• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Büyük umutlarla evlendim ama sanırım pişmanım…

canim maddi denklik onemli bir noktada.alistiginiz standartlar farkli olunca ikinizde de uyumsuzluk olusmus.yani erkek evin ihtiyacini aliyor mesela bixim evde .kadinin giyimi parasida oyle.esim ogretmen 40 bin maasla yapiyor yani ama tabi biz ona gore harciyoruz.bende benim maasimi yatirimlara harciyorum araba altin vsvs.buyuk yatirimlari ben yapiyorum .yani esiniz sizin paraniza biraz guveniyor isine geliyor.anadolu orta alt kesimde oluyor bu ya.yani simdi linc yicem ama malesefki oyle kendi ailelerimizdede var bu durum.
çok doğru tespit
 
Lüks mekanla tavlamak demeyelim ama denk olduğumuzu düşündürttü. Ben arkadaşlarımla dışarı çıktığımda x mekanda buluşuyorsam onun da orayı seviyor olması hoşuma gitti elbet.

Eşyalar için pahalı diyebilirim ama kendi ailemin almayacağı hiçbir şeyi onlardan istemedim. Yatak odası vs. de yine aynı mağazadan alındı.

Arabası var şöyle var ailesi almış buna vermiş üstüne yapmışlar. Ama ailesinde araba olmadığı için getir götür işlerini eşim yapıyor genelde.

Ev olmamasını inanın umursamak aklıma gelmedi. Bu devirde dededen babadan kalmıyorsa kimse kolay kolay ev alamıyor normal dedim. Benim evim var satıp üzerine kredi çekip alırız evimizi dedim. Ben aslında hep çok daha saf başladım evliliğe ama malesef benim de sinsileşmeme sebep oluyor artık.

Bu arada ailem ev alırken size yardım ederiz dediler malesef ki. Bence etsinler de zaten varlık içinde neden yokluk çekip kirada sürünelim. Ama ben adamı mal mülk sahibi yapacağım o bana bir montu çok görüyor zoruma gidiyor
sakın evinizi satıp yeni ev alalım hatasını yapmayın. eğer her iki ailede destek olacaksa birikim yapıp alın.
 
Lüks mekanla tavlamak demeyelim ama denk olduğumuzu düşündürttü. Ben arkadaşlarımla dışarı çıktığımda x mekanda buluşuyorsam onun da orayı seviyor olması hoşuma gitti elbet.

Eşyalar için pahalı diyebilirim ama kendi ailemin almayacağı hiçbir şeyi onlardan istemedim. Yatak odası vs. de yine aynı mağazadan alındı.

Arabası var şöyle var ailesi almış buna vermiş üstüne yapmışlar. Ama ailesinde araba olmadığı için getir götür işlerini eşim yapıyor genelde.

Ev olmamasını inanın umursamak aklıma gelmedi. Bu devirde dededen babadan kalmıyorsa kimse kolay kolay ev alamıyor normal dedim. Benim evim var satıp üzerine kredi çekip alırız evimizi dedim. Ben aslında hep çok daha saf başladım evliliğe ama malesef benim de sinsileşmeme sebep oluyor artık.

Bu arada ailem ev alırken size yardım ederiz dediler malesef ki. Bence etsinler de zaten varlık içinde neden yokluk çekip kirada sürünelim. Ama ben adamı mal mülk sahibi yapacağım o bana bir montu çok görüyor zoruma gidiyor
Sakın bu adamla evli iken ev falan işine girmeyin yarısı onun olacak sonra evli iken alındı diye. Besbelli kullanıyor sizi baştan da niyeti buymuş.
 
30 yaşındaki bir adam nasıl ev idaresi bilemez ya huu? 40 yaşında mi bilecek? Akıl yaş da değil baştadır. Ayrıca lüks ne istemiş kız? Balayinı dahi büyük kısmını kendi karşılamış. Evinin kirasını veriyor. Çalışıyor. Daha ne yapacaktı? Siz o kadar zenginlikten çıkıp böyle bir adamın gereksizliklerini kabul eder miydiniz? Üstelik kız ağlayınca uyuyan adam.. En sevmediğim erkek tipi.

30 yaşındaki bir adam nasıl ev idaresi bilemez ya huu? 40 yaşında mi bilecek? Akıl yaş da değil baştadır. Ayrıca lüks ne istemiş kız? Balayinı dahi büyük kısmını kendi karşılamış. Evinin kirasını veriyor. Çalışıyor. Daha ne yapacaktı? Siz o kadar zenginlikten çıkıp böyle bir adamın gereksizliklerini kabul eder miydiniz? Üstelik kız ağlayınca uyuyan adam.. En sevmediğim erkek tipi.
Ev idaresini bilecek yaşa gelmiş ha bilmiyorsa da evlenmeyecekti o zaman
 
Denklik o kadar önemli ki.. Hayatta en iyi öğrendiğim şey budur.

Bir nişanlılık bozma,bir de boşan(ama)ma öyküm var.İkisi de maddi manevi dengim değildi.İkisinde de bunu önemsemedim,ikisinde de çok ve tek verici taraf oldum,ikisinde de bana her şey çok görüldü,ikisinde de kıymet bilinmedi,ikisi de eşya alırken pürüz çıkardı benimle bunun için kavga etti fln.

Erkek kesinlikle eşit ya da üst olmalı ve kadın aldığı kadar vermeli.Diger türlüsü verdikçe kendini değersizlestirmek oluyor.

Kimseye boşan demem ama ya bu deveyi gudeceksin,ya bu diyardan gideceksin.
 
Kızlar eşim işten ayrılalı 1 ay falan oldu. Ben evden çalışıyorum o şu an ev işlerini yapıyor. İş de arıyor bir yandan. Zor süreçteyiz idare et masraf etmeyelim diyor. Bu bir süreç mi yoksa adam mı böyle anlamaya çalışıyorum


Hayir neresine güvenip bu Ekonomide baska is bulmadan isten cikmis.
 
Hepsini okudum öncelikle çok şanslısın. Annen baban ne kadar harika insanlar. Kendi anne babamın bana yaptıklarını anlatsam ağlarsın sabaha kadar. 30 yaşındayım hayatım boyunca kendim kendime baktım çocukken eğitim hakkım alındı gizlice açıktan okurum kıytırık bir üniversite okudum, okuduğum bölümden ise atama yok. Hayatımda telefonum bile katkı kredisi alınca oldu 23 yaşımda telefonum oldu, hep evde büyüdüğüm için ve işkence altında büyüdüğüm için psikolojik sağlığım da alt üst olmuş cahil saf kalmıştım üniversite hayatım olaylarla geçti o kadar kırıldım ağladım öyle başıma belalar geldi ki anlatamam. Hayatım psikiyatri kapılarında geçti. Anne babam hayatta bana akıl almaz öyle şeyler yaptılar ki. Kız çocuğu olduğum için annem benden nefret etti evde yediğim yumurta için bile zıkkım olsun git evimden diyor banyo yapıyorum zehir ediyor çamaşırımı makinaya koyuyorum gelip başımda durup bakıyor. Her şeyimi kendim aldım defalarca ameliyat oldum hep yalnız kaldım hiçbir zaman ailemden kimse yanımda olmadı anormal tuhaf bir aile birlik yok Bi şey yok. Şimdi ailemin evindeyim yine işim yok hiçbir işim rast gitmiyor güzel değilim kimse benle evlenmek istemiyor. İnsanın anne babası kötü olunca tüm evren ona kötü oluyor. Karşıma kimse çıkmadı. Çıkan da takılmak için çıktı. Birini çok sevdim o sevmedi beni. Anne babamın evinde başıma gelmeyen kalmadı karanlık bir odadayım babam duyu bozmuş 2 yıldır karanlıkta kalıyorum. Şarjımı takıyorum ya onun elektik PARASINI ver diyor babam. Ev sobalıydı, ben ameliyatlı halimlr elektirik sobası aldım topallaya topalayya, benim kaldığım odada soba yoktu babam aldığım elektik sobasını benden aldı ve elektik sigortasını da kapattı. Düşünsene zaten karanlık bir odanın elektik sigortası kapatılır mı? Aldığım her nefesi zehir etti bana. Şu an hastayım Bi sıcak şey bile ısıtamıyırum mutfağa gittim mi annem arkamdan koşarak gelir. Allaha bile inancım kalmadı allahım sen bu iki zekası düşük, kişiliği ahlakı bozuk zalimlerin cezasını ver diyorum yok yani hiçbir şey olmuyor ikisine. Turp gibiler tam tersi benim bir sürü hastalığım var benim başıma hep bela geliyor annem aşırı yeme düşkünü ve aşırı pis biri yemek yapmasını bilmez ev düzelmesini bilmez yemeğinde defalarca böcek kıl pis şeyler çıkıyor, bırakmıyor 2 yumurta bile yapayım git yumurta al yeme diyor erkek kardeşlerime almış bırakmıyor yiyeyim. Ev aşırı dağınık pislik içinde ve annem sürekli beni takip eder Bi şey döker miyim diye banyo yapıyorum ardımda banyomu temiz yaptım mı diye gider kontrol eder, altına sürekli bir kumaş var bez olarak kullanır akıntısı için namazdan evvel çıkarır atat kanepeye uyardığımda bana bağırıp kavga ediyor tüm gün kavga ediyor beni pis olmakla suçluyor, bir iş yapsam başımda durur nasıl yaptığıma bakar evdeki eskimiş çatala kaşığa eşyaya bile tapar elimi sürdüm mü Bi şeye panikle eşyalarıma Bi şey olacak diyor beni kontrol ediyor ya da bir yeri kirketirim diye korkuyor, düşünsene insan yemek yaparken tezgah kirlenmez mi kirlenir sonra temizlersin annem normal olan şeylerden dolayı bana saldırıyor. Her işte başımda durup izliyor bağırıyor akli dengemi bozdu telaş korku stres içinde yaşıyorum. Mesela babam geçen gün dış kapıya çöpü dökecektim kapıyı açtım pijamam var üstümde gelmiş bağırıyor nereye gidiyorsun diyor sinirden cevap vermedim saat akşam 7 bana hakaret ediyor diyor nereye gidiyorsun. Gerçekten akıl almaz şeyler yaşıyorum sürekli. Tüm devlet kurumlarına gittim hiçbiri bir şey yapmadı. Çaresizlik içinde keşke ölseydim keşke. Sen anlatınca duygulandım😪keşke sen de evlenmeseydin bir aileye sahipsin evlenmişsin adam sana iyi davranmıyor baktı senin paran var senden bekliyor her şeyi. Otur düşün biraz daha devam et kötüye gitse boşa git ailenin evine bence.

Çok zor şeyler yaşamışsınız... Ailede sorun görmek en kötüsü, geri kalan her şey halledilir gibi geliyor bana.

Benzer durumda evi bırakıp gittim annemle görüşmüyorum. Evlenirken yanımda kimse yoktu ki düğün bile istemedim, eşim içimde kalır diye korktuğundan bir gelinlik giydim nikahta o kadar. Çok zor şeyler atlattım, hepsini tek başıma atlattım. Şimdilik iyiyim. Eşim de iyi biri sağ olsun anne evinde görmediğim sevgiyi babamda görmediğim korumacılığı görüyorum. Bunları yazdım ki belki sana da umut olur.
Lütfen kendine iyi bak, lütfen iyi ol. Sen önemlisin bunu unutma
 
Seninle küs uyuyorsa birşey yapmasakta olur moduna 6 ayda geldiyseniz sizi sevmiyor üzgünüm. Cimri olmak başka birşey imkanı olmayan ezilen adam başka birşey bu birde arsız ben mi yapıcam edicem. Kirayı ödüyorsa geri kalan herşeyi sizin karşılamanızda yanlış yarın öbür gün çocuk oldu diyelim çalışamadınız o zaman nolucak? Aynı annesi konusunda çağırmadın ya suçlayacak bu konuda da suçlar sana bakmıyor çocuğa asla bakmaz bu. Bir çocukla gerisin geriye dönersin . Sen çok empati yapıp halden anlamaya çalışıyorsun ama karşında ki bunu yapamaz boş boş avm gezen adam da vizyon mu olur Allah aşkına . Gözünü boyamış senin çok geçmeden ortaya çıkmış . Annesi ile göbek bağını kesememiş ailesinin de faydası yok . Sakın çocuk yapma benden tavsiye . Erkek dediğin herşeye yeter güven verir ben ölmedim buradayım der . Seninki senin şartların sayesinde prenses olmuş . Sakın uzatma bu ilişkiyi herşey daha kötü olucak .
 
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
2 2 4 eder acil boşan sakın bebek yapma. Sana kurban olsun.Moralim o kadar bozuldu ki, saygısı yok ya ne demek montu sen alacaksın! O kim yaaa kim o yokk yaaa bundan ne köy olur ne kasaba.Resmen kendini belli etti.Siz ağlarken gidip başka odada uyuması. Yanınıza gelmemesi.Yokk yaa dakika bir gol bir, iştende çıkmış boş yaa buu off gerildim! gece gecee. Evi resmen sen geçindiriyorsun. Evlenmenin ne anlamı kaldı? Yanlız uyuyorsun,hemen hemen bütün her şeyi sen karşılıyorsun. Beyefendiye ne gerek kaldı acaba?
 
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Allah yardımcın olsun köprüye geçene kadar dayı demiş belliki fakat evliliğin gidişatı için yorum yapmak haddimize değil. Sosyal bir hayattan çıkıp bunları yaşamak tabiki sarsar insanı ben para konusuna takılmıyorum bu zamanda zor geçinmek.
Ama sürekli olarak maddi konularda senden talep etmesi tiksindirici.
Bence evinin olması ailenin durumunun iyi olması onda bi rahatlama etkisi yapmış ve çalışıyor olman sorumluluklarını umursamamaya başlamış nasıl olsa getiren var diye çok yanlış birşey tabiki insan soğur zaten evlilik yeni inşallah çabalar hoşlanmadığın yönleri için ama sen korun ve şuan bence çocuk düşünme bir süre bekle verici taraf sensen sürekli çok yorulursun.
Sürekli ailesine gitmek istiyorsa birazda kendi ayaklarıyla gidebilir yeni evlisiniz her hafta gidilirmi yani pinti insanla gerçekten zor inşallah herşey gönlünce olur
 
Biraz eşin de bencillik söz konusu yani sadece onun istekleri ön planda her şey onun isteği doğrultusunda gerçekleşiyor kendine gelince farklı ama henüz biz kavramına uzak bir yerde gibi görünüyor. Sevgililik de iyi ama evlilikte erkek pasif olma moduna geçmiş. Şu an çalışıyorsun diye sana güveniyor ama halen bekar olsaydı o işten sorgusuz sualsiz çıkar mıydı sence bunu bir düşünmek lazım. O sırtını dayayacak yükünü hafifletecek birisini arıyor karşısında. Biraz narsistlik duygularıda var gibi geldi şu an çok yenisiniz bir süre sonra karşılıklı suçlamalarda başlayıp kendini zeytinyağ gibi üste çıkarmakar ve manipülasyonlarda gelecek şuan değil ama onunda zamanı var.
Sonra bu adam zamanında tüm tr gezmışte nasıl gezmış hangi bütceyle ve nasıl konaklamış kımbılır şu an kalksa götürse bir tatil beldesine plan yaptınız oldu da hadi konaklayacakız yer pansiyon olur beğenmezsin burun kıvırırsın yani bu adamla yapacağın tatilde bile mutlu olamazsın gibime geliyor çünkü hep her şeyin ucuzuna kaçmak isteyebilir şu saatten sonra. Kaldı ki yurtiçi değil bence yurtdışı planları yapmalısın:)) tabi bunlarda statüsü daha iyi olan yukarıya taşıyacak vizyonlu yaşam standartları daha yüksek bir adamla olur. Neyse zararın neresınden dönülürse kardır gittiği yere kadar gitsin sadece çocuk yapma bunu dememize gerek bıle yok biliyosun hayatın kayar olanda çocuga olur ve tüm gelecek hayatını etkiler bu durum. Ailenizle durumu bir ara konuşmayı düşünüyor musunuz peki?
 
Son düzenleme:
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
şöyle söliyim ben 18 de evlendim görücü üsulu tabi biizmki birbirmizi fazla tanımadığız halde etkilenme oldu bi an nasip diyoruz biz buna evlendik çok anneci babacı aşşırı derecede hatta alrabalarına ailesine herkeze düşkün ablası vs deseki bana bunu al hemen alır enayi bildiğimiz çok kavgalarımız oldu ayrılamalar oldu annesinin kendilerine ait evinin olmasına rağmen bizim evde yaşıcaklar dedi bi kaç ay öle oldu sonra ben artık dayanamadım ayrılıcam dedim neyse enn
son 2 .3 yılımza girdik şuan beni daha iyi tanıyor ayrı evim var annesi babasıyla arasına mesafesini koydu ben istemedikçe çağırmıyor artık hiçbir misafiri demem o ki zamanla seni daha iyi kavrıyacak sevicek en çok seni kaybetmekten kokrkması için çok ciddi kararlı birşey yap ve oda bunu farketsin derim çok anlatmak istemedim uzun olur diye ama bende çok şeyler yaşadım ama hepsi geçti öle söylenmelerin çok normal kimsenin evliliği mükemmel değil
 
şöyle söliyim ben 18 de evlendim görücü üsulu tabi biizmki birbirmizi fazla tanımadığız halde etkilenme oldu bi an nasip diyoruz biz buna evlendik çok anneci babacı aşşırı derecede hatta alrabalarına ailesine herkeze düşkün ablası vs deseki bana bunu al hemen alır enayi bildiğimiz çok kavgalarımız oldu ayrılamalar oldu annesinin kendilerine ait evinin olmasına rağmen bizim evde yaşıcaklar dedi bi kaç ay öle oldu sonra ben artık dayanamadım ayrılıcam dedim neyse enn
son 2 .3 yılımza girdik şuan beni daha iyi tanıyor ayrı evim var annesi babasıyla arasına mesafesini koydu ben istemedikçe çağırmıyor artık hiçbir misafiri demem o ki zamanla seni daha iyi kavrıyacak sevicek en çok seni kaybetmekten kokrkması için çok ciddi kararlı birşey yap ve oda bunu farketsin derim çok anlatmak istemedim uzun olur diye ama bende çok şeyler yaşadım ama hepsi geçti öle söylenmelerin çok normal kimsenin evliliği mükemmel değil
Niye sizin çektiklerinizi çeksin, niye itilip kakılsın? Kadına yalan söylemiş, her şeyi borçla krediyle yapmış düğünde takılanları istemiş ödemek için. Yetmemiş kredi çektirmiş kıza. Hala da öde öde bitiremediği borcu varmış. Sırf bu kızın anne babasının taktığı altın milyonu buluyor. Akrabaları da onlara göredir çeyrek takmamışlardır. Enayi mi bu insanlar, biz takalım ertesi gün damat hepsini bozdurdun yesin mi dediler takarken? Adım gibi eminim o altınların bir kısmını kendi annesine götürüp vermiştir. Bir montu çok görmüş kendin al demiş. Markette kasada ürün bıraktırıyor alma pahalı diyor. Krem alma pahalı, parfüm alma pahalı... Kıza evini sattırıp yeni ev aldırmaya çalışıyor. Hem işten çıkmış çalışmıyor hem de karısına kredi çektirip kendinin de ortak olabileceği ev peşinde. Böyle sırtlandan eş falan olmaz. Kız parasını maaşını saklamaya başlamış. Niye bu asalağı beslesin, doğru düzgün erkek mi yok? Sevilmiyor, değer görmüyor, düşünülmüyor, bütün maddiyatı sömürülüyor, evlilik mi bu sizce?
 
Niye sizin çektiklerinizi çeksin, niye itilip kakılsın? Kadına yalan söylemiş, her şeyi borçla krediyle yapmış düğünde takılanları istemiş ödemek için. Yetmemiş kredi çektirmiş kıza. Hala da öde öde bitiremediği borcu varmış. Sırf bu kızın anne babasının taktığı altın milyonu buluyor. Akrabaları da onlara göredir çeyrek takmamışlardır. Enayi mi bu insanlar, biz takalım ertesi gün damat hepsini bozdurdun yesin mi dediler takarken? Adım gibi eminim o altınların bir kısmını kendi annesine götürüp vermiştir. Bir montu çok görmüş kendin al demiş. Markette kasada ürün bıraktırıyor alma pahalı diyor. Krem alma pahalı, parfüm alma pahalı... Kıza evini sattırıp yeni ev aldırmaya çalışıyor. Hem işten çıkmış çalışmıyor hem de karısına kredi çektirip kendinin de ortak olabileceği ev peşinde. Böyle sırtlandan eş falan olmaz. Kız parasını maaşını saklamaya başlamış. Niye bu asalağı beslesin, doğru düzgün erkek mi yok? Sevilmiyor, değer görmüyor, düşünülmüyor, bütün maddiyatı sömürülüyor, evlilik mi bu sizce
tabikide değil benim tanıdıklarımdan da var aşık ama bu gibi durumları yaşayan ayrılamıyorda o yüzden öle söledim sonuçta onun alabileceği karar sevmiyorsa eğer bunları yaşayıp evli kalmak doğru değil zaten
 
Uzun süre sonra sizin konunuz dikkatimi cekti yazmak istedim. Lütfen hiçbir mülk alımında bulunmayın ve de yaşınız genc durum netleşene kadar cocugu erteleyin.
Durumun maddi durum farklılığı ile birebir alakası yok. Ben de maddi kosullarin farklılığın olduğu bir evlilik yaptım. Çok cok dezavantajini gördüm ancak elinde ne varsa bana harcadı. Yoksa da yok dedi. Yani sizin durumda tek konu maddiyat değil.
Tam köylü kurnazligi. Zengin kızı tavlayincaya kadar durumu idare et. Evlenince nasıl olsa gidemez diye gerçek yüzünü göster. Kadıni baskila, cinselligi unuttur, ananlara da hizmet ettirme derdine düş, market alışverişine ticket kullan, kıçına bakmadan bir de yeni evli ve borçlu halinle istifa et , bir de ev bakın. Eee yüzsüzlüğün bu kadarı. İtiraz edince ama ben temizlik yapıyorum manipülasyonu. Sen hiç tartışmadan eski düzenini surdur ki gerçek yüzü açığa çıksın iyice.
 
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Çocuğun yokken ayrıl kimsenin yuvasının yıkılmasını istemem benimde başıma geldi ve benim ailem bile yoktu vardı ama yoktu yani kızım bir yaşındayken bitirdim şiddetten de kaçtım 8nsene dul kaldim çalıştım ayrıldığımda 19 yaşıma giriyordum üvey annem öz annem öz babam beni çalıştırıp köpek gibi buz gibi odalarda uyuttular ben çarem yokken kurtuldum Allahin izniyle hiç kimse senden değerli değil ailen hayattayken ve seni seven sıcak bir ailen varsa kimsenin ne diyeceğini düşünme birak gitsin bak 10 yasinda bir kızım var hiç bırakmadım onu ve 6 ay önce dünyalar iyisi biriyle evlendim ayril kurtul kardeşim
 
Ev idaresini bilecek yaşa gelmiş ha bilmiyorsa da evlenmeyecekti o zaman
iyi niyetli olursak

normal bir ev gibi düşündüyse, atıyorum ortlaama bir mühendis-mühendis çiftin akşama kadar evde olmadığı 2+1 70-80 m2 daire gibi,
ne biliyim elektrik 300 gelse doğalgaz 1000 gelse ev kirası 20-25 olsa diye düşünmüşse diyelim ama bunlara elektrik bin gelip doğalgaz da 3 bin gelip kira da şu an 35 miş, ki 50 olur diyor onun 5 bin de aidatı vardır zaten, diye gittiyse...mutfağı vs. de benzer korelasyonla...

adamın ortalama dünyaya göre yaptığı hesabı şaşmış olabilir. yani ortalama dünyada yaşayan bir adam 80-100 bin karım alsa e o kadar da ben alıyorum zaten, ooohooo bi sürü para bol bol yeter, diye düşünür.

mesela
"hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye." diyor ya konu sahibi

ben onu merak ediyorum işte
o noktada bu 2 insan hiç mi oturup biz ne kazanıp ne harcayacaz bunu konuşmamışlar?

ha ben ne kadar iyi niyetli olursam olayım karısının montuna ben mi ödeyecem diyen, daha yeni evli ve borçuyken işini bırakan, eşyayı ben alıyorum ailem almıyor demeyen küsen eden vs. vs. adamı merhametli, düzgün bulamıyorum yani bana baştan beri bi "kapağı iyi yere atma" niyeti varmış gibi geliyor.

ve fakat konu sahibini de anlamıyorum yani

güzel kızım sayısalcısın belli ki matematik biliyorsundur

e bitanem parfümün 3 bin lira, kıyafetin benzinin dışarda yemen içmen 30 binse kozmetiğin 5-10 binden aşağı değilse (atıyorum rakamları) e sen olsa olsa 100 bin maaş alıyor ol...zaten aldığının yarısı senin kıyafetine kuaförüne süsüne bakımına gezmene gider. zaten bekarken de öyleymiş üstüne annen baban para veriyormuş. e o zaman kira vermiyordun bişey etmiyordun...bir de evde geçimi erkeğin sağlamasını da bekliyorsun. muhafazakar kafayla yetiştirilmişsin, tamam olabilir de...

eee nasıl geçincez biz demedin mi bu adama?
ya da bu kadar eşya alınıyor sen bunları neyle ödüyorsun, nasıl demedin?

en basiti demedin mi ben maaşı tüm harcıyorum + annem-babam bana x lira daha veriyor üstelik kiram, mutfak masrafım oyum buyum filan da yokken harcamam şu kadar, böyleyken böyle diye?

yahu sayısalcı kızlar siz bari yapmayın...

hesap ortada balayı tutmuşsa en basitinden bi 250 bin lira onun %40'ı 100 bin zaten, muhtemelen adamın maaşı olsa olsa o kadardır. a gitti bi maaş sadece %40 ödediği balayına. eşyanın da erkek tarafının aldığı kısmın %80'ini adam ödemiş o da 500-600 bin tutuyorsa, e daha düğün var, altın var o var bu var, dünya kadar borç var muhtemelen sevgililik zamanı yapılan gezmeler tozmaların da borcu var kartlarda, kalıbımı basıyorum.

eee kuru maaşla nasıl çevirecek adam bu kadar harcamayı?

yani beklenti tuhaf, öyle erkek evi geçindirsin bekleniyorsa o zaman fakir aile çocuğu düz maaşlı adamla evlenilmez, geçindiremez çünkü istediğiniz standartta, mümkün değil ki bu.

atıyorum, düz maaşlarımızla geçincez aileleri karıştırmıycaz diye karar alacaktınız en başta
eşyada kimin neyi ödediğini borcu harcı bilecektiniz
ha bire aileye git-gel olayını filan da baştan hesaplayacaktınız, siz sadece x mekana gidip yiyip içip kakara kikiri evlenmişsiniz gibi duruyor buradan bakınca
yani tüm bunları konuşmayınca, ortaya dökmeyince adamın tavlaması tabi kolay olur, hiçbir "can alıcı" noktaya parmak basılmamış ki evlenmeden.
 
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Daha çok tazesin sayılır. Evliliğin oturması için en az 1 maksimum 5?ç yıl derler . Malesef biraz iyi yere kapak atma durumu yaşamışsın. Dediğin gibi madem evliliği kaldıracak durumu yoktu neden evlendi. Ben sende bir kusur göremedim. Aynı durumlardan biraz bende muzdaripim. İlişkide bir şeyin içinde ne kadar çok varsan o kadar yük düşüyor sana makesef. Keşke en baştan maddi olarak bir tık geride dursaydın o da ona göre karar verseydi. Bu böyle çok uzunnyıllar yürümez. Daha işin içinde çocuk ve aile olma kavramı yok bile. Daha 2 kişiyken bu kadar dara düşmen çok kötü olmuş. Bizde aynı şekilde önce borçlarımızı ödemeye odaklandık. En son 2 gün önce altınlarımı bozdurup borçları kapattım allaha şükür. Bizde bu süreçte kahvemizi hep evse içtik, canımız dürüm istedi malesef evde yaptık. Oysaki sevgiliyken sürekli dışarsa yer kahvemizi kafede içerdik. Bende ne zaman içelim desem, aşkım şimdi o kadar para vermeye ne gerek var yap da evimizde içelim dedi. Öncelerde bende senin gibiydim kendimi kötü hissettim. Evlenmeden önce kurumsal bir firmada müdürlük yapıyordum maaşım güzeldi kendime ait kred kartım vardı. Evlendikten sonra işi bıraktım, çocuğum oldu, sırasıyla kartlarım kapandı. Maddi özgürlüğüm bitti. Şimdi onun eline bakıyorum maaş alsın da harçlık versin diye. Ailemin maddi durumu çok iyi değildi ama iyiydi. Bende özel okullarda okudum ne istediysem alıp yiyip içtiğim , dilediğinde kıyafete parfüme para yatırdığım bir hayattı. Şuan malesef eser yok eski halimden. Ama bir geçiş dönemi olarak kabul ettim ve ona ayak uydurdum. Bir zaman sonra bende ona benzemeye başladım. Şimdi evde kahve içelim dediği için eve kahve makinası aldırıcam 😂 . Bence oturup karşılıklı konuşup kendinize maddi manevi bir planlama yapmalısın. İçine bu şekilde atarak bir sonuca varamazsın. Bir zaman sonra soğumalar arttıktan sonra artık hislerini de kaybediceksin bu sefer sana dışarısı içeriden daha hoş gelmeye başkayacak. O yüzden herkes şapkasını eline alıp konuya vakıf olmalı. Benimde eşim küs uyumaz , ama bazende kafamı toparlayıp kendi kendime konuşup içimde halledebilmek adına keşke küs uyusa diyorum. Bazen için soğumadan şebeklik yapıo hiç bir şey olmamış gibi davrandığında daha çok sinirlerim bozuluyor , onun için konu kapanıyor affediyorum, ama kendi içimde yarım kalan bir sür mevzu var.. uzun lafın kısası , umarım sıkıntıların biran önce çözülür canım. Biraz relax davran. İşi bırakıp evde olması bence seni daha da bozmuş. 🤔
 
Back