Benim eşim normalde herşeyime yardım eder. Sanırım oda loğusa sendromuna girmiş :) Hastaneden çıktığımın ikinci günü ben ağrılarımla, bebekle, bebeğin gazı, emzirme, uyutma ile uğraşırken niye kahvaltı sofrasına bir tabak bile koymamışım diye bana trip attı. Bütün günümü ağlayarak geçirdim, ağrıdan tek başıma ne mama hazırlayabiliyordum, ne sütüm yetiyordu, ne doğrulabiliyordum. Bir hafta boyunca şiş gözlerle gezdim. O gün bir de misafir geldi, günü tam hatırlayamıyorum bile. Sonra adı sen loğusa sendromundasın oluyor. Gerçi şimdi düzeldi eşim. Ama bütün işler ona kaldı herşeyi o yapacak sanmış. İçi dolmuş, Ama arada işten gelince bugün ne yaptın ki sadece çocuğa bakmakla olmaz diğer işleri de yapman lazım diyor. Sen evde kal ben işe gideyim deyince de sinirleniyor. Ya biz ne yapalım. Bir şey sorsan seni kaale almayan büyükler, "Bu kadar takıntı yapma" diye, "bizim zamanımızda bezmi vardı", "hem çocuğa bakar, hem ev işi yapardık" diyenler, "çocuk üşür eldiven çorap giydir" öbürü "çorabı eldiveni çıkar sıcaklar" diyenler, "yan yatırma kafası uzun olur" diyenler, sütüm az geliyor hem emziriyorum, göğüs uçlarım yara oldu kanıyor, çocuk ortalığı yırtınca mama veriyorum mecbur, "mama verme emzir" diyenler. Ama diyorum sütüm yetmiyor "ama olsun emzir" tamam emziriyorum zaten ama sütüm yetmiyor diyorum "ama olsun emzirmeye çalış" diyenler. "mama verme kilo alır" diyenler vs.vs.vs. Sinirlenince de adı loğusa sendromu oluyor. O yüzden yanında birileri iyimi kötümü bilemiyorum. Hele kayınvalide ile annenin bir araya gelmesi kabus gibi. Ne o diğerinin dediğini kabul ediyor nede diğeri