• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Anne Olduğuma Çok Pişmanım

Oğluma aşığım ama emzirmekten nefret ediyorum.
2 yaşına kadar gün saydım resmen..
Dünyanın en eziyetli olayı geliyor ve öyle sevmiyorum ki emzirmeyi şuan eşim göğsume dokunsa aklıma emzirme dönemi geliyor inanılmaz rahatsız oluyorum.
2.ye hamileyim tek düşündüğüm emzirme şuanda.
O dönem herkes dünyanın en güzel şeyi olduğundan bahsediyordu. Kime göre neye göre?
Bağlanma deseniz şuan 5 yaşında aramızdaki iletişim çok çok iyi.
Emzirmeyi sevmedim ama oğlumu aşırı sevdim.. disaridaki insanların dusunceleri umrumda bile değil.
Yine iyi dayanmışsınız. Ben 18 ay emzirdim. Oğlum da çok düşkündü devam etsem kendi ruh sağlığımdan olacaktım, tamamen keyfi 18 aylık bıraktım emzirmeyi. Bu beni kötü anne yapacaksa da başkalarına göre gülerim.
Herkes kitaptaki anne olmak zorunda değil.
Bunları söylediğimizde böyle kınayarak susturdukları için çoğu kadın itiraf etmeye korkuyor.
Ben de oğlumu şu an çok seviyorum. Bayılıyorum. İyi ki doğurmuşum. Anneliği de sevdim.
Ama anneliğin ilk 2-3 yılı zor. Aşırı sıkıcı ve kötü.
Yenidoğan bakımı rezalet bir şey.
Kalkıp da bunu güzellemiyoruz diye annelikten atılıyorsak da gülerim
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Lohusa depresyonu diye bir gerçek var. Hazır anne imkanın varken destek almalısın
 
Hanımlar niye birbirinizi anlamaya çalışmak yerine yargılıyorsunuz?
Lohusa depresyonunun bazı kadınlarda uzun sürdüğü bilinen bir gerçek, depresyonu uzun süren ve durumundan rahatsız olan kadın zaten uzman desteği alır, ki konuyu açan üye bebeğine zarar vermekten bahsetmiyor en azından ben yazıları arasında denk gelmedim, aksine demiş ki:

AdChoices
ADVERTISING​
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.
Kaldı ki sitede uzun süren lohusa depresyonu sonrası psikolojik destekle iyileşip bebeğine iyi bir anne olan pek çok kadın var, yargılamayın tavsiye verin lütfen.

Yine iyi dayanmışsınız. Ben 18 ay emzirdim. Oğlum da çok düşkündü devam etsem kendi ruh sağlığımdan olacaktım, tamamen keyfi 18 aylık bıraktım emzirmeyi. Bu beni kötü anne yapacaksa da başkalarına göre gülerim.
Herkes kitaptaki anne olmak zorunda değil.
Bunları söylediğimizde böyle kınayarak susturdukları için çoğu kadın itiraf etmeye korkuyor.
Ben de oğlumu şu an çok seviyorum. Bayılıyorum. İyi ki doğurmuşum. Anneliği de sevdim.
Ama anneliğin ilk 2-3 yılı zor. Aşırı sıkıcı ve kötü.
Yenidoğan bakımı rezalet bir şey.
Kalkıp da bunu güzellemiyoruz diye annelikten atılıyorsak da gülerim
Kitaplarda yazan her şey günlük hayatta geçerli olmuyor bazen.

Söz konusu bir bebek olunca insanlar annelik nasıl sevilmez veya nasıl hemen adapte olunmaz diye düşünüyor lakin annelik yalnızca emzirmek gaz çıkarmak alt değiştirmekten ibaret olmayan ömür boyu süren ağır bir sorumluluk.

Bu yüzden bazı kadınların diğerlerine göre daha fazla korkması, endişe duyması, bazen pişman olması normal.

Çocuk belli bir yaşa kadar ilgilenip sonra kenara koyduğumuz bir canlı değil ki🤷‍♀️
Annelik ilk yıllar emzirme, çocuk hastalıkları, gaz sancıları, uykusuzluk, okul çağıyla beraber başka sorunlarla mücadele demek.
Dizinizin dibindeyken yaşadığınız sorunlarla, sizden bağımsız yaşamayı öğrendiği zaman ki korkularınız bile farklı oluyor.

Anneyim, zaman zaman sorumluluklardan sıkıldığım da oldu çocuğumun geleceği için endişe ettiğim de oldu, aylarca yatak ve pijama yüzü görmeden sabah ezanlarına kadar bebek bakınca ağladım da, ne kadar güzel kokuyor deyip kokusunu içime de çektim, bir yanım anneliği sevdi bir yanım sevmedi çünkü rahatıma çok düşkündüm, bir daha mı tövbe doğurmam dedim doğurmadım, mükemmel değilim olamam zira insanım insan denen canlı kusursuz değildir anı anına uymayabilir, anneler kutsal da değildir, kendini kusursuz ve kutsal sanan varsa yanılır, eşlerimizle de severek evlendik ama bazen gözümüz bile görsün istemiyoruz lakin öldürmüyoruz.

Anneyseniz ömür boyu paranoya ve kafada kurduğunuz senaryolarla yaşarsınız, konuda duyguları aktarırken kullanılan kelimeler hoşa gitmeyebilir ama bu annenin bebeğine zarar vereceği anlamına gelmez, hiçbir şey söylemeden anneliği benimsemiş gibi görünüp çocuğunu öldüren kadınlar varken duygularını sorgulayıp kendisinde bir sorun olduğunu düşünerek yardım isteyen kadından korkulmaz bence.
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
güzel allahım mübarek günde evlat hasreti ile yanıp tutuşan kişilerin kucağını boş bırakma ay kusura bakmayında sizi anlayacak birisi değilim 1.5 yıldır bebek hasreti ile doktor doktor geziyorum ablamız eski hyatını özlüyormuş hasbammmmmmmmmmmmm keşke anne olmak için pskolojik test yapılsa eğitim verilsede herkes anne olamasa
 
güzel allahım mübarek günde evlat hasreti ile yanıp tutuşan kişilerin kucağını boş bırakma ay kusura bakmayında sizi anlayacak birisi değilim 1.5 yıldır bebek hasreti ile doktor doktor geziyorum ablamız eski hyatını özlüyormuş hasbammmmmmmmmmmmm keşke anne olmak için pskolojik test yapılsa eğitim verilsede herkes anne olamasa
Sizin anne olamamamızın sorumlusu konu sahibi değil ve siz anne olduğunuz zaman lohusa sendromu yaşamayacağınız da garanti değil.10 yıllık deneme sürelerinde sonra bebek sahibi olup da yine de depresyona giren insanlar var. Duygularını yanlış kelimelerle ifade etmiş olabilir sağlıklı bir ruh halinde olmayabilir.bayılıyorsunuz yerli yersiz hemcinsinlerinizi eleştirmeye.
 
güzel allahım mübarek günde evlat hasreti ile yanıp tutuşan kişilerin kucağını boş bırakma ay kusura bakmayında sizi anlayacak birisi değilim 1.5 yıldır bebek hasreti ile doktor doktor geziyorum ablamız eski hyatını özlüyormuş hasbammmmmmmmmmmmm keşke anne olmak için pskolojik test yapılsa eğitim verilsede herkes anne olamasa
O testten geçeceğinize ne kadar da emin yazıyorsunuz. Buraya gelip de size, Allah bilmiş de çocuk vermemiş size deseler ne hissedeceksiniz? Bu yaptığınız da işte öyle bir şey.
 
güzel allahım mübarek günde evlat hasreti ile yanıp tutuşan kişilerin kucağını boş bırakma ay kusura bakmayında sizi anlayacak birisi değilim 1.5 yıldır bebek hasreti ile doktor doktor geziyorum ablamız eski hyatını özlüyormuş hasbammmmmmmmmmmmm keşke anne olmak için pskolojik test yapılsa eğitim verilsede herkes anne olamasa
Bi düşün bakalım belkıde Allah sana bundan nasıp etmıyordur aynen öyle egitim şart lohusa depresyonundan bi haber kişi daha büyük konuşmayın dedıkce konusuyorlar
 
Kucağına alınca bir his olacak, ulvi bir şeyler hissedeceğim sandım ben.
Kucağıma alınca aşık olmayı bekledim.
Halbuki o an neden saçı öyle kapkara bizde siyah saç yok ki diye garipsedim. İlk emzirmede bakıyordum yabancı bir bebek gibiydi. Benim bebeğim gibi gelememişti mesela.
Ben zamanla yavaş yavaş sevmeye başladım.
İlk 20 gün ne video ne fotoğraf çekmişim ben. Düşün yolda kedi çiçek çeken insan bebeğimi çekmemişim.
O kadar bağ kurmamışım aslında şimdi fark ediyorum.
Ağlayınca neden ağlıyor diye ağlardım. Gece olunca uyutamacapım diye daha da çok ağlardım. Camdan dışarı izlerdim kucağımda oğlum. Herkes gülüyor hayat devam ediyor da benim için durmuş gibi gelirdi.
Ablama sürekli “ne zaman büyüt? Büyür dimi hep böyle kalacak gibi geliyor sanki sonsuza kadar ağlayacak” derdim. “Ne zaman eski hayatıma geri dönerim ne zaman döndün sen” derdim. Ablam da eski hayatına dönmeyeceksin ama yeni ve çok seveceğin bir hayatın olacak. 3 yaşına gelince de yeni hayatını daha çok seversin bence demişti. 3 yıl mı o zamana ben ölürüm diye ağlamıştım.
Ne kadar mutsuz ve derbeder duruyorsam ablam iş çıkışı her gün gelirdi yorgun argın yanıma sen otur derdi.
Annem mesela buradaki o yargılayıcı tipler gibi gelir herkes doğurdu çocuk uyuyunca iş yap evi topla derdi. Annem gelsin istemezdim ondan. Ablamı isterdim sadece tek anlayan yargılamayan oydu. Kucağımdan alırdı ki biraz bebeksiz oturayım o bile yük gelirdi bana.
Hala bak ama ablama minnetim geçmedi, şu an bile hatırlayınca gözlerim doluyor. O cehennem hissimi anlayan tek destekçimmiş aslında
Bu yorumunuzu ağlaya ağlaya okudum. O kadar tanıdık duygular ki benim için.
Kendi adıma çok teşekkür ederim içinizi açık yüreklilikle açtığınız için. Geçeceğini biliyorum ama benden daha ilerde olan birinden bunu duymak çok iyi hissettirdi.
 
Back