Boşanmak doğru bir karar mı?

Siz boşanıyor musunuz? Eşyaları istersem alabilirim mahkeme yolu ile avukatım öyle söyledi. Çeyiz davası açmak gerekiyormus boşanma davasından sonra. Kendiside zaten eşyaları alabileceğimi söyledi onun derdi nakit olan altınlar. Benim gözümde açıkçası eşya vs yok kapıyı çektim çıktım o yüzden altınları da ders olsun diye vermeyeceğim bana yaşattıklarının bedeli olarak esasen hiçbiri gözümde değil.
Henüz boşanmıyorum, bence de çektiklerinin karşılığı olarak her türlü hakkını al ileride pişman olursun ona bıraktığın için. Altınlar zaten senin hakkın. İnşallah mutlu bir hayatın olur artık.
 
Tüm yorumları Üşenmedim tek tek okudum. Böyle adamlar kendilerine ses etmeyelim diye bizi önce göklere çıkarıyorlar , ayaklarımızı yerden kesiyorlar ki çarpık aile ilişkilerine susalım kabullenelim. Bir kere yazdıklarınıza dışardan bir gözucuyla bakın bu adam sizi zerre sevmiyor. Kendi maaşını ailesine yedirecek sizin maaşınızla da ev geçindirecek ADAMIM diye de ortalıkta dolaşacak. ÇAKAL! Bak yeni evlisin yıllarını heba etmeden boşan. Ama kocan ağlayıp yalvaracak bunlara göğüs gerebilir misin bilmiyorum. Bende böyle bi süreçten geçtim dirayetli olamadım. Şimdi 2 yılIn ardından boşandım. Yani adam senin her şeyine tamam dese de inanma sakın. Böyle aile ilişkisinde çocuğu sömüren çocuğu ebeveyn olmuş olanların yuvaları yıkılmaya mahkumdur. Daha erken boşanmak sadece ama sadece senin lehine olur ama mutlaka boşanırsın ister 5 yıl sonra ister 1 ay sonra. Giden zamanının değerini bil aileni dinle. Bir hata yapmışsın evlenmişsin yakma başını. Seninki nişanlıyken saklamamış kendini sen bile bile evlenmişsin. Benimki bigüzel sakladı. Yani hiçbişekilde çaktırmadılar ama bi evlendim aman allahım. Ailesini istanbuldan almaya arabayla gidilir ama ben minibüsle gider minibüsle gelirim bi işten karımı alıyım demez. Bukadar mı aynı olur. YAPMA ETME BIRAK BUNU. Zaten devamında ailemle yaşayacaksına gelecek olay boşanmazsan görürsün benim öyle oldu.
 
Eş denen adamın yaptıklarından sonra ona ödül gibi olmuş mobilyalarını beyaz eşyalarını altınlarını alsın
Henüz boşanmıyorum, bence de çektiklerinin karşılığı olarak her türlü hakkını al ileride pişman olursun ona bıraktığın için. Altınlar zaten senin hakkın. İnşallah mutlu bir hayatın olur artık.
Ben esyalari alsam satmakla uğraşamam açıkçası ailemin yanına döndüm ve o evliliğe dair eşyaları kullanmak görmek bile istemiyorum. Dilekleriniz için teşekkür ederim umarım sizin problemleriniz çözüme kavuşur umarım ailesi yüzünden evliliğiniz hiç bir zaman zarar görmez. Hoscakalin
 
Ben esyalari alsam satmakla uğraşamam açıkçası ailemin yanına döndüm ve o evliliğe dair eşyaları kullanmak görmek bile istemiyorum. Dilekleriniz için teşekkür ederim umarım sizin problemleriniz çözüme kavuşur umarım ailesi yüzünden evliliğiniz hiç bir zaman zarar görmez. Hoscakalin
Canım bende kullanmak istemem eşyaları, ama satmadan da durmam doğrusu, neden ona bırakayım ki? Hele de kendim almışken, tabi en iyisi mahkeme yoluyla yapmak, ne kadarsa ne kadar uğraş sat al, teşekkür ederim canım hoşçakall
 
Tüm yorumları Üşenmedim tek tek okudum. Böyle adamlar kendilerine ses etmeyelim diye bizi önce göklere çıkarıyorlar , ayaklarımızı yerden kesiyorlar ki çarpık aile ilişkilerine susalım kabullenelim. Bir kere yazdıklarınıza dışardan bir gözucuyla bakın bu adam sizi zerre sevmiyor. Kendi maaşını ailesine yedirecek sizin maaşınızla da ev geçindirecek ADAMIM diye de ortalıkta dolaşacak. ÇAKAL! Bak yeni evlisin yıllarını heba etmeden boşan. Ama kocan ağlayıp yalvaracak bunlara göğüs gerebilir misin bilmiyorum. Bende böyle bi süreçten geçtim dirayetli olamadım. Şimdi 2 yılIn ardından boşandım. Yani adam senin her şeyine tamam dese de inanma sakın. Böyle aile ilişkisinde çocuğu sömüren çocuğu ebeveyn olmuş olanların yuvaları yıkılmaya mahkumdur. Daha erken boşanmak sadece ama sadece senin lehine olur ama mutlaka boşanırsın ister 5 yıl sonra ister 1 ay sonra. Giden zamanının değerini bil aileni dinle. Bir hata yapmışsın evlenmişsin yakma başını. Seninki nişanlıyken saklamamış kendini sen bile bile evlenmişsin. Benimki bigüzel sakladı. Yani hiçbişekilde çaktırmadılar ama bi evlendim aman allahım. Ailesini istanbuldan almaya arabayla gidilir ama ben minibüsle gider minibüsle gelirim bi işten karımı alıyım demez. Bukadar mı aynı olur. YAPMA ETME BIRAK BUNU. Zaten devamında ailemle yaşayacaksına gelecek olay boşanmazsan görürsün benim öyle oldu.

İnanın aynı ben ailesine yapmasın etmesin demiyorum sadece onları düşündüğü beni düşünsün onlara davrandığı gibii hassas davransın istedim. Eşim Nisan döneminde ayrılmak istediğimde o kadar ağladı ki saatlerce içini çekti. İtin köpeğin olayım gitme derdi bana. Aile konusunu nişanlı iken konuştum uygun değiliz tahammül edemiyorum dedim. Istersen ailemle görüşme ama beni engelleme yeter bana dedi. Ben engel koyamam sadece beni anla beni dinle bana hak ver yeter dedim. Evlendikten sonra da istersen ailem gelmesin gitmesin diye teklif yaptı ama tabiki böyle birşey istemedim onun hatırı için. Ancak ben fazla iletişim kurmasam bile eşimi kullanmaları bide adam yerine koymamalari zoruma gitti ben bunları söyledikçe kavga tartışma çıktı bi şekilde. İnsanın kardeşleri nasıl kardeşinin düğününe nisanina gelmez elle tutulur bir sebep yokken aklım almıyor eşim kimsesiz gibi resmen.Ama buna rağmen kardeşlerim der başka birşey demez. Ben olsam kardeşlerime gönül koyarım ama o öyle değil. Bilmiyorum ben mi abartıyorum kızlar ama bayramda insan gelinine ufak tefekte olsa birşey yapmazmi nişan zamanı. Ölseler ellerini ceplerine sokmazlar bomboş gelirlerdi bayramda. Eşimin hakkını yiyemem herseyin en iyisini gücü yettiğince yaptı o dönem ama herşeye yetişemedi veya akıl edemedi bilmiyorum. Paraları olduğu halde dalga geçer gibi küçük altın taktılar oğullarına onca yedikleri paralara rağmen ve şuan virüs çıkmasaydı bu yıl hacca gidecekleri. Hac ücretleri günümüzde malum. Çocuklarının yuvası yıkılırken bu sahte dini gösterişe tahammül edemiyorum. Ama hala etraflarında pervane gibi eşim. Gerçekten esimin sanki babası yok gibi annesine tabiri caizse kocalık babasına babalık yapıyor. Evde ismen bir baba var ama rolü yok. Alışverişe hastaneye akraba gezmesine her yere eşim götürüyor. Markete gidiyoruz yarın annemleri alışverişe götüreyim onlarında evlerinde birşey kalmamıştır diyor benim bütün neşem gidiyor.
 
Merhaba. Boşanmak üzere olan 29 yaşında bir bayanım. Eşimle şiddetli geçimsizlik nedeniyle bosaniyorum. Ancak eşim sürekli pişman olacaksın neyi kaybettiğini göreceksin kıymetimi anlayacaksın keşke keşke diyeceksin gibi cümlelerle bana suçluluk duygusu hissettirmeye çalışıyor. Düşünceleriniz benim için çok önemli.

Nereden başlayacağımı bilemiyorum eşimin ailesi ile çok büyük kültürel farklılıklarımız vardı. Bunu tanışma döneminde fark etmiştim. Annem çok uyardı beni bu aile ile yapamazsın yapma etme diye ama eşim onlar gibi değil diye düşündüm ben üstesinden geleceğimi sandım.Nisan sürecinde zaman zaman olmayacağını anlasamda maalesef devam ettim. Eşimin ozellikle annesi çok tuhaf davranışları olan bir kadındı. Bana arkadaşlarım kayinvaliden terelelli bir kadın der dururdu. Bir örnek verecek olursam bize ilk tanışmak için gelişinde mutfağa düzenli mi temiz mi diye kontrole girmişti. İkinci gelişinde ise herkesin içinde ayaklarını ikiye ayırıp uzatarak 3 yaşındaki yeğenim ile kumanda savaşı yapıp çocuğun elinden kumandayı çekmişti ver ver diye. Aile ortamında hele hele çocuklar varken izlenmesini asla tasvip etmediğim sahnelerin yaşandığı dizi izlemisti sanki kendi evinde gibi. Bizim onlara ilk gidisimizde de sofraya Pet şişelerle su koymuştu bardak yerine. Kısacası görgü ve kültür nezaket anlamında asla tahammül edemeyeceğim bir aileydi. Düğün sürecinde asla manevi veya maddi anlamda bir katkıları olmadı. Sürekli benim ailem bisiler yapmak istedi onuda eşim kabul etmedi nedenini şuan anlıyorum. Zaten eşimin elinden iki sene boyunca maaş kartını almış babası doğru düzgün birikimide olmamış evin tüm giderlerini babası iyi bir pozisyondan emekli olmasına rağmen eşim karşılamış. Nikahta ise yine bana herhangi bir düğün hediyesi takılmaz iken eşime küçük altın takmislardi. Kardeşlerinden şehir dışında olanlar çeşitli mazeretlerle düğüne gelmedi. Ama eşimin tek cümlesi canları sagolsun. Kızlar buraya kadar inanın umrumda değil olanlar sadece eşimin bunca saçmalığa rağmen ailesine kendini feda etmişcesine tavırları artık sinirlerimi yıprattı. Herşeye canları sagolsun yapmak zorunda değiller deyip duruyor. Ama kendisi sürekli onlar için birseyler yapma derdinde. 4 erkek kardeşler fakat herseylerine sanki eşim gitmek zorundaymış gibi bir algı var. Anne babası yaşlı değiller ama pazara markete her türlü ihtiyaçlarına eşim gidiyor. Biz sivasta yaşıyoruz. Tatilden dönüyorlar uçakları kayseriye iniyor diye eşim bana rapor alalım işe gitmeyelim annemleri kayseriden almaya gidelim buraya kadar in bin zahmet cekmesinler diyor. Ben evleneli 1 ay olmuş tatile bile gidememisim. Bana böyle teklifler yapıyor. Ben es kaza bugün annemlere beni sen bırak dediğim zaman ise atın var araban var kendin git diyor. Terminale eşim bırakıyor terminalden eşim alıyor. Dışarıdan yemeklerini eşim alıyor yorgun gelmişlerdir diye. Aynı binada oturan abisi kılını kıpırdatmıyor. Nisan ve düğün döneminde maddi olarak eşime kıyamadığım için o kadar çok şeyden feragat ettim ki eşim üzülmesin diye neredeyse herseyi kendim aldım. Nişanda alınacak ne varsa kendim aldım. Düğün istemedim.1 hafta boyunca inşaattan çıkma evi tek başıma temizledim kimse yardıma gelmedi sırf temizlikciye ayrıca eşim para vermesin sıkışmasın diye. Bütün bunlar olurken eşim abimin canı sıkılıyor muş eve İnternet baglatacagim dedi düğüne 1 hafta kala. Bende kendi evimizin İnterneti yok hem bir hafta sonra evleniyoruz diye kabul etmedim. Sonradan öğrendim ki esim annesinin evine İnternet baglatiyor aylık 200 TL fatura ödüyor Bizim kendi oturduğumuz eve ise çok pahalı diye sınırlı İnternet baglatiyor. Bunu sorguladigimda ise sen karışamazsin diye cevap verdi bana tartışma büyüyünce de seni vurup sinek gibi duvara yapıştırırım cevabı aldım. Her fırsatta beni azarlayacak bir bahane bulurdu. Bir yemeği iki kez yer misin diye sorsam 2. De azar gelirdi. Veya kavga ettiğimiz gün yemek yapmak istemesem kendine dışarıdan tek kişilik yemek söylerdi benim içime sönmez o üzgünken yemek ağzıma sürmem ama o böyleydi en son tartışmamızda evi terkettim gece 1 gibi ailemi aradım valizimi hazirladiktan sonra beni alın diye gelip beni aldılar ama içeri girmediler. Aylardır aileme düşman oldu evimi bastılar seni götürdüler diye. Oysa ben evden çıkarken sırtı dönük biçimde gidersen git demişti bana. Barışmak istiyor ama şart olarak ta maaş kartını bana vereceksin. Seni bir yere bırakmami istiyorsan arabanin anahtarlarını bırakacaksın gibi şartlar öne sürüyor. Buna da gerekçesi ben bunlara güvenip kendi kendime yeterim düşüncesi ile evi terk etmişim evliliğini kurtarmak için bunları istiyormus. Sen evi terk edemezsin seni dovmedim aldatmadım ne derdin vardida gittin diye suçluyor beni. İlla dayak yemek aldatılmak mi lazım. Evet iyi tarafları da var eşimin ama yukarıdaki durumlara tahammül edemiyorum artık lütfen akıl verin. Daha o kadar çok saçmalık var ki konu uzamasın diye yazamadım
İlla annenizi dinlemeyip gene koşa koşa evlenmişsiniz.cunku eşiniz dünyadaki tek erkek bulunmaz hint kumasiydi.esinizi ezmizler, ailenin hizmetçisi muamelesi görüyor,eşinin sırtından geçiyorlar. Bu hep böyle gidecek, düzelme olmayacak.
 
Sabırdan ziyade çok seviyordum yaptığı herşey de okadar iğrençlikte kendimi suçlayacak illaki birşey buluyordum halbuki sabırlı değil zavallıymışım bağlı değil bağımlıymışım.. Benimki enteresan bir insan bi bakıyorsun dünyanın en mutlu kadınsın şımartılıyo sun özel günler asla unutulmuyor zaten sevildiğini biliyorsun bi bakıyorsun ortada bırakılmışsın=) ben o güzel günleri düşünüp kötüleri senelerce görmezden geldim çok büyük bir hata kimsenin yara bandı olmamalıyız.. Vazgeçmesini bilmeliyiz ben geç kaldım ama sonunda akıllandım.. En değerli biziz. Gerisi boş
Birebir yaşadığınız aynı şeyleri yaşadım.Gorunurde özel günlerde,ev işinde her şeyi yapar ama ailesine gösterdiği değeri normal günlerde asla göstermedi.Benim eşimin yanında da surekli kendimi suçlu hissederdim.Bence çok mutlu edip tepeden parasutsuz bırakan bu insanlar birer narsist ve kurbanları da bizim gibi sürekli kendini suçlayan duygusal insanlar.İns her şey gönlünce olur
 
Birebir yaşadığınız aynı şeyleri yaşadım.Gorunurde özel günlerde,ev işinde her şeyi yapar ama ailesine gösterdiği değeri normal günlerde asla göstermedi.Benim eşimin yanında da surekli kendimi suçlu hissederdim.Bence çok mutlu edip tepeden parasutsuz bırakan bu insanlar birer narsist ve kurbanları da bizim gibi sürekli kendini suçlayan duygusal insanlar.İns her şey gönlünce olur
Pardon konu sahibi yerine sizi alintiladim
 
Birebir yaşadığınız aynı şeyleri yaşadım.Gorunurde özel günlerde,ev işinde her şeyi yapar ama ailesine gösterdiği değeri normal günlerde asla göstermedi.Benim eşimin yanında da surekli kendimi suçlu hissederdim.Bence çok mutlu edip tepeden parasutsuz bırakan bu insanlar birer narsist ve kurbanları da bizim gibi sürekli kendini suçlayan duygusal insanlar.İns her şey gönlünce olur
Boşandınız mı
 
Merhaba. Boşanmak üzere olan 29 yaşında bir bayanım. Eşimle şiddetli geçimsizlik nedeniyle bosaniyorum. Ancak eşim sürekli pişman olacaksın neyi kaybettiğini göreceksin kıymetimi anlayacaksın keşke keşke diyeceksin gibi cümlelerle bana suçluluk duygusu hissettirmeye çalışıyor. Düşünceleriniz benim için çok önemli.

Nereden başlayacağımı bilemiyorum eşimin ailesi ile çok büyük kültürel farklılıklarımız vardı. Bunu tanışma döneminde fark etmiştim. Annem çok uyardı beni bu aile ile yapamazsın yapma etme diye ama eşim onlar gibi değil diye düşündüm ben üstesinden geleceğimi sandım.Nisan sürecinde zaman zaman olmayacağını anlasamda maalesef devam ettim. Eşimin ozellikle annesi çok tuhaf davranışları olan bir kadındı. Bana arkadaşlarım kayinvaliden terelelli bir kadın der dururdu. Bir örnek verecek olursam bize ilk tanışmak için gelişinde mutfağa düzenli mi temiz mi diye kontrole girmişti. İkinci gelişinde ise herkesin içinde ayaklarını ikiye ayırıp uzatarak 3 yaşındaki yeğenim ile kumanda savaşı yapıp çocuğun elinden kumandayı çekmişti ver ver diye. Aile ortamında hele hele çocuklar varken izlenmesini asla tasvip etmediğim sahnelerin yaşandığı dizi izlemisti sanki kendi evinde gibi. Bizim onlara ilk gidisimizde de sofraya Pet şişelerle su koymuştu bardak yerine. Kısacası görgü ve kültür nezaket anlamında asla tahammül edemeyeceğim bir aileydi. Düğün sürecinde asla manevi veya maddi anlamda bir katkıları olmadı. Sürekli benim ailem bisiler yapmak istedi onuda eşim kabul etmedi nedenini şuan anlıyorum. Zaten eşimin elinden iki sene boyunca maaş kartını almış babası doğru düzgün birikimide olmamış evin tüm giderlerini babası iyi bir pozisyondan emekli olmasına rağmen eşim karşılamış. Nikahta ise yine bana herhangi bir düğün hediyesi takılmaz iken eşime küçük altın takmislardi. Kardeşlerinden şehir dışında olanlar çeşitli mazeretlerle düğüne gelmedi. Ama eşimin tek cümlesi canları sagolsun. Kızlar buraya kadar inanın umrumda değil olanlar sadece eşimin bunca saçmalığa rağmen ailesine kendini feda etmişcesine tavırları artık sinirlerimi yıprattı. Herşeye canları sagolsun yapmak zorunda değiller deyip duruyor. Ama kendisi sürekli onlar için birseyler yapma derdinde. 4 erkek kardeşler fakat herseylerine sanki eşim gitmek zorundaymış gibi bir algı var. Anne babası yaşlı değiller ama pazara markete her türlü ihtiyaçlarına eşim gidiyor. Biz sivasta yaşıyoruz. Tatilden dönüyorlar uçakları kayseriye iniyor diye eşim bana rapor alalım işe gitmeyelim annemleri kayseriden almaya gidelim buraya kadar in bin zahmet cekmesinler diyor. Ben evleneli 1 ay olmuş tatile bile gidememisim. Bana böyle teklifler yapıyor. Ben es kaza bugün annemlere beni sen bırak dediğim zaman ise atın var araban var kendin git diyor. Terminale eşim bırakıyor terminalden eşim alıyor. Dışarıdan yemeklerini eşim alıyor yorgun gelmişlerdir diye. Aynı binada oturan abisi kılını kıpırdatmıyor. Nisan ve düğün döneminde maddi olarak eşime kıyamadığım için o kadar çok şeyden feragat ettim ki eşim üzülmesin diye neredeyse herseyi kendim aldım. Nişanda alınacak ne varsa kendim aldım. Düğün istemedim.1 hafta boyunca inşaattan çıkma evi tek başıma temizledim kimse yardıma gelmedi sırf temizlikciye ayrıca eşim para vermesin sıkışmasın diye. Bütün bunlar olurken eşim abimin canı sıkılıyor muş eve İnternet baglatacagim dedi düğüne 1 hafta kala. Bende kendi evimizin İnterneti yok hem bir hafta sonra evleniyoruz diye kabul etmedim. Sonradan öğrendim ki esim annesinin evine İnternet baglatiyor aylık 200 TL fatura ödüyor Bizim kendi oturduğumuz eve ise çok pahalı diye sınırlı İnternet baglatiyor. Bunu sorguladigimda ise sen karışamazsin diye cevap verdi bana tartışma büyüyünce de seni vurup sinek gibi duvara yapıştırırım cevabı aldım. Her fırsatta beni azarlayacak bir bahane bulurdu. Bir yemeği iki kez yer misin diye sorsam 2. De azar gelirdi. Veya kavga ettiğimiz gün yemek yapmak istemesem kendine dışarıdan tek kişilik yemek söylerdi benim içime sönmez o üzgünken yemek ağzıma sürmem ama o böyleydi en son tartışmamızda evi terkettim gece 1 gibi ailemi aradım valizimi hazirladiktan sonra beni alın diye gelip beni aldılar ama içeri girmediler. Aylardır aileme düşman oldu evimi bastılar seni götürdüler diye. Oysa ben evden çıkarken sırtı dönük biçimde gidersen git demişti bana. Barışmak istiyor ama şart olarak ta maaş kartını bana vereceksin. Seni bir yere bırakmami istiyorsan arabanin anahtarlarını bırakacaksın gibi şartlar öne sürüyor. Buna da gerekçesi ben bunlara güvenip kendi kendime yeterim düşüncesi ile evi terk etmişim evliliğini kurtarmak için bunları istiyormus. Sen evi terk edemezsin seni dovmedim aldatmadım ne derdin vardida gittin diye suçluyor beni. İlla dayak yemek aldatılmak mi lazım. Evet iyi tarafları da var eşimin ama yukarıdaki durumlara tahammül edemiyorum artık lütfen akıl verin. Daha o kadar çok saçmalık var ki konu uzamasın diye yazamadım
BİR HUKUKÇU OLARAK SÖYLÜYORUM ÇOLUK ÇOCUK YOKKEN BOŞAN . TECRÜBE İLE SABİT 10 ,20 YA DA 30 YIL SONRA DA BOŞANACAKSIN
 
Zaten ailemin arkamda olması zoruna gidiyor. Gelip almalarına yuva yıktılar diyor. Ne olursa olsun gelip almadan önce onunla konuşmaları lazımmış karısını alıp goturemezlermis. Arkamdalar zaten çalışıyorum maddi olarak. Hiç ihtiyacım yok buna güveniyormusum. Bu mantığa göre parası olan tüm kadınlar boşanmaya hevesli oluyor
Tabi zoruna gider sahipsiz olsaydın ailen istemeseydi o zman hoşuna giderdi . Sen onun karısıysan onlarında kızısin
 
Siz eşinizi fazla ciddiye almışsınız, kendi kendinize güveninin o ne derse desin pişman olmayacağım çünkü ben sevgiyi saygıyı kıymetimin bilinmesini hakeden bir kadınım deyin. Aile olmuş bir çift anne babasıyla olan ailesini bu kadar merkeze koyamaz koyarsa zaten aile olamazlar o nedenle pişmanlık duyacağınız hiçbir şey yok hakettiğiniz hiçbir şey yapılmamış önemli olan maddi şeyler değil ama olan imkanın da başka şahıslara harcanması kabul edilebilir birşey değil. Asla geri adım atmayın eğer çok isterse barışmayı son bir şans verirsiniz ve onun şart koşmasına müsade etmez siz şart koşarsınız ailene harcadığın parayı zamanı hoşgörüyü ve emeği artık sınırlandıracaksın yoksa zaten benim için farkı yok ben o şekilde bir aile olacağımıza inanmıyorum dersiniz. Kabul ederse ne ala etmezse de hiçbir kaybınız yok buna içten inanın
 
Evet kendisi ailesine vermiş bu zamana kadar hatta evlerinin üstüne bir kat atmışlar büyük abisinin eşi çalışmıyor orada kirasız onları oturtuyorlar ve sırf o kat için eşimin 2 yıl maaş kartını almışlar bunu söyleyince de kötü oluyorum 10 yıllık memur hiç birseyin sahibi olamamış bu yüzden hepsi eşimden daha lüks şeylere sahip. Benden de kirayı ödememi talep ediyor. Ben kendisine güvenmediğim için hesapları ayrı tuttuğum içinde para kaçırıyorsun benden diyor. Evet çünkü tahammül edemiyorum
O ayrı tuttugun paralar bile senin üstünde gizukmesin annenin felan üstüne yatır hak talep edemesin
 
Merhaba. Boşanmak üzere olan 29 yaşında bir bayanım. Eşimle şiddetli geçimsizlik nedeniyle bosaniyorum. Ancak eşim sürekli pişman olacaksın neyi kaybettiğini göreceksin kıymetimi anlayacaksın keşke keşke diyeceksin gibi cümlelerle bana suçluluk duygusu hissettirmeye çalışıyor. Düşünceleriniz benim için çok önemli.

Nereden başlayacağımı bilemiyorum eşimin ailesi ile çok büyük kültürel farklılıklarımız vardı. Bunu tanışma döneminde fark etmiştim. Annem çok uyardı beni bu aile ile yapamazsın yapma etme diye ama eşim onlar gibi değil diye düşündüm ben üstesinden geleceğimi sandım.Nisan sürecinde zaman zaman olmayacağını anlasamda maalesef devam ettim. Eşimin ozellikle annesi çok tuhaf davranışları olan bir kadındı. Bana arkadaşlarım kayinvaliden terelelli bir kadın der dururdu. Bir örnek verecek olursam bize ilk tanışmak için gelişinde mutfağa düzenli mi temiz mi diye kontrole girmişti. İkinci gelişinde ise herkesin içinde ayaklarını ikiye ayırıp uzatarak 3 yaşındaki yeğenim ile kumanda savaşı yapıp çocuğun elinden kumandayı çekmişti ver ver diye. Aile ortamında hele hele çocuklar varken izlenmesini asla tasvip etmediğim sahnelerin yaşandığı dizi izlemisti sanki kendi evinde gibi. Bizim onlara ilk gidisimizde de sofraya Pet şişelerle su koymuştu bardak yerine. Kısacası görgü ve kültür nezaket anlamında asla tahammül edemeyeceğim bir aileydi. Düğün sürecinde asla manevi veya maddi anlamda bir katkıları olmadı. Sürekli benim ailem bisiler yapmak istedi onuda eşim kabul etmedi nedenini şuan anlıyorum. Zaten eşimin elinden iki sene boyunca maaş kartını almış babası doğru düzgün birikimide olmamış evin tüm giderlerini babası iyi bir pozisyondan emekli olmasına rağmen eşim karşılamış. Nikahta ise yine bana herhangi bir düğün hediyesi takılmaz iken eşime küçük altın takmislardi. Kardeşlerinden şehir dışında olanlar çeşitli mazeretlerle düğüne gelmedi. Ama eşimin tek cümlesi canları sagolsun. Kızlar buraya kadar inanın umrumda değil olanlar sadece eşimin bunca saçmalığa rağmen ailesine kendini feda etmişcesine tavırları artık sinirlerimi yıprattı. Herşeye canları sagolsun yapmak zorunda değiller deyip duruyor. Ama kendisi sürekli onlar için birseyler yapma derdinde. 4 erkek kardeşler fakat herseylerine sanki eşim gitmek zorundaymış gibi bir algı var. Anne babası yaşlı değiller ama pazara markete her türlü ihtiyaçlarına eşim gidiyor. Biz sivasta yaşıyoruz. Tatilden dönüyorlar uçakları kayseriye iniyor diye eşim bana rapor alalım işe gitmeyelim annemleri kayseriden almaya gidelim buraya kadar in bin zahmet cekmesinler diyor. Ben evleneli 1 ay olmuş tatile bile gidememisim. Bana böyle teklifler yapıyor. Ben es kaza bugün annemlere beni sen bırak dediğim zaman ise atın var araban var kendin git diyor. Terminale eşim bırakıyor terminalden eşim alıyor. Dışarıdan yemeklerini eşim alıyor yorgun gelmişlerdir diye. Aynı binada oturan abisi kılını kıpırdatmıyor. Nisan ve düğün döneminde maddi olarak eşime kıyamadığım için o kadar çok şeyden feragat ettim ki eşim üzülmesin diye neredeyse herseyi kendim aldım. Nişanda alınacak ne varsa kendim aldım. Düğün istemedim.1 hafta boyunca inşaattan çıkma evi tek başıma temizledim kimse yardıma gelmedi sırf temizlikciye ayrıca eşim para vermesin sıkışmasın diye. Bütün bunlar olurken eşim abimin canı sıkılıyor muş eve İnternet baglatacagim dedi düğüne 1 hafta kala. Bende kendi evimizin İnterneti yok hem bir hafta sonra evleniyoruz diye kabul etmedim. Sonradan öğrendim ki esim annesinin evine İnternet baglatiyor aylık 200 TL fatura ödüyor Bizim kendi oturduğumuz eve ise çok pahalı diye sınırlı İnternet baglatiyor. Bunu sorguladigimda ise sen karışamazsin diye cevap verdi bana tartışma büyüyünce de seni vurup sinek gibi duvara yapıştırırım cevabı aldım. Her fırsatta beni azarlayacak bir bahane bulurdu. Bir yemeği iki kez yer misin diye sorsam 2. De azar gelirdi. Veya kavga ettiğimiz gün yemek yapmak istemesem kendine dışarıdan tek kişilik yemek söylerdi benim içime sönmez o üzgünken yemek ağzıma sürmem ama o böyleydi en son tartışmamızda evi terkettim gece 1 gibi ailemi aradım valizimi hazirladiktan sonra beni alın diye gelip beni aldılar ama içeri girmediler. Aylardır aileme düşman oldu evimi bastılar seni götürdüler diye. Oysa ben evden çıkarken sırtı dönük biçimde gidersen git demişti bana. Barışmak istiyor ama şart olarak ta maaş kartını bana vereceksin. Seni bir yere bırakmami istiyorsan arabanin anahtarlarını bırakacaksın gibi şartlar öne sürüyor. Buna da gerekçesi ben bunlara güvenip kendi kendime yeterim düşüncesi ile evi terk etmişim evliliğini kurtarmak için bunları istiyormus. Sen evi terk edemezsin seni dovmedim aldatmadım ne derdin vardida gittin diye suçluyor beni. İlla dayak yemek aldatılmak mi lazım. Evet iyi tarafları da var eşimin ama yukarıdaki durumlara tahammül edemiyorum artık lütfen akıl verin. Daha o kadar çok saçmalık var ki konu uzamasın diye yazamadım
Aynı benim kocamı ve ailesini anlatmışsın çocuk yokken kurtulman en iyisi iki tane çocuğun var ne zaman bosanalim desem duymaz birde çocuklar aşırı babaci olur vallahi karar veremiyorum eşimi seviyorum ama ailesi yüzünden boşanmak istiyorum sırf ailesinden kurtulmak için çok yoruldum bende.(13senelik evliyim cocuklarimda engelli)
 
Merhaba. Boşanmak üzere olan 29 yaşında bir bayanım. Eşimle şiddetli geçimsizlik nedeniyle bosaniyorum. Ancak eşim sürekli pişman olacaksın neyi kaybettiğini göreceksin kıymetimi anlayacaksın keşke keşke diyeceksin gibi cümlelerle bana suçluluk duygusu hissettirmeye çalışıyor. Düşünceleriniz benim için çok önemli.

Nereden başlayacağımı bilemiyorum eşimin ailesi ile çok büyük kültürel farklılıklarımız vardı. Bunu tanışma döneminde fark etmiştim. Annem çok uyardı beni bu aile ile yapamazsın yapma etme diye ama eşim onlar gibi değil diye düşündüm ben üstesinden geleceğimi sandım.Nisan sürecinde zaman zaman olmayacağını anlasamda maalesef devam ettim. Eşimin ozellikle annesi çok tuhaf davranışları olan bir kadındı. Bana arkadaşlarım kayinvaliden terelelli bir kadın der dururdu. Bir örnek verecek olursam bize ilk tanışmak için gelişinde mutfağa düzenli mi temiz mi diye kontrole girmişti. İkinci gelişinde ise herkesin içinde ayaklarını ikiye ayırıp uzatarak 3 yaşındaki yeğenim ile kumanda savaşı yapıp çocuğun elinden kumandayı çekmişti ver ver diye. Aile ortamında hele hele çocuklar varken izlenmesini asla tasvip etmediğim sahnelerin yaşandığı dizi izlemisti sanki kendi evinde gibi. Bizim onlara ilk gidisimizde de sofraya Pet şişelerle su koymuştu bardak yerine. Kısacası görgü ve kültür nezaket anlamında asla tahammül edemeyeceğim bir aileydi. Düğün sürecinde asla manevi veya maddi anlamda bir katkıları olmadı. Sürekli benim ailem bisiler yapmak istedi onuda eşim kabul etmedi nedenini şuan anlıyorum. Zaten eşimin elinden iki sene boyunca maaş kartını almış babası doğru düzgün birikimide olmamış evin tüm giderlerini babası iyi bir pozisyondan emekli olmasına rağmen eşim karşılamış. Nikahta ise yine bana herhangi bir düğün hediyesi takılmaz iken eşime küçük altın takmislardi. Kardeşlerinden şehir dışında olanlar çeşitli mazeretlerle düğüne gelmedi. Ama eşimin tek cümlesi canları sagolsun. Kızlar buraya kadar inanın umrumda değil olanlar sadece eşimin bunca saçmalığa rağmen ailesine kendini feda etmişcesine tavırları artık sinirlerimi yıprattı. Herşeye canları sagolsun yapmak zorunda değiller deyip duruyor. Ama kendisi sürekli onlar için birseyler yapma derdinde. 4 erkek kardeşler fakat herseylerine sanki eşim gitmek zorundaymış gibi bir algı var. Anne babası yaşlı değiller ama pazara markete her türlü ihtiyaçlarına eşim gidiyor. Biz sivasta yaşıyoruz. Tatilden dönüyorlar uçakları kayseriye iniyor diye eşim bana rapor alalım işe gitmeyelim annemleri kayseriden almaya gidelim buraya kadar in bin zahmet cekmesinler diyor. Ben evleneli 1 ay olmuş tatile bile gidememisim. Bana böyle teklifler yapıyor. Ben es kaza bugün annemlere beni sen bırak dediğim zaman ise atın var araban var kendin git diyor. Terminale eşim bırakıyor terminalden eşim alıyor. Dışarıdan yemeklerini eşim alıyor yorgun gelmişlerdir diye. Aynı binada oturan abisi kılını kıpırdatmıyor. Nisan ve düğün döneminde maddi olarak eşime kıyamadığım için o kadar çok şeyden feragat ettim ki eşim üzülmesin diye neredeyse herseyi kendim aldım. Nişanda alınacak ne varsa kendim aldım. Düğün istemedim.1 hafta boyunca inşaattan çıkma evi tek başıma temizledim kimse yardıma gelmedi sırf temizlikciye ayrıca eşim para vermesin sıkışmasın diye. Bütün bunlar olurken eşim abimin canı sıkılıyor muş eve İnternet baglatacagim dedi düğüne 1 hafta kala. Bende kendi evimizin İnterneti yok hem bir hafta sonra evleniyoruz diye kabul etmedim. Sonradan öğrendim ki esim annesinin evine İnternet baglatiyor aylık 200 TL fatura ödüyor Bizim kendi oturduğumuz eve ise çok pahalı diye sınırlı İnternet baglatiyor. Bunu sorguladigimda ise sen karışamazsin diye cevap verdi bana tartışma büyüyünce de seni vurup sinek gibi duvara yapıştırırım cevabı aldım. Her fırsatta beni azarlayacak bir bahane bulurdu. Bir yemeği iki kez yer misin diye sorsam 2. De azar gelirdi. Veya kavga ettiğimiz gün yemek yapmak istemesem kendine dışarıdan tek kişilik yemek söylerdi benim içime sönmez o üzgünken yemek ağzıma sürmem ama o böyleydi en son tartışmamızda evi terkettim gece 1 gibi ailemi aradım valizimi hazirladiktan sonra beni alın diye gelip beni aldılar ama içeri girmediler. Aylardır aileme düşman oldu evimi bastılar seni götürdüler diye. Oysa ben evden çıkarken sırtı dönük biçimde gidersen git demişti bana. Barışmak istiyor ama şart olarak ta maaş kartını bana vereceksin. Seni bir yere bırakmami istiyorsan arabanin anahtarlarını bırakacaksın gibi şartlar öne sürüyor. Buna da gerekçesi ben bunlara güvenip kendi kendime yeterim düşüncesi ile evi terk etmişim evliliğini kurtarmak için bunları istiyormus. Sen evi terk edemezsin seni dovmedim aldatmadım ne derdin vardida gittin diye suçluyor beni. İlla dayak yemek aldatılmak mi lazım. Evet iyi tarafları da var eşimin ama yukarıdaki durumlara tahammül edemiyorum artık lütfen akıl verin. Daha o kadar çok saçmalık var ki konu uzamasın diye yazamadım

kaç bacım kaç 😮
sonra daha geç olur kaç bir an önce kendi ruh sağlığın için kaç.
bırak burnu sürtsün o farkina varsin..sonra şartları sen belirlersen uyarsa da belki yuvan kurtulur.
 
Bu saatten sonra maaş kartınızı ve arabanızı verip geri dönerseniz ne yaparsa yapsın kabul etmiş sayılırsınız.
 
X