- 15 Ekim 2016
- 6.524
- 11.750
Simarik bence senin davranışın degildi simarik küfur edince onaylayan gülen ailenin cocugu simarik olur oyuncaklara bogan her dedigini sip diye alan ailenin cocugu simarik olur şahh şahh li dogum günleri yapilan abartili sünnet düğünü yapilan cocuk simarik doyumsuz olur ...Simartmak nedir?
Gercekten merakimdan soruyorum,sunu bir ogrenemedim.Ben cocukken kahkahalarla gulunce annem "simarma" derdi,yeni elbise giyince sevincle kendi etrafimda donsem "simarma"derdi,lunaparka gidince heyecanla yerimde kipirdansam "simarma" derdi,oysa icimden kollarimi acarak sonsuzluga kosasim gelirdi,ama put gibi dururdum.
Insan cocugunu bazen simartir da simartmali da..Simartmak baska,simarik yetistirmek baska bir sey sanki
Evet evet çocuklar kendilerini güvende hissediyor böyle olunca.Ay masallah kilo bilgilerine bakin tu tu masallah.Kutlarim yaa
Kural sart.Kadife kurallar,köşeleri acitmayacak fakat varligi belli olacak.
Ah biz deyince ama bakamaz ki diyor herkesYakın zamanda pedagoga gittim. Kreşe başladı oğlum ama 2 hafta sonra ağlamaya ve uykularını etkilemeye başladı. Doğru adımlar atmak istedim, sebep bu.
Velhasıl bana sınır koymadığımı, ağlatmaktan korkmamam gerektiğini, babayla geçirdiği zamana asla ve kata müdahale etmemem gerektiğini, bazı şeylere kesin bir dille hayır demem gerektiğini, kontrolcü olmayı da bırakmam gerektiğini söyledi.
Mesela baba çocuğu ayaklarından tutup baş aşağı sallandırıyorsa orada napıyorsun düşecek demeyecekmişizdaha sonra, çocuk yokken endişeleniyorum diye belirtecekmişiz. Yahut baba tv izletiyor karışmayacakmışız, çocuğu bırakıp dışarı çıkıyoruz, kıyafetini yemeğini hazırlayıp çıkmayacakmışız ne yaparsa yapsınlarmış; gerekirse aç kalsın, üşüsün, hasta olsunmuş. Bunlar hep kontrolcülükmüş ve çocuk anneye bağımlı oluyormuş.
Tutarlılık kararlılık ve istikrar. Çocukların istedikleri bu ve temelde sakın ebeveynler ister. Çocuğu dinler ve onu anladığınızı ona hissettirirseniz istediğinizi basarabilirsiniz. Ancak sürekli hayır diyen ve kendi istediğini yaptırmaya çalışan bi ebeveyn olursanız çok zor. Mesela çocuk bazen mont giymek istemeyecek ona durumu açıklayıp tekrar mont giymesini sağlayabilirsiniz reddedileceksiniz israrlar işe yaramayacak. Tamam öyleyse yanımıza alalım usursen giyebilirsin böylece dicez ve tabiki usuyecekİyi akşamlar herkese. Benim 5 aylık bir bebeğim var, ilk çocuğum. Derdim şu hanımlar, hepimizin az çok duyduğu bir geyik vardır. "yabancı çocuklar böyle değil, bu kadar gürültülü değil, şımarık değil.." vs. Şimdi tabiki yabancı çocuklar melek bizimkiler tü kaka diye bir şey yok. Aileden aileye değişiyor çocuk yetiştirme tarzı. Ama gerçekten yabancıların çoğunlukta olduğu otellerde de Türklerin olduğu otellerde de kalmış biri olarak gözlemim şu şekilde : yabancı çocuklar da yaramazlık yapabiliyor tabiki ama en azından bir iletişim kurabiliyor ebeveynleri gördüğüm kadarıyla. Ama Türk çocuklarında (bebekleri değil 4-5 yaş ve üstü çocukları kast ediyorum) sürekli ağlama ve gürültü yapma hali var. Dediğim gibi hepsi böyle değil ama Türk çocuklarında daha fazla gördüğüm bir şey zaten bu sık konuşulan bir konu günümüzde biliyorsunuzdur.
Ben istiyorum ki çocuğum tabiki robot olmayacak yeri geldiğinde yaramazlık da yapacak ama mesela ağlayarak, bağırarak, kendini yerden yere atarak iletişim kurmasın benimle. Konuşarak anlaşalım istiyorum. Tabiki hiç ağlamasın vs beklentim yok ama dediğim gibi bunu bir iletişim şekli haline getirmiş çocuklar var her istediğini ağlayarak, bağırarak, yerden yere atlayarak yaptıran. Derdim şu, ben nasıl çocuğumu yabancı ülkelerdeki çocuklar gibi en azından asgari düzeyde ağlayan, en azından kendisiyle konuşulabilen bir çocuk olarak yetiştirebilirim? Bunun için ne yapmalıyım ne önerirsiniz? Şimdilik evde ebeveynler olarak bizim de sesimizi yükseltmeden sakince konuşmamız iletişim kurmamız gerektiğini biliyorum. Başka neler önerirsiniz?
Ama benimki daha bebek sayılır yani öyle düşünüyordum. Hala yemekleri ayrı ve organik gıdalardan. Bıraktığımda ona yemek diye ne yedirir hiç kestiremiyorum. Oyunu başlarda eğitici olsun diye diretiyor ve söylüyordum hatta bir peogramı vardı. Bakıcıya da dolabın üzerine asıyordum, bugün yiyecekleri, oynayacakları ve öğrenecekleri şeklinde. Şimdilerde artık araba oyunları, kovalamaca, boğuşmaca istediğinden rahat bıraktım istedikleri gibi oynuyorlar. Sadece sıkıştırmasın zarar vermesin istiyorum, çünkü sıkıştırınca ağlayarak beni çağırıyor gitsem kurtarmıi müdahil olmuş olurum. Gitmesem ağlamasına kayıtsız kalmış olurum. Bilemedim yani cidden 2 yaş öncesi yemeğini içmesini dşünmeden öyle hadi çıkıyorum diyip çıkan var mıdırAh biz deyince ama bakamaz ki diyor herkes
Bir de babayı okulu vs yetersiz hissettirmemek lazım yani okulda ne yediniz aaa o sana yetti mi
Baban ile neler yaptınız top neden oynamadınız baban seni parka götürmedi mi
Hani bunlar olağan cümlelerimiz zaman zaman hepimiz yapıyoruz ama verdiğimiz mesaj benim dışındakiler senin bakımını eksik mi bıraktı olarak yorumlayabiliyor
Yabancılarda disiplin var. Ebeveynler tarafından bi kural koyulduğu zaman anneanne/babaanneler/dedeler o kuralı çiğnemedikleri için ve çocuğun her dediğini yapmadıkları için çocuklar sığınacak arka bulamıyorİyi akşamlar herkese. Benim 5 aylık bir bebeğim var, ilk çocuğum. Derdim şu hanımlar, hepimizin az çok duyduğu bir geyik vardır. "yabancı çocuklar böyle değil, bu kadar gürültülü değil, şımarık değil.." vs. Şimdi tabiki yabancı çocuklar melek bizimkiler tü kaka diye bir şey yok. Aileden aileye değişiyor çocuk yetiştirme tarzı. Ama gerçekten yabancıların çoğunlukta olduğu otellerde de Türklerin olduğu otellerde de kalmış biri olarak gözlemim şu şekilde : yabancı çocuklar da yaramazlık yapabiliyor tabiki ama en azından bir iletişim kurabiliyor ebeveynleri gördüğüm kadarıyla. Ama Türk çocuklarında (bebekleri değil 4-5 yaş ve üstü çocukları kast ediyorum) sürekli ağlama ve gürültü yapma hali var. Dediğim gibi hepsi böyle değil ama Türk çocuklarında daha fazla gördüğüm bir şey zaten bu sık konuşulan bir konu günümüzde biliyorsunuzdur.
Ben istiyorum ki çocuğum tabiki robot olmayacak yeri geldiğinde yaramazlık da yapacak ama mesela ağlayarak, bağırarak, kendini yerden yere atarak iletişim kurmasın benimle. Konuşarak anlaşalım istiyorum. Tabiki hiç ağlamasın vs beklentim yok ama dediğim gibi bunu bir iletişim şekli haline getirmiş çocuklar var her istediğini ağlayarak, bağırarak, yerden yere atlayarak yaptıran. Derdim şu, ben nasıl çocuğumu yabancı ülkelerdeki çocuklar gibi en azından asgari düzeyde ağlayan, en azından kendisiyle konuşulabilen bir çocuk olarak yetiştirebilirim? Bunun için ne yapmalıyım ne önerirsiniz? Şimdilik evde ebeveynler olarak bizim de sesimizi yükseltmeden sakince konuşmamız iletişim kurmamız gerektiğini biliyorum. Başka neler önerirsiniz?
Bende 2 ve 4 yaşında iki tane var. Bazen tepem atar çok sıkılırım, ben gidiyorum derim. Eşim ne yedireceğim der, bilmiyorum bul bişeyler der geçerim :))) Kendisi yemek pişirmekten anlamaz, ama çocukların beslenme düzenine hakimdir. Mesela bir omlet yapmayı, kahvaltı hazırlamayı becerir. Ya da benimkiler tavuk pilavı çok severler. Pişiremiyorsa dışardan söyler. Normalde ben eve pek tavuk sokmam, köy tavuğu falan bulursam alırım anca ama 2-3 ayda bir dışardan tavuklu pilav yeseler hiç bir şey olmaz :) Biraz bu durum yetişememekle alakalı. Bir noktadan sonra salıyor insan.Ama benimki daha bebek sayılır yani öyle düşünüyordum. Hala yemekleri ayrı ve organik gıdalardan. Bıraktığımda ona yemek diye ne yedirir hiç kestiremiyorum. Oyunu başlarda eğitici olsun diye diretiyor ve söylüyordum hatta bir peogramı vardı. Bakıcıya da dolabın üzerine asıyordum, bugün yiyecekleri, oynayacakları ve öğrenecekleri şeklinde. Şimdilerde artık araba oyunları, kovalamaca, boğuşmaca istediğinden rahat bıraktım istedikleri gibi oynuyorlar. Sadece sıkıştırmasın zarar vermesin istiyorum, çünkü sıkıştırınca ağlayarak beni çağırıyor gitsem kurtarmıi müdahil olmuş olurum. Gitmesem ağlamasına kayıtsız kalmış olurum. Bilemedim yani cidden 2 yaş öncesi yemeğini içmesini dşünmeden öyle hadi çıkıyorum diyip çıkan var mıdır
Yuzde yuz katiliyorum.bu korkular endiseler mahvediyor cocugu.kendi hayatimdan biliyorum ayni sizin gibi.Annemin is arkadasi bir doktor hanim vardi. Oyle Avrupalarda filan yetismis bir tip degil asla, aksine epey geleneksel, epey muhafazakar bir kadindi. Avrupai yasam tarzi neyse o aile tam zitti. 4 cocugu vardi. Annem hep derdi ki "Leyla nasil yapiyor ben iki tanede coktum, ne rahat kadin. Ama onun kizlari da sizin gibi omur torpusu degil. 4uncuyu yapti valla iyi cesaret." Leyla teyze de boyle nasil anlatsam, guleec, vurdumduymaz, hastalariyla bile boyle ASMR videosunda gibi konusan, hic sinirlenmeyen, sulalesi rahat bir kadin. Cocuklar da her seyi kendileri yapiyor, buyukler kucuklere bakiyor arada filan. Bir kere evine gittik. Cocuklarin odalarina "gece disinizi fircalamayi unutmayin. Yatsi namazini kilmayi unutmayin. Isigi kapatin" gibi bir suru pankart asmis renkli kartonlara. Bir de cocuklar yaramazlik yapinca ceza veriyordu surat asmak yok dram yok arabeske baglama yok. Hani cocuklarin yaramazlik yapmasini olumcul bir gunah gibi degil de normal, dogalarina uygun, ama yine de ceza verilen bir sey gibi goruyordu anlatabiliyor muyum. Cocuklar da itiraz etmeden o belirlenen cezayi kabulleniyorlardi. O evin o gerilimsiz, dramsiz, neseli havasina cok ozenmistim, ben de ergendim o zaman. Bizim evde ne yapsan suc. Odevimi yapmayi unuturum annem cilgina doner. Evden cikmak aksiyon filmi olur herkes birbirini gerer, birbirine bagirir, uc gun kuser. Annemle babam birbirine bagirir, annem "ne bicim cocuklarsiniz babaniza cekmissiniz sizden adam olmaz" diye bir de bize cemkirir. Evimiz stresli, gergin, surekli bir huzursuzluk. Neyin kimi sinirlendirecegi belli degil. Mesela odani toplamamissin, anam bir basliyor, senin karakterin bozuk, ne bicim kizsin, ben cocuk yetistirememisim, babana cekmissin, ailecek beni somurdunuz, gelir yerde duran esyalari cope atar... Sonra da cocuk yetistirmek cok zahmetli diye sikayet ederdi. E, sen bu sekilde her seyi memleket meselesi yaparsan tabi ki zahmetli.
Bir de annem seyi anlatir mesela, yeni dogdugumda 1 yasima kadar geceleri hic uyumamisim durmadan aglamisim. 3 yasinda krese baslamisim aksamustu 4-5 gibi aglamaya baslarmisim gece sizana kadar. Komsular illallah etmis. "Ne kadar huysuz, gergin bir bebektin az cekmedik senden" diyor bir de. E sen gerginsin, kocan gergin, bebek ne yapsin o ortamda mesela?
Offff anneme cok dolmusum.
Yani kisacasi bazen yasam tarziyla yabancilikla filan da alakasi oldugunu dusunmuyorum genel olarak anne babanin ruh hali cocugu cok etkiliyor sanirim.
Bende şunu anladım. Ağlamayı seven çocuk ağlıyor yapacak bişey yok.İyi de ben bunu yapıyorum.
Benim oğlan 1 saat değil, aralıksız 3 4 saat ağlama kapasitesine sahip.
Ve hayır dediğimi asla yapmam, çok rezil olduk ulu orta yerlerde.
Tepemde saçlarımı yolarken arabaya nasıl kendimizi attığımı bilmem.
Ama engel mi ağlamasına, elbet değil
Oğlum 4 yaşında, yazdan beri tablete dokunabiliyor.İletişim ve sevgi sanırım en büyük kıstas. Telefon, tablet gibi alışkanlıkları olan çocuklar ilgi eksikliğinden mi bilmiyorum daha mızmız, sinirli gibi geliyor bana nedense.
Çocuğunuzla sürekli konuşun. Şimdiden itibaren "gününün nasıl geçtiğini" sorun. Ben iki aylık bebeğime sorar, şöyle mi yaptın derdim. Arkadaşlarım gülerdi:) şimdi üç yaşında dediğiniz GB ağlamadan isteklerini anlatıyor. Hayır dediğimde nedenini soruyor ısrarla istiyor ama ağlama bağırma yaşamıyoruz. Çocuğun mizacı da etkilidir belki. Bebekliğinden beri sakin. Sürekli konuşun, sohbet edin ve sarılın. Başka bir şeye Gerek yok diye düşünüyorum.İyi akşamlar herkese. Benim 5 aylık bir bebeğim var, ilk çocuğum. Derdim şu hanımlar, hepimizin az çok duyduğu bir geyik vardır. "yabancı çocuklar böyle değil, bu kadar gürültülü değil, şımarık değil.." vs. Şimdi tabiki yabancı çocuklar melek bizimkiler tü kaka diye bir şey yok. Aileden aileye değişiyor çocuk yetiştirme tarzı. Ama gerçekten yabancıların çoğunlukta olduğu otellerde de Türklerin olduğu otellerde de kalmış biri olarak gözlemim şu şekilde : yabancı çocuklar da yaramazlık yapabiliyor tabiki ama en azından bir iletişim kurabiliyor ebeveynleri gördüğüm kadarıyla. Ama Türk çocuklarında (bebekleri değil 4-5 yaş ve üstü çocukları kast ediyorum) sürekli ağlama ve gürültü yapma hali var. Dediğim gibi hepsi böyle değil ama Türk çocuklarında daha fazla gördüğüm bir şey zaten bu sık konuşulan bir konu günümüzde biliyorsunuzdur.
Ben istiyorum ki çocuğum tabiki robot olmayacak yeri geldiğinde yaramazlık da yapacak ama mesela ağlayarak, bağırarak, kendini yerden yere atarak iletişim kurmasın benimle. Konuşarak anlaşalım istiyorum. Tabiki hiç ağlamasın vs beklentim yok ama dediğim gibi bunu bir iletişim şekli haline getirmiş çocuklar var her istediğini ağlayarak, bağırarak, yerden yere atlayarak yaptıran. Derdim şu, ben nasıl çocuğumu yabancı ülkelerdeki çocuklar gibi en azından asgari düzeyde ağlayan, en azından kendisiyle konuşulabilen bir çocuk olarak yetiştirebilirim? Bunun için ne yapmalıyım ne önerirsiniz? Şimdilik evde ebeveynler olarak bizim de sesimizi yükseltmeden sakince konuşmamız iletişim kurmamız gerektiğini biliyorum. Başka neler önerirsiniz?