- 9 Şubat 2014
- 6.345
- 5.659
Bence bizim gibi anlayanlar baya çok.
İlk konundan bu yana, maddi durumunuzun çok iyi olduğunu, çok rahat büyüdüğünü ve çok güzel olduğunu okuyoruz.
Herkes durumlarını belirtmek için bu tür pekiştirmeler yaparsa burası da yarış alanına döner. Şurada bir elin beş parmağını geçmez maddi durumunu her konuda altını çizen üye sayısı.
Tabi sen meramını ancak böyle anlatabiliyorsan sorun yok.
Ya bence bu tür şeyler biraz da insanın içinden gelecek. Benim annem de benim gibidir. Temizliğe falan çok dikkat etmez. 35 yıllık evliliğin verdiği tecrübeyle tabiiki sürekli temiz ve düzenlidir ama asla eşim gibi kirli gördüğü bi şeyden rahatsız olmaz, o zaman canı istemezse başka zaman yapar. Ya da mesela benim kuzenim daha 6-7 yaşlarındayken altına sandalye koyup bulaşık yıkamak için inatlaşırdı annesiyle. Şimdi de haftalık temizliğinde bile yerleri vileda yerine eliyle siler daha temiz olsun diye. Ama yemek, mutfak dedin mi kaçacak yer arar. Ben de mesela tam tersi, sabahtan akşama kadar yemek yapayım, mutfağımda durayım. Terapi gibi gelir bana. :) Ama temizlik diyince elim ayağım dolanıyor. Temizlenmesi gereken şeylerin farkına bile varamıyorum çoğu zaman. Mesela geçen gün toz alırken TV ünitesini sildim, altında raf gibi ufak dekoratif şeyler var. Ben onları dekor olarak görüyorum ya, aklıma bile gelmedi silmek. Eşim fark etti sonra, sinirlendi yarım yamalak iş yapıyosun, gör biraz bunları dedi. Zamanla düzene girecek mutlaka ama düzene girene kadar ben stresin sebep olduğu hastalıklarımla uğraşmaya devam edicem!
Bence biraz bu forumda fazla takilmaniz da kendinizde veya esinizde surekli hata kusur aramaniza sebep olabilir.Burda surekli herkes esini , kayinvalidesini falan elestiriyor siz de okuya okuya etkilenip kusur aramaya baslamis olabilirsiniz.Yani 2,5 aylik evlisiniz ama sorun kimdenin derdine dusmussunuz.Yeni evlisiniz evliligin oturmasi bile 1 yil surer derler normal benve boyle seyler.Dertlerinizi buyutup buyutup dag yapiyorsunuz gibi , Allah daha ciddi seylerle sinamasin Allah korusun.O zamanlar dert ettiklerim dert miymis dersiniz , o yuzden evliliginizin tadini cikarin derim.ve kusura bakmayin ama ben de her konunuzda cok guzelim , esim benim yanimda sönük kaliyor , prenses gibi yetistim , hesap odemeyi bile bilmem vs tarzi izlenim aliyorum hatta direk yaziyorsunuz bi yerden sonra bizlere bu imaji mi vermeye calisiyosunuz yoksa amaciniz gercekten derdinizi anlatmak mi insan karar veremiyor.
canım seninle aynı durumdayız desek yanılmış olmam.bende el bebek gül bebek büyüyüp,ordan oraya dolaşırken evlendim.evlendikten sonra bir sürü hastalık geldi üstüme.ben evleneli 3 yıl oldu ama şu tembellik ve evlilik sorumluluğu yoruyor adamı.enerjim tükenmiş pilim bitmiş şekilde eve geliyorum her gün.bir gün başım ağrısa öbür gün karnım ağrıyor,kolumu bacağımı kaldıramıyorum bazen.evliliği oturtana kadar eşimle birlikte yemek temizlik işlerini hallettik.hala tam otumruş değil ama bu halsizliğin sebebini bende bilmiyorum.ben psikoloğa gidiyorum ama pek bi işe yaramadı..vitamin durumumda iyi.ama şu enerji veren eritmeli haplardan kullanayım diyorum.hayırlısıHanımlar, kocamda bir sürü sorun ararken, kocam sorunu bende buldu! Açtığım konuları bilenler vardır mutlaka. Eşimde hoşuma gitmeyen bir kaç mesele vardı. Konuşmamı yaptım ve çok şükür şimdi hareketlerine çok dikkat ediyor. İsteyince oluyormuş demek. Neyse aramızda çözülmemiş olan 1-2 mesele var ama yine de çok seviyorum onu. Şimdi, şöyle anlatayım. 28 yaşımdayım. 2,5 aydır evliyim. 2,5 ay öncesine kadar annem suyumu ayağıma getirir, sabahları ekmeğimin üzerine yağımı sürüp yatağıma getirirdi. Üniv.de de özel bi yurtta kaldım. Yemek temizlik vs sorumluluğu hiç üstlenmedim. Evlendim, sudan çıkmış balık gibi kimi zaman ağlayarak kimi zaman gülerek ev işlerini yaptım. Mutfaktan yana hiç sıkıntım yok. Bunca yıldır içimde sakladığım bir aşçı varmış! :) Ama temizlik, düzen hak getire! Eşim de aksine aşırı titiz ve düzenlidir. Kısacası ben sadece evde yemek ve bulaşıkla ilgilenirim bi de o temizlik yaparken ayak işlerini yaparım. Geri kalan herşeyle eşim ilgilenir. Onun işi çok rahat, ben işte daha fazla yoruluyorum, biraz fazla uyuyayım diye sahur işiyle o ilgilenir, diğer işleri de yine bu sebeple yapar.
Şımarık ben; yine de evliliğin getirdiği sorumlulukla başa çıkamıyorum. Ramazandan dolayı mı bilmiyorum, iş çıkışı 6:30'da evde oluyorum. İftara kadar sofra hazırlıyorum. İftardan sonra bulaşıkları toparla et derken önceleri saat 10'da mutfaktan çıkıyodum, şimdi biraz hızlandım galiba, 9,40 da falan çıkıyorum. :) Zamanla hepsine alışacağıma inanıyorum ve bunun için uğraşıyorum. Eskiden hem işe gider, hem 3 tane farklı kursa gider, hem kitap okumaya, hem yazmaya, hem de gezmeye vakit bulurdum. Ve sürekli enerjim tavandı. Günde 5 saat uyur ve hayatımı uykuya harcamadığım için kendimi şanslı hissederdim. Sürekli gülerdim. Ramazan'ı bahane etmicem çünkü Ramazanlarda da evin neşesiydim! Sahurda bütün milleti kaldırır, güldürür, şakalar yapardım. Şimdi ise sürekli ruh gibiyim! Her fırsatta uyumaya çalışıyorum. Sürekli kamburumu göbeğimi salıp, bitkin bi halde geziyorum. Çok yorgun hissediyorum. Bu yaşıma kadar doğru düzgün hastaneye gitmişliğim yoktur. Sağlıklı, sağlam, dirençli biriydim. Evlenmeden 3 ay önce korkunç bir kaza yaptım ve ölümden döndüm. Kolum kırıldı, başıma dikişler atıldı. Bir sürü yara bere... Ama hiç sızlanmadım. Dedim ya çok dirençliyimdir. Hasta olduğumu da kolay kolay kabullenmem! Evlendikten hemen sonra bir yığın hastalık peydah etti! Önce kırılan kolum, yaptığım en ufak işlerde bile dayanılmaz derecede sızlıyor. Sonra böbrek taşı düşürdüm. Hemen arkadan dişlerim problem çıkardı. 20'lik dişim dahil 3 dişime işlem yapıldı. Yetmedi diş eti rahatsızlığı yaşadım. Diş etimi yaktılar, Sürekli dilimde yaralar çıkmaya başladı. Yemek yiyemez oldum. 2 haftada bir kabız veya ishal oluyorum, yemek sonraları mide bulantılarım başladı. Bir de nedense kendimi sürekli hamile gibi hissetmeye başladım. Allah büyük dert vermesin ama sürekli bir şekilde hastayım! Geçen hafta bi tartışma yaşadık. konu bi şekilde bebek mevzusuna geldi. psikolojik olarak kendimi sürekli hamile hissediyorum ama erkeklerin bu konuda ne kadar öküz olduğunu okuyorum buradan ve bu sebeple bu zamana kadar hiç hamilelik şüphesi veya bebekten bahsetmemiştim. Sadece geçen ay düşük yaptığımı zannedip, bebeğimiz düştü vs gibi bişeyler söylemiştim.''Sen çocuk bakabilecek sorumluluğa sahip değilsin şu an, bebek falan isteme lüksün yok.'' dedi. Ben de ''Zaten bebek istemiyorum kendi evimize yerleşmeden.'' dedim. Olursa tabi dünyalar benim olur çünkü sanki bu dünyaya anne olmak için gelmişim gibi. Hayattaki en büyük hayalim 4 çocuk sahibi olmak! :) Ama tabi şu an için istemiyorum ve dk hapıyla korunuyorum. Ama Ramazan dolayısı ile pek düzenli kullanamadım.
Reglim bu zamana kadar saati saatine şaşmazdı ama geçen ay 15 günde bir oldum ve düşük yaptığımı zannettim. Çünkü çok farklı bi kanamaydı. Siyah toz gibi şeyler geliyodu ara ara. Evlendim, hap kullanıyorum, hormonlardandır falan dedim. Şimdi de adetim 4 gün gecikti. Ramazanı maaşallah hiç tatile çıkamadan tümünü tuttum. Dün sabah işe gittim, iş arkadaşlarım, sende bi güzellik var bugün falan dediler. Akşam da kayınvalidemde yemekteydik. Kayıvalidem ayrı, görümcelerimin ikisi ayrı ayrı yüzün sanki nurlu gibi, çok masum, çok tatlı görünüyosun dediler. Tabi ben bunu 2 ay önce namaza başlayıp bu zamana kadar bırakmamama, Kadir gecesi dolayısı ile ettiğim dualara falan bağladım başta. Bi de bu halsizlik, uykusuzluk hallerim olunca şüphelendim biraz acaba hamile miyim diye. Dün akşam sahurda yine doğru düzgün yemek yiyemedim dilimdeki yaralar yüzünden. Sızlandım durdum! Bir de bu hamilelik şüphelerimden bahsettim eşime. Eşim de dedi ki: ''Sen evlliğin sorumluluklarıyla başa çıkamıyosun. Evlendiğimizden beri sürekli hastasın, yok yere kendini hamile zannediyosun. Psikoloğa gitmen gerekiyor bence.'' dedi. Hiç sesimi çıkarmadım. Namaz kılıp yatağa geçtim. Bu arada düşünüyorum tabii, bunca zamandır turp gibiyken şimdi niye sürekli hastayım? Hastalıklarım başım ağrıyo, vs olsa tamam psikolojik dicem ama hepsi gözle görülür rahatsızlıklar. Acaba vücut psikolojik yorgunluğumu bu şekilde mi dışarı atıyo? gibi şeyler düşündüm. Eşim yanıma geldi, sordum;''Psikolog konusunda ciddi miydin?'' dedim. ''Yooo, değildim tabii.'' dedi. Halbuki ciddiyim dese gitmek istediğimi söyleyecektim. Velhasıl kelam Ramazan rehaveti mi? Evlilik psikolojisi mi? Nedir anlamadım... Benim neyim var???
çok güzel anlatmışssınız. okurken eğlendim resmen..
Yorumlara gelelim. Birincisi erkekler bayılır suçlamaya. Sen yapamazsın edemezsin diyip iyice ezerler. benim eşim de azıcık başım ağrısa laf söyler, halbuki kendisi termoforla yapışık yaşar, günde bin tane ilaç içer, her fırsatta dinlenir, uyur vs vs. O kadar nazenindir. Bense rutinler dışında dr a gitmem. Üç yıllık evliliğe iki çocuk sığdırdım (ikisi de normal doğum) Çalışıyorum. Tamam part time ama inanın ilk kızım iki buçuk, ikinci kızım da iki aylıkken başladım işe. Evde yardımcı var ama benim işim yine de bitmez. Misafiriydi, gezmesiydi, yemeğiydi (hep ev yemeği yaparım dışarıdan almam) çocuklarıydı. İki gebeliğimde de dr'a gelme konusunda bile zorla geldi. Çocuk bir taneyken hep ben götürdüm kontrole artık ikinci gebeliğin sonlarıında beraber gitmeye başladık. Araba kullandığımdan beni getirme götürme derdi hiç olmadı. Üç yıldır bir arkadaşla buluşma ve veya alışverişe gitme olayım neredeyse olamadı. İş çıkısı yarım saat koştur koştur avm'ye gidersem giderim. Cocugun ihtiyaçlarını ben karşılarım, eşimden istesem ya boşver lüzumsuz der, ya yanlış alır, ya da üstünden yıl geçer. İşte neyse bunlara rağmen bana der ki "sen bu yükü kaldıramadın"
gelelim yorgunluğunuza. İlk evlilik zamanı olur bu anlattıklarınız. Ben ilk evlendiğimizde hep uyuklardım. Herkes gebe sanırdı. Önceden hayatımızda olmayan birçok şey giriyor işin içine ve bunlar sandığımızdan daha çok yoruyor bizi. Tamamen normalsiniz. Zamanla düzelir. O arada da gebelik olur doğum vs derken bu günleri ararsınız
Sanırım en çok işime yarayan yorum bu olacak. Teşekkür ederim. Dediğiniz gibi sürekli kontrol etmeye çalışıyorum, acaba şunu doğru yapıyor muyum, bunu doğru yapıyor muyum... İlişkimizde şöyle olması normal mi, böyle olması normal mi... Burdaki konuları yorumları okuyorum, kendime pay çıkarıyorum vs... Halbuki biraz akışına bıraksam, biraz gözümü kulağımı kapatsam düzelicek belki her şey... Eşimle görücü usulü tanıştık ve biraz ani davrandık. Hiç pişman değilim tabiiki. Bence hayatımda aldığım en doğru kararlardan biri. Benim sorunum şuydu: 28 yaşımdayım, gelinlik giymeye, düğün yapmaya, ev eşya seçmeye, yeni akrabalar edinmeye hazırdım ama bi evi çekip çevirmeye, o evde evin hanımı olmaya ve bu yönde sorumluluk almaya hazır değildim. 5 sene sonra da hazır olamayacağıma inanıyorum ama keşke bundan 4 sene önce işe başladığımda elim ekmek tuttuğunda, bi elimle de toz bezi falan tutsaymışım :)
Amacım gerçekten derdimi anlatmaktı, emin olabilirsiniz.
Ne çok şey yaşamışsınız 2.5 ayda.. Psikologa gitmekten neden çekiniyorsunuz ki,belli ki siz evliliğe oryante olamamışsınız...
Bence bizim gibi anlayanlar baya çok.
İlk konundan bu yana, maddi durumunuzun çok iyi olduğunu, çok rahat büyüdüğünü ve çok güzel olduğunu okuyoruz.
Herkes durumlarını belirtmek için bu tür pekiştirmeler yaparsa burası da yarış alanına döner. Şurada bir elin beş parmağını geçmez maddi durumunu her konuda altını çizen üye sayısı.
Tabi sen meramını ancak böyle anlatabiliyorsan sorun yok.
haziran ayında 26 yaşındaymışsın şimdi 28hayırlısı olsun
biri kocaya masaj yapar koca bişi demez
siz bi 26 bi 28 yaşındasınız ne dediğiniz belirsiz her konuda bi şöyle güzelim böyle güzelim hesap ödemem bilmem ne
nasıl bi fantaziniz var anlıyamadım
haziran ayında 26 yaşındaymışsın şimdi 28hayırlısı olsun
Hanımlar, kocamda bir sürü sorun ararken, kocam sorunu bende buldu! Açtığım konuları bilenler vardır mutlaka. Eşimde hoşuma gitmeyen bir kaç mesele vardı. Konuşmamı yaptım ve çok şükür şimdi hareketlerine çok dikkat ediyor. İsteyince oluyormuş demek. Neyse aramızda çözülmemiş olan 1-2 mesele var ama yine de çok seviyorum onu. Şimdi, şöyle anlatayım. 28 yaşımdayım. 2,5 aydır evliyim. 2,5 ay öncesine kadar annem suyumu ayağıma getirir, sabahları ekmeğimin üzerine yağımı sürüp yatağıma getirirdi. Üniv.de de özel bi yurtta kaldım. Yemek temizlik vs sorumluluğu hiç üstlenmedim. Evlendim, sudan çıkmış balık gibi kimi zaman ağlayarak kimi zaman gülerek ev işlerini yaptım. Mutfaktan yana hiç sıkıntım yok. Bunca yıldır içimde sakladığım bir aşçı varmış! :) Ama temizlik, düzen hak getire! Eşim de aksine aşırı titiz ve düzenlidir. Kısacası ben sadece evde yemek ve bulaşıkla ilgilenirim bi de o temizlik yaparken ayak işlerini yaparım. Geri kalan herşeyle eşim ilgilenir. Onun işi çok rahat, ben işte daha fazla yoruluyorum, biraz fazla uyuyayım diye sahur işiyle o ilgilenir, diğer işleri de yine bu sebeple yapar.
Şımarık ben; yine de evliliğin getirdiği sorumlulukla başa çıkamıyorum. Ramazandan dolayı mı bilmiyorum, iş çıkışı 6:30'da evde oluyorum. İftara kadar sofra hazırlıyorum. İftardan sonra bulaşıkları toparla et derken önceleri saat 10'da mutfaktan çıkıyodum, şimdi biraz hızlandım galiba, 9,40 da falan çıkıyorum. :) Zamanla hepsine alışacağıma inanıyorum ve bunun için uğraşıyorum. Eskiden hem işe gider, hem 3 tane farklı kursa gider, hem kitap okumaya, hem yazmaya, hem de gezmeye vakit bulurdum. Ve sürekli enerjim tavandı. Günde 5 saat uyur ve hayatımı uykuya harcamadığım için kendimi şanslı hissederdim. Sürekli gülerdim. Ramazan'ı bahane etmicem çünkü Ramazanlarda da evin neşesiydim! Sahurda bütün milleti kaldırır, güldürür, şakalar yapardım. Şimdi ise sürekli ruh gibiyim! Her fırsatta uyumaya çalışıyorum. Sürekli kamburumu göbeğimi salıp, bitkin bi halde geziyorum. Çok yorgun hissediyorum. Bu yaşıma kadar doğru düzgün hastaneye gitmişliğim yoktur. Sağlıklı, sağlam, dirençli biriydim. Evlenmeden 3 ay önce korkunç bir kaza yaptım ve ölümden döndüm. Kolum kırıldı, başıma dikişler atıldı. Bir sürü yara bere... Ama hiç sızlanmadım. Dedim ya çok dirençliyimdir. Hasta olduğumu da kolay kolay kabullenmem! Evlendikten hemen sonra bir yığın hastalık peydah etti! Önce kırılan kolum, yaptığım en ufak işlerde bile dayanılmaz derecede sızlıyor. Sonra böbrek taşı düşürdüm. Hemen arkadan dişlerim problem çıkardı. 20'lik dişim dahil 3 dişime işlem yapıldı. Yetmedi diş eti rahatsızlığı yaşadım. Diş etimi yaktılar, Sürekli dilimde yaralar çıkmaya başladı. Yemek yiyemez oldum. 2 haftada bir kabız veya ishal oluyorum, yemek sonraları mide bulantılarım başladı. Bir de nedense kendimi sürekli hamile gibi hissetmeye başladım. Allah büyük dert vermesin ama sürekli bir şekilde hastayım! Geçen hafta bi tartışma yaşadık. konu bi şekilde bebek mevzusuna geldi. psikolojik olarak kendimi sürekli hamile hissediyorum ama erkeklerin bu konuda ne kadar öküz olduğunu okuyorum buradan ve bu sebeple bu zamana kadar hiç hamilelik şüphesi veya bebekten bahsetmemiştim. Sadece geçen ay düşük yaptığımı zannedip, bebeğimiz düştü vs gibi bişeyler söylemiştim.''Sen çocuk bakabilecek sorumluluğa sahip değilsin şu an, bebek falan isteme lüksün yok.'' dedi. Ben de ''Zaten bebek istemiyorum kendi evimize yerleşmeden.'' dedim. Olursa tabi dünyalar benim olur çünkü sanki bu dünyaya anne olmak için gelmişim gibi. Hayattaki en büyük hayalim 4 çocuk sahibi olmak! :) Ama tabi şu an için istemiyorum ve dk hapıyla korunuyorum. Ama Ramazan dolayısı ile pek düzenli kullanamadım.
Reglim bu zamana kadar saati saatine şaşmazdı ama geçen ay 15 günde bir oldum ve düşük yaptığımı zannettim. Çünkü çok farklı bi kanamaydı. Siyah toz gibi şeyler geliyodu ara ara. Evlendim, hap kullanıyorum, hormonlardandır falan dedim. Şimdi de adetim 4 gün gecikti. Ramazanı maaşallah hiç tatile çıkamadan tümünü tuttum. Dün sabah işe gittim, iş arkadaşlarım, sende bi güzellik var bugün falan dediler. Akşam da kayınvalidemde yemekteydik. Kayıvalidem ayrı, görümcelerimin ikisi ayrı ayrı yüzün sanki nurlu gibi, çok masum, çok tatlı görünüyosun dediler. Tabi ben bunu 2 ay önce namaza başlayıp bu zamana kadar bırakmamama, Kadir gecesi dolayısı ile ettiğim dualara falan bağladım başta. Bi de bu halsizlik, uykusuzluk hallerim olunca şüphelendim biraz acaba hamile miyim diye. Dün akşam sahurda yine doğru düzgün yemek yiyemedim dilimdeki yaralar yüzünden. Sızlandım durdum! Bir de bu hamilelik şüphelerimden bahsettim eşime. Eşim de dedi ki: ''Sen evlliğin sorumluluklarıyla başa çıkamıyosun. Evlendiğimizden beri sürekli hastasın, yok yere kendini hamile zannediyosun. Psikoloğa gitmen gerekiyor bence.'' dedi. Hiç sesimi çıkarmadım. Namaz kılıp yatağa geçtim. Bu arada düşünüyorum tabii, bunca zamandır turp gibiyken şimdi niye sürekli hastayım? Hastalıklarım başım ağrıyo, vs olsa tamam psikolojik dicem ama hepsi gözle görülür rahatsızlıklar. Acaba vücut psikolojik yorgunluğumu bu şekilde mi dışarı atıyo? gibi şeyler düşündüm. Eşim yanıma geldi, sordum;''Psikolog konusunda ciddi miydin?'' dedim. ''Yooo, değildim tabii.'' dedi. Halbuki ciddiyim dese gitmek istediğimi söyleyecektim. Velhasıl kelam Ramazan rehaveti mi? Evlilik psikolojisi mi? Nedir anlamadım... Benim neyim var???