Terzi kendi söküğünü dikemez misali..

Mutlak Butlan

i hate dingils
Kayıtlı Üye
29 Eylül 2014
9.450
18.710
498
Günaydın hanımlar. Kafam allak bullak. Ben sınırları keskin olan, zor bir insanım. Çevreme kafamda ki sorunları anlattığım zaman genelde haksız çıkarım. Size güveniyorum, farklı bakış açısı vereceğinize inanıyorum, bu yüzden size sormak istiyorum.
Hayatımda biri var ve aşık oldum. Ciddi düşünme noktasına gelecek kadar kapıldım gittim. Ben boşandım, çocuğum yok, o da boşanmış ve çocuğu yok. Ben boşanalı 8 ay oldu ama zaten çok öncesinde bitmişti bende her şey. Hatta eski eşime boşanmak istediğimi söylediğimde, artık sana sadakat yükümlülüğüm yok o zaman demişti ve sevinmiştim, inşallah birini bulur benden hızlıca boşanır diye. O derece bitmişti yani. Hayatıma giren insanı 6 aydır tanıyorum, sevmek sevilmek istiyorum artık diye çıktığım bu yolda, karşıma çıka çıka bu vatandaş çıktı. Neden böyle diyorum, açıklayayım hemen.
Biz birbirimize duygularımızı anlattığımızda, iş ciddi düşünelim kısmına geçtiğinde, ağzından sürekli nasılsa ikinci evlilik buna gerek yok, şuna gerek yok dedi durdu. Ailesine hayatında biri olduğunu söylediğinde, ailesi de aynısını söylemiş, olursa nasılsa ikinci evlilik fırt zırt. Bu söylem bende aşırı bir değersizlik duygusu oluşturdu. Ben zaten düğün, altın sevmem, takmam, takı sadece küpe takarım. Ailemin maddi durumu çok iyi, benim maddi durumum onlara göre iyi. ailemin malvarlığının yanından geçemiyorum yani. Görüştüğüm kişinin ailesinin de malvarlığı var, hatta sanırım 1 tık bizden iyi durumdalar. Bu aşık olduğum şahıs (şahıs diyorum çok sinirliyim), önceki evliliğinde eski eşine yapılanları anlattı bana (iyi halt etti) . Yatlarda kınalar, 5 yıldızlı otellerde nişanlar, yine bilmem nerede (hepsi çok lüks) düğünler, takılan altınlar. Aile ve adam bana gelince nasılsa ikinci evlilik diye umursamaz söylemlerde bulundular. . Zaten önceki evliliğimde son 3 yıl hiç değer görmedim. Açık konuşayım benim altın, düğün beklentim şu kadar olsun, şöyle olsun değil. Benim zaten param var. Mesleğim var her ne kadar ara vermiş olsam bile. İstediğim zaman yine devam edebilirim mesleğime. Avukatım, iyi eğitimliyim, ailem deseniz öyle, ailemin ailesi deseniz öyle, üniversite mezunları hepsi, ilk kurulan üniversitelerde okumuş ölmüşlerimiz var. . Salak gibi çok fedakarım. Eski eşime boşanırken yüklü para verdim, hem benden boşansın hem maddi olarak sıkıntı çekmesin diye. Böyle bir salağım yani. Evet geçimsiz, huysuz olabilirim ama değer verdiğim insanları korurum, arkadaşım vardı sanaldan tanıştığım, inanın kızlar, ona bile sadaka niyetine yardımda bulundum. Eşi ona para vermiyordu, boğazından kısıyordu, git istediğini al diye, çocuğuna hediye gönderdim. Hani ben, elimde varsa paylaşırım. Paylaşmanın bana daha çok getirdiğine inanırım ve bunu yaşadım hep. İnsanları mutlu etmeyi severim. Bunları neden anlattım derseniz hemen aşağıda açıklıyorum;

Görüştüğüm kişinin eski eşinin eğitim, maddi, aile durumu, aile eğitim durumu bana göre çok düşük, uçurumlar var aramızda. Ben şimdi bu nasılsa ikinci evlilik, şuna gerek yok buna gerek yok (onlar yapalım dese ben ve ailem zaten istemeyeceğiz, ama ilk adımda bu söylemler üzdü) dediklerinde kendimi eski eşi ile kıyasladım. Benden ne fazlası var noktasına doğru ilerledi kirli düşüncelerim. Benden iyi durumda olan biri olsaydı, bunu hisseder miydim? Kıskançlığa doğru mu gitti yoksa ben gerçekten kötü bir insan mıyım bilmiyorum. Kendimi suçluyorum bazen, sende kibir var, o kadının suçu ne, ayrıca sana ne diyorum. Ama yenemiyorum bu söylediğim ikinci evlilik nasılsa diyerek yapılan boş vermişliği. O kadına yapılanları ben zaten asla istemem, nişan, kına, düğün böyle şeyleri hiç sevmedim, çocukluğumdan beri irite olduğum şeyler. Hani ilk evliliğim olsa, yapalım yapmazsak bu iş olmaz deseler, ben ayrılırım o derece. Ama bu his neden var o zaman? Neden böyle düşünüyorum. Saçmalıyor muyum, beni kendime getirin, size güveniyorum. İş ciddiye binmeden ya herro ya merro demem gerek. Kısır döngüye girdim resmen. Hatalıysam bana hata mı gösterin, haklıysam gösterin istiyorum. Kendimi haklı göremediğim için, ilişkiyi ne bitirebiliyorum ne devam edebiliyorum.

Sevgiler, saygılar, öpücükler.
 
Bence hisleriniz doğru. Yani siz istemeseniz bile bunları belki isteyebilirsiniz diye teklif etmeliydi.
Kibirli bulmadım sizi. Değer görmediğiniz için ayrılıp aynı şeyleri yaşamaya gerek yok. Biraz daha zaman verin bu konuları gündeme getirmeden.
Bakalım başka buna benzer şeyler olacak mı? Gözlemleyin
 
değer görmediğim yerde durmazdım ben olsam. bende sizin gibi çocuksuz boşandım. yarın bir gün tekrar evlenecek olsam eğer karşımdaki düğün istememe rağmen yine de ikinci evlilik zaten hık mık yapsa sanırım evlenmezdim evet 2. evlilik ve ben daha iyisini hakkediyorum derdim. hissettikleriniz normal kim olsa içten içe sizin gibi düşünür. bence acele etmeyin gözlemleyin daha daha iyisini hakkediyoruz bence.
 
Çünkü bir şeyi istememekle, sana verilmemesi ayrı şeyler.
Yani oradaki "şey" teoride aynı olsa da pratikte aynı değil. Eksik hissetme güdüsü yükleniyor orada.
Bambaşka bir örnek vereyim, gebelik istemeyen bir kadın 3 ay korunmasız ilişki yaşasın ve yanlışlıkla gebelik oluşmasın aklında "bir sorun mu var acaba?" oluşur. Böyle düşün. Evet istemiyorsun ama sana verilmemiş olması sinirini bozuyor.
Ben hak verdim.
Standardını düşürme, yani evet şaşaalı düğün istemiyor olabilirsin ama oturacağın ev sana yakışır olsun.
Evet altın istemiyor olabilirsin ama yapacağın balayı sana yakışır olsun.
Denklik değil standart ara.
 
İş ciddiye binmeden ya herro ya merro demem gerek.

bence şimdiden demeniz gerekiyor. 900 yaşıma gelirken kendime öğretebildiğim en değerli şey, değer görmediğim insan ilişkileri içinde olmamak oldu. bu öğretiden önce aldığım yaraları halen tamir etmeye çalışıyorum.
 
Kadınla kendinizi kıyaslamanız istemdışı yani bu konu olmasa başka bir noktadan yine hissederdiniz . 2.evliliklerin handikapı değil mi zaten bir eski eş mevsuzu?
Tabi maddi durumu düşük vs diye ordan kırılan egonuzu tamir etmeye çalışıyor beyniniz . Hani değerlisin aslında diye kanıt arıyor,bu kibir değil işleyen bir mekanizma.
Diğer konuda geri adım atmazdım yerinizde olsam.
Söylemler incitici ve uzaklaşıp ciddiyeti askıya alırdım, yuvarlak konuşurdum
 
Çok çok haklısınız ne demek siz söylemeden ona gerek yok buna gerek yok niye onlar karar veriyor neyin gerekli olduğuna. Belki siz isteyeceksiniz? İkinci üçüncü evliliğinde gayet düğün yapanlar var olabilir de yani. Fazla tamahkar olmak her zaman değersizlik getirir. Ne kadar aşık olursanız olun ikinci evlilikte acele etmeyin. Ellerinde imkan varken size böyle değersiz hissettiren insanların yanında olmayın
 
Düşüncelerinizin kibirle vs hiç alakası yok bence, gayet haklısınız takıldığınız noktalarda,
2. değil 12. evlilik olsun bazı şeyler nasılsa bilmem kaçıncı evlilik diye basite indirgeniyorsa
ben orada art niyet ararım çünkü evlilik evliliktir özeldir, yenidir. Size nezaketen sorulsa hayatım ne istersin nasıl istersin diye zaten
istemeyeceksiniz, ya da isteyeceksiniz farketmez, kilit nokta size sorulması ve size değer verildiğini sizin hissetmeniz.
Konunuzda çok haklısınız, lütfen bu durumu açıklığa kavuşturmadan bir adım atmayın derim naçizane.
 
Deger gormediginizi dusunuyorsaniz, yani size yasatilan his buysa haklılık haksızlık noktasında degildir artik is.

Ayrica eski esine yaptigini ballandira ballandıra anlatip, size zirnik koklatmayacagini (manevi acidan) hissettiren adamla olmaz, kimsenin aşk kirintisiyla yetinmek zorunda degilsiniz. Hakettiginizi bulmanız dilegiyle.
 
Gençken yaptığım hatalardan çıkardığım dersle hayatıma devam eden ve gerçekten kendinden memnun biri olarak diyorum ki; sizinle bir şeylere heveslenmeyen kişiyle devam etmeyin. 6 ayda böyle olduysanız başkasıyla da olursunuz, çok vakit kaybetmeye gerek yok. Bugün bitirseniz seneye belki çok farklı bir yerde olursunuz.
 
Bence doğru düşünüyorsunuz. Tamam ben de yatlar katlar istemem zaten ama bu şekilde nasılsa ikinci evlilik diye küçümseniyormuş gibi konuşulmuş.

Onların taktığı takıya da zaten muhtaç değilsiniz ama bunun dile getirilmesi çok yanlış.
Bence riske atmayın, ayrılırken de bu sebepten ayrıldığınızı söyleyin.
 
Sevgilinizin sizin huyunuzu biliyor, zaten istemez diye gerek görmemiştir bence. O yüzden bu kadar rahatlardır. Bence bir nevi kendiniz bu konulara çok takmadığınızı belli ederek bu yolu döşemişsiniz. Ama fazla fedakarlık yapmayın, kına istemezseniz onun yerine gönlünüzce olan başka bir şey isteyin. Ben de evlenince saftım, birşey istemedim, hakkım olanlar bile verilmedi. Şimdi akıllandım Ama artık geç.
 
Günaydın hanımlar. Kafam allak bullak. Ben sınırları keskin olan, zor bir insanım. Çevreme kafamda ki sorunları anlattığım zaman genelde haksız çıkarım. Size güveniyorum, farklı bakış açısı vereceğinize inanıyorum, bu yüzden size sormak istiyorum.
Hayatımda biri var ve aşık oldum. Ciddi düşünme noktasına gelecek kadar kapıldım gittim. Ben boşandım, çocuğum yok, o da boşanmış ve çocuğu yok. Ben boşanalı 8 ay oldu ama zaten çok öncesinde bitmişti bende her şey. Hatta eski eşime boşanmak istediğimi söylediğimde, artık sana sadakat yükümlülüğüm yok o zaman demişti ve sevinmiştim, inşallah birini bulur benden hızlıca boşanır diye. O derece bitmişti yani. Hayatıma giren insanı 6 aydır tanıyorum, sevmek sevilmek istiyorum artık diye çıktığım bu yolda, karşıma çıka çıka bu vatandaş çıktı. Neden böyle diyorum, açıklayayım hemen.
Biz birbirimize duygularımızı anlattığımızda, iş ciddi düşünelim kısmına geçtiğinde, ağzından sürekli nasılsa ikinci evlilik buna gerek yok, şuna gerek yok dedi durdu. Ailesine hayatında biri olduğunu söylediğinde, ailesi de aynısını söylemiş, olursa nasılsa ikinci evlilik fırt zırt. Bu söylem bende aşırı bir değersizlik duygusu oluşturdu. Ben zaten düğün, altın sevmem, takmam, takı sadece küpe takarım. Ailemin maddi durumu çok iyi, benim maddi durumum onlara göre iyi. ailemin malvarlığının yanından geçemiyorum yani. Görüştüğüm kişinin ailesinin de malvarlığı var, hatta sanırım 1 tık bizden iyi durumdalar. Bu aşık olduğum şahıs (şahıs diyorum çok sinirliyim), önceki evliliğinde eski eşine yapılanları anlattı bana (iyi halt etti) . Yatlarda kınalar, 5 yıldızlı otellerde nişanlar, yine bilmem nerede (hepsi çok lüks) düğünler, takılan altınlar. Aile ve adam bana gelince nasılsa ikinci evlilik diye umursamaz söylemlerde bulundular. . Zaten önceki evliliğimde son 3 yıl hiç değer görmedim. Açık konuşayım benim altın, düğün beklentim şu kadar olsun, şöyle olsun değil. Benim zaten param var. Mesleğim var her ne kadar ara vermiş olsam bile. İstediğim zaman yine devam edebilirim mesleğime. Avukatım, iyi eğitimliyim, ailem deseniz öyle, ailemin ailesi deseniz öyle, üniversite mezunları hepsi, ilk kurulan üniversitelerde okumuş ölmüşlerimiz var. . Salak gibi çok fedakarım. Eski eşime boşanırken yüklü para verdim, hem benden boşansın hem maddi olarak sıkıntı çekmesin diye. Böyle bir salağım yani. Evet geçimsiz, huysuz olabilirim ama değer verdiğim insanları korurum, arkadaşım vardı sanaldan tanıştığım, inanın kızlar, ona bile sadaka niyetine yardımda bulundum. Eşi ona para vermiyordu, boğazından kısıyordu, git istediğini al diye, çocuğuna hediye gönderdim. Hani ben, elimde varsa paylaşırım. Paylaşmanın bana daha çok getirdiğine inanırım ve bunu yaşadım hep. İnsanları mutlu etmeyi severim. Bunları neden anlattım derseniz hemen aşağıda açıklıyorum;

Görüştüğüm kişinin eski eşinin eğitim, maddi, aile durumu, aile eğitim durumu bana göre çok düşük, uçurumlar var aramızda. Ben şimdi bu nasılsa ikinci evlilik, şuna gerek yok buna gerek yok (onlar yapalım dese ben ve ailem zaten istemeyeceğiz, ama ilk adımda bu söylemler üzdü) dediklerinde kendimi eski eşi ile kıyasladım. Benden ne fazlası var noktasına doğru ilerledi kirli düşüncelerim. Benden iyi durumda olan biri olsaydı, bunu hisseder miydim? Kıskançlığa doğru mu gitti yoksa ben gerçekten kötü bir insan mıyım bilmiyorum. Kendimi suçluyorum bazen, sende kibir var, o kadının suçu ne, ayrıca sana ne diyorum. Ama yenemiyorum bu söylediğim ikinci evlilik nasılsa diyerek yapılan boş vermişliği. O kadına yapılanları ben zaten asla istemem, nişan, kına, düğün böyle şeyleri hiç sevmedim, çocukluğumdan beri irite olduğum şeyler. Hani ilk evliliğim olsa, yapalım yapmazsak bu iş olmaz deseler, ben ayrılırım o derece. Ama bu his neden var o zaman? Neden böyle düşünüyorum. Saçmalıyor muyum, beni kendime getirin, size güveniyorum. İş ciddiye binmeden ya herro ya merro demem gerek. Kısır döngüye girdim resmen. Hatalıysam bana hata mı gösterin, haklıysam gösterin istiyorum. Kendimi haklı göremediğim için, ilişkiyi ne bitirebiliyorum ne devam edebiliyorum.

Sevgiler, saygılar, öpücükler.
yatırım yapmaya değer bulmuyor seni muhtemelen sevmiyor boynu altında kalsın
 
Keşke eski eşle ilgili o kadar şey anlatılmasaydı size. Siz sadece size gerek görülmeyen şeylere haliyle takılıyorsunuz. Bence çok da haklısınız. Siz istemiyor olabilirsiniz ama sana yapmaya gerek yok ya tavrı çok itici. Bunu başka konularda da yapabilecek insanlar gibi geldi bana. Mesela o zaman çok pahalı bir koltuk aldık aldık da ne oldu bak gerek yokmuş o kadar pahalısını almaya gibi saçma sapan bir şeyde de bu tavrı gösterebilirler koltuk sadece obje.
Bunu sevgilinizle konuşun kıyasın size değersiz hissettirdiğini anlatın. Bu şekilde bir durumu daha yaşarsanız bitirmek isteyeceksiniz zaten.
 
Günaydın hanımlar. Kafam allak bullak. Ben sınırları keskin olan, zor bir insanım. Çevreme kafamda ki sorunları anlattığım zaman genelde haksız çıkarım. Size güveniyorum, farklı bakış açısı vereceğinize inanıyorum, bu yüzden size sormak istiyorum.
Hayatımda biri var ve aşık oldum. Ciddi düşünme noktasına gelecek kadar kapıldım gittim. Ben boşandım, çocuğum yok, o da boşanmış ve çocuğu yok. Ben boşanalı 8 ay oldu ama zaten çok öncesinde bitmişti bende her şey. Hatta eski eşime boşanmak istediğimi söylediğimde, artık sana sadakat yükümlülüğüm yok o zaman demişti ve sevinmiştim, inşallah birini bulur benden hızlıca boşanır diye. O derece bitmişti yani. Hayatıma giren insanı 6 aydır tanıyorum, sevmek sevilmek istiyorum artık diye çıktığım bu yolda, karşıma çıka çıka bu vatandaş çıktı. Neden böyle diyorum, açıklayayım hemen.
Biz birbirimize duygularımızı anlattığımızda, iş ciddi düşünelim kısmına geçtiğinde, ağzından sürekli nasılsa ikinci evlilik buna gerek yok, şuna gerek yok dedi durdu. Ailesine hayatında biri olduğunu söylediğinde, ailesi de aynısını söylemiş, olursa nasılsa ikinci evlilik fırt zırt. Bu söylem bende aşırı bir değersizlik duygusu oluşturdu. Ben zaten düğün, altın sevmem, takmam, takı sadece küpe takarım. Ailemin maddi durumu çok iyi, benim maddi durumum onlara göre iyi. ailemin malvarlığının yanından geçemiyorum yani. Görüştüğüm kişinin ailesinin de malvarlığı var, hatta sanırım 1 tık bizden iyi durumdalar. Bu aşık olduğum şahıs (şahıs diyorum çok sinirliyim), önceki evliliğinde eski eşine yapılanları anlattı bana (iyi halt etti) . Yatlarda kınalar, 5 yıldızlı otellerde nişanlar, yine bilmem nerede (hepsi çok lüks) düğünler, takılan altınlar. Aile ve adam bana gelince nasılsa ikinci evlilik diye umursamaz söylemlerde bulundular. . Zaten önceki evliliğimde son 3 yıl hiç değer görmedim. Açık konuşayım benim altın, düğün beklentim şu kadar olsun, şöyle olsun değil. Benim zaten param var. Mesleğim var her ne kadar ara vermiş olsam bile. İstediğim zaman yine devam edebilirim mesleğime. Avukatım, iyi eğitimliyim, ailem deseniz öyle, ailemin ailesi deseniz öyle, üniversite mezunları hepsi, ilk kurulan üniversitelerde okumuş ölmüşlerimiz var. . Salak gibi çok fedakarım. Eski eşime boşanırken yüklü para verdim, hem benden boşansın hem maddi olarak sıkıntı çekmesin diye. Böyle bir salağım yani. Evet geçimsiz, huysuz olabilirim ama değer verdiğim insanları korurum, arkadaşım vardı sanaldan tanıştığım, inanın kızlar, ona bile sadaka niyetine yardımda bulundum. Eşi ona para vermiyordu, boğazından kısıyordu, git istediğini al diye, çocuğuna hediye gönderdim. Hani ben, elimde varsa paylaşırım. Paylaşmanın bana daha çok getirdiğine inanırım ve bunu yaşadım hep. İnsanları mutlu etmeyi severim. Bunları neden anlattım derseniz hemen aşağıda açıklıyorum;

Görüştüğüm kişinin eski eşinin eğitim, maddi, aile durumu, aile eğitim durumu bana göre çok düşük, uçurumlar var aramızda. Ben şimdi bu nasılsa ikinci evlilik, şuna gerek yok buna gerek yok (onlar yapalım dese ben ve ailem zaten istemeyeceğiz, ama ilk adımda bu söylemler üzdü) dediklerinde kendimi eski eşi ile kıyasladım. Benden ne fazlası var noktasına doğru ilerledi kirli düşüncelerim. Benden iyi durumda olan biri olsaydı, bunu hisseder miydim? Kıskançlığa doğru mu gitti yoksa ben gerçekten kötü bir insan mıyım bilmiyorum. Kendimi suçluyorum bazen, sende kibir var, o kadının suçu ne, ayrıca sana ne diyorum. Ama yenemiyorum bu söylediğim ikinci evlilik nasılsa diyerek yapılan boş vermişliği. O kadına yapılanları ben zaten asla istemem, nişan, kına, düğün böyle şeyleri hiç sevmedim, çocukluğumdan beri irite olduğum şeyler. Hani ilk evliliğim olsa, yapalım yapmazsak bu iş olmaz deseler, ben ayrılırım o derece. Ama bu his neden var o zaman? Neden böyle düşünüyorum. Saçmalıyor muyum, beni kendime getirin, size güveniyorum. İş ciddiye binmeden ya herro ya merro demem gerek. Kısır döngüye girdim resmen. Hatalıysam bana hata mı gösterin, haklıysam gösterin istiyorum. Kendimi haklı göremediğim için, ilişkiyi ne bitirebiliyorum ne devam edebiliyorum.

Sevgiler, saygılar, öpücükler.
Yooo ben son derece haklı buldum ve anladım sizi tam olarak aynısını hissederdim ben de olsam."Nasilolsa 2.evlilik " söylemi aşırı rahatsız edici ,ikinciye değmez boşver gibi bı anlam işte.
"Benim ve ailemin maddi durumu iyi onlarinkiler bizden bir tık daha da iyi" demişsiniz.Hani imkan olmasa da bu sözün arkasına sığınıp onur kurtarma peşindeler desem o da yok.Siz bu kadar eli açık onlar bu kadar pintiyken gecinmeniz pek olası gelmedi bana.
 
Ne yazacağımı bilemedim haksızsın dersiniz diye düşünmüştüm. Eski eşli neden sürekli kendimi kıyasladığım noktasında sanırım Lady Mary Lady Mary haklı. Ben düşüncelerimi söylediğimde aldığım cevap kötülüğüne söylemedik genelde öyle olur ya oldu. Şu sıralar ailesinin nakit olarak pek durumu yokmuş (kendisi de sıkışık durumda bu aralar) ondan aman ikinci evlilik hiçbir şeye gerek yok demişler, tabi yersen. Yiyemedim yani kursağımda takıldı kaldı.
 
Günaydın hanımlar. Kafam allak bullak. Ben sınırları keskin olan, zor bir insanım. Çevreme kafamda ki sorunları anlattığım zaman genelde haksız çıkarım. Size güveniyorum, farklı bakış açısı vereceğinize inanıyorum, bu yüzden size sormak istiyorum.
Hayatımda biri var ve aşık oldum. Ciddi düşünme noktasına gelecek kadar kapıldım gittim. Ben boşandım, çocuğum yok, o da boşanmış ve çocuğu yok. Ben boşanalı 8 ay oldu ama zaten çok öncesinde bitmişti bende her şey. Hatta eski eşime boşanmak istediğimi söylediğimde, artık sana sadakat yükümlülüğüm yok o zaman demişti ve sevinmiştim, inşallah birini bulur benden hızlıca boşanır diye. O derece bitmişti yani. Hayatıma giren insanı 6 aydır tanıyorum, sevmek sevilmek istiyorum artık diye çıktığım bu yolda, karşıma çıka çıka bu vatandaş çıktı. Neden böyle diyorum, açıklayayım hemen.
Biz birbirimize duygularımızı anlattığımızda, iş ciddi düşünelim kısmına geçtiğinde, ağzından sürekli nasılsa ikinci evlilik buna gerek yok, şuna gerek yok dedi durdu. Ailesine hayatında biri olduğunu söylediğinde, ailesi de aynısını söylemiş, olursa nasılsa ikinci evlilik fırt zırt. Bu söylem bende aşırı bir değersizlik duygusu oluşturdu. Ben zaten düğün, altın sevmem, takmam, takı sadece küpe takarım. Ailemin maddi durumu çok iyi, benim maddi durumum onlara göre iyi. ailemin malvarlığının yanından geçemiyorum yani. Görüştüğüm kişinin ailesinin de malvarlığı var, hatta sanırım 1 tık bizden iyi durumdalar. Bu aşık olduğum şahıs (şahıs diyorum çok sinirliyim), önceki evliliğinde eski eşine yapılanları anlattı bana (iyi halt etti) . Yatlarda kınalar, 5 yıldızlı otellerde nişanlar, yine bilmem nerede (hepsi çok lüks) düğünler, takılan altınlar. Aile ve adam bana gelince nasılsa ikinci evlilik diye umursamaz söylemlerde bulundular. . Zaten önceki evliliğimde son 3 yıl hiç değer görmedim. Açık konuşayım benim altın, düğün beklentim şu kadar olsun, şöyle olsun değil. Benim zaten param var. Mesleğim var her ne kadar ara vermiş olsam bile. İstediğim zaman yine devam edebilirim mesleğime. Avukatım, iyi eğitimliyim, ailem deseniz öyle, ailemin ailesi deseniz öyle, üniversite mezunları hepsi, ilk kurulan üniversitelerde okumuş ölmüşlerimiz var. . Salak gibi çok fedakarım. Eski eşime boşanırken yüklü para verdim, hem benden boşansın hem maddi olarak sıkıntı çekmesin diye. Böyle bir salağım yani. Evet geçimsiz, huysuz olabilirim ama değer verdiğim insanları korurum, arkadaşım vardı sanaldan tanıştığım, inanın kızlar, ona bile sadaka niyetine yardımda bulundum. Eşi ona para vermiyordu, boğazından kısıyordu, git istediğini al diye, çocuğuna hediye gönderdim. Hani ben, elimde varsa paylaşırım. Paylaşmanın bana daha çok getirdiğine inanırım ve bunu yaşadım hep. İnsanları mutlu etmeyi severim. Bunları neden anlattım derseniz hemen aşağıda açıklıyorum;

Görüştüğüm kişinin eski eşinin eğitim, maddi, aile durumu, aile eğitim durumu bana göre çok düşük, uçurumlar var aramızda. Ben şimdi bu nasılsa ikinci evlilik, şuna gerek yok buna gerek yok (onlar yapalım dese ben ve ailem zaten istemeyeceğiz, ama ilk adımda bu söylemler üzdü) dediklerinde kendimi eski eşi ile kıyasladım. Benden ne fazlası var noktasına doğru ilerledi kirli düşüncelerim. Benden iyi durumda olan biri olsaydı, bunu hisseder miydim? Kıskançlığa doğru mu gitti yoksa ben gerçekten kötü bir insan mıyım bilmiyorum. Kendimi suçluyorum bazen, sende kibir var, o kadının suçu ne, ayrıca sana ne diyorum. Ama yenemiyorum bu söylediğim ikinci evlilik nasılsa diyerek yapılan boş vermişliği. O kadına yapılanları ben zaten asla istemem, nişan, kına, düğün böyle şeyleri hiç sevmedim, çocukluğumdan beri irite olduğum şeyler. Hani ilk evliliğim olsa, yapalım yapmazsak bu iş olmaz deseler, ben ayrılırım o derece. Ama bu his neden var o zaman? Neden böyle düşünüyorum. Saçmalıyor muyum, beni kendime getirin, size güveniyorum. İş ciddiye binmeden ya herro ya merro demem gerek. Kısır döngüye girdim resmen. Hatalıysam bana hata mı gösterin, haklıysam gösterin istiyorum. Kendimi haklı göremediğim için, ilişkiyi ne bitirebiliyorum ne devam edebiliyorum.

Sevgiler, saygılar, öpücükler.
Ayrıl.
Net!
 
Ben ikinci evlilik mevzusunun sizin veya ilk eşin şahsına özel bir tutum değil tamamen yaşanmışlıkların etkisi olarak görüyorum. Aslında farkında olmadan biz de tecrübelerimizi yeni hayatımıza giren insanlara yansıtıyoruz ister istemez. Ama eğer sizin şahsınıza özel bir davranış olduğunu düşünüyorsanız da bence devam ettirmeyin uzun vadede yine üzüleceksiniz
 
Back
X