Çok laf cambazlığı yapmışsın...bırak çocuk babasında kalsın...nedense kötü niyetli biri olduğunu düşündüm...davayı açarken iftira atabilmekten bile bahsetmişsin...ben kızına çok verimli bir anne olacağını düşünmüyprum
Sanırım konuyu iyi okumadınız veya takip etmiyorsunuz.kadın kızının babasına iftira atmayı bile planlıyor.niye niçin...zamanında vermeseydi kızını...bir sürü bahane sıralayıp durmuş...bir baba eşine çocuğunu almak için iftira atsa iyi baba mı olur...kadın kızının yaşadığı şehre yerleşmeye bile milyon tane bahane bulup,aslında kızının büyümesi için uygun olmayan bir ortama sokmaya çalışıyor,babadan koparıp 16 saatlik uzaklığa kızı sürükleyecekSen bir kadının anneliğini hangi cüretle burdaki 1 mesajından sorguluyosun sen çok mu iyi niyetlisin?
Ne garip insanlar var yahu.
Bende kalsın dedim ama açıp açıp bakıyorum konuya yorumumu düzenleme şansım olsa emin değilim diyeceğim.Çok üzüldüm geçmişi değiştiremeyiz ama geleceğe doğru adım atmak lazım
Çocuğun yeri annenin yanı desem o tarafta düzen kurulmuş zaten sorunsuz geçiyor günleri... bunu bir çocuk psikoloğu ile görüşseniz olmaz mı
Ben çocuk orda kalsın demek istiyorum ama içimde orda kalsın derken çok rahat değil sanki yanlış gibi ama düzenini bozup al çocuğunu yanına demek de olmuyor
Çok üzüldüm durumunuza Allah hayırlı kapılar açsın
açıkcası çocugunuzu bırakmanız büyük hata ama bi kere olmuş bu süreç çocugunuzu çok yıpratacak tabi sizi de çünkü hali hazırda bi düzeni var ordan direk çekip almak zor olur babanın da bırakacağını hiç sanmıyorum bence bura da yorumları bırakın siz bi avukattan danışma alın sizin için en doğrusu bu olur her kafadan bir ses var burda hiç sağlıklı değil.Hanımlar. Yargılayarak olayı polemiğe çevirmek kesinlikle çözüm olmayacak. Bunun hepimizin farkında olması çok çok güzel. Herkes istediği yorumu yapmakta özgür farkındayım. Fakat Yargı içeren yorumları göz ardı etmek durumunda kalacağım. Konumun asıl amacı olan 'yardım alma' nın gerçekleşebilmesi için.
Konuyu çok soğukkanlılıkla yazacak oluşum duygulardan soyut bir insana geldiğimden zannedilmesin asla. Bilakis duygularımı zaptetmek için kendimi zor tutuyor olacağım. Ama makul bir karara varabilmek için duyguları zapt altına almak daha sağlıklı diye düşünüyorum. Ve belki burada sizlerle fikir alışverişi yaparken o sahte güçlü kadın profilinin ardında hüngür hüngür ağlıyor olacağım.
Konu şu ki
Yanlış bir karar olan evlilik. Bu evlilikten meydana gelen müşterek bir çocuk. Ve en çok ta çocuğun psikoloji bozulması ile çocuk 2.5 yaşındayken gerçekleşen bir boşanma. Psikolojisi alt üst bir anne. Babanın anlaşmalı boşanma için şart sürmüş olması ve bir iki sebepten daha ötürü (detay vermek acı olacak o yüzden yapamacağım) benim velayeti babaya bırakma şeklinde yaptığın büyük hata. Ve babanın müşterek evi bırakarak çocuğu da alarak memleketine gitmesi.
Aradan geçti 1.5 yıl. Kızım 4 yaşını bitirdi. Anaokuluna başladı. Aramızda 16 saat mesafe var. 1 ay en geç 2 ay içerisinde o 16 saat mesafeyi giderek hep kızımı gördüm. Ondan uzak kalmadım. Birkaç sefer de 1 er aylık sürelerle yanıma aldım. Vayy fedakar anne 16 saat yol gitmiş her ay denmesi için demiyorum bunları. Ki zaten fedakarlıktan bi haber olduğum son derece bariz. Sadece velayeti bırakarak anneliğimden istifa etmedim. Yaptığım hatanın kızımda yaratma ihtimali olan travmaları en aza indirgemek adına çaba sarfettim. En azından kötünün iyisi olabilmek adına. Kızımın terkedilme hissine kapılmaması adına. Onda boşanmanın etkilerini hafifletmek adına. Ve itiraf edeyim bir parça da çığlık çığlığa olan vicdanımın en azından yaşanabilir boyutta olması adına.
Kızım babanın yanında iyi bakılıyor eminim. Baba boşandıktan sonra tanıdığım en iyi babalardan biri haline geldi. Bu net. Sürekli gidip görüyorum zaten. Kızımın hal ve tavırlarını gözlemliyorum. Baba ve ailesi ile de iletişim halindeyim zaten. Kızım aile ortamında yetişiyor. Boşanmış bir aile çocuğu olmasının etkileri ne yazık ki mevcut. En büyük faktör babanın kızımın her istediğini yerine getirmesi. Şımarık yetişiyor diyebilirim. Fakat psikolojisi bozuk bir çocuk denemez kesinlikle. Ki bu konuda öğretmeni de aynı fikirde.
Kızım beni özlüyor evet. Ama benimle kaldığı zamanlar da 1 ya da maksimum 2 hafta içinde de babayı özlüyor. Burada hırçınlaşıyor. Ve ne yazık ki bazen olmayacak isteklerini yerine getirmediğimde beni babasına gitmekte tehdit edebiliyor. Ve 12 yaşında teyzesi var kızımın. Pek anlaştıkları söylenemez. Kızım benimle kaldığı zamanlar teyze ve yeğen arasında problemler maksimum düzeye ulaşıyor birkaç hafta sonra ve arayı bulmak için ben en çok ta annem müthiş çaba sarfediyoruz. Sarfedilen çaba söz konusu Olamaz elbet. Ama tek çocuk olarak büyümeye alışmış iki çocuğun psikolojisinden bahsediyorum.
Baba kızına inanılmaz düşkün oldu. Kızım da her kız çocuğu gibi babasına düşkün elbette. Kızımla aramdaki diyalogta büyük sorunlar olduğunu söyleyemem.
İki taraf arası manevi tablo bu şekilde. Maddi tabloya gelirsek babanın düzenli bir işi var. Ben ise ücretli öğretmenlik yapıyorum. Aldığım ücret ve yatan sigortam belli. Ailem ise maddi olarak ortanın bir tık üstü diyebiliriz. Yani kendi gelirim tam olmasa da ailem dolayısıyla maddi sıkıntım yok.
Bir çocuğun anneye olan ihtiyacı da yadsınamaz bir gerçek.
Asıl konu ise :
Velayetin el değiştirmesi için bir dava açmak istiyorum. Fakat bu sadece kızımı özlediğim ve onsuz yarım olduğum için bencilce bir istek mi yoksa alınması gereken isabetli bir karar mı kestiremiyorum. Ve çocuğun iyi bakılması, velayetin babada olmasının çocukta ağır psikolojik sorunlar meydana getirmiyor oluşu mevcutken, baba velayeti kesinlikle vermek istemiyorken ve ben de bu kadar özenli bakıma rağmen sırf kızımı alabilmek için eski eşe çocuğa bakmıyor diye iftira atamayacakken, hadi alçaldım ve kızımı alabilmek adına iftira attım diyelim kesinlikle kanıtlayamayacakken bu davayı kazanma olasılığım nedir?
( Bu soru avukat arkadaşlara)
Evet durum bu. Genel hatlarıyla çerçeve bu. Her geçen gün kalbimdeki yük ağırlaşıyor. Öyle zaman oluyor ki kalbimdeki hasret fiziksel bir acıya dönüşüyor. Dayanılmayacak gibi oluyor. Özellikle kızımı gidip gördükten sonra 1 hafta dünya da cehennemi yaşıyorum. Tam kendimi teskin etmişken deli gibi özlüyorum gidip görüyorum. Ve herşey yeniden sarıyor. Böyle de bir paradoks...
Şimdi olay genel hatlarıyla bu iken benim velayeti alma isteğim son derece haklı mı? Kızımın menfaatine uygun mu? Yoksa herkes artık düzenini kurmuşken kurulan düzene bencilce bir çomak sokmak mı?
Ben çıkamadım işin içinden. En doğrusunu kızım için bulmak istiyorum.
Ve tekrar avukatlara sorum
Şu şartlar dahilinde açılan davayı kazanma olasılığım nedir?
Siz de tahmin edersiniz ki bodoslama gidemem bir kadın olarak ancak ayağım sağlam basacaksa gidebilirim. Aöf okuyorum lisans. Ancak onun bitmesi ve atama durumunda gidebilirim ki bu sene daha 2. Sınıfa geçtim. En iyi ihtimalle 1 yılda atanma halinde bile en az 4 yıl sürecek yani.
Ve evet benimle başbaşa yaşamayacak. Ailemle birlikte yaşayacağız benimle birlikte kalması halinde. Ve bu şekilde birkaç demo yaşadık dediğim gibi. Ayrı eve çıkmayı da maddi gücüm kaldırmaz.
Çocuk mutlu iyi bakılıyor demişsinizpeki siz ona aynı hayat standardını sağlayabilecek misiniz ne iş yapıyorsunuz siz işe gidince kim bakacak bunları önce kendinize sorunHanımlar. Yargılayarak olayı polemiğe çevirmek kesinlikle çözüm olmayacak. Bunun hepimizin farkında olması çok çok güzel. Herkes istediği yorumu yapmakta özgür farkındayım. Fakat Yargı içeren yorumları göz ardı etmek durumunda kalacağım. Konumun asıl amacı olan 'yardım alma' nın gerçekleşebilmesi için.
Konuyu çok soğukkanlılıkla yazacak oluşum duygulardan soyut bir insana geldiğimden zannedilmesin asla. Bilakis duygularımı zaptetmek için kendimi zor tutuyor olacağım. Ama makul bir karara varabilmek için duyguları zapt altına almak daha sağlıklı diye düşünüyorum. Ve belki burada sizlerle fikir alışverişi yaparken o sahte güçlü kadın profilinin ardında hüngür hüngür ağlıyor olacağım.
Konu şu ki
Yanlış bir karar olan evlilik. Bu evlilikten meydana gelen müşterek bir çocuk. Ve en çok ta çocuğun psikoloji bozulması ile çocuk 2.5 yaşındayken gerçekleşen bir boşanma. Psikolojisi alt üst bir anne. Babanın anlaşmalı boşanma için şart sürmüş olması ve bir iki sebepten daha ötürü (detay vermek acı olacak o yüzden yapamacağım) benim velayeti babaya bırakma şeklinde yaptığın büyük hata. Ve babanın müşterek evi bırakarak çocuğu da alarak memleketine gitmesi.
Aradan geçti 1.5 yıl. Kızım 4 yaşını bitirdi. Anaokuluna başladı. Aramızda 16 saat mesafe var. 1 ay en geç 2 ay içerisinde o 16 saat mesafeyi giderek hep kızımı gördüm. Ondan uzak kalmadım. Birkaç sefer de 1 er aylık sürelerle yanıma aldım. Vayy fedakar anne 16 saat yol gitmiş her ay denmesi için demiyorum bunları. Ki zaten fedakarlıktan bi haber olduğum son derece bariz. Sadece velayeti bırakarak anneliğimden istifa etmedim. Yaptığım hatanın kızımda yaratma ihtimali olan travmaları en aza indirgemek adına çaba sarfettim. En azından kötünün iyisi olabilmek adına. Kızımın terkedilme hissine kapılmaması adına. Onda boşanmanın etkilerini hafifletmek adına. Ve itiraf edeyim bir parça da çığlık çığlığa olan vicdanımın en azından yaşanabilir boyutta olması adına.
Kızım babanın yanında iyi bakılıyor eminim. Baba boşandıktan sonra tanıdığım en iyi babalardan biri haline geldi. Bu net. Sürekli gidip görüyorum zaten. Kızımın hal ve tavırlarını gözlemliyorum. Baba ve ailesi ile de iletişim halindeyim zaten. Kızım aile ortamında yetişiyor. Boşanmış bir aile çocuğu olmasının etkileri ne yazık ki mevcut. En büyük faktör babanın kızımın her istediğini yerine getirmesi. Şımarık yetişiyor diyebilirim. Fakat psikolojisi bozuk bir çocuk denemez kesinlikle. Ki bu konuda öğretmeni de aynı fikirde.
Kızım beni özlüyor evet. Ama benimle kaldığı zamanlar da 1 ya da maksimum 2 hafta içinde de babayı özlüyor. Burada hırçınlaşıyor. Ve ne yazık ki bazen olmayacak isteklerini yerine getirmediğimde beni babasına gitmekte tehdit edebiliyor. Ve 12 yaşında teyzesi var kızımın. Pek anlaştıkları söylenemez. Kızım benimle kaldığı zamanlar teyze ve yeğen arasında problemler maksimum düzeye ulaşıyor birkaç hafta sonra ve arayı bulmak için ben en çok ta annem müthiş çaba sarfediyoruz. Sarfedilen çaba söz konusu Olamaz elbet. Ama tek çocuk olarak büyümeye alışmış iki çocuğun psikolojisinden bahsediyorum.
Baba kızına inanılmaz düşkün oldu. Kızım da her kız çocuğu gibi babasına düşkün elbette. Kızımla aramdaki diyalogta büyük sorunlar olduğunu söyleyemem.
İki taraf arası manevi tablo bu şekilde. Maddi tabloya gelirsek babanın düzenli bir işi var. Ben ise ücretli öğretmenlik yapıyorum. Aldığım ücret ve yatan sigortam belli. Ailem ise maddi olarak ortanın bir tık üstü diyebiliriz. Yani kendi gelirim tam olmasa da ailem dolayısıyla maddi sıkıntım yok.
Bir çocuğun anneye olan ihtiyacı da yadsınamaz bir gerçek.
Asıl konu ise :
Velayetin el değiştirmesi için bir dava açmak istiyorum. Fakat bu sadece kızımı özlediğim ve onsuz yarım olduğum için bencilce bir istek mi yoksa alınması gereken isabetli bir karar mı kestiremiyorum. Ve çocuğun iyi bakılması, velayetin babada olmasının çocukta ağır psikolojik sorunlar meydana getirmiyor oluşu mevcutken, baba velayeti kesinlikle vermek istemiyorken ve ben de bu kadar özenli bakıma rağmen sırf kızımı alabilmek için eski eşe çocuğa bakmıyor diye iftira atamayacakken, hadi alçaldım ve kızımı alabilmek adına iftira attım diyelim kesinlikle kanıtlayamayacakken bu davayı kazanma olasılığım nedir?
( Bu soru avukat arkadaşlara)
Evet durum bu. Genel hatlarıyla çerçeve bu. Her geçen gün kalbimdeki yük ağırlaşıyor. Öyle zaman oluyor ki kalbimdeki hasret fiziksel bir acıya dönüşüyor. Dayanılmayacak gibi oluyor. Özellikle kızımı gidip gördükten sonra 1 hafta dünya da cehennemi yaşıyorum. Tam kendimi teskin etmişken deli gibi özlüyorum gidip görüyorum. Ve herşey yeniden sarıyor. Böyle de bir paradoks...
Şimdi olay genel hatlarıyla bu iken benim velayeti alma isteğim son derece haklı mı? Kızımın menfaatine uygun mu? Yoksa herkes artık düzenini kurmuşken kurulan düzene bencilce bir çomak sokmak mı?
Ben çıkamadım işin içinden. En doğrusunu kızım için bulmak istiyorum.
Ve tekrar avukatlara sorum
Şu şartlar dahilinde açılan davayı kazanma olasılığım nedir?
İşin hukuki boyutuna dair en ufak bilgim yok. Sadece manevi boyutuna yorum yapmak istedim. Şu aşamadan sonra davayı açarsanız ve kazanırsanız, kızınız babasına alışmışken ondan ayıran faktörü siz olarak görecektir ve daima size ön yargı ile yaklaşacaktır. Teyzesi ile anlaşamadıkça ve babasına olan alışkanlığı aniden bu şekilde değiştikçe huzuru bozulacaktır. Bu sefer gözündeki anne modeli de zedelenecek ve hem babasını özleyecek hem de huzursuz olduğu ve yanında yaşamak istemediği bir anneye mahkum kaldığını düşünecektir.Hanımlar. Yargılayarak olayı polemiğe çevirmek kesinlikle çözüm olmayacak. Bunun hepimizin farkında olması çok çok güzel. Herkes istediği yorumu yapmakta özgür farkındayım. Fakat Yargı içeren yorumları göz ardı etmek durumunda kalacağım. Konumun asıl amacı olan 'yardım alma' nın gerçekleşebilmesi için.
Konuyu çok soğukkanlılıkla yazacak oluşum duygulardan soyut bir insana geldiğimden zannedilmesin asla. Bilakis duygularımı zaptetmek için kendimi zor tutuyor olacağım. Ama makul bir karara varabilmek için duyguları zapt altına almak daha sağlıklı diye düşünüyorum. Ve belki burada sizlerle fikir alışverişi yaparken o sahte güçlü kadın profilinin ardında hüngür hüngür ağlıyor olacağım.
Konu şu ki
Yanlış bir karar olan evlilik. Bu evlilikten meydana gelen müşterek bir çocuk. Ve en çok ta çocuğun psikoloji bozulması ile çocuk 2.5 yaşındayken gerçekleşen bir boşanma. Psikolojisi alt üst bir anne. Babanın anlaşmalı boşanma için şart sürmüş olması ve bir iki sebepten daha ötürü (detay vermek acı olacak o yüzden yapamacağım) benim velayeti babaya bırakma şeklinde yaptığın büyük hata. Ve babanın müşterek evi bırakarak çocuğu da alarak memleketine gitmesi.
Aradan geçti 1.5 yıl. Kızım 4 yaşını bitirdi. Anaokuluna başladı. Aramızda 16 saat mesafe var. 1 ay en geç 2 ay içerisinde o 16 saat mesafeyi giderek hep kızımı gördüm. Ondan uzak kalmadım. Birkaç sefer de 1 er aylık sürelerle yanıma aldım. Vayy fedakar anne 16 saat yol gitmiş her ay denmesi için demiyorum bunları. Ki zaten fedakarlıktan bi haber olduğum son derece bariz. Sadece velayeti bırakarak anneliğimden istifa etmedim. Yaptığım hatanın kızımda yaratma ihtimali olan travmaları en aza indirgemek adına çaba sarfettim. En azından kötünün iyisi olabilmek adına. Kızımın terkedilme hissine kapılmaması adına. Onda boşanmanın etkilerini hafifletmek adına. Ve itiraf edeyim bir parça da çığlık çığlığa olan vicdanımın en azından yaşanabilir boyutta olması adına.
Kızım babanın yanında iyi bakılıyor eminim. Baba boşandıktan sonra tanıdığım en iyi babalardan biri haline geldi. Bu net. Sürekli gidip görüyorum zaten. Kızımın hal ve tavırlarını gözlemliyorum. Baba ve ailesi ile de iletişim halindeyim zaten. Kızım aile ortamında yetişiyor. Boşanmış bir aile çocuğu olmasının etkileri ne yazık ki mevcut. En büyük faktör babanın kızımın her istediğini yerine getirmesi. Şımarık yetişiyor diyebilirim. Fakat psikolojisi bozuk bir çocuk denemez kesinlikle. Ki bu konuda öğretmeni de aynı fikirde.
Kızım beni özlüyor evet. Ama benimle kaldığı zamanlar da 1 ya da maksimum 2 hafta içinde de babayı özlüyor. Burada hırçınlaşıyor. Ve ne yazık ki bazen olmayacak isteklerini yerine getirmediğimde beni babasına gitmekte tehdit edebiliyor. Ve 12 yaşında teyzesi var kızımın. Pek anlaştıkları söylenemez. Kızım benimle kaldığı zamanlar teyze ve yeğen arasında problemler maksimum düzeye ulaşıyor birkaç hafta sonra ve arayı bulmak için ben en çok ta annem müthiş çaba sarfediyoruz. Sarfedilen çaba söz konusu Olamaz elbet. Ama tek çocuk olarak büyümeye alışmış iki çocuğun psikolojisinden bahsediyorum.
Baba kızına inanılmaz düşkün oldu. Kızım da her kız çocuğu gibi babasına düşkün elbette. Kızımla aramdaki diyalogta büyük sorunlar olduğunu söyleyemem.
İki taraf arası manevi tablo bu şekilde. Maddi tabloya gelirsek babanın düzenli bir işi var. Ben ise ücretli öğretmenlik yapıyorum. Aldığım ücret ve yatan sigortam belli. Ailem ise maddi olarak ortanın bir tık üstü diyebiliriz. Yani kendi gelirim tam olmasa da ailem dolayısıyla maddi sıkıntım yok.
Bir çocuğun anneye olan ihtiyacı da yadsınamaz bir gerçek.
Asıl konu ise :
Velayetin el değiştirmesi için bir dava açmak istiyorum. Fakat bu sadece kızımı özlediğim ve onsuz yarım olduğum için bencilce bir istek mi yoksa alınması gereken isabetli bir karar mı kestiremiyorum. Ve çocuğun iyi bakılması, velayetin babada olmasının çocukta ağır psikolojik sorunlar meydana getirmiyor oluşu mevcutken, baba velayeti kesinlikle vermek istemiyorken ve ben de bu kadar özenli bakıma rağmen sırf kızımı alabilmek için eski eşe çocuğa bakmıyor diye iftira atamayacakken, hadi alçaldım ve kızımı alabilmek adına iftira attım diyelim kesinlikle kanıtlayamayacakken bu davayı kazanma olasılığım nedir?
( Bu soru avukat arkadaşlara)
Evet durum bu. Genel hatlarıyla çerçeve bu. Her geçen gün kalbimdeki yük ağırlaşıyor. Öyle zaman oluyor ki kalbimdeki hasret fiziksel bir acıya dönüşüyor. Dayanılmayacak gibi oluyor. Özellikle kızımı gidip gördükten sonra 1 hafta dünya da cehennemi yaşıyorum. Tam kendimi teskin etmişken deli gibi özlüyorum gidip görüyorum. Ve herşey yeniden sarıyor. Böyle de bir paradoks...
Şimdi olay genel hatlarıyla bu iken benim velayeti alma isteğim son derece haklı mı? Kızımın menfaatine uygun mu? Yoksa herkes artık düzenini kurmuşken kurulan düzene bencilce bir çomak sokmak mı?
Ben çıkamadım işin içinden. En doğrusunu kızım için bulmak istiyorum.
Ve tekrar avukatlara sorum
Şu şartlar dahilinde açılan davayı kazanma olasılığım nedir?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?