- Konu Sahibi greenlilac
-
- #61
Bu forumda okuduğum beni en beklenmedik yerden vuran, üzen şeylerden biri oldu hem yaşadığınız hem kendinizi anlatışınız.Eşimin yaptığı şeyi anlatmaya artık dilim varmıyor inanın. O kadar gurursuz bir insan değilim. Bu olayı yaptığı anda boşanma kararı aldım. Ama başaramadım. Kafamda normalleştirmek istedim yaptığını. Ama karmakarışık oldum sonra. Şu anda eşim bana çok iyi ve çok üzgün. Ama geri barışsam yine kendime saygım kalmadığını hissedeceğim ve onun bana duyduğu kin iyice artmış olacak ve baskısı artacak.
Kasım 2024 te eşim onu ailesi, kardeşi ve kardesinin eşinin yanında eleştirdiğim için bana çok kızdı. Bunu takıntı yaptı ve sen beni aşağıladın. Seni asla affedemem dedi. Bir şartla affedeceğini söyledi saçımı kazırsa. Ve saçımı kazıyınca bana dersimi vereceğini düşündü. Önce dehşete düştüm ama sonra izin verdim çaresiz bir şaşkınlıkla. Sonrasında kabullenemedim tabii. Şu anda çok kötüyüm. Karmakarışık oldum. Şu anda iletişimimiz çok iyi ama biliyorum ki geri birleşsek yine zorbalik yapacak. Ve herşeyden önce ben yine gurursuz e onursuz muyum diye diye kendimi yiyeceğim. Ama şu an hiç sağlıklı ve dirençli hissetmiyorum. Doğru düzgün yazamiyorum bile düşünün gerisini.oyle bir araf öyle bir çıkmaz ki
bunun sebebi narsistik ilişkiye olan bağımlılığınız. sizi uyuşturucuya bağımlı olur gibi alıştırmış yıllarca. kendinize duyduğunuz sevgi, saygı hep adamın kontrolü altında. karakterinizi küçültüp kendi karakteri içinde eritmiş. aslında çok güçlü bir insansınız evet. siz bunu biliyorsunuz. siz içinizde kim olduğunuzu biliyorsanız o kişi olmaya başlayın. derhal kocanıza duyduğunuz adına aşk, sevgi veya takıntı dediğiniz hislerin de hastalık olduğunun bilincine varmanızı rica ediyorum. adına başka bir şey demekten vazgeçin. hastalık. bittiği gün de iyileştim demeye başlayın. bir gün bitecek. kendinizi ilaçlarla uyuşturmak yerine adamı boşayın, ölmüş bilin ve ilaçlar olmadan, düşüncelerinizi iyileştirmeye bakın. ilaçlar da uyuşturucudur. narsist mağdurlarını okuyun biraz internette göreceksiniz. mağdur denmesi bir yana, evet mağdur ama mağdur edilen kişi de hastalık halindedir aslında. hatta bazıları kurban rolüne bürünülmesinden dolayı gizli narsist derler. psikolog değilim teşhis koyacak da değilim sadece okursanız benzerlikleri görürsünüz. belki okumuşsunuzdur da. yanlış anlamayın ben de uzun süre böyle bir ilişkide bulundum ne var ki bir gün ben de bir hareketten dolayı kanımın çekildiğini hissettim. neden o an bilmiyorum, daha önce beterleri olmuştu sanki. kendime yediremedim artık. ben bu değilim diye isyan ettim. kurban psikolojisini de araştırın. kendinizi ve kimliğinizi ondan sıyırın. ölmüş bilin adamı. çocuklar var bağ var biliyorum ama yapmanız gereken bu. inşallah mahkemede derdinizi anlatan bir avukat olur. ben boşanmış aile çocuğuyum, benim babam da böyle bir adam ve bence çocuklarınıza her şeyi olduğu gibi anlatmalısınız zamanla. yine de siz bilirsiniz. inşallah upuzun saçlarınız olur, yüzünüz inadına güler.Uyuşturucu bağımlılığı gibi.
bu yaptığı düpedüz şiddettir. vücut bütünlüğünün ihlali geldi aklıma. hukukçu da değilim ama yine de incelemeniz için paylaşacağım:Bir şartla affedeceğini söyledi saçımı kazırsa. Ve saçımı kazıyınca bana dersimi vereceğini düşündü.
Belki de haklısın. Bunları düşünmediğimi mi sanıyorsun.? Sadece bu manyaklığa da dayanamıyorum artık. İlkokul 1 sınıftayken okul pikniğinde herkes piknik yaparken beni akrep sokar mı diye korkudan çığlik çığlığa panik atak geçirmiş olduğumu hatırlıyorum. Manyaklıklarım bu kadar geriye gidiyor yani belki de yaratılıştır. Söylediklerin hepsini ben de düşündüm fark ediyorum ama bunu ben mi seçtim emin değilim. Muhtemelen sorunlu biri olmasam evliliğim de bu hale gelmezdi. Ya da böyle bir evliliği hiç yapmazdım en baştan. hayatı çok ağır takıntılarla ve kaygılarla geçmiş biriyim. Yani seçimin mi bilinçaltı mı ne halt olduğunu bilmiyorum. Tek bildiğim hayatım boyunca çok fazla acı çektiğim. birileri bana merhamet duysun diye bu kadar acı çekilmez. Bu mesajınız hayat tarafından size hatırlatılmaz dilerim. Sonuçta karşınızda kendini yargılayan özeleştiri yapan biri var. Bu kadar acımasız ve saygısız olmak haddiniz değilMagdur edebiyatından beslenen insanların acımasından zevk alan bir ruh hastası görüyorum karsımda sadece.
Kusura bakma hickimse bu sac kazıma fantezinizin gecmisi olmadıgına inandıramaz beni. 20 yıllık evliliginde kendine kör müydün?
Bak hadi kocan tescilli manyak. Kime gitsen tesciller bunu.
Sen cok mu farklı olduguna inandın?
Sorun bu zaten magdur, mazlum gariban olmayı seviyorsun. 1-2 seferlik birsey degil bu. Ömrünü magduriyetten beslenmeye adayan birinin yasadıklarında gurur hissettim ben. Kusura bakma.
Terapiye bile magdur oldugun icin gidiyorsun. İyilesmek icin degil.
Otur da magdurum nasıl gececek diye düsünecegine bu hastalıklı hallerini sorgula.
Acınacak halde degilsin kocandan farksız zıttı bi manyaksın sen de. İnsanların acıma duygusundan empatisinden beslenen bir manyak.
Magdur edebiyatından beslenen insanların acımasından zevk alan bir ruh hastası görüyorum karsımda sadece.
Kusura bakma hickimse bu sac kazıma fantezinizin gecmisi olmadıgına inandıramaz beni. 20 yıllık evliliginde kendine kör müydün?
Bak hadi kocan tescilli manyak. Kime gitsen tesciller bunu.
Sen cok mu farklı olduguna inandın?
Sorun bu zaten magdur, mazlum gariban olmayı seviyorsun. 1-2 seferlik birsey degil bu. Ömrünü magduriyetten beslenmeye adayan birinin yasadıklarında gurur hissettim ben. Kusura bakma.
Terapiye bile magdur oldugun icin gidiyorsun. İyilesmek icin degil.
Otur da magdurum nasıl gececek diye düsünecegine bu hastalıklı hallerini sorgula.
Acınacak halde degilsin kocandan farksız zıttı bi manyaksın sen de. İnsanların acıma duygusundan empatisinden besle
Sen depresif bir zamanında gencecik bir insanın hatalı bir evlilik yapmış olmasını, fazla duygusal takıntılı olması nedeniyle edememesini terk edememesini , bu ilişkide bir takım iyi duyguların olduğuna kendini inandırdığını , aşırı korkularının karşıdakinin zalimliğini sapkınlığını beslediğini, saygıdan yoksun bir ilişkiyi devam ettirse bile belli bir çizgiden sonra artık bünyesini kaldırmamış olabileceğini hiç düşünmedin mi. Nasıl böyle yargılayabilirsin sen beni. Bir insanın acizlik kararsızlık duygusallık obsesiflik gibi sıkıntılar olabileceğini hiç düşünmedin mi. Senin anlayışına falan ihtiyacım yok. Gecem gündüzüme karıştı artık baş edemediğim için bu forum'a yazdım. İnsanlar bana içinde bulunduğum durumu göstersinler kararından dönmeyeyim diye. Mağdur edebiyatıymış. Sen sürekli tetikte yaşamak, korkularla baskılarla baş edemediğin için kendi sevgi ile rahatlatmak zorunda kaldın mı. Travmatik bağlanma, Stockholm sendromu , bağımlılık veya her neyse bunu yaşayan insanları saf kötüler manyaklar diye etiketlemek yerine uzunca bir süre stres altında yaşamış olmanın o insanlara zarar vermiş olabileceğini hiç düşünmedin miMagdur edebiyatından beslenen insanların acımasından zevk alan bir ruh hastası görüyorum karsımda sadece.
Kusura bakma hickimse bu sac kazıma fantezinizin gecmisi olmadıgına inandıramaz beni. 20 yıllık evliliginde kendine kör müydün?
Bak hadi kocan tescilli manyak. Kime gitsen tesciller bunu.
Sen cok mu farklı olduguna inandın?
Sorun bu zaten magdur, mazlum gariban olmayı seviyorsun. 1-2 seferlik birsey degil bu. Ömrünü magduriyetten beslenmeye adayan birinin yasadıklarında gurur hissettim ben. Kusura bakma.
Terapiye bile magdur oldugun icin gidiyorsun. İyilesmek icin degil.
Otur da magdurum nasıl gececek diye düsünecegine bu hastalıklı hallerini sorgula.
Acınacak halde degilsin kocandan farksız zıttı bi manyaksın sen de. İnsanların acıma duygusundan empatisinden beslenen bir manyak.
bakın gerçekten samimi şekilde yazıyorum size evet bir insan sürekli acı çekmek isteyebilir. bildiği şey odur çünkü ve bundan beslendiğini fark etmesi gerekir. başka başlıkta önerdiğim bir kitap vardı. şimdi'nin gücü - eckhart tolle. orada "acı beden" denilen bir kavram ortaya atar yazar ve kurban bilincinden söz eder. kesinlikle kafanızda oturtmanız için çok faydalı bir kavram olduğunu düşünüyorum. youtube'da sesli kitap olarak aratın ya da pdf atayım size.birileri bana merhamet duysun diye bu kadar acı çekilmez.
fakat burada çok doğru bir tespitiniz var kendinize karşı bilinçli de birisiniz. narsistler kendilerinin ve başkalarının duygularına hassas insanları seçerler bilinçli veya bilinçsiz. uzun süre stres ve istismar altında yaşamış insanlar sürekli tetikte olan bir alarm gibidir enerjilere karşı. fakat o hassaslık dengesiz durumdadır kişide çünkü kendine yönelecek tehditi arar. bu da kurban bilincinin sebebi midir sonucu mu o daha önce düşündüğüm bir şey değildi. lütfen kendinize bir defter edinip çocukluktan itibaren deneyimlerinizi ve bu deneyimlerden elde kalan sonuç ve tekrar eden duygu şemalarını, davranış örüntülerini yazın. bu size çok iyi gelecek farkındalık adına. tüm düşüncelerinizi toparlayacak, somut şekilde karşınızda olacak hepsi. tüm bunlardan sıyrılmanız mümkün. yeter ki isteyin ve yapın.uzunca bir süre stres altında yaşamış olmanın o insanlara zarar vermiş olabileceğini
Hanım efendi sakin olun belki mağdur edebiyatı değil yaptığınız ya da saf kötü değilsiniz ama yukardaki bayan üslubu kötü olsa da anlatmak istediği şeye hak vermiyor değilim. Sizin kaç tane çocuğunuz var bu halden çıkmak için bu hastalıktan kurtulmak için yeteri kadar ÇABA gösterdiğinizi ben de düşünmüyorum. İlkokulda ben de benzeri bir panik atak geçirdim ve ilerleyen süreçlerinde. Ben de antidepresan kullanıyorum. Belki sizin kadar ileri değilim ama siz den abartmışsınız 20 yıl olmuş yahu/ sizin kendinize reva gördüklerinizi asla kendime reva görmem. Bunu sadece hasta olmanizla açıklayamazsınız siz ÇABASIZSINIZSen depresif bir zamanında gencecik bir insanın hatalı bir evlilik yapmış olmasını, fazla duygusal takıntılı olması nedeniyle edememesini terk edememesini , bu ilişkide bir takım iyi duyguların olduğuna kendini inandırdığını , aşırı korkularının karşıdakinin zalimliğini sapkınlığını beslediğini, saygıdan yoksun bir ilişkiyi devam ettirse bile belli bir çizgiden sonra artık bünyesini kaldırmamış olabileceğini hiç düşünmedin mi. Nasıl böyle yargılayabilirsin sen beni. Bir insanın acizlik kararsızlık duygusallık obsesiflik gibi sıkıntılar olabileceğini hiç düşünmedin mi. Senin anlayışına falan ihtiyacım yok. Gecem gündüzüme karıştı artık baş edemediğim için bu forum'a yazdım. İnsanlar bana içinde bulunduğum durumu göstersinler kararından dönmeyeyim diye. Mağdur edebiyatıymış. Sen sürekli tetikte yaşamak, korkularla baskılarla baş edemediğin için kendi sevgi ile rahatlatmak zorunda kaldın mı. Travmatik bağlanma, Stockholm sendromu , bağımlılık veya her neyse bunu yaşayan insanları saf kötüler manyaklar diye etiketlemek yerine uzunca bir süre stres altında yaşamış olmanın o insanlara zarar vermiş olabileceğini hiç düşünmedin mi
Çok teşekkür ederim söylediklerinize çok yabancı değilim aslında sadece anlayamıyorum kendimdeki problemleri. Yüzleşmek istiyorum ama bir türlü yapamıyorum. Açıkçası buna niyetim var eninde sonunda çözeceğim. Ama benim ilk etapta boşanmayı gerçekleştirmem lazım. Biliyorum ki ruh halim boşandıktan sonra da hemen düzelmeyecek. Sonrasında kendim için bu yüzleşmeleri yapmak istiyorum tabii ki.. karşındakini suçlamak zalim ilan etmek ben bir zavalıyım demek değil niyetim aslında. Bunca şeyden sonra böyle bir evliliği hala devam ettirmek bilinçli zihnimi çok zorluyor çünkübakın gerçekten samimi şekilde yazıyorum size evet bir insan sürekli acı çekmek isteyebilir. bildiği şey odur çünkü ve bundan beslendiğini fark etmesi gerekir. başka başlıkta önerdiğim bir kitap vardı. şimdi'nin gücü - eckhart tolle. orada "acı beden" denilen bir kavram ortaya atar yazar ve kurban bilincinden söz eder. kesinlikle kafanızda oturtmanız için çok faydalı bir kavram olduğunu düşünüyorum. youtube'da sesli kitap olarak aratın ya da pdf atayım size.
fakat burada çok doğru bir tespitiniz var kendinize karşı bilinçli de birisiniz. narsistler kendilerinin ve başkalarının duygularına hassas insanları seçerler bilinçli veya bilinçsiz. uzun süre stres ve istismar altında yaşamış insanlar sürekli tetikte olan bir alarm gibidir enerjilere karşı. fakat o hassaslık dengesiz durumdadır kişide çünkü kendine yönelecek tehditi arar. bu da kurban bilincinin sebebi midir sonucu mu o daha önce düşündüğüm bir şey değildi. lütfen kendinize bir defter edinip çocukluktan itibaren deneyimlerinizi ve bu deneyimlerden elde kalan sonuç ve tekrar eden duygu şemalarını, davranış örüntülerini yazın. bu size çok iyi gelecek farkındalık adına. tüm düşüncelerinizi toparlayacak, somut şekilde karşınızda olacak hepsi. tüm bunlardan sıyrılmanız mümkün. yeter ki isteyin ve yapın.
gerekirse evet zalim diyeceksiniz ki evet zalim bana kalırsa ama olayda kendi payınızı da göreceksiniz. insan kendi sorumluluğunu alınca özgürleşiyor. yazmak iyi gelir sistemli şekilde yazın lütfen ve analiz edin. boşanma sürecinde kolaylıklar dilerim. yavaş yavaş ama olacak. gölge çalışması araştırın.Çok teşekkür ederim söylediklerinize çok yabancı değilim aslında sadece anlayamıyorum kendimdeki problemleri. Yüzleşmek istiyorum ama bir türlü yapamıyorum. Açıkçası buna niyetim var eninde sonunda çözeceğim. Ama benim ilk etapta boşanmayı gerçekleştirmem lazım. Biliyorum ki ruh halim boşandıktan sonra da hemen düzelmeyecek. Sonrasında kendim için bu yüzleşmeleri yapmak istiyorum tabii ki.. karşındakini suçlamak zalim ilan etmek ben bir zavalıyım demek değil niyetim aslında. Bunca şeyden sonra böyle bir evliliği hala devam ettirmek bilinçli zihnimi çok zorluyor çünkü
Zannetmiyorum. Çok konu var böyle. Böyle kadınlar kazık kadar olmuş “çocukları için” boşanmaz. Üstelik ekonomik özgürdürler. Aylar önce olmuş olay için konu açmış boşanacak olsa o zaman bosanirdi. Tepki bile verdiginj sanmıyorumSac kesmek veya kazımak tarih boyunca kadınlara din adamları, baskıcı toplumlar ve askerler( nazi dönemi )tarafından verilen bir aşağılama cezası olmuştur çünkü kadın için saçları ve dış görünüşü herşeydir . Eşiniz de bunu içgüdüsel olarak bildiği için sizi ucubeye çevirerek yaralamak istemiş ki başarmış. Bir eş diğer eşin onurunu korur ne demek saçlarınızı kazıyıp sizi toplum içinde fiziksel görüntüsü bozuk moda sokmayı istemek . Kendisi bir ruh hastası, bir an önce bitirin ki zaten bitmiş .
Hanım efendi sakin olun belki mağdur edebiyatı değil yaptığınız ya da saf kötü değilsiniz ama yukardaki bayan üslubu kötü olsa da anlatmak istediği şeye hak vermiyor değilim. Sizin kaç tane çocuğunuz var bu halden çıkmak için bu hastalıktan kurtulmak için yeteri kadar ÇABA gösterdiğinizi ben de düşünmüyorum. İlkokulda ben de benzeri bir panik atak geçirdim ve ilerleyen süreçlerinde. Ben de antidepresan kullanıyorum. Belki sizin kadar ileri değilim ama siz den abartmışsınız 20 yıl olmuş yahu/ sizin kendinize reva gördüklerinizi asla kendime reva görmem. Bunu sadece hasta olmanizla açıklayamazsınız siz ÇABASIZSINIZ
Benim kişisel gelişim için okuduğun kitapların haddi hesabı yok taa liseden beridir. Bir sevgilim vardı sizin gibi bagimlilik sendromuyla peşinden yıllarca koştum sapik gibi sonra çivi çiviyi söker unutmam lazım kötü biri bu deyip belki acımasızca ama takilmalik sevgililer yaptım kendime meşgul ettim zihnimi unuttum.
Yani aslında size boş konuşuyoruz 20 yıldır çekiyorsunuz ve kurtulmamak için de bahaneleriniz hazır. İsteseniz şimdiye yüz kere kurtulurdunuz.
Sürekli fiziksel şiddetin huzursuzluğun hüküm sürmediği günlerde çok oldu. evliliğin sıkıntılı olduğu her an çatışmaya hazır olduğumuzu hissetsem de lohusalık depresyonların başka şeylerim oldu ve hep uzun süreler antidepresan kullandım. Bu antidepresanlar ve başka takıntıların gözüme evlilikten başka bir yöne çevirmeme neden oldu belki de. Ben başka kaygilarla boğuşurken bu evlilikte bir şekilde sürdü. Ama bir noktadan sonra bu bastırılmıştık antidepresanlardan gelen bu sükunet alttan alma daha fazla götüremedi olayı. Ben evet kolaya kaçtım. Çünkü kavgadan korkuyorum. Ben korktuğum için mi o kavgacı oluyor yoksa o kavgacı olduğu için mi korkuyorum bunu ben de tam bilemiyorum. Belki de her ikisi. Ama kötü bir döngü var gittiği yere kadar götürmeye çalışıyorsun. Ta ki böylesine bir istismar oluncaya kadar. Buradan sonra artık insan bilinci bazı şeyleri kabul etmiyor.Hanım efendi sakin olun belki mağdur edebiyatı değil yaptığınız ya da saf kötü değilsiniz ama yukardaki bayan üslubu kötü olsa da anlatmak istediği şeye hak vermiyor değilim. Sizin kaç tane çocuğunuz var bu halden çıkmak için bu hastalıktan kurtulmak için yeteri kadar ÇABA gösterdiğinizi ben de düşünmüyorum. İlkokulda ben de benzeri bir panik atak geçirdim ve ilerleyen süreçlerinde. Ben de antidepresan kullanıyorum. Belki sizin kadar ileri değilim ama siz den abartmışsınız 20 yıl olmuş yahu/ sizin kendinize reva gördüklerinizi asla kendime reva görmem. Bunu sadece hasta olmanizla açıklayamazsınız siz ÇABASIZSINIZ
Benim kişisel gelişim için okuduğun kitapların haddi hesabı yok taa liseden beridir. Bir sevgilim vardı sizin gibi bagimlilik sendromuyla peşinden yıllarca koştum sapik gibi sonra çivi çiviyi söker unutmam lazım kötü biri bu deyip belki acımasızca ama takilmalik sevgililer yaptım kendime meşgul ettim zihnimi unuttum.
Yani aslında size boş konuşuyoruz 20 yıldır çekiyorsunuz ve kurtulmamak için de bahaneleriniz hazır. İsteseniz şimdiye yüz kere kurtulurdunuz.
Zaten fiziksel şiddet de yoktu psikolojik şiddeti vardı. Sürekli kontrol etme baskılama sindirime eğilimi.Sürekli fiziksel şiddetin huzursuzluğun hüküm sürmediği günlerde çok oldu. evliliğin sıkıntılı olduğu her an çatışmaya hazır olduğumuzu hissetsem de lohusalık depresyonların başka şeylerim oldu ve hep uzun süreler antidepresan kullandım. Bu antidepresanlar ve başka takıntıların gözüme evlilikten başka bir yöne çevirmeme neden oldu belki de. Ben başka kaygilarla boğuşurken bu evlilikte bir şekilde sürdü. Ama bir noktadan sonra bu bastırılmıştık antidepresanlardan gelen bu sükunet alttan alma daha fazla götüremedi olayı. Ben evet kolaya kaçtım. Çünkü kavgadan korkuyorum. Ben korktuğum için mi o kavgacı oluyor yoksa o kavgacı olduğu için mi korkuyorum bunu ben de tam bilemiyorum. Belki de her ikisi. Ama kötü bir döngü var gittiği yere kadar götürmeye çalışıyorsun. Ta ki böylesine bir istismar oluncaya kadar. Buradan sonra artık insan bilinci bazı şeyleri kabul etmiyor.
Ee bu konu günlerdir açık ? Ne yapacaksın kendin için kalk git bir avukata hey allahım ya. Bir de lohusaliktan bahsetmenizSürekli fiziksel şiddetin huzursuzluğun hüküm sürmediği günlerde çok oldu. evliliğin sıkıntılı olduğu her an çatışmaya hazır olduğumuzu hissetsem de lohusalık depresyonların başka şeylerim oldu ve hep uzun süreler antidepresan kullandım. Bu antidepresanlar ve başka takıntıların gözüme evlilikten başka bir yöne çevirmeme neden oldu belki de. Ben başka kaygilarla boğuşurken bu evlilikte bir şekilde sürdü. Ama bir noktadan sonra bu bastırılmıştık antidepresanlardan gelen bu sükunet alttan alma daha fazla götüremedi olayı. Ben evet kolaya kaçtım. Çünkü kavgadan korkuyorum. Ben korktuğum için mi o kavgacı oluyor yoksa o kavgacı olduğu için mi korkuyorum bunu ben de tam bilemiyorum. Belki de her ikisi. Ama kötü bir döngü var gittiği yere kadar götürmeye çalışıyorsun. Ta ki böylesine bir istismar oluncaya kadar. Buradan sonra artık insan bilinci bazı şeyleri kabul etmiyor.
Sen galiba olaya hakim değilsin 18 Nisan'da duruşmamız var anlaşmalı boşanıyoruz.Ee bu konu günlerdir açık ? Ne yapacaksın kendin için kalk git bir avukata hey allahım ya. Bir de lohusaliktan bahsetmenizablacım sen 20 yıllık evli değil misin ? Ne lohusasi ?
Ben bu konudan çıkıyorum yoksa kafayı yiyeceğim iyi günler herkese
Süper. Umarım 20 yıllık evlilikte edindiginiz mal varlığını adama bırakmadın hakkını aldın değil mi ?Sen galiba olaya hakim değilsin 18 Nisan'da duruşmamız var anlaşmalı boşanıyoruz.
paylaştık işte malları üç aşağı beş yukarı..Süper. Umarım 20 yıllık evlilikte edindiginiz mal varlığını adama bırakmadın hakkını aldın değil mi ?
Bence hayatta asla denmemeli ve büyük konuşmadan önce iki kere düşünülmeli .asla kendime reva görmem.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?