arkadaşlar çokkkk uzun bir yazı koyuyorum umarım sıkılmadan okursunuz
Yanlış disiplin uyguladığı için sıkıntılar yaşayan ebeveynlere çözüm önerileri
1. Çocuğunuzu tanıyın. Ne ister, niçin ister, nelerden hoşlanır, niçin hoşlanır, nelerden hoşlanmaz, niçin hoşlanmaz, neleri yapabilir, neleri yapamaz. Sınırlarını öğrenmeye çalışın. Hiç biri birbirine benzemez bunu asla unutmayın. Ayrıca aynı düzlemde gitmez. Çocuğun gelişim dönemlerinde ilgileri, alakaları, istekleri, beklentileri, o çocuk gitmiş başkası gelmişçesine farklı olabilir. 5 yaşında korkudan yalnız başına tuvalete gidemeyen çocuk 15 yaşında gece sokaktan eve girmek istemeyebilir. 2 yaşında düzen takıntılı olan bir çocuk, 6 yaşında savruk, dağınık tutum sergileyebilir. 3 yaşında kabına sığmayan bir diğeri ise ergenlik döneminde bir koltuktan diğerine geçerken yorulabilir :) Her bir anormal gibi görmüş olduğunuz davranış, o gelişim döneminde normal kabul edilebilir. Normal, beklenen, istenen diye düşündüğünüz davranışlarınsa o dönem içinde normal olmayabileceği gerçeğini unutmayın hiç. Gelişim dönemlerinin özellikleri hakkında mutlaka bilgi sahibi olun. Çocuğun yaşıtlarının benzer davranışları sergileyip sergilemediklerini gözleyin. (Bu sakın ha onları kıyaslayın anlamına gelmesin, kıyaslamadan hep kaçının.)
2. Çocuklar keyif odaklı yaşarlar, anı yaşarlar, sonra yoktur, şimdi vardır. Keyfi yerindeyse durumunu değiştirmeye tepki gösterirler. Televizyon başında çizgi film izleyen çocuk hazırlanıp yuvaya gitmek istemeyebilir, akşam arkadaşlarıyla hoşça vakit geçirirken de, annesine niye erken geldin diye söylenebilir. Keyifle oyun oynamakta olan bir çocuk diğer sorumluluklar, zorunluluklarla ilişkisini keser. Ne yemek, ne gezmek, ne uyumak ister, tuvalet ihtiyacını dahi erteleyip durur o keyif halini sürdürmek için. Sizler de bunu bilirseniz eğer o halle didişmek yerine içine nüfuzetmenin yollarını arayıp bulabilirsiniz. Biraz zor olsa da her egzersiz sizi yetkinleştirecek.
3. Çocuğunuzu yapamadıkları ile değil yapabildikleri ile değerlendirin. 2 yıl hadi bırakın 2 yılı, 2 ay önce becerebildiği şeylere bakın bir de bu güne. Ne kadar hızlı değişim içinde olduğunu görün, izleyin. Bir sürü olumsuz davranışların yanında, asıl resmi görün. Yetişkinler dünyasına adım adım girmekte olduğunu keyifle mi, buruklukla mı izlersiniz onu bilmem…
4. Sizin yapmadığınız şeyi ondan beklemeyin. Doğru model olun. Çocuğunuzun TV düşkünlüğünün ardında kendinizi de arayın. Televizyon kumandasının kanal değiştirme düğmesini, açma kapama düğmesinden ne kadar fazla değiştirdiğinizi sorgulayın. Çevrenizdekilerle, kapıcınızla, yanınızda çalıştırdıklarınızla, akrabalarınız, arkadaşlarınız, komşularınızla, eşinizle nasıl geçindiğinizi, iletişiminizi, tutumunuzu, üslubunuzu gözden geçirin sık sık.
Akşam yatma, sabah kalkma ile ilgili tutumunuza şöyle kuş bakışı bir bakın.
5. Mükemmelcilikten uzak durun. Her anlamda mükemmeli yakalayabilmek hoş bir hayal. 4 yaşında bir çocuk çöp adam çizmekten niye öteye gidemiyor diye hayıflanmayın. Beklentileriniz yeteneklerine, becerilerine, yaşına, durumuna uygun olsun.
6. Eleştirileriniz küçümseme, aşağılama değil durum değerlendirme ağırlıklı olsun. Yaramaz, haylaz, arsız, aptal gibi lafları kullanmayın. Dün anneannenlerde çok yaramazlık yaptın demeyin, konuşurken sözümüzü çok kestin deyin, kardeşinle çok didiştin deyin, dikkat etmedin bardağı kırdın deyin. Davranışlara odaklı eleştiriler yapın.
7. Çocuğa güvenin. Ve güvendiğinizi belli edin. Çocuklar sevilen, güvenilen yetişkinlerle işbirliği içinde olmaktan zevk alırlar. Becerebileceğini düşündüğünüz işleri ona yaptırın, ya da birlikte yapın. Bu ona güvendiğinizi hissettirecektir. Sadece sana güveniyorum demekle kalmayın.
8. Sevginizden emin olsun. Bunu da sadece sözle ifade etmek yetmez. Çocukların bunu tüm benliği ile hissetmeye ihtiyaçları vardır. (Kimin yok ki :) ). Sevginizi hediyelerle ifade etmeye de gerek yok. Başbaşa, kendinizi tamamen ona yoğunlaştırarak birlikte geçirilen saatler hatta bazen dakikalar, aranızdaki özel işaretler, sözler sevgi alışverişinin en derinden hissedildiği anlardır.
9. Kararlı ve istikrarlı olun. Bir dediğiniz ötekini tutsun. Bir yaptığınızla bir diğeri benzerlik içinde olsun. Bugün koşulsuz izin verdiğiniz şeyi yarın da çocuk koşulsuz yapmak isteyecektir. Sınırları koyun bu sınırlarla ikide bir oynamayın. Evetiniz evet, hayırınız hayır olsun.
10. Kıyaslamayın. Her çocuk, her birey, hepimiz birbirimizden farklıyız. Bak şu çocuğa geldiğimizden beri yerinden kalkmadı, var mı şu markette senin gibi zırlayıp tutturan çocuk, kardeşin bile öğrendi sen hala öğrenmedin vs… demeyin. Eşiniz, bırakın Ayşe’yi, Mehmet’i “Annen bu çorbayı senden daha güzel yapıyor” ya da “Baban senden daha iyi araba kullanıyor” gibi sıradan, günlük hayata dair bir söz etmiş olsa dahi hissedeceğiniz duyguyu düşünün…
11. Dalga geçmeyin, alay etmeyin, küçümsemeyin. Yanlış bildiği, ya da yanlış söylediği sözlere gülmeyin. Kendinizi tutamayıp gülseniz dahi bunu bir sempatiyle yapın, neden güldüğünüzü açıklamaya çalışın. Beceremediği şeylerle alay etmeyin.
12. Sınırlar koyun. Sonsuz özgürlük olmaz. Sınırlar, kurallar, can güvenliğinin, mal güvenliğinin, birlikte yaşamın olmazsa olmazları. Başkalarını eşyalarının alınmayacağını, markete her gidişinde ihtiyaç dışında bir şey alınmayacağını, biriyle konuşurken konuşma sırasını beklenmesini, yemekten önce aburcubur yenmeyeceğini, soğuk havada tişörtle sokağa çıkılmayacağını, yanınızda çalışanlara kötü davranılmayacağını, sınırsız dvd izlenmeyeceğini, her gün oyuncak alınmayacağını, istediği saatte yatılmayacağını vs. vs. öğretin. Tuttursa da, zorbalık etse de, bunların değişmeyeceğini hem söyleyin hem uygulayın. Hiçbir durumda ve koşulda sınırları ve kuralları ihlal etmesine göz yummayın.
13. Zorluklar yaşadığında siz de zorlamayın. Kardeşle ilgili, yuvaya yeni başladığında sosyal adaptasyonla ilgili, sağlıkla ilgili, çevresindeki bir takım olumsuz olayla ilgili sıkıntılar, gelgitler yaşadığı dönemde yeni bir şeyler daha istemeyin.
14. Konuşun, örnek verin, gösterin, çözüm önerileri sunun, seçenek sunun.
15. Saygı duyun. Saygı duyduğunuzu hissettirin, söyleyin. Duygularını, korkularını, endişelerini saçma, yersiz, anlamsız bulsanız da kabul edin, empati kurmaya çalışın. Çözüm önerilerinize, yorumunuza, görüşünüze “seni anlıyorum” sözünden sonra başlayın.
16. Onunla birlikte heyecanlanın. Duygularını kale alın. Sabırla dinleyin, sorularını, sözlerini, duygu ve düşüncelerini hafife almadan sabırla dinleyin.
17. Sabırlı olun, sakin olun, kendinize güvenin, çaresiz ve aciz hissetmeyin. Acele etmeyin, ikide bir tarz değiştirmeyin. “Dövdüm olmuyor, sevdim olmuyor” diye düşünüp uçlarda gezinmeyin. Özeleştiri yapın ancak suçluluk duygularında boğulmayın. Geleceğe umutla bakın. Ağaca takılıp, ormanı gözden kaçırmayın.
18. Sorumluluk verin. Sorumluluklarını yerine getirdiğinde onurlandırın.
19. Dövmeyin, vurmayın, şiddet kullanmayın. Çileden çıktığınızı düşünüyorsanız sakinleşmenin aklıselimle davranmanın yöntemlerini öğrenin ve uygulayın.
20. Ödül ve cezada ölçüyü kaçırmayın. Ödül ve ceza sözlerini sık kullanmayın. Başarılı davranışıyla onurlanın, onurlandırın. Hediyelere boğmanıza gerek yok. Olumsuz davranışlarına yönelik yaptırımlarınızın şiddeti davranışa uygun olsun. Oyuncağını kırdı diye bütün oyuncaklarını çöpe atmayın. Kardeşine vurdu diye siz salonda yerken ona mutfakta yedirmeyin.
21. Birileriyle, olaylarla, başına gelebilecek tehlikelerle korkutmayın.
22. Asla terketmekle, hastalanmakla, ölmekle tehdidetmeyin. Suçluluk duygularını tetikleyecek sözler söylemeyin. Bu duygu, yaşamı boyunca bireyi engelleyen, mutsuz kılan, özgüvenini zedeleyen duyguların başını çekenlerden biridir. Bunu asla unutmayın.
23. Her iki ebeveyn, anne ve baba, aynı şekilde davranın. Tarzlarınız farklı olsa da tutumunuz aynı olmalı. Ortak tutum sergileyebilmek için konuşun, tartışın, anlaşın, fikir birliğine varın. Bunun için mesai harcayın. Beceremiyorsanız yardım alın. Çevrenizdeki diğer kişilerle, dedeler, babaanneler, anneanneler, halalar, teyzeler, dayılarla konuşun. Neyi niçin yaptığınızı söyleyin. Onların da benzer tutum içinde olmasının çocuğun sağlıklı gelişimi için neden gerekli olduğunu anlatın.
24. Çocukların kafasını karıştırmayın. Çirkin diye sevmeyin. Düşünce yeri dövmeyin. Isırarak, vurarak, can yakarak sevmeyin.
25. Siz de mutlu olun. Mutlu olmanın yollarını arayın.
26. Anne, baba olmanın keyfini çıkarın :)