- 25 Aralık 2024
- 172
- 259
- 18
- 32
Olabilir.Bence yanlış yorumluyorsunuz. Konu sahibi eşinden esirgeyen biri değil iddia ettiğine göre kredi çekmiş, altınlarını vermiş.
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Olabilir.Bence yanlış yorumluyorsunuz. Konu sahibi eşinden esirgeyen biri değil iddia ettiğine göre kredi çekmiş, altınlarını vermiş.
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım
İyi akşamlar hanımlar,
Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.
26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.
Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.
Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.
Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.
Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.
Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.
Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.
Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.
Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.
Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.
Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.
Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)
Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)
Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.
Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz
Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.
Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.
Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.
Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.
En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.
Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.
Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.
Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.
İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı çok sağolun…
Merhaba, ne yaptınız bilmiyorum ama böyle bir adamdan önce çocuk yapmayın sonrada bu adamı bırakın. Hayatınızı mahvetmiş bu kadar bencillik, iki yüzlülük olur mu? İnsan eşinin ihtiyaçlarını almakta mont yeme içme vb bu kadar cimri nasıl olur.Günaydın kızlar,
Dün maalesef gizli bir şekilde girdiğim için cevap yazamadım size. Şimdi bir de burayı okuyup kavga çıksın istemedim. O yüzden merakta bıraktıysam bağışlayın ama ben bu kadar içten uzun uzun yazacak, benimle dertlenecek insanların olacağı tahmin edememiştim hepinize vaktiniz için teşekkür ederim
En çok sorulan soru: flört ederken anlamadın mı? Kızlar valla o dönem daha ben sormadan x mekana y mekana gidelim diyordu ki oralar gayet pahalı lüks mekanlar. Yani öyle Avmnin yemek katı bile değil. İlk birkaç buluşmada ben yeltendim o ödetmedi. Birkaç ay sonra bir o bir ben ödemeye başladık. Bence olması gereken de o yani.
Hediye konusunda biraz fark etmiştim ben ona saat almıştım o bana ayıcık ya da hiç çiçek almıyordu zorla söylene söylene aldırtıyordum falan ama insan o zaman gerçekten kör mü oluyor napıyor anlamadım. Düşünememiştir pahalı hediye almayı ya da çiçek konusunda soluyor diye düşünüyodur falan demiştim.
Şimdi mesela sevgiliyken her hafta 2 kere gittiğimiz mekanlara sadece özel bir gün olursa gidebiliyoruz. Sıkışığız borçlarımız var idare et diyor. İnanın restoranda falan gözüm kalmadı ama yani insan bir kahve bile içelim derken çekinir mi kocasına ya?
İkinci konu da: bu borçlar ne?
Kızlar ben sanıyordum ki mobilyalarımızı beyaz eşyalarımızı falan ailesi alıyor ama ben bunu evlenince anladım ki aslında %20’sini ailesi vermişse %80 bunun kartına yüklenilmiş. Burada bana haksızlık etti çünkü benim ailem tüm kredi kartı borçlarımı kapatıp öyle evlendirdi ama o benden habersiz bir sürü borç getirdi. Ben otomatik olarak ailesi alıyor sanıyordum ama almıyormuş ve ben bunu öyle farz etmemeliymişim. Zaten tüm parasını bize harcamış borçları bizim için yapmış. Param var da mı vermiyorum, param yok diyor bana.
Çok saçma krediyi hangi parayla ödeyecek işi bile yok utanmıyor mu hiç.bugün ev konusu açılınca evi satmaktan vazgeçtiğimi söyledim. Sinirlendi neden dedi. Ben de vazgeçtim bi süre daha satmıcam dedim. Kirada durmaya devam ederiz dedim. Böyle bir imkanımız varken kiraya mahkum ediyorsun çocuk oyuncağı ettin falan diye üste çıktı
Tam tahmin ettiğimiz karakterde biri,sizi yolunacak kaz zannediyor ...Dikkat edin istediğini alamayınca manipüle etmeye başlayacak geçim, kira derdi , işsizlik derken bencil ve vicdansız olduğunuzu söyleyecek,aile olmadığınızı, paylaşmayı bilmediğinizi, önce cezalandiracak sonra sizde yaprak kimildamazsa yanasacak,bebek isteyecek öyle ya da böyle sizinle neden evlendiyse o şartları zorla sağlamaya çalışacak. İşler bayağı cirkinlesecek ona göre hazırlıklı olun.....bugün ev konusu açılınca evi satmaktan vazgeçtiğimi söyledim. Sinirlendi neden dedi. Ben de vazgeçtim bi süre daha satmıcam dedim. Kirada durmaya devam ederiz dedim. Böyle bir imkanımız varken kiraya mahkum ediyorsun çocuk oyuncağı ettin falan diye üste çıktı
Merhaba arkadaşım ben de mecburen evlendim,anne babası sürekli evlenin ne zaman gün alıyorsunuz vs dedi .1 ay sonra falan evlendik, bekarken 8 gün fareli odada bile kaldım düşün.İzmir doğma büyüme bunlar ama anne babası amcası vs insan değiller hadsiz saygısızlar kıyafetime inancımıza et yemeyişimize bile laf ettiler hala ediyorlar uzun süredir gitmiyoruz köye.E tabi koca susarsa ezen çok olur taviz verdi.Bursada yaşarken eski müdürümün olumsuz referansı yüzünden iş bulamadım torpilim de yoktu şansım yok,e anne baba laftaysa özellikle anne çok hain ve adaletsiz baskıcıysa saçma ve tehlikeli şeylere atılıyorsun maalesef.Biz babasının evine taşındık 3 ay kirada kaldıktan sonra ama babası kuruş yardım etmedi 2.el bulaşık makinesini, paslanmış demir yatağı layık gördü.8 gün köyde babası annesinin evinde kalırken iyice sinirlendim ben Bursa'ya dönüyorum dedim çarşıdan bir anda köye doğru arkama bakmadan gittim peşimden geldi konuştuk köye varınca,emekli abisinin sayesinde öğrencilerin bol olduğu semte gitmiştik.Neyse işte.Bizde her şey ters oldu nikaha da kimseyi çağırmadık madem baskı yapıyorlar hakları yok her şeye karışmak saygısızlık lafta insanlar vs derim hâlâ.Gelinlik giymem için bile benim annemler ve onunki annesi zorladı delirttiler beni . Giymedim dandik bir belediyede nikah oldu kuzeni şahitlik yaptı bir de yabancı bir amca.Hiç hevesim vs yoktu.Evlendik perde halı bile yoktu,madem evleneceksin birikim yapmamışsın boş boş kullandırmışsın kendini babana amcana vs tarlada çalışıp aç bile kalmışsın kendine saygın yok dedim hep.Halasina da demiştim bunu dobrayim onlar gibi değilim dedikoducu yobaz vs.Dedektörle amcasıyla dağda gidip elmas,para arayacakti ben ısrarla kızdım kavga vs babamı aradım.Kira öder gibi eve girmek istedi Babasını ve emekli abisini aradım babamı aradım boşancam ondan sonra naparsa yapsın bunu çekemem artık bekar gibi davranıyor hayatı toz pembe görüyor dedim . Zamanında kafe açmış 2 kez ,750.000 borca sokmuş babasını,bir yandan adama hak veriyorum bıkmış artık.Güvenlik belgesi var onun da benim de ama ben uzun süre ayakta çalışamıyorum o yüzden her işi yapamıyorum şuan part time olarak mağaza işinde başvuru yapcam birikim yapıp boşancam başından beri diyorum yüzüne tutturdu çocuk diye,sana güvenmiyorum özellikle manevi anlamda vs dedim,evlenmeden önce konuşsaydin madem bu konuyu da ve sevgili olmadan baskıyla evlendik cahil anne baban yüzünden oldu her şey dedim diyorum hâlâ bazen.Seni anlarım yani,genel olarak mantıksız hareketlerde acayip bayağı ve çok yavaş işe gidecekken bile mıymıy,bu mağazada depoculuk işini bile ben buldum.Ben dedim mağazalara başvur gıda sektörü gibi kölelik değil bazı yerlerde ve saatleri belli vs iyi işHerkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım
İyi akşamlar hanımlar,
Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.
26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.
Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.
Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.
Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.
Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.
Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.
Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.
Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.
Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.
Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.
Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.
Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)
Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)
Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.
Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz
Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.
Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.
Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.
Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.
En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.
Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.
Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.
Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.
İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı çok sağolun…
Kesinlikle öyle çok doğru aksine kurnaz yani art niyetlilere kurnaz diyoruz insan olmayanlaraYoo adam çok çok iyi hesap kitap yapmış, gayet de düşünmüş herseyi...
Evi arabası mesleği yüksek maaşı olan naif , gözü tok, ailesi tarafından sosyal ve cinsel olarak baskıyla büyütülmüş, gözü açılmamış bı kız, üstelik belli ki ailesi muhafazakar , boşanmasına mesafeli, mis gibi sömürmelik hazır hatun...
Biraz gözünü boyayayim, nasılsa nikahtan sonra çökerim ben buna demiş resmen, 6 ayda da çıkmış işte kokusu....
Aklın varsa sakın gebe kalma konu sahibi, sakın sakın bak! Ailene anlat gecinemiyoruz de biran once boşa gitsin bu kan emiciyi , ciddiyim yakma kendini...
Bi de boşanma durumunda evliyken alındığı için eve ortak olacak . Yazık o anne babanın emeğineArsiza bak...İşsiz haliyle yeni alınacak evin kredisini borcunu masrafını kim odeyecekmis? Oh, hem karının babadan kalma evini sattirip yeni ev al hem de yeni evin masrafını ona odet, hem de evi gecindirsin diye bekle ! Aç köpek ya, sinirim bozuldu.
işin kötü yanı evlenmeden yurtdışına vs. gidemezsin denmiş şimdi de babasından para almazsa yine gidemez, alsa babası "kocan neden çalışmıyor" filan derse ne olacak? çünkü babamlar serttir diyor. ya diyecek "evet çalışmıyor ama ben gezmek istiyorum" -ki bunu dese ailesi "aman tamam boşanmayın da biz verelim para ne lazımsa" diyecek kişilermiş, işler iyice içinden çıkılmaz bir hal alır. Yani ailesine bişey de diyemez. mecbur oturacak evde.⁵
Kızımız sayisalci ama hiç bağımsız yasamamış ki migren...
Okurken bile ailesinin yanındaymış, baba evinden ancak evlenme koşuluyla ayrılmasına izin verilmiş.
Kadın olsun erkek olsun, eğitimli veya eğitimsiz, evlenmeden önce birkaç yıl bile olsa aileden bağımsız yasamamış , kendi ayaklari üzerinde durmayı ogrenmemis , ev çevirmeyi , bütçe yapmayı, insan değerlendirmeyi bilmeyen , cinselliği tanımayan iki insan evlenince sağlıklı evlilikler kurulamıyor, e bizim toplumumzda da sosyal kültürel dinsel ekonomik...vs olarak bu pek mümkün olmadığı için yapılan evliliklerin yüzde 80 i baştan sakat doğuyor...
Aile yapımızın bozuk olmasının en büyük sebebi bu bence....
e siz demediniz mi "biz daha aile bütçesi yapamadık, sen iş bul, şu borçları ödeyelim, bi önümüze bakalım, bi ne kazandığımıza ne harcadığımıza bakalım, kredi çekince nasıl ödeyeceğiz bu durumda"bugün ev konusu açılınca evi satmaktan vazgeçtiğimi söyledim. Sinirlendi neden dedi. Ben de vazgeçtim bi süre daha satmıcam dedim. Kirada durmaya devam ederiz dedim. Böyle bir imkanımız varken kiraya mahkum ediyorsun çocuk oyuncağı ettin falan diye üste çıktı
ayy evet tamda tahmın ettiğim gibi bi süre sonra senın yüzünden oldu sen böyle bi kadınsın işte savruksun beceriksizsin hattaa bi sonra güzel değilsin yetersizsinlere başlayarak önce psikolojıyı bozup manıpule etmeye nartistlik duygularla kendi isteklerını yaptırma çabasına girecek. Zaten kiranın yarısını siz ödüyormuşsunuz bu sekılde devam ederım paramıda vadeli faize koydum ek gelir olur dersiniz. Ya gökten zembille inip maddiyatlara ortak olma çabaları çok muamma geldı. Böyle kadın avcıları var zaten çok duydum şık şıkıdım marka giyip yalnızsa lüks mekanlarda takılıp zengin kadın bulma ondan yararlanmak istryen erkekler var dışarıdan görsen zengin sanarsın ama hava civa içi boş kimlikler. Seninki evlenerek eve ortak olma cabasına girmiş zaten evlenmeden sen ev param var ev alırız demişsin sanırım o da ooo tamam demiş olan bu sanırım. Evde alsanız arabada alsanız ortak mal olur illa ev alıcam derseniz baban kendı üzerine alsın evi bişey demeye hakkı yok zaten babam öyle istedi dünyanın bın bır türlü hali var kızım dedi der kaparsın konuyu ona laf düşmez o kim kiTam tahmin ettiğimiz karakterde biri,sizi yolunacak kaz zannediyor ...Dikkat edin istediğini alamayınca manipüle etmeye başlayacak geçim, kira derdi , işsizlik derken bencil ve vicdansız olduğunuzu söyleyecek,aile olmadığınızı, paylaşmayı bilmediğinizi, önce cezalandiracak sonra sizde yaprak kimildamazsa yanasacak,bebek isteyecek öyle ya da böyle sizinle neden evlendiyse o şartları zorla sağlamaya çalışacak. İşler bayağı cirkinlesecek ona göre hazırlıklı olun.....
Ben size kendimden örnek vereyim. İkinci evliliğimi yaptım bir akademisyenle evlendim.Günaydın kızlar,
Dün maalesef gizli bir şekilde girdiğim için cevap yazamadım size. Şimdi bir de burayı okuyup kavga çıksın istemedim. O yüzden merakta bıraktıysam bağışlayın ama ben bu kadar içten uzun uzun yazacak, benimle dertlenecek insanların olacağı tahmin edememiştim hepinize vaktiniz için teşekkür ederim
En çok sorulan soru: flört ederken anlamadın mı? Kızlar valla o dönem daha ben sormadan x mekana y mekana gidelim diyordu ki oralar gayet pahalı lüks mekanlar. Yani öyle Avmnin yemek katı bile değil. İlk birkaç buluşmada ben yeltendim o ödetmedi. Birkaç ay sonra bir o bir ben ödemeye başladık. Bence olması gereken de o yani.
Hediye konusunda biraz fark etmiştim ben ona saat almıştım o bana ayıcık ya da hiç çiçek almıyordu zorla söylene söylene aldırtıyordum falan ama insan o zaman gerçekten kör mü oluyor napıyor anlamadım. Düşünememiştir pahalı hediye almayı ya da çiçek konusunda soluyor diye düşünüyodur falan demiştim.
Şimdi mesela sevgiliyken her hafta 2 kere gittiğimiz mekanlara sadece özel bir gün olursa gidebiliyoruz. Sıkışığız borçlarımız var idare et diyor. İnanın restoranda falan gözüm kalmadı ama yani insan bir kahve bile içelim derken çekinir mi kocasına ya?
İkinci konu da: bu borçlar ne?
Kızlar ben sanıyordum ki mobilyalarımızı beyaz eşyalarımızı falan ailesi alıyor ama ben bunu evlenince anladım ki aslında %20’sini ailesi vermişse %80 bunun kartına yüklenilmiş. Burada bana haksızlık etti çünkü benim ailem tüm kredi kartı borçlarımı kapatıp öyle evlendirdi ama o benden habersiz bir sürü borç getirdi. Ben otomatik olarak ailesi alıyor sanıyordum ama almıyormuş ve ben bunu öyle farz etmemeliymişim. Zaten tüm parasını bize harcamış borçları bizim için yapmış. Param var da mı vermiyorum, param yok diyor bana.
Burası çok önemli. Eşinin gözyaşını umursamayan insan değildir.Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.
Benim hikayeme benziyor tam boşanacaktım hamile olduğumu öğrenince vazgeçtim ama sonra yine devam etti şu an yine ayrılık aşamasındayım. Gelecek göremiyorsan yol yakınken kendine yazık etme. Hele çocuk falan hiç düşünme.Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım
İyi akşamlar hanımlar,
Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.
26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.
Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.
Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.
Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.
Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.
Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.
Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.
Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.
Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.
Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.
Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.
Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)
Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)
Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.
Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz
Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.
Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.
Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.
Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.
En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.
Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.
Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.
Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.
İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı çok sağolun…
Bak canım kardeşim. Ya valla sana üzülüyorum yaa. Bak ben bekarken birikimim vardı. Evim de var hamd olsun. Kendim mühendisim. (Bunu hava atmak için yazmıyorum gerçekten anlaşılsın diye yazıyorum) Eşim ise işçi. Çok çalışkan. Çok özverili. Akıllı. İşini bilen. Zamanında birikimini yapmış. Evini, arabasını almış bir adam. Genç de. İnan sana yemin olsun. Birikimimi biliyor. Ev kiramı biliyor. Kesinlikle kira zammima karışmaz.Zerresine dokunmaz. Talep etmiyor. Aksine benim birikimin üstüne kendi kazancından koyuyor.bugün ev konusu açılınca evi satmaktan vazgeçtiğimi söyledim. Sinirlendi neden dedi. Ben de vazgeçtim bi süre daha satmıcam dedim. Kirada durmaya devam ederiz dedim. Böyle bir imkanımız varken kiraya mahkum ediyorsun çocuk oyuncağı ettin falan diye üste çıktı