Asıl selamımı vereyim, günaydın canım anneler
50 günlük olduk bugün ama hala tırt bizde durumlar, bi cacık yok, günler geçiyor ama bizim bu ağlaklık geçmiyor.
Günlerimiz ağlama seanslarının arasındaki uyuklamalar ile geçiyor.
Geçen gün sabah eşim hazırlanıyor işe gitmek için. Oda karanlık, karartma perde çekili, ruhumun üstüne oturdu sanki o karanlık. Küçük memede emiyor, büyük kızım eşim kalkınca yanıma gelmiş o da bir yanımda yatıyor. Eşime nasıl baktıysam artık, 'hayırdır niye baktın öyle?' dedi, 'senin yerinde olmayı çok isterdim' dedim. 'Emin ol istemezdin' diyor, 'emin ol isterdim' dedim.
Sizde de oluyor mu eşinize karşı böyle saçma bir kıskançlık durumu? Sabah evden çıkıp gidebiliyor diye adamın hayatını kıskanır oldum. Sabah 8'de evden çık, ki o saatte çocuklar uyuyor zaten. Akşam 7'de eve gel, çocuğu 10 dk gezdir, sonra akşam yemeği-çocuk benim memede asılı. Yemekten sonra 'çocuğu mu tutarsın yoksa mutfağı mı toplarsın?' diyorum 'sen çocuğu tut ben mutfağı hallederim' diyor. 'Ben zaten bütün gün çocuğu tutuyorum az kollarım dinlensin başka iş yapayım da' diyorum ama yine çocuk bana kalıyor tabi. Sonra 9 gibi çocuklar yatıyor. İki bardak çay çekirdek sonra yatılıyor, adam sabah kalkıp yine giyinip, süslenip, sıkınıp parfümleri vınn işe. Bu hayattan ben de istiyorum.
Sabah 8-akşam 7 arasında evde olanlardan sorumlu olmamak ne güzel bir özgürlük.
Sabah kalkıyoruz emziriyorum üstünü altını değiştiriyorum. Tek kolumda çocukla kahvaltı hazırlıyorum, iki elin gerektirdiği işleri yaparken puset koyuyorum, o ağlıyor ben alelacele o işleri yapıyorum (bir şey doğramak gibi). Sonra kahvaltıya oturuyoruz. Emerse ne ala, sakin sakin kahvaltı ediyoruz. Emmezse o kucağımda ağlıyor ben yemek yiyorum, mideme mi gidiyor nereye gidiyor belli değil tabi o yemek. Sonra kalkıp aceleyle kahvaltılıkları ve bulaşıkları toplıyorum. İçeri geçiyoruz, sabah uyandıktan çok kısa bir süre sonra uyumak istiyor. Kucağımda o uyuyor, ben bir yandan büyük kızım kahvaltısını bitirisin diye sürekli onu mutfağa yolluyorum bir yandan kızımın 5 dk'da bir gelen tuvalet seansları sonrası popo yıkamaya gidiyorum, çocuk hep kucağımda veya omzumda tabi, uyuyor. Az önce omzumda çocukla kendim tuvalete girdim, düştüğüm rezilliğe bak
Bıraksam ben tuvaletten çıkana kadar uyanır, hazır uyuyorken uyusun diye indiremiyorum.
Öğle yemeği vakti geliyor, uyanıksa kucağımda ağlayarak, iki elli şeyler için bırakıp pusette ağlatarak, uyuyorsa o kucağımda, tek elle öğle yemeği hazırlıyorum. Sabahki gibi yiyoruz yine, ya emerek ya kucakta ağlayarak. Akşam üstü 5'e kadar ya uyuyor ya ağlıyor geziniyoruz. Sonra akşam yemeği hazırlama vakti geliyor, yine onu puset koyup iki el gerektiren işleri hallediyorum yemek hazırlığı olarak, o ağlıyor pusette bu sürede, sonra onu kucağıma ağlıyorum o ağlamaya devam ediyor ben tek elle yemek hazırlıyorum. Sonra eşim geliyor yemek yiyoruz falan derken gün bitiyor.
Aralarda ev toplama, makineye çamaşır atma, asma, toplama, katlama, bulaşık makinesini yerleştirme, boşaltma vs. gibi günlük işler hep ya Elif kucağımdayken ya da onu bir yere koyup ağlatarak.
Onu bir yere koyup ağlattığım anlarda çok canım sıkılıyor ama çaresizim. Çok uzun uzun yazdım üşenmeden okuyanlar bana bir yorum yapın hele, sizde durumlar nasıl? Bir tek ben mi böyle zorlanıyorum? Herkes çocuğum uyusa da iş yapsam diye bakar ben uyansın diye bekliyorum çocuk bas bas bağırırken iş yapıyorum. Ne zamana kadar böyle gidecek bu iş hiç bilmiyorum çok canım sıkılıyor