Aşk Acısı, Hazmedememek, KırgınLık, KızgınLık...

Merhaba Tuğba hanım, bu siteye yıllar önce üye olmuştum ve şifremi bile hatırlamıyordum. Sırf sizinle irtibata geçebilmek için şifremi sıfırladım ve şimdi size bu mesajı yazıyorum. Sizi kendime her anlamda öyle benzettim ve yakın hissettim ki anlatamam... Öncelikle, Allah kalbinize İnşirah ferahlığı versin kardeşim. 28 yaşındayım. Hiç evlenmedim. Başımdan öyle bir hikaye geçti ki; bazen o hikayedeki kız çocuğuna uzaktan bakar, sanki bir başkasına üzülür gibi üzülürüm ona. İçim parçalanır... 2 kıta, 3 ülke, bilmem kaç şehir uzağından sevdim. Ama ne sevmek... Ne acılar, ne ayrılıklar, ne kavuşmalar, neler neler... Düğünüme 7 gün kala ayrıldım. İlk kez o kadar güçlenmiştim... Unuttum, başardım, böyle daha iyiyim derken... 7 ay sonra yine geldi. Ah ah... Kalp hafızası işte... Sahibini tanıyor ve yine buyur ediyor içeri... Sonuç, sonuç 6,5 yılım uçtuuu...) Ben sizi tanıdım Tuğba hanım. Nereden derseniz, ben sizi kendimden bildim. 6,5 yıl neler yaşadım, ne acılar çektim bir Allah bilir. Ama bir Allah'un kulu bilmez. Ben size şimdi buradan ne anlatsam, nasıl anlatsam bilemedim. Öyle acı çekiyordum ki, bir gün baktım hiç farkında değilim gözümden yaşlar sicim gibi dökülüyor, yüzümü bir döndüm annem... Annneeee dedimmm anne karnım çok ağrıyor... Karnım ağrıyor dedim de kalbim ağrıyor diyemedim işte. Yüz felci geçirmişiniz... Allah beterinden esirgesin. Ağlamaktan gözümdeki kılcal damarlar çatladı benim. Sonra mideye vurdu tabi, ağır bir reflüm var şimdi. Tuğba hanım, buradan daha uzun etmeyeyim... Şayet isterseniz ben sizinle özel olarak görüşmek isterim.
 
Şu konuya değinmek istiyorum hani diyorsunuz ya annesini seçti onun için onca şey yaptım o onun için hicbirsey yapmayan annesini seçti diye bişey demişsiniz yani onu demek istemişsiniz. Ama yanlış. Ne olursa olsun anne taş olsun yine de anneden vazgeçilmez. Bir başkasıyla da anne kıyaslanamaz. Bunu ondan beklememeliydiniz. Gerisi benim hikayeme benzer. Zor gerçekten
 
yüz felci geçirecek damarları patlatacak kadar ne yaşadınız anlamıyorum bayanlar anneniz babanız ölse çatlamaz o damarlar. bu gerçek aşk değil. ben yıllar önce küçük meleğimi kardeşimi kaybettim aşk acısı ne ya. lütfen kendinize gelin
 
yüz felci geçirecek damarları patlatacak kadar ne yaşadınız anlamıyorum bayanlar anneniz babanız ölse çatlamaz o damarlar. bu gerçek aşk değil. ben yıllar önce küçük meleğimi kardeşimi kaybettim aşk acısı ne ya. lütfen kendinize gelin
Kaybınız için çok üzüldüm, baş sağlığı dilerim. Eskiden ben de sizin gibi düşünür, böyle derdim. Fakat insan iddia ettiği yerden imtihan olunurmuş. Sınanmadığımız acılar üzerinden büyük laf etmemek ve acıları yarıştırmamak lazımmış. Yine de Allah hiçbirimize başka dertler vermesin.
 
Kaybınız için çok üzüldüm, baş sağlığı dilerim. Eskiden ben de sizin gibi düşünür, böyle derdim. Fakat insan iddia ettiği yerden imtihan olunurmuş. Sınanmadığımız acılar üzerinden büyük laf etmemek ve acıları yarıştırmamak lazımmış. Yine de Allah hiçbirimize başka dertler vermesin.
insanın bir karakteri olur. şimdi ben asla seri katil olmayacağım dedim diye seri katil mi olcam. dediğiniz doğru ama herşey için geçerli değil. insan kendisini üzecek herşeye kendisi karar verir. bile bile yanlışa gidersen sonuç böyle olur. çok seviyorum diye mantığını devre dışı bırakırsan kişiliğini gururunu onurunu aileni herşeyi ayaklar altına alırsın. ne olursa olsun dünyada ölümden herşeyin bir çaresi vardır. ama bunu herkes idrak edemiyo işte. sonu belli olan olmayacak adamların peşinde koşuyolar. sonra taviz üstüne taviz olan kendilerine oluyo
 
insanın bir karakteri olur. şimdi ben asla seri katil olmayacağım dedim diye seri katil mi olcam. dediğiniz doğru ama herşey için geçerli değil. insan kendisini üzecek herşeye kendisi karar verir. bile bile yanlışa gidersen sonuç böyle olur. çok seviyorum diye mantığını devre dışı bırakırsan kişiliğini gururunu onurunu aileni herşeyi ayaklar altına alırsın. ne olursa olsun dünyada ölümden herşeyin bir çaresi vardır. ama bunu herkes idrak edemiyo işte. sonu belli olan olmayacak adamların peşinde koşuyolar. sonra taviz üstüne taviz olan kendilerine oluyo
Kim olduğumuzu değilse bile; ne olduğumuzu çoğu kez yaşadığımız olaylar belirler. Seri katil örneği çok uç bir örnek olmuş. Fakat katil olma örneği üzerinden gideceksek; ben katil olamam... diyebiliriz. Fakat bunu içinde yaşadığımız koşullara göre söyleriz. Şayet bir savaş toplumunda dünyaya gelseydiniz ve hayatta kalmak için öldürmek zorunda olduğunuz bir yaşamınız olsaydı; bunu diyemeyebilirdiniz. Evet, şu an da hepimiz ben katil olamam diyebiliriz... Ama bunu bilemeyiz. Belki bir saldırıya uğrasak, bir tehlikeyle karşı karşıya kalsak; içgüdüsel bir şekilde yok ederiz. Bu bizi katil ruhlu biri yapmaz belki; ama pek tabii adam öldürmüş biri yapar yine değil mi? İşte bu yüzden kim olduğumuzu değilse de; ne olduğumuzu başımıza gelenler belirler dedim.

Ben kendi adıma konuşayım... 28 yaşındayım ve hayatımda 1 kez aşık oldum. İlk gençlik yıllarımda dahi şıpsevdi bir kız olmadım, hiçbir kez platonik aşkım olmadı, bir ünlüye bile hayranlık duymadım. Hep ayaklarım yere sağlam bastı, her daim gerçekçiydim. Bu konularda daima arkadaşlarıma yol göstermek gibi bir misyonum oldu ve dünyada milyarlarca insan varken, o bir kişide ısrar edip mutsuz olmayı asla idrak edemezdim. Kızardım onlara ben de sizin gibi, şımarıklıkla itham ederdim.

Ama gün gelir, nasıl olur olur... İnsanın aklı şaşar.

Ama şu konuda size katılıyorum.. Biz her ne yaşıyor isek; elbette bunlara biz izin verdik. Koşulları biz hazırladık. Ama bütün bunları yaparken de, mutsuz olalım, mutsuz edelim, acı çekelim diye yapmadık. Pişman olmaktan korktuk, belki bu yüzden gördüğümüz her ışığa koştuk. İnanmak istedik ve inandık. İnanç çok güçlü bir histir.

Fakat tam da bu sebepten söyledim... İnsan iddia ettiği yerden imtihan olurmuş. Siz beni dost bilin; yine de büyük söylemeyin.
 
X