- 19 Mayıs 2020
- 46.461
- 207.907
-
- Konu Sahibi aycoregimisali
- #461
Valla o insanca dedikleriniz epey bi lüks oldu artık, adamın aldığı 9 bin, arkasında sizin gibi babası yoksa o adam şimdiye ne biriktirdiyse onu koyacak önünüze. Belki tatmin edici bir birikimi yok, ne bileceksiniz? Sadece maaşı biliyorsunuz. Bizim eve daha fazlası giriyor ama geçinebilmek için kılı kırk yarıyoruz, öyle düşündüğünüz gibi değil o işler.Amacım zengin koca falan değil onların da beklentileri farklı oluyor sonuçta.
İnsanca yaşayabilmek istiyorum bahsettiğim şeyler lüks şeyler değil ayda yılda bir çıkılan yemek sonrası taksiye binmek gibi…(ki ortalama bir mesleğin kazancıyla bunlar yapılamıyor mu? Konumuzdaki kişininki gibi mesela? ) (ben varken yapmamayı sevmiyorum varsa var yoksa yok yani benim mottom)
Bir üye yazmıştı adam sürekli yemeklere çıkıyorsa ağzı mı artık yandı diye o mantıklı geldi ancak öyleyse anlayabilirim ama diğer türlüsü mantıklı gelmiyor
Anladım peki gelecek için bu hep böyle mi sürecek sizce düzelecek mi?Valla o insanca dedikleriniz epey bi lüks oldu artık, adamın aldığı 9 bin, arkasında sizin gibi babası yoksa o adam şimdiye ne biriktirdiyse onu koyacak önünüze. Belki tatmin edici bir birikimi yok, ne bileceksiniz? Sadece maaşı biliyorsunuz. Bizim eve daha fazlası giriyor ama geçinebilmek için kılı kırk yarıyoruz, öyle düşündüğünüz gibi değil o işler.
E siz taksi cevirseydiniz,eve kadar taksiyle gitseydiniz. Zorla otobüse mi bindirdi ki?Yani beni niye bu kadar kötülüyorsunuz anlamadım ama abarttığınız gibi değilim.
Bunu söyleme sebebim şuydu o gün çok yağmur yağıyordu ve yürüdüğümüz otobüs durağı çok kalabalıktı (istanbuldayız) saat 10 olmuştu hava kapkaranlık mesela ben o an yemekten sonra eve taksiyle gitmek isterdim ama o da otobüse bineceği için birlikte durağa yürüdük. Samimi bir arkadaşımla olsaydık mesela taksiye binerdik gibi böyle noktalardan bahsediyorum.
Ben her gün işe taksiyle gitsin demiyorum tabi ki toplu taşımayla gidilir ama akşam yemeği buluşması sonrası o yağmurun altında taksiye binmek daha iyi olurdu (üstüm de şıktı)
Bu noktalar önemli bence. Sizce? Bu konuda bana hak veriyor musunuz?
Böyleleri bir de evlenince bir ton sey bekler 'erkekten' sonra da 'su kadar maaşı var,onca sene çalışmış. Hiç mi birikim yapmamis' derValla o insanca dedikleriniz epey bi lüks oldu artık, adamın aldığı 9 bin, arkasında sizin gibi babası yoksa o adam şimdiye ne biriktirdiyse onu koyacak önünüze. Belki tatmin edici bir birikimi yok, ne bileceksiniz? Sadece maaşı biliyorsunuz. Bizim eve daha fazlası giriyor ama geçinebilmek için kılı kırk yarıyoruz, öyle düşündüğünüz gibi değil o işler.
Yani beni niye bu kadar kötülüyorsunuz anlamadım ama abarttığınız gibi değilim.
Bunu söyleme sebebim şuydu o gün çok yağmur yağıyordu ve yürüdüğümüz otobüs durağı çok kalabalıktı (istanbuldayız) saat 10 olmuştu hava kapkaranlık mesela ben o an yemekten sonra eve taksiyle gitmek isterdim ama o da otobüse bineceği için birlikte durağa yürüdük. Samimi bir arkadaşımla olsaydık mesela taksiye binerdik gibi böyle noktalardan bahsediyorum.
Ben her gün işe taksiyle gitsin demiyorum tabi ki toplu taşımayla gidilir ama akşam yemeği buluşması sonrası o yağmurun altında taksiye binmek daha iyi olurdu (üstüm de şıktı)
Bu noktalar önemli bence. Sizce? Bu konuda bana hak veriyor musunuz?
Çareyi İstanbul' dan gitmekte bulduk. Allah akıbetimizi hayr etsin.Anladım peki gelecek için bu hep böyle mi sürecek sizce düzelecek mi?
zaten gözüne bu kadar batmasının sebebi de soğumuş olman.Her kelimeye katılıyorum.
Durağın kalabalık olması da covid ve geç saat olmasından dolayı sevmiyorum açıkçası gündüz buluşma olsa tabi ki öyle yaparız ki yaptık da.
Hesap kısmında böyle iticilik olmasaydı bu gözüme belki batmazdı ama orada zaten buz gibi soğudum.
Evet haklısınız hayatı yaşamak istediğimiz şekil açısından denk değiliz.
Ve dediğiniz gibi ekonominin bunda çok büyük bir rolü var doğru.
İstanbul gibi yerde 9bini ne sanıyorsunuz ki merak ettim.Amacım zengin koca falan değil onların da beklentileri farklı oluyor sonuçta.
İnsanca yaşayabilmek istiyorum bahsettiğim şeyler lüks şeyler değil ayda yılda bir çıkılan yemek sonrası taksiye binmek gibi…(ki ortalama bir mesleğin kazancıyla bunlar yapılamıyor mu? Konumuzdaki kişininki gibi mesela? ) (ben varken yapmamayı sevmiyorum varsa var yoksa yok yani benim mottom)
Bir üye yazmıştı adam sürekli yemeklere çıkıyorsa ağzı mı artık yandı diye o mantıklı geldi ancak öyleyse anlayabilirim ama diğer türlüsü mantıklı gelmiyor
o kelimeleri kullananlardan biri de benim.Adama güçsüz falan deniliyor denk değil deniyor niye anlamadım o güçsüz de siz mi güclusunuz.
Yorumun bu kısmını okuyunca aklıma this is us'ta jack ile rebecca'nin ilk bulusmasi geldi. 1970'ler. Rebecca zengin bir ailenin biricik kızı. Jack ise ..sadece Jack:)Sizin beklentilerinize cevap veremeyecek kişilerle olmayın bu bence sizin sorununuz adamın arabası yok belki taksiye para vericek parası yok belki yemek parasını arkadaşından borç aldı
Başkası olsa o yağmur da ıslanmak bile romantik gelir yada bir köfte ekmek
Adamın beklentisini bilmiyoruz ama belki kira,fatura, yol masrafı ve market masrafindan sonra eline bir şey bile kalmıyor pek.o kelimeleri kullananlardan biri de benim.
denk değili beklentiler açısından söyledim, konu sahibinin beklentileri bir tık daha üstte bence.
güç konusuna gelince, güçsüz sayılmaz ama kendini güçsüz göstermiş adam. güçsüz göstermeyi sadece maddi anlamda değil olayı yönetme açısından da güçsüz buluyorum. aklını kullanabilen bir erkek 2. buluşmada flörtüne 300 liralık hesap için nasıl yapalım demez. kendi karizmasını kendisi çizmiş. hesap bölüşülmez mi tabii ki bölüşülür ama ikinci buluşmada bölüşülmez. bu adam ya bugüne dek bu tip şeyleri önemsemeyen kadınlarla beraber oldu ya da racon bilmiyor.
Yorumun bu kısmını okuyunca aklıma this is us'ta jack ile rebecca'nin ilk bulusmasi geldi. 1970'ler. Rebecca zengin bir ailenin biricik kızı. Jack ise ..sadece Jack:)
Aşık olduğu kızı lunaparka davet ediyor. Ama cebinde sadece kazandığı 9 dolar var. Kendince hesap kitap yapıyor, lunaparkta takılıyorlar, oyuncaklara biniyorlar, adım adım eskiliyor para. En son kadın 'aaa elma şekeri e bayılırım' diyor, son para da elma şekerine...derken deli gibi yağmur basliyor. Hemen şemsiye satıcısı görünüyor ama adamda bir peni bile yok harcayacak..önce 'kesilir gibi' diyor, yağmur daha da artıyor. 'ben yağmuru seviyorum' falan diyor ve tabii ki almıyor şemsiye. Kadın da Bön bön bakıyor, ne alaka diye. Öyle bitiyor ilk buluşmaları, rezil bir şekilde...
(Ama sonrasında bir yemek sonrası adam dünyanın en doğal şeyi gibi sofrayı toplayıp bulaşığa girisince kadın karar veriyor onla evlenmeye)
Belki de ay sonu buluşma tarihi,daha maaşı yatmamisti ve cidden karşılayacak parası yoktu,olamaz mı?
Bence konu sahibi cok fazla madde odaklı.
Bir de insana sorarlar, acaba sen babadan zengin, evi arabasi,on numara maaşı olan, elibol, parayı saçıp savuran adamların beklentilerine ne kadar uyuyorsun diye.
ben de taksi meselesini okuyunca o anlayışın farklı olduğunu düşündüm zaten.Adamın beklentisini bilmiyoruz ama belki kira,fatura, yol masrafı ve market masrafindan sonra eline bir şey bile kalmıyor pek.
Belki ona da ailesi para verse çok rahat harcayacak, düşünmeden taksiye binecek.
Hesabi da kaçıncı buluşmaya kadar erkek ödüyor bilmiyorum.
Konu sahibi kendine denk birini arıyorsa zengin birini bulmalı bu devirde onun denklik anlayışı farklı, taksi meselesini okuyunca emin oldum.
Sonradan zengin olmuş birini bulabilir belki. Diğer türlüsü zor geldi bana
Yok, onlarda yağmur yokmuş. Sadece saat geç olmuş, geç dediği de İstanbul'da 10Taksiye bin in bizim burda 25 tl istanbul gibi bir yerde in bin 100 tl parası yoktur yukarda dedim belki yemek parasını bile borç aldı seni mutlu etmek istedi
Bu kadar bencil olmak ne bileyim yağmur bi senin üstüne yağamadı
Oda ıslandı
Ayrıca tuz değilsin ki eriyecekmisin
yağmur varmış.Yok, onlarda yağmur yokmuş. Sadece saat geç olmuş, geç dediği de İstanbul'da 10
zaten gözüne bu kadar batmasının sebebi de soğumuş olman.
ne olursa olsun daha ikinci buluşmada 300 lira hesap görünce nasıl yapalım diye sorulmaz kadına.
ha samimiyetin artar o zaman bölüşürsün ya da sen de ödersin, asla problem değil, olmamalı.
adam hatayı orada yapmış, ağzıyla kuş tutsa artık senin gözünde yok bence.
akıllı bir adam değilmiş bu kadar basit. akıllı adam ne öyle bir cümle kurar ne de bu konu yüzünden kendini güçsüz gösterir.
taksi olayı abartılacak bir durum değil. zaten hoşlanmış olsan dert etmezdin. birini beğenmediysen her şeyi gözüne batar. beğendiysen kusurları görmezden gelirsin.
benim karşıma zamanında sohbeti harika, akıllı, kibar, efendi, işi gücü düzgün biri çıktı. çok da hoşlandı benden, bayağı uğraştı etti. ama adamın tırnakları pisti biraz ve sırf bu yüzden çizdim üzerini. çünkü ben çok dikkat ederim temizliğe. kimisi de böyle senin gibi taksidir şudur budur tarzı şeylere dikkat eder. şimdi o adam beni taksilere bindirse, 1000 liralık hesabımı ödese ne fayda? soğumuşum, hoşlanmamışım. sonuçta hayatımıza birini alıyorsak daha iyi hissetmek için alıyoruz, dert etmek ya da
zaten gözüne bu kadar batmasının sebebi de soğumuş olman.
ne olursa olsun daha ikinci buluşmada 300 lira hesap görünce nasıl yapalım diye sorulmaz kadına.
ha samimiyetin artar o zaman bölüşürsün ya da sen de ödersin, asla problem değil, olmamalı.
adam hatayı orada yapmış, ağzıyla kuş tutsa artık senin gözünde yok bence.
akıllı bir adam değilmiş bu kadar basit. akıllı adam ne öyle bir cümle kurar ne de bu konu yüzünden kendini güçsüz gösterir.
taksi olayı abartılacak bir durum değil. zaten hoşlanmış olsan dert etmezdin. birini beğenmediysen her şeyi gözüne batar. beğendiysen kusurları görmezden gelirsin.
benim karşıma zamanında sohbeti harika, akıllı, kibar, efendi, işi gücü düzgün biri çıktı. çok da hoşlandı benden, bayağı uğraştı etti. ama adamın tırnakları pisti biraz ve sırf bu yüzden çizdim üzerini. çünkü ben çok dikkat ederim temizliğe. kimisi de böyle senin gibi taksidir şudur budur tarzı şeylere dikkat eder. şimdi o adam beni taksilere bindirse, 1000 liralık hesabımı ödese ne fayda? soğumuşum, hoşlanmamışım. sonuçta hayatımıza birini alıyorsak daha iyi hissetmek için alıyoruz, dert etmek ya da kafaya takmak için değil. ve hoşnut olmadığın her şey için ondan uzaklaşabilirsin bunlar normal. o adam düşünemiyor mu yani babasının evinde el bebek gül bebek büyümüş genç bir kadın var karşısında, beklentileri olur, istekleri olur, bakış açısı farklıdır, düşünemiyor mu bunları? herkes kendine denk kişilerle birlikte olacak o zaman.
Yorumun bu kısmını okuyunca aklıma this is us'ta jack ile rebecca'nin ilk bulusmasi geldi. 1970'ler. Rebecca zengin bir ailenin biricik kızı. Jack ise ..sadece Jack:)
Aşık olduğu kızı lunaparka davet ediyor. Ama cebinde sadece kazandığı 9 dolar var. Kendince hesap kitap yapıyor, lunaparkta takılıyorlar, oyuncaklara biniyorlar, adım adım eskiliyor para. En son kadın 'aaa elma şekeri e bayılırım' diyor, son para da elma şekerine...derken deli gibi yağmur basliyor. Hemen şemsiye satıcısı görünüyor ama adamda bir peni bile yok harcayacak..önce 'kesilir gibi' diyor, yağmur daha da artıyor. 'ben yağmuru seviyorum' falan diyor ve tabii ki almıyor şemsiye. Kadın da Bön bön bakıyor, ne alaka diye. Öyle bitiyor ilk buluşmaları, rezil bir şekilde...
(Ama sonrasında bir yemek sonrası adam dünyanın en doğal şeyi gibi sofrayı toplayıp bulaşığa girisince kadın karar veriyor onla evlenmeye)
Belki de ay sonu buluşma tarihi,daha maaşı yatmamisti ve cidden karşılayacak parası yoktu,olamaz mı?
Bence konu sahibi cok fazla madde odaklı.
Bir de insana sorarlar, acaba sen babadan zengin, evi arabasi,on numara maaşı olan, elibol, parayı saçıp savuran adamların beklentilerine ne kadar uyuyorsun diye.
o kelimeleri kullananlardan biri de benim.
denk değili beklentiler açısından söyledim, konu sahibinin beklentileri bir tık daha üstte bence.
güç konusuna gelince, güçsüz sayılmaz ama kendini güçsüz göstermiş adam. güçsüz göstermeyi sadece maddi anlamda değil olayı yönetme açısından da güçsüz buluyorum. aklını kullanabilen bir erkek 2. buluşmada flörtüne 300 liralık hesap için nasıl yapalım demez. kendi karizmasını kendisi çizmiş. hesap bölüşülmez mi tabii ki bölüşülür ama ikinci buluşmada bölüşülmez. bu adam ya bugüne dek bu tip şeyleri önemsemeyen kadınlarla beraber oldu ya da racon bilmiyor.
İstanbul gibi yerde 9bini ne sanıyorsunuz ki merak ettim.
Umarım evlenmeden önce sadece kendi kazandığınız para ile bir 2-3 yıl yaşarsınız aileden uzakta. Yoksa evden evlenip çıkarsanız hayatı öğrenmeniz zor.
Adama güçsüz falan deniliyor denk değil deniyor niye anlamadım o güçsüz de siz mi güclusunuz.
Adamın beklentisini bilmiyoruz ama belki kira,fatura, yol masrafı ve market masrafindan sonra eline bir şey bile kalmıyor pek.
Belki ona da ailesi para verse çok rahat harcayacak, düşünmeden taksiye binecek.
Hesabi da kaçıncı buluşmaya kadar erkek ödüyor bilmiyorum.
Konu sahibi kendine denk birini arıyorsa zengin birini bulmalı bu devirde onun denklik anlayışı farklı, taksi meselesini okuyunca emin oldum.
Sonradan zengin olmuş birini bulabilir belki. Diğer türlüsü zor geldi bana
O filmi az çok hatırlıyorum genelde fakir zengin aşk filimlerinde öyle sahneler oluyor
arada sevgi olunca para zenginlik bir şey ifade etmiyor
Mesela layd diana bir prensesti ve kraliyete gelin gitti hiç bir zaman mutlu olmadı buna benzer bir dünya örnek olabilir
Sonuçta insan kendini kendi isteklerini bilir eğer arabası yok biriyle çıkıp sonra taksiye binseydik derse aMa ne bileyim şöyle olsaydı hanı böyle olsaydı demek laf bunlar
Sorucak işin ne araban varmı maaşın kaç
Bazıları olanla yetinmez daha fazla en fazlasını ister doymazlar hep bana ister
Sanki kendileri sarayda yaşadı sanki vehbi koçun kızı (buda komik ki zenginler konuşunca tv de bizim hayatımıza imrenmesinler diyorlar )
Hem arabası yok hem taksiye binmekten bahsediyor bence konu sahibi o adamdan derhal ayrılsın yazık o çocuğa valla kendine aşık falan eder inan o çocuğa yazık
Taksiye bin in bizim burda 25 tl istanbul gibi bir yerde in bin 100 tl parası yoktur yukarda dedim belki yemek parasını bile borç aldı seni mutlu etmek istedi
Bu kadar bencil olmak ne bileyim yağmur bi senin üstüne yağamadı
Oda ıslandı
Ayrıca tuz değilsin ki eriyecekmisin
ben de taksi meselesini okuyunca o anlayışın farklı olduğunu düşündüm zaten.
bu işler paralı işler, masraflı işler, hediyesi var, yemesi içmesi var, beraber aktivitesi var, var da var yani ortak da ödense masraflı işler. yemeğe davet ettiği kıza hesap geldiğinde nasıl yapalım diyen adam bu işlere hiç kalkışmasın. devir ekonomi devri, her gün yeni bir zama uyanıyoruz. gerekirse başka şeyden kısarsın ama etkilemek istediğin kıza yapmazsın o odunluğu yani, kimse kusura bakmasın.
ben çalışan ve herkes gibi zor kazanan bir insanım mesela, tasarrufu da çok iyi bilirim. tasarrufun tasarrufunu yaparım bazen. ama bana bu hareketi yapan adamdan ben de soğurum üstelik beklentim zenginlik, yatlar katlar değil. centilmenliğe yakışmaz bu hareket, nokta.
Yok, onlarda yağmur yokmuş. Sadece saat geç olmuş, geç dediği de İstanbul'da 10
Wurstria beni benden iyi anlatmış.yağmur varmış.
ama hava kapkaranlıkmış o detay da önemli :)
Kategorize ederek kimseyi ötekileştiremeyiz duruma göre şekillenir örneğin ben böyle yzmıştım bu konumdaErkek ikinci buluşmada hesabı ortaklaşa ödemeyi teklif etmemeli diyenlere şunu sormak istiyorum: kaçıncı görüşmeye kadar erkek "erkekliğini" kanıtlamak adına hesap ödemeli?
Yemeğe davet etti diyorsunuz ve bu konuda yazdığınız yorumlari okumadan sadece bunu okuyanlar evet adam ödemeli diyorlar. Fakat adamın "yemek daveti" tamamen spontane olmuş, size yemek yiyelim mi diye sormuş siz evet demişsiniz yerini de ayak üstü siz belirleyip bir zincir restaurant belirleyip geçip oturmussunuz, o da size uymuş. Öyle bir yemeğe davet etti diye yazıyorsunuz ki adam öncesinden sanki lüks bir yerde rezervasyon yaptırmış da bunu önceden size söylemiş seni yemeğe çıkaracağım diye ve buluştuğunuzda hesabı size kitlemiş gibi anlatıyorsunuz.Kategorize ederek kimseyi ötekileştiremeyiz duruma göre şekillenir örneğin ben böyle yzmıştım bu konumda
Sürekli ödesin demiyorum zaten yanlış ifade ettim sanırım kendimi. Benim düşünceme göre şu şekilde olmalı bizim durumuzda mesela:
1. Buluşma starbucks kahvesi alıp açık havada oturup konuştuk (o ödedi)
2. Buluşma için yemeğe davet etti (bence o ödemeli)
Bu buluşmadan sonra iki taraf da hoşlandığını belirten şeyler konuşuyorsa mesajda vs
3. Bulusmada yine yemek (kadın teklif etmeli hayır ben ödeyeceğim bu sefer diye)
Sonrası zaten çorap söküğü gibi
Bence bu şekilde.
2. Buluşmada yemeğe davet edip hesabı nasıl yapalım diyen birinden her türlü soğuyacağımı biliyorum düşünce yapımı ne kadar törpülemeye çalışsam da…
Hayır ayaküstü olmadı ki günler öncesinden kpnuşuldu mekan neresi olsun bildiğin yer var mı dedi ben de söyledim güzel orası olsun dedi yarın ararım ben dedi ve bu konuşmadan 4 gün sonra buluştuk gayet yemek daveti. Yolda geçerken oturmadıkYemeğe davet etti diyorsunuz ve bu konuda yazdığınız yorumlari okumadan sadece bunu okuyanlar evet adam ödemeli diyorlar. Fakat adamın "yemek daveti" tamamen spontane olmuş, size yemek yiyelim mi diye sormuş siz evet demişsiniz yerini de ayak üstü geçerken siz belirleyip bir zincir restaurant belirleyip geçip oturmussunuz, o da size uymuş. Öyle bir yemeğe davet etti diye yazıyorsunuz ki adam öncesinden sanki lüks bir yerde rezervasyon yaptırmış da bunu önceden size söylemiş ve buluştuğunuzda hesabı size kitlemiş gibi anlatıyorsunuz.