Yabancılar gibi çocuk yetiştirmek?

valla kadin hakli bence.
kizim 13 aylikti yurumeye basladi koltuk tepelerinden indirimedim tam 21 aydir kizim cikma dusersin aman yavrum dikkat et diyorum dilimde tüy bitti
gecen ütu yapiyordum arkamda yine kanepenin tepesine tirmandi aman kizim demeye kalmadi hop yerde buldu kendini sonuç; artık koltuk tepelerine cıkmiyor
tecrube lazimmış demek ki çocuğa şimdi bisey yapamk istedigi zaman hic yok demiyorum
onu yapinca söyle olabilir ama sen bilirsin istersen yap diyorum yok yapmam diyor 😂😂😂
Inatlasmak galiba en yanlış şey.
Oglum da surekli terliklerini ters giyiyor. Ben duzelttikce inatlasiyordu.
Bu dogru, bu yanlis, sen bilirsin diyorum. Yanlis yapmayı kendine yediremedigi icin duzgun giyiyor :KK70:
 
benim kızımda bazen sebepsiz su isterken bile agliyor ama su istiyorum demiyor aglarken suratina bakiyorum iyice sinir olup daha cok agliyo anlamiyorum ne demek istiyorsun diyorum ben su istiyorum diyor, annemde ne istiyor kizim bu cocuk niye agliyo aglatmasana der hep boyle zamanlara sahit olunca, sanki keyfimden aglatiyorum anlasam ne istedigini zaten aglamayacak ama kabul edemiyor bi turlu torununu aglatiyormuşum 🥴
aglarsan anlamam anlamazsamda tabiki istedigini yapamam vs diyordum bugün düsmüs salincagindan yanima koşa kosa gelmis ben dustun cok aciyor aglayabilirmiyim diyo nerde yanlis yapiyoruz anlamiyorum ki bir ayarı yokmu bu işin
Bir donem oglum da yapti onu. Aglayabilir miyim diye soruyordu :KK70: sonra nasil geçti hatirlamiyorum.
Ama 2 yasinda bir gece babannesinde kalmıştı. Gece uyanip beni istemis onlar da hemen getirmisler. Ertesi gunden itibaren 1 ay boyunca her ağladığında "ben aglamiyorum" diyerek ağladı. Belli ki devamli aglama ağlama goturuyoruz annene demisler. Aglayabilirsin duymaya alisik cocuk da bocalamış.
Bence bizim nesil anneler yeni yeni ilgileniyor dogry cocuk yetiştirmekle.
Nihayetinde bizler boyle yetişmedik. Aglarsan parka çıkamazsın demek geliyor bazen icimden, ne yalan soyleyeyim. Aglama aglama bisey yok, veya, onda korkacak ne var diyesim geliyor. Boyle gorduk çünkü
 
Benim gözlemlediğim şu ki çocuklara birey gibi davranılıyor. Duyguları düşünceleri görüşleri ciddiye alınıyor. Çocuklarıyla fazlaca konuşuyorlar onlara yetişkin gibi davranarak. Küçük yaşta sorumluluklar veriliyor. Geçende biri 3 yaşında diğeri 1 yaşında iki çocuğu olan yabancı bir kadının günlük vloglarını izledim. Vloglar gerçeği yansıtmıyor da diyebilirsiniz, ancak konu sahibinin de dediği gibi yabancı çocukların da bolca olduğu otellerde çok bulundum ben de. 3-5 yaşında çocukların açık büfeden meyve seçip kıyafetlerinin üstüne peçete örtüp kendileri sandalyeye oturup yemeklerini kendi yediklerine çokça şahit oldum. Otelde 80 küsür aile vardı, sadece 5 aile Türktü biz dahil. O Türk çocukları otelin altını üstüne getirdi. Yabancı çocuklar yetişkin gibi davranırken. Bu yüzden ben bu tarz çekilen editsiz vlogların gerçeklik payının yüksek olduğuna inanıyorum. Ki videoda zaten anneler çocuklarının bizlerin hayretlerle izleyeceği davranışlarına tepki bile vermiyorlar.

Bu kadın Türk olsaydı eminim çocuklarıyla uğraşmaktan duş alamayacak, kahvaltı edemeyecek, ev işlerini halledemeyecek, oturup bir kahve keyfi yapamayacaktı. Çevremden görüyorum, ben de bir Türk annenin çocuğuyum sonuçta, biliyorum. Onların da kolik bebekleri oluyor, onların da çocukları 2 yaş sendromuyla evde terör estiriyor, onların da çocukları hiperaktivite bozukluğu yaşıyor, etrafı dağıtıyor. Ama büyük oranda çocuklarının kendilerini kontrol etmesine izin vermiyorlar, kendilerinden ödün vermelerine sebep olmasına izin vermiyorlar.

Kadın büyük çocuğuna (3 yaşındaki) diyor ki ben mutfağı temizleyeceğim hadi sen de odanı toparla. Bu sırada küçüğü de tek başına salonda resim çiziyor. Kadın içeride uğraşıyor, sonra kontrol ediyor ki kızı kitaplarını dizmiş, oyuncaklarını kutuya koymuş, gücü de yettiğince yatağının örtüsünü düzeltmiş. Kadın kızına teşekkür ediyor, çok güzel yapmışsın vs motive edici sözler söylüyor. Kadın evi süpürürken kızı da oyuncak elektrik süpürgesiyle annesinin peşinde dolanıyor. Bir sandalyeyi çekiyor mesela işi bitince onu geri itiyor. Ve gün içinde de gözlemledim daha üç yaşındaki kız aldığı her şeyi yerine koyması gerektiği bilincinde. Biraz daha büyüyünce bir yaşındaki de aynı şekilde yardım edecek annesine eminim.

İki çocuğuna kahvaltı hazırladı mesela, küçüğü kucağındaydı. Büyüğe tabağını mutfakta verdi, küçüğü oturtup yemeğini önüne koydu. O sırada büyük çocuğu masaya yemeğini kendisi koydu ve ikisi de anneleri içeride kahve hazırlarken etrafa dökmeden yemeklerini yediler.

Bizim insanımızda genel bir bıkmışlık görüyorum ben. Kuzenlerim ya da diğer tanıdıklarım olsun, kendi annem olsun. Çocuk soru sormasın. Ses çıkarmasın. Ağlamasın da ne yaparsa yapsın. Her isteği yerine getirilsin yeter ki anneyi uğraştırmasın. Bunda eminim ki her sorumluluğun kadının sırtına yüklenmesinden başlayan bir sürü etken vardır. Bu bıkmışlığın yanında uyku yemek gibi temel ihtiyaçları karşılama konusunda da gereksiz farklı bir çaba gözlemliyorum Türk annelerde. Fazla duygusalız. Çocuk bir gün aç uyusa kahroluruz, oysa yabancılar” yerse yer yemezse yemez, açlıktan ölecek hali yok ya acıkınca tıpış tıpış gelir beğenmediği şeyleri bile yer” havasında.

Burada bir üye yazmıştı mesela, sofrayı mutfağa kuruyor, yemiyor diye küçük kızının bir sözüyle sofrayı salona taşıyıp yine yemeyince tekrar mutfağa taşıyormuş. Küçücük çocuğun elinde oyuncak olmuş sırf sorun çıkmasın, sırf yesin diye. Mesleğim öğretmenlik, çocuğum yok ancak okul öncesi ve ilkokul düzeyiyle çalıştım. Çocuklardan uzak, çocuk gelişiminden bihaber bir insan değilim. Üzülerek söylüyorum ki öğrencilerimin çok büyük bir çoğunluğuna bir birey olduğu bilincinde yaklaşan ilk insan oldum.
 
Anne baba arasındaki genel iliski ve kurallar konusunda agizlarinin bir olmasi da cocuk yetiştirmede onemli basamaklardan biri bence.
Ben çocukken 23te evin tum ışıkları kapanırdı. Isteyen oturabilir, yatmak uyumak zorunda degilsin ama ışıklar açılmayacak. Bu yazisiz bir kuraldi, babam kapatırdı. Babam uyuduktan sonra annem kiyamaz ışık acardi veya bize birseyler yaptırırdı vs.
Babamin gitmemizi tasvip etmedigi yerlere, gizlice goturur veya gönderirdi. Baska konularda da bizi idare ederdi.
29 yasindayim, 7 yildir eşim, 3 yildir anneyim. Bakiyorum, annem hala en buyuk yardimcim ama asla bana yaranamiyor. Babaminsa gözünün icine bakıyorum.
Doğru kelimeleri secebildim mi bilmiyorum ama kural kotu birşey degil.
Babam cok ust duzey bir meslek grubuna mensuptu. Ve evimizde televizyon yoktu. Bu o donem icin asla kabul edilebilir birsey degildi. Utanirdim arkadaslarimdan. Ama aylik cocuk dergileri gelirdi evimize, etkinlik setleri alınırdı. Ben de evlenirken esime tek şartım buydu, evimizde tv olmayacak. Babami yeni anliyorum belki de hala anlamak icin cok yolum var.
29 yaşındayım, ne bekarken ne de evliyken hic televizyon olan bir evde yaşamadım. Ve hala wifi seklinde bir internetim yok. Sadece telefonumda paket var. Keske kendime hakim olabilsem onu da biraksam ama malesef gereginden fazla kullanıyorum. Çocuğumu da televizyonsuz bir evde buyutmeye niyetim var. Ilerleyen zamanlar ne gosterir bilemiyorum ama 15 20 gun otel apart tatillerinde bile şükrediyorum evimizde tv olmadigi icin
 
Cocugunuzla konusun , onun anlayacagi şekilde ifade edin herseyi
Karsiniza farzedin ki bir kova var , ici bombos onu siz dolduracaksiniz
Benim turk ailelerinde gördüğüm bir numarali hata cocuklara ogretmedikleri seyden sorumlu tutmalari

Mesela cocuguna restoranda nasil davranilir ogretmemis , cocuk orda abuk sabuk davraninca bagiriyor
Ben oglumla girdiğimiz her yeni mekanda nasil davranmasi gerektiğini anlatirdim , oglum burasi restoran , burada insanlar yemek yer , sessiz olmak lazim , masada oturmak lazim , birşey istediğinde garsona soyleriz o getirir vb. Cocuk gittigi hicbir ortamda ariza cikarmadi , ne ucaga bindiginde ne otobuse bindiginde ne bi a de ne bi lokantada vs vs

Turk aileler sanıyor ki cocuk dogustan biliyor , hayir toplum kurallari daha bebekken cocuga ogretilmek zorunda , o zaman onlar da nerde nasil davranmalari gerektigini anlıyor

İkinci sorun da disiplin ile sevgisizligi karistirmasi ebeveynlerin , cocuklarimi cok büyük bir sevgiyle buyutuyorum her an sevdigimi haykiririm , iyi ki dogurdum la sizi derim , severim operim minciklarim ama disiplinli bir anneyim , dogduklarindan beri kurallar koyarim cunku cocuklarin buna ihtiyaci vardir , bizim toplumda ya vuruyorlar cocuklara ya da asiri simartmaktan tepelerine çıkarıyorlar maalesef

İyi bir anne olmak , duzgun bir cocuk yetistirmek istiyorsaniz bol bol okuyun , pek cok doktorun sitesi var takip edin , cok yararli bilgiler paylasiyorlar

Unutmayin ki karsinizda bir birey var , o size usudugunde soyler , aciktiginda soyler , kendi kararini kendi alabilir , onu insan yerine koyun dogdugu andan itibaren gerisi gelir zaten
 

Benim gözlemlediğim şu ki çocuklara birey gibi davranılıyor. Duyguları düşünceleri görüşleri ciddiye alınıyor. Çocuklarıyla fazlaca konuşuyorlar onlara yetişkin gibi davranarak. Küçük yaşta sorumluluklar veriliyor. Geçende biri 3 yaşında diğeri 1 yaşında iki çocuğu olan yabancı bir kadının günlük vloglarını izledim. Vloglar gerçeği yansıtmıyor da diyebilirsiniz, ancak konu sahibinin de dediği gibi yabancı çocukların da bolca olduğu otellerde çok bulundum ben de. 3-5 yaşında çocukların açık büfeden meyve seçip kıyafetlerinin üstüne peçete örtüp kendileri sandalyeye oturup yemeklerini kendi yediklerine çokça şahit oldum. Otelde 80 küsür aile vardı, sadece 5 aile Türktü biz dahil. O Türk çocukları otelin altını üstüne getirdi. Yabancı çocuklar yetişkin gibi davranırken. Bu yüzden ben bu tarz çekilen editsiz vlogların gerçeklik payının yüksek olduğuna inanıyorum. Ki videoda zaten anneler çocuklarının bizlerin hayretlerle izleyeceği davranışlarına tepki bile vermiyorlar.

Bu kadın Türk olsaydı eminim çocuklarıyla uğraşmaktan duş alamayacak, kahvaltı edemeyecek, ev işlerini halledemeyecek, oturup bir kahve keyfi yapamayacaktı. Çevremden görüyorum, ben de bir Türk annenin çocuğuyum sonuçta, biliyorum. Onların da kolik bebekleri oluyor, onların da çocukları 2 yaş sendromuyla evde terör estiriyor, onların da çocukları hiperaktivite bozukluğu yaşıyor, etrafı dağıtıyor. Ama büyük oranda çocuklarının kendilerini kontrol etmesine izin vermiyorlar, kendilerinden ödün vermelerine sebep olmasına izin vermiyorlar.

Kadın büyük çocuğuna (3 yaşındaki) diyor ki ben mutfağı temizleyeceğim hadi sen de odanı toparla. Bu sırada küçüğü de tek başına salonda resim çiziyor. Kadın içeride uğraşıyor, sonra kontrol ediyor ki kızı kitaplarını dizmiş, oyuncaklarını kutuya koymuş, gücü de yettiğince yatağının örtüsünü düzeltmiş. Kadın kızına teşekkür ediyor, çok güzel yapmışsın vs motive edici sözler söylüyor. Kadın evi süpürürken kızı da oyuncak elektrik süpürgesiyle annesinin peşinde dolanıyor. Bir sandalyeyi çekiyor mesela işi bitince onu geri itiyor. Ve gün içinde de gözlemledim daha üç yaşındaki kız aldığı her şeyi yerine koyması gerektiği bilincinde. Biraz daha büyüyünce bir yaşındaki de aynı şekilde yardım edecek annesine eminim.

İki çocuğuna kahvaltı hazırladı mesela, küçüğü kucağındaydı. Büyüğe tabağını mutfakta verdi, küçüğü oturtup yemeğini önüne koydu. O sırada büyük çocuğu masaya yemeğini kendisi koydu ve ikisi de anneleri içeride kahve hazırlarken etrafa dökmeden yemeklerini yediler.

Bizim insanımızda genel bir bıkmışlık görüyorum ben. Kuzenlerim ya da diğer tanıdıklarım olsun, kendi annem olsun. Çocuk soru sormasın. Ses çıkarmasın. Ağlamasın da ne yaparsa yapsın. Her isteği yerine getirilsin yeter ki anneyi uğraştırmasın. Bunda eminim ki her sorumluluğun kadının sırtına yüklenmesinden başlayan bir sürü etken vardır. Bu bıkmışlığın yanında uyku yemek gibi temel ihtiyaçları karşılama konusunda da gereksiz farklı bir çaba gözlemliyorum Türk annelerde. Fazla duygusalız. Çocuk bir gün aç uyusa kahroluruz, oysa yabancılar” yerse yer yemezse yemez, açlıktan ölecek hali yok ya acıkınca tıpış tıpış gelir beğenmediği şeyleri bile yer” havasında.

Burada bir üye yazmıştı mesela, sofrayı mutfağa kuruyor, yemiyor diye küçük kızının bir sözüyle sofrayı salona taşıyıp yine yemeyince tekrar mutfağa taşıyormuş. Küçücük çocuğun elinde oyuncak olmuş sırf sorun çıkmasın, sırf yesin diye. Mesleğim öğretmenlik, çocuğum yok ancak okul öncesi ve ilkokul düzeyiyle çalıştım. Çocuklardan uzak, çocuk gelişiminden bihaber bir insan değilim. Üzülerek söylüyorum ki öğrencilerimin çok büyük bir çoğunluğuna bir birey olduğu bilincinde yaklaşan ilk insan oldum.

Ay ben bir aydir Türkiye'deyim , tum siteyi sinir hastasi yaptim 😁 aksam hava serinleyince tum anneler bebelerinin pesinden kosuyor birşeyler giydirmeye calisiyor ben yerimden kalkmiyorum , bana da diyorlar giydirsene cocugu , yoo diyorum usurse o gelir ve soyler bana , gercekten usudugunde gelir ustune bisey ister benim kiz
Ya da yemek yesin diye ellerinde tabak cocuklarin pesindeler , ben sorarim aciktin mi ? Cevap hayir ise git acikinca gel derim , ya da yemek saati ise ve yemiyorsa demek tok der kaldiririm sofrayi

turk kadinlarin hepsi krizde beni gordukce 😂😂😂
 



Ay ben bir aydir Türkiye'deyim , tum siteyi sinir hastasi yaptim 😁 aksam hava serinleyince tum anneler bebelerinin pesinden kosuyor birşeyler giydirmeye calisiyor ben yerimden kalkmiyorum , bana da diyorlar giydirsene cocugu , yoo diyorum usurse o gelir ve soyler bana , gercekten usudugunde gelir ustune bisey ister benim kiz
Ya da yemek yesin diye ellerinde tabak cocuklarin pesindeler , ben sorarim aciktin mi ? Cevap hayir ise git acikinca gel derim , ya da yemek saati ise ve yemiyorsa demek tok der kaldiririm sofrayi

turk kadinlarin hepsi krizde beni gordukce 😂😂😂
Ha işte böyle gereksiz şeylerle yoruyoruz kendimizi, sonra çocuklarımıza bir şeyleri anlatacak açıklayacak, onların gelişimine gerçekten katkıda bulanacak davranışlarda bulunmaya takatimiz de kalmıyor, tahammülümüz de. Odağımız zihinsel ve duygusal gelişimlerinde olmalı daha çok. Ama kimseyi suçlayamıyorum da. Eşinin ya da bir başkasının gelip çocuğunu niye giydirmedin, neden yedirmedin diye laf sokmayacağını rencide edip üzmeyeceğini de bilmiyoruz. Üşürse gelir kendisi giyinir ya da acıkırsa gelir kendi yer diyenin “ne biçim annesin, hiç mi düşünmüyorsun çocuğunu” gibi laflarla karşılaşması, soğuk ve vicdansız olmakla suçlanması maalesef yüksek bir ihtimal 🤷🏼‍♀️. “Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim” arabesklerinin hâlâ prim yaptığı bir ülkedeyiz maalesef.
 
Benim gözlemlediğim şu ki çocuklara birey gibi davranılıyor. Duyguları düşünceleri görüşleri ciddiye alınıyor. Çocuklarıyla fazlaca konuşuyorlar onlara yetişkin gibi davranarak. Küçük yaşta sorumluluklar veriliyor. Geçende biri 3 yaşında diğeri 1 yaşında iki çocuğu olan yabancı bir kadının günlük vloglarını izledim. Vloglar gerçeği yansıtmıyor da diyebilirsiniz, ancak konu sahibinin de dediği gibi yabancı çocukların da bolca olduğu otellerde çok bulundum ben de. 3-5 yaşında çocukların açık büfeden meyve seçip kıyafetlerinin üstüne peçete örtüp kendileri sandalyeye oturup yemeklerini kendi yediklerine çokça şahit oldum. Otelde 80 küsür aile vardı, sadece 5 aile Türktü biz dahil. O Türk çocukları otelin altını üstüne getirdi. Yabancı çocuklar yetişkin gibi davranırken. Bu yüzden ben bu tarz çekilen editsiz vlogların gerçeklik payının yüksek olduğuna inanıyorum. Ki videoda zaten anneler çocuklarının bizlerin hayretlerle izleyeceği davranışlarına tepki bile vermiyorlar.

Bu kadın Türk olsaydı eminim çocuklarıyla uğraşmaktan duş alamayacak, kahvaltı edemeyecek, ev işlerini halledemeyecek, oturup bir kahve keyfi yapamayacaktı. Çevremden görüyorum, ben de bir Türk annenin çocuğuyum sonuçta, biliyorum. Onların da kolik bebekleri oluyor, onların da çocukları 2 yaş sendromuyla evde terör estiriyor, onların da çocukları hiperaktivite bozukluğu yaşıyor, etrafı dağıtıyor. Ama büyük oranda çocuklarının kendilerini kontrol etmesine izin vermiyorlar, kendilerinden ödün vermelerine sebep olmasına izin vermiyorlar.

Kadın büyük çocuğuna (3 yaşındaki) diyor ki ben mutfağı temizleyeceğim hadi sen de odanı toparla. Bu sırada küçüğü de tek başına salonda resim çiziyor. Kadın içeride uğraşıyor, sonra kontrol ediyor ki kızı kitaplarını dizmiş, oyuncaklarını kutuya koymuş, gücü de yettiğince yatağının örtüsünü düzeltmiş. Kadın kızına teşekkür ediyor, çok güzel yapmışsın vs motive edici sözler söylüyor. Kadın evi süpürürken kızı da oyuncak elektrik süpürgesiyle annesinin peşinde dolanıyor. Bir sandalyeyi çekiyor mesela işi bitince onu geri itiyor. Ve gün içinde de gözlemledim daha üç yaşındaki kız aldığı her şeyi yerine koyması gerektiği bilincinde. Biraz daha büyüyünce bir yaşındaki de aynı şekilde yardım edecek annesine eminim.

İki çocuğuna kahvaltı hazırladı mesela, küçüğü kucağındaydı. Büyüğe tabağını mutfakta verdi, küçüğü oturtup yemeğini önüne koydu. O sırada büyük çocuğu masaya yemeğini kendisi koydu ve ikisi de anneleri içeride kahve hazırlarken etrafa dökmeden yemeklerini yediler.

Bizim insanımızda genel bir bıkmışlık görüyorum ben. Kuzenlerim ya da diğer tanıdıklarım olsun, kendi annem olsun. Çocuk soru sormasın. Ses çıkarmasın. Ağlamasın da ne yaparsa yapsın. Her isteği yerine getirilsin yeter ki anneyi uğraştırmasın. Bunda eminim ki her sorumluluğun kadının sırtına yüklenmesinden başlayan bir sürü etken vardır. Bu bıkmışlığın yanında uyku yemek gibi temel ihtiyaçları karşılama konusunda da gereksiz farklı bir çaba gözlemliyorum Türk annelerde. Fazla duygusalız. Çocuk bir gün aç uyusa kahroluruz, oysa yabancılar” yerse yer yemezse yemez, açlıktan ölecek hali yok ya acıkınca tıpış tıpış gelir beğenmediği şeyleri bile yer” havasında.

Burada bir üye yazmıştı mesela, sofrayı mutfağa kuruyor, yemiyor diye küçük kızının bir sözüyle sofrayı salona taşıyıp yine yemeyince tekrar mutfağa taşıyormuş. Küçücük çocuğun elinde oyuncak olmuş sırf sorun çıkmasın, sırf yesin diye. Mesleğim öğretmenlik, çocuğum yok ancak okul öncesi ve ilkokul düzeyiyle çalıştım. Çocuklardan uzak, çocuk gelişiminden bihaber bir insan değilim. Üzülerek söylüyorum ki öğrencilerimin çok büyük bir çoğunluğuna bir birey olduğu bilincinde yaklaşan ilk insan oldum.
Soran oldu mu merak ettim o vlogger i?
 
Soran oldu mu merak ettim o vlogger i?
Yok hayır ama takip ettiğim iki çocuklu kadınları özelden atabilirim isterseniz 😊 4-5 tanesini takip ediyorum ben, ikisi ikinci çocuklarını daha yeni kucaklarına aldılar 😄 baştan ikinci çocukla her şeylerini paylaşacaklar, ikisini de ilk çocuklarının doğumundan beri takip ediyorum ben 😊
 
Almanyada yaşıyorum ve burada bahsedilen örnekleri çok uç buldum ,hiç öyle birşeyle karşılaşmadım evde bırakıp gitmek falan...
evde cocuk birakmak yasak degil mi? hollandada ve kanadada yasak. kanadada cocugu arabada dahi yalniz birakmak yasak. almanya icin okuduguma ben de cok sasirdim.

Eşimin halası Almanya da yaşarken komşusunun bebeğini evde tek bırakıp kocasıyla gezmeye gittiğini, nasıl tek bıraktığını sorduğunda da kadının : karnı tok, altı temiz ağlarsa da sıkıntı olmaz dediğini söylemişti
 
Bir iki yil once tv de izlemistim.Turk bir baba rus bir anne..Anne evlenmis turkiyede yasiyor.Ayriliyorlar ve baba iki kizini anneye gostermiyor.Kadin da caresizce tv de umut ariyor.Babaanne cocuklari kesinlikle vermem, anneleri onlara kotu davraniyor, tuvalet temizletiyor demisti.Rus anne de " cocuklara tuvalet temizletiyorum evet cunku parka goturmemi istediler ben de sorumlulugunuxu yerine getirirseniz parka gidebiliriz dedim, park odulunu hak etmeleri gerekliydi" demişti..Simdi bu kucuk kizlarin nasil da sorumluluk sahibi olabilceğini hepimiz biliyoruz.Kizlar da küçüktü baya..
 
Amann yabancıların çocuk.yetistirmesini bilmem de şu dudaktan öpmüyorlar mi uyuz oluyorum.
Aslında yabancı türk diye birşey yok bizler tutarlı ve kararlı olamıyoruz.
 
Bu sorunun kaynagi ataerkil duzendir.Baba isten yorgun gelir,sustur cocugu diye cikisir anneye.Anne ne yapsin garibim yeterki cocuk sussun diye ne isterse yapar.Bunu goren cocuk artik isteklerini bagirarak elde edecegini bilir..Babaanne anneannelerin cocuklari sussun diye kodlanması bu yuzdendir..Ne zamanki kadin erkek HER anlamda esit hale geliriz, iste o zamsn bizim cocuklar da normal hale gelir..
 
Kuzenim Amerikalı bir hanımla evli iki kızları var.Geçen sene düğüne geldiklerinde bizde kaldılar.Küçük kız 1,5 yaşına yeni girmişti.Uyku zamanı ağlayınca filan asla kucağına almıyordu o çocuk ağlaya ağlaya kendi kendine uyuyordu.Yemek zamanı yemeğini koyuyordu işte yemekte çatalla ezilmiş sebze püre filan, “15 dakikan var yemezsen aç kalacaksın” diyordu o çocuk öyle yemeğini yiyordu şok olmuştum.Diğer kuzenin oğluda tam tersiydi.4 yaşında çocuk ayakta sallamadan uyumuyordu annesini tekmeliyordu bırakınca,yemeği beğenmezse yaygara kopartıp hamburger sipariş ettiriyordu..
Gözümün önünde canlandirdim da bizim bebeler tam kuzen oğlu gibi 😄
 
Eşimin halası Almanya da yaşarken komşusunun bebeğini evde tek bırakıp kocasıyla gezmeye gittiğini, nasıl tek bıraktığını sorduğunda da kadının : karnı tok, altı temiz ağlarsa da sıkıntı olmaz dediğini söylemişti
Tatilde çocuklarına hayran kaldigim bir çift de bunu yapmıştı bebek odada tek onlar gece diskoya gitmişlerdi ve eşimle şok olmuştuk
 
Cocuk zayıflamış, yuzu kaşık kadar kalmis, bilmem kimin torunu tosun gibi, sutun mu yaramiyor, ac mi bu cocuk, inek sutu vermemek de yeni adet, oturt önüne yedir vs vs vs. Anne devamlı bu elestirilere maruz kalinca, mecburen kendini zorunda hissediyor.
Bence temel sorun bu "zorunda hissetmek"
Anne kendini cocuga terbiye vermek zorunda hissediyor, yedirip tikip tikistirip sisman yapmak zorunda hissediyor, odevlerini cocugu yerine kendisi yapmak zorunda hissediyor, aglayan cocugu parkta susturmak zorunda hissediyor.
Toplum anneyi kendi haline birakmiyor ki.
Ogluma şu kisacik annelik tecrübemle aldigim en onemli 2 şey yagmur tulumu ve yağmur çizmesi. Gerekirse besik almayin bunlari alin :KK70: yurumeye basladigindan beri yagmur sularinda ziplar, doyasiya camurlara batar çıkar. Eve gelince yarim saat camasir makinesi, cocugu yikamak da 15 dk. Iste bu kadar. Eglenmesi, ogrenmesi paha bicilemez. Neden cocugun ayakkabisindaki camura, alnina surulmus kara leke muamelesi yapiliyor anlayamiyorum.
Komsu kadin acip camı bağırıyor. Cocugu hasta edeceksin diye :KK70:
Guzel teyzem sen bırak beni, ac müge anliyi izle. Ben cocugumun hastalığını sağlığını elbette düşünürüm. Ayagindaki camuru senin paspasina surmedigi surece, mudahale etme ne olur.
Oglumun babaannesi oglumla top oynuyor. Topu atiyor ve tekrar kendisi kosuyor, ay yavrum sen yorulma ben alirim diyor. Hayatimda bundan daha sacma birsey duymadim sanirim. Cocuk neden top oynarken yorulsun? Ayrica mumkunse yorulsun yani. Kaslari gelissin, el ayak goz koordinasyonu gelişsin.
Valla şunu biliyorum, cocugu cok fazla pamuklara sarmak, iyilik degil kötülük..
Yavrumu en cok ben severim, en cok ben düşünürüm. Annesi olarak, kendi gozetimimde hayata hazirlamak da benim vazifem.
Yarim biraktigi cumleyi tamamlamam ama duzeltene kadar, bitirene kadar sabirla beklerim. Onun adina bir baskasina gidip birsey istemem, ama başkalarıyla ozguvenle diyalog kurmasi icin onu yureklendiririm. Düşünce hemen kosup kaldirmam, ama her düştüğünde gozlerimle yardima ihtiyaci olup olmadığını yoklarim. Onun adina oyuncaklarindan kule yapmam ama kuleyi her basaramadiginda, yapabilecegi konusunda yureklendiririm.
Bence nerede ve nasil yardim edilecegi cok onemli.
Bunları yapabilmek icin annenin motivasyonu cok cok cok onemli. Kocasiyla anlasamayan, isyerinde çok yorulan, kaynanasindan baski goren bir kadin elbette çocuğunu büyütürken cok zorlanir. Zaten basli basina zor. Bir de butun evin yuku annenin omuzlarindaysa cok zor. Uzaktan ahkam kesmek her zaman kolay
Ilk kisma cok guldum 😂 Hollanda da yasiyorum. Calistigim yerde bir arkadas dogum yapmisti, 10 kisi felan evine bebek gormeye gittik. Cocuk 15 dakkadir agliyor araniyor vs ama anne ve baba sadece sarilip opuyorlar. O 10 kisi icinde kimse karismadi sadece oturup izledik birbirmizle muhabbet ettik. Tek bir kafadan ses cikti ‘Bebek ac galiba’ diye. O da kimdi?? BEN 😅 Türküm sonucta kanimda var karismadan edemedim😂. Sonradan kizdim kendime o an agzimdan ciki verdi 😁
 
Çok kısıtlamadan, saygı duyarak yetiştirilebilir. Ayrıca çocuğumun uslu olmasından çok mutlu olmasını ve başını becerebilmesini tercih ederim.
 
Yakın zamanda pedagoga gittim. Kreşe başladı oğlum ama 2 hafta sonra ağlamaya ve uykularını etkilemeye başladı. Doğru adımlar atmak istedim, sebep bu.

Velhasıl bana sınır koymadığımı, ağlatmaktan korkmamam gerektiğini, babayla geçirdiği zamana asla ve kata müdahale etmemem gerektiğini, bazı şeylere kesin bir dille hayır demem gerektiğini, kontrolcü olmayı da bırakmam gerektiğini söyledi.

Mesela baba çocuğu ayaklarından tutup baş aşağı sallandırıyorsa orada napıyorsun düşecek demeyecekmişiz :KK70: daha sonra, çocuk yokken endişeleniyorum diye belirtecekmişiz. Yahut baba tv izletiyor karışmayacakmışız, çocuğu bırakıp dışarı çıkıyoruz, kıyafetini yemeğini hazırlayıp çıkmayacakmışız ne yaparsa yapsınlarmış; gerekirse aç kalsın, üşüsün, hasta olsunmuş. Bunlar hep kontrolcülükmüş ve çocuk anneye bağımlı oluyormuş.
 
X