Konunuzu sessizce takip eden biri olarak son olanlara hem üzüldüm, hem sevindim. Üzüldüm çünkü bir kadın, bir eş olarak o adamdan çok insani beklentileriniz var, bir selam, bir haber gibi. Ama gelmemiş. Sevindim, çünkü duygusallığınızı kullanıp sizi bir şekilde ikna edebilse, veya düzelmiş görünüp adım adım aklınıza girse sonunda canı yanan yine siz olacaktınız. Bu artık o kadar bâriz ki. O insandan değil koca, hiçbir halt olmaz. En iyi ihtimal paralarınızı har vurup harman savurmuş olsa, durumu pişmanlıkla ve açıklıkla dile getirip evliliğini yoluna çok güzel sokabilirdi. Böyle bir durumda sizin zaten o altınları eşinizden sirgemeyeceğinizi konuyu biraz olsun bilen herkes anlamıştır. Ama ortada neyin döndüğü bile belli değil, ve siz şu duruşunuzda çok haklısınız. Karşı taraf şeffaf olmak adına bir şeyler yapmadığı takdirde yapacaklarınızda da çok haklı olacaksınız. Kimsenin anlamadan dinlemeden sizin vicdanınızı rahatsız etmesine izin vermeyin. Hiçbir kocanın karısını hem bu denli yok sayıp hem onu söğüşlemeye çalışmaya hakkı olamaz. Nokta.
Dedenizin, anneannenizin, ve bilimum yaşını başını almış akrabalarınızın medeni hâlinizle ilgili söylediklerini duymamaya çalışın. Mutlaka zorunuza gidiyordur, ama işte artık öyle bir dünya yok. O söyledikleri kendi zamanlarının gerçekleri. Canınızı sıkanlar mutlaka çıkacaktır, ama siz önünüze bakın. Yok, yuvanı kurtar, çabala, sen dişi kuşsun, erkektir ne yapsa yeridir sen çekeceksin ki evliliğin yürüsün gibi martavalları duymanız çok olası. Bir şekilde duymayacaksınız. Çünkü bir kere ortada yuva falan yokmuş. Olsa bile onu kurtarmak söz konusu olduğunda eşler beraber çabalar bunun için. İnsanlar hayat arkadaşı olmak için evlilik yapar, evliliğin içine etmekte ısrar eden eşlerine rağmen tek başlarına ve ite kaka evliliği sürdürmek için değil. Konunuza gerçekten çok üzüldüm, ama benim de düşüncem bu yönde. Tanrı yardımcınız olsun.