• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Bencil miyim yoksa haklı mıyım...Yorumlarınıza İhtiyacım Var...

:37::37:
Evet 1 yıl boyunca haftasonu bir gün evde diğer gün geziyorduk.
Bu rutine alıştım.Şimdi bütün haftasonu ona ait,sanki bekar.
İş konusunda biraz da hassas olabilirdim sanıyorum ama bizimki ki keyif..
Ve daima hayatımıza dahil olacak bir keyif..
Allah senin de yardımcın olsun kardeşim,inş evliliğini dilediğin gibi yaşayacağın günler gelir.

ben 12 yıllık evliyim bence ikinizde bencil davranmışsınız
sen çok tepki vermişsin erkekler çabuk bunalır sıkılaı daha sakin olmalısın
eşine gelince sonuçta zorunlu değil pazarı sana ayırabilir
benim eşim serbest çalışıyo cumartesi yok pazarlarıda kayınvalidema gideriz ordan çıkıncada müşterilere uğrar 12 yıldır bu böyle
insan herşeye alışıyo yeni olduğun için senin gücüne gitmiş
ilk başlarda benim de gücüme giderdi alıştık
hatta bazen eşime takılıyorum annen ölse pazar günü naparız biz diye :37::37:
 
canım benim bende daha 4 aylık evliyim,ilk başta böyle bir tepki vermiş olabilirsin ama şunu söylemek isterim ben,eşin ne güzel çalışıyor sana iyi bir hayat sunuyor bak kendin diyorsunki gezmeme,para harcamama karışmaz,şiddet olmaz öncelikle bunlara bir şükret,bende bir ay öncesine kadar eşime heep niye benle daha çok ilgilenmiyosun falan diyee başına ekşiyodum aynen senin gibi ama adamcağız çalışıyor ben işten ayrıldım hiçbirşeyimi eksik etmedi aynen seninki gibi ne desem yapıyor düşündümki hakkını yemiyeyim adamda bi rahat etsin,bence sende kocana bi sosyal aktiviteyi çok görme,bbizler şimdi evde olduğumuz için tek uğraşacak noktamız kocamız oluyor ama bende kendime bu aralar kurs bakıyorum kpss kursuna yazılıcam,çünkü aynı zamanda yaşanılması gereken bir hayatta var,kendi başımızada biir bireyiz sonuçta...kocanı aynı şekilde sevmeye devam et ve sendeaynı zamanda kendini geliştirecek yada nebileyim sana ekstra bişeyler katacak bir kursa yazılabilirsin..nacizane benim fikrim..
 
Aşağı yukarı bir yıllık evliyim.Eşimin sadece pazar günleri var izinli olarak ve de ben haftaiçleri günlük 3-4 saatlik bir çalışma içerisindeyim.Doğal olarak bir tek pazar günü adamakıllı bir plan yapabiliyoruz.Benim mantığım bu konularda çok düz; adam para için, ailesinin, çoluğunun çocuğunun rızkı, geleceği için, mecburiyet için, daha iyi günler için çalışacaksa çalışacaktır.Bu konuda mızmızlanan hatunları da hiç anlamam.Ama "Beni bekleme hanım, bu gece şurda içeceğiz,burda yiyeceğiz, pinpona başladım pazar günleri pinpon oynamazsam ölürüm, yamaç paraşütüne gideceğim yemeği ye,beni bekleme" gibi planlar bana göre değil.

"Efendim onun da bir hayatı var, yok o da eğlenmek ister" modernlikleri de bana göre değil.Biz ve de siz daha bir yıllık evliyiz, yapılacak çok şey, görülecek çok yer, paylaşılacak çok şey var.Daha birinci seneden keyfe keder planlar, projeler beni bozar.

Zaten üç günlük dünya, ben hayat arkadaşımla bir pazarı geçeremeyeksem, birlikte eğlenemeyeceksek ya da dinlenemeyeceksek ve o , o günü başkalarına ya da başka bir şeye ayıracaksa ben de onun bacaklarını ayırırım.

Güzel bir pazar kahvaltısı, yürüyüşler, birlikte film izlemek,birlikte bir kitap okuma saati bile aşkı tazeleyecek, özlemi giderecektir, ve yeni haftaya da pozitif bir biçimde başlatacaktır.

Bu x keyfe keder şeysinin yarışması olacak, yarışma öncesi extra çalışması olacak, x bilmemnesinden sonra akşama kutlaması olacak, bu esnada tanışılan yeni arkadaşlar meydana çıkacak, evde bu konuda extra şeyler izlenecek , belki evde bile bu konu hakim olacak ve üzerine çalışmalar yapılacak.. vs..vs

Amacım yangına körükle gitmek değil, ama içimden de "aman onun da hayatı var, alttan alın, haftanın 5 günü gece kafası 1500 geliyor, cumartesi eğitimi var gene aynı, bırakın pazar günü de eğlensin, sizin de hanım olarak göreviniz alttan almak "evet kocişim (bu lafa da ifrit oluyorum) " diyerek, ayaklarına sarılmak demek de gelmiyor.

Eleştiri ve negatif ışığımdan hala ölmediyseniz, "ben olsam ne yapardım?" şeklindeki önerim geliyor:
Öncelikle doğal bir reaksiyonla taş üstünde taş bırakmaz, emdiğini burnundan getirir (ağlayarak, bağırarak, yüzüne bakmayarak) bunlar sökmezse bu sefer , ben de cumartesi-pazar için x dans kursuna yazılır, minicik bir x dans eteği alır," madem sen yelkene, küreğe işte her neyse heves saldın, ben de sen yokken dansa gideceğim" derdim.Çizilen karakter her ne kadar modern , eğitimli zart zurt olsa da ben zannetmiyorum ki Türk bir erkek 2 karış etekle, yeni partnerlerle tanışılan bir ortama hatunu rahatça yollasın.Sonuçta iki tarafında rahatsızlıkları dile getirilir ve deniz ve dansın birleştiği bir organizasyona birlikte katılma kararı alınabilir (misal)

Özetle bencillik değil yaptığınız bana göre, tamamen doğal ve haklı bir bakış açısı.
Umarım en kısa sürede bu krizi atlatır, gülümseten sonucu bizimle paylaşırsınız.

Yorumunuza ve ifadelerinize bayıldım. Eğer sonuç alınamazsa önerdiğiniz çözüm en makulu bence de. Madem beyfendinin yeni heycanları var neden benim de olmasın derdim ben de.
 
Senin yazdıklarında kendimi gördüm resmen derinss.. 3 yıllık bir ilişkim var 5 aydırda sözlüyüm. Ben durumu biraz daha abartıyorum bazen, iş dışında zamanının tamamını benimle geçirmesini isterim.Nasılki ben sürekli onunla beraber olmayı istiyosam bu beni çok mutlu ediyosa,aynı şekilde onun da bu duyguları hissetmesini isterim. Eğer benim gibi düşünse zaten ne halı saha maçına ne arkadaşa ihitiyacı olmaz diye düşünürüm,bulduğu en ufak bi boş vakti bile benimle değerlendirsin içinden böyle gelsin isterim.Aksini düşünmek beni çok yorar ve de sanki benim onu sevdiğim kadar onun beni sevmediğine inanırım,çünki eğer benim onu sevdiğim kadar sevse o da benim gibi düşünür benden başka bi hayatı olmaz!! Benimki biraz abartı ve hastalıklı bi düşünce olabilir ya da neyse artık bilmiyorum. Ama evlenince nasılsa hep beraber olucağımız için böyle bi sorunum olmaz diye düşünüyodum ama anladımki evlendikten sonra ben de bu tarz konular açabilirim :18:

Arkadaşım seninki biraz tehlikeli,bence evlenmeyi beklemeden kendini törpüle..
Evlendikten sonra artık evliyiz nasılsa her gece benimle uyuyor diye bakamıyor insan konuya.
Adam evde yok neden evlendik ki diyor..?
 
:37::37:

ben 12 yıllık evliyim bence ikinizde bencil davranmışsınız
sen çok tepki vermişsin erkekler çabuk bunalır sıkılaı daha sakin olmalısın
eşine gelince sonuçta zorunlu değil pazarı sana ayırabilir
benim eşim serbest çalışıyo cumartesi yok pazarlarıda kayınvalidema gideriz ordan çıkıncada müşterilere uğrar 12 yıldır bu böyle
insan herşeye alışıyo yeni olduğun için senin gücüne gitmiş
ilk başlarda benim de gücüme giderdi alıştık
hatta bazen eşime takılıyorum annen ölse pazar günü naparız biz diye :37::37:

Yaşadıklarınız gerçek sizin hayatınız ama işte olması gereken bu mu bilmiyorum.
Evlilik bu mu yani,olağanı bu mudur?
Benim bu hale gelmem için sevgimi tüketmem gerek..O zaten tüketmiş gerçi..
Alışmak istemiyorum direnmek istiyorum,bunları okudukça gerçek hayatları daha çok karamsarlığa düşüyorum.
 
canım benim bende daha 4 aylık evliyim,ilk başta böyle bir tepki vermiş olabilirsin ama şunu söylemek isterim ben,eşin ne güzel çalışıyor sana iyi bir hayat sunuyor bak kendin diyorsunki gezmeme,para harcamama karışmaz,şiddet olmaz öncelikle bunlara bir şükret,bende bir ay öncesine kadar eşime heep niye benle daha çok ilgilenmiyosun falan diyee başına ekşiyodum aynen senin gibi ama adamcağız çalışıyor ben işten ayrıldım hiçbirşeyimi eksik etmedi aynen seninki gibi ne desem yapıyor düşündümki hakkını yemiyeyim adamda bi rahat etsin,bence sende kocana bi sosyal aktiviteyi çok görme,bbizler şimdi evde olduğumuz için tek uğraşacak noktamız kocamız oluyor ama bende kendime bu aralar kurs bakıyorum kpss kursuna yazılıcam,çünkü aynı zamanda yaşanılması gereken bir hayatta var,kendi başımızada biir bireyiz sonuçta...kocanı aynı şekilde sevmeye devam et ve sendeaynı zamanda kendini geliştirecek yada nebileyim sana ekstra bişeyler katacak bir kursa yazılabilirsin..nacizane benim fikrim..

Yüzüne demesem de hep şükür ederim eşim açısından..
Genel olarak sevgi doludur,cuma sabah işe giderken bile öpmekten birbirimizi çıkamadı kapıdan bir türlü..
ama akşam böyle bir haberle geldi,hayatını yaşamak istiyor ve bensiz.
teşekkür ederim fikrin için
 
Merhaba,
Kadınlar Kulübüne yaklaşık 3,5 yıldır üyeyim kimilerine içten kimilerine itici gelen nice yorumlarım oldu.
Bugüne kadar bu derece canımı sıkan bir konuyla karşılaşmadığım için konu açma gereği duymadım.
Sizden isteğim kendinizi benim yerime koyup düşüncelerinizi paylaşmanız ama belirtirken evli,bekar veya kaç yıllık evli olduğunuzu da eklerseniz çok sevinirim. Düşüncelerinizi yaşanmışlıklarınızla birlikte değerlendirmek istiyorum.Sakın bir ayrıma gideceğimi sanmayın sadece düşüncelerinizi bana daha faydalı olması için bu bana gerekli.

Yaklaşık bir yıllık evliyim,3 yıllık bir flört döneminden sonra gayet coşkulu mutlu bir şekilde evlendim.Ve evliliğimde genel olarak ilk yıllar çıktığı iddia edilen kişilik çatışmalarını yaşamadım.Eşim eğitimli,nazik,düşünceli sevgisini bazen bir demet çiçekle bazen çok sevdiğim çikolatayla bazen güzel bir seyahatle gösteren biri.Gezmeme,para harcamama,sosyal ilişkilerime karışmaz.Kötü söz,şiddet,ihanet bunlar ilişkimizin yakınında bile geçmemiştir Allah herkesin evinden ırak etsin.Çevre tarafından şanslı sayılırım zira ben ona nazaran biraz da dominant ve sert micazdayım.

Bunlara karşılık eşim inattır. Birşeyi yapmak istemiyorsa boğazını kesseniz yapmaz ve sizin o çırpınışlarınızı dikkate almaz. İlk zamanlar bu yönüne çok takılsam da ki bu üç yıllık flörtte bu kadar etkin değildi şimdilerde pek önemsemiyorum. Eşim haftanın 5 günü çalışır ve iki gün tatili vardır. Kasımdan beri cumartesi günleri yüksek lisans için okula gidiyor. Bir tek pazar günümüz var. Telaşla özlemle o günün tadını çıkartmaya çalışıyoruz. İşin özü onu çok özlüyorum ve o gün de olmasa boğulurdum sanıyorum.Fakat bugün bana yepyeni bir haber ile geldi. Yelken klübü kurdular şirket olarak ve pazar günleri onun eğitimleri başlıyormuş.Haberi duyduğum anda çöktüm,istemsiz bir şekilde ağlamaya başladım. Sonra duruldum eşim bu arada çok kızdı.Konuyu büyüttüğümü söyledi.Y.Lisans ın temmuzda biteceğini fedakarlık yapmam gerektiğini ve bencil olduğumu iddia etti. Bu arada sofraya oturduk.Ben ağlamıyor yemeğimi yiyordum o konuyu tekrar açtı herkes katılıyor onlar evli değil mi ben neden gitmeyeyim ne kadar anlayışsızsın vs dedi.Patlamamak için kendimi tutuyordum. En sonunda çocuk gibi davranıyorsun ,zaten her akşam görüşmüyor muyuz dedi..? Yıkıldım insan karısına bunu nasıl söylerdi.Ağzımda yemek inanın delirdim gözüm döndü,sofrayı sanırım dağıttım o esnada,tabaklar,bardak sürahi herşey kontrolsüz bir şekilde ağlamaya başladım.Kendimi yatak odasına kitledim ve yaklaşık 1 saat ağladım akabinde dua ettim ki beni başka birşey sakinleştiremez. O bu sırada dondu kaldı,evliliğimizde ilk kez böyle bir durum yaşıyoruz. Odaya girmek istedi,giremeyince gitti.

Kendime geldiğimde mutfağı topladım,yemek yedim.Pc'yi aldım ve tekrar yatak odasına geldim kapıyı da kitledim.Yüzünü o sofraki saniyeden sonra görmedim.görmek dahi istemiyorum.Odaya gelmeye çalıştı,öyle ki kapının kilidini bile sökmeye çalıştı ama başaramadı.Ne yapacağımı bilmiyorum ben evliliğin gerçek yüzüyle şimdi mi karşılaştım? Yapayalnız ne yapacağım haftalar boyu,bencil biri miyim? Yoksa haklı mıyım? Kendimi böyle terkedildim bir köpek yavrusu gibi hissediyorum.Kaldı ki evde köpeğiniz sizi bekliyorsa ona bile koşa koşa gidersiniz. Sanırım eşim beni artık yeterince sevmiyor.Dipteyim ve ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilmiyorum..

Olumlu olumsuz özgürce yorum yapın.Bu konunun açılış amacı asla pohpohlanma arzusu değildir.Destekleriniz elbette çok kıymetli ama haksızsam sonuna kadar eleştirin..

Uzun oldu dilerim benim hatrıma okursunuz ..Şimdiden teşekkür ederim :71:

nekadar çok cevap almışsınız anında, cevaplarıda okumadan yazıyorum. sizi kendime benzettim işin doğrusu, size hak veriyorum. çok sevince ne yazıkki öyle oluyor. ben hiçbir kursun veya kariyerin mutlu bir aileden, huzurdan daha üstün olduğunu sanmıyorum. şu herkes özgürdür eşlerin birbirlerini kısıtlamaya hakkı yoktur fikrinide sevmem, elbette zaman zaman kısıtlamalar olacak, bu birlikte yaşamanın kuralıdır. tabi mantıksızlıklardan uzak kalmak kaydıyla... eğer ben senin yerinde olsam aynı tepkiyi verirdim... işin diğer yönü ise şu tatllım, evet ne yazıkki erkekler az çok böyle, zaman zaman aile hayatlarını ikinci plana atıp bencilce davranıyorlar... eşin inatçı ise senin bağırman birşeyi değiştirmeyecektir, benim eşimin iş yerinde müdürü işi bırakacaktı, nekadar korktum eşimi müdür yaparlarsa diye, çünkü o takdirde eşimin yüzünü doğru dürüst göremezdim, alacağı maaş umrumda değil, tek istedğim huzurlu mutlu bir aile ortamı, bunu hiçbirşeye değişmem...
 
Amerikalı bir zengin işadamı, bir iş seyahati sırasında küçük bir Meksika köyü kasabasına uğrar. Limanda gezerken, ağzına kadar balık dolu küçük bir teknenin içinde oturan bir balikçı dikkatini çeker. Merakla yanına yaklaşır ve sorar:

"Merhaba, bu balıkları yakalamak ne kadar zamanını aldı ?"

Balıkçı, tümünü bir-iki saate yakaladığını söyler.
Yabancı adam bu kez, niçin daha uzun sure kalıp, daha fazla balık yakalamadığını sorar. Balıkçı, ailesinin geçimi için bu kadarının yettiğini soyler. Amerikalı işadamı merakla balıkçıya kalan zamanını nasil geçirdiğini sorar. Balıkçı anlatır :

"Geç vakit yatarım, sabah birazcık balık yakalarım. Sonra cocuklarımla oynarım,oğlende de karım Maria ile biraz siesta yaparım. Akşamları, amigolarla beraber gitar çalip şarap içeriz, eğleniriz. Dolu ve meşgul bir yaşantım var senyor."

Amerikalı gerinerek,

"Benim Harvard'dan MBA'm var ve sana yardım edebilirim. Balık tutmak için daha çok zaman ayırmalı ve daha büyük bir tekne ile calışmalısın. Bu tekneden elde edeceğin gelirle daha büyük tekneler alırsın. Kısa surede bir balıkçı filosuna sahip olursun.Böylelikle, yakaladığın balıkları aracılara değil, doğrudan doğruya işleme tesislerine satarsın. Hatta kendi balık fabrikanı bile kurabilirsin. Balıkçılık sektöründe bir numara olursun."

Ve Amerikalı devam eder,

"Tabii bunları yapman için öncelikle bu küçük balıkçı kasabasini terk edip Mexico City'ye, daha sonra Los Angeles'e ve en sonunda holdingini genişletebileceğin New York'a yerleşirşin."

Balıkçı düşünceli vaziyette sorar,

"Peki senyor, bu anlattıklarınız ne kadar zaman alır ?"

Amerikalı yanıtlar,

"15-20 yıl kadar."
"Peki bundan sonra senyor ?" diye sorar balıkçı...

Amerikalı güler,

"Simdi anlatacağım en iyi tarafi! Zamanı geldiğinde, şirketini halka açarsın ve şirketinin hisselerini iyi paraya satarsın! Kısa zamanda zengin olup milyonlar kazanırsın !"

"Milyonlar ?" der. Meksikalı, "Eee...sonra senyor ?"

Amerikalı,

"Ondan sonra emekli olursun. Geç vakitlerde yatabileceğin küçük bir balıkçı kasabasına yerleşirsin, istersen zevk icin biraz balık tutarsın, cocuklarınla oynayacak, karınla siesta yapacak zamanın olur,aksamları da arkadaslarınla şarap içip, gitar çalarsın. "


"peki sen benim şimdi ne yaptığımı sanıyorsun?"

şarap kısımlarını tabiki çıkartırsak :82: bu hikayeyi seviyorum. dünya hayatı kısa, elbette kariyerde yapılır, vs, insanın kendini geliştirmeside güzeldir, boş insanı sevmem, dolu olmak gerekir, ama bunu aile hayatını bir kenara atmadan yapmanın bir yolunu bulmak lazımdır...
 
derinsscim verdigin tepki bencillik ya da haklisin diye birsey soyleyemeyecegim.
cunku ayni huy ve yasadigin durum bende de var.
bu durumun ne oldugunu ben de cozemedim ama zaman zaman kendimi haksiz buldugum da oluyor.
ben 3 yillik evliyim.8 aylik da bebegim var.evliligimizin ilk senesi mukemmeldi.surekli gezmeler tozmalar.plansiz hareket etmeler,aklimiza estigi gibi yasardik.
ben yurtdisinda yasiyorum.
esim yabanci.burda hic cevrem yok.daha dogrusu cevrem var ama onlar da calisiyor.
ben sadece esime umit baglamis durumdayim.
esim,cumartesi ogleye kadar calisir pazarlari calismaz.(di)
bir kac ay oncesi is arkadasiyla ek bir is kurdu.
arkadasiyla is kurma karari aldigi zaman benimle konusmaya baslayinca kiyametleri kopardim.
cunku is yerinin hazirligi bilmem nesi,malzemesi osu busu herseyini sadece bos olduklari c.tesi ve pazar gunleri yapacaklar.
dedigin gibi evde bardak canak comlek hicbisey saglam kalmadi :27:
zaten bebekle beraber disari fazla cikamiyorum,hatta hic cikamiyorum.zaten hava buz gibi.
yok sen beni bosluyosun,benim derdim ne para ne baska bisey.ben sadece seninle olmak istiyorum,
senin icin taa buralara kadar geldim sen sadece isi dusunuyosun (ki oyle bisey yok geberir benim ve cocugumuz icin)
ama iste sinirden agzima geleni sayiyorum.
esim tam anlamiyla bi melek.cidden bu yaptigimi haketmiyo belki ama sadece ona sahip oldugum gunlerde simdi ortada olmuyo.
her pazar ayni kavga hala degismedim,alisamadim.
seni cok iyi anliyorum.aksamlari iyi vakit gecirin diyen arkadaslara da burdan soyluyorum:
gun icindeki tempodan,onun yogun calismasindan,benim bebekle ugrasmamdan,onun is yerinden kafasi bi dunya gelmesinden dolayi cidden aksamahic bir plan yapamiyorsun.
heralde en dogrusu bu duruma biraz anlayis gostericez ya da alismaya calisicaz.
 
Her türlü görüşe saygım var. Kaldı ki bu tavrımı annem duysa mesela sizin tepkinizi verir.Garipsemiyorum yazdıklarınızı Ama kendi zevkini bana sormadan yapamıyor diye soğuyacaksa ,soğur gibime geliyor. yani soğur mu soğumaz mı türünde erkek endeksli bir ilişki olmadı hiç bizimkisi.. ikimizde mutlu olmalıydık ki o yüzden evlendik. ama şimdi sadece o mutlu

kendi zevkini size sormadan yapamıyor diye soğumak değil benim demek istediğim....sizin bu ani ve sert tavırlarınız karşıısnda soğuyabilir ....erkekler kadının bu tarz sert tavırlarından hoşlanmazlar daha naziklik ve yumuşaklık ararlar tecrübeyle sabittir..ne zaman böyle davransam kaybettim fakat tam tersi durumu yapsam güler yüz tatlı söz misali işte ozaman kazandım derinss ..ben belki olayı biraz daha başka yönden ele aldım çünkü konuyu okuyunca direk senin tavırların dikkatimiçekti hatta bukadar büyük bir tavrı hakeden bir olay aradım konunda ama inan bulamadım...kendini yıpratma boşuna
 
selam derinss..
bende 4 yıllık evliyim 2 yaşında bi oğlum var:)

çok çok haklısın aslına bakarsan..ama verdiğin tepki çook çook fazla bence..
seni alıyorum mallesef bende eşimin bütün halim selimliğine karşı çook baskınım ve bu bazen hata yaptırıyor insana..
ama anledığım kadarıyla seni bu olaydan çok, bundan sonra hep böyle mi olacak evliliğimiz eskidimide böyle gibi vs vs düşünceler telaşlandırmış..

ama benim şu 4 yılda öğrendiğim insanın yapısı neyse oldur onu sakin ve dikkatli bi şekilde biraz yönlendirebilirisin ama temel taşlarla oynamadan..

ve gerçekten bu sevginin bi göstergesi değildir tamamen yapı..

benim babam acaip özgürdür o kadar çok ülke gezdi annemsiz..
benim eşimde bensiz şurdan şuraya gitmez..
mesela şirket kahvaltı yapar kurumsal niye eşler katılamıyor diye işin peşini bırakmaz..
ama bu birinin daha çok sevdiğini ve önemsediğini göstermiyor..
adamın yaşam tarzı neyse o..
 
canım yaa sıkma canını.. eşinin seni tanıdığını düşünüyorum gönlünü almasını bilecektir.. örneğin;başka birisi olsaydı onun yerine vurur kapıyı çıkar gelmezdi eve ama eşin öyle yapmamış..
 
Ben nişanlıyım...
Bazen istemesekte aşırı reaksiyonlar gösterebiliyoruz, bende senin gibi dominant bir yapıya sahibim. istemediğim birşey olunca huysuzlaşıyorum .. alışık olduğun, size ait özel bir gününüz var elbette.. birazcık sabır edeceksin yani yine sabır etmek biz bayanlara düşüyor :)

Nişanlım araba almak istiyor bana bugun dediki araba bakmaya gideceğim. biz hafta içi çalışıyoruz birtek cumartesi günümüz yarım gün birde pazarımız tatil. zaten pazar günü kişisel bakım , ev ile geçiyor.. bize sadece cumartesi kalıyor bugünü araba almakla geçirmek istiyor :) bozulmadım mı ?? elbette bozuldum, huysuzlandımda :) çunki hafta arası istediği saatte araba bakmak için zamanı var.. çok zor şartları yok iş hayatında dışarıya çıkamama gibi.. ama demekki arada kendilerine ait zaman istiyorlar :)
 
Yaşadıklarınız gerçek sizin hayatınız ama işte olması gereken bu mu bilmiyorum.
Evlilik bu mu yani,olağanı bu mudur?
Benim bu hale gelmem için sevgimi tüketmem gerek..O zaten tüketmiş gerçi..
Alışmak istemiyorum direnmek istiyorum,bunları okudukça gerçek hayatları daha çok karamsarlığa düşüyorum.

diren tabi ama büyük ihtimal o yine istediğini yapacak ama yapacağı şeyin süresi azalacak kalan vaktide sana ayıracak
pek ayrıntıya girmedim sıkmayım diye cumartesi öğleden sonrayı bana ayırmıştı hafta içide ikimizinde uygun olduğu saatleri bizimle vakit geçiriyodu
erkekler yapacakları şeye kesin iki arada bir derede vakit ayırıyo bu anne,maç ,yelken,arkadaşlar ne olursa olsun sen sakin ve net dur karşısında
öyle bişey yapki ben eşimi boş bırakmayım ortak bişey yapalım desin
affına sığınarak bişey söyliycem sen çok ilgi düşkünüsün galiba çocuğun olunca hiç bana vakit ayırsın diye bişey olmuyor
 
derinss öncelikle herşey gönlüne göre olur yakında zamanda inşlh.
bende saan hak veriyorum sende eşinle sadece haftada bir gün doyasıya vakit geçirmek istiyosun..belki eşinde kulübe gitmeyi çok istemiyodur ama arkadaşlarının laf etmesinden çekiniyodur.belki şçyle olsaydı daha az kırılır üzülürdün..ilk başta sana sorsaydı senin fikrini alsaydı...sayfaların hepsini okuyamadım ama y.lisans kulüb bunların süresi ne kadar :26:
yani fazla bir zaman yoksa belki bi kaç ay dayanabilirsin :)
ve eşine sinirlenmeden gayet sakin bir biçimde neden sana hiç sormadığını
ve içinden geçen duyguları nedne bu kadar kırıldığını üzüldüğünü anlatmalısın.erkekler bizler gibi inceden düşünemiyo malesef :) bunun için anlatman lazım.

he ayrıca bunları sana 2,5 yılllık evli
eşimin işi nedeniyle ne cumartesi ne pazarı
ne bayramı ne yılbaşı tatili olan birisi olarak yazıyorum:97:
beterin beter var yani :)
 
Zaten bu haber gelmeden önce de yüksek lisans meselesi yüzünden az görüşüp birlikte az şeyler yaptığınızı düşünüyordun herhalde ki canım, bardağı taşıran son damla olmuş pazar gününün elinden gitmesi. Normalde o kadar tepki vermezdin belki ama katlandığından fazlasına katlanamayacağını anlamışsın. Temmuzda tamamen bitiyor mu doktora falan düşünmüyor değil mi? Eğitimden sıyırırsam açımı, eşin sosyalleşmeyi seven bir insan bu belli. Senin de belki o kadar meşgalen olsa görüşememekten yakınmayacaksın. Her akşam aynı insanı görüp hafta sonları da onunla olmak ki ölene kadar evli kalmak istediğini düşünürsek bu baya baya aidiyettir. Kimseden bunu talep etmememiz gerektiğini anlamamız gerekiyor. Zaten senin zorlamanla olunca o bunu külfet gibi görecek ve işler inan bana daha kötüye gidecek. Şöyle bir felsefe vardır: birbirini gerçekten seven insanlar el ele tutuşup güneşin batışını izlerler; ama birbirini sömüren insanlar, geçici aşıklar, devamlı birbirlerini izledikleri için güneşin batışını kaçırırlar diye… Dahası bu beklentiler içeren aşk yalnızlıkta baş gösterir. Sen ondan daha çok şey umuyorsun diye daha fazla seviyor değilsin.
Birileri bize yeteri kadar ilgi göstermediğinde üzülürüz hatta yok olmak isteriz. Neden peki? Hayvanlar aleminde birbirinin sırtını sıvazlayan tipler var mı mesela, yok. Peki biz neden bu kadar talepkârız? Bunlar zihnin oyunları. Gerçekte ihtiyaç duymuyoruz aslında. Düşünmeyi bıraktığın an şimdiyi yaşar ve mutlu olursun. Senin dua ederken sakinleşmen gibi.
Sonuç olarak demek istediğim şey, hiç olmazsa temmuza kadar daha sık görüşmeyi beklemeden sev.
 
Bence bu isteğiniz hiç abartı değil ben bekarım ama sizi anlayabiliyorum kimse günlerini yalnız geçirmek için evlenmiyor bekarken zaten bu anlamda yeterince yalnız olmuyor mu insan?eşinizin fazlaca meşgalesi olabilir ama evli olduğunuda unutup bencillik yapmamalı.
 
5,5 senelik evliyiym
4 sene boyunca yapışık ikiz gibi yaşadık diyebilirim
ayrı geçirdiğimiz zamanlar çok nadirdi herhalde ayda 1 kere felan olmuştur 4 yıl boyunca
bende senin gibiydim
eşim ayda 1 kere pazar günleri arkadaşları ile ava gitmek isterdi kendimi terkedilmiş bebek gibi hissederdim
bi köşeye çekilir üzüntümden kahroldum
sonra kızım oldu
çok şey değişti
eşimde, bende
artık eşim bana eskisi kadar zaman ayırmıyor
bende ona
kızım var artık herşeyden ve herkesden önemli
hafta içi akşamları ancak kızım uyunca eşimlen ilgileniyorum biraz romantik takılıyoruz felan
cumartesi akşamları o arkadaşları ile buluşuyor bi kaç saatliğine buda bikaç ay önce başladı
çok bozuldum çok tartıştık bu yüzden
ama vazgeçmedi
ben kızdıkça inadına daha uzun kaldı
artık umursamiyorum cumartesi günü kendime program yapiyorum onu dahi etmiyorum
bakıyorum biraz rahatsız bu durumdan, bazen cumartesi olunca ben bugün seninleyim gitmicem arkadaşlara diyor
bikere ona iyi bi ders verdim hiç unutmaz sanırım
aslında hiç bir programım yoktu o cumartesiyi evde geçirecektim
dediki ben bu akşam gitmicem istersen birlikte çıkalım biyerlere gidelim
dedimki aa kusura bakma biz arkadaşlarlan buluşcaz avmde ama madem evdesin kıza sen bak bidaha babannesine getirmim akşam akşam
bi bozuldu bi bozuldu
iyi ders oldu ona ohhh
demem o ki adamı sıkma
çok fazla bunaltma
kafasına koydurysa zaten yapacaktır
hata birazda sana inat olsun diye yapar
o yüzden sen o eğitimelere gittiğine kendine program yap
arkadaşlarınlan buluş gez toz
ama eve ondan geç gelmeye özen gösterki sanmasınkı o gezecek tozacak sen evde onu bekleyeceksin
hata aradığında telefona biraz geç cevap ver işte müsait değildim gibilerinde hava yarat
benim eşimde çok işe yariyor bu tür şeyler iligisinin azaldığı yerlerde bu tür taktikler uyguluyorum hemen kendine geliyor
 
Derinsim kesinlikle bencil olduğunu düşünmüyorum. Kızmakta da üzülmekte de çok haklısın.
Sadece tepki şeklin yanlış olmuş, sert olmuş.
Sen böyle kendini kapatıp uzaklaştıkça bu sorunu içinde daha çok büyüteceksin.
Büyüdükçe de daha içinden çıkılmaz bir hal alacak.
Büyük ya da küçük bir tepki verdikten sonra çok uzatmayıp iletişim kurabilecek bir ortam sağlasaydın keşke.
Gidip sen konuşsaydın ya da sarılsaydın demiyorum ama en azından odadan çıksaydın.
Hele bir tartışma nedeniyle yatak ayırma düşüncesi benim en kızdığım şeydir.
Keşke bunu hiç yapmasaydın!
Sen kapıyı açınca bir şekilde zaten iletişime geçip bekli daha sakin konuşacaktınız.
İşleri biraz zora sokmuşsun canım.
Tepkinin bir günlük olmadığını, son zamanlarda evde çok sıkıldığını biliyorum.
Açıkçası eşinin bu konuda bencil davranmış olduğunu da düşünüyorum ama bu konunun sevginizi, evliliğinizi sorgulayacak boyutta olduğunu düşünmüyorum.
Biz kadınlar çok derin düşündüğümüz için erkeklerin dümdüz baktıkları bir olayı çetrefilli bir hale sokabiliyoruz.
Eşinin "sadece bir gün gerçekten hoşlandığım bir şeyi yapmak istiyorum ama o bencillik yapıyor" diye baktığı bir konuya sen evliliğin ne olduğu, sizin evliliğinizin ne durumda olduğu, seni eskisi kadar sevip sevmediği sorularını ekleyerek kocaman bir soru yığını haline dönüştürüyorsun.
Eşine bunlardan bahsedecek olsan yelken kulübünden buralara nasıl geldiğini anlamayacaktır bile.
Demem o ki ne kadar becerebilirsin bilemiyorum ama olaylara -en azından bu olaya- biraz daha yüzeysel bakmaya çalış.
Bu kadar derin düşünme.
Bu konu bütün hayatınızı, gelecekte alınacak tüm kararlarınızı etkilemeyecek.
Bu düşünceyi akllından sil.
Siz birbirinizi sevdiğiniz için, bir hayatı paylaşmak için evlendiniz.
Sevgi bir durumla ölçülebilecek bir şey değildir.
Lütfen kafandaki soru sayısını daha fazla çoğaltma.
Bazen sadece soru sormadan kabullenmek gerekiyor.
Gelişmeleri bildir bize. :54:
 
Back
X