama ben yemeyenin malını yerler modundayım başkası yiyeceğine ben yerim bakamayacaksa karısına almayacaktı o zaman hemşireyim bu arada ve freelance çalışıyorum ona bile eşim karışmaz yani sana tavsiyem çek restini çiz çizgini çocuğun falanda yok anladığım kadarıyla olmuyorsa zorlamanında alemi yok böyle biriyle ömür geçmez kurtar kendini
 
Hiç mi araştırmadı evleneceği adamı? Adamın maaşının yetmediğini zaten kendi söylüyor. Babadan kalma bi arabası varmış falan. Ailesi varlıklı değil diyeyse sorun başta kabul etmeseydi. Ben rahat büyüdüm şuan standartlarımı karşılamıyor diyor. Adam yoktan yaratamaz ya. Evleneceği adamın ne iş yaptığını ailesini bilmeden mi evlenmiş de adam kandırmış oluyor? Ne yaptı mesleğini mi sakladı ailesinin durumunu mu sakladı? Arada güzel mekanlara getirmişmiş saklamış olmuşmuş. Arada bizde güzel yerlere gidiyoruz ama mal ortada yani. Adamlar doğru düzgün altın alamamış, düğün fotoğrafçısı tutulmamış. Durumları yok belliymiş.
Haklısınız. Hak veriyorum size. Ben zaten farklı görüşleri görmek için bu konuyu açtım.

Ama şöyle söyleyeyim. Biriyle tanıştığımızda onu nasıl araştırabiliriz ki evin var mı falan diye sorulmaz. Yaşam stilinden anlaşılır ne yiyip içiyor ne giyiyor. Benim bir flörtüm olmuştu mesela çocuk ete vereceğim parayla daha çok tavuk yerim ya da dışarıda makarna yenmez gibi yorumları oluyordu. Netti ve uzatmadan bitirdim.

Benim canımı sıkan yaşam stili hakkında yalan söylemesi. Mesela restoranda yemek yiyip sonra kahve içmeye geçmek ona saçma gereksiz geliyorsa sevgiliyken söyleyebilirdi. Evlendikten sonra dışarıda kahve içmek de masraf demesi dumura uğratıyor insanı. Sevgiliyken her gün yaptık bunu.

Sonuçta ben de onunla aynı maaşı alıyorum ama benim ailemden dolayı durumum daha iyi. Onu da öyle sandım başlarda. Artık aileler tanışıp da ev mev bakmaya başladığımızda ben ya kira nasıl öderiz ki çok artmış vs. dediğimde sen bana bırak demişliği de var.

Bir de insanlar çocuğunun düğünü için kenara para atabilir ben etrafımda çok görüyorum. Eşyalarımızı ailesi aldı sanıyordum ve borçsuz geldiği bir evrende bizim eve epey bir para giriyor zaten. İkimiz de borçları sıfırlayarak geleceğimizi söylemiştik.

Bi de kızlar ailesi altınları aldığında ben nişanda takacakları altın sanıyordum onları. Sonradan fark ettim tümünün bu olduğunu. Rencide etmemek için bir şey demedim durumları bu kadardır dedim o aşamada.

Mesela bizim eve her gün kargo geldiğini bilirdi aldığım şeylerin de fotoğrafını atardım (makyaj, kıyafet vs) Şimdi evlenince ne çok alışveriş yapıyorsun demesi tuhaf geliyor.

Anlatabildim mi yani zaten başta ben sormadım baktım çok benziyoruz sonrasında çıkan şeyleri de ben tolere ettim malesef. Belki orada uyanabilridim
 
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Aranızda hem kültür farkı hem de yetişme farkı var gibi görünüyor. Siz standartları daha yüksek, birçok şeyi elde etmiş birisiniz ama eşiniz çok daha aileci ve hesap kitapçı biri.
31 yaşındaki adamın zırt pırt çocuk gibi anam gelsin babam gelsin, anama gidelim demesi çok itici. Sürekli eve davet etmek, sürekli onlara gitmek br noktadan sonra sorun, her şey dozunda güzel.
Ben sizi haklı buluyorum, sizin standartlarınızın ve kim olduğunuzun da farkındaymış, kendisini finanse edin diye evlenmiş gibi davranıyor.
Sahip olduğu borçları evlenene kadar söylemeyip size ödetmeye çalışıyor, kredi ve altınları aldığı halde hala borç borç demeye devam edip bir mont için bile ben niye alıyorum diyor, çok itici. Kullanılıyorsunuz bence.
Ne borcuymuş bu böyle ada mı almış bitmiyor bir türlü?
 
Bu arada ailemle konuşmadım kızlarım dediğim gibi ailem boşanmama destek olacak insanlar değiller. Onlar için boşanmayım da maddi ne eksiklik varsa onlar kapatsınlar. Aileme söylersem ev bile alabilirler yani öyle bir boşanma fobisi. O yüzden ben kararımı verip aksşyon alana kadar onlara söylememe taraftarıyım.

6 ay çok kısa bir süre. Kendim çabalamayı bırakıp geri çekilip en az 6 ay daha gözlemlemeyi düşünüyorum. Çocuk konusunda korkmayın zaten yakın zamanda böyle bir niyetim yok.
 
bugün ev konusu açılınca evi satmaktan vazgeçtiğimi söyledim. Sinirlendi neden dedi. Ben de vazgeçtim bi süre daha satmıcam dedim. Kirada durmaya devam ederiz dedim. Böyle bir imkanımız varken kiraya mahkum ediyorsun çocuk oyuncağı ettin falan diye üste çıktı
 
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Merhaba, davul bile dengi dengine mantığı bence doğru değil aynı olmasa da bazı noktalarda benzer süreçleri yaşamışız açık iletişim ile eşinizin borçları hakkında konuşabilirsiniz büyük ihtimalle toplumun çoğu kesiminin yaptığı gibi borçlar erkek çocuğa yüklenmiş olabilir ve size aktaramadığı için borç daha da büyümüştür. Altınlarınız sizi garantide tutardı (eşinizle sizi) keşke bozdurmasaydınız ve nakit ortak hesap oluşturup borçlar-ev giderleri (ihtiyaçlar)- kalan paranın bölüşülmesi gibi ayırabilirsiniz zor oluyor tabi 1 yıl ama seviyorsanız ve ayrılmayı düşünmüyorsanız göğüs gerebilirsiniz. Eşinizin ailesine düşkünlüğü konusunda da konuşun bence o an tartışma çıksa bile süreç içinde size hak verdiği yerler olacaktır. Çift terapisi de alabilirsiniz, kolaylıklar diliyorum <3
 
Haklısınız. Hak veriyorum size. Ben zaten farklı görüşleri görmek için bu konuyu açtım.

Ama şöyle söyleyeyim. Biriyle tanıştığımızda onu nasıl araştırabiliriz ki evin var mı falan diye sorulmaz. Yaşam stilinden anlaşılır ne yiyip içiyor ne giyiyor. Benim bir flörtüm olmuştu mesela çocuk ete vereceğim parayla daha çok tavuk yerim ya da dışarıda makarna yenmez gibi yorumları oluyordu. Netti ve uzatmadan bitirdim.

Benim canımı sıkan yaşam stili hakkında yalan söylemesi. Mesela restoranda yemek yiyip sonra kahve içmeye geçmek ona saçma gereksiz geliyorsa sevgiliyken söyleyebilirdi. Evlendikten sonra dışarıda kahve içmek de masraf demesi dumura uğratıyor insanı. Sevgiliyken her gün yaptık bunu.

Sonuçta ben de onunla aynı maaşı alıyorum ama benim ailemden dolayı durumum daha iyi. Onu da öyle sandım başlarda. Artık aileler tanışıp da ev mev bakmaya başladığımızda ben ya kira nasıl öderiz ki çok artmış vs. dediğimde sen bana bırak demişliği de var.

Bir de insanlar çocuğunun düğünü için kenara para atabilir ben etrafımda çok görüyorum. Eşyalarımızı ailesi aldı sanıyordum ve borçsuz geldiği bir evrende bizim eve epey bir para giriyor zaten. İkimiz de borçları sıfırlayarak geleceğimizi söylemiştik.

Bi de kızlar ailesi altınları aldığında ben nişanda takacakları altın sanıyordum onları. Sonradan fark ettim tümünün bu olduğunu. Rencide etmemek için bir şey demedim durumları bu kadardır dedim o aşamada.

Mesela bizim eve her gün kargo geldiğini bilirdi aldığım şeylerin de fotoğrafını atardım (makyaj, kıyafet vs) Şimdi evlenince ne çok alışveriş yapıyorsun demesi tuhaf geliyor.

Anlatabildim mi yani zaten başta ben sormadım baktım çok benziyoruz sonrasında çıkan şeyleri de ben tolere ettim malesef. Belki orada uyanabilridim

Eşiniz eğer kendi düzeni içinde yasamayip aile icinde yasadiysa ailenizi ve parayı yönetemiyor olabilir. Çünkü aile yönetmek bekarken gezmeye benzemez. Her şey cidden çok pahalı. Aileden de bı varlık olmayınca çok zor geçinmek. Ama yaptığı çok yanlışlar var eşinizin de. Ama ben nedense sizi sömürmeye çalıştığını düşünmüyorum. Yetemiyor bence. Ayrıca daha o kadar yenisiniz ki alışma süreci, bir seylere ortak karar verme ,tanıma vs. daha çok basindasiniz. Bir de benim gibi pasif agresif diyorlar ya ondansiniz galiba. Açıkça demiyorsunuz da anlamasını bekliyorsunuz. Anlamayacak. Açıkça diyin ben senin bana bir şeyler almanı istiyorum diyin. Yoksa da bizim varsa da bizim diyin. Evinizi de satmayın daha her şey belli olmadan.Ama büyük ihtimalle o ev erkeğin olsaydı ve yeni ev için satilmasaydi burdaki hanımlar erkeğe demedigini bırakmazdı. Evlilik bu değil ya. Karşıdakini sömürücü olarak görürsek o nasıl bı evlilik olabilir.

Ailesinden ciddi bir yardım görmediğinden anladığım kadarıyla bı de eşya borcu var. Sıkıntısı çok. Evliliğin tadına bile varılmaz borç harç yüzünden. Ama bı kahve icseniz acinizdan da ölmezsiniz. Sen de haklısın. Orta yolu bulursunuz umarım. Hakkınızda hayırlısı olsun.
 
Eşiniz eğer kendi düzeni içinde yasamayip aile icinde yasadiysa ailenizi ve parayı yönetemiyor olabilir. Çünkü aile yönetmek bekarken gezmeye benzemez. Her şey cidden çok pahalı. Aileden de bı varlık olmayınca çok zor geçinmek. Ama yaptığı çok yanlışlar var eşinizin de. Ama ben nedense sizi sömürmeye çalıştığını düşünmüyorum. Yetemiyor bence. Ayrıca daha o kadar yenisiniz ki alışma süreci, bir seylere ortak karar verme ,tanıma vs. daha çok basindasiniz. Bir de benim gibi pasif agresif diyorlar ya ondansiniz galiba. Açıkça demiyorsunuz da anlamasını bekliyorsunuz. Anlamayacak. Açıkça diyin ben senin bana bir şeyler almanı istiyorum diyin. Yoksa da bizim varsa da bizim diyin. Evinizi de satmayın daha her şey belli olmadan.Ama büyük ihtimalle o ev erkeğin olsaydı ve yeni ev için satilmasaydi burdaki hanımlar erkeğe demedigini bırakmazdı. Evlilik bu değil ya. Karşıdakini sömürücü olarak görürsek o nasıl bı evlilik olabilir.

Ailesinden ciddi bir yardım görmediğinden anladığım kadarıyla bı de eşya borcu var. Sıkıntısı çok. Evliliğin tadına bile varılmaz borç harç yüzünden. Ama bı kahve icseniz acinizdan da ölmezsiniz. Sen de haklısın. Orta yolu bulursunuz umarım. Hakkınızda hayırlısı olsun.
Evet canım kesinlikle pasif agresiflik çok var. Düzeltmeye çalışıyorum. Yorumun için çok teşekkür ederim
 
bugün ev konusu açılınca evi satmaktan vazgeçtiğimi söyledim. Sinirlendi neden dedi. Ben de vazgeçtim bi süre daha satmıcam dedim. Kirada durmaya devam ederiz dedim. Böyle bir imkanımız varken kiraya mahkum ediyorsun çocuk oyuncağı ettin falan diye üste çıktı
evinizi satmayın, evi evlenmeden önce aldıysanız sizin ortak malınız olmaz ama evi satıp yeni ev alırsanız ortak mala girer ve boşanma zamanı hak talep eder eşiniz boşanmak isterseniz
 
bugün ev konusu açılınca evi satmaktan vazgeçtiğimi söyledim. Sinirlendi neden dedi. Ben de vazgeçtim bi süre daha satmıcam dedim. Kirada durmaya devam ederiz dedim. Böyle bir imkanımız varken kiraya mahkum ediyorsun çocuk oyuncağı ettin falan diye üste çıktı

Evi düşüneceğine bir an önce yeni bir işe başlayıp kirayı nasıl ödeyeceğini düşünsün.
Hem çalışma, hem karının eline bak hem de hala o satsın bana alsın kafasında ol.
Yeni evlilik falan anlamam ben eşiniz size ve ailenizin size sunacağı imkanlara güveniyor ondan bu rahat istemeler.
 
bugün ev konusu açılınca evi satmaktan vazgeçtiğimi söyledim. Sinirlendi neden dedi. Ben de vazgeçtim bi süre daha satmıcam dedim. Kirada durmaya devam ederiz dedim. Böyle bir imkanımız varken kiraya mahkum ediyorsun çocuk oyuncağı ettin falan diye üste çıktı
E tabi üste çıkar planları sekteye uğruyor. Size evinizi sattırıp işsiz güçsüz haliyle bedavadan ev sahibi olacaktı.
Kirada durmak istemiyor madem zahmet olmazsa işe girsin
 
bugün ev konusu açılınca evi satmaktan vazgeçtiğimi söyledim. Sinirlendi neden
dedi. Ben de vazgeçtim bi süre daha
satmıcam dedim. Kirada durmaya devam
ederiz dedim. Böyle bir imkanımız varken
kiraya mahkum ediyorsun çocuk oyuncağı
ettin falan diye üste çıktı

Yalnız böyle bir imkanınıZ olmadığını, imkanın sizin şahsınıza ait olduğunu eşiniz kaçırıyor sanırım
 
bugün ev konusu açılınca evi satmaktan vazgeçtiğimi söyledim. Sinirlendi neden dedi. Ben de vazgeçtim bi süre daha satmıcam dedim. Kirada durmaya devam ederiz dedim. Böyle bir imkanımız varken kiraya mahkum ediyorsun çocuk oyuncağı ettin falan diye üste çıktı
Arsiza bak...İşsiz haliyle yeni alınacak evin kredisini borcunu masrafını kim odeyecekmis? Oh, hem karının babadan kalma evini sattirip yeni ev al hem de yeni evin masrafını ona odet, hem de evi gecindirsin diye bekle ! Aç köpek ya, sinirim bozuldu.
 
Arsiza bak...İşsiz haliyle yeni alınacak evin kredisini borcunu masrafını kim odeyecekmis? Oh, hem karının babadan kalma evini sattirip yeni ev al hem de yeni evin masrafını ona odet, hem de evi gecindirsin diye bekle ! Aç köpek ya, sinirim bozuldu.
Bu yeni nesil erkekler neden böyle karısına güveniyor? Yani lanet geldi artık ya. Erkekler erkekliklerini unuttu kadın oldu. Önceden hesap ödemek bile gurur meselesiydi erkekler için.
 
Bu yeni nesil erkekler neden böyle karısına güveniyor? Yani lanet geldi artık ya. Erkekler erkekliklerini unuttu kadın oldu. Önceden hesap ödemek bile gurur meselesiydi erkekler için.

Cunku erkekler iki tabak yemek ödedi diye sanki kadinlar para yiyormuş adam ödemese aç kalacakmiş gibi kadinlar diger kadinlari aşagilamaya başladi. Kraldan cok kralcilik diyorum ben buna.

Güçlü kadin olmayi adamlara para harcamak sandi bazilari.
Adam yemeginizi ödedi hediye aldi diye kimsenin hizmetlisi olmak zorunda degilsiniz.
Erkeklerin haklarini? erkeklerden cok düşünen kadinlae görüyorum sanki ataerkil bir ülkede degilmişiz gibi sanki erkekler çok eziliyormuş gibi. 🙂🙂🙂
Erkek gibi dusunerek erkeklere yaranmaya çalişmanin sonu.
 
Cunku erkekler iki tabak yemek ödedi diye sanki kadinlar para yiyormuş adam ödemese aç kalacakmiş gibi kadinlar diger kadinlari aşagilamaya başladi. Kraldan cok kralcilik diyorum ben buna.

Güçlü kadin olmayi adamlara para harcamak sandi bazilari.
Adam yemeginizi ödedi hediye aldi diye kimsenin hizmetlisi olmak zorunda degilsiniz.
Erkeklerin haklarini? erkeklerden cok düşünen kadinlae görüyorum sanki ataerkil bir ülkede degilmişiz gibi sanki erkekler çok eziliyormuş gibi. 🙂🙂🙂
Erkek gibi dusunerek erkeklere yaranmaya çalişmanin sonu.
Kesinlikle katılıyorum. Hayat müşterek ama her şeyi kadına yükleyerek erkeklikten uzaklaştılar bence.
 
bugün ev konusu açılınca evi satmaktan vazgeçtiğimi söyledim. Sinirlendi neden dedi. Ben de vazgeçtim bi süre daha satmıcam dedim. Kirada durmaya devam ederiz dedim. Böyle bir imkanımız varken kiraya mahkum ediyorsun çocuk oyuncağı ettin falan diye üste çıktı
Şaşırmadım.

Siz bunun nereye ne kadar borcu olduğunu ne kadarı ödendiğini, şimdi işsizken bunları nasıl çözeceğini biliyor musunuz, hiç konuştunuz mu bu konuları.

Günümüzde koca evi geçindirsin ben maaşımla istediğimi yapayım diye bir şey yok, ortaya bir para koymak ya da ödemeleri bölüşüp kalanını kendi tasarrufunda harcamak bir mecburiyet. Bu durumda mutlaka iki taraf da fedakarlık yapacak. Siz de bir şeylerden kısacaksınız ama sizde durum şu an çok farklı. Oturup konuşup borç harç konusunu ödemeleri planlamanız gerekirse bölüşmeniz gerekiyor. Siz de ayağınızı o yorgana göre uzatmalısınız demek istiyorum ama adam iş bulmadan o noktaya ulaşmanız zor.

Pahalı markalardan hoşlanıyor olabilirsiniz ama her şeyin bir kullanım süresi ya da kullanım ömrü var, bittikçe alındığında göze batmamalı bunlar.

Evi satmamak konusunda da bir bahane sunsaydınız keşke 'sen işsizsin, kredi çektiğimiz paranın ödemesi aylık 60 70 bin olacak ve bizim öyle bir gelirimiz yok, üstelik bitmemiş borçlar var, iyi bir iş bulduğunda düşünürüz' diyebilirdin. Böylece çemkirme şansı olmazdı.
 
Denginle evlenmemissin. Maddi olarak harcamaya alismissin onun bı evi bile yokmuş belki birikim yapmak istiyor. Maddi olarak da eşinle yarisiyorsun.Ben bunu yaptım sen de bunu yap gibi. Çünkü eşin kirayı da ben ödüyorum demis.Artik inada bindirmissiniz.Bence de markette bir şeyleri bırakmak hos degil ama kim ister ki böyle olsun. Demek oluyor ki durumu yok. Olay tamamen kocanın maddi durumunu küçük gormenle alakalı bence. Nerdeyse her paragraf para üstüne kurulu sorunlarla ilgili.
Bence yanlış yorumluyorsunuz. Konu sahibi eşinden esirgeyen biri değil iddia ettiğine göre kredi çekmiş, altınlarını vermiş.
 
Back