- 3 Nisan 2019
- 5.510
- 10.955
O çocuğu kaldırmadığınızda siz ilgisiz ve kötü annesiniz.
Benim umrumda mı?
1 değil, 2 değil, ama sonra umrumda.
Aştım ben bunları dedikten sonra bile ufak bir kanıtlama isteği geliyor.
Önerdiğiniz psikolog ve kitapları yazabilir misinizBizler ilk olarak cocugumuza saygi duymamiz gerektigini dusunuyorum. Ayni zamanda baglanma konusunu yanlis algilayip uyguladigimiz dusuncesindeyim. Cocugumuzla bir yetiskin gibi konusmaliyiz ama onun anlayacagi dilde.
Birde kararli ve tutarli davranmamiz gerekiyor. Bizler cok cabuk pes ediyoruz. Misal oglum seker istiyor ‘Once yemegimizi yemeliyiz oglum ac karina seker yenilmez’ diyorum. Bir kac kez tekrarliyor seker diye ama aglamadan sonunda Tamam diyor. Yemegini yedikten sonra sekerini tekrar istiyor. Ama annemde veya kayinvalidemde o sekeri alana kadar agliyor. Cunku biliyor sonunda pes edip verecekler. Kiyamiyorlar cunku.
Kayinvalidem oglumla markete gitmis gecenlerde. Hayret ettim diyor ‘hic birsey istemedi. Icecekler, sekerler, cipsler gosterdim hicbirini istemedi’ Bebekler icin organik bir cips var ondan istemis sadece. Aynisni kizkardesimde yasamis. Ben herseyi alamayacagimizi guzelce acikliyorum. Evimize gerekli seyleri aldigimizi bazen sevdigi birseyi alabilecgini soyluyorum. Magzaya gittigmiz zaman zorluk cikarmiyor Oyuncak magzalari dahil.
Bunlari okudugum cocuk yetistirme kitaplarina, instagramda takip ettigim pedagog ve psikologlara borcluyum. Cocuklarimda olumlu davranislar gordukce cocuk gibi seviniyorumbol bol okuyun derim ama dogru kisileri bulmaniz gerek! Cocuk yetistirme bir zincir gibi. Hersey birbirne bagli bir konuda eksiklik oldugu zaman kopukluk olusuyor.
Sen yapsan, toplum izim vermiyor.
Ben cocugumun parkta pesinden kosmam mesela. Dusebilir, acıyabilir, arkadaşıyla bir oyuncak basinda tartisabilir (karşısındakine zarar vermeden), salincak sirasi bekleyebilir (gidip o çocugu indiren kendi cocugunu bindiren anneler goruyorum). Ama parktaki teyzeler asla izin vermiyor kendi cocuguma kendi istedigim muameleyi yapmama.
Bence cocuk aglar. Eve gitmek istememek icin aglamasi cok normal. 3 4 kere vaktimiz azaldi birazdan gidecegiz diye hatırlatirim. Sonra da, ben yavasca gidiyorum sen de son kere kay bana yetis derim. Genelde mizildar sonra pesimden kosar.
Ama teyzeler birakmiyor. Bak annen seni birakip gitti simdi polisler gelir, ağlarsan gözün cikar, bilmem ne yaparsan bilmem ne olur... veya susturmak icin gel sana seker veriyim..
Herkesin anneligi baska elbette. Ama benim kafam şu, ben çocuğuma tum hayatimi adarim benim ondan baska odak noktam yok su dunyada. Ama hayat ona boyle davranmayacak. Dusmeyi, kalkmayi, aglamayi, kendini teselli etmeyi benim gozetimimde öğrensin. Bensiz kalinca, ki ilki kres olur muhtemelen, ben onun yaninda devamli baska cocuklardan oyuncak alip ona veremem. Kendi istegini dile getirmeyi, alamayinca saygi duymayi da öğrensin.
Not 3 yasina 2 ay var
İşte biz kollektif çocuk yetiştiriyoruz maalesef, karışanımız edenimiz bitmez. Yeni nesil buldumcuk uzman anneler ne kadar abartıysa kendi ailemizden başlayıp parktaki teyzeye kadar herşeye burnunu sokan teyze terör örgütü de o kadar abartı :))Ben devamli yerdeyim yemin ederimparkta bile yere oturup bekliyorum bazen. Cok basit. Aglarken ne dediğini anlamiyorum, aglamanin bitmesini burada bekliyorum, kucagima alirim konuşuruz.
Ama gel gor ki, toplum bunu kabul etmiyor. En basta annem. Cocuga her "aglayabilirsin" dedigimde, kızıyor. Cocuk aglatilir miymis. Aglatilmaz miymis?
Dusunce yok yok bisey yok acimadi gecti diyor. Bense, hayir canin acıdıysa istedigin kadar ağlayabilirsin diyorum.
Cocuklara da yazik
Bizler ilk olarak cocugumuza saygi duymamiz gerektigini dusunuyorum. Ayni zamanda baglanma konusunu yanlis algilayip uyguladigimiz dusuncesindeyim. Cocugumuzla bir yetiskin gibi konusmaliyiz ama onun anlayacagi dilde.
Birde kararli ve tutarli davranmamiz gerekiyor. Bizler cok cabuk pes ediyoruz. Misal oglum seker istiyor ‘Once yemegimizi yemeliyiz oglum ac karina seker yenilmez’ diyorum. Bir kac kez tekrarliyor seker diye ama aglamadan sonunda Tamam diyor. Yemegini yedikten sonra sekerini tekrar istiyor. Ama annemde veya kayinvalidemde o sekeri alana kadar agliyor. Cunku biliyor sonunda pes edip verecekler. Kiyamiyorlar cunku.
Kayinvalidem oglumla markete gitmis gecenlerde. Hayret ettim diyor ‘hic birsey istemedi. Icecekler, sekerler, cipsler gosterdim hicbirini istemedi’ Bebekler icin organik bir cips var ondan istemis sadece. Aynisni kizkardesimde yasamis. Ben herseyi alamayacagimizi guzelce acikliyorum. Evimize gerekli seyleri aldigimizi bazen sevdigi birseyi alabilecgini soyluyorum. Magzaya gittigmiz zaman zorluk cikarmiyor Oyuncak magzalari dahil.
Bunlari okudugum cocuk yetistirme kitaplarina, instagramda takip ettigim pedagog ve psikologlara borcluyum. Cocuklarimda olumlu davranislar gordukce cocuk gibi seviniyorumbol bol okuyun derim ama dogru kisileri bulmaniz gerek! Cocuk yetistirme bir zincir gibi. Hersey birbirne bagli bir konuda eksiklik oldugu zaman kopukluk olusuyor.
Bakıcam çok teşekkür ederim.Dinle ki konuşsun Konuş ki dinlesin
Dramsız disiplin
Bebeğine fransız kalmak
Denemediğim yol kalmadı
Kitaplarını okumanızı şiddetle öneririm.
Kitapları okuyup teorik kısmı hallettikten sonra uygulamaya geçmek için bol sabırlı olmak gerekiyor o kadar. Yasaklar konusunda da mümkün olduğu kadar az yasak ve tutarlılık gerekiyor.
Mesela çocuk düştü o sizden yardım istemediği sürece biraz bekleyin kendi kalksın, ağlıyor sizi istiyor mesela düştün canın yandı değil mi, gel krem süreli geçsin deyip bol sarılın öpün. Ağlama demeyin. Acısını duygusunu yaşasın ve siz saygı duyun sadece yanında olun.
Mesela parka gideceksiniz gitmeden önce örneğin 1 saat kalacağız sonra markete gitmemiz lazım diye bilgi verin, parktayken son 10 dakika kaldığında 10 dakika kaldı gitmeden ne oynamak istersin deyin. İstediği şeyi oynasın . Ben komşu ve arkadaş çocuklarında denedim işe yarıyorsiz gidiyoruz dedikten sonra yine de kalmak isterse sakın hadi bir oyun daha oynayın demeyin tabi kısaca aklıma gelenler bunlar , lütfen kitapları okuyun
Sevgiler..
Yaw bi de devlet kurmayıversin fetih yapmasın normal efendi bi çocuk olsun, ne hak yesin ne hakkını yedirsin mutlu huzurlu yaşamayı öğrensin yeter. Birey gibi kabul edip kişiliğine saygı duyarak çocuk yetiştirmek zor zanaat yaw hakkaten, sabır ve olgunluk istiyordur çokça.18 inde devlet kuran adam ne lalalarin elinde buyumus, kac dil biliyor, kac savas gormus, sair mi dersin, ressam mi dersin her meziyet var. bizim 18 yasinda cocugumuz annesi yemegi isitip koymasa onune ac kalir. Ne corabini kaldirir ne sorumluluk alir evde.
benim kızımda bazen sebepsiz su isterken bile agliyor ama su istiyorum demiyor aglarken suratina bakiyorum iyice sinir olup daha cok agliyo anlamiyorum ne demek istiyorsun diyorum ben su istiyorum diyor, annemde ne istiyor kizim bu cocuk niye agliyo aglatmasana der hep boyle zamanlara sahit olunca, sanki keyfimden aglatiyorum anlasam ne istedigini zaten aglamayacak ama kabul edemiyor bi turlu torununu aglatiyormuşumBen devamli yerdeyim yemin ederimparkta bile yere oturup bekliyorum bazen. Cok basit. Aglarken ne dediğini anlamiyorum, aglamanin bitmesini burada bekliyorum, kucagima alirim konuşuruz.
Ama gel gor ki, toplum bunu kabul etmiyor. En basta annem. Cocuga her "aglayabilirsin" dedigimde, kızıyor. Cocuk aglatilir miymis. Aglatilmaz miymis?
Dusunce yok yok bisey yok acimadi gecti diyor. Bense, hayir canin acıdıysa istedigin kadar ağlayabilirsin diyorum.
Cocuklara da yazik
Zeynepinharikalardiyari var Instagram'da, bilen bilir. O da hamile şimdi, Danimarka'da. Bugünkü storisinde şey demis; doktora birkaç şey sormus 'soyle şöyle yapsam sakıncası olur mu,böyle böyle yapayım mi' falan, doktoru şaşırmış demiş ki 'hasta degilsin,hamilesin. Normalde napiyorsan aynen hayatına devam et'Ben soyle dusunuyorum; yabancilar cok otoriter. Cocugu cok da severek ayni zamanda sabah aksam seni seviyorum diyerek yonetiyor. Bizde cocuk aileyi yonetiyor. Daha bebekken basliyor bizim millet. Bebek var cikmayalim, bebegin uyku saati gelmeyelim. Bebegin uykusu geldi kalkip eve gidelim. Cocugun yonetiminde ailelerin cogu.
Burada restauranta gidersin. Cocugun onune parcalar bir sey koyar. Cocuk oynaya oynaya yerken yemeklerini yerler saraplarini icerler, muhabbet ederler. Hep esime derim. Turk aile olsa yapma yavrum etme yavrum agzini ac yavrum diye pesinde kosmaktan ac kalkar insanlar. Ne arkadas bulusmasindan zevk alir ne disari cikmaktan. Cocuktan sonra hayat bitiyor bizde. Burada nereye gitsek iki uc cocuklu aile goruruz. Hic de engel olmaz bir seye.
Çok güzel yazmışsınız uzun uzun teşekkürlerValla çevremde neredeyse herkesin çocuğu var, o yüzden haddinden fazla gözlem yapmış biri olarak diyebilirim ki, çocuğa on kere hayır deyip onbirincide 'evet' diyen anneler hep çocuklarının söz dinlememesinden yakınıyor. Aynı skinner'in fare deneyi gibi, çocuklara 'yeterince bunaltirsan,sınırlarını zorlarsan herşeye izin veririm' mesajı verdiklerinin farkında degiller.
Aynı şekilde çocuklara bağırmak, sonra bağırdığı için bir anda asiri iyi davranmak,sonra tekrar bağırmk...bu da çok yapılan bir hata. Böyle böyle mal ediyorlar çocukları:) sonra nerede ne tepki vereceğini bilmeyen çocuklar... Çocuğa bagirirsan o da tepkisini bağırarak öğrenir. Bağırıp pişman olup aşırı iyi davranırsan nerede ne yapacağını bilemez. Kötü bir şey yapınca bagiriliyor ama hemen ardından vicdan azabıyla ödül geliyor. Yani çocuk bundan ne anlamalı??? Dengesiz çocuk yetiştirmemek için bundan da kacman lazım. Nasıl sinirlensen de patronuna ani tepki veremiyorsun, Cocuguna da vermemelisin.
Sonraaaaa çocuğa seçme imkanı vermemek. Ağzına zorla yemek tikistirmak, zorla o bayram o kıyafeti giydirmek,zorla derse oturtturmak evden çıkarken seninle gelmeye zorlamak,zorla annesiyle telefonda görüntülü konuşturmak,zorla 'seni seviyorum' dedirtmek, halanin dayının opmesine zorla izin vermek... Bunların hepsi çocuğun kendi fikrine sahip çıkmasına engel olan şeyler. Bugün neyi giyeceğini secemeyen çocuk yarın hayatina alacağı insanı da secemez, ezik bir şey olur çıkar
Sonra çocuğa sussun diye teelfon vermek, her an TV izletmek, sen TV izlerken çocuğun da orada olup duyması...hem video ve tvdeki şiddet sahneleri,gereksiz /çocuğun duymaması görmemesi gerekenler çok fazla . Misal izlediğiniz salak romantik komedide kızı kaçırırlar,bölüm sonunda kaslı adam onu bulur,kurtarır. Ama bu çocukta 'ya beni de kaçırırlarsa, ya annemi de kaçırırlarsa' korkusu oluşturabilir. Sonra 'niye bir anda bizle yatmaya basladi, niye tek basina tuvalete gitmeye korkar oldu'
Yani bir düşün,niye acaba?
Ayrıca TV -videolar devamlı hareket halinde. Hele reklamlar. Yani anında sahne değişiyor,herşey hareket ediyor,her an bir konuşma..önce buna alistiriyorlar cocuklari, sonra 'dikkat dağınıklığı var. Birşeye konsantre olamıyor, bir oyunla beş dakika oynamiyor' e ne güzelim. Çocuk mu sence problemli yoksa senin anneliğin mi???
Ayrıca anneleri. Bebek kanali-cocuk kanalı dedikleri saçma şeyler reklamla dönüyor. Öyle güzel işliyor ki beyinlerine, ne işe yaradığını bilmediği oyuncakları istiyor çocuklar. Olmadığında yoksunluk hissediyorlar. Oysa sen onu sussun diye TV karsisina koymasan o reklamı görmeyecek ve 'action maaaaaan, doğuran baby' diye ağlamayacak. Sen de sırf lisanslı diye salak salak oyuncaklara yüzlerce lira dokmeyeceksin. Ayrıca senin değil TVnin büyüttüğü çocuk bugün jeepli barby isteyecek, ergenlikte iPhone isteyecek. Yani böyle tüketim toplumunun göbeğine atıyor anne çocuğunu, üç beş saat sessizlik uğruna.
Ayrıca yıllar önce bizimle yaşayan bir çocuk vardı, bir gun calliu izlerken farkettik ki çocuğun küsünce arkasını dönüp ellerini birleştirdigi ve 'hih' dediği hareket bildiğin calliu. Çocuk izlemiş,örnek almış. Canı sıkıldıkça öyle küsüyoryani çok teklikeli bir şey aslında,Tv'de neyi örnek alacağı belli değil. Çocuğunun rol modeli ne bilmiyrosun bile...mesela benim çok saçma bir düşüncem ipek ongun'un bir genç kızın gizli defteri serisinde Sirma'nin ağzından çıkanlarla aynı. Ama o kadar benimsemisim ki, ben de böyle düşünüyorum. Aslında acaba ben de öyle düşündüğümden mi yoksa ergenlik yıllarında okuyup empati kurdugumdan mi?? Çocuğunu TV yetistirirse hangi it kopukla,hangi simarikla ozdeslestirir kendini,Allah bilir.
Sonraaaaa... Çocuğa uygun oyuncaklar almama da var. Sık sık oyuncakçı gezerim, gerçekten hiç yarari olmayan plastiklerden geçilmiyor
Öyle bir LEGO ki,bir parçası başka legoya uymuyor. Yani bu plastiği alana kadar, ahsap bloklar al, çocuk bugün araba yapsın yarın ev,hayal gücünü kullansın. Yani öyle süslü ki oyuncak bebekler çocuk kendi bebegini 'miş gibi' göremiyor. Hayal gucu gelişemiyor. Her şey o kadar net ve açık ki...ve her şey o kadar tek kullanımlık ki...hayal gücü olmayan,doyumsuz çocuklar yetişiyor...
Sonraaa bir de madalyonun diğer tarafı var (ki en yakınımda bu da mevcut) Çocuğuna karşı aşırı hassas,kitaplarda yazdığı gibi tane tane konusan, ağlarken bile tane tane derdini ve neden kirildigini konuşabilen çocuk yetiştiren, her konuda onu da dahil edip her konuda fikri önemsenen , anaokul çağına kadar asla TV izlememiş, rafine şeker vs sağlıksız hiç bir şey yememiş..
Ama ben böyle cam fanusu da hiç doğru bulmuyorum. Çünkü çocuklar zorba yaratıklar. Sen ve yakın cevren ne kadar dikkat etsen de sectigin kelimelere,sen Dili kullanmamaya , o çocuk elbette sosyallesip vahsi dogaya katılacak. Bu kadar steril yetiştirilen çocuk savunma mekanizması geliştiremez. Yani istenmediği tepkilerle, bazen onu üzecek şeylerle hiç karşılaşmadan ilkokula başlayan cocuğun şokunu düşününce ben endişeleniyorum açıkçası. Küçük küçük her duyguyu tatmalı ki insan savunma mekanizması geliştirmeli. Parkta reddedilmeli en basitinden ,annesi hemen 'gel madem biz de beraber oynayalim' dememeli. Ki çocuk reddedilme duygusuyla tanissin,kendince bir tepki oluştursun. Böylece ilerleyen yıllarda bu duyguyla çok dhaa rahat baş eder...
Ayşe kulin'in hayat hikayelerini yazdigi bir seri var. Aslında büyük büyük dedesinden baslayip kendi 40 yasina kadar uzanan bir seri. Ailesi o kadar düzgün insanlardan oluşuyor ki. Ailesinde kadınlar değer görüyor, karşılıklı saygı var, en önemlisi sadakat var. Yani kadin bu kültürün içine doğuyor. El bebek gül bebek buyuyor. Ama iki kocasıyla da ikişer çocuğu varken boşanıyor. Bunun da sebebini son kitabında şeye bağlıyor, ben öyle düzgün bir aileye sahiptim ki insanların ne kadar kötü olabileceğini bilemedim. Böyle steril bir ailede büyüyünce belki çok insan için normal olan şeyler bile ona fazla gelmiş. Aynı şekilde hayatında bol bol kazık yemiş çünkü kendi steril çevresinde herkes iyi ve düzgün olduğu için insanların bile bile kötülük yapacağı gerçeğinden uzak Büyümus. Yani bence bu da kötü.
İyi ya da kötü,insanlar tüm duygularını çocukken yaşayabilmeli. Aşırı steril, fanusta bir yaşam belki güzel gibi görünebilir ama fanustan çıkar çıkmaz daha kolay kirilmani sağlayabilir....
Yani biraz denge meselesi.
Zor bir süreç... Ha bana sorarsan etrafımdaki kimsenin anneliği beş kuruş etmez
Ama aslaaaa karışmam kimseye, eleştiride de bulunmam çünkü bana ne? 'cocuga küstüm sana deme,sonra insanlar kümesin diye istemediği şeyi yapar' diyene de 'ha tamam' diyorum, dikkat ediyorum, 'oglan cips istiyor,tabağa koysana bir paket' diyene de 'ha tamam' diyorum
Cocugu cok da severek ayni zamanda sabah aksam seni seviyorum diyerek yonetiyor. Bizde cocuk aileyi yonetiyor.
Annem hep kızar bana ‘o koca sesinle bir de çocuklara kızıyorsun, öcü gibi bir şey oluyorsun’ diye.konuyu okurken benimde aklimdan bu geçti.
bizim toplum olarak sesimiz biraz gür sanki.
dediginiz gibi her yerde bagrış cağrış bir çığırtkanlık kavga var maalesef.
benim mesela sesim yapi olarak bir bayana gore gür çıkar kendi ailemde esimin aileside oyle halasi haric kizimkn ses tonuda halasina benziyor normal ses tonu var.
gecen gun seyi farkettin kizim bagirarak konusuyor çocuk bizi bagiriyoruz saniyo demek ki.
halbuki gerçekten sesimiz gür
hal böyle olunca dediginiz gibi biraz zor oluyor