Yabancılar gibi çocuk yetiştirmek?

Peki siz çocuklar büyüyünce yabancılar gibi olacakmisiniz??
Bence kültürümüzün özüne inin ve oraya bakın. Atalarımız nasıl kendine yeten,konuşan evlatlar yetiştirmiş!!!
18 de devlet kuran,21 de Fetih yapan , 30 larinda Cumhuriyet kuran atalarına bir bak!!!
 
Ağlamaya ben de bırakmam bebekken ama mesela biraz daha özgür yetiştirmek isterim. Örneğin etrafı güvenli hale getirdikten sonra emeklemesine müdahale etmek istemem. Rahat bir anne olmak istiyorum ama tabi saldım çayıra mevlam kayıra kuralsız değil.
 
Benim kızların böyle. Çünkü kurallar cok nettir bizde. Herseyi açıkça konuşarak cozeriz
 
Bizler ilk olarak cocugumuza saygi duymamiz gerektigini dusunuyorum. Ayni zamanda baglanma konusunu yanlis algilayip uyguladigimiz dusuncesindeyim. Cocugumuzla bir yetiskin gibi konusmaliyiz ama onun anlayacagi dilde.

Birde kararli ve tutarli davranmamiz gerekiyor. Bizler cok cabuk pes ediyoruz. Misal oglum seker istiyor ‘Once yemegimizi yemeliyiz oglum ac karina seker yenilmez’ diyorum. Bir kac kez tekrarliyor seker diye ama aglamadan sonunda Tamam diyor. Yemegini yedikten sonra sekerini tekrar istiyor. Ama annemde veya kayinvalidemde o sekeri alana kadar agliyor. Cunku biliyor sonunda pes edip verecekler. Kiyamiyorlar cunku.

Kayinvalidem oglumla markete gitmis gecenlerde. Hayret ettim diyor ‘hic birsey istemedi. Icecekler, sekerler, cipsler gosterdim hicbirini istemedi’ Bebekler icin organik bir cips var ondan istemis sadece. Aynisni kizkardesimde yasamis. Ben herseyi alamayacagimizi guzelce acikliyorum. Evimize gerekli seyleri aldigimizi bazen sevdigi birseyi alabilecgini soyluyorum. Magzaya gittigmiz zaman zorluk cikarmiyor Oyuncak magzalari dahil.

Bunlari okudugum cocuk yetistirme kitaplarina, instagramda takip ettigim pedagog ve psikologlara borcluyum. Cocuklarimda olumlu davranislar gordukce cocuk gibi seviniyorum bol bol okuyun derim ama dogru kisileri bulmaniz gerek! Cocuk yetistirme bir zincir gibi. Hersey birbirne bagli bir konuda eksiklik oldugu zaman kopukluk olusuyor.
 
Çocugunuz ile iletişiminizi en basından iyi tutmanız lazım...
Çok şükür rabbim nazardan saklasın öyle bir kızım var.. Doğustan olgundu benim ki tam bir hanımefendi
Bunu nasıl becerdik bagımız çok kuvvetli, beni anlıyor ben onu anlıyorum çok sohbet ediyoruz.
Bir de mizac eklenince işin içine tadından yenmiyor
Bebekken de uykusu yemesi içmesi çok düzgündü ben hep kızıma uydum.
Simdi 2.ye gebeyim ve erkek bakalım bu bebiş naısl oalcak.
 
Hah işte mesela ben de o kadın gibi olmak istiyorum ağlamayı koz olarak kullanmasın, istemediği /istediği bir şey için. Bravo kadına
 
Ben de öyleyim maalesef.
Mimik ve jest kullanan, her türlü duygumu sesimden anlayabileceğiniz, ağız dolusu kahkaha atan bir insanım.
Çocuklarımın kibar, sakin, düz olmalarının imkanı yok.

Ama bunlar bize işlenen şeyler, çocukluğumuzda bayram ziyaretine gittiğimizde o evdeki yaşlıların sevinçleri, kocaman sarılışıp ağlaşmaları...
Nasıl önüne geçebilirdik ki, sevincimiz de büyük, üzüntümüz de.
O sakin anneler aynı zamanda taziye evinde usulleri gereği kokteyl veriyorlar, gayet sessiz, yüzünde tebessüm vs.
Bizim kırk kat el olsa ağlamaktan bitap düşer, kendimize gelemeyiz.
Toplumsal özelliklerin önüne geçmek çok zor.
 
Bunu istemem tabiki çünkü bebek ayrı çocuk ayrı. Bebeği o şekilde ağlamaya bırakmak hiç sağlıklı değil
 
Dunyanin en uslu bebekleri olarak burundili bebekleri gordum, sirri veriyorum: ilk bir sene sirta baglayip tarlaya gitmek yurumeye baslar baslamaz da sokaga salmak.

Saka bir yana cocuga beklemeyi ogretmek, yemek ve uyku saatlerinin duzenli olmasi, kati olmayan ama kesin ve net kurallar cizmek ve daha konusmazken bile bu kurallari aciklamak, bebeklikten itibaren surekli sozel iletisim kurmak ama kurallar konusunda pazarlik yapmamak, aglamaya sizlanmaya prim vermemek, cocuga duygulardan bahsetmek mesela kizgin misin uzuldun mu vb vb, cocuga birey muamelesi yapmak... filan diye biliyorum + sakin ve huzurlu ev ortami. Ama cocugum yok ahahaha tamamen okuduklarimdan kulaktan dolma bilgilerimden yazdim.
 
Yav ben bunu kedime bile yapamıyorum kedim bile beni parmağında oynatıyor şaka bir yana çok doğru, çocuk ağlayarak istediğini yaptırmayı öğreniyor bu şekilde.
 

Hahahah bizim burda 3-5₺ için çocuğu ağlatıyor cimri deriz
 
Dinle ki konuşsun Konuş ki dinlesin
Dramsız disiplin
Bebeğine fransız kalmak
Denemediğim yol kalmadı
Kitaplarını okumanızı şiddetle öneririm.

Kitapları okuyup teorik kısmı hallettikten sonra uygulamaya geçmek için bol sabırlı olmak gerekiyor o kadar. Yasaklar konusunda da mümkün olduğu kadar az yasak ve tutarlılık gerekiyor.
Mesela çocuk düştü o sizden yardım istemediği sürece biraz bekleyin kendi kalksın, ağlıyor sizi istiyor mesela düştün canın yandı değil mi, gel krem süreli geçsin deyip bol sarılın öpün. Ağlama demeyin. Acısını duygusunu yaşasın ve siz saygı duyun sadece yanında olun.
Mesela parka gideceksiniz gitmeden önce örneğin 1 saat kalacağız sonra markete gitmemiz lazım diye bilgi verin, parktayken son 10 dakika kaldığında 10 dakika kaldı gitmeden ne oynamak istersin deyin. İstediği şeyi oynasın . Ben komşu ve arkadaş çocuklarında denedim işe yarıyor siz gidiyoruz dedikten sonra yine de kalmak isterse sakın hadi bir oyun daha oynayın demeyin tabi kısaca aklıma gelenler bunlar , lütfen kitapları okuyun
Sevgiler..
 
Ben o yaşlarda kulaklıkla gezmeyi düşünüyorum evde bence iyi bir annesiniz, sabrınız buradan bile belli oluyor. İki çocuk daha zor, kolay gelsin.
 
Bu bir kültür çünkü. Öyle yetiştirmeniz çok zor. Mesela İtalya’ya gittiğimde onların aynı bizler gibi olduklarını gördüm, çünkü millet gürültülü ama mesela İsviçre’de çıt yok, gerçekten hiç öyle sessiz bir ülke görmemiştim. Toplumsal bilinçaltından tutun da anne karnındaki etkileşim gibi birçok faktör var bu konuda.
 
+1
Avrupada doktora yapan bir arkadaşım orada türk bir ailenin çocuklarıyla da ilgileniyor. Evde yapmadıkları yaramazlığın kalmadığı laf söz dinlemeyen o çocukların gündüz ingiliz okuluna gidince sınıfta mum gibi olduğunu söylüyor. Çocuklar kimden ekmek çıkar kimden çıkmaz biliyor sanırım
 
Valla çevremde neredeyse herkesin çocuğu var, o yüzden haddinden fazla gözlem yapmış biri olarak diyebilirim ki, çocuğa on kere hayır deyip onbirincide 'evet' diyen anneler hep çocuklarının söz dinlememesinden yakınıyor. Aynı skinner'in fare deneyi gibi, çocuklara 'yeterince bunaltirsan,sınırlarını zorlarsan herşeye izin veririm' mesajı verdiklerinin farkında degiller.
Aynı şekilde çocuklara bağırmak, sonra bağırdığı için bir anda asiri iyi davranmak,sonra tekrar bağırmk...bu da çok yapılan bir hata. Böyle böyle mal ediyorlar çocukları:) sonra nerede ne tepki vereceğini bilmeyen çocuklar... Çocuğa bagirirsan o da tepkisini bağırarak öğrenir. Bağırıp pişman olup aşırı iyi davranırsan nerede ne yapacağını bilemez. Kötü bir şey yapınca bagiriliyor ama hemen ardından vicdan azabıyla ödül geliyor. Yani çocuk bundan ne anlamalı??? Dengesiz çocuk yetiştirmemek için bundan da kacman lazım. Nasıl sinirlensen de patronuna ani tepki veremiyorsun, Cocuguna da vermemelisin.
Sonraaaaa çocuğa seçme imkanı vermemek. Ağzına zorla yemek tikistirmak, zorla o bayram o kıyafeti giydirmek,zorla derse oturtturmak evden çıkarken seninle gelmeye zorlamak,zorla annesiyle telefonda görüntülü konuşturmak,zorla 'seni seviyorum' dedirtmek, halanin dayının opmesine zorla izin vermek... Bunların hepsi çocuğun kendi fikrine sahip çıkmasına engel olan şeyler. Bugün neyi giyeceğini secemeyen çocuk yarın hayatina alacağı insanı da secemez, ezik bir şey olur çıkar
Sonra çocuğa sussun diye teelfon vermek, her an TV izletmek, sen TV izlerken çocuğun da orada olup duyması...hem video ve tvdeki şiddet sahneleri,gereksiz /çocuğun duymaması görmemesi gerekenler çok fazla . Misal izlediğiniz salak romantik komedide kızı kaçırırlar,bölüm sonunda kaslı adam onu bulur,kurtarır. Ama bu çocukta 'ya beni de kaçırırlarsa, ya annemi de kaçırırlarsa' korkusu oluşturabilir. Sonra 'niye bir anda bizle yatmaya basladi, niye tek basina tuvalete gitmeye korkar oldu'
Yani bir düşün,niye acaba?
Ayrıca TV -videolar devamlı hareket halinde. Hele reklamlar. Yani anında sahne değişiyor,herşey hareket ediyor,her an bir konuşma..önce buna alistiriyorlar cocuklari, sonra 'dikkat dağınıklığı var. Birşeye konsantre olamıyor, bir oyunla beş dakika oynamiyor' e ne güzelim. Çocuk mu sence problemli yoksa senin anneliğin mi???
Ayrıca anneleri. Bebek kanali-cocuk kanalı dedikleri saçma şeyler reklamla dönüyor. Öyle güzel işliyor ki beyinlerine, ne işe yaradığını bilmediği oyuncakları istiyor çocuklar. Olmadığında yoksunluk hissediyorlar. Oysa sen onu sussun diye TV karsisina koymasan o reklamı görmeyecek ve 'action maaaaaan, doğuran baby' diye ağlamayacak. Sen de sırf lisanslı diye salak salak oyuncaklara yüzlerce lira dokmeyeceksin. Ayrıca senin değil TVnin büyüttüğü çocuk bugün jeepli barby isteyecek, ergenlikte iPhone isteyecek. Yani böyle tüketim toplumunun göbeğine atıyor anne çocuğunu, üç beş saat sessizlik uğruna.
Ayrıca yıllar önce bizimle yaşayan bir çocuk vardı, bir gun calliu izlerken farkettik ki çocuğun küsünce arkasını dönüp ellerini birleştirdigi ve 'hih' dediği hareket bildiğin calliu. Çocuk izlemiş,örnek almış. Canı sıkıldıkça öyle küsüyor yani çok teklikeli bir şey aslında,Tv'de neyi örnek alacağı belli değil. Çocuğunun rol modeli ne bilmiyrosun bile...mesela benim çok saçma bir düşüncem ipek ongun'un bir genç kızın gizli defteri serisinde Sirma'nin ağzından çıkanlarla aynı. Ama o kadar benimsemisim ki, ben de böyle düşünüyorum. Aslında acaba ben de öyle düşündüğümden mi yoksa ergenlik yıllarında okuyup empati kurdugumdan mi?? Çocuğunu TV yetistirirse hangi it kopukla,hangi simarikla ozdeslestirir kendini,Allah bilir.
Sonraaaaa... Çocuğa uygun oyuncaklar almama da var. Sık sık oyuncakçı gezerim, gerçekten hiç yarari olmayan plastiklerden geçilmiyor
Öyle bir LEGO ki,bir parçası başka legoya uymuyor. Yani bu plastiği alana kadar, ahsap bloklar al, çocuk bugün araba yapsın yarın ev,hayal gücünü kullansın. Yani öyle süslü ki oyuncak bebekler çocuk kendi bebegini 'miş gibi' göremiyor. Hayal gucu gelişemiyor. Her şey o kadar net ve açık ki...ve her şey o kadar tek kullanımlık ki...hayal gücü olmayan,doyumsuz çocuklar yetişiyor...
Sonraaa bir de madalyonun diğer tarafı var (ki en yakınımda bu da mevcut) Çocuğuna karşı aşırı hassas,kitaplarda yazdığı gibi tane tane konusan, ağlarken bile tane tane derdini ve neden kirildigini konuşabilen çocuk yetiştiren, her konuda onu da dahil edip her konuda fikri önemsenen , anaokul çağına kadar asla TV izlememiş, rafine şeker vs sağlıksız hiç bir şey yememiş..
Ama ben böyle cam fanusu da hiç doğru bulmuyorum. Çünkü çocuklar zorba yaratıklar. Sen ve yakın cevren ne kadar dikkat etsen de sectigin kelimelere,sen Dili kullanmamaya , o çocuk elbette sosyallesip vahsi dogaya katılacak. Bu kadar steril yetiştirilen çocuk savunma mekanizması geliştiremez. Yani istenmediği tepkilerle, bazen onu üzecek şeylerle hiç karşılaşmadan ilkokula başlayan cocuğun şokunu düşününce ben endişeleniyorum açıkçası. Küçük küçük her duyguyu tatmalı ki insan savunma mekanizması geliştirmeli. Parkta reddedilmeli en basitinden ,annesi hemen 'gel madem biz de beraber oynayalim' dememeli. Ki çocuk reddedilme duygusuyla tanissin,kendince bir tepki oluştursun. Böylece ilerleyen yıllarda bu duyguyla çok dhaa rahat baş eder...
Ayşe kulin'in hayat hikayelerini yazdigi bir seri var. Aslında büyük büyük dedesinden baslayip kendi 40 yasina kadar uzanan bir seri. Ailesi o kadar düzgün insanlardan oluşuyor ki. Ailesinde kadınlar değer görüyor, karşılıklı saygı var, en önemlisi sadakat var. Yani kadin bu kültürün içine doğuyor. El bebek gül bebek buyuyor. Ama iki kocasıyla da ikişer çocuğu varken boşanıyor. Bunun da sebebini son kitabında şeye bağlıyor, ben öyle düzgün bir aileye sahiptim ki insanların ne kadar kötü olabileceğini bilemedim. Böyle steril bir ailede büyüyünce belki çok insan için normal olan şeyler bile ona fazla gelmiş. Aynı şekilde hayatında bol bol kazık yemiş çünkü kendi steril çevresinde herkes iyi ve düzgün olduğu için insanların bile bile kötülük yapacağı gerçeğinden uzak Büyümus. Yani bence bu da kötü.
İyi ya da kötü,insanlar tüm duygularını çocukken yaşayabilmeli. Aşırı steril, fanusta bir yaşam belki güzel gibi görünebilir ama fanustan çıkar çıkmaz daha kolay kirilmani sağlayabilir....
Yani biraz denge meselesi.
Zor bir süreç... Ha bana sorarsan etrafımdaki kimsenin anneliği beş kuruş etmez
Ama aslaaaa karışmam kimseye, eleştiride de bulunmam çünkü bana ne? 'cocuga küstüm sana deme,sonra insanlar kümesin diye istemediği şeyi yapar' diyene de 'ha tamam' diyorum, dikkat ediyorum, 'oglan cips istiyor,tabağa koysana bir paket' diyene de 'ha tamam' diyorum
 
Cocugun da dirayetliymis maşallah ..benim kiz simdi buyudu 5 yasinda markette birsey aliyo mesela cips sonra Muffin aliyo sectiriyorum ikisinden birini alabiliriz sadece diye inat edince ikisini birakiyorum cokta yaptim icim yandi ama simdi seciyor ve kasaya gitmeden birinden vazgeciyor ayyy eskiden aliswerise gider sirf aburcubur alir gelirdik ne yemeklik birsey ne de dogrudurust bir alışveriş olurdu ...kararli ve sabirli olmak isin sirri aglasinlar valla hiccccc takmiyorum artik yemezlerr
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…