Tamamlanamamışlık Hissi


kendimi okudum gibi. konuyu takipeyim. benim de toparlanmaya ihtiyacım var.
 
Ya çok teşekkür ederim. Haklısınız aslında. Bazen çok soğuk sokaktan eve döndüğümde, çok açken yemek yediğimde, ne bileyim karın ağrım geçtiğinde çok zengin hissediyor ve şükrediyorum. Ama bazen işte insan duygularına yenik düşüyor. Ben de toparlanmak için uğraşıyorum. Bazen olmayınca da kendime kızıyorum işte. İnsanlar için bir şeyler yapmak kendimi daha iyi hissettirecek buna inanıyorum, öyle bir alan da arıyorum kendime. Umarım hepimiz kendi sahnemizi bulur, orada devleşir ve çok mutlu oluruz. Babanıza Allah rahmet eylesin, güzel çocuklarınız ve eşinizle çok mutlu olun
 
kendimi okudum gibi. konuyu takipeyim. benim de toparlanmaya ihtiyacım var.
Hadi bakalım belki biraz kendini toparlamaya ihtiyacı olan insanların fikir aldığı, kendini bulduğu bir başlık olur burası. Çok kişi yararlanırsa çok mutlu olurum.
 
Sanat yapabilecek kapasitede biri olarak iyi dileklerimi ilettiğim için üzgünüm. İçsel sorunlarınızı tiyatrolaştırmak isterseniz seve seve oynayarak aybımı kapatmak için canla başla çalışırım
 

dedigim gibi buradan asil niyetini cözemem yazdiklarindan ilk anladigima bakarsak dalga geciyorsun su an
 
Tamam kitaba filme meditasyona hobiye vs de ihtiyaç var da.. Bunlar hayattaki önemli şeyler değil ki. Bunlarla tamamen tamamlanan insana şaşırırım zaten. Onlar sevdiğimiz için yapacağımız şeyler. Mesela. ben de İspanyolcayı çok severim fırsat buldukça çalışırken ve sonra anlarken konuşurken eğlenirim. Ama o an eğlenmek için yaptığım basit bir aktivite daha çok.Ve sadece bir araç.

Bana göre insan hayatında çoğu şey sosyal.. Yani biraz arkadaşlarınızla konuşun eğlenin hobilerinizi birbirinizle yapın, ailenize öğrendiklerinizi öğretin, sevgilinizle izleyin filminizi, okulda hocalarınıza sorun aklınıza takılanları bir kurs çıkışında yeni tanıştığınız insanlarla öğrenmeye devam edin ve paylaşın. Bu şekilde her şey anlamlamlaşıyor ve tamamlanıyor bence. Ha herkesçe öyle değildir o zaman sadece yaptığınızdan zevk alıp tamamlanırsınız o da olbilir.

Bu arada eziklik duygusu demişsiniz mesela o da insanlarla ilişkinizle çözülecek bir şey. Daha çok şey bilmek bi yere kadar yarar sağlar ama yeterince konuşcak bilginiz mutlaka vardır. Bu da insanlarla deneyim deneyim.. Diğer insanlarla paylaşıp kendiniz atmak ortaya mükemmel olmayı beklemeyin çünkü iyi ve rahat olmanın en iyi yolu deneyim
 
Mmm siz de sosyla paylaşımı artırmanın iyi geleceğini düşünüyorsunuz. Şimdi fark ettim, karantina öncesi süreçte de çok uzun zamandır arkadaşlarımla bir sosyal aktivite içerisinde olmamışım. Zorunlu yüz yüze gelişler dışında görüşmemişim de. Karantina bitince acısını çıkarayım en iyisi. İyi hissettireceğine inanıyorum. Teşekkür ederim.
 
bence insanı insan yapan tam da bu his. ölene dek öğrenme ve kendini geliştirme isteği. boş başak gibi dimdik durup böbürlenmek yerine hep daha iyisi için adım atmak istemek. biz kadınlar daha yatkınız eksiklerimizi görmeye, o yüzden bence biz bir tık daha insanız ve insanca öleceğiz.

bunun dışında, ailenle yaşadıkların için zaten tedavi görüyormuşsun. atlatabileceğine inan. önce kendine inan ki, bu tamamlanmamışlık hissiyle barış. eksiklerle barışınca beraber yaşanabilir hale geliyorlar. ve seni dibe çekmeyi bırakacaktır bu duygu böylece.
 
Ben kafamın içine o kadar dalmış kadar meşgulmüşüm ki ben zaten karantinadaymışım. Arkadaşımla otururken de bir yerde eğlenirkende orda değilmişim, hep kafamın içinde boşluk ve sorunlara odaklıymışım. Güler gibi yapıyormuşum, dinler gibi, anlatır gibi. Hiç bir anımda tam orda değilmişim. Uzun zamandır evdeyim ve ben de hiç birşeye özlem yok sanki hep evden çıkmadan yasıyormusum gibi. Çünkü hiç beynimden kafamın içinden kaçamamışım öncesimde de. Karantinadan hiç şikayet etmemek de bir anormallik. Onu yaşadım.
Hata yapan insanlara, kendini özgürce ortaya koyanlara, duygularını hareketlerini başkaları ne düşünür, sevilmezmiyim diye düşünmeyen insanlara, kendi hayatının başrolünü üstlenmiş insanlara hayranlık duyuyorum. Öyle insanlar dış görünüşleriyle. Saçıyla başıyla, güzelliğiyle, çirkinliğiyle, bilgisiyle değil de tamamen yaşam enerjileriyle, kendi özgün kişilikleriyle var oluyorlar. Yani benim istediğim ve yapamadığım. Bi bana kötü demesin sevsinler beni hissiyatı var içimde. içimde bu içgüdü var farkındayım. Sebebini de biliyorum. Dramatik geçmişe tutunup deşip durmakta doğru bulmuyorum. Kabul edip yola devam etmek. Teorikte ne yapılması gerektiğini biliyorum ama pratikten kalıyorum. Bazen mutlu olduğum zaman da bile içimde kocaman bir boşluk duyuyorum. Biraz uzun oldu ama konunun cevaplarını merak ediyorum
Gelmişken içimi dökeyim dedim sorry
 
Bakın bu açıdan da bakmamıştım daha önce. Böyle düşünmek iyi hissettirdi, teşekkür ederim
 
Ben de onu düşünüyorum bu günlerde. Ben de hiç şikayetçi olmadım karantinadan. Birileriyle konuşurken laf olsun diye "Pff bilmem kaç gündür evden çıkmıyorum, ayakkabı giymeyi unuttum ahaha," gibi şeyler deyip durdum. Bitecek diye endişelendiğimi hissettim geçenlerde. Bitecek ve ben kendimi ait hissetmediğim bazı çevrelere dönmek zorunda kalacağım.
Bi bana kötü demesin sevsinler beni hissiyatı var içimde.
Bu geçtiğimiz yıllarda bende de vardı ama şu sıralar beni sevmelerini pek umursamıyorum. Eskisi kadar benim hakkımda ne derler kaygılarım da yok. Ben kendi kendimi yiyorum daha çok. Mükemmeliyetçiyim ve şöyle mi böyle mi diye çok eleştiriyorum kendimi. Gelinini bir türlü beğenmeyen, ne yapsa bir bahane bulan gıcık bir kaynana gibi iç sesim var.
Biraz uzun oldu ama konunun cevaplarını merak ediyorum
Gelmişken içimi dökeyim dedim sorry
İyi ki döktünüz içinizi. Konunun size de faydası olursa çok sevinirim. Bakalım en sonunda katarsis başlığına mı dönüşecek konu
 
Yaşadığınız hisleri tarifinize göre, tam olarak yıllardır hissettiğim şeylerin aynısı.
Bende hep bir boşluk hissi vardır hep. Hayatla ilgili tatmin olmamışlık. Yaşlı ya da ölüme yakın biri gördüğümde acaba hayatından tatmin oldu mu diye düşünürüm hep, herkesin de benim gibi düşündüğünü zannederim ama söyleyince şaşırırlar. Bu tatmin olmamışlık hissi hiç geçmeyecek gibi gelir. Oysa yapmak istediğim bir sürü şey vardır aslında. Bir şeyleri idealize ederim ve onları yaparsam ya da idealize ettiğim kişi gibi olursam hayatımdan tatmin olurum gibi gelir. Ama hiç yapamam. Oğlum doğduktan sonra çocukluk, ebeveynlik hakkında çok okuma yaptım. Bütün bunların çocukluktan geldiğini fark ettim. “Çocuklukta ihmalin izi:Boşluk hissi” isminde bir kitap gördüm. Henüz okumadım ama başlığı durumumu açıklar diye düşünüyorum. Aslında anne babamı çok severim, çok iyi insanlar. Ama eskinin ebeveynlik anlayışları herkeste yaralar bıraktı. Annem hep meşguldür mesela. Ben onu aramasam o beni iki ay aramaz. Babam da tam tersine çok baskıcı be evhamlıdır. İlkokul öğretmenim de sizinki gibi biriydi. Tembelleri döver, ben çalışkan olduğum için beni kayırırdı. Psikoloji ile ilgilendiğinize göre ebeveynlik, çocuk psikolojisi ve yaşamın ilk yılları hakkında okuma yapmak ne yaşadığınıza dair sorularınıza cevap olabilir. Ben oğlum doğduğundan beri az çok çözüyorum ve değişiyorum diyebilirim. Yine de böyle durumlarda iyi bir profesyonel destek ya da terapi almak gerektiğine inanıyorum. Gece vakti, uykuluyum tüm mesajları okuyamadım. Ama bu konu o kadar benim konum ki, ilgiyle takip ediyor olacağım başlığı.
 
Çok benzer duygu ve düşünceler içindeymişix.
Bir şeyleri idealize ederim ve onları yaparsam ya da idealize ettiğim kişi gibi olursam hayatımdan tatmin olurum gibi gelir.
Şu cümleniz tam olarak beni anlatıyor ne eksik ne fazla.
Psikoloji ile ilgilendiğinize göre ebeveynlik, çocuk psikolojisi ve yaşamın ilk yılları hakkında okuma yapmak ne yaşadığınıza dair sorularınıza cevap olabilir.
Hiç çocuk psikolojisi, ebeveynlik gibi konularda okumamıştım nasılsa çocuğum yok diye. Ama siz böyle deyince şimdi ilgimi çekti. Bu konuda da okumalar yapmalıyım. Teşekkür ederim güzel önerileriniz için. Umarım sizin de yararlanacağınız bir başlık olur.
 
Yaa canım. Kanki bişey diyeceğim, karantinada sürekli üretken olma zorunluluğu hissetmek, kendimizden aşırı yüksek beklentilerimiz ve günümüzde insanların sapıklık derecesindeki wellness, mutluluk ve üretkenlik takıntıları da buna sebep oluyor olabilir. Sorununun bir kısmı özgüven eksikliğiyse diğer yüzü bence ruh hastası toplum. Üretkenlik, mükemmellik, zayıflık, güzellik, başarı, hem herkese benzeyelim hem herkesten farklı olalım, rakiplerimizin arasından sıyrılalım kafaları. Bu baskılar da elbette mutsuz ve enerjisiz yapıyor.

Ben de sürekli ne kadar çirkin şişman ve boş bir insan olduğumu düşünüyorum çünkü şu aralar "ev arkadaşımla kavgamı anlatıyorum" filan gibi aptal YouTube videoları izleyerek bisküvi yiyorum. Ne bir okudum, ne bir film izledim, ne de yapmam gereken işleri yaptım. Sağlık olsun napalım yani?
 
benzer seyler hisediyorum bende.tamamen yetistirilme yada travma.ben hep anksiyetem oldugunu dusunurdum pskolgumla konusunca obsesif oldugumu takintili oldgumu soyledi kisaca herseyi kontrol edemeyecegini dusun mukemmelliyetcilik ten kaynaklaniyor bence hep eksik hisetmen
 
oldugu kadar olmadigi kader deyip kenara gecmeyi cok isterdim bende hep yapadiklarim da aklim hep bi ezik dusunceler.su dunyaya bidaha gelsemzengin olmayi falan degil gamsz omayi isterdim
 
Sizi önceki konularınızdan biliyorum. Çok güzel bir iş yapıyorsunuz gerçekten. Takdir etmiştim ilk gördüğümde de.
Sürekli mutlu olmak zorunda hissetmek bence de sağlıksız bir ruh hali.
Ben daha çok Kumdan Kale un yazdığı gibi kafamda ideal bir ben oluşturdum ve onun gibi olamadıkça kendimi yiyorum. Kendimi belli normlara bağlı kalmadan sevmek isterdim. Ama biraz salmak iyi gelecek sanki. Teşekkür ederim
 
Kesinlikle öyle
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…