Selam kızlar
Sanırım 25 nisandan itibaren izlediğimiz filmleri yazıyoruz.İşte benim listem.
Fanny Och Alexander
Bu filmi daha iyi anlayabilmek için yönetmenin biyografisinin okunması gerekiyor bence. Çünkü aslında bu film yönetmenin zımni biyografisidir. Bergman'ı daha iyi tanıyınca şifreler çözülür, film daha da anlamlanır. Baş ucuma koyduklarımdan.
Persona
Bir çok kült filmin babası sayılan bir yapım. Detaylarda anlatılmak istenen o kadar çok şey var ki. Bitince oturup dakikalarca boş duvara baktıran filmlerden yani. Hissettirdiklerinin tarifi mümkün değil.
The Seventh Seal
Dinle, hatta dini otoritelerle kafayı bozmuş yönetmenimizden başka bir şaheser. İçinde birçok kişiyi rahatsız edebilecek, tanrıyı ve dini sorgulayan, hatta dinin korkunun bir ürünü olduğunu söyleyebilen zehir zemberek replikler barındıran bir film. Sindirmesi biraz zor olabilir.
Death At A Funeral
Hiçbir şeyden eksik kalmayan Amerikalılar bu filmin de yeni versiyonunu çekmiş. Ben orijinal olan İngiliz versiyonunu izledim. Bir cenaze sırasında ailenin başına gelen komik ve absürt olayları konu edinen bir komedi. Belki herkes beğenmeyebilir ama ben komedi anlayışlarını sevdim.
Lilja 4-ever
Sizin organizasyonlardan birinde görüp merakımı celbeden bir film bu. Annesi tarafından terk edilmiş bir genç kızın gittikçe çaresizleşen ve daha da kötüye evrilen hayat hikayesini anlatan bir film. Filmde gereksiz bulduğum bazı detaylar olmasına ve dramın seyircinin gözüne gözüne sokulduğunu düşünmeme rağmen genel anlamda iyi film diyebilirim. Keşke biraz daha umut ışığı olsaydı.
Black
Hem kör hem sağır bir kızla onu hayata döndürmeye çalışan öğretmeninin hikayesini anlatan oldukça hüzünlü bir film. Filmin başında kıza ve onun gibilere acıyıp çok üzülmüştüm. Sonunda ise tıkır tıkır çalışan 5 duyu organımla bugüne kadar yapabildiklerime bakıp kendime üzüldüm. Fazlasıyla iç burkan bir filmdi. Bittiğinde belli bir süre yerinizden kalkamayacağınız türden.
A Moment To Remember
Genç yaşta alzheimer olan bir kızın gelmiş geçmiş en taş koreli abimizle yaşadığı aşkın hikayesi :) Bu film de hüzünlü bir film. Hatta gereksiz yerlerde bile hüzne boğuyor adamı. Belki de da ben izlediğimde çok melankoliktim bilemeyeceğim. Güzel bir film olduğunu söyleyebilirim. Ama ders alınacak, felsefesine hayran kalınacak ya da yıllarca akıllarda kalacak bi film değil. (belki filmin esas oğlanı yıllarca aklınızda kalır, onu bilmem, o ayrı
)
In The Mood For Love
Efenim allah hepimize uzun uzun ömürler versin (ki daha çok film izleylim), hazır ömür vermişken biraz da akıl versin (ki bir izlediğimiz filmi şuursuzca tekrar izlemeyelim) diyorum. Evet bu filmi "2046"yı izliyorum diye başından sonuna kadar izledim. "2046" nın "in the mood for love"ın devamı niteliğinde bir film olduğunu bildiğimden mütevellit, film esnasında "yauv şu yönetmene bak ilk filmin aynısını çekmiş, devam filmi diye seyirciye yutturuyo uyanık" gibi kendiliksiz eleştiriler bile yaptım
. yaş da ilerledi tabi, bundan 7-8 sene önce izlediğimiz filmi artık hatırlamıyoruz. ama bu bana ders oldu. artık izlediğim filmleri birkaç sitede birden arşivliyorum. neyse kızlar, sonuç olarak aşk filmlerinde görmeye alışık olduğumuz öpüşme koklaşma gibi temaslardan uzak durulmuş, gerek anlatış biçimiyle, gerek müzikleri ve görselliğiyle son derece zarif bir aşk filmi. defalarca izlenesi bir film :) zaten izlemişsinizdir, ama tecrübeyle sabittir, her defasında ayrı tat veriyor :)
I'm A Cyborg But That's OK
"Sonunda izleyebildim" dediğim süper tatlı bir film
Kendini robot sanan, pilleri yalayarak şarj olduğunu düşünen kızımızın hikayesi. niye bu kadar beklemişim ki izlemek için.
5 Centimeters Per Second
Aman efendim bu animemiz çok güzel bir aşk hikayesiymiş, çok sevmişler, çok beğenmişler. Peeeh! Valla bence boşuna o kadar emek etmişler. Onun yerine oturup bir gemi yapsalarmış ya da bir robot icat etselermiş vatana millete daha yararlı olurlarmış bence. (Sempatizanlarından özür dileyerek) oldukça sıradan hatta sıradandan da kötü bir (iki, üç) aşk hikayesi.
Cashback
İyi, güzel, hoş, orijinal bir konu. "Marketlerde zamanı dondurup kıçımızı başımızı resmeden abiler varmış yahu", diye de tedirgin edebilen bir film. Kızlar kusura bakmayın film sayısı arttıkça ben de zıvanadan çıktım biraz, ciddileşiyorum hemen. Güzel film yani, izlemeyenler izlesin.
Being There
Prensesin forumda bir yerlerde tavsiye ettiği bir filmdi. Kendisine buradan teşekkürü bir borç bilirim. Belki çok garip bir benzetme olacak ama Aziz Nesin'in öyküleri gibi bir filmdi. Tek farkı genelde Aziz Nesin'in hikayelerinde kahramanın başı komik bir şekilde daha çok derde girerken bu filmde her şey komik bir şekilde daha iyiye gidiyor.
Trajikomik, popüler deyimimizle "şaka gibi".
The Chaser
Kan, şiddet, polisiye... Bunlar beni çok fazla cezbeden şeyler değildir. Ama eminim ki bu türden hoşlananların beğeneceği bir yapım olacak. Filmde fahişeleri öldüren bir seri katilin yakalanma öyküsü anlatılırken aynı zamanda ceza hukuku sistemlerine de sert eleştiriler yapılıyor. Filmin eksik tarafı, bu tarz filmlerde her zaman katilin seri katil oluş nedeni bir şekilde açıklanırken bu filmdeki katilimizin mottosunun bir soru işareti olarak kalması. Belki de bi yerde değindiler ama ben çok sallamadığım için kaçırmış da olabilirim :44: heheh!
Vozvraşçeniye (The Return)
İkinci şuursuzluğum. Sonumun yukarıda bahsettiğim filmdeki (a moment to remember) kız gibi olacağını düşündüren film. Ben bu filmi de farkında olmadan ikinci kez izledim kızlar. Neyse ki filmin 20 dakikasında falan anladım bu sefer. Ama çok iyi oldu, çünkü çok iyi bir film. Yıllardır görmedikleri babalarının bir anda hayatlarına girmesine farklı tepkiler gösteren fakat filmin sonunda da aynı insani tepkiyi veren 2 kardeşin hikayesi. buraya yazılan kısacık bir özetin yetersiz kalıp ve değersiz kılacağı, içindeki şifre ve sembollerle daha da büyüleyici bir hal alan bir yapım. Bu da defalarca izlenesi bir film :)
Ashes And Snow
Tek kelimeyle büyüleyici.
firfor 15