- 15 Aralık 2016
- 870
- 381
- 53
malesef bizde sizin gibiyiz bu hastalik basli basina evham bisey olacak endisesi yasiyoruz surekli bunu tedaviyi deneyin umarim olumlu olur bizimle paylasirsiniz bende dr verdiği ilaclari icerken korkuyodum kalbime bisey olur diye gayet normal sizinde olmasi Allahim sifamizi versin insallahhhhhhhhhhhhAnksiyete bende var malesef, doğumlarımla beraber korkularım çoğaldı, her an başıma kötü birşey gelicek diye senaryolar geliyor aklıma, işin kötüsü son zamanlarda doktorlara bile güvenmiyorum bu en kötüsü sanırım hastalanırsam iyileştiremiycekletibi düşğnüyorum, gecen hastalandım serum bağlandı o serım bitene kadar panik oldum dokunucak zararı olucak vs diye ve 4 gün sersemlik baş dönmesi yaşadım ya ilaç alerjim var ya da pskolkjik bilemiyorum anksiyete yüxünden ağrı kesici bile içemiyorum bana zarar vereceğini düşünüyoeum. Yakında hipnoz ile tedavi deniycem gelişmeleri yazarım umarım onu basarabilirim aşırı korkak yapım oldu son 1 yılda, okadar isterdim ki soğuk kanlı, metanetli olmayı oyle insanlara çok özeniyorum
Teşekkür ederim, kötü olay yaşayınca tetikliyor ben uzun zamandır iyiydim aslında ailemizde bikaç kişi rahatsızlanınca nüksetti,malesef bizde sizin gibiyiz bu hastalik basli basina evham bisey olacak endisesi yasiyoruz surekli bunu tedaviyi deneyin umarim olumlu olur bizimle paylasirsiniz bende dr verdiği ilaclari icerken korkuyodum kalbime bisey olur diye gayet normal sizinde olmasi Allahim sifamizi versin insallahhhhhhhhhhhh
gecmis olsun arkadasimTeşekkür ederim, kötü olay yaşayınca tetikliyor ben uzun zamandır iyiydim aslında ailemizde bikaç kişi rahatsızlanınca nüksetti,
Teşekkür ederim, bugün de kendimi kötü hissediyorum drumla konustum doğum yaptığım doktorla hala görüşüyorum, safra kese tasım var onu gel alalım dedi şimdi korku sardı beni yine ya ameliyatta birşey olursa diye Benım ilaç alerjim de var hangi ilaca bilinmiyor aşırı korkak bir inaanım bu ne biçim birşey ya ağlıycam neredeysegecmis olsun arkadasim
ÇOK GÜZEL öncelikle teşekkürü bir borc bilirim. Çok doğru herşey benim beynimde ama bitürlü pozitif düşünemiyorum. Bir saat iyi olsam yalnız kaldığımda bana birşey olacakmiş gibi yada çocuklara birşey olacakmiş gibi kafamda sürekli böyle süşünceler çocuklarım bu arada biri 16,digeri 12,yaşinda oğlumun okulun dan uzaklaşamıyorum bile beni ararlarsa hemen gelemem diye ama bu düşünceler beynımi yiyip bitiriyoNARKOZ: ASRIN SALGINI DEPRESYON YALANI
Hep söylüyorum!
Günümüzde mevcut psikiyatri global sektörün Truva atına dönüşmüştür!
Sağlıklı beslenme, kitlesel bilinçlenme gibi gelişmeler sonucu fiziksel sağlık alanında fazla hastalık üretemeyen, şimdilik şeker, kalp, tansiyon ve obeezite ile beslenen (ancak bunlarla asla yetinemeyen) kapitalist vampir gözünü psikiyatriye dikmiş durumdadır.
Çünkü bu alanda nesnel gerçekliklere gerek yoktur; felsefi kanaatlerinizi hastalık olarak pazarlamak son derece mümkündür. Bunun yolu da çok kolaydır:
Telkin ve propaganda!
“Şunlar şunlar varsa hastasınız” demek kitlelerin önemli bir bölümünde, “Aaaa onlar bende de var, ben demek ki hastayım” demeleri, derken en tabii ruh halleri üzerinde yatıp kalkmaları, bunlarla ilgili sürekli zihinsel doldur boşaltlar yapmaları (çünkü modern psikiyatriye inanarak hasta olduklarını düşünen kişiler kendileriyle ilgili olan ve hastalık denilen bir duruma nasıl kayıtsız kalabilirler ki. Yeter ki kafaların içine “sen hastasın” virüsünü sokun bir kere) hasta olduklarına inanmaları için fazlasıyla mümkündür.
Nitekim de böyle oldu!
Dünyada global bir sağlık sistemi var. Bu sistem kendi sektörünü dünyanın en karlı sektörlerinin başında tutma işlevi görüyor. “Para bu kadar belirleyici mi” dememek gerekir. Bu sizin için veya benim için öyle olmayabilir. Ancak kapitalizmin en temel sloganı daha fazla insanlık değildir; daha fazla kardır!
Bu günlerde daha güçlü bir sesle tekrar yinelenen, “Dünyada depresyon salgını var” feryadı tam bir kara propagandadır. Yine aynı senaryo sahnede. Kitleler belki zor (zor olan her hal hastalık değildir. Borca girmiş birinin ruh hali de zorludur) ancak doğal olan ruh hallerinden ötürü hasta olduklarına telkin ve propaganda yöntemiyle inandırılmaya çalışılıyor. Böyle yapılarak herkesin kaygılanması (kaygı hastalığa götüren kara bir bataktır nasıl olsa), “Muhtemelen benim yaşadığım da depresyon, çünkü bu kadar yaygınmış baksana” demeleri, bu düşünce sonunda tıpış tıpış kliniklere doğru koşmaları hedefleniyor. Yeter ki oraya kadar ulaşsın insanlar. Oraya gidip de önce hastalık teşhisi, ardından kutu kutu aynı ilaçtan almayan kaç kişi var sanıyorsunuz!
Bu mesajla hedefledikleri ikinci nokta devlet kurumlarını daha fazla kaynak ayırmaya hazırlamak, bunun alt yapısını sağlamaktır! Böylece, devletlerin ilgili birimleri bu “asrın salgını” karşısında vicdani muhasebe yapacak, haliyle halklarını düşünerek şeker tabletiyle aynı etkiyi gösterdiği bilmem kaç kere ortaya konan bu “sihirli ilaca” tüyü bitmemiş yetimin haklarından daha fazla rakam ayıracak!
Bu lobinin diğer çok önemli bir hedefi de dünyadaki mevcut global statükoyu muhafazadır! Onlar her ruhsal sıkıntıya hastalık diyerek, “Ne düşünce biçiminde, ne hayatı yaşama felsefende, ne de içinde bulunduğun koşullarda sorun var. Tek sorun var, o da beyninde. İçindeki maddesi azalmış, serotonini düşmüş” demeye çalışmaktadırlar aslında. Yani sorgulama, öde ücretini, sonra da iç ve uyuş sadece! Çünkü sorgularsa gerçek çözümü falan bulabilir insanoğlu! O yüzden korkuya fobi (hastalık) derler, hatta asla bilimsel olmayan, tam bir kandırmaca olan hipnoza bile önem verirler; ancak gerçek yaklaşımlara bir türlü yer vermezler. Amaç şu: Bir şeylerle uğraş, ama bu asla kesin çözüm veren şeyler olmasın! Yoksa sektör ne yapar sonra!
Yine bu günlerde, “Gerçek depresyon vakalarının en fazla yüzde yirmisi kliniklere gidiyor” denilerek kitlelere, “Kliniğe gitmedik diye kendinizi sağlıklı zannetmeyin. Siz aslında durumundan habersiz olan cahil hastalarsınız. Ama biz, siz kliniğe gelmeseniz bile durumunuzun ne olduğunu oturduğumuz yerden biliyoruz” mesajı veriliyor. Böylece pastayı büyütmek için korku umacılığı yapıyor. Esas söylemesi gereken şeyi, yani, “Demek kliniklere gitmeyen yüzde 80’lik daha büyük kesime hiç de bir şey olmuyor, bak ne güzel yaşayıp gidiyorlar” gerçeğini ise demiyor. Çünkü öyle bir hırsla gözünü o bakir yüzde seksene dikmiş ki bunu göremiyor bile.
NEDEN SIK SIK BUNLARI YAZIYORUM. TAKINTILI BİRİ MİYİM YOKSA
Gerçeklere kayıtsız kalamadığım, göz göre göre yapılan bu sömürüye eyvallah diyemediğim için yazıyorum. “Kötü komşu ev sahibi yapar” derler ya hani, kötü işleyen bu sömürü sistemi de aynı şekilde beni yazar yaptı! (Demek ki her işte bir hayır var hakikaten.)
Bu sektörün çivisinin çıktığını görüyorum; çünkü yıllardır bizzat içinde çalışıyorum. Mutfakta olup biteni aşçı ve garsondan daha iyi kim bilebilir! Mutfağın içini bilmek için prof. olmak değil, aşçı olmak gerekir.
Önce teşhis konuluyor kişilere, sonra önümüze geliyor bu vakalar. Haliyle gerçeği tüm çıplaklığıyla görme şansımız çok fazla.
DEHB denilenlerin en fazla yüzde beşinin gerçek manada DEHB olduğuna, depresyon denilenlerde bu oranın yüzde ikiyi bile geçmediğine binlerce kere şahit oluyorum. On gün önce kocasından boşanmış kadının sekiz - on günlük doğal yas sürecine bile kronik depresyon denilebiliyor, iş o boyuta varmış durumda!
Sonra da ya, “Bana ne, salla başı al maaşı” deme durumu ile, “Bari millet öğrensin, kendi tedbirlerini kendileri alsınlar, bu işin kendi içinden düzeleceği yok” deme tercihi arasında tercihe zorlanıyorum.
Beni buna zorlayan şey sadece inancımın yüklediği mesuliyet duygusu ve doğuştan verilen, henüz bozulmadığını düşündüğüm vicdanım! Kimse belki de kendimi hedef haline getirecek bu yazılarım için bana para falan ödemiyor yani. Zaten hayatta en az zaafım olan şeydir, para! Çünkü onun her şeyi satın alacak gücünün olmadığını yıllar önce fark ettim!
BELKİ DE BU, BU KONULARDAKİ SON YAZIM
Çünkü ısrar; bir yerden sonra özün yani içeriğin önüne geçebiliyor, sözlenilenlerin önemini azaltabiliyor. Kişiler bu durumda içeriğin taşıdığı mesajla değil, söyleyen kişinin niyetiyle vs. uğraşmaya başlayabiliyorlar. Bilirim, günümüz insanı biraz tuhaftır. Kendisi için uğraşana değil, aleyhine çalışana meyillidir egoları! O sebeple kendisini seveni pek sevemez, gözü yine de çekip giden de, kendisinden kaçanda kalır daha çok! Onun için dedim zaten, esasında asrın sorunu Stockholm sendorumu diye!
Evet, yeni, yine vicdanımı sızlatan bir tespitim olmadığı sürece bu konulardaki son yazım bu muhtemelen!
Bu arada mühim bir hatırlatma yapmalıyım:
İnsanlara depresyon hastası değilsiniz derken sadece bir suistimal olduğundan dolayı değil; aslında var olan ve adına depresyon denilen bir zorlu ruhsal süreçten kurtulmanın yolunun evvela kendimizi hasta kabul etmemek olduğunu bildiğim için de bunu söylüyorum.
Yani, “Depresyon hastalık değildir, bu durumda siz de hasta değilsiniz” demekle, “Yardım almayın boş verin, çekin derdinizi” demiyorum ben; sizin durumunuzun düzelmesi için de bunun böyle algılanması gerektiğini söylemeye çalışıyorum.
Çünkü hastayım dediğinizde iyileşme olasılığınızı değil; süreci besleme ve uzatma olasılığınızı artırıyorsunuz ancak! Benim hasta değilsiniz telkinim aslında iyileşmeniz için de gerekli olan temel terapötik bir yaklaşım!
Velhasıl gerek özünde hastalık olmadığı için gerekse (velev ki hastalık dahi olsa) bu zorlu insani süreçten kurtulabilmeniz için en doğru psikolojik ve felsefi zemin (yaklaşım) kendinizi hasta kabul etmemek, böylece beyninizi ruhsal dünyanızın üzerine kilitlememektir. Bu kilit açık olursa ilaç alsanız da almasanız da vakti geldiğinde kurtulur gidersiniz. Depresyondan kim ölmüş! (İntihar riski hikayesine kanmayın siz. Bir depresyon vakası intihar edene dek beş depresyonu olmayan sağlıklı kişi intihar ediyor yaşamda)
Dediğim gibi, depresyon vs. denilen bir süreçten kurtulmanın en doğru ilk adımı kendinizi hasta olarak görmek değil; sağlıklı ancak zor bir dönemden geçen bir kişi olarak algılamaktır. Bu ilk adımı doğru atarsanız gerideki adımlar kısa da olsa uzun da olsa hedefinize varırsınız!
(Not: Hemen değil, vakti saati gelince! Çok iyi beslediniz diye yeni doğan bir bebek iki ayda yürümez)
Psikolog
İzzet Güllü
Bende de panik atak ve anksiyete var. Dogum sonrası yeniden basladi kabusum... Tansiyon fobim var çünkü tansiyonum genellikle yüksek ben yükseltiyorum düşüne düşüne... 2 ayda 3 kardiyologa gittim. Hepsi genel olarak tansiyon hastasi olmadigimi söylediler ama buna ragmen bana sanki tam emin olamadilar gibi geliyor. Ki birisi kesin konuştu sende tansiyon yok die.. Ama yok ikna olamiyorum. Telkindeyim devamli... Berbat günler geçiriyorum.Anksiyete bende var malesef, doğumlarımla beraber korkularım çoğaldı, her an başıma kötü birşey gelicek diye senaryolar geliyor aklıma, işin kötüsü son zamanlarda doktorlara bile güvenmiyorum bu en kötüsü sanırım hastalanırsam iyileştiremiycekletibi düşğnüyorum, gecen hastalandım serum bağlandı o serım bitene kadar panik oldum dokunucak zararı olucak vs diye ve 4 gün sersemlik baş dönmesi yaşadım ya ilaç alerjim var ya da pskolkjik bilemiyorum anksiyete yüxünden ağrı kesici bile içemiyorum bana zarar vereceğini düşünüyoeum. Yakında hipnoz ile tedavi deniycem gelişmeleri yazarım umarım onu basarabilirim aşırı korkak yapım oldu son 1 yılda, okadar isterdim ki soğuk kanlı, metanetli olmayı oyle insanlara çok özeniyorum
Allah yardimciniz olsun hastaliktan kaynaklimi gorusmuyonuz esinizleSanırım bişiler ters gidince tetikliyor iyice. Ben devamlı göğsümde baskı ve daralma hissediyorum ama çok stresli günler yaşıyorum.. 10 gün kadar önce zorunlu kürtaj oldum o günden beri eşimle görüşmüyoruz.. İş stresi felan derken ilaç kullanmamaya çalışıyorum ama bazen gece uyumak imkansız hale geliyor devamlı kabuslar bir tedirginlik ve öfke hali...
Yok bebeğimin 7 haftalıkken kalbi durmuştu içten içe beni sorumlu tuttu ve saçma sapan bir sebepten kavga çıkardı.Allah yardimciniz olsun hastaliktan kaynaklimi gorusmuyonuz esinizle
Allahtan gelen birsey bunda sizin sucunux ne esiniz size bu durumda destek olacağina daha cok sizi strese sokmus siz kalbinizi ferah tutun Allahim verir mukafatiniYok bebeğimin 7 haftalıkken kalbi durmuştu içten içe beni sorumlu tuttu ve saçma sapan bir sebepten kavga çıkardı.
Canim disari cikarsam bayilma hissi geliyor kendimi sadece evde guvende hissediyorum. En ufak bir olayda cok kotu bisi olcakmis gibi kaygilaniyorum feci sekilde. Midemde bosluk hissi oluyor gun icinde bazen nefesim az geliyor ortamda oksijen kalmamis gibi havasiz kaliyorum. Hic arkadasim kalmadi. Sevgilim cok sorunlu. Issizim daha bir ton sey su aralar daha kotuyumBelirtileriniz neler ? Yoğun kaygı durumu benimki.
Dışarı çıkınca bana da öyle oluyor hele awmler falan kafayı yicem artıkCanim disari cikarsam bayilma hissi geliyor kendimi sadece evde guvende hissediyorum. En ufak bir olayda cok kotu bisi olcakmis gibi kaygilaniyorum feci sekilde. Midemde bosluk hissi oluyor gun icinde bazen nefesim az geliyor ortamda oksijen kalmamis gibi havasiz kaliyorum. Hic arkadasim kalmadi. Sevgilim cok sorunlu. Issizim daha bir ton sey su aralar daha kotuyum((
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?