Bu arada panik atak bir anneniz varsa hamiş kaldığınızda asla doğuma kadar söylemeyin. Ben 4. ayda söyledim artık mutluluğumu daha fazla saklayamadım ama bu süreçte beni en çok üzen kişi oldu maalesef. Size anlatamam hergün görüşürüz ama iki günde bir o kadar söylememe rağmen kah bir doğumda ölmüş ileri yaş örnekleri mi desem kah sakat doğmuş çocuklar mı desem kah kendi erken doğumunda buşamadığı telefon da yokmuş kaybettiği bebek hikayesi mi desem beni deli etti deli. Annemdir başımın üstünde yeri vardır ama korkuyorum telde annem yazısı benim için bir erken doğum zili olacak diye. Nasıl bu işten sıyrılacağım bilemiyorum. Telimi kapatsam ayıp olacak ayrıca oraya burayı arayıp daha panik olacak ama artık telelrinde kaskatı kesiliyorum ve gereksiz yere bir sürü dur yapma etme derken kalbini kırıyorum yine de bunlardan vazgeçmiyor arkadaş ya.
sevgili papatya;
anne konusu hayatımızın çetrefilidir. o bizi dünyaya getirmiştir. gözleri ile ruh halimize nefes verir. tüm hayatının yapı taşıdır. anne sağlıklı bir bireyse çocukta sağlıklı olur.
ama anne BAĞIMLI bir kişilikse çocuğunuda kendine bağımlı yaparak kendini var eder...zaten başka bir varoluş şekli de bilmiyordur..çocuk anneden gördüğü ilişki şeklini içselleştirir..
agresörle özdeşim: kişi başına gelen kötü olaylara karşı bir savunma geliştirir. çok canı yanışmıştır birisi kendisini kötü hiisettirmiştir ve fırsat gelirse eline aynı şekilde bir diğer kişiye acıyı çektirir. böylelikle egosu kendine yapılanın altından kalkamayınca bir diğerine aynısını yaparak kendini güçlü hissetmeye çalışır. yani kötü duygu bir diğer tarafa hiç taşınmadan aktarılmıştır.
örnek: yıllarca kaynana zulmu görmüş gelinin yıllar sonra kendisi kaynana olduğunda gelinine daha fazla zulum çektirmesi gibii.....
"anne kaygısı " bahanesiyle sağlıksız bir davranışa anne kispesi giydirirler.. kaygı sağlıksız bir davranıştır.. yani annelerin virüs gibi kötü ihtimalleri kafanın içine sokması iyiliğine değil.. dinamikler çok iç içe.. ama annenin yaptığı ne biliyormusun?? her insasnın yaptığıyla aynı..
kendisinin gösteremediği cesareti sen gösteriyorsun? yaşama bir şans tanıyorsun ve ona sormadan yapıyorsun.. böylelikle bir başkaldırı var bu asla kabul edilmeyecek birşey bilinçaltında.. sana bir bedel ödetme isteği var..
ne yersen osun ne düşünürsen osun..
kendilik sınırını çizmek demek yeri geldiğinde telefona çıkmamaktır. yeri geldiğinde dur demektir. yeri geldiğinde yaptığının senin hayrına olmadığını söyleyip ama sonra hissedeceğin SUÇLULUK duygusunu taşımaktır. ama suçluluk duygusu ile yüzleşmek yerine bahaneler buluruz. bahaneler, yaşlıdır, üzülür, daha panik olur..... anneye hayır demek çok zordur neredeyse onların verdiği formun içine girmek en rahatıdır..
ama o zamanda sen olmazsın. bu sefer sen kendin için birşey yaptımn ama annenin davranışları seni zora sokuyor. çünkü kendilik aktivasyonu bu. buda annelerin hiç kaldırmadığı birşeydir..
önerim olan olmuş. enerjini beklentilerin yönünde değilde gönderdiği hastalıklı kaygı virüsünün beyninde yer etmemesi için ne yapman gerektiğini düşünelim derim..:))