• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Büyük umutlarla evlendim ama sanırım pişmanım…

şöyle söliyim ben 18 de evlendim görücü üsulu tabi biizmki birbirmizi fazla tanımadığız halde etkilenme oldu bi an nasip diyoruz biz buna evlendik çok anneci babacı aşşırı derecede hatta alrabalarına ailesine herkeze düşkün ablası vs deseki bana bunu al hemen alır enayi bildiğimiz çok kavgalarımız oldu ayrılamalar oldu annesinin kendilerine ait evinin olmasına rağmen bizim evde yaşıcaklar dedi bi kaç ay öle oldu sonra ben artık dayanamadım ayrılıcam dedim neyse enn
son 2 .3 yılımza girdik şuan beni daha iyi tanıyor ayrı evim var annesi babasıyla arasına mesafesini koydu ben istemedikçe çağırmıyor artık hiçbir misafiri demem o ki zamanla seni daha iyi kavrıyacak sevicek en çok seni kaybetmekten kokrkması için çok ciddi kararlı birşey yap ve oda bunu farketsin derim çok anlatmak istemedim uzun olur diye ama bende çok şeyler yaşadım ama hepsi geçti öle söylenmelerin çok normal kimsenin evliliği mükemmel değil
Siz 18 yaşında evlenmişsiniz. Aradan 2 yıl geçmiş. 20 yaşındasınız daha. Bir çok genciz bekar olduğu yaşta 2 yıllık evlisiniz ve mücadele içinde olup rayına oturtmussunuz. Bu yaşlar dogrulari pek kavrayamama yaslari oluyor. Yaş oturdukca bazı şeyler düzeliyor aynı siz de olduğu gibi. Ama konu sahibi ve eşi yasini almış insanlar. Yani eşi 31 yaşında. 31 yaşındaki adam artık olgunlaşmış adamdır. 25 yaş sonrası kirilmadir. 25'ten sonrası aydınlanmaya başlama dönemidir. Yani ben niye montu alayım diyen bir adamın siz değişebilecegini mi düşünüyorsunuz? Ya da karısı ısrarla evim pis demesine rağmen hâlâ sen ailemi istemiyorsun diyen adamın değişeceğini mi düşünüyorsunuz?
Bazı insanları yoklukla terbiye ederek yola getirebilirsiniz. Ama konu sahibinin ben yoklukla yola geleceğine de inanmıyorum. Çünkü sevdiğini düşünmüyorum. Daha 6 aylık bir evlilikte bir adam cinsel hayatında soğukluk yaşıyorsa karısı ağlarken dönüp yatabilen vicdani varsa bu adamı terbiye edemezsiniz.
Kimsenin evliliği mükemmel olmayabilir ama tölere edilecek şeyler vardır edilmeyecek şeyler vardır. Konu sahibi eşine de güvenmiyor ki yıllar sonra ilk kez siteye konu açmış. Kişi kocasini tanır.
 
Siz 18 yaşında evlenmişsiniz. Aradan 2 yıl geçmiş. 20 yaşındasınız daha. Bir çok genciz bekar olduğu yaşta 2 yıllık evlisiniz ve mücadele içinde olup rayına oturtmussunuz. Bu yaşlar dogrulari pek kavrayamama yaslari oluyor. Yaş oturdukca bazı şeyler düzeliyor aynı siz de olduğu gibi. Ama konu sahibi ve eşi yasini almış insanlar. Yani eşi 31 yaşında. 31 yaşındaki adam artık olgunlaşmış adamdır. 25 yaş sonrası kirilmadir. 25'ten sonrası aydınlanmaya başlama dönemidir. Yani ben niye montu alayım diyen bir adamın siz değişebilecegini mi düşünüyorsunuz? Ya da karısı ısrarla evim pis demesine rağmen hâlâ sen ailemi istemiyorsun diyen adamın değişeceğini mi düşünüyorsunuz?
Bazı insanları yoklukla terbiye ederek yola getirebilirsiniz. Ama konu sahibinin ben yoklukla yola geleceğine de
Siz 18 yaşında evlenmişsiniz. Aradan 2 yıl geçmiş. 20 yaşındasınız daha. Bir çok genciz bekar olduğu yaşta 2 yıllık evlisiniz ve mücadele içinde olup rayına oturtmussunuz. Bu yaşlar dogrulari pek kavrayamama yaslari oluyor. Yaş oturdukca bazı şeyler düzeliyor aynı siz de olduğu gibi. Ama konu sahibi ve eşi yasini almış insanlar. Yani eşi 31 yaşında. 31 yaşındaki adam artık olgunlaşmış adamdır. 25 yaş sonrası kirilmadir. 25'ten sonrası aydınlanmaya başlama dönemidir. Yani ben niye montu alayım diyen bir adamın siz değişebilecegini mi düşünüyorsunuz? Ya da karısı ısrarla evim pis demesine rağmen hâlâ sen ailemi istemiyorsun diyen adamın değişeceğini mi düşünüyorsunuz?
Bazı insanları yoklukla terbiye ederek yola getirebilirsiniz. Ama konu sahibinin ben yoklukla yola geleceğine de inanmıyorum. Çünkü sevdiğini düşünmüyorum. Daha 6 aylık bir evlilikte bir adam cinsel hayatında soğukluk yaşıyorsa karısı ağlarken dönüp yatabilen vicdani varsa bu adamı terbiye edemezsiniz.
Kimsenin evliliği mükemmel olmayabilir ama tölere edilecek şeyler vardır edilmeyecek şeyler vardır. Konu sahibi eşine de güvenmiyor ki yıllar sonra ilk kez siteye konu açmış. Kişi kocasini tanır.
inanmıyorum. Çünkü sevdiğini düşünmüyorum. Daha 6 aylık bir evlilikte bir adam cinsel hayatında soğukluk yaşıyorsa karısı ağlarken dönüp yatabilen vicdani varsa bu adamı terbiye edemezsiniz.
Kimsenin evliliği mükemmel olmayabilir ama tölere edilecek şeyler vardır edilmeyecek şeyler vardır. Konu sahibi eşine de güvenmiyor ki yıllar sonra ilk kez siteye konu açmış. Kişi kocasini tanır.
tabiki öle ben 21 yaşındayım şuan ama eşimde 30 yaşında aynı yaşta diğer adamla ben eşime kaybetme korkusu yaşattığımdan beri ayrılık konusu yada aile içi durumları asla açmıyo belki faydasına olur die dedim kötü bi niyetim yok benim bazı adamlar kaç yaşına gelirlerse gelsinler eğer bu kadına nasıl davranırsam davranıyım ne dersem diyim zaten ayrılmaz kafasında olup yapıyorlar umursamıyorlar tabiki onun iradesi nasıl ne yapmak isterse kendi kararı kendi hayatı herkez farklı yorumlarda bulunmuş kız direk o yorum yapılan şeyi uyguluyacak değil hepsini okur düşünür eşinide tanıyor zaten ona göre bi yol izlenim yapar hangisi ne doğruysa onun için hayırlısı neyse o olsun
 

iyi niyetli olursak

normal bir ev gibi düşündüyse, atıyorum ortlaama bir mühendis-mühendis çiftin akşama kadar evde olmadığı 2+1 70-80 m2 daire gibi,
ne biliyim elektrik 300 gelse doğalgaz 1000 gelse ev kirası 20-25 olsa diye düşünmüşse diyelim ama bunlara elektrik bin gelip doğalgaz da 3 bin gelip kira da şu an 35 miş, ki 50 olur diyor onun 5 bin de aidatı vardır zaten, diye gittiyse...mutfağı vs. de benzer korelasyonla...

adamın ortalama dünyaya göre yaptığı hesabı şaşmış olabilir. yani ortalama dünyada yaşayan bir adam 80-100 bin karım alsa e o kadar da ben alıyorum zaten, ooohooo bi sürü para bol bol yeter, diye düşünür.

mesela
"hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye." diyor ya konu sahibi

ben onu merak ediyorum işte
o noktada bu 2 insan hiç mi oturup biz ne kazanıp ne harcayacaz bunu konuşmamışlar?

ha ben ne kadar iyi niyetli olursam olayım karısının montuna ben mi ödeyecem diyen, daha yeni evli ve borçuyken işini bırakan, eşyayı ben alıyorum ailem almıyor demeyen küsen eden vs. vs. adamı merhametli, düzgün bulamıyorum yani bana baştan beri bi "kapağı iyi yere atma" niyeti varmış gibi geliyor.

ve fakat konu sahibini de anlamıyorum yani

güzel kızım sayısalcısın belli ki matematik biliyorsundur

e bitanem parfümün 3 bin lira, kıyafetin benzinin dışarda yemen içmen 30 binse kozmetiğin 5-10 binden aşağı değilse (atıyorum rakamları) e sen olsa olsa 100 bin maaş alıyor ol...zaten aldığının yarısı senin kıyafetine kuaförüne süsüne bakımına gezmene gider. zaten bekarken de öyleymiş üstüne annen baban para veriyormuş. e o zaman kira vermiyordun bişey etmiyordun...bir de evde geçimi erkeğin sağlamasını da bekliyorsun. muhafazakar kafayla yetiştirilmişsin, tamam olabilir de...

eee nasıl geçincez biz demedin mi bu adama?
ya da bu kadar eşya alınıyor sen bunları neyle ödüyorsun, nasıl demedin?

en basiti demedin mi ben maaşı tüm harcıyorum + annem-babam bana x lira daha veriyor üstelik kiram, mutfak masrafım oyum buyum filan da yokken harcamam şu kadar, böyleyken böyle diye?

yahu sayısalcı kızlar siz bari yapmayın...

hesap ortada balayı tutmuşsa en basitinden bi 250 bin lira onun %40'ı 100 bin zaten, muhtemelen adamın maaşı olsa olsa o kadardır. a gitti bi maaş sadece %40 ödediği balayına. eşyanın da erkek tarafının aldığı kısmın %80'ini adam ödemiş o da 500-600 bin tutuyorsa, e daha düğün var, altın var o var bu var, dünya kadar borç var muhtemelen sevgililik zamanı yapılan gezmeler tozmaların da borcu var kartlarda, kalıbımı basıyorum.

eee kuru maaşla nasıl çevirecek adam bu kadar harcamayı?

yani beklenti tuhaf, öyle erkek evi geçindirsin bekleniyorsa o zaman fakir aile çocuğu düz maaşlı adamla evlenilmez, geçindiremez çünkü istediğiniz standartta, mümkün değil ki bu.

atıyorum, düz maaşlarımızla geçincez aileleri karıştırmıycaz diye karar alacaktınız en başta
eşyada kimin neyi ödediğini borcu harcı bilecektiniz
ha bire aileye git-gel olayını filan da baştan hesaplayacaktınız, siz sadece x mekana gidip yiyip içip kakara kikiri evlenmişsiniz gibi duruyor buradan bakınca
yani tüm bunları konuşmayınca, ortaya dökmeyince adamın tavlaması tabi kolay olur, hiçbir "can alıcı" noktaya parmak basılmamış ki evlenmeden.
Kızımız sayisalci ama hiç bağımsız yasamamış ki migren...

Okurken bile ailesinin yanındaymış, baba evinden ancak evlenme koşuluyla ayrılmasına izin verilmiş.

Kadın olsun erkek olsun, eğitimli veya eğitimsiz, evlenmeden önce birkaç yıl bile olsa aileden bağımsız yasamamış , kendi ayaklari üzerinde durmayı ogrenmemis , ev çevirmeyi , bütçe yapmayı, insan değerlendirmeyi bilmeyen , cinselliği tanımayan iki insan evlenince sağlıklı evlilikler kurulamıyor, e bizim toplumumzda da sosyal kültürel dinsel ekonomik...vs olarak bu pek mümkün olmadığı için yapılan evliliklerin yüzde 80 i baştan sakat doğuyor...

Aile yapımızın bozuk olmasının en büyük sebebi bu bence....
 
Selamlar. Hepsini okuyamadım kusura bakmayın çok uzun yazmışsınız. Ben size saptadığım problemleri yazayım sizde nefsinize ağır gelmezse kendinize çeki düzen verirsiniz. Bizler bu hayata imtihan için geliyoruz. Eş, çocuk, anne, baba, kardeş, arkadaşlarımızda bu imtihanın bir parçası. İşimiz, maddi kazsncımız her şey ama her şey Rabbimizi bilmemize vesile olmak için varlar. Toplumumuzda alışılagelmiş adetler hakikatte gerekli değiller. Örneğin düğün yapmak, dışarıda yemek yemek, gerekirsiz eşyalar, biblo türü şeyler satın almak. Mutluluk bunlarla sağlanamıyor. Gezip topmakla da sağlanamıyor. Fatıma annemiz evlenirken çok az eşya ile evlenmiş. Bizler bu kadar gereksiz eşyayı ve düğünleri insanlara gösteriş olsun diye yapıyoruz aslında. Geçmiş dönemlerde düğün aslında padişahların, zengin kişilerin yaptığı bir şey iken, şimdilerde halk sanki çok zenginmiş gibi gereksiz fuzuli yıllarca ödeyeceği bir borç yükünün altına insanları sokup samki mecburi bir şeymiş gibi bir algı insanlara empoze edilir bir hale geldi. Çok yazık. Sevgi bu değil. Eşinizin evinizdeki ihtiyaç olan şeyleri karşılamamasına gelince, gerçekten ihtiyaç olan şeyleri talep edin ce evin erkeği olduğunu ona hissettirecek şekikde davranın. Örneğin ödenmesi gereken şeyi siz ödemeyin. Ve sevgi denilen şey madfiyatla ilgili değil. Sizin o size biblo almasa da onu seveceğinizi bilmeli. Elbet eşler zor günlerde maddi konularda da birbirine destek olmalı ama karı koca rolünde erkek kadının eline bakıyor gibi bir duruma düşmemeli ve kendisini sizden daha aşağıda gibi hissettirmemelisiniz. Allah yardımcınız olsun.
Ablacim adam essek bulmus uzerine semerini vuruyor. Buna evin erkegi gib hissetirsen ne olur hissettirmesen ne olur.
Bastan niye soyleyememis dugun masraflarini ben yapiyorum ailem odemeyecek biz odeyecegiz diye.
Hadi issiz gucsuz, calisan kadindan ne diye yemek, utu bekliyor. Bir zahmet yapiversin isi gucu yok bari ev isini yapsin. Bir de yetmiyor anasini kakalamaya calisiyor densiz.
 
Lüks mekanla tavlamak demeyelim ama denk olduğumuzu düşündürttü. Ben arkadaşlarımla dışarı çıktığımda x mekanda buluşuyorsam onun da orayı seviyor olması hoşuma gitti elbet.

Eşyalar için pahalı diyebilirim ama kendi ailemin almayacağı hiçbir şeyi onlardan istemedim. Yatak odası vs. de yine aynı mağazadan alındı.

Arabası var şöyle var ailesi almış buna vermiş üstüne yapmışlar. Ama ailesinde araba olmadığı için getir götür işlerini eşim yapıyor genelde.

Ev olmamasını inanın umursamak aklıma gelmedi. Bu devirde dededen babadan kalmıyorsa kimse kolay kolay ev alamıyor normal dedim. Benim evim var satıp üzerine kredi çekip alırız evimizi dedim. Ben aslında hep çok daha saf başladım evliliğe ama malesef benim de sinsileşmeme sebep oluyor artık.

Bu arada ailem ev alırken size yardım ederiz dediler malesef ki. Bence etsinler de zaten varlık içinde neden yokluk çekip kirada sürünelim. Ama ben adamı mal mülk sahibi yapacağım o bana bir montu çok görüyor zoruma gidiyor
İnsanın zoruna gider tabi gitmez mi? Bunları ailene muhakkak anlat çünkü senin evlilik iyi geçmiyor gibi görünüyor sonu hayır değil
 
Niye sizin çektiklerinizi çeksin, niye itilip kakılsın? Kadına yalan söylemiş, her şeyi borçla krediyle yapmış düğünde takılanları istemiş ödemek için. Yetmemiş kredi çektirmiş kıza. Hala da öde öde bitiremediği borcu varmış. Sırf bu kızın anne babasının taktığı altın milyonu buluyor. Akrabaları da onlara göredir çeyrek takmamışlardır. Enayi mi bu insanlar, biz takalım ertesi gün damat hepsini bozdurdun yesin mi dediler takarken? Adım gibi eminim o altınların bir kısmını kendi annesine götürüp vermiştir. Bir montu çok görmüş kendin al demiş. Markette kasada ürün bıraktırıyor alma pahalı diyor. Krem alma pahalı, parfüm alma pahalı... Kıza evini sattırıp yeni ev aldırmaya çalışıyor. Hem işten çıkmış çalışmıyor hem de karısına kredi çektirip kendinin de ortak olabileceği ev peşinde. Böyle sırtlandan eş falan olmaz. Kız parasını maaşını saklamaya başlamış. Niye bu asalağı beslesin, doğru düzgün erkek mi yok? Sevilmiyor, değer görmüyor, düşünülmüyor, bütün maddiyatı sömürülüyor, evlilik mi bu sizce?
Aa kiza evini sattirip yeni ev almaya da mi calismis????
Bunu yaparsa konu sahibi tam bir enayidir. Kendi evi evlenmeden once oldugu icin bosanma durumunda hak iddia edemez ama bir sekilde bu ev sekil degistirirse onun da ustune konar bu densiz adam.
 
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
merhabalar valla bana göre tipik bencil bir erkek yerinde olsam çocuk falan olmadan boşanmayı düşünürdüm çünkü kimse kimseyi degiştiremez ayrıca senin lüks içinde yaşamış olman onun da fakirlik içinde yaşamış olması senden böyle bir intikam almasına hak degil.

Bu arada bende böyle deneyim yaşadım ve bir astologdan akıl aldım harita baktırıp ve dedikleri çok doğruydu eğer istersen profosyenel bir bakış açısıyla da bakabilirsin duruma. @Lunaakademik Pınar Yılmaz bir çok kişi de gitti ne yapmaları gerektigini öğrendiler.
 
Aa kiza evini sattirip yeni ev almaya da mi calismis????
Bunu yaparsa konu sahibi tam bir enayidir. Kendi evi evlenmeden once oldugu icin bosanma durumunda hak iddia edemez ama bir sekilde bu ev sekil degistirirse onun da ustune konar bu densiz adam.
Neyse ki uyandı, satmaktan vazgeçti. Anne babası iyi hoşlar ama kızı sanki fanusta büyütmüşler. Evlenince yaparsın, eşinle gidersin, tek olmaz yalnız olmaz diye diye birey olmasına izin vermemişler. Gezip tozmayınca flört etmeyince karşı cinsi tanıyamıyorsun. Maalesef bana öyle geliyor ki boşanmasına da karşı çıkabilirler. Yani adam iyi yere dükkan açmış.
 
merhabalar valla bana göre tipik bencil bir erkek yerinde olsam çocuk falan olmadan boşanmayı düşünürdüm çünkü kimse kimseyi degiştiremez ayrıca senin lüks içinde yaşamış olman onun da fakirlik içinde yaşamış olması senden böyle bir intikam almasına hak degil.

Bu arada bende böyle deneyim yaşadım ve bir astologdan akıl aldım harita baktırıp ve dedikleri çok doğruydu eğer istersen profosyenel bir bakış açısıyla da bakabilirsin duruma. @Lunaakademik Pınar Yılmaz bir çok kişi de gitti ne yapmaları gerektigini öğrendiler.
Forumda reklam yapmak yasak.
 
Neyse ki uyandı, satmaktan vazgeçti. Anne babası iyi hoşlar ama kızı sanki fanusta büyütmüşler. Evlenince yaparsın, eşinle gidersin, tek olmaz yalnız olmaz diye diye birey olmasına izin vermemişler. Gezip tozmayınca flört etmeyince karşı cinsi tanıyamıyorsun. Maalesef bana öyle geliyor ki boşanmasına da karşı çıkabilirler. Yani adam iyi yere dükkan açmış.
Ay nasil aileler azicik bir insani salarsin ya dicem ama iste ozgurlukleri kimse eliyle ayagiyla vermiyor insana. Soke soke alacaksin o ozgurlugunu. Bir esaretten cikip baska esaretin boyundurugu altina girmis bu kiz.
Bence bosanip ayri eve cikip biraz gercek hayatla yuzlesmesi lazim. Kendi kendine kahve aldiginda baskasina bu derece muhtac kalmamanin degerini anliyor insan.
 
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
birbirinize denk olmanız önemli. daha şimdiden böyleyse ileride çok daha zor günler olur ben sizi anlıyorum çocuk olmadan bir karar verin bence. ama öncesinde aile terapistine gitseniz iyi olur muhtemelen gitmek istemeyecektir siz deneyin şansınızı çocuk olduktan sonra gerçekten karar almak çok daha zor oluyor.hayat kısa pişman olmayın bazı şeyler için
 
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok


Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Merhabalar. Sizinle ortak noktalarımız olduğu için empati yapabildiğimi düşünüyorum. Ben de Bağdat Caddesi’nde büyümüş, özel okullarda okumuş, durumu iyi olan, muhafazakar ama maddi durumuna göre mütevazı yaşayan bir ailenin kızıyım. Eşim zorluklarla büyümüş, hep çalışmak zorunda kalmış ama okuyup kendini geliştirmiş birisi. Eşimle üçüncü buluşmamızda çok üzgün ve samimi bir şekilde bana şöyle söyledi ‘‘ Ben sana çok yüksek standartlı bir hayat sunamam``. Biz bu konu üzerine uzun uzun konuştuk. Ona ailemin beni lüks ve şatafat içinde büyütmediğini, dengeli bir harcama yapım olduğunu, bazı şeylere para harcamaktan çekinmezken bazı şeylerde de tasarruf etmeyi sevdiğimi detaylı bir şekilde anlattım. Bütün bu farklılıklara rağmen mizacımız benzediği için çok iyi anlaştık ve ilişkiye başladık. Tabii ki farklılıkları yaşadık. Mesela ben dışarıda çok sık kahve içerken eşimin böyle bir alışkanlığı yoktu. Ya da ben Zara‘dan alışveriş yapmayı normal karşılarken (Zara sonuçta Prada değil diye düşünürken😄) eşimin ve ailesinin daha önce Zara‘ya girdiğini bile sanmıyorum. Tabi biz bu durumları görmezden gelip içimize atmadık. Çünkü evlenmeyi dünüşüyorsam bunları irdelemeliydim. Konuşmalarımız sonucunda eşimin bu konularda esnek olduğunu,farklı alışkanlıklarla bu yaşa gelsek zamanla birbirimize benzeyeceğimizi ve sorun olmayacağı kanaatine vardım. Neyse biz evlenmeye karar verdik,aileler tanıştı herkes birbirini sevdi. Eşimin ailesi de çok anlayışlı ve görgülü insanlar sağolsunlar. Düğün sürecinde ne altınlar ne eşyalar ne de düğün konusunda bir sıkıntı yaşamadık. Her şeyi eksiksiz yaptılar. Eşim ben böyle bir kızla evlenmeye karar verdiysem sorumluluğunu almalıyım kafasındaydı. Eşimin daha önceden güzel bir birikimi olduğu için neredeyse hiç borçsuz evlendik. Şimdi 1.5 yıldır evliyiz ve diyorum ki Allah ondan razı olsun. Söylediği bazı şeyleri sizinle paylaşmak istiyorum ki daha iyi anlatabileyim: Senin paran senindir, evimizi geçindirmek benim görevim. Kartımdan istediğin gibi harcama yapabilirsin. Seninle evlenip sonra hayat standartlarını düşürmeni senden isteme hakkım yok vb…
Zamanla o bana yaklaştı ben ona derken orta yolu bulduk. Artık AVM’de iken o bana diyor kahve molası verelim diye 😄 Bu çok hoşuma gidiyor çünkü ilk başlarda hiiiçç yapmazdı. Aklına gelmezdi alışkanlık meselesi. Ben çok kıyafet alan biri değilim eşim diyor hadi sana kıyafet alışverişi yapalım diye. Mesela yurtdışına tatile gittik ikimiz de çok istediğimiz için. Bu arada ben şu anda çalışmıyorum her şeyi eşim karşılıyor. Şu anda eşimin de hoşuna gidiyor keyfi şeylere para harcamak ya da daha kaliteli şeyler almak kendisinin söylediğine göre.Seninle harcama alışkanlığım değişti iyi oldu diyor.
Eşim annesine çok düşkün ve çok değer veriyor.Ama bir gün bile evimizdeki huzuru bu yüzden bozduğunu hatırlamıyorum. Dengede tutmayı ayırt etmeyi becerebilecek olgunlukta.Öncelikli ailesinin ben olduğumun çok farkında.
Demem o ki maddi durum, sosyo-kültürel yapının farklılığı her zaman sorun olacak diye bir şey yok. Ne zaman sorun olur biliyor musunuz? İki taraf ortada buluşmak için ortak çabada bulunmadıkça…Sizin evliliğinizde siz çemberinizden çıkıp fedakarlıklar yaparken eşimiz tam tersi bundan faydalanıp daha fazla konfor alanına çekilmiş.Halbuki eşiniz de biraz çabalasa şu anda işler çoktan rayına oturmuş keyfini sürüyor olurdunuz. Bu çok soğutucu bir durum. Hayat arkadaşınız, yoldaşınız gibi hissetmekiydiniz. Çok üzgünüm ama eşiniz ben değil biz olmayı idrak edememiş, merhametsiz ve bencil birisi gibi görünüyor.Maalesef evlilik olgunluğu yaşla ve istemekle olmuyor.Aslında evlenmeden önce sinyalleri vermiş ama tabii o dönemde görülemeyebilir. Dediğiniz gibi bugün size piyango çıksa nolur ki karakter gelişmedikten sonra başka bir sorun çıkar. Size tavsiyem içinize sinmeyen,içte içe yanlış olduğunu hissetiğiniz hiç bir fedakarlıkta bulumayın. Daha gençsiniz güzel bir işiniz maaşınız var. İsterim ki yaptıklarınızı gören değerinizi bilen biriyle birlikte olun. Bir çocukla değil bir adamla birlikte olun. Yaşadığım için söylüyorum, imkansız değil…
 
Son düzenleme:
Boşan bacım dehle gitsin ya resmen ailen zengin diye köprüyü geçme muhabbeti kaybettiğin yıllar daha geri gelmez çocuk da yok düzelir diye de bekleme hadi ailesine sınır koydum para hesabı ne ya ben onu alayım sen bunu al böyle evlilik mi olur senin param benim param mı var yaşın ilerledikçe hastalıklara kalırsın sana abla tavsiyesi
 
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Gercekten cok üzücü şu yaşadıklarınız, Hayal kırıklığı yaşamak daha üzücü boşanın falan demek bizim haddimize değil ama kaybetme korkusu yaşatabilirsiniz.
 
Denginle evlenmemissin. Maddi olarak harcamaya alismissin onun bı evi bile yokmuş belki birikim yapmak istiyor. Maddi olarak da eşinle yarisiyorsun.Ben bunu yaptım sen de bunu yap gibi. Çünkü eşin kirayı da ben ödüyorum demis.Artik inada bindirmissiniz.Bence de markette bir şeyleri bırakmak hos degil ama kim ister ki böyle olsun. Demek oluyor ki durumu yok. Olay tamamen kocanın maddi durumunu küçük gormenle alakalı bence. Nerdeyse her paragraf para üstüne kurulu sorunlarla ilgili.
Durumu yoksa böyle bir kızla evlenmeyecekti.En başta kendini farklı göstermiş kasıtlı yapılmış bir hareket. Sizce adamın yaptıkları masum bir fakirlik mi bir daha düşünün isterseniz. Adam kıza sırtını yaslamış hayatını yaşıyor hala böyle tiplere hak veriyorsunuz yaa…
 
Durumu yoksa böyle bir kızla evlenmeyecekti.En başta kendini farklı göstermiş kasıtlı yapılmış bir hareket. Sizce adamın yaptıkları masum bir fakirlik mi bir daha düşünün isterseniz. Adam kıza sırtını yaslamış hayatını yaşıyor hala böyle tiplere hak veriyorsunuz yaa…
Hiç mi araştırmadı evleneceği adamı? Adamın maaşının yetmediğini zaten kendi söylüyor. Babadan kalma bi arabası varmış falan. Ailesi varlıklı değil diyeyse sorun başta kabul etmeseydi. Ben rahat büyüdüm şuan standartlarımı karşılamıyor diyor. Adam yoktan yaratamaz ya. Evleneceği adamın ne iş yaptığını ailesini bilmeden mi evlenmiş de adam kandırmış oluyor? Ne yaptı mesleğini mi sakladı ailesinin durumunu mu sakladı? Arada güzel mekanlara getirmişmiş saklamış olmuşmuş. Arada bizde güzel yerlere gidiyoruz ama mal ortada yani. Adamlar doğru düzgün altın alamamış, düğün fotoğrafçısı tutulmamış. Durumları yok belliymiş.
 
Kızlar eşim işten ayrılalı 1 ay falan oldu. Ben evden çalışıyorum o şu an ev işlerini yapıyor. İş de arıyor bir yandan. Zor süreçteyiz idare et masraf etmeyelim diyor. Bu bir süreç mi yoksa adam mı böyle anlamaya

Kızlar bu adam benim için ne yaptı

Mobilyalarımızı aldı
Beyaz eşyalarımızı, işte halı perde avize vs.
Bunları sanıyorum ki %80’inini eşim ödedi. Borçların büyük çoğunluğunun buradan geldiğini düşünüyorum.

5 adet 14 ayar bilezik takıldı. Benim ailem 9 adet 22 ayar burma taktı oradan hesap edebilirsiniz. (Kolyesi küpesi onları saymıyorum)

Evimizi tuttu, kira ödüyor. Evimiz güzel bir semtte lüks bir daire. Onu da kavga kıyamet tutturdum, bana gösterdiği evlerde oturmam diye kavga çıkarmıştım. Şu an 35 kira ödüyoruz tahminim kontrat yenilenince 50’yi geçecek.

Onun dışında balayına gittik. Yurtdışına çıktık. Balayının %60’ını ben ödedim.

He bi de nişan bohçası oluyor ya. O dönem işte aldığı makyaj çamaşır kıyafet zart zurt ne varsa. Ama inanın o dönem Lancome’lar Nars’lar Guess çantalar havada uçuşuyordu işte ben buna kızıyorum. Ses etmedi o dönem. Ne seçtiysem tamam dedi kızlar.
Az önce ilk yazdığınıza uzun bir cevap yazmıştım okudunız mu bilmiyorum. Şimdi sorun şu ki eşiniz belli ki üzerine düşeni yapmamış zaten o konuyla ilgili fikirlerimi belirtmiştim.Ama size gelirsek bu adamın ailesinin durumu ve aldığı maaş ortada değil mi? Yani sizi lüks mekanlara götürürken de ne iş yaptığı bildiğiniz için maaşını da az çok tahmin etmişsinizdir. Ben olsan düşünürdüm bu hangi parayla yapıyor bunları diye.Ben ilerde lüks semtte oturmak isterim bu maaş buna yeter mi diye. Adama istediğiniz evi zar zor tutturmuşsunuz.Bu adamın bu kiraları ödeyip ödeyemeyeceği başından bellidir zaten. Adam 100.000 maaş alıyor da 35 kiraya vermiyorsa haklısını anlarım.Ama adam 50-60 maaş alıyorsa da 35-50 binleri ödeyemeyeceği belli zaten. İlk mesajımda eşiniz için yeterince yazmıştım tekrarlamayacağım ama siz de biraz gerçekçi olup ona göre karar verebilirdiniz :(
 
Back