delireceğim
birilerine anlatmam lazım artık dayanamıyorum
anlatabileceğim de kimsem yok burda, sizlerle paylaşayım dedim.
kocama sinir oluyorum
başıma öyle dertler açtı ki nefes alamıyorum artık bunaldım
kaynım üniversite tercihinde bulunduğum şehri yazmış daha doğrusu bütün yükü bizim omuzlarımıza atmak için kayınbabam ilk tercihine yazdırmış, bunu kaynanam söyledi. bi de utanmadan söylüyorlar ya ay delireceğim.
benim akılsız kocam kardeşim başka yerde kalamaz diye tutturdu, kardeşi bizde kalacakmış. sinirden ellerim titriyor yazarken senağlama ben hamileyim şubatta doğumum var, kapalı biriyim ve kaynım olduğunda evde kapalı geziyorum, ev de sıcak bunalıyorum terliyorum sürekli ve bilirsiniz hamileliğin getirdiği zorlukları evde rahat değilim hep diken üstündeyim kendi evimde.
kaynımın geleceğini duyunca ben de kardeşimi çağırdım. kardeşim bana daha yazın söylemişti "abla kpss kursuna gitmek istiyorum ama burda yok sizin ordakiler nasıl" diye. ben de kardeşime tatlı dille ikna etmiştim bizde kalamazdı çünkü ben kaldıramazdım bu yükü. ama kocamın kardeşi daha kıymetliymiş baktım ki kardeşimi çağırdım gel kpss kursuna git dedim.
evde üç erkek, hamile bir kadın.
çorabını aklınıza gelebilecek heryerde çıkaran, aldığı şeyi asla yerine koymayan, arkasından zor yetiştiğim bir kocam;
traş olduğunda lavaboyu kıl içinde bırakan ve iki günde bir traş olan, geldiğinden sonra tuvalete her girdiğimde delirdiğimden dolayı artık tuvalete giremediğim (banyodaki klozeti kullanıyorum artık mecburen) haftada bir duşa giren ve 5 dakikada çıktığından dolayı hala pis kokan ve bulunduğu odaya girilmeyen, kirli çamaşırlarıyla temizleri (30 kere söylememe rağmen) aynı yere koyan ve bütün kıyafetleri kokan, evden dışarı çıkmadığı gibi televizyonun başından da ayrılmayan ve kumandayı asla bize vermeyen canı ne istiyorsa onu izleyen (hep saçma eski türk filmlerini izleyen) dışarıda hiçbir sosyal hayatı olmadığı için okuldan eve evden okula giden, yemek yerken sürekli çatalı yalayan ve zeytini elleriyle alan, her yemekte midemi bulandıran, tırnak makasını mutfağa koyacak kadar pis (kaynanamgilde de diş macunu ve fırçasını mutfak tezgahında görürüm hep, yani temizlik anlayışları bu, bi de kaynanam mutfakta abdest alır, bir de temizim diye övünür ki ayaklarını mutfakta yıkamıyormuş -tatlicadiarzu- ) ay daha anlatamayacağım offffff bunaldımmmmm senağlama senağlama senağlama senağlama senağlama işte daha sayamayacağım kadar iğrenç özellikleri olan bir kaynım;
sigara kokusundan nefret ettiğim ve 2 ay sürekli kavga ettiğim en sonunda sigara içince odasını havalandırmayı öğretebildiğim, ders çalışmayıp sürekli kız arkadaşlarıyla uğraşan, yardıma çağırdığımda on saat sonra gelen ve ekmek aldırmak için 1 saat uğraştığım, sık sık banyoya giren ve banyoyu batırıp çıkan çok bilmişliği yüzünden eşimin tüm sorumluluklarını üzerine attığı bir kardeşim var.
ya sabır deyip duruyordum hep şubat tatilini bekliyordum ve sonunda kaynım gitti ama ben bir oh çekemedim. çünkü kardeşim burda bir kız arkadaş edindi ve gitmek istemiyor memlekete. 4 günlüğüne gidecekmiş ve sürekli erteleyip duruyor. ve ben evime ne temizikçi alabiliyorum ne komşuları çağırabiliyorum ne de şöyle rahat rahat giyinebiliyorum KOCAMLA RAHAT RAHAT TARTIŞAMIYORUM BİLE senağlama senağlama senağlama tartışmayı özlediğimden değil hakkımı savunamıyorum, tatlı dil benim kocama yaramıyor biraz ses yükseltmek biraz ağlamak bağırmak gerekiyor ve evde başkası olduğu için sürekli içime attım attım attım senağlama
yeter artık ama benim de bir sabrım var
nefes almak istiyorum
bıktım ben bu anlayışsız kocadan senağlama
sadece bu konuda değil her konuda anlayışsız, bencil. cinsel konuda da sıkıntılar var ama burda yazamayacağım.
en son ne zman romantik bir an yaşadığımızı hatırlamıyorum bile...
doğum yaklaştıkça stresim de arttı zaten. ilk bebeğimi doğumdan hemen önce kaybettim, dokuzuncu aya girmeye az kalmıştı. korkularımı tekrar yaşıyorum ve destek olan kimsem yok. ağlıyorum kocam görmüyor, sesim çıkmıyor.
kiracıyız, ev taşıdık. eski perdelerimiz yeni eve uymadı, zaten eskiler hep kötü kötüydü. düğünümde (söylemeye utanıyorum) ucuzluktan almıştık perdelerimi. herkese para saçan kocam evine ve bana gelince cimri biri olur. bu ay, bende kalan kaynım, askerden abisini ziyerete gelen kaynım (ki öğretmen kendisi ve sürekli borç içindedir kocamdan yolar durur), bir de kardeşime verdiği harçlıkları toplarsak sadece benim bildiğim 450 tl para verdi. ve ayın 15ine daha çok olmasına rağmen elimizde sadece 100 tl kaldı. kredi kartımızın limiti de bitti(bebek için alışveriş yaptığımız için) salonumda güneşlik yok sadece tül var, bebek odasında ise hiçbişey yok. alsak toru topu 200 tl tutacak ama almıyor, borcumuz var deyip duruyor. bu borç neden hep bana var, neden kardeşlerine yok. eve çeviz kıracağı alacağım "borcumuz var" havlu kağıt alacağım "borcumuz var" ne desem borcumuz var. ve aynı gün gidip kendine parfüm alıyor. eve kalitesiz sucuk alır, ailesine göndermeye en kalitelisinden. ya nasıl düşünmez "benim bebeğimi besliyor karım en iyisinden alayım" demiyor. parası olmasa yemin ederim birşey demeyeceğim ama evimiz dışında heryere saçıp da eve harcamaması deli ediyor beni.
offfffffff kendimi 11. kattan aşağı atsam şu sıkıntıdan kurtulur muyum?! -tatlicadiarzu-