Merhabalar
Ben memur bir ailenin 2 kızından biriyim . Hep tek düze bir hayat yaşadım. Ne çok paramız vardı ne de az. Gittikçe büyüyen yaşlarımız üniversiteler masraflarımız derken hep birşeyleri yettirmeye çalıştık. Memur bir ailede büyüyenler gayet iyi bilirler bu durumu. Her istediğimizi yapamaz her istediğimizi alamazdık veya sırayla alırdık yapardık ama kafamız rahattı. Öyle gözü yükseklerde veya gösteriş meraklısı bir yetişme tarzımız hiç olmadı. Gel zaman ünv okuduğum yıllarda biriyle tanıştım. Teknikerdi ve ticaretle uğraşan fakat çokta başarılı olmayan bir aileden geliyordu. Öyleki ailesi ticareti çok iyi bildiklerini sanıp çalışmayı sevmeyen ve sadece gösteriş meraklısıydı. Her kazandığıyla ailesine destek olan 23 yaşında bir gençti sevgilim. Babası aile nedir bilmez içki ve kumarı olan annesi ve oğlu üzerine birsürü borç yapan biri anneside kocasından kurtulmak için kendi oğlunu hayat sigortası olması için yetiştirmiş gerek yalanlarla gerek gözyaşlarıyla kandırmış fakat boşandıktan sonra gerçek amacının oğlu tarafından farkedildiği bir kadın. Sevgilim boşanmalarından sonra önce annesini yanına aldı psikolojsi düzelsin diye cebindeki son krşa kadar onun mutluluğu için gezdirdi yedirdi içirdi. Daha sonra annesinin onu yaşayamadığı gençliğini yaşamak için kullandığını ve üzerine internette biriyle tanışıp sevgili olduğunu yakalayarak büyük bir buhrana girdi. annesi yaptıklarını görmek istemeyip küçüklüğünden beri işlediği oğlunun ona karşı oluşunun sebebini bana bağladı. Tabi Annesinin bahsetmediğim çok daha fazla hataları oldu. Daha sonra babasını yanına aldı. Bu arada sürekli iş peşinde olan sevgilim kendi işi haricinde birde market açıp 6 da işten çıkıp gece 1 e kadar markette çalışırken 60bin tl ye taksitle sıfır bir araba aldı. O sene dgs ye girip çok istediği mühendislik bölümünü özel bir ünv de kazandı ve arabayı satıp okumak istediğini fakat marketin işlemesi için 3 sene babasından başında durmasını ve destek olmasını ( her ne kadar çalışmayı sevmesede) istedi. Velhasıl okuluna gitti geldi markette durdu babasıda destek oldu. Fakat zaman geçtikçe babası para kazandıkça pavlara gitmeye başladı içkisi hep vardı. sevgilim ailesinin bu durumunu hep düzeltmeye çalıştı sanki onlar sevgilimin hayırsız evlatları gibiydi. 3 senede okulu bitirip kendine güzel bir şirket açtı ve evlenip yuva kuralım diye çok daha fazla ve iyi para kazanmaya başladı.Bunca çalışıp çabalamaya hem madden hem manevi olarak yapayalnzdı. Ailesinin bu durumu bizi daha çok bağladı. Bendeki anaçlık yardım etme destek olma duygusu ondaki birbirini seven destek olan aile tutkusu bizde sevgiye dönüştü. Boşanmalarından sonra biz ,ailesinin sorunlarıyla geçen bir 10 yılın ardından evlendik. Benim ailem büyük bir ailedir. Uzun ömürler versin büyük anneler dedeler teyzeler halalar dayı yenge enişteler kuzenler vs anne ve baba tarafımda birbirine bağlılardır. Eşimi sevgililiğimizin ilk zamanlarında tanıdı benim ailem ve anne ve babasının özel durumları harici neler yaşadığını ne sıkıntılar çektiğini biliyolar ve kendi evlatları gibi seviyorlar. Eşimin bizim ailemizdeki birlikteliği görmesi Evlilik aşamasında istemedende olsa annesiyle tekrar bağ kurmak zorunda kalmasına sebep oldu. Ne de olsa bu işler iyide olsa kötüde olsa ailesiz eşsiz dostsuz olmuyor. Biz evimizi düğünümüzü ben ailem ve eşim ile birlikte yaptık. Ne annesi ne babası ne maddi ne manevi destek oldu. Okadar alışmışlarki eşimin onlara bakmasına. Çalışıp para kazanmaktansa acıtasyon yapıp eşime kendilerine baktırmayı görev edinmişler. Maddiyatı geçtim manevi bile destek olmadılar. Ben bunları bile bile evlendim.eşimi asla kötüde olsa kızsamda ailesi ile benim aramda bir seçim yapmaya zorlamadm. Çünkü bizim amacımız annesinede babasınada bir ekmek kapısı açıp çalışmalarını sağlayarak veya sigortalarını ödeyip emekli ederek üzerimizden çekilmelerini sağlamaktı. Hiç kötü düşünmedik sınav dedik ortada bırakmak istemedik. Buna rağmen annesi tarafından sırf beni memnun etmeye çabalaması evliliğimizi huzurlu ve mutlu geçim olması için çalışması eşimin kılıbık ilan edilmesine, babası tarafından ise bunca kazanırken pavlara gidip yaşaması teşvik edildi. Tabiki eşim ailesinin ne kadar cahil ve bencil insanlar oldukları sevmenin aile olmanın ne demek olduğunu bilmedikleri için dikkate bile almadı ama içten içe büyüklerinden bunları duyduğunada şaştı kaldı. Ailesini ve eşimi tanıyan herkes eşimin o aileden nasıl çıktığına şaşırır oluyor.
Özetin bu kadar uzun olması gerçekten bir romanlık hayatı yazmak istememe sebep oluyor.
şuan mı? Evet şuan 3 yıllık evliyim 6 aylıkta oğlumuz var. Eşim ile birbirimizi Allah bozmasın hep tamamlıyoruz. O kadar anlayışlı bir eşe sahip olduğum için Allaha hep şükrediyorum. eşimin ‘ tek isteğimin beni çok sevecek birinin olmasını Allahtan dilemiştim ve gerçekleşti’ cümlesi hala kulağımda. Belkide bir insanoğlunun hayatta ilk ve tek güveneceği kişilere sahip olamadığını görmek hayattaki en sevdikleri tarafından sırtından bıçaklanması benim kişiliğimde büyük bir haksızlık izlenimi bıraktığı için onu mutlu etme isteği uyandırdı bende. onun bunca sıkıntı stresli bir hayat yaşaması 30 yaşında şeker ve tansiyon hastası olmasına sebep oldu.son 1 senedir maddi sıkıntılar çekmekteyiz. Fakat eşimin sürekli eldeki 3 krşla bile beni memnun etmeye çalışması gezirmek yedirmek içirmek istediğimi almak veya istemesemde kendinin beni ve oğlumuzu rahat ettirip memnun etmeye çalışmanın para harcamaktan geçtiğine inanması onda takıntı oldu. Ben bu takıntısının kesinlikle ailesinin neden olduğunu düşünüyorum.Ve bu durum beni artık rahatsız ediyor. Sanki bize Ve bizim için harcama yapmazsa ailemize huzurumuza birşey olacağından korkuyor. Kendini yıprattıkça yıpratıyor. Paramız varken bol keseden harcıyor yokkende sıkıntı çekiyoruz. Ama ikimizin yaşadığı sıkıntı çok ayrı. Çünkü ben hiç parasızlıktan yakınmadım ya da hiç bişeyi alamadım yapamadım diye gözüm kalmadı. Ama annesi sürekli şunu yapamadım bunu yapamadım demesi onda benim önüme dünyayı sermek istemesine neden oldu. İnsan bazen der ya şu olsada yesek diye. Ben yanlış anlayıp önüme getiremediği için sıkıntı yapacak diye konuşmalarıma bile dikkat eder oldum. Korkum mu ne? Onu kaybetmek. Gerçekten kaybetmek ama. Oğlumun en az benim gibi onunla ilgilenen seven bir babadan mahrum büyümesi. Eşim kendini yıprattıkça hem psikolojik hem bedenen bu düşüncenin sıklıkla aklıma gelmesine neden oluyor. Öyle ki oğlumun 2. İsmine onun ismini verdim onu çok seven baba gibi babasının ismini taşısın istedim.
Çok farklı duygular içine giriyorum. İleriyi göremiyorum. ikimizinde psikolojik destek alması şart. bu özette bile anlatmadığım sayfalara sığmayan çok fazla anı var. Ne düşüneceğimi bilemiyorum kafam karışık duygularım yoğun. Ve bu özeti özellikle yorum okumak için yazdım. Umarım anlatmak istediğimi aktarabilmişimdir. Yorumlarınızı bekliyorum
Ben memur bir ailenin 2 kızından biriyim . Hep tek düze bir hayat yaşadım. Ne çok paramız vardı ne de az. Gittikçe büyüyen yaşlarımız üniversiteler masraflarımız derken hep birşeyleri yettirmeye çalıştık. Memur bir ailede büyüyenler gayet iyi bilirler bu durumu. Her istediğimizi yapamaz her istediğimizi alamazdık veya sırayla alırdık yapardık ama kafamız rahattı. Öyle gözü yükseklerde veya gösteriş meraklısı bir yetişme tarzımız hiç olmadı. Gel zaman ünv okuduğum yıllarda biriyle tanıştım. Teknikerdi ve ticaretle uğraşan fakat çokta başarılı olmayan bir aileden geliyordu. Öyleki ailesi ticareti çok iyi bildiklerini sanıp çalışmayı sevmeyen ve sadece gösteriş meraklısıydı. Her kazandığıyla ailesine destek olan 23 yaşında bir gençti sevgilim. Babası aile nedir bilmez içki ve kumarı olan annesi ve oğlu üzerine birsürü borç yapan biri anneside kocasından kurtulmak için kendi oğlunu hayat sigortası olması için yetiştirmiş gerek yalanlarla gerek gözyaşlarıyla kandırmış fakat boşandıktan sonra gerçek amacının oğlu tarafından farkedildiği bir kadın. Sevgilim boşanmalarından sonra önce annesini yanına aldı psikolojsi düzelsin diye cebindeki son krşa kadar onun mutluluğu için gezdirdi yedirdi içirdi. Daha sonra annesinin onu yaşayamadığı gençliğini yaşamak için kullandığını ve üzerine internette biriyle tanışıp sevgili olduğunu yakalayarak büyük bir buhrana girdi. annesi yaptıklarını görmek istemeyip küçüklüğünden beri işlediği oğlunun ona karşı oluşunun sebebini bana bağladı. Tabi Annesinin bahsetmediğim çok daha fazla hataları oldu. Daha sonra babasını yanına aldı. Bu arada sürekli iş peşinde olan sevgilim kendi işi haricinde birde market açıp 6 da işten çıkıp gece 1 e kadar markette çalışırken 60bin tl ye taksitle sıfır bir araba aldı. O sene dgs ye girip çok istediği mühendislik bölümünü özel bir ünv de kazandı ve arabayı satıp okumak istediğini fakat marketin işlemesi için 3 sene babasından başında durmasını ve destek olmasını ( her ne kadar çalışmayı sevmesede) istedi. Velhasıl okuluna gitti geldi markette durdu babasıda destek oldu. Fakat zaman geçtikçe babası para kazandıkça pavlara gitmeye başladı içkisi hep vardı. sevgilim ailesinin bu durumunu hep düzeltmeye çalıştı sanki onlar sevgilimin hayırsız evlatları gibiydi. 3 senede okulu bitirip kendine güzel bir şirket açtı ve evlenip yuva kuralım diye çok daha fazla ve iyi para kazanmaya başladı.Bunca çalışıp çabalamaya hem madden hem manevi olarak yapayalnzdı. Ailesinin bu durumu bizi daha çok bağladı. Bendeki anaçlık yardım etme destek olma duygusu ondaki birbirini seven destek olan aile tutkusu bizde sevgiye dönüştü. Boşanmalarından sonra biz ,ailesinin sorunlarıyla geçen bir 10 yılın ardından evlendik. Benim ailem büyük bir ailedir. Uzun ömürler versin büyük anneler dedeler teyzeler halalar dayı yenge enişteler kuzenler vs anne ve baba tarafımda birbirine bağlılardır. Eşimi sevgililiğimizin ilk zamanlarında tanıdı benim ailem ve anne ve babasının özel durumları harici neler yaşadığını ne sıkıntılar çektiğini biliyolar ve kendi evlatları gibi seviyorlar. Eşimin bizim ailemizdeki birlikteliği görmesi Evlilik aşamasında istemedende olsa annesiyle tekrar bağ kurmak zorunda kalmasına sebep oldu. Ne de olsa bu işler iyide olsa kötüde olsa ailesiz eşsiz dostsuz olmuyor. Biz evimizi düğünümüzü ben ailem ve eşim ile birlikte yaptık. Ne annesi ne babası ne maddi ne manevi destek oldu. Okadar alışmışlarki eşimin onlara bakmasına. Çalışıp para kazanmaktansa acıtasyon yapıp eşime kendilerine baktırmayı görev edinmişler. Maddiyatı geçtim manevi bile destek olmadılar. Ben bunları bile bile evlendim.eşimi asla kötüde olsa kızsamda ailesi ile benim aramda bir seçim yapmaya zorlamadm. Çünkü bizim amacımız annesinede babasınada bir ekmek kapısı açıp çalışmalarını sağlayarak veya sigortalarını ödeyip emekli ederek üzerimizden çekilmelerini sağlamaktı. Hiç kötü düşünmedik sınav dedik ortada bırakmak istemedik. Buna rağmen annesi tarafından sırf beni memnun etmeye çabalaması evliliğimizi huzurlu ve mutlu geçim olması için çalışması eşimin kılıbık ilan edilmesine, babası tarafından ise bunca kazanırken pavlara gidip yaşaması teşvik edildi. Tabiki eşim ailesinin ne kadar cahil ve bencil insanlar oldukları sevmenin aile olmanın ne demek olduğunu bilmedikleri için dikkate bile almadı ama içten içe büyüklerinden bunları duyduğunada şaştı kaldı. Ailesini ve eşimi tanıyan herkes eşimin o aileden nasıl çıktığına şaşırır oluyor.
Özetin bu kadar uzun olması gerçekten bir romanlık hayatı yazmak istememe sebep oluyor.
şuan mı? Evet şuan 3 yıllık evliyim 6 aylıkta oğlumuz var. Eşim ile birbirimizi Allah bozmasın hep tamamlıyoruz. O kadar anlayışlı bir eşe sahip olduğum için Allaha hep şükrediyorum. eşimin ‘ tek isteğimin beni çok sevecek birinin olmasını Allahtan dilemiştim ve gerçekleşti’ cümlesi hala kulağımda. Belkide bir insanoğlunun hayatta ilk ve tek güveneceği kişilere sahip olamadığını görmek hayattaki en sevdikleri tarafından sırtından bıçaklanması benim kişiliğimde büyük bir haksızlık izlenimi bıraktığı için onu mutlu etme isteği uyandırdı bende. onun bunca sıkıntı stresli bir hayat yaşaması 30 yaşında şeker ve tansiyon hastası olmasına sebep oldu.son 1 senedir maddi sıkıntılar çekmekteyiz. Fakat eşimin sürekli eldeki 3 krşla bile beni memnun etmeye çalışması gezirmek yedirmek içirmek istediğimi almak veya istemesemde kendinin beni ve oğlumuzu rahat ettirip memnun etmeye çalışmanın para harcamaktan geçtiğine inanması onda takıntı oldu. Ben bu takıntısının kesinlikle ailesinin neden olduğunu düşünüyorum.Ve bu durum beni artık rahatsız ediyor. Sanki bize Ve bizim için harcama yapmazsa ailemize huzurumuza birşey olacağından korkuyor. Kendini yıprattıkça yıpratıyor. Paramız varken bol keseden harcıyor yokkende sıkıntı çekiyoruz. Ama ikimizin yaşadığı sıkıntı çok ayrı. Çünkü ben hiç parasızlıktan yakınmadım ya da hiç bişeyi alamadım yapamadım diye gözüm kalmadı. Ama annesi sürekli şunu yapamadım bunu yapamadım demesi onda benim önüme dünyayı sermek istemesine neden oldu. İnsan bazen der ya şu olsada yesek diye. Ben yanlış anlayıp önüme getiremediği için sıkıntı yapacak diye konuşmalarıma bile dikkat eder oldum. Korkum mu ne? Onu kaybetmek. Gerçekten kaybetmek ama. Oğlumun en az benim gibi onunla ilgilenen seven bir babadan mahrum büyümesi. Eşim kendini yıprattıkça hem psikolojik hem bedenen bu düşüncenin sıklıkla aklıma gelmesine neden oluyor. Öyle ki oğlumun 2. İsmine onun ismini verdim onu çok seven baba gibi babasının ismini taşısın istedim.
Çok farklı duygular içine giriyorum. İleriyi göremiyorum. ikimizinde psikolojik destek alması şart. bu özette bile anlatmadığım sayfalara sığmayan çok fazla anı var. Ne düşüneceğimi bilemiyorum kafam karışık duygularım yoğun. Ve bu özeti özellikle yorum okumak için yazdım. Umarım anlatmak istediğimi aktarabilmişimdir. Yorumlarınızı bekliyorum