- 2 Kasım 2013
- 7.797
- 37.043
-
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
- #41
Şu laftan sonra benim için biterdi ne ölüme ne ölüne der kestirir atardım.
Öncelikle başınız sağ olsun. Çok üzüldüm, çok acı gerçekten. Aileniz yengeniz hayatta iken de size karşı ve oğlunuza karşı bu tavırda mıydı ? Az çok aile yapınızdan bahsetmişsiniz ama daha net anlamak için soruyorum.
Abiniz ve çocukların durumuna çok üzüldüm ama ayrımı yapan arada denge kuramayan aileniz. Değişmeleri zaten şu saatten sonra imkansız. Sizde kabullenmişsiniz anladığım kadarıyla. Bence abiniz ve yeğenleriniz olsun odak noktanız. Annenizle de bir kez daha konuşmayı deneyebilirsiniz çocuğunuz hakkında. En azından siz ilgilenirken müdahale etmesinler. Bunun için beyaz yalanlara bile başvurulabilir. Doktora gittiğinizi biliyorlarsa eğer - anne doktor çocuğumun daha fazla ilgi, alaka ve özene ihtiyacı olduğunu söyledi- diyebilirsiniz. Belki daha anlayışlı olabilirler.
Gidip gelmeyi kes ya da birkaç saat git bari öyle kalma yazık çocuğa.Bu zihniyete aşina olduğum için o kadar keskin çıkışlar yapamıyorum. Zira ona göre o tertemiz bir niyetle "çocuklar babalarından ayrılmamalı. Baba yaşıyorken onun tarafında hayatını sürdürmeli" demek istiyor. Lakin alt metinde "soyu neredeyse oraya aittir" fikri de var. İnanın ben kemikleşmiş sığ düşüncelerini değiştirmelerini beklemiyorum artık. Kabul ettim onları oldukları gibi. Sadece oğlum, benim yaşadıklarımı yaşasın istemiyorum. Nerede değer görüyorsa orada bulunsun istiyorum.
Amcam vefat ettiğinde ilkokuldaydim. Bir adet Benimle yaşıt ve bir adet de benden büyük kuzenim var. Ayni apartmandaydik. Kardeş gibi büyüdük. birşey olduğunda hep onlar on plandaydi. Tamam tabiki çok zor bir durum onlarinki ama ben de çocuktum. Herseyimi paylasmak zorundaydim ve onlar uzulmesin diye bana da alinmayan cok sey oldu. kuzenim daha özel muamele gördü ve bana daha çok kizildi. Tabi anlam veremez ve çok üzülürdüm. Cok sey var ama su kadarini soyleyeyim kisiligimin olusmasinda etkileri buyuktur. ve asla olanlari unutmadim bazi seyler icimde yaradir. İki taraf için de çok zor ama onların durumu özel diye diğer çocuklar uzulmemeli. Dolayısı ile bence elbette yegenlerinizin yanında olmalı ve onlara özel davranmalisiniz ama bubdiger cocujlar uzerinden olmamali. O yuzden cocugunuzun sağlığı için az goturmek daha iyi. Zaten babanız belli ki normal şartlar altında da sizin çocuğunuzu değil oğlundan olan torunları torun sayıyor. Zaten mesafe varmış arada. çok uzun oturmamakyapilaçak en iyi şey.
Zihniyetleri yengemin vefatından önce de aynıydı ama davranışları böyle değildi. Oğlumu sever ilgilenirlerdi. Beni kıracak davranışları olmazdı. Lakin şimdi yeğenlerime olan hassasiyetlerinden ötürü ben ve oğlum aile dışında kaldık :) denge sağlayamıyorlar ne yazık ki.
Abimin acısı çok taze. Onu karıştırmak istemiyorum bu olaylara. Zaten üzgünken bir de bu sorunlara uğraşsın istemiyorum. O yüzden sadece destek amaçlı konuşuyorum.
O zaman ben yine zaman diyeceğim. Acılar çok tazeyken yapılacak her yorum eksik kalır.
Söylenecek her sözün eksik kalması gibi. Zamanla bu duruma alışıldıkça sevgilerini tekrar göstermekten kaçınmayacaklardır eminim. Sonuçta her ne olursa olsun onlar sizinde aileniz. Siz eşinizi kaybetmiş olsaydınız ( Allah gecinden versin, uzun ömürler versin) aynı yakınlık ve hassasiyet size gösterildi sanıyorum zihniyet ne olursa olsun.Her ne kadar kayıp hepinizin kaybı olsa da, aileniz kendilerini daha fazla sorumlu hissediyorlardır. Abiniz o evde onlarla yaşıyor, çocuklar her an onların yanında. İnsanın baktıkça içi parçalanır.
Bu yaştan sonra degismeyecekler.o yüzden düşünüp üzülmeyin.
Gitmeyin kalmayın .hele beş gün nasıl kalabiliyorsunuz ?
Gittiğiniz zaman günübirlik gidin dönün .size el muamelesi yapan aileniz için cok ta kendinizi hirpalamayin derim
Eşinizin ağırlığını hissettirin.Bilmiyorum sürekli kendimi sorguluyorum acaba ben mi abartıyorum, acaba yanlış mı anlıyorum, acaba alınganlık mı yapıyorum diye. Biraz da bu yüzden açtım konuyu. Haksızlık ediyorsam bileyim diye. Önceleri bir hafta kalıyordum, anneme onlarca kez dil dökmenin sonucunda beş güne indirebildim.
Eşinizin ağırlığını hissettirin.
Yani kalmama sebebini ona atabilirsiniz eşim yemek hazirlayamiyor.eşim kalmamizi istemiyor.eşim çocuğundan çok ayrı durmak istemiyor gibi.
Saygı duymuyorlar size.yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla.ayrıca arabayı esirgemek fln.tabii ki haklı olduğunuz çok net anlasiliyor
Aynen söylediğiniz gibi aslında durumları. Çocuklar ufak bir şeye ağlasa onların içi parçalanıyor. Anlamaya çalışıyor ve hak veriyorum aileme inanın. Orada kaldığım bir gün küçük yeğenim gece uykusunda "annem gelsin artık" diyerek ağlamaya başladı. Oğluma sarılıp uyuyordum diğer odada. O an utandım oğluma sarılmaktan... Ailem her gün her an yüzleşiyorlar bu acıyla. Kolay değil yaşadıkları. Ben anlıyorum onları da keşke biraz da onlar empati kursa...
İnşallah dediğiniz gibi zamanla oturur her şey. İnşallah en büyük yarayı alan ama yine de en sağlam durmak zorunda olan ben olmam her zaman olduğu gibi. Hani ailenin "sağlam duran, kimseye ihtiyaç duymayan" bireyi olmaya alıştım da, hiç olmazsa arada benim de duygularım olduğunu hatırlasalar :)
Evet ne benim ne eşimin hiçbir kararına saygı duymazlar. En doğru, en mükemmel onlar çünkü :) eşim oğlumuza çok düşkün ve çok özlüyor ben oradayken. Bu durum ailem tarafından "buldumcuk işte. Sanki ölecek az ayrı kalsa" şeklinde yorumlanıyor. Eşim oğluma karşı çok hassas ve ilgili. Sık sık arar sorar. Ne yaptığını bilmek ister. Bu durumda annem tarafından "görgüsüzlük" olarak yorumlanıyor. Erkek adam bu kadar anne gibi davranmazmış. Amacı beni ikinci plana atıp çocukla ilgili yönlendirmeye hakimiyet kurmaya çalışmakmış :) çok güzel niyet okur ailem.
Eşimin uzun süre bizden ayrı kalmak istemediğini söylediğim bir anda da, annem mevzuyu aileden esirgemeye bağladığı için artık bu hususta konuşmuyorum onunla.
Birazdan bende ağlayacağım sanırım inanın yorum yaptıkça ve sizin yorumlarınızı okudukça benim gözlerim doluyor.
Abim var çok sevdiğim evlendi şimdi dünya tatlısı bir yeğenim var 4 aylık çocuğa resmen bitiyorum. Çok mutlular. Olayda direk zihnim onlarla bağlantı kuruyor, empati yapıyorum ağlayacak gibi oluyorum. Çok zor çok...
Siz, ben, bizim gibi insanlar yani düşünceli insanlar kendileri bir şeyler yaşasa bile hep diğerlerini daha çok düşünürler, daha çok anlamaya çalışırlar. Aslında biz çok şey veriyoruz karşı tarafa ama alınanla orantısız olunca, insan durup sorguluyor. Bana ne zaman sıra gelecek diye ? Sizi çok iyi anladığımı söylesem. Ve hafızam beni yanıltmaz çok önceden yorumlarınızı biliyorum sizi tanıyorum diyelim bu forumda. Gerçekten çoğu kez yorumlarınızı görürdüm ve güçlü karakteriniz hep ortadaydı. Sizi bu konuda takdir ediyorum.
Aileniz anlayacak, belki içten içe biliyorlar ama her içimizden geçeni dışa vurmuyoruz. Mesela annemi babamı çok seviyorum ama babama bir kere bile seni seviyorum dememişimdir. Anneme her gün sarılırım, babama da sarılmak isterim ama yapamam. Davranışa ve söze dökemem ama kalbimdeki yerini bi bilse keşke.
Birde çok özel değilse eşinizi sevmediklerini yazmışsınız, bir sebebi var mı? Direk açık açık söylüyorlar mı sevmiyoruz diye veya hep kusur bulma şeklinde mi?
Heh son paragrafınızda bende film koptu. Çok bile tuttum kendimi. Ben babama sadece gelinlikle evden çıkarken sarıldım. Onun dışında hatırlamam sarıldığımı. Zaman zaman anneme sitem ederdi "kızım bana niye hiç sevgisini göstermiyor" diye. Bne aldığım onca yaraya, yaşadığım o kadar travmaya rağmen gel deseler koşa koşa gidecekken, sevgimin ve bağlılığımın sorgulanıp eleştirilmesine tahammül edemiyorum.
Annem hep bununla övünür. Benim evladım bana bir kez bile sesini yükseltmedi, beni asla kırmadı der her toplumda. Ah ben ne kadar kırıldım, kaç kere parçalanıp tek başıma ayağa kalktım bir bilse. Görünüşte ailenin Erol Taş şahsiyeti benim. Mantıkla hareket eden, duyguları alınmış despot kişiliği benim. Annem pek duygusal, pek içli. Keşke anlasalar duyguları dile getirmenin, empati yoksunu olmaktan daha iyi olmadığını. Kırmamak için yüzlerce ihtimali beyin süzgecinden geçirmeye çabalarken duyguları göstermeye mecalin kalmadığını...
Açık açık söyler annem sevmediğini. Söylerdi daha doğrusu iki ay öncesine kadar. Bir gün dayanamayıp "sen kendini dünyanın merkezinde sanıyorsun ama inan eşimle ilgili hislerinle ilgilenmiyorum. Sevmediğini anlamayacak kadar aptal değilim. Lütfen belirtme bunu" dedim ve bunu yapmayı bıraktı. Kusur bulmaya devam tabi her fırsatta :)
Sebebi eşimi bana yakıştıramıyor olmaları. Görsel olarak. Mesleki açıdan vs. Bana iltifat etme amacı güderek "sen profesörle evlenirsin sandık ama aldığın tipe bak" deyip eşimi aşağılar annem. Eşim yakışıklı bir adam değil ki benim böyle takıntılarım hiç olmadı. Severek evlendim ailemi ikna etmek çok zor olsa da. Hoş, şu an evliliğim de mükemmel değil. Sarsıldı fazlasıyla. Ancak annem ve babam eşimi eleştirebilecek durumda değiller...
Başınız sağ olsun. Yeğenleriniz çok küçük elbette. Ve herkes büyük bir acı yaşamiş. Ancak ne olursa olsun sizin önceliğiniz çocuğunuz ve eşiniz olmalı. Sizi bu kadar yıpratan hor gören insanları (her kim olursa olsun) 2 ayda bir görseniz de olur. Varlığınızı umursamıyorlar. Belki yokluğunuzda kıymetinizi anlarlar. Kuran'da dahi evlat ölene dek anne baba sorumluluğundadır. Büyüdü evlendi vs. bunlar onların size olan sorumluluğunu ortadan kaldırmıyor. Ki bir de evlat ayrımı yapıyorlar. Allah onlara akıl fikir vicdan versin inşallah... Üzmeyin güzel kalbinizi. Eşinize evladınıza sıkı sıkı sarılın. Sizin gerçek aileniz onlar..Merhaba hanımlar
Bu konuyu defalarca açmaya yeltenip her defasında "bencillik yapıyorsun idrak" diyerek göndermekten vazgeçtim. Ancak artık sahurda bile acıların kadını modundan sıyrılamadığım için yazmak istedim.
Yaklaşık 7 ay önce ailemiz için çok büyük bir kayıp yaşandı. Benim dostumu, abimin eşini genç yaşında kaybettik. Hala acısını sindirebilmiş değiliz. Geride iki küçük yeğenimi bıraktı. Kuzularım ya kabullenmek istemiyorlar ya da farkında bile değiller. Küçüğü 3 yaşında onun haberi bile yok annesini kaybettiğinden. Ara ara neden hala hastaneden çıkmadığını soruyor bize... Neyse bu konuda hala konuşamıyorum. Asıl konuya geçeyim.
Yengemin vefatından sonra abim çocuklarla birlikte ailemin yanına taşındı. Böyle büyük bir acının ardından adapte olmakta zorlanıyor herkes. Elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum 2 saat uzaklıkta ikamet etmeme rağmen. Yol uzun, özel aracımız yok ve oğlum asla otobüste durmuyor. Dolayısıyla sık gidemezsem de gittiğimde en az beş gün kalıyorum ailemde.
Gel gelelim her gittiğimde berbat bir psikolojiyle geri dönüyorum. Oğlum iki buçuk yaşında ve inanılmaz hareketli bir çocuk. Ailem tarafından sıkça eleştiriliyor, uzaylı muamelesi görüyor. Önceleri duymazdan gelmeye çalışsam da yengemin ölümüyle birlikte yeğenlerime gösterilen (gayet normal ve olması gereken) alaka ile birlikte oğlum daha fazla dışlandı. Öyle ki yeğenlerim kıskanmasın diye asla oğlumu sevmez ve ilgilenmezler. Ben oğlumun temel ihtiyaçlarını karşılarken bile sürekli beni uyarırlar. "ilgilenme oğlunla yeğenlerin kıskanır. Onlarla ilgilen" şeklinde. Ki ben elimden geldiğince hassasiyet gösteriyorum. Yeğenlerim, benim de canlarım...
Ancak takdir edersiniz ki benim oğlum da küçük. Zaten ailem tarafından sürekli azarlanan ve ilgilenilmeyen bir çocuk. Bir de annesi olarak ben ilgilenmeyince daha da hırçınlaşıyor. Üzülüyorum haliyle... Babam sürekli kıyas yapar. Yeğenim kabul edilmeyecek ve uyarılması gereken bir hareket yaptığında "annesi yok onun yapsın" derken o esnada ufak bir yaramazlık yapan oğluma sert çıkış yapabiliyor. Bir yandan yeğenlerim için fazlasıyla üzülürken, öte yandan ailemin bu tutumu karşısında oraya gitmek dahi istemiyorum.
Gelelim beni günlerdir ağlatan son olaya. Ailemin oturduğu semte çok uzak olduğum için geçen hafta annem bana bir fikirle geldi. "kızım siz bir şekilde buraya gelin iftara. Sonra bizim arabayla dönersiniz gece. Kardeşin bir ara alır arabayı" dedi. Tamam dedim. Nihayetinde iftarı açıp o saatte 2 saatlik yolu toplu taşıma ile dönmek imkansız. Bir şekilde gitmek de çok zordu ancak eşimi zorla ikna ettim. Zor olan kısmı da, annem eşimin çalıştığı sektörle alakalı evine bir eşya istedi. Bizi maddi açıdan oldukça zorlasa da asla lafını etmedim. Ancak o eşyayı ve bir çocuğu toplu taşıma ile götürmek zulüm. Buna rağmen sırf annemin gönlü olsun diye eşimi zorla ikna ettim. Sırtımda taşırım gerekirse annem sevinsin dedim.
İftara gitmemize bir gün kala annem beni aradı. "kızım babanı biliyorsun huysuz. Arabayı almanıza izin vermedi. Ceza falan yazılır" dedi. Dinlemedim gerisini zaten. Ağladığımı anlamasın diye apar topar kapattım telefonu.
Babamın genel düşüncesi kız evlendikten sonra başka bir aileye ait olur şeklinde olduğu için, sindiremediğim bu fikrin böyle bir olayda karşıma yeniden çıkmasıyla patladım artık. İki oğlu arabasını kullanabilir ama ben kullanmam. Niye, çünkü ben artık başkasının eşiyim. Baba kanatları altında yaşamını sürdüren varlığım, kocanın kanatları altında devam ettirilmek üzere özenle teslim edildi. Oğlum da kocamın soyundan olduğu için zaten asla yeğenlerim kadar sevilmeyecek. Ufak bir not eşimi de sevmezler zaten.
Uzun bir süre oğluma yapılan muameleye göz yumdum yeğenlerime destek olmak için. Ancak artık kaldıramıyorum. Ne bana yapılanı, ne de oğluma davranışlarını. Bir yandan kendime "idrak bencillik yapma. Yeğenlerini düşün" diye kızarken, bir yandan da "ama sen annesin. Senin oğlun da küçük. Neden hor görülsün" diye üzülüyorum.
İnanın araba mevzusu beni çok kırsa da mevzu araba değil. Ben artık ailem yokmuş gibi hissediyorum. Yalnız kalmışım gibi.
Ben gerçekten çok üzgünüm. Yengemi çok severdim. Onun acısı ayrı. Yeğenlerime, abime ayrı üzülüyorum. Lakin içimden ailemin yanına gitmek gelmiyor. Bu kadar dışlanmaya, sen hep verici ol ama biz seni hiç sormayalım. Ne haldesin merak etmeyelim tavrına tahammül edemiyorum. Evet çok zor bir durumdalar. Evet acıları çok büyük. Evet alışmaları çok uzun zaman alacak. Ama benim yavrum da küçük yahu. Tamam sevmesinler, ilgilenmesinler ama en azından sürekli eleştirip kızmasınlar. Çok mu zor bu dengeyi sağlamak.
Lütfen bana akıl verin. Uzun oldu kusura bakmayın ama ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum artık. Daha yazmadığım onlarca olay var. Bu hale gelmeme tek bir olay sebep olmadı. Şimdilik bu kadarını bilmeniz kafi. Teşekkürler şimdiden.