- 20 Şubat 2015
- 4.863
- 2.614
KK'da okuyup da anlamını bilmediğim ilk kelime de bu oldu: "Pırtı".
Maksat genel kültür olsun konu sahibesi hangi yörenin bohça adeti bu tam olarak, nerelisiniz yani?
Derdinize gelince bu evlenme sürecindeki alışveriş geleneklerinin; bohçaların, pırtıların özünde bi anlamı, her ne kadar ataerkil ve sinir bozucu olsa da kendi halinde iyi niyetli bi alt yapısı var.
Daha doğrusu var-mış ama o günler geride kalalı baya oldu. Günümüze uyarladığınızda çıkarcı, samimiyetsiz ve huzur kaçıran angaryalara dönüşmekten başka bi işe yaramıyorlar.
Anneannem anlatır; evlenene kadar onun tabiriyle 2 tane fistanı (çicekli elbisesi), bi kaç tane de yazması (iğne oyalı tülbentlerden bahsediyo) varmış.
İç çamaşırı, gecelik, pijama bunları geçiyorum zaten; büyük ihtimalle onun yaşadığı köyde bildiği tek iç çamaşırı şu dize kadar gelen beyaz içliğimsi çamaşırdı.
Zaten kimse de kızına ondan fazlasını almazmış onun döneminde, bütün yatırımlar erkek evladaymış.
Şu durumda anneanneme yapılan bohçayı, alınanları, yeni düzülen gardırobu, altınları anlayabiliyorum. Çünkü kendi kendine çalışıp para biriktirmesine izin verilmeyen, ailesinin el oğluna gidecek diye çöp dahi alınmayan bi kadının ihtiyaçlarını karşılamak için bulunan formül buymuş o dönem.
Ama yıl olmuş 2015, sizin dolabınız dolu annenizin vermemekle tehdit ettiği bi ton kıyafetle, erkek tarafına bi şeyler alabildiğinize göre maddi olarak size destek de oluyorlar. E sizin de bi mesleğiniz vardır büyük ihtimalle.
Şu durumda erkek tarafından size dolap düzmesini beklemek, pantolon, ceket, döpiyes peşinde koşmak, aman taşlı terlikten de geri kalmayayım demek yiyicilikten başka bi şey değil kusura bakmayın. Aynı şey müstakbel kocanız için de geçerli. Pijamasını, donunu, ceketini kendisi alsın bi zahmet.
Zaten kendi eşini kendi seçen, evlilik kararını kendi alan iki yetişkin ailelerine niye bel bağlar onu da anlamam. Yani görücü usulüyle kitlemediler ki sizi birbirinize. Bi yola çıkan insan o yolu hesap kitabını da kendisi yapmalı.
O takılan altınlar paralar size destek olma amaçlı zaten. Fazlası açgözlülük artık bana göre.
Bence nisanlinizi zerre sevdiginizi sanmiyorum öyle görünüyor. Zaten yorumlarda da nisamlim yerine "damat" demissiniz hep. Bende evlendim ama bunları dahi almadilar çanta ayakkabı terlik bilezik set falan aldilar gecelik filan yoktu onu esimle aldim. Annem de beğenmedi ama ben ortayi yapmaya calistim hep Esim üzülmesin diye. Çul caputla evlilik mi olur sevgi saygi huzur önemli olan . O pantolonları badileri evlenincede alirsin zor mu yani .Kendini yıpratmaya değmez pili pirti için ..
KK'da okuyup da anlamını bilmediğim ilk kelime de bu oldu: "Pırtı".
Maksat genel kültür olsun konu sahibesi hangi yörenin bohça adeti bu tam olarak, nerelisiniz yani?
Derdinize gelince bu evlenme sürecindeki alışveriş geleneklerinin; bohçaların, pırtıların özünde bi anlamı, her ne kadar ataerkil ve sinir bozucu olsa da kendi halinde iyi niyetli bi alt yapısı var.
Daha doğrusu var-mış ama o günler geride kalalı baya oldu. Günümüze uyarladığınızda çıkarcı, samimiyetsiz ve huzur kaçıran angaryalara dönüşmekten başka bi işe yaramıyorlar.
Anneannem anlatır; evlenene kadar onun tabiriyle 2 tane fistanı (çicekli elbisesi), bi kaç tane de yazması (iğne oyalı tülbentlerden bahsediyo) varmış.
İç çamaşırı, gecelik, pijama bunları geçiyorum zaten; büyük ihtimalle onun yaşadığı köyde bildiği tek iç çamaşırı şu dize kadar gelen beyaz içliğimsi çamaşırdı.
Zaten kimse de kızına ondan fazlasını almazmış onun döneminde, bütün yatırımlar erkek evladaymış.
Şu durumda anneanneme yapılan bohçayı, alınanları, yeni düzülen gardırobu, altınları anlayabiliyorum. Çünkü kendi kendine çalışıp para biriktirmesine izin verilmeyen, ailesinin el oğluna gidecek diye çöp dahi alınmayan bi kadının ihtiyaçlarını karşılamak için bulunan formül buymuş o dönem.
Ama yıl olmuş 2015, sizin dolabınız dolu annenizin vermemekle tehdit ettiği bi ton kıyafetle, erkek tarafına bi şeyler alabildiğinize göre maddi olarak size destek de oluyorlar. E sizin de bi mesleğiniz vardır büyük ihtimalle.
Şu durumda erkek tarafından size dolap düzmesini beklemek, pantolon, ceket, döpiyes peşinde koşmak, aman taşlı terlikten de geri kalmayayım demek yiyicilikten başka bi şey değil kusura bakmayın. Aynı şey müstakbel kocanız için de geçerli. Pijamasını, donunu, ceketini kendisi alsın bi zahmet.
Zaten kendi eşini kendi seçen, evlilik kararını kendi alan iki yetişkin ailelerine niye bel bağlar onu da anlamam. Yani görücü usulüyle kitlemediler ki sizi birbirinize. Bi yola çıkan insan o yolu hesap kitabını da kendisi yapmalı.
O takılan altınlar paralar size destek olma amaçlı zaten. Fazlası açgözlülük artık bana göre.
Iste tam benim düsüncem! Ve ilginc olan ne biliyormusun? Gelinden kv'nin evini temizlenmesini bekleyen kv'ye, beraber yasamak istiyen kv'deye "siz hangi devirde yasiyorsunuz" derler.
Ama bohca icin öyle demezler niyese. Bohca adet oluyormus. Baskasina donunu, sütyenini aldirmak evet, harika ve üstün olan Türk kültürünü gösteriyor canim. Elbette bunun gibi adetleri unutmayalim, yoksa "gavurlar" gibi kendi donumuzu alamayiz ya aaa, ayip olur, kültürümüzü korumamiz lazim
Teşekkür ederim, sizin de içinizden geçeni yazabildiysem çok sevindimAlıntıda gördüm, özellikle arayıp beğendim. Gerçekten harika bir yorum.
Bohça hazırlığı nı anlarım ama. Bu insanlar seni baştan aşağı giydirmek zorunda mı. tabi oturduğunuz yerde adet böyleyse bilemem. Bohça alışverişinde makyaj seti gecelik iç çamaşırı vs olur. Erkek tarafı içine başörtüsü seccade patik falan koyar. Ben kendime elbise aldırtmazdım şahsen. Utanır dım. Ama oturduğunuz yerde adet bu herkese yapılıyor size yapılmıyor sa sizi anlarım çünkü böyle yerlerde aylarca dedikodu yapılıyorhaklısınız ben zaten buraya size danışmak için yazdım.. kimsenin dolduruşuna gelmeden
annemn öyle ağlamasına dayanamadm sadece
keşke ben abartıyor oluyum keşke bu beni daha cok mutlu eder..
aksamdan beri stres skntı beni öldürecek
yok canım bunlar eller nasıl gelin gitti ben nasıl göndercem kızımı derdinde çula çaputa tamah eden insanlarBohça alışverişinde o kadar sıkılmış ve sinirlenmistim ki kendimi "kezban paris' te" filmindeki ezik Hülya Koçyiğit gibi hissetmistim. Hatta alınan şeyleri secmedim bile. Bir ara üçüncü ic çamaşırını almaya meyleden eltime "ben kendime çamaşır alabiliyorum" diye cikistim ve akabinde bunların adet olduğu cevabını aldim.
Abartiyor muyum diye sormussunuz. 2015 yılında hayatina yeni giren insanlara kıyafet aldirmaya çabalayan, az aldıkları için ağlayan kadınların o filmdeki kezban'dan farklari yok nazarimda. Biraz gurur, bir nebze de olgunluk olsa bu konuyu acmaya lüzum gormezdiniz. Anneniz de sizden ayrılacağı için uzulsun bohcaya degil. Te allam ya.
Hey maşallah nerden alınıyor pahalı gelinler? Kilosu kaça acaba? Şimdi siz alınıyorsunuz ya sizi alanın malı oluyorsunuz haliyle değil mi? Ne berbat adetler bunlar iyiki böyle bir ortamda yetişmemişim ailemden çevremden utanırdım.Bizde de böyledir. İndirimden gelin alma yoktur. Herkes elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır.
Hep ayni cumleyi kurmussun.. siz adetinize gore bohca yapmissiniz,onlar adetine gore hareket ediyor. Kiyaslamak anlamsiz..hayır öyle değil .. elbetteki olmasada olur zaten..
ama bizde damat tarafına herşeyini aldık a dan z ye .. herşeyini adetler gereği ee şimdi durum böyleyken erkek tarafının bu yaptı haksızlık olmaz mı sizcede.