• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Büyük umutlarla evlendim ama sanırım pişmanım…

Evet canım kesinlikle pasif agresiflik çok var. Düzeltmeye çalışıyorum. Yorumun için çok teşekkür ederim
Pasif agresiflik olsa o evde duramazsin. Kocan pasif agresif olsa dili uzun olmaz. Fikirlerini, tavırlarını belli ediyor. Pasif agresifleri anlaman için müneccim olman lazım. Senin kocan düpedüz şark kurnazı.
 
Ama sizin eşiniz başka şeyler çeviriyor gibi geldi bana.
Zamanında sizin gözünüzü boyayıp pahalı mekanlara götürmek için borç yapmış sanki sadece eşya borcu değil bunlar.
Tek tek hesapları kontrol edin borç ne borcu kalem kalem öğrenin.
Ne zaman bitiyor bu borçlar tarihi ne ?
Kredi kartı mi hangi karta borç var mesela?
Geliri maaşı ne kadar bu adamın ?
Ben de böyle düşünüyorum 👍🏻
 
merhaba canım evliliği sürdürmek çok çok zor yaşım 48 olucak üçüncü evliliğim dün boşanalım dedik şimdi ailene anlat durumu ailenden hiçbirşey gizleme birlikte karar verin şimdi sen gençsin büyükler ana baba dünlemek lazım onların fikirlerinide al bu arada hamilede kalma sakın hakkında herşey güzel ve kolay olsun
Merhaba , 3. Evliliğinizden boşanıyor musunuz, geçmiş olsun 💐
 
Hepsini okudum öncelikle çok şanslısın. Annen baban ne kadar harika insanlar. Kendi anne babamın bana yaptıklarını anlatsam ağlarsın sabaha kadar. 30 yaşındayım hayatım boyunca kendim kendime baktım çocukken eğitim hakkım alındı gizlice açıktan okurum kıytırık bir üniversite okudum, okuduğum bölümden ise atama yok. Hayatımda telefonum bile katkı kredisi alınca oldu 23 yaşımda telefonum oldu, hep evde büyüdüğüm için ve işkence altında büyüdüğüm için psikolojik sağlığım da alt üst olmuş cahil saf kalmıştım üniversite hayatım olaylarla geçti o kadar kırıldım ağladım öyle başıma belalar geldi ki anlatamam. Hayatım psikiyatri kapılarında geçti. Anne babam hayatta bana akıl almaz öyle şeyler yaptılar ki. Kız çocuğu olduğum için annem benden nefret etti evde yediğim yumurta için bile zıkkım olsun git evimden diyor banyo yapıyorum zehir ediyor çamaşırımı makinaya koyuyorum gelip başımda durup bakıyor. Her şeyimi kendim aldım defalarca ameliyat oldum hep yalnız kaldım hiçbir zaman ailemden kimse yanımda olmadı anormal tuhaf bir aile birlik yok Bi şey yok. Şimdi ailemin evindeyim yine işim yok hiçbir işim rast gitmiyor güzel değilim kimse benle evlenmek istemiyor. İnsanın anne babası kötü olunca tüm evren ona kötü oluyor. Karşıma kimse çıkmadı. Çıkan da takılmak için çıktı. Birini çok sevdim o sevmedi beni. Anne babamın evinde başıma gelmeyen kalmadı karanlık bir odadayım babam duyu bozmuş 2 yıldır karanlıkta kalıyorum. Şarjımı takıyorum ya onun elektik PARASINI ver diyor babam. Ev sobalıydı, ben ameliyatlı halimlr elektirik sobası aldım topallaya topalayya, benim kaldığım odada soba yoktu babam aldığım elektik sobasını benden aldı ve elektik sigortasını da kapattı. Düşünsene zaten karanlık bir odanın elektik sigortası kapatılır mı? Aldığım her nefesi zehir etti bana. Şu an hastayım Bi sıcak şey bile ısıtamıyırum mutfağa gittim mi annem arkamdan koşarak gelir. Allaha bile inancım kalmadı allahım sen bu iki zekası düşük, kişiliği ahlakı bozuk zalimlerin cezasını ver diyorum yok yani hiçbir şey olmuyor ikisine. Turp gibiler tam tersi benim bir sürü hastalığım var benim başıma hep bela geliyor annem aşırı yeme düşkünü ve aşırı pis biri yemek yapmasını bilmez ev düzelmesini bilmez yemeğinde defalarca böcek kıl pis şeyler çıkıyor, bırakmıyor 2 yumurta bile yapayım git yumurta al yeme diyor erkek kardeşlerime almış bırakmıyor yiyeyim. Ev aşırı dağınık pislik içinde ve annem sürekli beni takip eder Bi şey döker miyim diye banyo yapıyorum ardımda banyomu temiz yaptım mı diye gider kontrol eder, altına sürekli bir kumaş var bez olarak kullanır akıntısı için namazdan evvel çıkarır atat kanepeye uyardığımda bana bağırıp kavga ediyor tüm gün kavga ediyor beni pis olmakla suçluyor, bir iş yapsam başımda durur nasıl yaptığıma bakar evdeki eskimiş çatala kaşığa eşyaya bile tapar elimi sürdüm mü Bi şeye panikle eşyalarıma Bi şey olacak diyor beni kontrol ediyor ya da bir yeri kirketirim diye korkuyor, düşünsene insan yemek yaparken tezgah kirlenmez mi kirlenir sonra temizlersin annem normal olan şeylerden dolayı bana saldırıyor. Her işte başımda durup izliyor bağırıyor akli dengemi bozdu telaş korku stres içinde yaşıyorum. Mesela babam geçen gün dış kapıya çöpü dökecektim kapıyı açtım pijamam var üstümde gelmiş bağırıyor nereye gidiyorsun diyor sinirden cevap vermedim saat akşam 7 bana hakaret ediyor diyor nereye gidiyorsun. Gerçekten akıl almaz şeyler yaşıyorum sürekli. Tüm devlet kurumlarına gittim hiçbiri bir şey yapmadı. Çaresizlik içinde keşke ölseydim keşke. Sen anlatınca duygulandım😪keşke sen de evlenmeseydin bir aileye sahipsin evlenmişsin adam sana iyi davranmıyor baktı senin paran var senden bekliyor her şeyi. Otur düşün biraz daha devam et kötüye gitse boşa git ailenin evine bence.
Canım senin durumuna daha cok üzüldüm Şuan, çalışıyor musun , hastalığın nedir tam olarak
 
Günaydın kızlar,

Dün maalesef gizli bir şekilde girdiğim için cevap yazamadım size. Şimdi bir de burayı okuyup kavga çıksın istemedim. O yüzden merakta bıraktıysam bağışlayın ama ben bu kadar içten uzun uzun yazacak, benimle dertlenecek insanların olacağı tahmin edememiştim hepinize vaktiniz için teşekkür ederim ❤️

En çok sorulan soru: flört ederken anlamadın mı? Kızlar valla o dönem daha ben sormadan x mekana y mekana gidelim diyordu ki oralar gayet pahalı lüks mekanlar. Yani öyle Avmnin yemek katı bile değil. İlk birkaç buluşmada ben yeltendim o ödetmedi. Birkaç ay sonra bir o bir ben ödemeye başladık. Bence olması gereken de o yani.

Hediye konusunda biraz fark etmiştim ben ona saat almıştım o bana ayıcık :D ya da hiç çiçek almıyordu zorla söylene söylene aldırtıyordum falan ama insan o zaman gerçekten kör mü oluyor napıyor anlamadım. Düşünememiştir pahalı hediye almayı ya da çiçek konusunda soluyor diye düşünüyodur falan demiştim.

Şimdi mesela sevgiliyken her hafta 2 kere gittiğimiz mekanlara sadece özel bir gün olursa gidebiliyoruz. Sıkışığız borçlarımız var idare et diyor. İnanın restoranda falan gözüm kalmadı ama yani insan bir kahve bile içelim derken çekinir mi kocasına ya?

İkinci konu da: bu borçlar ne?
Kızlar ben sanıyordum ki mobilyalarımızı beyaz eşyalarımızı falan ailesi alıyor ama ben bunu evlenince anladım ki aslında %20’sini ailesi vermişse %80 bunun kartına yüklenilmiş. Burada bana haksızlık etti çünkü benim ailem tüm kredi kartı borçlarımı kapatıp öyle evlendirdi ama o benden habersiz bir sürü borç getirdi. Ben otomatik olarak ailesi alıyor sanıyordum ama almıyormuş ve ben bunu öyle farz etmemeliymişim. Zaten tüm parasını bize harcamış borçları bizim için yapmış. Param var da mı vermiyorum, param yok diyor bana.
Sizin aradığınız erkek rolüne girip sizi tavlamış malesef eşiniz
 
Konu 26 sayfa, 508 mesaj olmuş, herkes söylenmesi gereken herşeyi söylemiş. Ama konu sahibi "altı ay erken, bi altı ay gözetleyeceğim" diyor. Beni yanlış anlamasın da olayın ciddiyetini anladığını sanmıyorum, anlasa bile bir aksiyon alacağını düşünmüyorum. O ışığı alamadım yazdıklarında, son ev konusunda adamın tepkisi herşeyi açıkça anlatmasına rağmen...
 
Tüm yazdığını okudum bazı arkadaşların dediği gibi uzun sürmez bu evlilik ayrıl gibi cümlelere kesinlikle katılmıyorum. Bekarken seni kandırmak için değil senin gönlüne hoş etmek için belki de seni o lüks mekanlara götürdü ama evlenince sorumluluk arttı bir evin geçimi kolay değil yeri gelmiş aç yatmış diyorsun demek çok zor şartlarda büyümüş sana bir modda 5000 TL vermek çok kolay geliyor ki ona çok fuzuli gelebilir Senin fedakarlık etmen lazım çalışıyormuşsun zaten lüks cilt bakımlarına harcadigin parayı kendi maaşınla da alabilirsin kusura bakmayın hanımlar ama evlilik erkeğin üstüne yığılma değil. Çift terapisi almalısınız her ikiniz de kendi açınızdan yanlış anlaşılmalara yol açacak şekilde bakabilirsiniz birbirinizi tanımaya çalışıyorsunuz yeni evlisiniz geçer bunlar yuvayı kurmuşsunuz yıkmak bu kadar kolay olmamalı
 
Bir ilişki nasıl başlarsa öyle gider.Sevgililik okey güzel başlamış güzel gitmiş.Nişanlılıkta nasıl başladıysa öyle devam etmiştir.Süreçlerinizi tekrar gözden geçirin ne demek istediğimi anlayacaksınız.Maalesef evlilikte nasıl başlarsa öyle gidiyor.

Bazı yorumları tecrübeleri okudum size yazılan.Boşanmış çok çektiğini söyleyen kadınlar vardı.

Bazı yorumlarda da bende çektim ama düzeldi diyen kadınları okudum.

Ben bu iki kadın şeklinden birisi değilim.yarın 30 yaşımı bitiriyorum 5 yıldır evliyim.Evliliğimde sorun yok şükür.Temkinli davranarak evlendim.Eşimden önce de ailemde,abilerimin,kuzenlerimin evliliklerinde fark ettiğim en temel şey bir şey nasıl başlarsa,nasıl alıştırılırsa öyle gider olayıydı.

Kötü bir evlilik tecrübem yok belki ama etrafımdaki evliliklerden pay aldığım ana konu da şu; zaman asla geri gelmiyor.Annem yıllarca babam ve ailesinden çekmiş.Ama boşanmadığı için otomatik olarak bizde çektik.Birisi şey yazmış “eşin ailesine düşkün bırak olsun daha iyi kendi çocuklarına ailesine de düşkün olur”.Mesela ben bunu babamda görmedim.Kardeşlerine düşkün olduğu için bize babalık yapamadı.Parasal olarak değil manevi olarak.Bir sarılma bir öpme bir şevkat olarak.Babamın baba olduğunu kardeşleriyle arası bozulunca anladım(3-5 yıldır)Ama zaman asla geri gelmeyecek.Yaşatılanlar unutulmayacak.Annem halen hakkını helal etmiyor iki cihanda elim yakanızda diyor hepsine.

Mesela en büyük abim.O kadar çabaladı ki yengem değişir diye.Çok sorunları var kendi ailesinde o yüzden bu kadar hırçın,intihara meyilli davranışları var, kendine zarar veriyor şevkat göstereyim diye o kadar bekledi ki.Hatta bir dönem iyileşir gibi oldu yengem meğer çocuk yapmak içinmiş.Maalesef bi tane de yeğenim oldu.(canım yeğenim konu aile birliğinde büyüyemeyeceği için üzülmem).5 yılın sonunda abimin psikolojisi alt üst oldu ve aldatılmış olarak ayrıldı eşinden.Abimin 25-30 yaş aralığını kim geri getirecek şimdi? Yeğenimin hayatının karmaşıklığının bedelini kim ödeyecek?

Yani canım kız arkadaşım,canım kadın.Her şeyden önce kendini düşünmelisin.Mental sağlık tüm beden sağlığının anahtarı.

Sana boşan direkt demiyorum.Yazdığın konudan anladığım zaten sen herşeyin farkındasın.Ben sadece süreci uzatma diye tavsiye ediyorum.Bu yaşlarını bu seni bir daha geri getiremezsin.Bazı konular vardır kırmızı çizgilerin olmalıdır.Mesela eşimle de sık sık bunları konuşuruz.karşılıklı olarak kırmızı çizgimizin aldatma konusu olduğunu, ilgisizlik gibi konular olduğunu birbirimize söylüyoruz.
Yani sadece bu değil.Herşeyi konuşabilmeli insan eşiyle.yeri geldiğinde En iyi dostun,sırdaşın,ev arkadaşın,yatak arkadaşın,yol arkadaşın,psikoloğun,hasta bakıcın…. olabilmeli.Asla kahve içmek istediğin gibi basit şeyleri bile çekinmemelisin.(bana kızanlar eleştirenler olacaktır.ki daha önce eleştirildim ve uyarıldım da eşine herşeyi anlatma,gizlin olsun diyenler oldu) her ilişkinin dinamiği farklıdır belki bilmiyorum. Ama insanın yorulduğu,ruhunun daraldığı zamanlarda sığınacak limanı evine koşmalı.Evinde de en aşina olduğu en kendi gibi olduğu birileriyle olmalı.Aile demek bence hesapsız kitapsız olan olmalı.

Çok uzattım belki lafı ama işin özü zamanını daha güzel şeylere harca,doyasıya yaşa.Ömrün uzun bahtın açık olsun kadın arkadaşım🌸
 
bu arada evet çok muhafazakar bir aile ve boşanma kararımı desteklemezler.
Ayrılmanın muhafazakarlıkla alakasını pek çözemedim. Ayrıca annenle baban kendileri ayrılmışlar demek ki o kadar muhafazakar değillermiş. Bana bu kısım biraz sallama gibi geldi
 
Sırf bu konuya tetiklendiğiml tekrar giriş yaptım foruma. Öncelikle çok geçmiş olsun ama yolun sonu belli.
Çok benzer şeyler yaşadım. Düğünü kendisi yapmış haberim yok full borçta bi de bana diyordu istediğin yerde oldu. Ben de ailesi yapıyor diye bişey istemedim bilsem borç olduğunu öderiz diyip çırağanda yapardım belki. Balayından döndük birikim yapalım adı altında maaşımı ona atmamı önerdi. Birikim yapılacaksa sen bana at o zaman dedim baktım ık mık yapıyor ortak hesap dedim konu kapandı herkesin maaşı cebinde kaldı. 6. Aya doğru artık evlilik çatırdamaya başladı baktım elini cebine atası yok. Unutmuyorum canım baklava çekti al dedim unuttum dedi sonra eve gelince ertesi gün hiç ince düşünmüyorsun unutmuştun bari bugün alsaydın dedim paran mı yok al dedi. Ama benim olduğum yerde tatlıcu yok diye alamamıştım konunun zaten parayla alakası yoktu. Sonraki tartışmalarda konu hep paraya bağlandı kirayı ben ödüyorum sen şunu ödüyosun maaşını ne yapıyosun diye hesap sormaya başladı. Zaten herhangi bir ilişkide bakın evlilik değil arkadaşlık vsde de para konuşulmaya başlandı mı ilişki bitiyor.
Ben 1 sene de koşarak kaçtım boşandım setimi çaldı. Hep altınlarımı bozdurmak istedi çok şey yaşadım ama kurtuldum.
Adamlar artık 1+1 kafasıyla evleniyor. Biz sadece hem beleş seks hem de maaş kartıyız. Bunu da çaktırmadan kAndırarak köprüyü geçene kadar güzel idare ediyorlar ama gerçek yüzleri ortaya çıkıyor.
Tavsiyem eşinizle hislerinizi paylaşmanız en başından beri neden böyle olduğunu sorgulayın karı kocasınız konuşun ve maaş kartınızı alın
 
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…

Sakın düzelir diye Çocuk yapma , daha çok bataklığa düşersin..
 
Bence boşan bitsin. Zaman geçtikçe daha da eziyet olacak sana ( kendimden biliyorum )
Seviyorum diyorsun ya . Bu erkekler öyle yaratıklar ki çoğu zaman varlıkları dert, yoklukları yara gibi oluyor...
 
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım ❤️



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Sizde kendimi gördüm şuan boşanma aşamasındayım sakın devam etmeyin boşanın
 
Yok canım hepsini özenle okuyorum kafama yazdım. Ev konusunda kesinlikle tavrımı koycam. Satmıyorum napcan? diycem. Onun dışında bir süre sessiz takılmayı düşünüyorum. Gözlemleyeceğim. 6 ay çok kısa bir süre. En azından olacaklara kendimi hazırlamak için biraz süreye ihtiyacım var. İyice değerlendiriyorum. Gözüm açıldı buraları okuyunca.
Sen böyle ailene anlatmadan 6 ay beklersen, o 6 ayın sonunda noldu simdi rahat mi batti da bosanmaya kalkiosun derler. Seninki gibi bi aileye surekli sikayetlerini anlatman lazim. Ailesi bizi rahat birakmiyor, kocam bana bi montun lafini yapiyor, disarda bi kahve icmek bile lüks oldu vs. Zamanla onlar demeliler boşan diye. Hic bir sey yapmadan neyin degismesini bekleyeceksin 6 ay.. Kocan değişmez daha kotu olur.
 
Ay evet benim de eksiklerini kapattığım çok oldu. Nişanda saç makyajın parasını ben verdim ne o sordu ne de ben söyledim :D

Kızlar peki her ailesini çağırmak istediğinde ben hayır dediğimde “evime ailemi de çağıramaz oldum. Tamam oldu biz kimseyle görüşmeyelim kimse evimize gelmesin” diye zırlamasına ne diyorsunuz
Sen mi hizmet ediyorsun? Cagirinca kendi ağırlıyor mu yoksa? Bence ayda bir bile cok her hafta geliyorlarsa büyük sıkıntı bu. Kendisi gitsin ailesine cok merakliysa.
 
Sen böyle ailene anlatmadan 6 ay beklersen, o 6 ayın sonunda noldu simdi rahat mi batti da bosanmaya kalkiosun derler. Seninki gibi bi aileye surekli sikayetleni anlatmak lazim. Ailesi bizi rahat birakmiyor, kocam bana bi montun lafini yapiyor, disarda bi kahve icmek bile lüks oldu vs. Zamanla onla demeliler boşan diye. Hic bir sey yapmadan neyin degismesini bekleyeceksin 6 ay.. Kocan değişmez daha kotu olur.
Katılıyorum. Her gün her dakika şikayet halinde olması lazım. Size anlatamadığım başka özel şeyler de var desin hatta. En büyük kötülüğü anne babası yapıyor yazık. Adamın sinirleri psikolojisi sağlam. Yıllarca bu modda kalabilir. Bu saf kız sanıyor ki birden tanıştılar aşık oldular. Adam uzun uzun işlemiş plan yapmış, kıçına don almayıp lüks yerlerde bir iki takılmış ve ne tesadüf ki kızın en sevdiği restoranı o da seviyormuş. 6 ay diyor hala, bu adam kondom bile deler o sürede. Bu kadar para pul içinde yaşa ama kızın özgürce istediğini yapamasın. Lafta koruyacaklar ama kurda kuzu emanet etmişler.

Yalnız özgürlük dediğin de beleş verilmiyor kimseye. Ailemin imkanlarını sonuna kadar yaşayayım, tırnağım bile kırılmasın, lüksümden kozmetiğimden geri kalmayayım ama istediğim hayatı istediğim gibi yaşayayım diyorsan böyle ailede zor iş. Evi arabayı kredi kartlarını mı alıyorlar alsınlar. Maaşı işi iyi, kendine bakabilir. Gerekirse paranızı da imkanlarınızı da istemiyorum deyip kapıyı çekip çıkması lazım. Ailem çok muhafazakar, onu kabul etmezler buna izin vermezler demeye devam ederse mutluluk nedir bilmez. Bu çakaldan kurtulur başka çakalın tuzağına düşer.
 
Back