• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Tükenmek

Eşindem hep şikayetçisin gang neden boşanmıyorsun o_O sen gezmeyi seviyorsun o evcimen demek ki adamın karakteri buysa yapacak birşey yok boşanmaktan başka ;) annenin böyle konuşmasıda hoş olmamıs hele seninle evlenerek hayatımın hatasını yaptım demen cok kırıcı eşim bana dese kahrolurdum.
Sırf senin gibi gezip tozmayı dağlara tırmanmayı sevmiyor diyemi yani :110:
 
Gangsta, seni seviyorum biliyorsun. Elimden geldiğince kırmadan yazmaya çalışacağım, yanlış bir şey yazarsam özür dilerim. Beni düzeltebilirsin.

Burada yazdıklarından anladığım kadarıyla sen eşine çok saygı ve minnettarlık duyuyorsun, ama o kadar. Sevmiyorsun aslında, ama bir yandan sana zamanında gösterdiği saygısı ve sevgisinden dolayı, zor zamanlarında yanında olduğundan dolayı minnet duyuyorsun bir yandan boşanırsan vicdan yapacağından endişe ediyorsun. Aşık oldum dediğin şey belki de budur. Duygular katmanlıdır, iç içe geçer. Kimse saf bir duygu yaşayamaz içinde. Belki bunu kendine itiraf edememiş ya da çıkarım yapamamış dahi olabilirsin ama aslında seni eşine bağlayan bir şey kalmamış minnet duygundan ve çocuğunuzdan başka.

Eşin çok iyi bir insan olabilir, seni çok sevmiş olabilir, seni en iyi anlayan insan da olabilir. Ama en iyi arkadaşına aşık olmak zorunda değilsin. Denemişsin, en baştan olmamış aslında. Ama şimdi patlak veriyor çünkü bir yerde "o kadar da senlik olmadığını" gördün. Bence eşin hep aynıydı, sadece sen duygularını yeni yeni çözümlüyorsun.

Bu mesajı gangsta'dan özür dileyerek üzerime alınıyor ve cevap vermek istiyorum. En yakın arkadaşım tam olarak bu yorumu yaptı bana ve evliliğime. Şiddetle reddettim ve aslında kocamı sevdiğimi kanıtlayacak örnekler sundum kendisine. "sevmesem şöyle yapar mıydım" diye. Çünkü bunu kabul etmek, geçen onca yılı kendimi kandırarak geçirdiğimi, daha da kötüsü bu kandırmacadan bir de evlat sahibi olduğumu kabul etmek demekti. Bu yüzden kendime bile itiraf etmekten kaçarken, kocamın iyi yönlerini düşünüp kendimi aşka zorladığım uykusuz gecelerle tanıştım.

Hatta en nihayetinde "kızım sen zaten şuursuzsun. Yıllarca her şeyi sorgulayıp zihnini çöplüğe çevirdin. Savaşma kendinle artık" şeklinde telkinlerle kendimi rahatlatmaya çalıştım. Sırf şu yazdıklarını kabul etmemek için her yolu denedim. Şimdi okurken bile hızla paragrafları atladım ki, daha az canımı yaksın :)

Çünkü biliyorum ki bir çözüm yok. Kabul edersem bu durumu, tek çözüm boşanmak. İleride oğluma "aile ortamında, anne ve babanla büyümedin çünkü annen bir geri zekalı. Hislerini anlamaktan aciz bir insan" demek istemiyorum.
 
Annemler gittikten, çocuk uyuduktan sonra boş boş kaldık yine, mal gibi.
"Senle evlenerek hayatımın hatasını yaptığımı düşünüyorum bazen" dedim öbür odaya gittim.
Tepki yok.

Bence esin ciddi oldugunun farkinda degil. Saka yaptigini dusunuyor herhalde. bu tepkisizligini baska turlu yorumlayamiyorum o_O
 
Yokuspokus Yokuspokus Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi
Çok enteresan... benim eşimle de hikayem size benzer. Ve hep bana çok doğru gelmiştir.
İnsanın hayatı boyunca kendisini anlayacağına emin olduğu biri ile birlikte olma fikri.
6 yıllık evliyiz, şimdilik yolunda. Ama epey konuda kendimi güvenden hissettiğim ve mutluluk garantili baktığım durumun başka olduğunu görmek değişik geldi.

Biraz düşünüp geleceğim :)
 
Siz aslında başlarda eşinizin çabasına aşık olmuşsunuz diyebilirim. Bu çabanın elbette ilk zamanlardaki gibi devam etmesi çok olası değil. İnişler çıkışlar olur. Fakat sizdeki durumda tamamen çabasızlığa bürünmüş bir eş var. Maalesef çaba ve istek olmadan da evlilikteki o canlılığı ayakta tutmak zor. Evlilik zaten bu çabayı vermek zorunda olduğumuz için zordur çünkü bir zaman sonra ‘aşk’ gibi kendiliğinden sürükleyen o dürtü azalıyor. Tamamen bilinçli bir çaba gerektiriyor.

‘Neden böyle oldu?’ sorusu artık işlevsiz bir sorudur sizin durumunuz için. O yüzden daha işlevsel düşünüp, ‘hareketi’ ön plana çıkarmanız lazım. Boşanmış olsanız mesela bugünkü hayatınızdan farklı ne yapardınız tam olarak nasıl yaşardınız? Bu gerçekten işlevsel bir sorudur ve harekete geçirir. Bunun üzerine düşünün biraz.. İlle de boşanmanız gerekmiyor, bir prova mümkündür. Umarım anlatabilmişimdir.
 
Anlatiminiz cok hosuma gitti. Hikaye okuyorum sandim bir an. Eşinizde kendimi gördüm bir an. Ben de eve kapandim baya. Eşim zor disari cikariyor. Ya da mecbursam cikiyorum. Bir yerlere gidiyoruz. Zevk de aliyorum ama adam beni ikna edene kadsr baya ugrasiyor. Ama benim sebebim var. Maddi olarak esim zorlaniyor gecim konusunda. Ben de kpssye calisiyorum. Cocugumuz olmuyor onun tedavileriyle ugrasiyoruz(aslinda bu tedaviler bizi maddi olarak zorluyor) hem tükenmiş hissediyorum hem cabalamaya calisiyorum. Ders calis. Infertiliteyle ilgili arastir. Ilaclar kürler dene. Doktora git. Gel. Gibi bir döngüm var. Önceden çok canli yerimde durmayan biriydim. Bu yogunluk yordu beni. Mümkünse disari pek cikmamak insan icine girmemek istiyorum. Biliyorum esim bu halime cok üzülüyor. Ama elimde degil.
 
Her ne kadar psikologlar bunun da bir asik olma bicimi oldugunu iddia etseler de, arkadasliktan aşka gecisi bir duygu yanilmasi olarak goruyorum ben. Uzun zamandir arkadassiniz, ve bir taraf platonik asikken, digeri sadece arkadas olarak goruyor. Ne zaman ki platonik taraf açiliyor karsisindakine, ( karsi taraf da duygusal boşluktaysa o ara) iste o zaman ask sanilan bir yanilginin icine dusuluyor. Tabi sonrasinda isin icine evlilik girince, bir sure sonra hissettiklerinin aslinda ask olmadigini anlamaya basliyor insanlar. Bazen de kisi yanildigi fikrini kabul edemedigi icin karsi tarafi sucluyor hep. Yani siz aslinda esinize degil de vakti zamaninda ondan gordugunuz o buyuk ilgiye asik olmus olabilirsiniz. Ve ilgi de omur boyu surmuyor malesef. Ilgi bitince sizin besleneceginiz birsey de kalmiyor. Ama neyseki ask evliliklerinin akibeti de pek ic acici degil :KK48: Bunu da bir teselli olarak gorur musunuz bilemiyorum tabi. :bicak:
 
Selam kızlar, nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?

Benim yine canım sıkkın.

Bu durum annemin de dikkatini çekmiş beni sıkıştırıp duruyor kaç gündür, eşimi de yakalamış kalaylamış "Ne derdiniz var oğlum sizin? Ne biçim bi şeysiniz siz ne biçim gençsiniz?!" diye sonradan öğrendim. (İkimizi aynı anda yakalayıp şak diye suratımıza sorunca) ...Sanırım bu evliliğin içinde ölümüm gerçekleşti.

Diyordum ya 70lik dedeler gibi bir şey benim adam... Çok artısı var, hani yine bi dolu övgü paragrafı çıkarmayayım kendisine, bazen haksızlık yaptığımı bile düşünürüm.
Ama öyle bir hareketsiz, öyle bir bıkkın hale getirdi ki beni... Enerjimi eme eme, bir şeyi kırk bin kez söylete söylete şu 5. senenin içinde (Son iki yılda esas) sanırım benim gençlik de gitti, çökkün hissediyorum ve hatta şu ara doğru düzgün hiçbir şey hissetmiyorum desem daha doğru olacak. Saçımı bile tarayasım yok... Kolumu kaldırasım yok, ağzımı açıp konuşasım yok. Çocuğuma kadar kaldım, dahası yok.

Dün annemlerle bir aradaydık yemekte; durdu durdu başladı annem:
"Uzun zamandır sizi gözlemliyorum, ne biçim eşsiniz çocuğum siz birbirinize, niye cıvıl cıvıl değilsiniz, birinizin elinde bi telefon daha işten gelip kapıdan girerken, ne bu izlemelere doyamadığın oğlum senin? Gangsta sen niye bir şey demiyorsun? Niye öbür taraflara kafa çekip gidiyorsun niye beraber, bir arada değilsiniz siz, bir şey mi oldu?" diye. Bir sürü laf geldi dilimin ucuna yuttum, gerek yok dedim. Nasıl olsa kendime söyleyip kendime dinleyeceğim. Annem bir iki nasihate bağlayacak, eşim "Tamam anne, haklısınız, ama ben de yoruluyorum iş yoğun, elimden geldiğince daha özenli davranacağım Gangstaya" falan fıstık diyecek... Bilindik bir tembih-söz döngüsü yine yani.

Sessiz kaldık; eşim de ben de bi şey demedik, annem de devam etti "Babanla kapılarda kucaklaşırdık biz, şimdi beni ayıplı konuşturmayın soğukluk filan mı oldu size, siz hiç konuşmaz mısınız sohbet etmez misiniz birbirinizle çocuğum? Birinin elinde oyuncağı oturur, biri kocasının yanında bile zor oturur kaçmaya fırsat kollar..." filan baya gömdü sağ olsun. Dayanamadım "Yok anne bizim sohbet edebileceğimiz hiçbir şeyimiz yok. Ben kabulleneli bir sene oluyor, sen de sorup durma" dedim. "Ya bak yaa" diye gülüyor eşim de ben öyle deyince. Tam da sağımda oturuyor, elimin tersiyle Medyum Memiş'in Keto'ya çaktığı gibi bi tersine tokat çakasım geldi ağzının ortasına o an "Al buna gül" diyerek... İki saniye filan sürdü bu istek ve geçti... Artık dışarıdan bile belli oluyor demek ki, hani biri dikkatlice ev ortamımızda bizi incelese, bunlar ev arkadaşına bağlamış diyecek. Hani bi ben enerji katarsam, ben çekiştirir yönlendirirsem, ben dışarı planı yaparsam, ben tatile çıkalım dersem, ben şunu mu alsak desem ancak katılıyor coşuyor adam işte en fazla. Yoksa, kafasının içinde beyin yerine araba motoru filan olduğunu düşünüyorum bazen eşimin. Direksiyonuna geç ve sür adamı, bu kadar. Yok, hayatta değil kendisi. Bir fikri-hayali-beklentisi bile yok galiba şu dünyada...

Annemler gittikten, çocuk uyuduktan sonra boş boş kaldık yine, mal gibi.
"Senle evlenerek hayatımın hatasını yaptığımı düşünüyorum bazen" dedim öbür odaya gittim.
Tepki yok.

Kulaklığımı taktım müzik dinledim bi şeyler okudum, biraz oyun oynadım, buralara bakındım... İşte bitti gitti bir gün daha. Elimden geleni yaptığımı düşünüyorum evliliğimiz için. Terapistinden bilmem nesine... Yok abi biz dibine kadar zıt karakteriz, uyumsuzuz. Eşime kendisi gibi işkolik - yaşayan ölü -hayatta hiçbir amacı olmayan düz - evde kendiyle pinekleyecek lapg.t bi tip lazımmış.
Ben fazlayım ona.
50 küsur yaşında yalnız gezen maceracı teyzeler gruplarına yazılayım bari, gelecekteki Gangsta şimdiden belli.
Kendisi evde iki seksen ömür çürütürken ben bari alıp başımı gideyim ömrümü yaşayayım.
İki kişilik planları tek yapmaktan bıktım...
Ağlayasım var.
Bi dağın başına çıkıp bağıra bağıra ağlayasım var.
selam Gangsta. İnanırmısın kk'de en çok senin yorumlarını severek izliyorum, merakla okuyorum. Gizli bi hayranın var yani. :halay: Bu kez de konunu görünce hemen bi bakayım dedim. Üzüldüm açıkcası. Bayaa baya bu evliliğin heyecanı meyecanı yok :kahve: şu an benim de evliliğim o yönde o_O daha 3.yılımızdayız ama ben ilk yılımızı ilk zamanlarımızı çok özledim. Birlikte bişeyler yapmayı, biyerlere gitmeyi ne biliyim bi sürü şey işte. Ben de üzgünüm, kırgınım biraz. O yüzden seni en iyi ben anlıyorum şuan :KK15:
 
Son düzenleme:
Biliyorsun benim eşmimde aynı.aynı şeyleri yaşıyoruz seninle.ben en son sıkıntıdan bunalimdan deoresyona girmiştim.benim evlilikteki isteğim hep planlar yapalim gezelim eğlenelim izin günlerinde.tatillere cikalim sosyal olalim çocuksuz 2miz hayatimizi yaşiyalimdı.ama adam elinde telefon evde pinekleyen ve enerjimi yok eden yaşama istegi birakmayan biri olunca depresyona girdim ve bu hayat böyle yalnız geçmez diyip hiç çocuk istemiyen ben çocuk yapmaya karar verdim onunla vakit gecirir eglenirim diye.hayatıma renk geldi bebeğimle.o arabalara ve telefonuna bağlı yaşasın napim kendi bilir
Aynı eşimde öyle sürekli elinde telefon. Oyun oyun oyun. Akşam eve geldi oyun oynamaya başladı. İnanırmısın yataga geldi hala oyun oynuyor. Bende hamileyim bebekle dha mutlu olacagımı düşünüyorum bende. Tüm sevgimi aşkımı ona aktaracagım. O da ne yaparsa yapsın kendi dünyasında mutluluklar :)
 
Konunuz her nedense bana dert oldu. Girdim çıktım bu konuya baktım. “Neler yazılmış, neler söylenmiş?” diye.

Üzülmek belki haddime değil ancak üzüldüm durumunuza. Sonra yaşadığım duygusal çöküntü yüzünden, kadınları üzen erkeklere karşı ne denli öfke biriktirdiğimi andım da durdum.

Sizi hep güçlü bir kadın, hatta cinsiyeti minsiyeti bir kenara koy, güçlü bir birey olarak özümsedim. Görüntünüzü dahi bilmemekle birlikte her düşmüşlüğün altından, biraz soluklanıp en sağlam halinizle kalkabileceğinize eminim. En azından bana böyle hissettirdiniz.

Konunuzla ilgili kesin çıkarımlar yapamam ancak şu saatten sonra “Vay anasını nasıl değişti ama benim adam!!!” dedirteceğini sanmıyorum. Ayrıca eşiniz ‘yaşayacak neyi varsa yaşamış ve dingin bir hayatın kölesi olmaya gönüllüymüş’ gibi geldi bana. Hızlı yaşayıp hızlı yorulmak derler ya, öyle.

Boşanmayı düşündüğünüzü de yazmışsınız, son yaşadıklarımdan yola çıkarak “Neden olmasın?” diyorum. Ne istediğinizi bilen bir kadınsınız bu yüzden “Neden olmasın” diyorum. Bakın ben ne istediğimi bilmiyordum. Ama artık çok iyi biliyorum. Ne istediğime karar vermeyi ise birtakım “eylemlerden” sonra başarabildim. Çok düşünmek de kusur bir yerde. Düşün düşün bo*ktur işin. O hesap işte.

Karışık yazdım. Neye karar verirseniz verin hatta bu durumu yok saymaya karar verseniz bile mutluluk sizi bulur umarım. Sevgiler.
 
Aynı eşimde öyle sürekli elinde telefon. Oyun oyun oyun. Akşam eve geldi oyun oynamaya başladı. İnanırmısın yataga geldi hala oyun oynuyor. Bende hamileyim bebekle dha mutlu olacagımı düşünüyorum bende. Tüm sevgimi aşkımı ona aktaracagım. O da ne yaparsa yapsın kendi dünyasında mutluluklar :)
Bebek ayri mutluluk veriyor bu kesin:) ama kocanin veremedigini bebegin veremez, bi zaman sonra o boslugun dolmadigini farkedersin.
 
Aynı eşimde öyle sürekli elinde telefon. Oyun oyun oyun. Akşam eve geldi oyun oynamaya başladı. İnanırmısın yataga geldi hala oyun oynuyor. Bende hamileyim bebekle dha mutlu olacagımı düşünüyorum bende. Tüm sevgimi aşkımı ona aktaracagım. O da ne yaparsa yapsın kendi dünyasında mutluluklar :)
Evet tüm sevgi ve enerjini ona aktarıyosun çok mutlu oluyosun.emzirdiğin dönem neden bilmiyorum ama mutluluktan havalara uçuyosun.durduk yere mutluluk geliyo.biraz büyüdügündeyse seninle konuşuyo ve sana arkadaş oluyo çok güzel bir hayat seni bekliyo:)
 
Yorumları okuyunca her evlilik bir yada birkaç yıl sonra bu hale geliyo.bu durumda 7 kere evlenen seda sayan gibileri anlıyorum:) monotonluk istemiyosak bizde onlar gibi 7 kez evlenicez :)yada monotonluğa devam:(
 
Bebek ayri mutluluk veriyor bu kesin:) ama kocanin veremedigini bebegin veremez, bi zaman sonra o boslugun dolmadigini farkedersin.
Benim hayatımda hep bir boşluklar vardı zaten... Aile sevgisi en başta. Babam varken yoktu ayrı anne babanın çocuguyum. Hiç bir zaman hayatımda olmadı istemedi. Hayataki en büyük travma budur aslında ne koca ne sevgili hepsi boş geliyor. Ben bunu yaşamış bir bebektim çocuktum genctim kadındım. Bununla yaşamayı öğrendim kabullendim o yüzden o bahsettiğiniz boşlukta devede tüy geliyor bana :)
 
Evet tüm sevgi ve enerjini ona aktarıyosun çok mutlu oluyosun.emzirdiğin dönem neden bilmiyorum ama mutluluktan havalara uçuyosun.durduk yere mutluluk geliyo.biraz büyüdügündeyse seninle konuşuyo ve sana arkadaş oluyo çok güzel bir hayat seni bekliyo:)
Hayatımdaki tüm boşlukları doldurması için heyecanla onu bekliyorum. Her an dua ediyorum kimse beni mutlu edemedi inş yavrum eder. allahın izmiyle
 
Eşiniz başta gayette canlıymış , elde edene kadar boyleymiş gibi mi yaptı anlamadim ki... ay ne bileyim sizi düşündüm o kadar guzel seyler yaşanmiş sonra adam kenara cekilmiş.sanki bunlari yapmamış gibi ... bu telefon merakini anlamiyorum abimde eve gelince yatana kadar oyun oynuyor ...hicmi sıkılmaz insan ... konuşsan bile buna mi kafayi taktin der ,dinlemez bile...adam ölmüş ,birak topraktan cikarmaya çalışma yatsin orda ...
 
Bu mesajı gangsta'dan özür dileyerek üzerime alınıyor ve cevap vermek istiyorum. En yakın arkadaşım tam olarak bu yorumu yaptı bana ve evliliğime. Şiddetle reddettim ve aslında kocamı sevdiğimi kanıtlayacak örnekler sundum kendisine. "sevmesem şöyle yapar mıydım" diye. Çünkü bunu kabul etmek, geçen onca yılı kendimi kandırarak geçirdiğimi, daha da kötüsü bu kandırmacadan bir de evlat sahibi olduğumu kabul etmek demekti. Bu yüzden kendime bile itiraf etmekten kaçarken, kocamın iyi yönlerini düşünüp kendimi aşka zorladığım uykusuz gecelerle tanıştım.

Hatta en nihayetinde "kızım sen zaten şuursuzsun. Yıllarca her şeyi sorgulayıp zihnini çöplüğe çevirdin. Savaşma kendinle artık" şeklinde telkinlerle kendimi rahatlatmaya çalıştım. Sırf şu yazdıklarını kabul etmemek için her yolu denedim. Şimdi okurken bile hızla paragrafları atladım ki, daha az canımı yaksın :)

Çünkü biliyorum ki bir çözüm yok. Kabul edersem bu durumu, tek çözüm boşanmak. İleride oğluma "aile ortamında, anne ve babanla büyümedin çünkü annen bir geri zekalı. Hislerini anlamaktan aciz bir insan" demek istemiyorum.

Hiçbir zaman hayatta tek bir çözüm yoktur. Boşanmak zaten çok radikal bir karar, bunu 3. bir kişi olarak ben size "saçını boyatmak" gibi bir öneriyle sunamam. Ancak şu var, hislerini anlamamak geri zekalılık değildir, duygular dediğim gibi katman katmandır. Canınızı çektirmek gibi olmasın, 40 kat baklavanın içinden tek bir katı çekip almak ne kadar kolaysa o kadar kolaydır saf bir duyguyu ayırt etmek. Duygu odaklı terapilerde bunun eğitimi verilir mesela, duyguyu ayırt etme eğitimi.

Boşanma mevzusuna gelince, kimse boşanmak için evlenmiyor. Kurulu düzeni bırakıp bir çocukla "aşık olmadığınız için" boşanmak size boş, belki de şımarıklık gibi geliyor olabilir farkındayım. Belki boşanma ve evli kalma seçeneklerinin artılarını ve eksilerini bir kağıda yazarak karşılaştırabilirsiniz. Bu size en azından somut bir bakış açısı sunabilir.
 
Hiçbir zaman hayatta tek bir çözüm yoktur. Boşanmak zaten çok radikal bir karar, bunu 3. bir kişi olarak ben size "saçını boyatmak" gibi bir öneriyle sunamam. Ancak şu var, hislerini anlamamak geri zekalılık değildir, duygular dediğim gibi katman katmandır. Canınızı çektirmek gibi olmasın, 40 kat baklavanın içinden tek bir katı çekip almak ne kadar kolaysa o kadar kolaydır saf bir duyguyu ayırt etmek. Duygu odaklı terapilerde bunun eğitimi verilir mesela, duyguyu ayırt etme eğitimi.

Boşanma mevzusuna gelince, kimse boşanmak için evlenmiyor. Kurulu düzeni bırakıp bir çocukla "aşık olmadığınız için" boşanmak size boş, belki de şımarıklık gibi geliyor olabilir farkındayım. Belki boşanma ve evli kalma seçeneklerinin artılarını ve eksilerini bir kağıda yazarak karşılaştırabilirsiniz. Bu size en azından somut bir bakış açısı sunabilir.

Artı ve eksileri defalarca düşündüm. Artılar daha fazla olduğu için hala devam ediyor evliliğim. Geçenlerde yakın arkadaşım yüksek lisans araştırması için bana Minnesota çok yönlü kişilik envanteri uyguladı. Çıkan sonuçtan sonra sorunun sadece eşimden kaynaklanmadığını da düşünür oldum. Zamanında gittiğim psikiyatr ve psikologlar da aynı şeyi söylemişti. Dolayısıyla pişman olma durumunu yaşayacağımdan emin olduğum için radikal bir karar almıyorum evliliğimle ilgili. Arafta yaşayıp gidiyoruz işte.
 
Gangsta'm eşini tanımıyorum. Ama senin gibi biri onu seçtiyse, iyi biri olduğuna eminim. Bunun eşinle ya da evliliğinle ilgili olduğunu düşünmüyorum.

Kabullenemiyorsun. Yaş almayı, çocukla gelen düzen değişikliğini, evlilikte seneler geçtikçe monotonluğun hakim olduğunu...

Ama böyle be... Hayat böyle... Velev ki boşandın. Hadi gittin yeniden aşık da oldun. E sonra? O da bitecek. Her şey bitiyor.

Biz de herkes gibiyiz işte... Herkes de bizim gibi...
 
Back