- 29 Eylül 2014
- 9.450
- 18.710
- 498
- Konu Sahibi Mutlak Butlan
- #1
Günaydın hanımlar. Kafam allak bullak. Ben sınırları keskin olan, zor bir insanım. Çevreme kafamda ki sorunları anlattığım zaman genelde haksız çıkarım. Size güveniyorum, farklı bakış açısı vereceğinize inanıyorum, bu yüzden size sormak istiyorum.
Hayatımda biri var ve aşık oldum. Ciddi düşünme noktasına gelecek kadar kapıldım gittim. Ben boşandım, çocuğum yok, o da boşanmış ve çocuğu yok. Ben boşanalı 8 ay oldu ama zaten çok öncesinde bitmişti bende her şey. Hatta eski eşime boşanmak istediğimi söylediğimde, artık sana sadakat yükümlülüğüm yok o zaman demişti ve sevinmiştim, inşallah birini bulur benden hızlıca boşanır diye. O derece bitmişti yani. Hayatıma giren insanı 6 aydır tanıyorum, sevmek sevilmek istiyorum artık diye çıktığım bu yolda, karşıma çıka çıka bu vatandaş çıktı. Neden böyle diyorum, açıklayayım hemen.
Biz birbirimize duygularımızı anlattığımızda, iş ciddi düşünelim kısmına geçtiğinde, ağzından sürekli nasılsa ikinci evlilik buna gerek yok, şuna gerek yok dedi durdu. Ailesine hayatında biri olduğunu söylediğinde, ailesi de aynısını söylemiş, olursa nasılsa ikinci evlilik fırt zırt. Bu söylem bende aşırı bir değersizlik duygusu oluşturdu. Ben zaten düğün, altın sevmem, takmam, takı sadece küpe takarım. Ailemin maddi durumu çok iyi, benim maddi durumum onlara göre iyi. ailemin malvarlığının yanından geçemiyorum yani. Görüştüğüm kişinin ailesinin de malvarlığı var, hatta sanırım 1 tık bizden iyi durumdalar. Bu aşık olduğum şahıs (şahıs diyorum çok sinirliyim), önceki evliliğinde eski eşine yapılanları anlattı bana (iyi halt etti) . Yatlarda kınalar, 5 yıldızlı otellerde nişanlar, yine bilmem nerede (hepsi çok lüks) düğünler, takılan altınlar. Aile ve adam bana gelince nasılsa ikinci evlilik diye umursamaz söylemlerde bulundular. . Zaten önceki evliliğimde son 3 yıl hiç değer görmedim. Açık konuşayım benim altın, düğün beklentim şu kadar olsun, şöyle olsun değil. Benim zaten param var. Mesleğim var her ne kadar ara vermiş olsam bile. İstediğim zaman yine devam edebilirim mesleğime. Avukatım, iyi eğitimliyim, ailem deseniz öyle, ailemin ailesi deseniz öyle, üniversite mezunları hepsi, ilk kurulan üniversitelerde okumuş ölmüşlerimiz var. . Salak gibi çok fedakarım. Eski eşime boşanırken yüklü para verdim, hem benden boşansın hem maddi olarak sıkıntı çekmesin diye. Böyle bir salağım yani. Evet geçimsiz, huysuz olabilirim ama değer verdiğim insanları korurum, arkadaşım vardı sanaldan tanıştığım, inanın kızlar, ona bile sadaka niyetine yardımda bulundum. Eşi ona para vermiyordu, boğazından kısıyordu, git istediğini al diye, çocuğuna hediye gönderdim. Hani ben, elimde varsa paylaşırım. Paylaşmanın bana daha çok getirdiğine inanırım ve bunu yaşadım hep. İnsanları mutlu etmeyi severim. Bunları neden anlattım derseniz hemen aşağıda açıklıyorum;
Görüştüğüm kişinin eski eşinin eğitim, maddi, aile durumu, aile eğitim durumu bana göre çok düşük, uçurumlar var aramızda. Ben şimdi bu nasılsa ikinci evlilik, şuna gerek yok buna gerek yok (onlar yapalım dese ben ve ailem zaten istemeyeceğiz, ama ilk adımda bu söylemler üzdü) dediklerinde kendimi eski eşi ile kıyasladım. Benden ne fazlası var noktasına doğru ilerledi kirli düşüncelerim. Benden iyi durumda olan biri olsaydı, bunu hisseder miydim? Kıskançlığa doğru mu gitti yoksa ben gerçekten kötü bir insan mıyım bilmiyorum. Kendimi suçluyorum bazen, sende kibir var, o kadının suçu ne, ayrıca sana ne diyorum. Ama yenemiyorum bu söylediğim ikinci evlilik nasılsa diyerek yapılan boş vermişliği. O kadına yapılanları ben zaten asla istemem, nişan, kına, düğün böyle şeyleri hiç sevmedim, çocukluğumdan beri irite olduğum şeyler. Hani ilk evliliğim olsa, yapalım yapmazsak bu iş olmaz deseler, ben ayrılırım o derece. Ama bu his neden var o zaman? Neden böyle düşünüyorum. Saçmalıyor muyum, beni kendime getirin, size güveniyorum. İş ciddiye binmeden ya herro ya merro demem gerek. Kısır döngüye girdim resmen. Hatalıysam bana hata mı gösterin, haklıysam gösterin istiyorum. Kendimi haklı göremediğim için, ilişkiyi ne bitirebiliyorum ne devam edebiliyorum.
Sevgiler, saygılar, öpücükler.
Hayatımda biri var ve aşık oldum. Ciddi düşünme noktasına gelecek kadar kapıldım gittim. Ben boşandım, çocuğum yok, o da boşanmış ve çocuğu yok. Ben boşanalı 8 ay oldu ama zaten çok öncesinde bitmişti bende her şey. Hatta eski eşime boşanmak istediğimi söylediğimde, artık sana sadakat yükümlülüğüm yok o zaman demişti ve sevinmiştim, inşallah birini bulur benden hızlıca boşanır diye. O derece bitmişti yani. Hayatıma giren insanı 6 aydır tanıyorum, sevmek sevilmek istiyorum artık diye çıktığım bu yolda, karşıma çıka çıka bu vatandaş çıktı. Neden böyle diyorum, açıklayayım hemen.
Biz birbirimize duygularımızı anlattığımızda, iş ciddi düşünelim kısmına geçtiğinde, ağzından sürekli nasılsa ikinci evlilik buna gerek yok, şuna gerek yok dedi durdu. Ailesine hayatında biri olduğunu söylediğinde, ailesi de aynısını söylemiş, olursa nasılsa ikinci evlilik fırt zırt. Bu söylem bende aşırı bir değersizlik duygusu oluşturdu. Ben zaten düğün, altın sevmem, takmam, takı sadece küpe takarım. Ailemin maddi durumu çok iyi, benim maddi durumum onlara göre iyi. ailemin malvarlığının yanından geçemiyorum yani. Görüştüğüm kişinin ailesinin de malvarlığı var, hatta sanırım 1 tık bizden iyi durumdalar. Bu aşık olduğum şahıs (şahıs diyorum çok sinirliyim), önceki evliliğinde eski eşine yapılanları anlattı bana (iyi halt etti) . Yatlarda kınalar, 5 yıldızlı otellerde nişanlar, yine bilmem nerede (hepsi çok lüks) düğünler, takılan altınlar. Aile ve adam bana gelince nasılsa ikinci evlilik diye umursamaz söylemlerde bulundular. . Zaten önceki evliliğimde son 3 yıl hiç değer görmedim. Açık konuşayım benim altın, düğün beklentim şu kadar olsun, şöyle olsun değil. Benim zaten param var. Mesleğim var her ne kadar ara vermiş olsam bile. İstediğim zaman yine devam edebilirim mesleğime. Avukatım, iyi eğitimliyim, ailem deseniz öyle, ailemin ailesi deseniz öyle, üniversite mezunları hepsi, ilk kurulan üniversitelerde okumuş ölmüşlerimiz var. . Salak gibi çok fedakarım. Eski eşime boşanırken yüklü para verdim, hem benden boşansın hem maddi olarak sıkıntı çekmesin diye. Böyle bir salağım yani. Evet geçimsiz, huysuz olabilirim ama değer verdiğim insanları korurum, arkadaşım vardı sanaldan tanıştığım, inanın kızlar, ona bile sadaka niyetine yardımda bulundum. Eşi ona para vermiyordu, boğazından kısıyordu, git istediğini al diye, çocuğuna hediye gönderdim. Hani ben, elimde varsa paylaşırım. Paylaşmanın bana daha çok getirdiğine inanırım ve bunu yaşadım hep. İnsanları mutlu etmeyi severim. Bunları neden anlattım derseniz hemen aşağıda açıklıyorum;
Görüştüğüm kişinin eski eşinin eğitim, maddi, aile durumu, aile eğitim durumu bana göre çok düşük, uçurumlar var aramızda. Ben şimdi bu nasılsa ikinci evlilik, şuna gerek yok buna gerek yok (onlar yapalım dese ben ve ailem zaten istemeyeceğiz, ama ilk adımda bu söylemler üzdü) dediklerinde kendimi eski eşi ile kıyasladım. Benden ne fazlası var noktasına doğru ilerledi kirli düşüncelerim. Benden iyi durumda olan biri olsaydı, bunu hisseder miydim? Kıskançlığa doğru mu gitti yoksa ben gerçekten kötü bir insan mıyım bilmiyorum. Kendimi suçluyorum bazen, sende kibir var, o kadının suçu ne, ayrıca sana ne diyorum. Ama yenemiyorum bu söylediğim ikinci evlilik nasılsa diyerek yapılan boş vermişliği. O kadına yapılanları ben zaten asla istemem, nişan, kına, düğün böyle şeyleri hiç sevmedim, çocukluğumdan beri irite olduğum şeyler. Hani ilk evliliğim olsa, yapalım yapmazsak bu iş olmaz deseler, ben ayrılırım o derece. Ama bu his neden var o zaman? Neden böyle düşünüyorum. Saçmalıyor muyum, beni kendime getirin, size güveniyorum. İş ciddiye binmeden ya herro ya merro demem gerek. Kısır döngüye girdim resmen. Hatalıysam bana hata mı gösterin, haklıysam gösterin istiyorum. Kendimi haklı göremediğim için, ilişkiyi ne bitirebiliyorum ne devam edebiliyorum.
Sevgiler, saygılar, öpücükler.