Ailesi yüzünden boşanıyoruz

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Benim anlayamadığım taaa en başından bu kadar emek sarfetmişsin.karşındaki insanın hangi özelliği seni ona bu derece bağladı? Çok mu yakışıklıydı görenin dönüp bir daha bakacağı yürden? Çok mu romantikti biz kadınların hayalindrki beyaz atlı prens miydi? Kesinlikle dalga geçme amaçlı sormuyorum.sizi ona bu kadar bağlayıp bu kadar fedakarlık yapmanızı sağlayan O ŞEY neydi?
Çok yakışıklı değil. Yani ben beğeniyorum ama bakan bir daha falan bakmaz. Çok eğlenceli biriydi. Saatlerce konuşurduk. Yaşadığım zorlukları onunla paylaşırdım. Belki ciddiye almazdı ama yalnız da hissetmezdim. İlişkimizin güzel zamanlarında güzel günlerimiz oldu. Şu anda aklıma da bunlar geliyor sadece zaten. Öyle işte.
 
Tek tek cevap vereyim. Akıllı, mantıklı, kendine saygısı olan hiç kimse sizin çektiklerinizi çekmez o konuda haklısınız. Biz size hakaret edemeyiz ama size her türlü hakaret eden eşinizi hala seviyorsunuz öyle mi? Biz edemeyiz kocanız edebilir. Keşke bu hassasiyetinizi aynı evi paylaştığınız adama da gösterebilseydiniz.

Bağımlılar gibi hissetmeniz normal bağımlısınız zaten.



Siz bırakın artık onun iyiliğini bu zamana kadar düşünmediğiniz kendi iyiliğinizi düşünün.

Neden çekeceğiniz zorluklarda yanınızda olalım ki? Kendi düşen ağlamaz. Hayatınızdaki her şey sizin seçimlerinizin sonucu. Bu yolda tek başınızasınız. Daha önce de yazmıştım siz benim kızım olsanız ben yanınızda olmazdım diye. Bir değil iki değil bu gönüllü işkenceyi çekmek istiyorsanız kolay gelsin. Yuva kolay kurulmuyor ama isteyen çok kolay dağıtıyor. Bir dilekçeye bakar. Kendinize bahane bulmayın burda sizin yaşadıklarınızın birini bile yaşasa boşanacak bir sürü kadın var.

Buraya girip girmemek size kalmış. Saygı sınırını aşmadan herkes dilediğini yazmakta özgür burası öyle bir platform. Kaldıramayacaksanız konu açmasaydınız keşke. Zaten bu konuyu neden açtığınızı da anlamadım. Bildiğinizi okuyorsunuz, bu kadar sayfa boşa konuşuyoruz. Boşanacağınıza zerre inancım yok onu da söyleyeyim.
Eşim bana hakaret ettiğinde en azından verebilecek bir cevabım var. Burada bana hakaret edenler destek arayan insana saldırmaya geliyorlar. Onlara verecek bir cevabım yok. Sizin inancınız da umrumda değil, ben kendimi kurtarmak için elimden geleni yapacağım.
 
Çok yakışıklı değil. Yani ben beğeniyorum ama bakan bir daha falan bakmaz. Çok eğlenceli biriydi. Saatlerce konuşurduk. Yaşadığım zorlukları onunla paylaşırdım. Belki ciddiye almazdı ama yalnız da hissetmezdim. İlişkimizin güzel zamanlarında güzel günlerimiz oldu. Şu anda aklıma da bunlar geliyor sadece zaten. Öyle işte.
Üzüldüm adınıza...
Bir girdaba girmişsinzi sevgi falan değil bunun adı.daha çok çok gençsiniz küçüksünüz.sizin yaşınızdakiler üniversiteye yeni başlıyor.
O adamdan boşanın ve tertemiz bir sayfa açın.asla dönmeyin ona asla asla asla.ağzıyla kuş tutsa ayakalrınızın altını yalasa DÖNMEYİN!!!
 
Bravo, başta sinirlendim size ama hissettiklerinde rağmen gerekeni yapmaya karar vermişsiniz zaten, yapmışsınız da. Hakaretleri kafaniza takmayın, insan hislerini belirleyemez ki, şu dakikadan itibaren iniş sevmeyeceğim falan diye. Önemli olan hislerinize rağmen doğru olanı yapabilmek. Şimdi uzun bı hayat var önünüzde, terapi görün, normale dönün, paranızı kendiniz için harcayin, spora başlayın vs vs. Eşinizin değişmeyeceğini farkındasınız zaten, bundan sonra siz değişin ama olumlu yönde. Boşandım! Konunuzu da bekliyorum
 
Eşim bana hakaret ettiğinde en azından verebilecek bir cevabım var. Burada bana hakaret edenler destek arayan insana saldırmaya geliyorlar. Onlara verecek bir cevabım yok. Sizin inancınız da umrumda değil, ben kendimi kurtarmak için elimden geleni yapacağım.

Neden cevabınız yok? Hakaret dediğiniz ne ayrıca drama queen mi? Hiç okumadım ama yazıldığını iddia ettiğiniz salak mı? Hakaret eden varsa zaten şikayet et butonuna basın ama ben hiç denk gelmedim size hakaret edildiğine. Siz destek aramıyorsunuz ki. Ben kocamdan ayrılmak istiyorum cesaret edemiyorum yardımcı olun beni yüreklendirin yazsanız neyse siz hala ben onu seviyorum yazıyorsunuz. Dilerim kurtulursunuz
 
Günaydın.
Şu anda annemden yazıyorum. Gelişmeleri de anlatayım.
Babamla konuştuğumda "yasak bitene kadar gitme" demişti. Onu dinlemek istediğim için gitmedim. Ya da belki gerçekten bir mucize olur mu umuduyla gitmedim bilmiyorum.
Dünden önceki gün anlatmıştım zaten, ettiğimiz kavgayı. Annesiyle sonunda gerçekleri konuşabildiğini.
Dün de aynı tavırdaydı tüm gün. Sallana sallana gitme dedi, ağladı. Hiçbirinde geri adım atmadım. Şunu biliyorum ki ben bu adamı sevsem ve biz beraber gerçekten mutlu da olsak, annesiyle herhangi bir bağımın kalmasını istemiyorum ben. Bulabilirse kendisini sevecek bir gelin bulsun, eşime de söyledim. Annenin yaptıklarını normal bulup onu sevebilecek bir gelin bul, o düğünü de ben yapacağım dedim.
Eşimi seviyorum hala. Hakaretlerinizi çok takmıyorum, hiçbiriniz anlattığınız kadar net değilsiniz bunu biliyorum. Ha benim yaşadıklarımı yaşar mıydınız, %100 eminim hiçbiriniz yaşamazdınız, çekmezdiniz. Ama bana hakaret edebilecek kişiler de değilsiniz hiçbiriniz.
Dediğim gibi, seviyorum onu. Ama hiçbir zaman mutlu olmayacağımızı biliyorum. Onun iyiliği için de ayrılmamız gerektiğini biliyorum. Çünkü annesine böylesine düşkün biri için annesi hakkında böyle düşünen biriyle beraber olmak onun için de imkansız olacak. Ve benim düşüncelerim asla değişmeyecek.
Eşimin buraları okumasını istememin sebebi, bütün bu olanları "kültürel farklılıklar"a, annesinin sevgi isteyen bir melek olduğuna falan bağlamasıydı. Bence zaten o da biliyordu benim haklı olduğumu ama somut olarak görmesini istedim. Herhalde o bitmek bilmeyen "umut"larımın bir parçasıydı bu da.
Dün akşam babamla konuştu. Babam bana "hatırım varsa bir kez daha deneyin, aileleri çıkarın aradan" dedi. Çok ısrar etti. Babama tamam baba konuşuruz dedim. Babam ayrılmamızı istemiyor, ona güvendiğini söylüyor. Muhtemelen buraya geldiğimi duyunca da barıştırmaya çalışacak. Öyle bir tavır içindeydi. Babam annesini küçük yaşta kaybettiği için eşimin annesine olan aşırı hassasiyetini normal görüyor sanırım. Ama bana yaptıkları eziyetin anne hassasiyeti ile ilgisi yok ne yazık ki.
Çok dil döktü, çok uğraştı, anlattığı şey annesinin hasta olduğu, kafama takmamam gerektiği, doktorlar bile "tabi biz bunu annenize farklı bir dille anlatırız" diyorlarmış, onla konuşma tarzı değişik olmalıymış, çünkü o hastaymış. Ama ben görüşmesem de olurmuş. Artık asla anneci bir adam olmayacakmış. Karısının kıymetini bilecekmiş.
Ona sadece şunu söyledim. Bir günde mi değiştin gerçekten?
O abimle yaşanan olaydan sonra doktor eşimin ilaçlarını artırmıştı. O zamandan beri eskisi kadar sinirli değildi. O "b*k ye" gibi olaylar ve bağırıp çağırmaları o günden öncesinde kalmıştı. Ama bana onun sakinliği de yetmiyor. Daha birkaç gün önce "konuşunca kavga ediyoruz" diye (sebep de annesi tabi) bilerek benle 3 gün hiç konuşmadığını söylemiş miydim? Buradaki kadınların büyük kısmı da, birçok kadın da el üstünde tutuluyorlar hele ki 8 ay olmuşken evleneli. Ben ne yeni evlilik yüzü gördüm, ne gelinliğimin tadını çıkarabildim. Tarzı değişti şekli değişti sadece yaşadığım üzüntülerin. Karım üzülür mü, karım iyi olsun, asla duymadım bunları. Ve titreyerek buraya geldim az önce ama geldim. Evliliğimle ilgili konuda hayal dünyasında yaşıyor olsam da burada yazılanların da benim hayal dünyamdan farkı yok ne yazık ki. "HEMEN EVİ TERK ET", "HEMEN BOŞAN!!!" bunlar gerçekçi değil. Bu evliliği nasıl inşa ettiğimi ben biliyorum. Hiçbir yuva kolay kurulmuyor. Benimki en zorlarından biriydi. "SALAK SENİ", "DRAMA QUEEN" ben bunları hak edecek bir kötülük etmedim kimseye. Kendime ettim. Kendime kötülük ettim diye bana sövecek kadar beni çok seviyorsanız da bundan sonra da çekeceğim zorluklarda yanımda olursunuz herhalde.

Şu anda berbat hissediyorum, her yerim titriyor. Bağımlılar gibi hissediyorum kendimi. Yine salak derseniz de umrumda değil ama başlangıç aşaması, o uyuşturucu meseleleri, yaşadığım zorluklar umrumda değildi. Hepsini mutlu bir yuva kurmak için sineye çekmiştim. Ama evlendikten sonra adam olsaydı, benimle bir takım olsaydı, beni her yumuşak başlı gördüğünde ezmeye ve annesinin köpeği yapmaya çalışmasaydı ben yuvamı dağıtmak istemezdim. Annemle abim de kafa dinlemek istiyorsan dinle, inşallah her şey yoluna girer falan dediler. Benim kalbimde umut var, ama beynimde yok. Zaten devam etseydik maksimum 1 ay sonra yine şu durumda olacaktım. Her geçen günde kendime bunu hatırlatmaya çalışacağım. "Yeni eziyetine az kalmıştı" diyeceğim.

"Sırf edebiyat, romantizm" diyorsunuz da benim karakterim böyle olmasaydı, duygularımın dışında hareket edebilseydim bu yaşananlar da yaşanmamış olurdu, siz de şimdi başka bir konuda içinizdeki "güçlü kadın"ı hakaretlerle başkasının üzerine salıyor olurdunuz.

Bana "kötü" yorum yapabilirsiniz, ama çirkinleşecekseniz konuma yazmayın. Dediğiniz gibi 3 gün sonra siz beni hatırlamayacaksınız. Ama ben yaşadığım bu travmatik anlarda hissettirdiklerinizi hiç unutmayacağım. Eğer zaten yıkılmış haldeki psikolojime daha da kötü etki ederse burası, yıllardır girmediğim gibi yine girmem. Siz de dediğiniz gibi beni unutursunuz. Yılların bağımlısıyken sevdiğim adamı terk etmeyi göze aldım, buradan da kopabilirim herhalde.

Herkese yeniden teşekkür ederim. Umarım atladığım kimse olmaz konumla ilgilenen.
H hayalet65162 @Liona Esposito @Lulibunny @Cakiltasinsm @-Alinda- @Karakedi1990 @klbk33 @Schwelle @mandalina95 @Bloss @kirazcicegii @Papua @m b r @Turnbackthehandsoftime @Pembegomlek @Khomyuk Led_BiR_Vele_DisTiri Led_BiR_Vele_DisTiri @Gsyabk @Cordeliaa @Maviguverciin @nickisonrasoylesem @Truman Show @peynirlirecel @therewillbeaday S Sahinys Pinkflambe Pinkflambe @nomunomuchua @Sarisinmelekk @semachann @anneyimbenanne

@Nehirh yazdığım ilk mesajı okuduğunu ve haklı olduğumu falan söylemişti ama bana uzun zamandır "haklısın" diyordu zaten. Diyemediği kişi annesiydi. Bu yorumları falan okumuyor eminim. Hiç rastlamadım evde kaldığım süreçte de baktığına. Adam bana zamanını o kadar ayırmayan biri ki, kayıtlı sekmelerinde annesinin hastalıklarıyla ilgili notlar falan var. Benle ilgili oturup bir şey araştırdığını ya da okuduğunu bile görmedim. Ki çok araştırıp, okur.

@destina53 ibanı bekliyorum :p
ozaman şunu diyeyim . son kez deneyin bakalım . neler olucak kendi gözünüzle görün . en azından vicdan azabı ileride çekmessiniz . ki zaten sen elinden geleni yapmışsınız. ama unutma daha gencecik insansın . bu geçici hayatta seninde gülmeye ihtiyacın var. çocuğunuz yok . bu bence bir yandan avantaj . ileride karşına iyileri çıkar diye düşünüyorum .bu farklı birşey annesinle senin arandaki bağı kuramazsa daha çok üzülen taraf sen olucaksın . umarım hayatında herşey yoluna gider.
 
Kararlı davranmanıza çok sevindim. Bi şey sormak istiyorum arkadaş çevreniz varmı vakit geçirebileceğiniz.Sanki siz bu adamı hayatınızın odağına koymuşsunuz gibi geliyor bana... şuan zor ama ortam değiştirin bence sizinkisi bağımlılık olmuş gibi...
 
Cevap vereyim madem.
Hayat sizin. İstediğiniz gibi yaşayın. İcazet alacak değilsiniz elbette.
İster çekin, ister çekmeyin.
Binbir zorlukla sürekli tek taraflı ödeyerek kurduğunuz zor yuvanizi ister kurtarın, ister harcayın.
Açıkçası haklısınız yani .
Bizene (vurgulamak istediğin gibi )
Ha ola ki yine aynı aymazlikta devam etmesi muhtemel olan evliliğiniz bitirme durumuna gelir de yine burada "Çok seviyorum, ama bitmeli" derseniz zor değil bu sefer haddimizi bilerek (!) Geçmiş olsun deriz.
Kolay gele.
 
Sizi kirmak istemem ama sizin de psikiyatrilik bir sorununuz var bence lutfen kendinize gelin once kendinize aayginiz olsun bu nedir ya kocam sesini yukseltse etmedigimi koymam kusura bakmasin ben saygi gosteriyorsam o da gostermek zorunda... bu sizin icin de boyle olsun bosanin gidin tedavi olun sonra sakin boyle hatalar yapmayin..
 
Durun, çok uzun demeden ilk paragrafı bari okuyun. "Böyle de gelin mi olur" dedirteceğim size söz :)
Aslında ailesi yüzünden değil de benimle bir aile olduğunu algılayamayan eşim yüzünden boşanacağımızı biliyorum. Ama konum okunsun, dikkat çeksin istiyorum. Hayatınızda böyle bir hikaye duymadığınızdan eminim. Mümkün olduğunca kısa anlatacağım, ne kadar mümkün olursa... Eğer evliyken yaşadıklarımı okuyup yorum yapmak isteyen olursa bu "asıl" olayları anlatmaya başladığım yeri koyu işaretliyorum...

Eşimle tanıştığımda farklı bir şehirde üniversitede 6 yıldır birinci sınıfı okuyordu. Serseri bir hayatı vardı, uyuşturucu kullanıyordu. Çok uzun hikayeler ama şöyle diyeyim, onu bulunduğum şehre geçirdim, evini tuttum, tüm masraflarını karşıladım, her an yanında oldum ve dereceyle mezun oldu. Annem onu başından beri istemedi. Anneannem vefat ettikten sonra yalnız kalamadı annem bir süre, anneannem-annem-ben üçümüz yaşıyorduk. Babamla annem ben 1 yaşındayken ayrılmışlar. Bu süreçte eşimle görüşmelerimizde annem hep yanımızdaydı. Annem ona hep ters davrandı, uyuşturucu meseleleri ve beni sürekli terk etmeleri, üzmeleri, başka kızlarla düşüp kalkmaları yüzünden. Eşime sorsanız "bunlar bana yaptıklarına sebep değil!" diyecektir. 18 yaşında başladı ilişkimiz. Annemle bu olanlar ise 21-23 yaş aralığımda oldu.

Eşimi tanıdığım günden itibaren maddi manevi tüm ihtiyaçlarında yanında oldum. Ailesi de farklı bir şehirdeydi, onları bizim bulunduğumuz şehre taşıdı. Babası borç bırakıp çeker çeker giderdi, yalnız kalırdı annesiyle. Hep arkalarındaydım. Öğrenciliği boyunca 1 gün çalışmak zorunda kalmadı. Öyle çok sevdim ki onu, hiçbir yanlışı ondan kopmamı sağlayamadı.

Okulu benden 1 sene sonra bitirdi. Sonraki 1 sene de KPSS'ye hazırlandı. Kursa gitti geldi, bu süreçte yine babasının olayları, ben yine yanındaydım. Sınav sonucu açıklandı, artık evlenmek istiyorduk. Yani ben onun da istediğini sanıyordum. İstekliydi de aslında. Ama parası yoktu. Babamla tanıştırdım onu. Eski mevzuları hiç anlatmadan. Her şey güzel olacak dedim. Eşyalarımı aldım. Gelinliğimi aldım. Nişanlandık, yüzüklerimizi aldım. İsteme çiçeğimi aldım. Çikolatamı aldım.

Sonra bir sorun daha vardı askerlik. Bedelli askerliğe gönderdim onu. Öyle mutluyduk ki. İnanın o askerden dönene kadar yaşadığım mutluluğu bilebilseydiniz şu an bana içinizden "salak" diyor olmazdınız. O güne kadar yaptıklarımdan hiç pişman değilim.

Askerden geldi, 1 ay geçti annesinin meme kanseri olduğunu öğrendi. Korkunç durumdaydı doğal olarak. Hep yanlarındaydım. Annesi beni çok severdi. Kar tanem derdi bana. Annem gibiydi. Ameliyatını yaptırdım en iyi doktorlara. Hastane odasından geceliklerine kadar, sayısız test, tetkik, sayısız muayene görüşmeleri, her şey tamam. Düğünü ertelememiz gerekir mi diye sordum doktora, gerekmez dedi. Bu da tamam. Bu süreçte eşim kendini belli etmeye başladı. Annesini zaten tedavi ettiriyordum. Ama ettirmezsem beni bırakıp gitmekle tehdit etti. Öyle bir hal almıştı ki artık masraflar bana sorulmuyordu bile. Sadece ödüyordum. Hatta hiç unutmam hastanede bütçemi ayarlayayım diye "tek kişilik oda ücreti ne kadar?" diye sorduğum için kavga etmişti benimle. Öyle bir "para sorun değil" tavrı vardı ki, sanki o kazanıyordu, o çalışıyordu sabahlara kadar. Benim için önemli değildi.

Nişanlılığımız boyunca, tam 10 ay, bana eziyet etti. Annem hakkında ileri geri konuştu, ona defalarca saygısızlık yaptı. Hepsini yuttum, onun adına anneme hediyeler gönderdim, aralarını düzelttim. Babamla da iyi ilişki kurmuştu. Babam hep sevdi ve kolladı onu. Eşimin annesiyle ilgili takıntısı inanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Hepimiz (kayınvalidem, annem, ben) çok iyi anlaşıyor, beraber çok eğleniyor, harika zaman geçiriyorduk. Ama eşim annesine saldırdığımızı düşünüyordu. Annesi düğüne 4 ay kala ona "annecim" demediğim için büyük bir sorun çıkardı. Kemoterapi almaya başladıktan sonra evlerine sık sık gitmememiz gerektiğini söylemişlerdi bize. Biz de gitmiyorduk. Telefonda konuşurken de "annecim" dememişim. Eşim tam olarak beni desteklemedi, ama ezdirmedi de. Ama annesine takıntısı asla bitmedi ve onu haklı bulduğunu hep hissettim. Evet doğru tahmin ettiniz, paranoid kişilik bozukluğu tanısı var. İlaç da kullanıyor. Doktoruyla görüştüğümde "durum böyle, sen bilirsin" dedi. Ben biliyordum tabi.

Sonra evlendik. Balayında bile boşanmak istediğini söyledi. Sürekli annesini öne sürdüğü için kavga çıkıyordu ve ben de sinirlenince ağır konuşan biriyim, bu yüzden. Döndüğümüz ilk gün annesi kendi kızkardeşinin kızı için borç para istedi. Eşim karşı çıktı. Ama onunla biz bir aileyiz diye değil, paramız bizim bütçemiz diye değil, teyzesini sevmediği için karşı çıktı. Her gün, her Allah'ın günü eşimden eziyet görüyordum (fiziksel şiddet hiç olmadı, ben yaptım hatta maalesef). Sürekli olarak annesiyle ilgili bir gündem oluyordu ve bana saldırıyordu. Bu süreci anlatmam mümkün değil. Şu evin her köşesinde ağladım öyle diyeyim. Defalarca evi terk ettim geri dönmemi istedi. Ama eziyeti hiç bitmedi. Kendimi çok çaresiz ve savunmasız hissediyordum. Bir gün "anne pazar günü gel yağmura yemek öğret" dedi (bu sıralar yaptığım her yemeğe laf eder, çamaşır katlama şeklimi bile eleştirir, beni inanılmaz aşağılardı). Ben de "hiç yemek bilmiyor değilim benim de annem var sonuçta" dedim. Bu laf yüzünden öyle çok işkence çektim ki. Annesi domates rendelerken "KADIN DEDİĞİN BÖYLE OLUR BÖYLE" diye bağırıyordu bana. Neden böyle yaptı hiç anlamadım. Ben de acemiydim daha. Evliliğimin 20 küsürüncü günüydü o sıralarda. Annesi yer elması pişirmişti. Hayatımda ilk kez yedim, sevmediğimi söyledim. "B*K YE!" diye bağırışını unutamıyorum eşimin.

Bu sırada eşim hala işsiz, zamanındaki meseleler yüzünden denetimli serbestliği var ve giremiyor hiçbir yere, bir kurumun sınavını birincilikle kazandığı halde. Bunu da hallettim, araya birileri girdi ve işe başladı. Mutlu olmadığı ve alanında olmayan bir işi var ama işsiz değildi artık. Annemle karşılıklı oturuyoruz bu arada. Ama annem eşimi bildiği için evime 3 kere bile adım atmadı. Yok gibiydi, zaten farklı bir şehre abimin bebeğine bakmak için gitti. Aylarca da burada değildi. Nişanlıyken çok yalvardım kayınvalidemlerin de yakına taşınması için. Kredi bile çektim taşınma masrafları için. İstemediler, taşınmadılar. Bize arabayla 15 dakika mesafede oturuyorlar. Eşim işe girdikten birkaç gün sonra annem yine gidecekti, kayınvalidemi davet etti. Gitmeden beraber bir gün geçirelim dedi. Harika bir gün geçirdik, hediyeleşildi, annem dört döndü kayınvalidemin etrafında. Ertesi gün kayınvalidem annemi aradı.

HAYATINIZDA DUYMADIĞINIZ BİR ŞEY OLDUĞUNDAN EMİNİM: Anneme "sen bundan önceki görüşmemizde bana poponu dönerek oturdun" dedi. Annem ne olduğunu bile anlamamış şekilde "başından beri mi öyle yapıyorum" falan dedi. Kayınvalidem de "seni gördüğüm günden beri iyi hissetmiyorum bana iyi gelmiyorsun" dedi. Hastanede yatarken ona ev yemeği taşıyan annem. Geceliklerini kendisi seçip götüren annem. Evlerinde klozet yok diye hasta tuvaleti almamı söyleyen annem. "Odası yok" diye koca bir oda takımı almamı söyleyen annem. Hiçbir hizmeti, hürmeti esirgemeyen annem.

Bu şekilde anneler arası bağ koptu. Eşimin bana eziyeti daha da arttı. Çok ezilmiş, dışlanmış ve yalnızdım. Eşim ve annesi bir aileydi, bense yabancı biriydim. Babam çok koruyucu ve güçlü bir adamdır. Ona sığındım. Ben itildikçe babama yaklaşıyordum ve babamdan başka kimsem olmadığını hissediyordum, zaten öyleydi de. Ve tam yedinci yıldönümümüzde babama her şeyi anlattım. Yıllardır tanıştığımızı, her şeyi. Babam tek bir şey sordu, "peki şimdi geçmişle mi yaşayacaksınız yoksa mutlu mu olacaksınız?"

Eşim hayatı zindan etti bana. Babama anlattığım için ailesini kötü duruma düşürdüğümü söyledi. Oysa babama ben her şeyi tam anlattım. Benim istediğimi, her masrafı kendim, bilerek, isteyerek yaptığımı. Onların bir zorlaması ya da talebinin olmadığını. Ama olmadı. Eşim beni bir türlü karısı olarak göremedi. Ben bu süreçte annesine hep yakın olmaya devam ettim. Sık sık arıyordum, uzun uzun konuşuyordum. Bir akşam bana "ben sana kırgınım" dedi. Nedenini sordum, o olaydan sonra gönlünü almaya çalışırken "Anne poposunu dönmüşse ne olmuş, biz sizi elimizde ayağımızla popomuzla her yerimizle severiz, ne kadar samimiyiz bilmiyor musunuz sanki" demiştim. Bu lafa çok kırılmış. Sürekli, ama sürekli, 1 ay boyunca belki daha fazla, BANA İLGİ GÖSTERMİYORSUN diyerek hayatı bana zindan etti.

Birkaç gün sonra eşimle beraber onlara gittik. Mutfakta fısır fısır konuştular. Zaten hep eşim kapıları kitler annesiyle gizli gizli konuşurdu. Balayındaki kavga nedenimiz de buydu. Gizli konuşmaları. Yanlarına gittim eşim "annemin senin de ailenin de kendisini istemediğinizi düşünüyor" dedi. Şoka girdim, kimseyi "acaba istiyor muyum" diye düşünmem ki. İşin kötüsü istiyordum da kayınvalidemi. Çok seviyordum onu. Artık gerçekten yılmıştım. Bir çığlık gibi koparıp atmak istedim her şeyi. "Bu evlilik anneni pohpohlamama bağlı olacaksa istemiyorum" dedim. Ve çıkıyordum evden. Eşim arkamdan gelirken annesi "sen nereye?" dedi. Eşim gelmedi. Bana sürekli "ya anana ya babana gidersin" diye zavallı muamelesi yapıyordu. Gitmedim. Babamın ofisine gidip saklandım. Ölmek istedim. Buldular beni. Bu sırada babam dokuzuncu kez ameliyat olalı 2 gün olmuştu. Hastanede refakatçi kalmıştım 2 gün. Hemen sonrasında yaşanıyor bunlar. Eşim beni bulamayınca babamı aramış. Hastaneye gelmiş. Orada "karını nasıl bırakırsın" diye 2 tokat yemiş. Ben ayrılacağımdan çok emindim. Ayrılamazsam ölecektim. Ölmeyi de becerirdim, yılmıştım çünkü.

Bu olaydan sonra babamda kalmaya başladım. Yani hastanede. Elimde üç beş parça kıyafet, hastane odasında evliliğim biterken refakatçi yatağında ağlayarak yaşadım günlerce. Bu sırada eşimin teyzesi (hani o borç vermediğimiz) babama "senin kızın üç sene çıktım beş sene çıktım deyip evlenmeye zorladı" dedi. Babam "senin de kızın var" deyince "benimki seninki gibi salak değil" dedi. Kafamı duvarlara vurdum sinirimden. Acilde de zaman geçirdim epeyce, çeşitli sakinleştiriciler kullanarak.

Babam eve çıkınca onunla gittim. Eşim sürekli geldi gitti, barışmak için çabaladı. Barıştık döndüm evime. Ayaklarım geri geri gitti dönerken. Biliyordum olmayacağını. Annesine olan takıntısı ve benle bir takım olamaması, aile olamaması beni mahvedecekti biliyordum. Öyle de oldu. Sürekli kavga ettik, sürekli. Şubat başında yine kavga ediyorduk bir sabah, işe gönderdim onu. "İstemiyorum seni" dedi. Aradım işteyken. Beni sevdiğini ve istediğini söyle gitmeyeyim dedim. Yüzüme kapattı. Toplandım gittim babama. Babamla konuştu telefonda. "Senle yüz yüze görüşeceğiz, benden o tokatlar için özür dileyeceksin" dedi babama. Babam zaten "o tokatı ben yemiş oldum" gibi şeyler söylemişti eşime biz barıştıktan sonra. Ama eşim hasta bir yapıda olduğu için babama saygısızlık yaptı, hiçbir alakası yoktu babamın olayla. Her zamanki gibi konu annesiydi. Abim eşimin annesine "artık böyle şeyler yapmayın yeter" temalı bir konuşma yaptığı için zamanında, abime de düşmandı. Onla da telefonda kavga etti. Abim alkol sorunu olan biri, babamsa tüm çalışanlarının hatta çevresinde gördüğü herkesin babası gibi olan, güçlü bir adam. Abim olacak zırdeli bir arkadaşıyla eşimi işyerinden aldı ve darp etti. Arkadaşı eşime bir yumruk atmış.

Bu olayın üzerine ben kıyamadığımdan, dayanamadığımdan, eşimin yanına gittim. Beni istemedi. Babama döndüm, iki gün sonra işyerine gittim. Ailemi ikna et dedi. İstemiyorlar dedi. Kayınvalidemin yanına gittim. Bana, aileme küfürler ve hakaretler etti. Oğlum seni sevmiyor, hiç sevmedi dedi. O sırada teyzesi aradı, teyzesi küfürler etti. Çantamla montumu kucağıma verdiği gibi itekleye itekleye evinden kovdu beni. Eşimin yanına gittim yeniden, işyerine. Çıkınca beni yemeğe götürdü. Annesi aradı, benle olduğunu söyleyince "eşyalarını topla git" dedi. "Ya eşin, ya biz" dediler eşime. Eşim eşyalarını aldı ve biz beraber evimize döndük. İnanamıyordum, gerçekten inanamıyordum bu nasıl olabilirdi? Eşim beni mi seçmişti? Bizim aile olduğumuzu algılamış mıydı artık? Annesine hissettiği o inanılmaz bağı bana da hissetmesi gerektiğini, bunları anlamış mıydı yani?

Tabi ki anlamamıştı. Eşimle ailesi 1 hafta konuşmadılar (eşim defalarca aradı tabi), evliliğimizdeki mutlu tek hafta o hafta oldu. Sonra görüşmeye başladılar. Annesiyle ben o zamandan beri 2-3 kez konuştum. Babası benle konuşmayı bile kabul etmedi. Eşim bu süreçte ailesini haklı buluyordu yine çoğu zaman, bana "geleceğimiz yok", "senden çocuk yapacağımdan emin değilim, yapmayacağımdan emin olursam boşanırız senin de anne olma şansın kalır" gibi şeyler söylüyordu. Annesi de en son konuşmamızda "çok söyledik ona, istemedik, ayrıl dedik ama gitti seninle" dedi. Yine canımı yakmayı başardı. İlgi, ilgi, ilgi, ilgi istiyorum, ilgi! İlgi diye delirtmişti beni. Yine yaptı yapacağını. Eve döndükten sonraki süreç boyunca eşimle kavga ederken ağzıma ne gelirse sayıyordum. Yanlış. Ama benim de sanırım bunca emek verip böyle suçsuz yere üzerim çizildikten ve evliliğimde mutluluk yüzü göremedikten sonra delirmeye biraz hakkım vardı.

Ben çok üzüldüm. Eşim "yanındayım, seni anlıyorum, sen haklısın" dedi. Bir suçumun olmadığını söyledi. Haksızlığa uğradığımı söyledi.

Bugün ise virüs nedeniyle uzun zamandır görüşemediği ailesine gitmek istedi. Korkuyorduk virüsten ama gitti. Sabah giderken ona sarıldım, "unutma bu anı, biz aileyiz, şimdi nasılsan akşam da öyle ol söz mü?" dedim. Söz verdi, sarıldık. 8 saat geçirdiler beraber. Eve geldi, soğuktu, beni öpmedi bile. Anlamıştım durumu. Öfkelendim. "Olmuş yine olan" dedim. Babası "siz hep kavga ediyorsunuz" demiş. Babası çok gerçekçiymiş. Keşke babası neden kavga ettiğimiz konusunda da gerçekçi olabilse. Annesi de babası da benzer hastalıklara sahipler, psikiyatrik rahatsızlıklar ve ilaç kullanıyorlar.

Sonuç olarak, eşim akşam geldikten 1 saat sonra bana ayrılmak istediğini, benimle mutsuz olduğunu, beni istemediğini söyledi. Saatlerce konuştum, bak böyle, biz aileyiz, biz takım olmalıyız... Hayır. Ailesiyle samimi olmadığım için (evden kovulduğumda bile tek bir saygısızlık etmedim, kendisi benim ailemde saygısızlık yapılmadık insan bırakmadı ama) beni istemiyormuş. Çok mutsuzmuş. Ailesiyle yakın olmadığım için.

Altı taksitle aldığım o gelinliğin hakkını bir gün olsun veremedim. 8 aydır evliyim. 8 aydır ağlıyorum. Yedi sene bu adamla yuva kurmak için canımı dişime taktım. Olmayacakları oldurdum. Hayatımı, gençliğimi adadım ona. Heveslerle aldığım mutfak eşyalarımın bile tadını çıkaramadım. Gençliğim, hayatım yandı gitti. 25 yaşındayım. Ama bundan sonra bir gelecek olur mu bilmiyorum. Bu toplumda "dul kadın" olmak zor.

Bu arada cinsel yaşamımız da yok eşimle. Kullandığı ilaçlar nedeniyle. Herhangi bir isteği yok. Bir gün hazırlanıp ona sürpriz yapmak istemiştim. "Yarın annemin ultrasonu var nasıl bunu yaparsın" diye saatlerce azarlamıştı beni.

Bütün bunlara rağmen ona sarılıp mutlu hissettiğim o nadir anları özleyeceğim. Hiçbir suçum yokken istenmeyen gelin ve istenmeyen eş oldum. 7 senede bir gün jest, hediye, romantizm, sevgi gösterisi görmedim. Birbirimize uyarlayıp söylediğimiz çizgi film şarkıları dışında... Bu yazıyı o da okuyacak. Ona linki gönderip, sabah öyle gideceğim zorluklarla kurduğum yuvamdan. Keşke annesinin sahip olduğu değerin binde birini bana verebilseydi. Ona anne de, baba da, kardeş de, eş de olmuştum oysa. Ona yardım ettiğim zamanlarda kimse yoktu yanında. Ben vardım. Umarım annesiyle çok mutlu bir yaşamı olur. Yanan da benim gençliğim, hayallerim olsun.

Okuyan sabırlı kadınlar, her yorumunuz altın değerinde. Hele ki bana destek olup "atlatırsın kız, seni istemeyen adamı sen hiç isteme" derseniz çok mutlu olurum. Ben acı içinde uykusuzken, onun rahatça uyuyabilmesi çok canımı acıtıyor çünkü. Bana bu evden güçlü bir şekilde çıkıp gitmem için yardım edin.
 
Sizi kirmak istemem ama sizin de psikiyatrilik bir sorununuz var bence lutfen kendinize gelin once kendinize aayginiz olsun bu nedir ya kocam sesini yukseltse etmedigimi koymam kusura bakmasin ben saygi gosteriyorsam o da gostermek zorunda... bu sizin icin de boyle olsun bosanin gidin tedavi olun sonra sakin boyle hatalar yapmayin..
Sabırla okudum . İnanılmaz bir hikayen var. Sen kendin tek başına mükemmelsin . Eşimde saygı göstermeyecekse sana hiç dönmesin geriye. Ailenize de kendinize de işkence etmeyi bırakmalısınız.
 
Sen de söylemişsin zaten tekrar denesen bile belki ilk günler çok güzel geçecek ama sonra yine annesi baskın gelecek, sorunlar aşağılanmalar başlayacak. Sadece süreç uzamış olacak, yuva yuva diyorsun canım ama yuvayı iki yetişkin insan kurar yoksa ev tut, eşyaları doldur içine orası yuva olmuyor, karşılıklı özveriyle olur, emekle olur. Zorlandığını üzüldüğünü biliyorum çok normal ama geçecek. Bence hayatta geçmeyen tek acı evlat acısı. Allah hiç kimseye yaşatmasın,ben ailenin de hazır sen her şeye baştan başlamak için bi cesaretin varken tekrar mı deneseniz demesini anlayamıyorum gerçekten. Hemen terk et boşan diyorsunuz da sanki kolay demişsin de bu yaşadıkların çok mu kolay. İnsanlar çok sorunlu yıllar süren çoluklu çocuklu evliliklerini bile bitiriyor, tabi ki kolay olmuyor, kimse de ohh bitti diye göbek atmıyordur travmatik olaylar bunlar ama kangren tüm vücuda yayılmasın diye tak diye bacağı kesiyor doktorlar, ya ams bekleyelim belki toparlar ama bacaksız mı kalacak ya demiyorlar. Bazen bazı şeylerin pat diye yapılması gerekiyor. Hayat senin, hepimiz seçimlerimizin sonuçlarını yaşıyoruz. Sen şansın varken kullanırsın ya da kullanmazsın
Ben bu siteyi hamileliklerimde kullanıyorum böyle bir bdv bölümünü bile yeni keşfettim ama kadınlarımızın bu çaresizliği, umutsuzluğunu bu kadar yakından ilk kez gördüm, mesleğim gereği kamuda çalıştığım için sosyo-ekonomik durumu genel anlamda düşük kadınları görüyordum evet onların zorluklarını biliyordum Ama burda eğitimli, maddi geliri olan ayakları üzerinde durabilecek kadınların bu kadar aciz olduğunu görmek beni çok sarstı cidden, benim de bir kızım olacak onu nasıl yetiştirmeliyim diye derin sorgulamalara itti beni.
umarım kendi değerini görür geleceğini güzelce çizersin, mutluluk seninle olsun
 
Neden cevabınız yok? Hakaret dediğiniz ne ayrıca drama queen mi? Hiç okumadım ama yazıldığını iddia ettiğiniz salak mı? Hakaret eden varsa zaten şikayet et butonuna basın ama ben hiç denk gelmedim size hakaret edildiğine. Siz destek aramıyorsunuz ki. Ben kocamdan ayrılmak istiyorum cesaret edemiyorum yardımcı olun beni yüreklendirin yazsanız neyse siz hala ben onu seviyorum yazıyorsunuz. Dilerim kurtulursunuz
İnsanın cesaret edememesinin sebebi ya ekonomik zorluk ya çocuk ya da sevgi değil midir? Bende sevgi var sadece. Kimseden hiçbir beklentim olmadı. Ona da söyledim. Adam olup beni yanına alıp karım diyebilseydi ben mutsuz olmayacaktım. Ama yapamadı. Annesi eskiden aradığında “anne kız arkadaşımlayım sonra konuşuruz” diyen adam ben ölüm döşeğinde olsam annesinin cımbızla bıyıklarını almaya gidecek duruma geldi. Evet anlattığım maddi sorunlar vs başından beri vardı ama bu anne sorunu yoktu. Olsaydı Allah canımı alsın ki evlenmezdim. Ben onu beni hayatının en önemli insanı yapabildiği için sevdim. Bunun için uğraştım bu kadar. Sevdiğim için, eski günler için cesaret edemiyordum. Allah şu anki aklımı da kaybettirmesin bana inşallah.
 
ozaman şunu diyeyim . son kez deneyin bakalım . neler olucak kendi gözünüzle görün . en azından vicdan azabı ileride çekmessiniz . ki zaten sen elinden geleni yapmışsınız. ama unutma daha gencecik insansın . bu geçici hayatta seninde gülmeye ihtiyacın var. çocuğunuz yok . bu bence bir yandan avantaj . ileride karşına iyileri çıkar diye düşünüyorum .bu farklı birşey annesinle senin arandaki bağı kuramazsa daha çok üzülen taraf sen olucaksın . umarım hayatında herşey yoluna gider.
Tekrar denesem 1 ay sonra yine annemin evinde “çamaşırlarımı kendim yıkamak da güzeldi be” derken bulacağım kendimi. Eşime duyduğum sevginin binde biri kadar güven duymuyorum ona. Babam da denememi istiyor ama babama gittiğimde çok acı çektiğimi gördüğü için bana kıyamadığından dene diyor bence.
 
Neden cevabınız yok? Hakaret dediğiniz ne ayrıca drama queen mi? Hiç okumadım ama yazıldığını iddia ettiğiniz salak mı? Hakaret eden varsa zaten şikayet et butonuna basın ama ben hiç denk gelmedim size hakaret edildiğine. Siz destek aramıyorsunuz ki. Ben kocamdan ayrılmak istiyorum cesaret edemiyorum yardımcı olun beni yüreklendirin yazsanız neyse siz hala ben onu seviyorum yazıyorsunuz. Dilerim kurtulursunuz
Burada en az, bakın en en az eleştirilen ve gerçekten en yumuşak şekilde yazılan konulardan birisidir bu.
Kendisine salak diyen de kendisi.
Hatta eylemlerinin salaklık derecesinde olduğunun farkında olarak "bana salak diyeceksiniz biliyorum" diye konu arasında da belirten kendisi. Şimdi niye içerlemis onu anlamadım.
Ha Drama Queen diyenlerden birisi benim belki bir kaç kişi daha var.
Bu konuya hakikaten en afillisinden kallavi sekilde cevaplar gelseydi ağlayarak giderdi buradan.
Kaldı ki gerçekten çok naifce eleştirilmiş hatta akıl verilmiş ender konulardan birisidir bu.
Konu sahibesi hakaretin dibini eşinden ve ailesinden görmüş zaten. Burada denilenler neden bu kadar zoruna gitmiş onu anlamadım. Üstelik denilmemisken :KK66:
Neyse işte yine verdiği cevaplarda eşinin ne kadar ağladığını okuduk ikna olduk zaar.
Geçmiş olsun.
 
Cevap vereyim madem.
Hayat sizin. İstediğiniz gibi yaşayın. İcazet alacak değilsiniz elbette.
İster çekin, ister çekmeyin.
Binbir zorlukla sürekli tek taraflı ödeyerek kurduğunuz zor yuvanizi ister kurtarın, ister harcayın.
Açıkçası haklısınız yani .
Bizene (vurgulamak istediğin gibi )
Ha ola ki yine aynı aymazlikta devam etmesi muhtemel olan evliliğiniz bitirme durumuna gelir de yine burada "Çok seviyorum, ama bitmeli" derseniz zor değil bu sefer haddimizi bilerek (!) Geçmiş olsun deriz.
Kolay gele.
Kimseye hadsiz deme niyetim yoktu. Öyle demek istediğimi düşündüyseniz özür dilerim. Gerçekten bunca şeyi okuyup cevap yazmanız benim için çok değerli. Yazan herkesten ama herkesten Allah razı olsun. Teşekkür ediyorum.
 
Kararlı davranmanıza çok sevindim. Bi şey sormak istiyorum arkadaş çevreniz varmı vakit geçirebileceğiniz.Sanki siz bu adamı hayatınızın odağına koymuşsunuz gibi geliyor bana... şuan zor ama ortam değiştirin bence sizinkisi bağımlılık olmuş gibi...
Hayır. Yani çok sınırlı sayıda birkaç yakın arkadaşım var. 3 tane. Ama şu an kimseyle vakit geçiremem bildiğiniz üzere. Bu da şanssızlık benim için. Kendimi alışverişlere vurmak vardı şimdi :)
 
İnsanın cesaret edememesinin sebebi ya ekonomik zorluk ya çocuk ya da sevgi değil midir? Bende sevgi var sadece. Kimseden hiçbir beklentim olmadı. Ona da söyledim. Adam olup beni yanına alıp karım diyebilseydi ben mutsuz olmayacaktım. Ama yapamadı. Annesi eskiden aradığında “anne kız arkadaşımlayım sonra konuşuruz” diyen adam ben ölüm döşeğinde olsam annesinin cımbızla bıyıklarını almaya gidecek duruma geldi. Evet anlattığım maddi sorunlar vs başından beri vardı ama bu anne sorunu yoktu. Olsaydı Allah canımı alsın ki evlenmezdim. Ben onu beni hayatının en önemli insanı yapabildiği için sevdim. Bunun için uğraştım bu kadar. Sevdiğim için, eski günler için cesaret edemiyordum. Allah şu anki aklımı da kaybettirmesin bana inşallah.

Ekonomik zorluk hariç diğerleri geçerli sebepler değil benim gözümde. Ekonomik zorluk da bir ölçüye kadar aşılabilir. Olsaydı evlenemezdiniz ama olunca boşanabildiniz mi? Yoo evliliğinize devam ettiniz. Eski günleri unutun artık eskide kaldı. Bunu kabul edebilirseniz belki hayatınıza devam edebilirsiniz. Umarım şu anki kararlı duruşunuzu kaybetmezsiniz
 
Sizi kirmak istemem ama sizin de psikiyatrilik bir sorununuz var bence lutfen kendinize gelin once kendinize aayginiz olsun bu nedir ya kocam sesini yukseltse etmedigimi koymam kusura bakmasin ben saygi gosteriyorsam o da gostermek zorunda... bu sizin icin de boyle olsun bosanin gidin tedavi olun sonra sakin boyle hatalar yapmayin..
Şu an her zamanki ayrılık modumdan ötürü mü bilmiyorum ama ben de az saygısızlık yapmadım. Konuşurken çok çirkinleşirdim. Gerçi beni gerçekten delirtmişlerdi. Yani gerçekten, deliriyordum o annesini haklı bulduğu zamanlarda.
 
Kimseye hadsiz deme niyetim yoktu. Öyle demek istediğimi düşündüyseniz özür dilerim. Gerçekten bunca şeyi okuyup cevap yazmanız benim için çok değerli. Yazan herkesten ama herkesten Allah razı olsun. Teşekkür ediyorum.
Bize dedin ki " bu evden güçlü bir şekilde çıkıp gitmeme yardımcı olun, atlatırsın bu da gelip geçer deyin"
Dediler sayfa sayfa.
Sonuç ?
Denemeye meyilliyim, eşim çok ağladı. (En son duruma dair girdiğin içeriğin özeti bu, kusura bakma eğer baska şekilde anlayan varsa beri gelsin. )
Kendini yine tez unutmuşsun.
Allah gerçekten sana sabır versin.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X