Popüler Konu Bir Derdim Var - BDV

Konular için bildirim yollanmasından memnun musunuz ?


  • Ankete Katılan
    317
Idrakyollariiltihabi Alllaaaaahhhh senin iyiliğini versiiiiinkarnıma ağrılar girdi gülmekten, üyenin konusunda daha fazla yazıp da sabote etmeyeyim diye buraya koştum, senin arkadaşın gerçek mi yoksa kafa mı buluyorsun benimleEğer gerçekse hangi gezegenden, kanı ne renk arkadaşının
 

Shahsj valla gerçek abla. Tabi ağlamıyor artık apartmanda oturduğu için. O kısmı gerçek değil :) babadan zengin, çok zengin hem de. Gerçekten anası ev içine asansör yaptırıyor valiz taşımamak için. Arkadaşım da sıradan bir dairede eşiyle gayet mutlu. Tabi altında 300 binlik aracı var ama asansörlü villadan dümdüz apartman dairesine geçmek de ne bileyim. Acı dolu bir hayat hikayesi bence ajsjsjsj.
 
Gerçekten ağlıyor sandım yine trolledin
Ben bu amcayla irtibata geçip asansör yaptıracağım hemen zenginliğimi göstermem lazım
 


Harry okulda hademe olsaydın, meghan sana bakar miydi bebeim?

Ergenin yaşlısı da hiç çekilmiyor.
Aynı benim 2 yaş sendromundaki oğlum.
Oğlum değilim ben.
Acaba o da 40ina kadar sürecek mi?

Ayrica da ben sarayda eltiler savaşı beklerken, sinsi meghan kaynanası ile aynı evde oturmamak icin çekti gitti. Hem de okyanus ötesine.
Olan yine kate'cime oldu.
Hepsinin oturup ortak bir cozum bulması lazım.
Artık kraliçe 6 ay sarayda kate ile 6 ay meghan ile mi kalır, kate de ayri eve cikar, bakici mi tutarlar bilmiyorum.
Hayat çok zor.
 

Ben bizim apartmanı çok benzetiyorum bu graliyet ailesine bebişim. Acıma keyte döner koyar sepete ahsjsjs. Bu keytler hep mazlum görünüyorlar ama sinsi hepsi. Gülen yüzlerinin ardında yatan yılanı bilmiyor kimse. Zavallı Meghan öyle mi. Olduğu gibi, özgür ruhlu.

Bizim apartmanın Elizabethi ile elti keyti kavgaya tutuştular geçen. Favori gelin keyt tabi. Sen Elizabeth bir üzül bir depresyona gir. Sanki bana 200 yaşına girmiş kocasıyla küstü. Neyse dur anlatayım.

Bu keyt yurtdışına gitti amcasıgilin düğününe. İlk kez yurt dışına çıktı sen bir heyecanlan bir heveslen. Alışveriş yapıyor sürekli götüm. 10 gün kalacak bir de. Evde sabi sübyanı bırakıyor hiç demiyor ne yaparlar bensiz diye. Daha 19 yaşında minicik kraliyet bebesi, öteki de 18. Vicdan olacak insanda işte. Neyse bu gitti gezdi eğlendi, hiç demiyor sarayda çoluğum çocuğum ne halde diye.

Bu gezmelerdeyken çoluğun çocuğun yemeğini Elizabeth ninem verdi. Meghan hiç elini sürmedi bir şeye özgür ruh o. Gelmesine bir gün kala da prenses 3.görümce bunu evini silip süpürdü. Gelip pis bulmasın dedi.

Keyt gelince anasıgil geldi görmeye. Anası bir de o sonradan görme bacısı. Titiz, temizlik hastası manyak. Sen tut prenses görümcenin bir gün önce sildiği evi yeniden temizle. Saraya hakaret bu bi kere.

Elizabeth ninem durumu görünce bir çemkir bir çemkir. "siz benim kızımın emeğine ihanet edemezsiniz" diye bir bağır, kovmaktan beter et. Keyt ağladı titredi falan. Ikinci prens oğlu da sen kov evden Elizabeth ninemi. Ortalık karıştı hep.

Bu keyt küstü nineme. Günlerce konuşmadı. Götüm yüzüne bir şey demedi de küstü işte. Keytler hep böyle oluyor. Meghan da sen kendi kendine eğlen. İçine içine gül. O apayrı bir alem zaten. Sarayda yer yerinden oynuyor o hala eğlence peşinde.

Öyle işte. Benim dünyamda da kraliyet sorunları yaşanıyor hep. Turuncu kafa çok ilgisiz aile sorunlarına. Meghan heyecanla anlatırken hele bir çay koy da ikindide içek diyor duyarsız.
 

Her ev adeta bir buckingham sarayı
Sen kate i anlayamazsın.
1 değil, 2 değil, tam 3 çocuk.
Hangi birine yetişsin.. bir de babaanne şımartıyor, o kadar basının önünde dil çıkarmalar, cani sikilmalar..hem simartiyor hem terbiye edemedin diyor. Basinda kaynana, pespese 3 cocuk. Tam elti geldi rahat edecekti, kaynana artik biraz da ona saracaktı derken kandirdi saf kızıl oğlanı, çıktılar ayrı eve.
Nasıl seytan, nasil sinsi ise Artık.
Sonuç, 3 cocuk, 1 kaynana yine kate e kaldı..
Bir de herkesin gözü üzerinde, azıcık Ağzını burnunu egse, koca ülke sallanıyor.
Kadının her fotoğrafına vücut dili analizi yapmışlar nasıl ana diye.
Burada kadınlar 'lohusayken kaynanam bana karisti' diye agliyor.
Koca Ülke kadini cikcikliyor
Aha bu da bonusu .




Ama dedim ben, koy postayı, giderim anamın evine de dedim, 3 çocukla nereye gideyim diyor
Kendi ayaklarının üstünde durursun dedim, çocuklar babalarını çok seviyor dedi
Ay bilemedim.
Bana dert işte bunlar da..
 

Yo dostum yo sen taraf tutuyorsun. Keyt ezik bir kere. Üç çocuğu bahane ediyor elini sıcak sudan soğuk suya sokmuyor. Meghan öyle mi, paşalar gibi bakıyor evladına. Köpek gezdirmeye bile çıkıyor cücüğüyle. Bir kere meghanın hayat görüşü farklı. Keyt gibi dizimi kırayım da ninemin yanında oturayım demiyor. Özgürlük seviyor bacım.

Keyt de tavşan gibi doğurmasaymış madem. Doğurdu da naptı. Dil çıkaran şımarık bebeler yetiştirdi. Bak buraya yazıyorum Meghan'ın bebesi asil efendi bir çocuk olacak. Asalet kraliyet mührü ile olsaydı hepimiz totomuza mühür basar asil olurduk anam. Ruhta olacak asalet ruhta.

Takmışlar meghan'ın terleyen koltuk altına. Hayır napsın kraliyete gelin oldu diye kelle paça da yemesin mi? Terleyecek tabi.

Bu havuç da hep anasına yapılanların intikamını alıyor. Anamın başını yediniz karımı yedirmem diyor. Aferin oğlana. Yiğit adammış. Keyt de anoreksiya olacak, çırpı gibi kalmış ezik. Sesini çıkaramıyor tabi yemeden içmeden kesiliyor. Az dişli ol az ses çıkar. Yok, ancak meghan'ı boklasın ben çektim o da çeksin diye. Sana ne Meghan'dan pis ezik.
 

Belki kate de korunurken hamile kalmıştır
Boyu kadar olmuş çocuklara doğurmasaydın demek oluyor mu?
Meghan çakal, güya para ve statü umrumda değil ayağı yapıyor, kraliçe hakkin rahmetine kavuşsun, game of thrones bir başlasın, Buckingham a döner bebeim.
Harry nin kirmizi sacina mi vuruldu simdi? Yemesin beni..ingiltere de kizil mi yok? Diyelim orada bulamadı, geç irlandaya, iskocyaya.

He yok çok pis yanılırsam da helal olsun meghan a. Kendine dayatilani yaşamamak için kocasını da alıp dünyanın bir ucuna gitti kuşum.
Ama o beğenmediği kraliyet ailesinin parası ile geçiniyorsa oralarda onu da bilemem. Girsinl3r karı koca ise a101 de bimde, 2 asgari ücret geçinirler işte
 

Ölmez o gudubet. Herkesin başını yedi, 300 yaşına geldi hala şıkır şıkır giyinip dolanıyor ortalıkta. He vakti saati gelip öldüğünde tabi ki mirastan pay alacak meghan. Kurallarına uymadı özgür kaldı diye mirastan feragat mı edecek, daha neler.

Alaçatıda yazlığı varmış ninemin. Onu havuç kafaya verip başka bir şey vermeyecek diyorlar ama yemezler. Kraliyet kanı taşıyor o bebe. Paşa paşa verecekler payını.

Belki kadın asil havuç seviyor olamaz mı? Sanki keytin kocası da kıvanç tatlıtuğ. O itici kelin nesini sevmiş acaba? Hepsi çirkin anam, bir tanesinde meymenet yok ki. Neyse ki bebeleri güzel doğmuş. Kız yoksa yakışıklı adamlardan sperm mi aldılar o bebeleri oluşturmak için. Olabilir he. Miras da kalmaz sonra. Ninemden her şey beklenir.

Uykularım kaçıyor benim. Çileleri bitmedi bir türlü. Saraylı olmak çok zor.
 

Gerçekten kadın ölmedi ya. Bir de Türk siyasilerine deriz koltuk sevdalisi diye.
Tabi söz konusu taht olunca, daha da yasayasi geliyor demek insanin.
O çocuklar gayet öz be oz cocuklari. Bu itici keller, kizillar hep cocukken sari mavi dibimizin dustugu bebeler
Bkz.

Bak itici kel.
Şimdi Bu çocuğu köy güngören imam hatip lisesine, bak nasıl gideri var.
Koy ibrahim sultan kolejine, okulun populer zengin çocuu.
Iste tam da bu yuzden kendi cocuklarimin buyuyunce cok yakisikli guzel olacaklarına falan inanıyorum. Niye? Simdi bir seye benzemiyorlar.. güzellik kredimizin ileriki yıllarda verileceğine inancım tam
 

Shsjsjsj Allah kahretmesin seni :))

Valla öyle oluyor ama. Ben ergenken Allah affetsin acayip bir şeydim. Sonra ne oldu? Daha da acayip bir şey oldum ahsjsjjs. Her zaman olmuyor o değişim tabi.

Benim Elizabeth kaynanam da sürekli "kocan çocukken bir bakan bir daha bakıyordu çok güzeldi" deyip duruyor. E sonra ne oldu anacım? Nükleer saldırıya mı maruz kaldı da böyle değişti. Acaba adamlar evlenince mi çirkinleşiyor. Keyt mi yedi adamın başını? Zavallı kocam benim yüzümden mi Quasimodo oldu söyler misin bana.

Benim bebe tatlı la. Tamam sarı mavi değil ama maruz kaldığı genlerden ortaya çıkabilecek en muhteşem görüntü çıktı ahsjsjjs. Bizden daha fazlası çıkmazdı zaten. Benim de umudum tam, büyüyünce hem çok yakışıklı hem de sakin bir çocuk olacak. Özellikle sakin olması kısmında çok umutluyum.
 
Hatunlar ya benim aklıma bir şey geldi merak biraz. Kk da açılan ilk konu neydi acaba kimin ne derdi vardı ki
 
Sevgili üyeler bir sorum var;
Bir üyeyi engellesem onun yorumlarını bir daha göremiyorum.. peki o da benim yorumlarımı göremiyor mu?
Lütfen göremiyor deyin..
 
Köyün delisi kabul edilen insanlar vardır. Aslında deli değildir de; ezikliğinden mi, hayatta yeterince yer edinememiş olmasından mı, herhangi bir konudaki eksikliğinden mi, yoksa yeterince zeki olmamasından mı bilinmez, köyün delisidir o.

Öyle bir amcası varmış kızın. Abuk subuk hareketler yapar, orta yaş sınıfında olmasına rağmen çocuk gibi davranırmış. Mesela yemek yerken bilerek ağzını şapırdatır sinir olduklarını bile bile gülerek devam edermiş buna. Ne bileyim kafasını eğip gözünün içine bakarmış uzun uzun, gülermiş yine. Garip sesler çıkarır durduk yere dans edermiş. Deliymiş işte, aslında değilmiş.

Bekarmış sonra, hiç evlenmemiş. Türlü söylentiler varmış bununla ilgili. Erkekliği yok diyorlarmış. Yapamıyormuş o işi. Kuş ötmüyormuş, kamışa su yürümemiş hiç, hihihi çok komikmiş bunları konuşmak. Ne kadar komikmiş. Öyle komikmiş ki çocuklu ortamda nasılsa anlayamaz diye konuşulurmuş. Hani o kadar komikmiş. Bir kere nişanlamışlar bunu, bir sebeple bir şeyleri bahane edip atmış nişanı. Ama diline dolanmış evliliği. Beni everin deyip duruyormuş ama tam olacakken hep bir bahane buluyormuş. Yokmuş işte erkekliği yahu, zorla mı.

Kız bunu sevmiyormuş. Amca dediğin sevilir ama sevmiyormuş işte. Söylemeyi unuttum, mühim bir ayrıntı bu. Boyu çok kısaymış bir de amcanın. Neredeyse cüceymiş. Neredeyse değil bildiğin cüce imiş. Toplumun ona acıması için tüm sebepler özenle hazırlanmış sanki. O yüzden kafası çok karışmış kızın. Ben acımıyor ve sevmiyorsam sorun bende heralde demiş. Ben merhametsizim, ben kötüyüm.

Bu zavallı amca kışları gelir kızın ailesinin evinde kalırmış birkaç ay. Yazıkmış çünkü, Kimsesiz zavallı, azıcık deli. Üstelik erkek bile değil. Kuş ötmüyor, mühim bir mesele bu.

Kız hala sevememiş amcayı. Sık sık öpüp sarılmak istermiş kıza. Çünkü çok severmiş, çok düşkünmüş ona. Ama kız tarif edemediği bir tiksinti, bir soğukluk hissedermiş ona. Kız oradan buradan duyduğu ibretlik sözleri hatırlar, bir mana bulmaya çalışırmış bu hallerine. "çocukların kalbi temizdir. Her şeyi anlarlar" sözü varmış mesela. E o da çocukmuş. Bu hislerinin mutlaka bir sebebi olmalıymış ama bir türlü adını koyamıyormuş. Erkek değilmiş, bu önemli.

Sonra yıllar geçmiş. Kız gelmiş 15 yaşına. Deli amca hala zavallı. Hala erkek değil. Hala kışları geliyor evlerine. Kız da büyüyor tabi. Erkek değilin ne demek olduğunu anlıyor artık. Biraz acımaya mı başladı sanki?

Evet bildiğin acıyor artık. Tiksintiden başka hisler besliyor amcasına. Bir gün evde yalnız kalıyorlar amcayla. Amca gel diyor seveyim seni biraz. Sarılıyor sarılıyor sımsıkı sarılıyor. Gülüyor yine. Kız Rahatsız olmaya başlıyor tabi. Bu sarılma başka sarılma ama nasılsa erkek değil. Kız amca bırak diyor, bırakmıyor. Daha da sıkıyor, hala gülüyor. Kız artık kızmaya başlıyor. Amca bırak dedim sana diyor. Hala gülüyor, daha da sıkıyor. Kız artık nefes alamıyor. Deli ama, erkek de değil zaten. Kız çırpınmaya başlıyor. Amca hala gülüyor. Komik de değil durum üstelik. Kız bütün gücüyle amcayı itip odasına koşarken dönüp arkasına bakıyor. Yazık, zavallı. Ben kötüyüm, ben çok kötüyüm... Bir an duraksıyor ama amca kalkmak için hareketlenince koşup odasına kilitliyor kendini.

Yatağının üzerine oturup ne yapacağını bilmeden oturuyor. Öylece oturuyor. Neydi ki bu şimdi diyor. Zavallı, deli... Evet evet zavallı. Acıması ve hatta sevmesi lazım. Kötü Kız niye bağırıp itti ki sanki. Sonra başını bir çeviriyor, odasının balkona açılan penceresinde bir kafa. Manyak gibi, dedikleri gibi delirmiş bir sıfat yüzünü cama dayamış içeriye bakıyor. Bu sefer korkuyor kız. Sesli şekilde "hayır ben kötü değilim, o da zavallı değil" diye haykırıp güneşliği çekiyor ardına kadar.

Öylece bekliyor odasında. Çıt çıkmıyor, ne odada ne de o koca evde. Sanki evde iki insan yokmuş gibi sanki az önce yaşanan manasız şeyler hiç yaşanmamış gibi. Öyle delirtici bir sessizlik ki, ölüm gibi.

Kapı çalıyor bir müddet sonra. Annesi geliyor kızın. Odasından çıkıyor kız. Amcası bir şey olmamış gibi devam ediyor normal hayatına. Hiçbir şey anlatmıyor. Belki anlatsa ne bileyim "senin bu deli kızın beni itti odasına girdi çıkmadı" dese, şikayet etse ne bileyim. İnanacak kız onun zavallı olduğuna. İnanmak istiyor çünkü. Öyle olsun çünkü. Hiçbir şey söylemiyor...

Kız ertesi gün annesiyle mutfakta konuşmak istiyor. Hayatının belki de en zor konuşmasını yapmaya hazırlanıyor. Ama konuşmaya kararlı. "anne beni amcamla evde yalnız bırakma" diyor. Annesi merakla soruyor. Kız umutlanıyor tabi. Demek ki onu anlayacak, demek ki hayır sen kötü değilsin amcan kötü diyecek. Kız utanıyor, neden utandığını bile bilmiyor. "anne beni bırakmadı. On dakika boyunca canımı acıtacak kadar sarıldı. Bırak dedim bırakmadı anne. Kaçtım odama oraya da geldi camdan baktı öylece deli gibi baktı. Anne deli mi o gerçekten" diye bir nefeste anlatıyor kız. Annesi dinliyor, insanı delirtecek bir sakinlikte dinliyor. "aman kızım deli işte. Onun erkekliği falan yok bir şey yapmaz. Sen odandan çıkma öyle bir şey olursa diyor. Sadece bu. Sadece bu kadar. Kız annesinin gözlerinin içine bakıyor. Ağlamasını, kızmasını, isyan etmesini bekliyor. Etmiyor.

Ve sonra. Kız defalarca yalnız kalıyor onunla evde. Odasından hiç çıkmıyor. Kapısı hep kilitli kalıyor. Kapı deliğinin üstüne hep bir şey örtüyor. Perdeler hep kapalı kalıyor. Odası hep Havasız, camı bile açmıyor. Aslında çok da önemsemiyor. Ne yaşadığını da bilmiyor. Annesinin bu kadar etkilenmediği bir olay, basit bir olay olmalı diyor. Unutup gidiyor. Unutmuyor da, amcasına karşı sebebini bilmediği bir nefret hissi ile birlikte yaşadıklarını önemsemiyor.

Bir gün amcası, koltuğun üstünde donup kalıyor. Ne konuşma, ne Hareket. Altına işiyor bir de. Felç geçiriyormuş. Kız eğilip üzerini değiştiriyor. Öyle bir ağlıyor ki kız bunu yaparken, içi dışına çıkıyor. Neden ağladığını da bilmiyor. Demek ki diyor, seviyormuşum ben amcamı. Bak ne kadar üzüldüm felç geçirdiğine. Bir müddet sonra ölüyor amca. Kız tek damla gözyaşı dökmüyor. Bir fatiha bile okumuyor. E ama felç geçirip çişli pantolonunu değiştiritken çok ağlamıştım ne ki şimdi bu? Ne yaşıyorum ulan ben diyor kız. Bunun da üstünü örtüyor.

Yıllar sonra kız anne oluyor. Evlat neymiş öğreniyor. Sonra birden, hiçbir sebep yokken üstelik annesinden nefret etmeye başlıyor. Anlamıyor sebebini. Bir şey yapmıyor ki annesi ona. Aksine sarılıyor, seviyor canım kızım diyor. Ama yok kızın içindeki öfke gittikçe büyüyor, taşıyor içinden. Sebebini bulmaya çalışıyor, anlamıyor.

Erkek değil, o zaman sıkıntı yok.

Anne olunca her şey değişiyor. Canı acısa, içi yanıyor kızın. Hasta olsa, gözüne uyku girmiyor. Vay be diyor kız, evlat ne acayip bir şeymiş. Hala annesinden nefret ediyor, üstelik sebebini bilmiyor.

Sonra bir gün bir sebeple çocuğuna bağırıyor biri. Kız çileden çıkıyor. Gözünden alevler çıkıyor. Deliriyor. O günün akşamında gözleri ağırana kadar ağlıyor kız. "beni neden korumadın anne?" diyor. Öyle boşluğa, duvarlara, gökyüzüne. Her yere söylüyor bunu. Beni neden korumadın...

Erkek değil, o zaman sorun yok. Kuş ötmüyor, kamışa su yürümüyor, erkek değil. O zaman hiç sorun yok.

Sen neden sorun olduğunu anlamadın anne, söyledim ben sana, anlattım, neden korumadın beni. Neden sadece anlamadın, neden sonra yine yalnız bıraktın onunla. Erkek olsa korur muydun mesela? Ruhuma değil de bacak arama zarar verme ihtimali olsa korur muydun? Korurdun evet. Bunu bilmek nefretime sebep oldu anne diyor kız. Boş duvarlara diyor, klozet kapağına diyor, fayans aralarındaki kirlere diyor. Bir tek kanlı canlı insana demiyor. Dese belki düzelecek, ama demiyor.

Belki de bu yüzden zavallılardan, eziklerden hep nefret ediyor.

Kız hala yaşıyor. Travma yaşamıyor, acıların kadını falan da değil üstelik. Böyle dümdüz, normal yaşıyor. İnanılır gibi değil ama, yaşıyor.
 

Herkes yaşıyor kendince.
Gecenin bu saati, hayırdır sen?
 
Herkes yaşıyor kendince.
Gecenin bu saati, hayırdır sen?

Uyuyamıyorum. Her şey iyiyken en azından rutinken uyumak kolay. Sonra her şey üst üste kötü olunca senin kenarda köşede kalmış kötülerin de çıkıyor ortaya. Böyle bir şey var bak. Toplumsal kötülük, bireysel kötülüğü mıknatısla ortaya çıkarıyor. Mesela deprem oluyor ki bu yeterince kötü bir şey. Ama yetmiyor. O deprem sadece binaları değil senin ruhunu da sarsıyor. Sonra hop köşede bucakta kalmış bir şey çıkıveriyor ortaya. Niye çıkmasın çünkü. Sadece depreme endişelenmek yetmez, iyice paramparça etmek lazım ruhu :)

O yüzden uyuyamıyorum. Her şey üst üste çok kötü oldu ve ben başkalarına çok çok üzülünce sıkı sıkı kapatılan anılar ortaya çıkar. Bir başarsam başkalarına çok çok üzülmemeyi çıkmazlar bence ortaya. Bir miktar Üzülüp hop hayata dönsem çıkmazlar.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…