Sinema Günlüğümüz

Den Brysomme mannen (2006)

Ruhsuz bir dünyanın tasviri. İzlerken 1984'ün distopyasını, Kafka'nın Dönüşümünü, tür olarak benzemese de Truman showu hatırladım alt *****leri ile. Sistemin köleleştirdiği, sahipliğin aitliğe üstün geldiği, tüm eylemlerin dışarıdan bir güç tarafından belirlendiği ve insanlara dayatıldığı, toplumun ise tüm bu dayatmaları benimseyip sorgulamaya dahi gerek görmeyip duyarsız kaldığı bir düzende, içinde oyunun farkına varan insanın akıbetini dolaysız anlatan bir film. Kuzey Avrupa sinemasına devam:)

Bu arada neden günlerdir sessiz buralar, nerdesiniz kızlar, prensesim sen bu kadar gün film izlemeden durmazsın yine uzun bir liste ile geleceksin gibi bir his var içimde=))

Atlantis: 20
 
günaydın kızlar

dün akşam b planı nı izledim başrolunde jennifer lopez vardı vakit kaybıydı..puanlamam 10/4

PrensesPeri 5
 
Ooo topik ne kadar hareketlenmiş . Ben geri kaldım Kitap okuyorum ağırlıklı olarak . Film de yok malesef elimde Bu arada bende fotoğraf aşığı biriyim . Amatörlükten çıkamadım bir türlü . Eğer organizasyon düzenleyecek olursanız benide aranıza alırsanız çok mutlu olurum . Yine de takipte olacağım
 
Av Mevsimi'ne gittik.
ben beğendim.güzeldi.konu daha çarpıcı olabilirdi ama.Şener Şen babacan müşfik muhsinbey tadında idi.hiç öyle avcı-kurt bir hali yoktu.Çetin tekindor muhteşem oynamış.
filmdeki küçük roller hatta figüranlar bile dizilerde bölümlerce izlediğimiz oyuncular:)

Liza-8
 
Yeni yıl şarkısı: Dün biraz hafif eğlendirici bi film izleyeyim deyip bu animasyonu izledim. orjinalini jim carey seslendiriyor. klasik bir charles dickens eserinin yeniden can bulması. benim için eğlenceliydi. kalsik bir hikaye olmasına rağmen severek izledim.

orchidea:9
 
 
Akrebin Yolculuğu

96 yapımı Ömer Kavur filmi. Senaryosunu Macit Koper ile birlikte yazmış. Anayurt Oteli'ni izlediyseniz yönetmenin benzer takıntılarını göreceksiniz. Gizemli kadın, otel odası, tuhaf karakterler.. Gezici saat tamircisi bir adamın hikayesini anlatıyor. Gizemli birinin, kasabadaki saat kulesini tamir etmesi için eline verilen anahtar ile yolculuk başlıyor. Sürreal kurgusu, gizemli atmosferi ile yaratılan gerilim çok başarılı. Filmi izleyen herkes farklı bir anlam çıkartabilir sanırım. Filmin başındaki ve sonudaki monolog ile zamanı sorgularken saat tamircisinin kendi ölümüne baktığını düşündürüyor ama farklı anlamlar da çıkartıyor.

guvastanema 16
 
The Wrestler
2008 yapımı Darren Aranofsky filmi. Requem for a dream'i etkileyiciydi ama bunda zerre duygu geçmedi bana:S Ödüllü ve baya beğenilen bir film ama heralde Akrebin Yolculuğu gibi yoğun bir filmden sonra basit kaldı. Zorla duygusal atmosfer yaratılmaya çalışılmış gibi. Kötü film denilemez hatta başrol oyuncusu döktürmüş ama beni tatmin etmedi.

guvastanema 17
 

:)bende buna başladım ama şimdi gece gece ürpertici geldi.
filmin 2.yarısını yarın izleyecem.
bu arada takipçin oldum resmen guvastanema
 
:)bende buna başladım ama şimdi gece gece ürpertici geldi.
filmin 2.yarısını yarın izleyecem.
bu arada takipçin oldum resmen guvastanema

umarım beğeniyorsundur canım. bir şey tavsiye ederken insan iki kez düşünüyo:44: filmin bazı sahnelerinin daha iyi olabileceğini düşündüğüm oldu ama her filmi dönemine göre değerlendirmek gerekirse ele aldığı konu ve yarattığı asmosferin başarısı ile eleştirilmeyi haketmediğini düşünüyorum.
 
You Don't Mess With The Zohan
Savaşma seviş gibi görünürde barışçıl mesajlar vermeye çalışmış fakat bayat ötesi bir komedi filmi. Çok komik ve başarılı bulanlar olmuş:26: Bir tek sahnesinde bile gülemediğim, bitirmiş olmak için izlediğim bir film oldu malesef Aslında komik sahneler var ama o kadar cıvık bir film ki daralan ruhuma su serpebildi ancak, güldüremedi. Tamamen boş vakit geçirmek için ve kötü komedi nedir görmek için izlenebilir..

guvastanema 18
 
Son düzenleme:
23 Kasım – 23 Aralık 2010


Sinema Günlüğü Katılımcısı - İzlediği Film Sayısı


  1. guvastanema ............18......
  2. Revolucion ................11......
  3. PrensesPeri ................4.......
  4. atlantis ....................20.......
  5. deren1907 .................1.......
  6. MKT ..........................1.......
  7. Liv ............................5........
  8. Duygu.C .....................4.........
  9. Liza ...........................8.........
  10. prensesin.uykusuyum ...13.........
  11. orchidea ....................9.........
 
Bugün kendimi kitaba vermek istedim ama Zohan'dan sonra iyi bişi izlemem gerekti

Me and You and Everyone We Know

Yönetmeni Miranda July Cannes ‘da en “iyi ilk film ödülünü” almış. Filmi anlatmak zor çünkü belirli bir olay örgüsü yok. Ele aldığı karakterlerin hayatlarından kesitler görüyoruz ve bu kesitlerin içinde etkileyici anlatılar, güzel diyaloglar var. Şirin ama yine de kaçırılmaması gereken bir film diyemem. Hatta beğeninin abartıldığını düşünüyorum. Benim için işlevini gördü, Zohan'ı unuttum, kitabıma dönebilirim

guvastanema 19

Atlantis yorumundan sonra Den Brysomme Mannen'i merak ettim, indiriyorum. Sırada o var.
 
Son düzenleme:

Ondan ziyade "Noi Albinoi" yi öneririm, hala bazı sahneleri aklımda o filmin. Den Mannen de konusu itibarıyla izlenmeye değer bir film ama temposu çok düşük olduğu için birine önermeye çekinirim açıkçası


Voksne mennesker

Dagur Kári'nin filmi. Noi Albinoi'den sonra bu yönetmeni takip etmeye kararverdim, bu film de beni hayal kırıklığına uğratmadı. Yine birey etrafında şekillenen bir öykü, Türkçeye "Tutunamayanlar" ismiyle çevrilmiş, içeriğine dair de fikir veriyor:)

Atlantis:21
 
Görsellik olarak hoşuma gitti film.Tuncel kurtiz ve Şahika tekand'ın karizması da.ama konu anlaşılamama problemli yada senaryo iyi organize edilmemiş.sonuna kadar merakla bekledim nereye bağlanacak diye.bir çeşit zaman kayması yaşandı. yada farklı tercihler olsaydı ne olurdu gibi bir düşünce oluşturmaya çalışılmış gibi geldi bana.sürreal bir film yani:)

(Liza-9)
 
23 Kasım – 23 Aralık 2010


Sinema Günlüğü Katılımcısı - İzlediği Film Sayısı


  1. guvastanema ............19......
  2. Revolucion ................11......
  3. PrensesPeri ................5.......
  4. atlantis ....................21.......
  5. deren1907 .................1.......
  6. MKT ..........................1.......
  7. Liv ............................5........
  8. Duygu.C .....................4.........
  9. Liza ...........................9.........
  10. prensesin.uykusuyum ...13.........
  11. orchidea ....................9.........

kusura bakma prenses
 

indirdim bile:) ikisini de izliycem. Durağan filmlerle aram iyi -durağanlık filme birşey katıyorsa tabi- ama şu ara hep ağır tempolu filmler izlediğimden hareketli birşeylere ihtiyaç duyuyorum sanki.
Önerisi olan vardır di mi:)


Ömer Kavur bir röportajında zamanla ilgili şöyle birşeyler söylemiş
"Günümüz modern insanının rasyonel ve pragmatik olan dilimlere, ya da küçük birimlere ayrılmış olan zaman dilimini reddeden, daha geniş bir perspektifte çok izafi olan bir zaman-uzam bütünlüğünü içeren bir kavramdan sözetmek amacındayım."

röportajda sorulmuş,
- adam ölüyür ve trende tekrar yolculuğa başlıyor, burada ne anlatmak istediniz"
- ne anlamak istediğinize bağlı..

Devamında bir yerlerde, sinemaya yeni soluk getiren, özgün olan, özü ve içeriği bir olan filmler ilgimi çekiyor demiş. Bence yönetmen bu filmde herkesçe anlaşılan ortak bir sonuca varmak yerine yeni birşey denemek istemiş.

Sonuç olarak ben de filmi tam olarak çözümledim diyemem ama yönetmenin yapmak istediği de bu sanki.

Bunları böyle kendim için araştırıp yazıyorum yanlış anlama:)) İyi de olsa kötü de olsa öne çıkan yönetmenleri anlamak için en az iki filmini izleme taraftarıyım. Ömer Kavur'un Yusuf Atılgan'ın kitabından uyarlama olan Anayurt Oteli'nde, Türk sineması'nda ilk kez bir bunalım karakteri görüyoruz. Zebercet, gizemli bir kadını beklerken bunalımları artıyor, yalnızlığa teslim oluyor ve kendi ölümünü hazırlıyor. İç karartıcı bir film. Durağan, sıkılma olasılığınız yüksek ama tamamlanmış bir film, akrebin yolculuğu gibi değil.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…