Aşağı yukarı bir yıllık evliyim.Eşimin sadece pazar günleri var izinli olarak ve de ben haftaiçleri günlük 3-4 saatlik bir çalışma içerisindeyim.Doğal olarak bir tek pazar günü adamakıllı bir plan yapabiliyoruz.Benim mantığım bu konularda çok düz; adam para için, ailesinin, çoluğunun çocuğunun rızkı, geleceği için, mecburiyet için, daha iyi günler için çalışacaksa çalışacaktır.Bu konuda mızmızlanan hatunları da hiç anlamam.Ama "Beni bekleme hanım, bu gece şurda içeceğiz,burda yiyeceğiz, pinpona başladım pazar günleri pinpon oynamazsam ölürüm, yamaç paraşütüne gideceğim yemeği ye,beni bekleme" gibi planlar bana göre değil.
"Efendim onun da bir hayatı var, yok o da eğlenmek ister" modernlikleri de bana göre değil.Biz ve de siz daha bir yıllık evliyiz, yapılacak çok şey, görülecek çok yer, paylaşılacak çok şey var.Daha birinci seneden keyfe keder planlar, projeler beni bozar.
Zaten üç günlük dünya, ben hayat arkadaşımla bir pazarı geçeremeyeksem, birlikte eğlenemeyeceksek ya da dinlenemeyeceksek ve o , o günü başkalarına ya da başka bir şeye ayıracaksa ben de onun bacaklarını ayırırım.
Güzel bir pazar kahvaltısı, yürüyüşler, birlikte film izlemek,birlikte bir kitap okuma saati bile aşkı tazeleyecek, özlemi giderecektir, ve yeni haftaya da pozitif bir biçimde başlatacaktır.
Bu x keyfe keder şeysinin yarışması olacak, yarışma öncesi extra çalışması olacak, x bilmemnesinden sonra akşama kutlaması olacak, bu esnada tanışılan yeni arkadaşlar meydana çıkacak, evde bu konuda extra şeyler izlenecek , belki evde bile bu konu hakim olacak ve üzerine çalışmalar yapılacak.. vs..vs
Amacım yangına körükle gitmek değil, ama içimden de "aman onun da hayatı var, alttan alın, haftanın 5 günü gece kafası 1500 geliyor, cumartesi eğitimi var gene aynı, bırakın pazar günü de eğlensin, sizin de hanım olarak göreviniz alttan almak "evet kocişim (bu lafa da ifrit oluyorum) " diyerek, ayaklarına sarılmak demek de gelmiyor.
Eleştiri ve negatif ışığımdan hala ölmediyseniz, "ben olsam ne yapardım?" şeklindeki önerim geliyor:
Öncelikle doğal bir reaksiyonla taş üstünde taş bırakmaz, emdiğini burnundan getirir (ağlayarak, bağırarak, yüzüne bakmayarak) bunlar sökmezse bu sefer , ben de cumartesi-pazar için x dans kursuna yazılır, minicik bir x dans eteği alır," madem sen yelkene, küreğe işte her neyse heves saldın, ben de sen yokken dansa gideceğim" derdim.Çizilen karakter her ne kadar modern , eğitimli zart zurt olsa da ben zannetmiyorum ki Türk bir erkek 2 karış etekle, yeni partnerlerle tanışılan bir ortama hatunu rahatça yollasın.Sonuçta iki tarafında rahatsızlıkları dile getirilir ve deniz ve dansın birleştiği bir organizasyona birlikte katılma kararı alınabilir (misal)
Özetle bencillik değil yaptığınız bana göre, tamamen doğal ve haklı bir bakış açısı.
Umarım en kısa sürede bu krizi atlatır, gülümseten sonucu bizimle paylaşırsınız.