Normal Dışkılama Nasıl Olmalıdır?
Konusu “
DIŞKILAMA” olan bir muhabbete hiç katıldınız veya denk geldiniz mi?
H i ç sanmam!… Çünkü “
Ne var ki bunda!..”diye geçiştirilir veya “
Boktan muhabbet...” diyerek iğrenç bulunur. Hatta “
Söylemesi ayıp!..” düşüncesiyle mümkün olduğunca kısa kesilir ve bir şekilde konu değiştirilir… Peki, sonuç?
Eğitim Şart!...
Dışkılama konusuna girmeden önce uygun ortam ve şartlarda gaz ve dışkı çıkışını sağlayan Abdest tutma işlevini hatırlamak gerek...
Abdest Tutma İşlevi:
Normal Barsak çalışması (Kolon Motilitesi) adlı sayfamızda anlatıldığı gibi oluşan dışkı; yapısal olarak sigmoid kolon ile rektum arasında bulunan dar açılanma (
Rektosigmoid Açı) sayesinde sigmoid kolonda olgunlaşır ve depolanır. Sonra da depodan aşağıya, rektum adı verilen boşaltma alanına (rezervuar) doğru geçer. Geçiş miktarına göre de dışkılama hissi oluşur. Rektum ile anal kanal arasında bulunan dar açılanma (
Anorektal Açı) sayesinde oluşan bu hissin sıkışma düzeyine ulaşana kadar
ertelenebilir olması sağlanır.
Pelvik taban kaslarından olan puborektal kasın istirahat durumunda kasılı vaziyette olması sebebiyle dar anorektal açılanma elde edilir ve abdest tutma işlevinde
temel rol oynar. Diğer taraftan, istirahat durumunda makatın hem iç kasları hem de dış kaslarının da kasılı olması abdest tutma işlevine
katkı sağlar.
NORMAL DIŞKILAMA İŞLEVİ:
Bu çerçevede, normal dışkılama işlevine “
abdest tutmanın bir şekilde etkisizleştirilmesi süreci” de denilebilir. Beslenme içeriğine ve düzenine bağlı olamak kaydıyla oluşan dışkının bir-iki günde, bir ve/veya iki defa boşaltılması (vücuttan uzaklaştırılması) gerekir. Ama dışkılamanın
sayısından ziyade nasıl gerçekleştirildiği çok daha önemlidir. O halde, bu süreçte yer alan çeşitli adımları ve
doğru hareket tarzını öğrenelim.
A--) BAŞLAMA(Hazırlık) Süreci:
Sigmoid kolonda olgunlaşan ve depolanan dışkı; günde birkaç defa belirginleşen kuvvetli ilerletici kasılmaların (
peristaltizm) etkili olacağı miktara ulaştıkça rektosigmoid açıda genişleme, bu genişlemeye paralel olarak da depodaki dışkının fazlası, aşağıda yer alan boşaltma alanına (
rektuma) aktarılır. Ki bu süreç, çoğu kişinin farkında olabileceği bir durum değildir.
Bu aktarımlara göre rektum dolmaya, gerilmeye ve bu gerilmenin derecesine göre de
dışkılama hissioluşmaya başlar. Ki oluşan ilk dışkılama hissi, sıklıkla çok rahat ertelenebilir durumdadır. Ancak rektuma aktarılan dışkı miktarındaki artışa paralel olarak ilk dışkılama hissi, zamanla ”sıkışma” seviyesine kadar çıkar ve tuvalet gibi
uygun sosyal ortam arayışına geçilir.
Gerek depodan rektuma dışkı aktarım düzenini bozmamak gerekse rektumda yeterli miktar ve kıvamda dışkı birikimini sağlamak için “
SIKIŞMA” derecesinde bir his oluşmadan gereksiz yere tuvalete
gidilmemeli, mümkünse “
tuvalet erteleme” devreye sokulmalıdır. Sıkışma hissi oluştuğunda ise aynı sebeple hiç ertelemeden bir an önce tuvalet gibi uygun mekâna (sosyal ortama)
gidilmeli, mümkünse tuvalet
ertelenmemelidir. Yoksa ilerleyen yıllarda Dilate Rektum/Rektal Hyposensitivite ile Redundan Rektosigmoid gibi durumlarla karşılaşılması kaçınılmaz olabilir.
Karın ağrısından, şişkinliğinden kurtulmak ve rahatlamak ya da hijyen saplantısı veya boşaltmak lazım düşüncesiyle veya düzenli tuvalet alışkanlığı edinmek adına "Görev İcabı"
tuvalete gidip dışkı çıkarmaya çalışılmamalıdır.
Çünkü sıkışma hissinin beklenmesi;
• Hem dışkılama sürecinde Pelvik taban ve makat kaslarında
yavaş yavaş refleks gevşeme olmasında, dolayısıyla gereksiz ıkınma ihtiyacının azalmasında
• Hem de dışkılama sürecinde dışkının; rektumdaki dışkının kuvvetli ilerletici(itici) kasılmalarla (gereksiz karın desteğine (
ıkınmaya) ihtiyaç göstermeden) makata yönlenmesinde ve çıkmasında önemli rol oynar.
B. DIŞKILAMA Süreci:
“Tuvalete gitme sıklığı” olarak da düşünebileceğimiz sıkışma hissi sonrasında tuvaleti de bulduk mu? “
Gider, yapar ve çıkarız” diye düşünebilirsiniz. Ama unutmayın ki bu işlemin de
bir yolu yordamı ve kurallarıı vardır.
Kabızlık, Hemoroid, Fissür(çatlak), Apse-Fistül, Rektosel, Gizli makat sarkması gibi birçok hastalığın oluşumunda; “
Gider, yapar ve çıkarız” diye düşünülen ve farkında olmadan
gereksiz ıkınmalarla gerçekleşen
hatalı dışkılama işlevleri olduğu unutulmamalıdır.
♦►Rahat ve Doğru Pozisyon; Yeterli derecede oluşan sıkışma hissine paralel olarak tuvalete gidilmesiyle beraber, dışkılama süreci de başlamış olur. Ama bunun için ilk olarak rahat ve doğru bir pozisyonda olmak gerekir. Bu sayede dışkının makat ağzına yönlenmesi için gerekli ilk hazırlık yapılmış olur.
ÇÖMELME; dışkılama için en rahat, en doğru ve en uygun pozisyondur. Çünkü en basit mantıkla, bebeklerin yaptığı gibi iç güdüseldir. Uygun bir pozisyon olarak, abdest tutmada etkili kaslarda çok daha
rahat bir gevşeme olmasını mümkün kılar. Bu sayede, dışkı çıkışı için ihtiyaç duyulan destek (
gereksiz ıkınma) de azalmış olur.
Ancak uygun çömelme pozisyonu için
topuklar yere temas etmeli,
karın gevşek ve
sırt dik olmalıdır. Alafrangada (Klozette) otururken ayakların altına konulacak
20-40 cm’lik yükseklikteki bir tabure ya da basamakla alaturka tuvaletteki çömelme
taklit edilebilir.
♦♦► Dışkının Makata Yönlenmesi; Her ne kadar uygun pozisyon alınmış olsa da rektumdaki kuvvetli ilerletici kasılmaların gücü; başta anorektal açılanmayı sağlayan puborektal kas olmak üzere abdest tutma işlevinde etkili kasları yenmek ve dışkı çıkış yolunu düzleştirmek için yeterli olmaz. Dolayısıyla,
a. Rektumdaki kuvvetli ilerletici kasılmalara
yardımcı olması,
b. Anorektal açılanmanın
genişleyerek düzleşmesi,
c. Makat iç ve dış kaslarının gevşeyerek
makat ağzının tam açılması için ilave
desteğe ihtiyaç duyulur.
Dışkının makata yönlenmesi ve çıkışı için ihtiyaç duyulan bu destek; "mermiyi namluya vermek" adına
artırılan karın içi basıncıyla sağlanır. Yani “diş macunu tüpünün elle sıkılması” misali, rektumun artan karın içi basıncıyla dışarıdan sıkılması gerekir.
Ki bu basınç artışı;
diafram nefesiyle, yani derin bir nefes alıp verme esnasında diafragmanın aşağı yönlü hareketiyle
dolaylı olarak ve/veya karın ön duvar kaslarının istemli kasılmasıyla
doğrudan elde edilir. Karın içi basınç artışı; sadece karın kaslarının sıkılmasıyla, yani doğrudan elde ediliyorsa bu desteğe
IKINMA adı verilir. Hatta zaman zaman dışkı çıkışı için daha fazla desteğe (karın içi basınç artışına) ihtiyaç duyulur. İşte o zaman bu destek; yüz mimiklerine ve vücut hareketlerine de yansıyacak şekilde
ZORLANMA adı altında katmerli ıkınmalarla sağlanır.
Uygun pozisyon alındıktan sonra dışkının makata
yönlenmesi; büyük bir oranda diyafram nefesi olarak da adlandırılan, yavaş ve derin nefes alıp verme sonucu oluşan
dolaylı destekle, daha az oranda ise "mermiyi namluya verme" adına "ıkınma" adı verilen
doğrudan destekle sağlanmalıdır.
♦♦♦► Dışkının Makattan Çıkışı; Dışkının makata yönlenmesi sonrasında açılan dışkı çıkış yolunun idamesinin sağlanmasıdır. Ancak bilinenin aksine, dışkılama (dışkı çıkışı) sırasında;
1. Dışkının makat ağzına yönlenmesi sırasında karın kaslarıyla yapılan ve
IKINMA adı verilen doğrudan desteğin kesilmesi,
2. Dışkı çıkışının mümkün olduğunca yavaş ve derin nefes alıp vermeyle (diafram nefesiyle)
dolaylı olarak desteklenmesi,
3. Bu çerçevede "
Mermiyi namludan sen çıkarma!.. Bırak, kendiliğinden çıksın" misali, dışkının; rektumdaki kuvvetli ilerletici kasılmalar eşliğinde ve “
yılan” gibi hem kayarak hem de kendiliğinden çıkması hissedilmeli,
4. Taharetlenmeye kadar makatın istemli bir şekilde ikide bir kapanmaması (sıkılmaması) sağlanmalıdır.
Şematik olarak Dışkılama Süreci;
IKINMA; Dışkının
sadece makat ağzına
yönlenmesi sırasında devreye sokulmalıdır. Daha uzun süreli olarak ve/veya dışkı çıkışı sırasında da kullanılırsa;
gereksiz ıkınma olarak adlandırılır ve
ıkınarak dışkılamayı, yani hatalı dışkılama işlevini işaret eder.Tuvalette bir elinizi karnınıza tutun ve test edin…
Tuvaletteyken ihtiyaç duyulacak
OLASI doğrudan
destek (IKINMA) oranı; pozisyon itibariyle Alaturka(çömelme) tuvalette Alafranga (Klozet) tuvalete göre daha az olur.
Tabii ki çömelme, usulüne uygun olarak yapılırsa...
C. SONLANDIRMA Süreci:
Rektum tamamıyla boşalana, yani “
daha varmış hissi” bitene kadar sonlandırma sürecine, yani istemli olarak makatın kapatılmasına geçilmez ve mevcut derin nefes alıp vermeye devam edilir.
Boşalmışlığın yarattığı rahatlama hissinin elde edilmesiyle birlikte pelvik taban ve makat kasları
kendiliğinden kasılmaya ve kapanmaya başlar. Bunu kişinin
istemli olarak pelvik taban ve makat dış kaslarını kasması izler. Böylece tekrar istirahat veya abdest tutma işlevine geri dönülerek dışkılama işlevi
sonlandırılmış olur.
Tabii ki peşine “şapata şapata” bol su ile taharetlenme yapılır ve sonrasında tuvalet kâğıdı ile hem kurulanır hem de taharet temizliği kontrol edilir. Yeterli görülmezse tekrar başa, suya dönülür.
Pelvik taban ve makat kaslarının hareketleri Normal dışkılama süreci...;
NORMAL DIŞKILAMA;
NORMAL BESLENME ALIŞKANLIĞI VE KOLON MOTİLİTESİYLE oluşturulmuş "Muz" kıvam ve kalınlığındaki dışkının,
makat bölgesinde sıkışma hissi beklenerek tuvalete gidilmesi,
tuvalette makatı açmaya ve kapamaya yönelik gereksiz ıkınma ve kasmalarından kaçınılması,
ve olabildiğince diafram nefesi kullanılması ile mümkün olur.
« « Normal Barsak Çalışması(Kolon Motilitesi) Normal Dışkı Nasıl Olmalıdır? » »
Opr.Dr. Levent TEZCAN
Genel Cerrahi Uzmanı
bu bilgileri çok faydalı buldum ve klozette ayaklarımın altına bir küçük tabure koymaya başladım, artık daha az ıkınma ve nefes alma tekniğini kullanarak daha rahat tuvaletimi yapabiliyorum. Okumanızı öneririm.