Benim neyim var? Sorun kocamda zannederken bende çıktı galiba! :( Yardım edin lütfen.

Nazara gelmiş olabilirsiniz üstünüzde büyü bile olabilir. Sürekli okuyun eşiniz de okusun size. Sürekli uyku halinin büyünün etkilerinden biri olduğunu okumuştum bi yerde. Kıskananlar vardır muhakkak.

Büyü yapacak kimsemiz yok öyle ama nazara ben de inanırım. Kayınvalidem de eşim de sık sık okurlar üzerime. Dün akşam da onu sormuştum eşime. ''Biz sürekli namaz kılıyoruz, oruç tutuyoruz, sık sık Kur'an okuyoruz. Yine de nazar değer mi bize?'' dedim. Değer belki dedi... Bilmiyorum ki... Belki de nazardır dediğiniz gibi.
 
Hanımlar, kocamda bir sürü sorun ararken, kocam sorunu bende buldu! Açtığım konuları bilenler vardır mutlaka. Eşimde hoşuma gitmeyen bir kaç mesele vardı. Konuşmamı yaptım ve çok şükür şimdi hareketlerine çok dikkat ediyor. İsteyince oluyormuş demek. Neyse aramızda çözülmemiş olan 1-2 mesele var ama yine de çok seviyorum onu. Şimdi, şöyle anlatayım. 28 yaşımdayım. 2,5 aydır evliyim. 2,5 ay öncesine kadar annem suyumu ayağıma getirir, sabahları ekmeğimin üzerine yağımı sürüp yatağıma getirirdi. Üniv.de de özel bi yurtta kaldım. Yemek temizlik vs sorumluluğu hiç üstlenmedim. Evlendim, sudan çıkmış balık gibi kimi zaman ağlayarak kimi zaman gülerek ev işlerini yaptım. Mutfaktan yana hiç sıkıntım yok. Bunca yıldır içimde sakladığım bir aşçı varmış! :) Ama temizlik, düzen hak getire! Eşim de aksine aşırı titiz ve düzenlidir. Kısacası ben sadece evde yemek ve bulaşıkla ilgilenirim bi de o temizlik yaparken ayak işlerini yaparım. Geri kalan herşeyle eşim ilgilenir. Onun işi çok rahat, ben işte daha fazla yoruluyorum, biraz fazla uyuyayım diye sahur işiyle o ilgilenir, diğer işleri de yine bu sebeple yapar.

Şımarık ben; yine de evliliğin getirdiği sorumlulukla başa çıkamıyorum. Ramazandan dolayı mı bilmiyorum, iş çıkışı 6:30'da evde oluyorum. İftara kadar sofra hazırlıyorum. İftardan sonra bulaşıkları toparla et derken önceleri saat 10'da mutfaktan çıkıyodum, şimdi biraz hızlandım galiba, 9,40 da falan çıkıyorum. :) Zamanla hepsine alışacağıma inanıyorum ve bunun için uğraşıyorum. Eskiden hem işe gider, hem 3 tane farklı kursa gider, hem kitap okumaya, hem yazmaya, hem de gezmeye vakit bulurdum. Ve sürekli enerjim tavandı. Günde 5 saat uyur ve hayatımı uykuya harcamadığım için kendimi şanslı hissederdim. Sürekli gülerdim. Ramazan'ı bahane etmicem çünkü Ramazanlarda da evin neşesiydim! Sahurda bütün milleti kaldırır, güldürür, şakalar yapardım. Şimdi ise sürekli ruh gibiyim! Her fırsatta uyumaya çalışıyorum. Sürekli kamburumu göbeğimi salıp, bitkin bi halde geziyorum. Çok yorgun hissediyorum. Bu yaşıma kadar doğru düzgün hastaneye gitmişliğim yoktur. Sağlıklı, sağlam, dirençli biriydim. Evlenmeden 3 ay önce korkunç bir kaza yaptım ve ölümden döndüm. Kolum kırıldı, başıma dikişler atıldı. Bir sürü yara bere... Ama hiç sızlanmadım. Dedim ya çok dirençliyimdir. Hasta olduğumu da kolay kolay kabullenmem! Evlendikten hemen sonra bir yığın hastalık peydah etti! Önce kırılan kolum, yaptığım en ufak işlerde bile dayanılmaz derecede sızlıyor. Sonra böbrek taşı düşürdüm. Hemen arkadan dişlerim problem çıkardı. 20'lik dişim dahil 3 dişime işlem yapıldı. Yetmedi diş eti rahatsızlığı yaşadım. Diş etimi yaktılar, Sürekli dilimde yaralar çıkmaya başladı. Yemek yiyemez oldum. 2 haftada bir kabız veya ishal oluyorum, yemek sonraları mide bulantılarım başladı. Bir de nedense kendimi sürekli hamile gibi hissetmeye başladım. Allah büyük dert vermesin ama sürekli bir şekilde hastayım! Geçen hafta bi tartışma yaşadık. konu bi şekilde bebek mevzusuna geldi. psikolojik olarak kendimi sürekli hamile hissediyorum ama erkeklerin bu konuda ne kadar öküz olduğunu okuyorum buradan ve bu sebeple bu zamana kadar hiç hamilelik şüphesi veya bebekten bahsetmemiştim. Sadece geçen ay düşük yaptığımı zannedip, bebeğimiz düştü vs gibi bişeyler söylemiştim.''Sen çocuk bakabilecek sorumluluğa sahip değilsin şu an, bebek falan isteme lüksün yok.'' dedi. Ben de ''Zaten bebek istemiyorum kendi evimize yerleşmeden.'' dedim. Olursa tabi dünyalar benim olur çünkü sanki bu dünyaya anne olmak için gelmişim gibi. Hayattaki en büyük hayalim 4 çocuk sahibi olmak! :) Ama tabi şu an için istemiyorum ve dk hapıyla korunuyorum. Ama Ramazan dolayısı ile pek düzenli kullanamadım.

Reglim bu zamana kadar saati saatine şaşmazdı ama geçen ay 15 günde bir oldum ve düşük yaptığımı zannettim. Çünkü çok farklı bi kanamaydı. Siyah toz gibi şeyler geliyodu ara ara. Evlendim, hap kullanıyorum, hormonlardandır falan dedim. Şimdi de adetim 4 gün gecikti. Ramazanı maaşallah hiç tatile çıkamadan tümünü tuttum. Dün sabah işe gittim, iş arkadaşlarım, sende bi güzellik var bugün falan dediler. Akşam da kayınvalidemde yemekteydik. Kayıvalidem ayrı, görümcelerimin ikisi ayrı ayrı yüzün sanki nurlu gibi, çok masum, çok tatlı görünüyosun dediler. Tabi ben bunu 2 ay önce namaza başlayıp bu zamana kadar bırakmamama, Kadir gecesi dolayısı ile ettiğim dualara falan bağladım başta. Bi de bu halsizlik, uykusuzluk hallerim olunca şüphelendim biraz acaba hamile miyim diye. Dün akşam sahurda yine doğru düzgün yemek yiyemedim dilimdeki yaralar yüzünden. Sızlandım durdum! Bir de bu hamilelik şüphelerimden bahsettim eşime. Eşim de dedi ki: ''Sen evlliğin sorumluluklarıyla başa çıkamıyosun. Evlendiğimizden beri sürekli hastasın, yok yere kendini hamile zannediyosun. Psikoloğa gitmen gerekiyor bence.'' dedi. Hiç sesimi çıkarmadım. Namaz kılıp yatağa geçtim. Bu arada düşünüyorum tabii, bunca zamandır turp gibiyken şimdi niye sürekli hastayım? Hastalıklarım başım ağrıyo, vs olsa tamam psikolojik dicem ama hepsi gözle görülür rahatsızlıklar. Acaba vücut psikolojik yorgunluğumu bu şekilde mi dışarı atıyo? gibi şeyler düşündüm. Eşim yanıma geldi, sordum;''Psikolog konusunda ciddi miydin?'' dedim. ''Yooo, değildim tabii.'' dedi. Halbuki ciddiyim dese gitmek istediğimi söyleyecektim. Velhasıl kelam Ramazan rehaveti mi? Evlilik psikolojisi mi? Nedir anlamadım... Benim neyim var???

Kimse bu konu hakkında birşey dememiş ama bayanların bünyesi ilk evlendiği zamanlar hassas olur,hasta olmaya daha müsait olurlar.bence böyle şeyler olması çok anormal değil.Ben mesela evlenene kadar grip dışında hasta olduğumu bilmem,evlendikten bir ay sonra çok ağır hastalığa yakalandım ve hala daha tedavisi devam ediyor.yine hayatımda serum yediğimi bilmem evlendikten sonraki kış evde bayılmışım,eşim hastaneye götürdü serum taktılar.
siz de daha çok yeni evlisiniz,herkesin genel olarak kendi yorgun hissettiği bir dönemde evlenmişsiniz.biranda bu kadar sorumluluk almışsınız,böyle şeylerin olması normal.Bi doktora gidin kan değerlerinizi falan ölçtürün,gerekirse takviye vitamin alın.Biran önce toparlarsınız inşallah :KK16:
bu arada Ramazan dolayısıyla haplarımı içemedim demişsiniz,durumun pek Ramazanla alakası olması gerek.hapınız başucunuzda dursun,yatarken atıverin ağzınıza.mümkün olduğu kadar ihmal etmeyin.2 senedir dk hapı kullanıyorum,atladığım gecenin sayısı bir elin parmaklarını geçmez sanırım :KK34:
 
ben de her konuda bu temayı alıyorum maalesef.

Bence çok yanlış anlıyorsunuz. Ben sadece başkalarının bana söylediklerini söyledim. Hamilelerin gözlerinin içi güler, yüzleri güzelleşir derler ya, bunu ifade etmeye çalışmıştım. Diğer konumda da olayı daha net anlatabilmek için bir açıklama yapma gereği duymuştum. Bence çok da dikkat çekecek ve konuyu dağıtmayı gerektirecek bir ayrıntı değil. İnsan nasıl bakarsa öyle görür.
 
Dediğiniz gibi çocuk fikri şu an için bize çok uzak. Zaten biz de istemiyoruz. Korunuyoruz. Ama dediğim gibi Ramazan dolayısı ile çok dikkat edemedim haplarıma. Benim kuruntum diye ümid ediyorum.
Aslında çok öyle kurallarla yaşayan bi insan değilim. Ama eşim çok disiplinli, bu da beni etkiliyor, strese sokuyor tabii. Disiplinden kastım bana baskı kurması değil. Bilhassa temizlik konusunda öyle disiplinli, öyle kuralcı ve titiz ki... Kendisi yapıyor ama bir taraftan da bana öğretmeye çalışıyor. Artık sonuç almak istiyor doğal olarak. Elimi bişeylere atayım istiyor. Bana sorarsanız ben kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum. Geçenlerde kendi kendime akıl edip koltukları sildim, mutfakta ilk kez çamaşır suyu kullandım mesela. hatta geçen gün klozete çamaşır suyu döküp fırçaladım öğüre öğüre... Gerçekten çaba sarf ediyorum ama en basiti bu sabah sahurda bulaşıkları toparladım, tezgahın üstünü sildim falan, lavabonun kenarında puding kalmış bi parça. Ben namaz kılmaya diğer odaya geçmiştim. Üşenmeyip beni çağırdı, ''Gel , bişey göstericem.'' diye. lavaboyu gösterdi. ''Bu gözünden kaçmış heralde. şimdi ben temizliyorum ama bi dahaki sefere sen de daha dikkatli ol. Öğren diye gösterdim, yanlış anlama sakın.'' dedi. O rahatlıktan bu disipline girince tabiiki bocaladım. Allah razı olsun, hep yardım ediyor, kötü bi şekilde bişey söylemiyor, laf etmiyor. Ama bu küçük uyarılar utanmayı bilen insana yeter de artar bile :KK43:

valla ne desem bilemedim ben bunları hep yapıyorum. Temizlik yapmayıda seviyorum. Bende anneme ara sıra yardım ederim ne ıstesem yapardı annem yormazde beni ama böylede yetişmedim. Sen kendine çok düşkün ve nazlısın. Bir eş nereye kadar yapıcak bence eşinin kıymetini bil. Sen hiç bir şey bilmiyorsun diye adam gösteriyor iyi başka kocalar gibi sana af edersin ama ne biçim karısın demiyor :KK9::KK9: bence sen rahatlığa alıştığın için bocalamışsın ve bunları yapmak sorumluluk almak zor gelmiş. Temizlik yapmak o kadar yorucu değil yemin ederim ben iş yerinde oturmaktan daha çok yoruluyorum :KK52::KK36: günlük temizlikde yoruluyorsan senin bir tedavi olmaz lazım. :KK34::KK34:
 
Bence çok yanlış anlıyorsunuz. Ben sadece başkalarının bana söylediklerini söyledim. Hamilelerin gözlerinin içi güler, yüzleri güzelleşir derler ya, bunu ifade etmeye çalışmıştım. Diğer konumda da olayı daha net anlatabilmek için bir açıklama yapma gereği duymuştum. Bence çok da dikkat çekecek ve konuyu dağıtmayı gerektirecek bir ayrıntı değil. İnsan nasıl bakarsa öyle görür.

ben hamileyim ama yorgunluktan gözlerim, yüzüm hiç gülmüyor :KK14::KK14:
 
Son düzenleme:
Bence çok yanlış anlıyorsunuz. Ben sadece başkalarının bana söylediklerini söyledim. Hamilelerin gözlerinin içi güler, yüzleri güzelleşir derler ya, bunu ifade etmeye çalışmıştım. Diğer konumda da olayı daha net anlatabilmek için bir açıklama yapma gereği duymuştum. Bence çok da dikkat çekecek ve konuyu dağıtmayı gerektirecek bir ayrıntı değil. İnsan nasıl bakarsa öyle görür.

Bence bizim gibi anlayanlar baya çok.
İlk konundan bu yana, maddi durumunuzun çok iyi olduğunu, çok rahat büyüdüğünü ve çok güzel olduğunu okuyoruz.
Herkes durumlarını belirtmek için bu tür pekiştirmeler yaparsa burası da yarış alanına döner. Şurada bir elin beş parmağını geçmez maddi durumunu her konuda altını çizen üye sayısı.
Tabi sen meramını ancak böyle anlatabiliyorsan sorun yok.
 
Büyü yapacak kimsemiz yok öyle ama nazara ben de inanırım. Kayınvalidem de eşim de sık sık okurlar üzerime. Dün akşam da onu sormuştum eşime. ''Biz sürekli namaz kılıyoruz, oruç tutuyoruz, sık sık Kur'an okuyoruz. Yine de nazar değer mi bize?'' dedim. Değer belki dedi... Bilmiyorum ki... Belki de nazardır dediğiniz gibi.

arkadaşım rica ediyorum bukadar ufak problemlerde bile altında büyü,nazar falan arama,arayanlara da kulak asma. :KK20: Evinizde namaz kılıp,Kur'an okuyormuşsunuz öyle birşey olsa bile tutmaz emin ol.
ama nazar haktır ve değmesi muhtemel,nazardan korunmak içinde kendinize bol bol okuyun.
daha çok yenisiniz 1-2 ay daha geçirin hiçbirşeyiniz kalmaz emin olun :KK34:
 
Annem ben daha 13 yaşındayken başladı onu yap bunu yap demeye siz demişsiniz ya suyumu elime verir diye o tam tersini yapardı şimdi 22 yaşındayım ve turşudan tut herşeyi yapmayı biliyorum temizlik desen bizim evde hergün yapılıyor... Demem o ki doğru anneler bu sorumluluğu daha evlenmeden vermeli çocuklarına ama ölçüsü nü de kaçırmamalı her ikisini de eşit düzeyde yapan anne 'anne' dir benim gözümde...
 
Dedim ya, korunuyoruz ama Ramazan dolayısı ile çok dikkat edemedim. Yeni gelinim, sürekli iftara bi yerlere gidiyoruz. İftar saati zaten çok geç. Eve geldiğimizde yarı baygın uyuyakalıyorum. Sahurda da yarı uyur halde kimin aklına gelir hap içmek... Yine de kullandım ama bitmesi gerekirken, 4-5 hapım var hala. Aralarda biraz atlamışım işte... Zaten bişey belli değil daha. Belki de benim kuruntum. Çocuk öyle kolay olan bişey değil ama dediğim gibi yeni evliyiz daha. Bilmiyorum ki ne kadar hap kullanmazsam ne olur, hap yeterince korur mu, neye dikkat etmem lazım vs... Belki de her şey normal ama ben normal olduğunu bilmiyorum...

o zaman korunmuyorsun
4-5 hap kaldıysa ve düzenli almadıysan böyle kanamalarının saçma sapan olması çok normal bi durum
 
valla ne desem bilemedim ben bunları hep yapıyorum. Temizlik yapmayıda seviyorum. Bende anneme ara sıra yardım ederim ne ıstesem yapardı annem yormazde beni ama böylede yetişmedim. Sen kendine çok düşkün ve nazlısın. Bir eş nereye kadar yapıcak bence eşinin kıymetini bil. Sen hiç bir şey bilmiyorsun diye adam gösteriyor iyi başka kocalar gibi sana af edersin ama ne biçim karısın demiyor :KK9::KK9: bence sen rahatlığa alıştığın için bocalamışsın ve bunları yapmak sorumluluk almak zor gelmiş. Temizlik yapmak o kadar yorucu değil yemin ederim ben iş yerinde oturmaktan daha çok yoruluyorum :KK52::KK36: günlük temizlikde yoruluyorsan senin bir tedavi olmaz lazım. :KK34::KK34:

Ya bence bu tür şeyler biraz da insanın içinden gelecek. Benim annem de benim gibidir. Temizliğe falan çok dikkat etmez. 35 yıllık evliliğin verdiği tecrübeyle tabiiki sürekli temiz ve düzenlidir ama asla eşim gibi kirli gördüğü bi şeyden rahatsız olmaz, o zaman canı istemezse başka zaman yapar. Ya da mesela benim kuzenim daha 6-7 yaşlarındayken altına sandalye koyup bulaşık yıkamak için inatlaşırdı annesiyle. Şimdi de haftalık temizliğinde bile yerleri vileda yerine eliyle siler daha temiz olsun diye. Ama yemek, mutfak dedin mi kaçacak yer arar. Ben de mesela tam tersi, sabahtan akşama kadar yemek yapayım, mutfağımda durayım. Terapi gibi gelir bana. :) Ama temizlik diyince elim ayağım dolanıyor. Temizlenmesi gereken şeylerin farkına bile varamıyorum çoğu zaman. Mesela geçen gün toz alırken TV ünitesini sildim, altında raf gibi ufak dekoratif şeyler var. Ben onları dekor olarak görüyorum ya, aklıma bile gelmedi silmek. Eşim fark etti sonra, sinirlendi yarım yamalak iş yapıyosun, gör biraz bunları dedi. Zamanla düzene girecek mutlaka ama düzene girene kadar ben stresin sebep olduğu hastalıklarımla uğraşmaya devam edicem! :KK43:
 
Büyü yapacak kimsemiz yok öyle ama nazara ben de inanırım. Kayınvalidem de eşim de sık sık okurlar üzerime. Dün akşam da onu sormuştum eşime. ''Biz sürekli namaz kılıyoruz, oruç tutuyoruz, sık sık Kur'an okuyoruz. Yine de nazar değer mi bize?'' dedim. Değer belki dedi... Bilmiyorum ki... Belki de nazardır dediğiniz gibi.

Nazar deveyi kazana insanı mezara koyar demişler. Bol bol felak nas okuyun.
 
Valla canim hayat musterek sen ev isi yapiyorsan kocan da yapacak ki yapiyormus iste ne mutlu sana yardimci oluyor sadece biraz laf sokarak yapiyor gibi geldi bana ama neyse o kadar olur:KK66:sen disarida da calisiyor eve para getiriyorsun sonucta bircok universite mezunu genc kiz zaten cok is bilmeyerek evleniyor ki bu da bir kusur degil bence erkekler sanki herseyi cok mu iyi biliyorlar hayir her iki tarafda evlilige zamanla alisir uzme kendini hasta olman biraz da bu nedenden dolayi bence
 
Ya bence bu tür şeyler biraz da insanın içinden gelecek. Benim annem de benim gibidir. Temizliğe falan çok dikkat etmez. 35 yıllık evliliğin verdiği tecrübeyle tabiiki sürekli temiz ve düzenlidir ama asla eşim gibi kirli gördüğü bi şeyden rahatsız olmaz, o zaman canı istemezse başka zaman yapar. Ya da mesela benim kuzenim daha 6-7 yaşlarındayken altına sandalye koyup bulaşık yıkamak için inatlaşırdı annesiyle. Şimdi de haftalık temizliğinde bile yerleri vileda yerine eliyle siler daha temiz olsun diye. Ama yemek, mutfak dedin mi kaçacak yer arar. Ben de mesela tam tersi, sabahtan akşama kadar yemek yapayım, mutfağımda durayım. Terapi gibi gelir bana. :) Ama temizlik diyince elim ayağım dolanıyor. Temizlenmesi gereken şeylerin farkına bile varamıyorum çoğu zaman. Mesela geçen gün toz alırken TV ünitesini sildim, altında raf gibi ufak dekoratif şeyler var. Ben onları dekor olarak görüyorum ya, aklıma bile gelmedi silmek. Eşim fark etti sonra, sinirlendi yarım yamalak iş yapıyosun, gör biraz bunları dedi. Zamanla düzene girecek mutlaka ama düzene girene kadar ben stresin sebep olduğu hastalıklarımla uğraşmaya devam edicem! :KK43:



önceki konularınızı bilmiyorum ama tek birşeyi merak ettim kaç yaşındasınız?
 
Dedim ya, korunuyoruz ama Ramazan dolayısı ile çok dikkat edemedim. Yeni gelinim, sürekli iftara bi yerlere gidiyoruz. İftar saati zaten çok geç. Eve geldiğimizde yarı baygın uyuyakalıyorum. Sahurda da yarı uyur halde kimin aklına gelir hap içmek... Yine de kullandım ama bitmesi gerekirken, 4-5 hapım var hala. Aralarda biraz atlamışım işte... Zaten bişey belli değil daha. Belki de benim kuruntum. Çocuk öyle kolay olan bişey değil ama dediğim gibi yeni evliyiz daha. Bilmiyorum ki ne kadar hap kullanmazsam ne olur, hap yeterince korur mu, neye dikkat etmem lazım vs... Belki de her şey normal ama ben normal olduğunu bilmiyorum...

Hap konusunda ben doktora danıştığımda 3-4 gün almaman lazım kazaya uğramak için dedi.
Ben iftar sonrası bir zamana alarm kurdum her gün alarmım çalıyor haplarım da hep çantamda. sık sık bir yere gitmiyoruz ama gidersek de aksatmıyorum... hapın ilk 3 ayınca lekelenme ara kanama gibi şeyler oluyor, normalmiş...

diğer konuya gelince ben de köyden eve evden köye geldiğim için yemekti işti yapmadım. yemeklerim çok lezzetli değil ama fena yapmıyormuşum umut var...temizlik konusunda ben eşimden titizim galiba, banyodan çıkıp uzun saçlarını tarıyor ve olduğu gibi yerde bir yumak saç, onun orada durmasından da rahatsız olmuyor o kadar pis yani:KK9:
 
Annem ben daha 13 yaşındayken başladı onu yap bunu yap demeye siz demişsiniz ya suyumu elime verir diye o tam tersini yapardı şimdi 22 yaşındayım ve turşudan tut herşeyi yapmayı biliyorum temizlik desen bizim evde hergün yapılıyor... Demem o ki doğru anneler bu sorumluluğu daha evlenmeden vermeli çocuklarına ama ölçüsü nü de kaçırmamalı her ikisini de eşit düzeyde yapan anne 'anne' dir benim gözümde...

Kesinlikle katılıyorum! Ve bi gün çocuğum olduğunda aynen dediğin gibi yetiştiricem. Annem iyilik yaptığını zannetti hep. Aman kızım ders çalışsın, aman yorulmasın, aman işten geldi yorgundur yavrucak... Keşke biraz olsun alıştırsaymış... Hep derdi ki nasıl olsa hayatı boyunca yapacak, evlenene kadar bari rahat etsin. Suçlamıyorum tabii. Hep benim iyiliğimi düşündü ama keşke birazcık da olsa elime bi iş tutuştursaydı...
 
Bence biraz bu forumda fazla takilmaniz da kendinizde veya esinizde surekli hata kusur aramaniza sebep olabilir.Burda surekli herkes esini , kayinvalidesini falan elestiriyor siz de okuya okuya etkilenip kusur aramaya baslamis olabilirsiniz.Yani 2,5 aylik evlisiniz ama sorun kimdenin derdine dusmussunuz.Yeni evlisiniz evliligin oturmasi bile 1 yil surer derler normal benve boyle seyler.Dertlerinizi buyutup buyutup dag yapiyorsunuz gibi , Allah daha ciddi seylerle sinamasin Allah korusun.O zamanlar dert ettiklerim dert miymis dersiniz , o yuzden evliliginizin tadini cikarin derim.ve kusura bakmayin ama ben de her konunuzda cok guzelim , esim benim yanimda sönük kaliyor , prenses gibi yetistim , hesap odemeyi bile bilmem vs tarzi izlenim aliyorum hatta direk yaziyorsunuz bi yerden sonra bizlere bu imaji mi vermeye calisiyosunuz yoksa amaciniz gercekten derdinizi anlatmak mi insan karar veremiyor.
 
Daha önceki konunuza da yorum yapacaktım buna kısmetimiş. Bence siz eşinizle uyumsuzsunuz. Bi kere farklı ailelerden geliyorsunuz ve yetişme tarzlarınız farklı. Eşiniz her şeyi kolay yoldan elde etmiş sanırım ve tahminimce bir siyasinin danışmanlığını yapıyor. Sizde de hırs var. Eşinizin sizi eleştirmesini kaldıramıyorsunuz bence çünkü alışık değilsiniz. Diğer konularda da eşinize gıcık olmuştum. Hamilelik şüphesinde de insan az mutlu olur yahu, ne demek kollarını bağlayıp "sen yapamazsın" demek. Ayıp etmiş.Adetiniz stresten de gecikmiş olabilir. Hele o ağız yaraları hep sıkıntıdan oluyor. Mükemmel eş olacağım diye kendinizi paralayıp karşıdaki adam kıymetini bilmezse böyle olur. Bence psikiyatr/ psikologla durumunuzu mutlaka konuşun. Hoş bence önce eşinizle konuşmak isteyecektir. Maddi durumunuz iyiyse bir yardımcı tutun temizlik için.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Hanımlar, kocamda bir sürü sorun ararken, kocam sorunu bende buldu! Açtığım konuları bilenler vardır mutlaka. Eşimde hoşuma gitmeyen bir kaç mesele vardı. Konuşmamı yaptım ve çok şükür şimdi hareketlerine çok dikkat ediyor. İsteyince oluyormuş demek. Neyse aramızda çözülmemiş olan 1-2 mesele var ama yine de çok seviyorum onu. Şimdi, şöyle anlatayım. 28 yaşımdayım. 2,5 aydır evliyim. 2,5 ay öncesine kadar annem suyumu ayağıma getirir, sabahları ekmeğimin üzerine yağımı sürüp yatağıma getirirdi. Üniv.de de özel bi yurtta kaldım. Yemek temizlik vs sorumluluğu hiç üstlenmedim. Evlendim, sudan çıkmış balık gibi kimi zaman ağlayarak kimi zaman gülerek ev işlerini yaptım. Mutfaktan yana hiç sıkıntım yok. Bunca yıldır içimde sakladığım bir aşçı varmış! :) Ama temizlik, düzen hak getire! Eşim de aksine aşırı titiz ve düzenlidir. Kısacası ben sadece evde yemek ve bulaşıkla ilgilenirim bi de o temizlik yaparken ayak işlerini yaparım. Geri kalan herşeyle eşim ilgilenir. Onun işi çok rahat, ben işte daha fazla yoruluyorum, biraz fazla uyuyayım diye sahur işiyle o ilgilenir, diğer işleri de yine bu sebeple yapar.

Şımarık ben; yine de evliliğin getirdiği sorumlulukla başa çıkamıyorum. Ramazandan dolayı mı bilmiyorum, iş çıkışı 6:30'da evde oluyorum. İftara kadar sofra hazırlıyorum. İftardan sonra bulaşıkları toparla et derken önceleri saat 10'da mutfaktan çıkıyodum, şimdi biraz hızlandım galiba, 9,40 da falan çıkıyorum. :) Zamanla hepsine alışacağıma inanıyorum ve bunun için uğraşıyorum. Eskiden hem işe gider, hem 3 tane farklı kursa gider, hem kitap okumaya, hem yazmaya, hem de gezmeye vakit bulurdum. Ve sürekli enerjim tavandı. Günde 5 saat uyur ve hayatımı uykuya harcamadığım için kendimi şanslı hissederdim. Sürekli gülerdim. Ramazan'ı bahane etmicem çünkü Ramazanlarda da evin neşesiydim! Sahurda bütün milleti kaldırır, güldürür, şakalar yapardım. Şimdi ise sürekli ruh gibiyim! Her fırsatta uyumaya çalışıyorum. Sürekli kamburumu göbeğimi salıp, bitkin bi halde geziyorum. Çok yorgun hissediyorum. Bu yaşıma kadar doğru düzgün hastaneye gitmişliğim yoktur. Sağlıklı, sağlam, dirençli biriydim. Evlenmeden 3 ay önce korkunç bir kaza yaptım ve ölümden döndüm. Kolum kırıldı, başıma dikişler atıldı. Bir sürü yara bere... Ama hiç sızlanmadım. Dedim ya çok dirençliyimdir. Hasta olduğumu da kolay kolay kabullenmem! Evlendikten hemen sonra bir yığın hastalık peydah etti! Önce kırılan kolum, yaptığım en ufak işlerde bile dayanılmaz derecede sızlıyor. Sonra böbrek taşı düşürdüm. Hemen arkadan dişlerim problem çıkardı. 20'lik dişim dahil 3 dişime işlem yapıldı. Yetmedi diş eti rahatsızlığı yaşadım. Diş etimi yaktılar, Sürekli dilimde yaralar çıkmaya başladı. Yemek yiyemez oldum. 2 haftada bir kabız veya ishal oluyorum, yemek sonraları mide bulantılarım başladı. Bir de nedense kendimi sürekli hamile gibi hissetmeye başladım. Allah büyük dert vermesin ama sürekli bir şekilde hastayım! Geçen hafta bi tartışma yaşadık. konu bi şekilde bebek mevzusuna geldi. psikolojik olarak kendimi sürekli hamile hissediyorum ama erkeklerin bu konuda ne kadar öküz olduğunu okuyorum buradan ve bu sebeple bu zamana kadar hiç hamilelik şüphesi veya bebekten bahsetmemiştim. Sadece geçen ay düşük yaptığımı zannedip, bebeğimiz düştü vs gibi bişeyler söylemiştim.''Sen çocuk bakabilecek sorumluluğa sahip değilsin şu an, bebek falan isteme lüksün yok.'' dedi. Ben de ''Zaten bebek istemiyorum kendi evimize yerleşmeden.'' dedim. Olursa tabi dünyalar benim olur çünkü sanki bu dünyaya anne olmak için gelmişim gibi. Hayattaki en büyük hayalim 4 çocuk sahibi olmak! :) Ama tabi şu an için istemiyorum ve dk hapıyla korunuyorum. Ama Ramazan dolayısı ile pek düzenli kullanamadım.

Reglim bu zamana kadar saati saatine şaşmazdı ama geçen ay 15 günde bir oldum ve düşük yaptığımı zannettim. Çünkü çok farklı bi kanamaydı. Siyah toz gibi şeyler geliyodu ara ara. Evlendim, hap kullanıyorum, hormonlardandır falan dedim. Şimdi de adetim 4 gün gecikti. Ramazanı maaşallah hiç tatile çıkamadan tümünü tuttum. Dün sabah işe gittim, iş arkadaşlarım, sende bi güzellik var bugün falan dediler. Akşam da kayınvalidemde yemekteydik. Kayıvalidem ayrı, görümcelerimin ikisi ayrı ayrı yüzün sanki nurlu gibi, çok masum, çok tatlı görünüyosun dediler. Tabi ben bunu 2 ay önce namaza başlayıp bu zamana kadar bırakmamama, Kadir gecesi dolayısı ile ettiğim dualara falan bağladım başta. Bi de bu halsizlik, uykusuzluk hallerim olunca şüphelendim biraz acaba hamile miyim diye. Dün akşam sahurda yine doğru düzgün yemek yiyemedim dilimdeki yaralar yüzünden. Sızlandım durdum! Bir de bu hamilelik şüphelerimden bahsettim eşime. Eşim de dedi ki: ''Sen evlliğin sorumluluklarıyla başa çıkamıyosun. Evlendiğimizden beri sürekli hastasın, yok yere kendini hamile zannediyosun. Psikoloğa gitmen gerekiyor bence.'' dedi. Hiç sesimi çıkarmadım. Namaz kılıp yatağa geçtim. Bu arada düşünüyorum tabii, bunca zamandır turp gibiyken şimdi niye sürekli hastayım? Hastalıklarım başım ağrıyo, vs olsa tamam psikolojik dicem ama hepsi gözle görülür rahatsızlıklar. Acaba vücut psikolojik yorgunluğumu bu şekilde mi dışarı atıyo? gibi şeyler düşündüm. Eşim yanıma geldi, sordum;''Psikolog konusunda ciddi miydin?'' dedim. ''Yooo, değildim tabii.'' dedi. Halbuki ciddiyim dese gitmek istediğimi söyleyecektim. Velhasıl kelam Ramazan rehaveti mi? Evlilik psikolojisi mi? Nedir anlamadım... Benim neyim var???


çok güzel anlatmışssınız. okurken eğlendim resmen..
Yorumlara gelelim. Birincisi erkekler bayılır suçlamaya. Sen yapamazsın edemezsin diyip iyice ezerler. benim eşim de azıcık başım ağrısa laf söyler, halbuki kendisi termoforla yapışık yaşar, günde bin tane ilaç içer, her fırsatta dinlenir, uyur vs vs. O kadar nazenindir. Bense rutinler dışında dr a gitmem. Üç yıllık evliliğe iki çocuk sığdırdım (ikisi de normal doğum) Çalışıyorum. Tamam part time ama inanın ilk kızım iki buçuk, ikinci kızım da iki aylıkken başladım işe. Evde yardımcı var ama benim işim yine de bitmez. Misafiriydi, gezmesiydi, yemeğiydi (hep ev yemeği yaparım dışarıdan almam) çocuklarıydı. İki gebeliğimde de dr'a gelme konusunda bile zorla geldi. Çocuk bir taneyken hep ben götürdüm kontrole artık ikinci gebeliğin sonlarıında beraber gitmeye başladık. Araba kullandığımdan beni getirme götürme derdi hiç olmadı. Üç yıldır bir arkadaşla buluşma ve veya alışverişe gitme olayım neredeyse olamadı. İş çıkısı yarım saat koştur koştur avm'ye gidersem giderim. Cocugun ihtiyaçlarını ben karşılarım, eşimden istesem ya boşver lüzumsuz der, ya yanlış alır, ya da üstünden yıl geçer. İşte neyse bunlara rağmen bana der ki "sen bu yükü kaldıramadın" :KK53:
gelelim yorgunluğunuza. İlk evlilik zamanı olur bu anlattıklarınız. Ben ilk evlendiğimizde hep uyuklardım. Herkes gebe sanırdı. Önceden hayatımızda olmayan birçok şey giriyor işin içine ve bunlar sandığımızdan daha çok yoruyor bizi. Tamamen normalsiniz. Zamanla düzelir. O arada da gebelik olur doğum vs derken bu günleri ararsınız :KK1:
 
Yok, çocuk ben de düşünmüyorum zaten. Ahtım var, çocuğum olursa, kız olsun, erkek olsun, asla annem gibi yapmıcam :) Her şeyi kendi başlarına yapsınlar, öğrensinler. Anadolu kaplanı gibi yetiştiricem onları :))

Annen de kendince iyi bir anne olmaya çalışıyormuş. Kötü bir anne mi tabi ki hayır ama yanlışı varmış.
Bizim toplulumuzda çocuğun peşinde koşmayan, elinde kaşıkla yemek yedirmeye uğraşmayan anne sorumsuzdur ya sen bunun mağdurusun galiba. :KK1:

Geçenlerde bir sitede ülkelerin çocuk yetiştirme ekolleriyle ilgili yazı okudum.
Bizim toplumumuzda amerikan ekolü gibi çocuğu kendi başına bir şeyler başarması için kendi haline bırakırsan iki hafta sorumsuz anne baba damgası yersiniz yazıyordu. :KK1:

Türk, Alman, Amerikan, Japon ekolü diye örnekler vardı. En ideali Alman ekolü oluyor aslında. :KK34:
Bununla ilgili çok kaynak kitap var.

Anadolu kaplanı derken ayarını kaçırıp başına buyruk yapma çocukları dikkat et. :KK1:
 
X