Nerden başlanır nasıl toparlayıp size anlatırım bilmiyorum. Canım acıyor nefesim kesiliyor ve inanamıyorum yaşadıklarıma.
Ben üni yıllarında kosa bir evlilik yaşadım bir oğlum var ve düzenli bir ailem. 81doğumluyum.Ailemle yaşıyorum. Aşkı hiç yaşamamış sert keskin kenarları olan olan biriyim. Kuralları, sınırları...
Ve bir gün biri çıktı karşıma. 4yaş küçüktü benden. Hiç yanaşmadım başlarda, duvarlarımı aşması çok zaman aldı. Çok emek verdi. Ve sonunda kalbime dokundu, sevdim... Çok sevdim. İnandım güvendim. Ben ki hayal kurmak nedir bilmeyen insan onunla öğrendim. Ailesi hiç istemedi. Haklılardı evet anlıyordum onları ama o hep arkamda durdurmaya önce o da nişanlanmış evliliğe bir ay kala eşyaları bile almışken ayrılmıştı. Elimizden geleni yaparız olmazsa yapacak bişey yok kıyarız nikahımızı eninde sonunda düzeltiriz dedi.
Ailem hiç sıcak bakmadı ama zamanla onlarda tanımak istediler sevdiler benimsediler.iki yıllık bi üni bitirmiş açıköğretime devam ediyordu. Bir yıl geçti evlenmek için acele etmeye başladı okulu bıraktı askere gitti. Bir yıl asker yolu bekledim. Onunla her nöbetine uyandım her hafta kargodaydım hiçbirşeyini eksik etmedim orda. Ailesi fazla sorumsuzdu. Askerlik bitti işe girdi. Babamın karşısına çıktı herşey rüya gibi. Hiç bir sıkıntı yok. O başka şehirde ama benim için ankaraya yerleşecek işine burda devam edecekti. Oturulur konuşuldu. Babam ailen gelmezse olmaz konusunda ısrarlı olsa da ikna edip inandırdı sevgisine. 13aralık nişan, 19aralık nikah. Bir evim vardı benim. Ailem napalım o da artık oğlumuz diyip eşyaları da aldılar. Temizlik yaptık evi yerleştirdik.
Aralık başı gibi bi gariplik başladı. "Babam biraz daha zaman ver biz de olalım diyo" eee iyi de baban bunu daha önce de söyledi sonra olmaz evlatlıktan red ederiz dedi biliyosun dedim. Haklısın dedi.
Nisandan bir hafta önce "yaa ertelesek mi ailemde olsun istiyorum babamla annem söz verdi yaza doğru olsun çok borçları var" iyi de aşkım onların hep çok borcu var. Bu arada baba okul müdürü emeklisi anne öğretmen emeklisi iki üç evleri arabaları falan var ama babanın bilinmeyen 200-300bin borcu var. Dedim ki maddi bi beklentimiz yok ki ağla zırla, yalvar yakar sadece yanımızda olsunlar. Sonra demişler ki elalem ne der. Yani bu erteleyin lafları sadece sallamak için. Çok uzattım biliyorum. Direk sona geleyim. Nişan yüzüklerin kıyafetim herşey tamam. Aşkım emin misin dedim evet dedi. Ben ona bak bizim nişan günü annen baban kalp krizi geçirir, nikah günü öldük diye atarlar kendilerini yere dedim. Güldük... Ki allaha inanmasam sana taparım diyen bi adam bu. Defalarca denedim her şekilde sevgisi aşkı herşeyi gerçekti.
Nişana bir gün kala benim aile büyüklerim davet edildi yemekler yapıldı yapraklar sarıldı kuaförden randevu alındı... Nişan sabahı...
Sınava girecek saat 12de yola çıkıp gelecek. Saat 12 aradı ve babam kalp krizi geçiriyorum dedi. Bayıldı kapının önünde. Ah aptal kafam biliyorum ben olacakları. Çünkü öyle bi adam ki babası istediği şey ol ayında "ah kalbimmm" diyip herşeyi yaptırır. Saat 1-2-3... Arıyorum açmıyo. Saat 4. Aradı.
Yaa Tuğba (bana asla adımla hitap etmeyen adam) gel diyosan gelirim ama....
Ama derken? Hayır mı?
Tüm sülale beni aradı, bana sayıp söndürür annen baban hastayken senin yüzünden ölürken sen bi dul bi karı için aileni mi sileceksin şerefsiz dediler.
Eee? Eeee neye lan eee ne. Sadece bunun olacağını zaten biliyorduk şimdi ne oldu dedim, peki gelme!
Ağlama kriziyle odaya koştum. Annem geldi o sinirle anlattım herşeyi babam duyup geldi tek kelime etmedi içeri girip nişan iptal diye akrabaları aradı. Halen ona toz konduramayan ben onun açısından düşünüp hak vermeye çalışıyordum. Oysaki üç beş ay değil yaa. Ben ona 3yıldan fazla emek verdim. Ailesi üç yılda kabullenebilirdi. Demek oğullarını tanıyolardı ve son kozlarını oynadılar. Yani kısaca gelmedi...
Askerde aylarca aramayan sormayan ailesini seçti. İzne geldiğinde tek lokma yemek yapmayan annesini seçti. Ben ne yapacağımı şaşırır bir hafta önceden başlardım telaşa. O hasta olduğunda nasıl oldun demeyen ailesini seçti. Ben telefon açık kalsın diyip sabaha kadar dua eder uyumazdım hiç. Ve o para istediğinde Tuğba n yollasın diyen, ona aldığım terliktir pijamadır monttur beğenince el koyup Tuğba n bidaha alır diyen ailesi muradına erdi. Sonuçta ne mi oldu. Bir hafta baygın gibi yataktan çıkmayıp ağladım, önce bronşit ardından zatürre oldum ve nikah günümüz olacak olan 19aralıkta yüz felci olarak uyandım. Hastane, tedavi, iğne ilaç kortizon... Kardeşim arayıp saymış sönmüş yedi ceddine. Aradı özür diledi yalvardı mesajlarına cevap vermedim. Ben şerefsizim korktum o an çaresiz kaldım herşeyi düzelteceğiz dedi. Gel de geleyim öl de öleyim. Üç beş gün böyle devam etti. Bir gün gel yazdım. Sadece "gel". Ve tık yok. İki gün geçti duramadım aradım. O tanıdığım benim için ölen adam başka biri olmuş. Gerçekten bi yabancı gibi. Büyülenmiş gibi. Yani aslında ben düşündüm de seni mutsuz ediyorum allah senden alsın bana versin ama benden uzak ol mutlu ol. Delirdimmmmm... Ulan nişan günü elimde alyanslar ortada bırakmadın mı beni, hastalandım yüz felci oldum ölürüm affet diyip yalvar madın mı, sen felç te olsan sırtımda taşırım kurban olurum demedin mi. Dedim ama gücüm yok. Ben adiyim şerefsizim.
En son bikaç gün sakinleşmek bekledim. İlaçlar ağır yüz felci acayip sıkıntılı bi durum ayrılık acısı yapılanlar...
Yine aradım 9ocak. Sen beni seviyo musun ulan? Evet çok. Özledin mi? Evet deli gibi. Gel o zaman Kapımda yat kalk ailemi beni inandır aşkına bak son şansın bu seviyorum seni dedim.
Cevap: ben iyi değilim bana bişey oluyo hergece sıçrayarak bağırarak uyanıyorum kabuslar görüyorum işe gitmek istemiyorum namaz kılmaya çalışıyorum olmuyo dedi.
Eee dedim adam, sonuççç?
En iyisi görüşmeyelim sen mutlu ol ben güçsüzüm yapamıyorum acizim falan filan. Eee ee yeter bi S.ktir git dedim.
Gitti... Sustu... Son sesini duyuşum oldu.
Facebook hesabında adım yazılıydı adının yanında kaldırmadı. Şifre aynı. Whatsaptan durumu değişmedi adımız yazılı. Koluna adımı dövme yaptırmıştı. Yaa arkadaşlar o bu değilde ben sanırım ölüyorum ya nefes alamıyorum. Böyle sabaha kadar da yazsam anlatmakla bitmez. Yani evlilik lafı olmasaydı biz ayrı ülkelerde bile yaşasak bir ömür aşık kalırdı bana biliyorum. Mükemmeldi herşey. Saygısı sevgisi ilgisi. Yok böyle bişey. Bir anda... Sırf iş ciddiye bindi diye çekip gitti. En son ağlayarak kapattım telefonu. O da çok ağladı. Ama tek fark ben halen her gece ağlıyorum. Kimseye anlatmıyorum. Olmaz diyenler haklı çıktı kahretsin. Çok özlüyorum. Yaa ben neden böyleyim. Arasın diye bekliyorum resmen. Ö(z) LÜYORUM... Bişeyler söyleyin, kızın bana, unut falan diyin lütfen. Nasıl bi acı bu inanamıyorum...