efsune ya keşke ben o yazını okusaymışım. Aslında forumu baştan itibaren okumuştum ama atladım sanırım o kısmı. ve geçen ay annemle paylaştım bu konuyu. Aslında ilk konuyu o açtı. Sperm donasyonu şansı var eşin ne der dedi. Ben de sakınca görmedim anlattım denediğimizi. Çok sevindi ve neden bu kadar meşakatli birşeyi kendiniz yaşadınız keşke paylaşsaydınız falan dedi. Denememize çok sevindi ve bir dahakine gelmeyi ve bize moral desteği vermeyi istediğini söyledi. Gerçi beni demoralize eden biri değildir. Hatta kaygısız diyebilirim. Ama şimdi sen böyle söyleyince acaba bizimle gelmesini engellesem mi dedim. Ne düşünüyorsun?Ne gibi faydası/zararı olur sence?
sevgili papatya;
anne konusu hayatımızın çetrefilidir. o bizi dünyaya getirmiştir. gözleri ile ruh halimize nefes verir. tüm hayatının yapı taşıdır. anne sağlıklı bir bireyse çocukta sağlıklı olur.
ama anne BAĞIMLI bir kişilikse çocuğunuda kendine bağımlı yaparak kendini var eder...zaten başka bir varoluş şekli de bilmiyordur..çocuk anneden gördüğü ilişki şeklini içselleştirir..
agresörle özdeşim: kişi başına gelen kötü olaylara karşı bir savunma geliştirir. çok canı yanışmıştır birisi kendisini kötü hiisettirmiştir ve fırsat gelirse eline aynı şekilde bir diğer kişiye acıyı çektirir. böylelikle egosu kendine yapılanın altından kalkamayınca bir diğerine aynısını yaparak kendini güçlü hissetmeye çalışır. yani kötü duygu bir diğer tarafa hiç taşınmadan aktarılmıştır.
örnek: yıllarca kaynana zulmu görmüş gelinin yıllar sonra kendisi kaynana olduğunda gelinine daha fazla zulum çektirmesi gibii.....
"anne kaygısı " bahanesiyle sağlıksız bir davranışa anne kispesi giydirirler.. kaygı sağlıksız bir davranıştır.. yani annelerin virüs gibi kötü ihtimalleri kafanın içine sokması iyiliğine değil.. dinamikler çok iç içe.. ama annenin yaptığı ne biliyormusun?? her insasnın yaptığıyla aynı..
kendisinin gösteremediği cesareti sen gösteriyorsun? yaşama bir şans tanıyorsun ve ona sormadan yapıyorsun.. böylelikle bir başkaldırı var bu asla kabul edilmeyecek birşey bilinçaltında.. sana bir bedel ödetme isteği var..
ne yersen osun ne düşünürsen osun..
kendilik sınırını çizmek demek yeri geldiğinde telefona çıkmamaktır. yeri geldiğinde dur demektir. yeri geldiğinde yaptığının senin hayrına olmadığını söyleyip ama sonra hissedeceğin SUÇLULUK duygusunu taşımaktır. ama suçluluk duygusu ile yüzleşmek yerine bahaneler buluruz. bahaneler, yaşlıdır, üzülür, daha panik olur..... anneye hayır demek çok zordur neredeyse onların verdiği formun içine girmek en rahatıdır..
ama o zamanda sen olmazsın. bu sefer sen kendin için birşey yaptımn ama annenin davranışları seni zora sokuyor. çünkü kendilik aktivasyonu bu. buda annelerin hiç kaldırmadığı birşeydir..
önerim olan olmuş. enerjini beklentilerin yönünde değilde gönderdiği hastalıklı kaygı virüsünün beyninde yer etmemesi için ne yapman gerektiğini düşünelim derim..:))
sevgili papatya sen en iyisini yaptın vallaa.. seni örnek alıyorum..
ben zaten senin kime benzer diye derdin olmadığını biliyorum.. kendince gittin ve kısmetini aldın geldin.. inşallahh herşey yolunda gidecek ve sen bebeğini kucağına alacaksın.
biraz genç arkadaşları zaman kaybetme tehlikesine karşı uyarmak istedim..
efsuneciğim benimde yaşım gençken uyaran çok oldu fakat takma akıl akıl olmuyor ... gençken hiç zaman geçmeyecek sanıldığı için söylenenlere ya kulak tıkanıyor ya da işimize gelen kısımlarını anlıyoruz... sizler sağolun yinede üşenmeden ve sıkılmadan herkesi bilgilendiriyorsunuz... zaman denilen şeyin ışık hızıyla geçtiğini anlıyor insan ama o zamanda yapacak çok fazla birşey kalmıyor.....
yanlışlıkla başka foruma girmişim 23 yaşında bebek hasretiyle yanan kişiler var... ben o yaşta daha okuyordum evlendiğimde 29 yaşındaydım çocuk istediğimde 34 şimdi 47 belki zamanın nasıl geçtiğinin bir göstergesi olur bu sayılar
yakaladım seni:)
nasılsın bakalım? kanaman bittimi... ilaçların hepsini kestin değilmi?
bu arada ruh halin annen gelecek diye iyi ama o gidecek ve en küçük bi riğne deliği seni kötü kendiliğe geçerebilir.
onun için derimki içinde olanları aç ve sonucu istediğin gibi olmayan denemenin ruhundaki izlerini akıt derim..
ziyarete gelenler seni sadece geçici içindeki acıdan uzaklaştırı sonra yine onlarla kala kalırısın...
şu bisiklete binme işini iyi yapmışsın. devam et.. sana çok imreniyorum istanbulda neredeyse imkansız. oysa ben yurtdışında 2 yıl her yere bisiklet ile gitmiştim.
kendine dikkat et..sevgiyle kal..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?