Sanırım artık bir ailem yok

Öncelikle başınız sağ olsun Allah sabır versin o.yavrulara çok üzüldüm ama babanızın çocuğunuza yaklaşımı çok kötü oda çocuk üstelik çok küçük annesi var diye her gittiğinizde laf söylemeleri çocuğun piskolojisini bozacak zaten şimdiki çocuklar öyle seni çok iyi anlıyorum kizimda aynı ne evde ne de gittigimiz yerde rahat durmaz biz anne olarak alıştık ama cevremizdekiler anlayışsız olabiliyor yerinde olsam biraz araya mesafe koyardim ama telefonla gorusurdum çocuğunu düşünen hiç bir anne bencil olamaz bir yandan onları düşünürken diger yandan da çocuğunu yok sayamazsin
 
Basiniz sagolsun , huzur icinde yatsin yengeniz
Ortalara gelene kadar size su yorumu yapacaktim , merak etmeyin hersey duzelecek , zamanla aci azalacak ve oglunuzla da ilgilenmeye baslayacaklar
Ne zaman ki babanizi okumaya basladim bi durdum , cok kizdim , en nefret ettigim zihniyet
Uzak durun bir sure
Telefonla abinizi arayin bol bol ama gitmeyin
Araya mesafe koyun , oglunuz da siz de bu muameleyi hak etmiyorsunuz
 
Evet yeğenleriniz için çok üzüldüm ama sizin çocuğunuz için de bir o kadar üzüldüm. Ben sizin yerinizde olsam kendi çocuğumun ruh sağlığı için bir daha o anne babayla görüşmem. Ne demek benim çocuğuma ufacık bir şefkati çok görecekler, bir başını okşamayacaklar, üstüne kızıp bağıracaklar. O küçücük masumun ne suçu var. Olmasın öyle anne baba. Yeğenlerinizi de kendi evinizde arada bir misafir Edip ilgilenebilirsiniz. İlla siz oraya gitmek zorunda değilsiniz.
 
Sevgili Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi
Ben seni çok iyi anlıyorum.
Sanırım içten içe hala ailen tarafından kabullenilmeyi, onay görmeyi, eşit davranılmasını bekliyorsun.
Aileni memnun etmek için kendi huzurundan fedakarlık yapıyorsun.
Sende kısmen kendimi gördüm. Ama asla memnun edemeyeceğini söylemeliyim.

Daha 15 gün önce (ki bol bulantı ve kusma olan bir hamilelik geçiriyorum) iş ile ilgili bir durum için babamın olduğu şehre 1 saatlik mesafeye gitmem gerekti. Tabi oraya kadar gelmişken kırılmasın diye akşamdan gidip onu görüp sabah işe geçeyim dedim. Ama benim girdiğim zahmetin bi değeri olmadığı gibi, sadece bir akşam ve bir gece kaldığım için sanki saygısızlık yapmış gibi algıladı babam :) halbuki ben gerçekten bir nevi sağlığımı ve bebeği riske atıp o yorgunluğa ve uykusuzluğa rağmen iyi bir şey yapmaya çalışıyordum.
Ama karşılaştığım şey memnuniyetsizlik oldu.

Senin durumunda da çocuğunla beraber otobüs yolcuğu yapman, ailende uzun zaman kalmak uğruna eşinle aranızın gerilmesi, annenin isteklerini karşılamak için maddi durumunu zorlaman gibi birçok iyi niyetli fedakarlık içeren hareket var ama karşılığında sürekli şikayet eden bi aile. Buradan bişey çıkmaz, ben kabullendim sen de denemelisin onlar düzelmeyecek.
Ailen hiç eşini sevmeyecek, onun için içindeki hırsı senden çıkaracaklar. Benim babam da böyle. Bir açık bulsam da neresinden laf söylesem diye uğraşır :) asla yakıştırmaz bana. Hemen en küçük hoşuna gitmeyen harekette suratı düşer, eşim dünyanın en kötü insanı olur. Ona bişey yapamadığından sözleriyle davranışlarıyla bana eziyet eder.
Ben kabullendim ama çocuğumun kalbinin kırılmasına müsaade etmezdim.
Evet yeğenlerin annesiz kalmış çok acı çok üzücü. Senin de onların yanında nispet yapar gibi çocuğuna sevgi gösterileri yapmadığın ortada. Ama oğlunun bir annesi var ve tabiki onunla ilgileneceksin. Ona annelik yeğenlerine halalık şeklinde olacak bu. Bu çocuklara böyle davranıldığı sürece travmayı asla kabullenip atlatamazlar ki. Hayatta herkes onları kayırmayacak. Okula gittiklerinde diğer çocukların annelerine de mi engel getirecekler. Tamam hassas bir dönem ama bu şekilde bir tavır içinde sürekli ama onların annesi yok yazık onlara her şey serbest şeklinde davranıldığında sonra çok çok daha büyük problemler ile karşılaşacaklar eminim ki.

Sana tavsiyem en fazla 1 gece kalmalı git, eşin de seninle gelebiliyorsa harika olur ondan çekindiklerini düşündüm okuduklarımdan. Gitme sıklığını azalt, o evde zaten oturmamış bi düzen var, belki de gitmemen daha iyi bile olur onlar için.
Çocuğuma bağırılıp müdahale edildiği yerde ben olsam durmam.
 
Merhaba
Ben başka bir açıdan yazacağım
Eşimin amcasının eşi, rahatsızmış yıllarca hastaymış ( şizofreni ) ve 3 çocugunu eşimin annesi bakmış ( babaanne ile bir oturduğundan ) eşim doğduğunda büyük çocuk -- lengee atalım bunu lengeee diyecek kadar yarım konuşurmuş
O kadar çok anı biliyorumki, oğlunun sünnetinde atak geçirmiş, eşimin annesi durumu kurtarmış,
Sonra intihar etmiş vefat etmiş en küçüğü daha emiyormuş eşimin annesine sarılırmış hep emmek için
Sonra amca tekrar evlenmiş, çocuklar hep eşim ve kardeşleri ile bir büyümüş yıllar geçmiş problemler artmış
İnanın ben düğün zamanı bile çok şaşıracağım şeyler yaşadım. Bir süre sonra kanıksanmış bir kendini önemsememe ne yaparlarsa haklılar konumu oluyor. Kocaman çocuk sahibi olmuş insanlar hala saçmalıyor sanki dünyada tek kayıp yaşamış gibi davranıyorlar. Ama amca / yengeye asla saygı duymak yok. İçlerinden biri benimle aynı zamanda evlendi, kayınvalidem nereye yetişeceğini şaşırmış, oğluna faydası olmayacak hale gelmişti. Ben eşimi de ailesini de sever ve güvenirim, ama başka biri ile problem yaşayabilirlerdi.
Şu an yeğenleriniz küçük olabilir, sevgiye ihtiyaç duydukları kadar adalet paylaşma ve hak duygularını da öğrenmeliler
Yoksa aileye karşı farklı bir tavır huy olacak
Siz ve oğlunuz her zaman dışlanacak ezilecek
Şimdi süt kuzusu, ilerde evlenirken eşine bile yansıyacak
Evet vicdan ön plana çıkıyor ama bir yerden sonra dur denmeli, o çocukların iyiliği için.
Şimdi göz kapattığınız şeyler, ilerde siz anlamadan alışkanlığa dönmesin.
Ailenize isterseniz kötü olun, ama yeğenleriniz için asıl doğruyu yapın, evladınızı unutmayın o da yaşarken annesiz kalmasın
 
yeğenlerine üzüldüm, annelere diyecek bişey bulamıyorum sen gitme gelme, hele baban o arabayı alsın başına çalsın diyesim geldi, hiç seevmediğim insan tipi, benim babam bizim arabamız olduğu halde yeri gelir alın benim arabamla gidin der, cezayı geçtim vursam adamın gıkı çıkmaz, eşine çok yansıtma ama eşin mesafe koysa haklı
 
Oğlumun henüz bir teşhisi yok ama yakın zamanda tekrar kontrole götüreceğim. İnanın beni o kadar yoruyor ki, bir de ailemin evinde çok daha fazla yıpranıyorum. Ama onlara sorsan ben bencilim. İlgilenmiyorum onlarla. Sık gitmiyorum kendimi ve oğlumu düşünüyorum vs. Asla kabul etmezler yaptıklarını. Ben yanlış düşünüyor olurum.

eğer oyle düşünüyorlarsa bırak aynı düşünmeye devam etsinler ,

yengeni kaybetmişsiniz başın sağolsun ama asıl sorun annen ve baban da ,

senın yerınde olsam yılda 2 kez giderdim , bir ramazan bayramında birde kurbanda ,
 
Basiniz sag olsun.

Torunlar arasinda ayrimcilik yapmak dogru degil. Bir tarafa sahip cikacagim derken, annesi hayatta olan cocuga ceza verilir bedel odetilir gibi davranilirsa ilerde o annesiz kalan yavrularda cok fazla davranis bozuklugu olur.

Mesela bizim annemiz yok bize herkes ne yaparsak yapalim anlayis gostermek zorunda gibi dusunebilirler.

Ya dedeleri nineleri cok uzgundur evet ama o cocuklara suan nasil davrandiklari, ilerde o cocuklarin tum hayatini, buyuk ihtimalle olumsuz etkileyecek...

Yani siz nadir gidersiniz, zaten uzaksiniz, zaten hergun de gitseniz aileniz sizden "beklenti" icinde oldugu icin memnun edebileceginizi pek sanmiyorum.

Ailelerin tuhaf duygulari oluyor, cocuklardan birinin basina bir olumsuzluk gelince, hayati daha guzel olana bedel odetir gibi davranmak, o kisiden ekstra ekstra beklentilere girmeyi kendilerinde hak gormek gibi. Hayati daha guzel olana kendini neredeyse suclu hissettiriyorlar. Ama yanlis yapiyorlar.

Benim de annem babam vefat etti daha lisede ve uni.de okurken. Kimseyle kiyaslamiyorum kendimi. Kimseden bekledigim bir anlayis musamaha hosgoru yok. Ama mesela gorumcem bosaniyor ve ailesi ile kendisi esimle bana yukarda anlattigim gibi davranmaya da tesebbus etti... Kadin ailesinin evine geleli 6 ay olmustu, biz turla geziye ciktik diye demediklerini birakmadilar, işte bencilsiniz biz uzulurken siz keyfinize bakiyorsunuz gibi. Kaldi ki burada cenaze de yok, 10 yildir her sene esini zaten terk eden kadin bosaniyor, zaten rutin gibi bir sey ve 6 ay gecmis ustunden...

Uzattim kusura bakmayin ama yasadiginiz durumu ayrimciligi cok iyi anladigimi dusunuyorum.
 
Siz bu kadar "artık başka soyadı taşıyan bir kadın" olmuşken ,çocuğunuz da "eşinizin soyundan bir çocuk " iken ,neden sürekli orada olmanızı istiyorlar? Sebep size ve çocuğunuza olan özlem değil bence.
 
konu sahibi öncelikle başınız sağolsun. çok zor bir durum. büyükleri geçtim o iki küçük yavru için içim parçalandı. ama alışmaları lazım. çocuğun yanında onun annesi yok diyerek bunu ona bir yük gibi söylememek lazım. böyle yaparak onları mutlu değil daha da mutsuz ederler. diğer konulara gelince çok haklısın. senin yavrunda daha 2 buçuk yaşında ilgi bekler sevgi bekler azarlamak nedir ki ya küçüçük çocuk anlamaz ki benimde kızım var 2 yaşında yapma diyorum inatla yapmaya devam ediyor mesela. siz çocuğunuza yine ilgili davranın bence. zaten onun ayarlamasını yaparsınız. ama ailenize de kesinlikle ezdirmeyin. ne yani sizin çocuğunuzun değerini anlamaları için allah korusun size de mi birşey olması gerekiyor. gerekirse her gittiğinizde o kadar çok kalmayın. yoksa üzülen yıpranan siz olursunuz.
Sevgili Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi

Senin durumunda da çocuğunla beraber otobüs yolcuğu yapman, ailende uzun zaman kalmak uğruna eşinle aranızın gerilmesi, annenin isteklerini karşılamak için maddi durumunu zorlaman gibi birçok iyi niyetli fedakarlık içeren hareket var ama karşılığında sürekli şikayet eden bi aile. Buradan bişey çıkmaz, ben kabullendim sen de denemelisin onlar düzelmeyecek.
Ailen hiç eşini sevmeyecek, onun için içindeki hırsı senden çıkaracaklar. Benim babam da böyle. Bir açık bulsam da neresinden laf söylesem diye uğraşır :) asla yakıştırmaz bana. Hemen en küçük hoşuna gitmeyen harekette suratı düşer, eşim dünyanın en kötü insanı olur. Ona bişey yapamadığından sözleriyle davranışlarıyla bana eziyet eder.
Ben kabullendim ama çocuğumun kalbinin kırılmasına müsaade etmezdim.
bende senin anlattıklarında kendimi gördüm. annem üzülmesin annem kırılmasın diye hep üzülen ben oldum eşimi üzen ben oldum aile huzurumuzu kaçıran ben oldum. sonra dedim ki düzelen birşey yok bu hep böyle devam ediyor. ben üzülüyorum diye üzülen bi annem yok. aynı senin dediğin gibi buradan birşey çıkmaz dedim. ama asla kabullenemedim, kabullenemiyorum. eziyet edilen arada kalan gurbet çeken yorulan koşturan yıpranan benim ama her defasında memnun olmayan onlar. neyse.
 
Merhaba hanımlar
Bu konuyu defalarca açmaya yeltenip her defasında "bencillik yapıyorsun idrak" diyerek göndermekten vazgeçtim. Ancak artık sahurda bile acıların kadını modundan sıyrılamadığım için yazmak istedim.

Yaklaşık 7 ay önce ailemiz için çok büyük bir kayıp yaşandı. Benim dostumu, abimin eşini genç yaşında kaybettik. Hala acısını sindirebilmiş değiliz. Geride iki küçük yeğenimi bıraktı. Kuzularım ya kabullenmek istemiyorlar ya da farkında bile değiller. Küçüğü 3 yaşında onun haberi bile yok annesini kaybettiğinden. Ara ara neden hala hastaneden çıkmadığını soruyor bize... Neyse bu konuda hala konuşamıyorum. Asıl konuya geçeyim.

Yengemin vefatından sonra abim çocuklarla birlikte ailemin yanına taşındı. Böyle büyük bir acının ardından adapte olmakta zorlanıyor herkes. Elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum 2 saat uzaklıkta ikamet etmeme rağmen. Yol uzun, özel aracımız yok ve oğlum asla otobüste durmuyor. Dolayısıyla sık gidemezsem de gittiğimde en az beş gün kalıyorum ailemde.

Gel gelelim her gittiğimde berbat bir psikolojiyle geri dönüyorum. Oğlum iki buçuk yaşında ve inanılmaz hareketli bir çocuk. Ailem tarafından sıkça eleştiriliyor, uzaylı muamelesi görüyor. Önceleri duymazdan gelmeye çalışsam da yengemin ölümüyle birlikte yeğenlerime gösterilen (gayet normal ve olması gereken) alaka ile birlikte oğlum daha fazla dışlandı. Öyle ki yeğenlerim kıskanmasın diye asla oğlumu sevmez ve ilgilenmezler. Ben oğlumun temel ihtiyaçlarını karşılarken bile sürekli beni uyarırlar. "ilgilenme oğlunla yeğenlerin kıskanır. Onlarla ilgilen" şeklinde. Ki ben elimden geldiğince hassasiyet gösteriyorum. Yeğenlerim, benim de canlarım...

Ancak takdir edersiniz ki benim oğlum da küçük. Zaten ailem tarafından sürekli azarlanan ve ilgilenilmeyen bir çocuk. Bir de annesi olarak ben ilgilenmeyince daha da hırçınlaşıyor. Üzülüyorum haliyle... Babam sürekli kıyas yapar. Yeğenim kabul edilmeyecek ve uyarılması gereken bir hareket yaptığında "annesi yok onun yapsın" derken o esnada ufak bir yaramazlık yapan oğluma sert çıkış yapabiliyor. Bir yandan yeğenlerim için fazlasıyla üzülürken, öte yandan ailemin bu tutumu karşısında oraya gitmek dahi istemiyorum.

Gelelim beni günlerdir ağlatan son olaya. Ailemin oturduğu semte çok uzak olduğum için geçen hafta annem bana bir fikirle geldi. "kızım siz bir şekilde buraya gelin iftara. Sonra bizim arabayla dönersiniz gece. Kardeşin bir ara alır arabayı" dedi. Tamam dedim. Nihayetinde iftarı açıp o saatte 2 saatlik yolu toplu taşıma ile dönmek imkansız. Bir şekilde gitmek de çok zordu ancak eşimi zorla ikna ettim. Zor olan kısmı da, annem eşimin çalıştığı sektörle alakalı evine bir eşya istedi. Bizi maddi açıdan oldukça zorlasa da asla lafını etmedim. Ancak o eşyayı ve bir çocuğu toplu taşıma ile götürmek zulüm. Buna rağmen sırf annemin gönlü olsun diye eşimi zorla ikna ettim. Sırtımda taşırım gerekirse annem sevinsin dedim.

İftara gitmemize bir gün kala annem beni aradı. "kızım babanı biliyorsun huysuz. Arabayı almanıza izin vermedi. Ceza falan yazılır" dedi. Dinlemedim gerisini zaten. Ağladığımı anlamasın diye apar topar kapattım telefonu.

Babamın genel düşüncesi kız evlendikten sonra başka bir aileye ait olur şeklinde olduğu için, sindiremediğim bu fikrin böyle bir olayda karşıma yeniden çıkmasıyla patladım artık. İki oğlu arabasını kullanabilir ama ben kullanmam. Niye, çünkü ben artık başkasının eşiyim. Baba kanatları altında yaşamını sürdüren varlığım, kocanın kanatları altında devam ettirilmek üzere özenle teslim edildi. Oğlum da kocamın soyundan olduğu için zaten asla yeğenlerim kadar sevilmeyecek. Ufak bir not eşimi de sevmezler zaten.

Uzun bir süre oğluma yapılan muameleye göz yumdum yeğenlerime destek olmak için. Ancak artık kaldıramıyorum. Ne bana yapılanı, ne de oğluma davranışlarını. Bir yandan kendime "idrak bencillik yapma. Yeğenlerini düşün" diye kızarken, bir yandan da "ama sen annesin. Senin oğlun da küçük. Neden hor görülsün" diye üzülüyorum.

İnanın araba mevzusu beni çok kırsa da mevzu araba değil. Ben artık ailem yokmuş gibi hissediyorum. Yalnız kalmışım gibi.

Ben gerçekten çok üzgünüm. Yengemi çok severdim. Onun acısı ayrı. Yeğenlerime, abime ayrı üzülüyorum. Lakin içimden ailemin yanına gitmek gelmiyor. Bu kadar dışlanmaya, sen hep verici ol ama biz seni hiç sormayalım. Ne haldesin merak etmeyelim tavrına tahammül edemiyorum. Evet çok zor bir durumdalar. Evet acıları çok büyük. Evet alışmaları çok uzun zaman alacak. Ama benim yavrum da küçük yahu. Tamam sevmesinler, ilgilenmesinler ama en azından sürekli eleştirip kızmasınlar. Çok mu zor bu dengeyi sağlamak.

Lütfen bana akıl verin. Uzun oldu kusura bakmayın ama ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum artık. Daha yazmadığım onlarca olay var. Bu hale gelmeme tek bir olay sebep olmadı. Şimdilik bu kadarını bilmeniz kafi. Teşekkürler şimdiden.


Öncelikle başınız sağolsun. evet zor şeyler yaşanılmış aile olarak inanın o yavrulara da çok üzüldüm. Ama siz evladınızı ve onun psikolojisini de düşünmek zorundasınız. Bence bencillik yapan tek taraf aileniz.
sizde bir sıkıntı olduğuna inanmıyorum.
 
Bence yanlış yapıyorsunuz. Demişsiniz ya eşimi karşıma alıyorum, karışamazsın diyorum diye. Benim eşimin babası da sizin aileniz gibi bir bakıma. Sürekli kır, dök, eleştir, babalık yapma ama evlatlık bekle. Bence saygı hak edilen bir şey. Düzgün aile bağları yoksa eğer klasik bir aile anlayışı beklemek de haksızlık evlatlardan. Bu dengeyi sağlayacak olan sizsiniz. Tüm bunlara rağmen eşim babasına karşı sürekli bir onaylanma ihtiyacı içindeydi ve takdir görmek için çabalayıp duruyordu. Bu arada hep ben ezildim. Ailesinin aslında ben olduğumu anlayamadı bir türlü. Sadece bu sebeple boşanıyoruz. Bu duruma tahammül edemedim çünkü ben. 10 senedir ben daha çok ailesi olmuştum oysaki. Siz de eşiniz ve çocuğunuza haksızlık yapıyorsunuz.

Ailem yok demişsiniz ama aileniz artık onlar zaten. Neden onları ikinci plana atıyorsunuz ki? İster buldumcuk desinler, ister görgüsüzlük desinler. Siz ne yaparsanız yapın düşünceleri değişmez ki. Sabit, kemikleşmiş artık. Ağzınızla kuş da tutsanız fark etmez. Neden oğlunuzu sefil ediyorsunuz, neden aşağılanmasına izin veriyorsunuz, dışlandığı, değersizleştirildiği bir ortama sokuyorsunuz? Sizin sorumluluğunuz evladınıza karşı. Hala olarak elinizden geleni yaparsınız. Evet acı çok taze fakat siz annelerini geri getiremezsiniz, annelik de yapamazsınız. Sizin çocuğunuzun annesi var diye suçlu mu, annesi yanında diye daha mı az sevilmeli, temel ihtiyaçları bile görmezden mi gelinmeli? Sonsuza dek annesi babası yanında mı olacak, kim garantisini veriyor bunun? Belki yarın sizlere de bir şey olacak, ne malum?

Benim teyzem de beni çok dışlardı, aşağılar ve ezerdi. Çocuklarını çok severdim. Onlar uzak bir şehirden geldiğinde koşarak anneannemlerde kalmaya giderdim. Annem yollamak istemezdi ve kızardım ona. Sonra gördüm ki teyzem aslında bana eziyet ediyormuş. Annem onunla yalnız bırakmazdı asla beni, yine de iki arada bir derede sıkıştırır üzer, ağlatırdı. Bu arada benim de babam yoktu, babasız büyüdüm. Dedem yetiştirdi sayılır beni. Yine de çocukken bana bir kere el kaldırdı, vurmadı ama kaldırdı. Annem gördüğünde kolumdan tuttuğu gibi çıktık evden apar topar. O benim çocuğum, ona bağırmayın bile diye. Ben annemi böyle hatırlıyorum ve inanılmaz saygı duyuyorum. Ama sizin yaptığınız gibi ezildiğim bir ortamda beni bulundursaydı sanırım anneme karşı içimde kırgınlıklarım olurdu, beni sevmediğini düşünürdüm. Çocuğunuz şu an hatırlamıyordur belki ama hatırlayacak yaşa geldiğinde de bunlar devam edecek, o zaman o da size kırılmayacak mı?

Bence yeterince fedakarlık yapmışsınız ve asla memnun olmayacak insanlar için kendinizi bu kadar paralamanız manasız. Lütfen yazdıklarıma alınmayın ama asıl sorumluluğunuz aileniz olan eşiniz ve oğlunuz. Onları ikinci plana atmayın lütfen. Bunu yapmak halalığınızı bırakmanızı gerektirmez ki. Başınız sağ olsun, kaybınız için üzgünüm.
 
başınız saolsun.
siz kesinlikle haklısınız.
aileniz tam olarak saçmalamış. 2,5 yaşındaki bebeden ne istemişler ya hu!
tamam onu da sev onu da sev.
kaldı ki her hatalarına anneleri yok yapsın demek o çocuklara kötülüğü , yanlışı aşılamaktır. annesi olunca ne yaparsa aynısını yapmaları lazım.
sanırım ben olsam görüşmeyi keserdim daha doğrusu baya mesafe koyardım bayramdan bayrama, ölümden, düğüne gibi.
 
Başınız sağolsun. Yazdıklarınızı okurken çok üzüldüm benimde yeni doğan küçük bir kızım var. Kendimi sizin yerinize koyarak okudum.
Eğer sizi çok üzmeyecekse bundan sonra ailenize çok sık gitmeyin. Muhtemelen aileniz eve gelmediğiniz için artık size bir sürü laf edecekler. Bizim abinin yeğenlerinin yanında olmadın diye yine sizi suçlayacaklar . Buna hazır bir psikolojide olun. Madem siz artık el kızı konumundasınız o eve gitmeyin. Sizi gözden bu şekilde çıkardılarsa yanlarında istemeleri çok bencilce. İsterseniz ilk zamanlar bir süre mana bulun gitmemek için. Bunlar ufak yalanlar olacak ama yapacak birşey yok .. örneğin oğlum kızamık oldu çocuklara bulaşmasın ben gelemiyorum diyin.
Çocuğunuza sahip çıkın. Yanlış anlamayın ama belliki aileniz sizin çocuğunuza aile olamayacak. Ezmeyin ezdirmeyin yavrunuzu.
 
Merhaba hanımlar
Bu konuyu defalarca açmaya yeltenip her defasında "bencillik yapıyorsun idrak" diyerek göndermekten vazgeçtim. Ancak artık sahurda bile acıların kadını modundan sıyrılamadığım için yazmak istedim.

Yaklaşık 7 ay önce ailemiz için çok büyük bir kayıp yaşandı. Benim dostumu, abimin eşini genç yaşında kaybettik. Hala acısını sindirebilmiş değiliz. Geride iki küçük yeğenimi bıraktı. Kuzularım ya kabullenmek istemiyorlar ya da farkında bile değiller. Küçüğü 3 yaşında onun haberi bile yok annesini kaybettiğinden. Ara ara neden hala hastaneden çıkmadığını soruyor bize... Neyse bu konuda hala konuşamıyorum. Asıl konuya geçeyim.

Yengemin vefatından sonra abim çocuklarla birlikte ailemin yanına taşındı. Böyle büyük bir acının ardından adapte olmakta zorlanıyor herkes. Elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum 2 saat uzaklıkta ikamet etmeme rağmen. Yol uzun, özel aracımız yok ve oğlum asla otobüste durmuyor. Dolayısıyla sık gidemezsem de gittiğimde en az beş gün kalıyorum ailemde.

Gel gelelim her gittiğimde berbat bir psikolojiyle geri dönüyorum. Oğlum iki buçuk yaşında ve inanılmaz hareketli bir çocuk. Ailem tarafından sıkça eleştiriliyor, uzaylı muamelesi görüyor. Önceleri duymazdan gelmeye çalışsam da yengemin ölümüyle birlikte yeğenlerime gösterilen (gayet normal ve olması gereken) alaka ile birlikte oğlum daha fazla dışlandı. Öyle ki yeğenlerim kıskanmasın diye asla oğlumu sevmez ve ilgilenmezler. Ben oğlumun temel ihtiyaçlarını karşılarken bile sürekli beni uyarırlar. "ilgilenme oğlunla yeğenlerin kıskanır. Onlarla ilgilen" şeklinde. Ki ben elimden geldiğince hassasiyet gösteriyorum. Yeğenlerim, benim de canlarım...

Ancak takdir edersiniz ki benim oğlum da küçük. Zaten ailem tarafından sürekli azarlanan ve ilgilenilmeyen bir çocuk. Bir de annesi olarak ben ilgilenmeyince daha da hırçınlaşıyor. Üzülüyorum haliyle... Babam sürekli kıyas yapar. Yeğenim kabul edilmeyecek ve uyarılması gereken bir hareket yaptığında "annesi yok onun yapsın" derken o esnada ufak bir yaramazlık yapan oğluma sert çıkış yapabiliyor. Bir yandan yeğenlerim için fazlasıyla üzülürken, öte yandan ailemin bu tutumu karşısında oraya gitmek dahi istemiyorum.

Gelelim beni günlerdir ağlatan son olaya. Ailemin oturduğu semte çok uzak olduğum için geçen hafta annem bana bir fikirle geldi. "kızım siz bir şekilde buraya gelin iftara. Sonra bizim arabayla dönersiniz gece. Kardeşin bir ara alır arabayı" dedi. Tamam dedim. Nihayetinde iftarı açıp o saatte 2 saatlik yolu toplu taşıma ile dönmek imkansız. Bir şekilde gitmek de çok zordu ancak eşimi zorla ikna ettim. Zor olan kısmı da, annem eşimin çalıştığı sektörle alakalı evine bir eşya istedi. Bizi maddi açıdan oldukça zorlasa da asla lafını etmedim. Ancak o eşyayı ve bir çocuğu toplu taşıma ile götürmek zulüm. Buna rağmen sırf annemin gönlü olsun diye eşimi zorla ikna ettim. Sırtımda taşırım gerekirse annem sevinsin dedim.

İftara gitmemize bir gün kala annem beni aradı. "kızım babanı biliyorsun huysuz. Arabayı almanıza izin vermedi. Ceza falan yazılır" dedi. Dinlemedim gerisini zaten. Ağladığımı anlamasın diye apar topar kapattım telefonu.

Babamın genel düşüncesi kız evlendikten sonra başka bir aileye ait olur şeklinde olduğu için, sindiremediğim bu fikrin böyle bir olayda karşıma yeniden çıkmasıyla patladım artık. İki oğlu arabasını kullanabilir ama ben kullanmam. Niye, çünkü ben artık başkasının eşiyim. Baba kanatları altında yaşamını sürdüren varlığım, kocanın kanatları altında devam ettirilmek üzere özenle teslim edildi. Oğlum da kocamın soyundan olduğu için zaten asla yeğenlerim kadar sevilmeyecek. Ufak bir not eşimi de sevmezler zaten.

Uzun bir süre oğluma yapılan muameleye göz yumdum yeğenlerime destek olmak için. Ancak artık kaldıramıyorum. Ne bana yapılanı, ne de oğluma davranışlarını. Bir yandan kendime "idrak bencillik yapma. Yeğenlerini düşün" diye kızarken, bir yandan da "ama sen annesin. Senin oğlun da küçük. Neden hor görülsün" diye üzülüyorum.

İnanın araba mevzusu beni çok kırsa da mevzu araba değil. Ben artık ailem yokmuş gibi hissediyorum. Yalnız kalmışım gibi.

Ben gerçekten çok üzgünüm. Yengemi çok severdim. Onun acısı ayrı. Yeğenlerime, abime ayrı üzülüyorum. Lakin içimden ailemin yanına gitmek gelmiyor. Bu kadar dışlanmaya, sen hep verici ol ama biz seni hiç sormayalım. Ne haldesin merak etmeyelim tavrına tahammül edemiyorum. Evet çok zor bir durumdalar. Evet acıları çok büyük. Evet alışmaları çok uzun zaman alacak. Ama benim yavrum da küçük yahu. Tamam sevmesinler, ilgilenmesinler ama en azından sürekli eleştirip kızmasınlar. Çok mu zor bu dengeyi sağlamak.

Lütfen bana akıl verin. Uzun oldu kusura bakmayın ama ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum artık. Daha yazmadığım onlarca olay var. Bu hale gelmeme tek bir olay sebep olmadı. Şimdilik bu kadarını bilmeniz kafi. Teşekkürler şimdiden.
Merhaba hanımlar
Bu konuyu defalarca açmaya yeltenip her defasında "bencillik yapıyorsun idrak" diyerek göndermekten vazgeçtim. Ancak artık sahurda bile acıların kadını modundan sıyrılamadığım için yazmak istedim.

Yaklaşık 7 ay önce ailemiz için çok büyük bir kayıp yaşandı. Benim dostumu, abimin eşini genç yaşında kaybettik. Hala acısını sindirebilmiş değiliz. Geride iki küçük yeğenimi bıraktı. Kuzularım ya kabullenmek istemiyorlar ya da farkında bile değiller. Küçüğü 3 yaşında onun haberi bile yok annesini kaybettiğinden. Ara ara neden hala hastaneden çıkmadığını soruyor bize... Neyse bu konuda hala konuşamıyorum. Asıl konuya geçeyim.

Yengemin vefatından sonra abim çocuklarla birlikte ailemin yanına taşındı. Böyle büyük bir acının ardından adapte olmakta zorlanıyor herkes. Elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum 2 saat uzaklıkta ikamet etmeme rağmen. Yol uzun, özel aracımız yok ve oğlum asla otobüste durmuyor. Dolayısıyla sık gidemezsem de gittiğimde en az beş gün kalıyorum ailemde.

Gel gelelim her gittiğimde berbat bir psikolojiyle geri dönüyorum. Oğlum iki buçuk yaşında ve inanılmaz hareketli bir çocuk. Ailem tarafından sıkça eleştiriliyor, uzaylı muamelesi görüyor. Önceleri duymazdan gelmeye çalışsam da yengemin ölümüyle birlikte yeğenlerime gösterilen (gayet normal ve olması gereken) alaka ile birlikte oğlum daha fazla dışlandı. Öyle ki yeğenlerim kıskanmasın diye asla oğlumu sevmez ve ilgilenmezler. Ben oğlumun temel ihtiyaçlarını karşılarken bile sürekli beni uyarırlar. "ilgilenme oğlunla yeğenlerin kıskanır. Onlarla ilgilen" şeklinde. Ki ben elimden geldiğince hassasiyet gösteriyorum. Yeğenlerim, benim de canlarım...

Ancak takdir edersiniz ki benim oğlum da küçük. Zaten ailem tarafından sürekli azarlanan ve ilgilenilmeyen bir çocuk. Bir de annesi olarak ben ilgilenmeyince daha da hırçınlaşıyor. Üzülüyorum haliyle... Babam sürekli kıyas yapar. Yeğenim kabul edilmeyecek ve uyarılması gereken bir hareket yaptığında "annesi yok onun yapsın" derken o esnada ufak bir yaramazlık yapan oğluma sert çıkış yapabiliyor. Bir yandan yeğenlerim için fazlasıyla üzülürken, öte yandan ailemin bu tutumu karşısında oraya gitmek dahi istemiyorum.

Gelelim beni günlerdir ağlatan son olaya. Ailemin oturduğu semte çok uzak olduğum için geçen hafta annem bana bir fikirle geldi. "kızım siz bir şekilde buraya gelin iftara. Sonra bizim arabayla dönersiniz gece. Kardeşin bir ara alır arabayı" dedi. Tamam dedim. Nihayetinde iftarı açıp o saatte 2 saatlik yolu toplu taşıma ile dönmek imkansız. Bir şekilde gitmek de çok zordu ancak eşimi zorla ikna ettim. Zor olan kısmı da, annem eşimin çalıştığı sektörle alakalı evine bir eşya istedi. Bizi maddi açıdan oldukça zorlasa da asla lafını etmedim. Ancak o eşyayı ve bir çocuğu toplu taşıma ile götürmek zulüm. Buna rağmen sırf annemin gönlü olsun diye eşimi zorla ikna ettim. Sırtımda taşırım gerekirse annem sevinsin dedim.

İftara gitmemize bir gün kala annem beni aradı. "kızım babanı biliyorsun huysuz. Arabayı almanıza izin vermedi. Ceza falan yazılır" dedi. Dinlemedim gerisini zaten. Ağladığımı anlamasın diye apar topar kapattım telefonu.

Babamın genel düşüncesi kız evlendikten sonra başka bir aileye ait olur şeklinde olduğu için, sindiremediğim bu fikrin böyle bir olayda karşıma yeniden çıkmasıyla patladım artık. İki oğlu arabasını kullanabilir ama ben kullanmam. Niye, çünkü ben artık başkasının eşiyim. Baba kanatları altında yaşamını sürdüren varlığım, kocanın kanatları altında devam ettirilmek üzere özenle teslim edildi. Oğlum da kocamın soyundan olduğu için zaten asla yeğenlerim kadar sevilmeyecek. Ufak bir not eşimi de sevmezler zaten.

Uzun bir süre oğluma yapılan muameleye göz yumdum yeğenlerime destek olmak için. Ancak artık kaldıramıyorum. Ne bana yapılanı, ne de oğluma davranışlarını. Bir yandan kendime "idrak bencillik yapma. Yeğenlerini düşün" diye kızarken, bir yandan da "ama sen annesin. Senin oğlun da küçük. Neden hor görülsün" diye üzülüyorum.

İnanın araba mevzusu beni çok kırsa da mevzu araba değil. Ben artık ailem yokmuş gibi hissediyorum. Yalnız kalmışım gibi.

Ben gerçekten çok üzgünüm. Yengemi çok severdim. Onun acısı ayrı. Yeğenlerime, abime ayrı üzülüyorum. Lakin içimden ailemin yanına gitmek gelmiyor. Bu kadar dışlanmaya, sen hep verici ol ama biz seni hiç sormayalım. Ne haldesin merak etmeyelim tavrına tahammül edemiyorum. Evet çok zor bir durumdalar. Evet acıları çok büyük. Evet alışmaları çok uzun zaman alacak. Ama benim yavrum da küçük yahu. Tamam sevmesinler, ilgilenmesinler ama en azından sürekli eleştirip kızmasınlar. Çok mu zor bu dengeyi sağlamak.

Lütfen bana akıl verin. Uzun oldu kusura bakmayın ama ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum artık. Daha yazmadığım onlarca olay var. Bu hale gelmeme tek bir olay sebep olmadı. Şimdilik bu kadarını bilmeniz kafi. Teşekkürler şimdiden.

Ben size hak verdim gerçekten. Çok haklısınız. Ama öksüz çocuklara yavrulara acıyın. Yine elinizden geldiğince gitmeye çalışın. Ama ben sizin yerinizde olsam onları gittiğim o evde "onların" (kendileri öyle görüyor çünkü orayı sizin eviniz olarak görmüyor) evinde annenizi babanızı yok sayardım bir süre. Daha fazla verici olmazdım. Madem sizi artık aileden saymıyorlar siz de onlara en güzel cevabı onlardan desteğinizi çekerek verebilirsiniz. Gerekirse sırtımda taşırım tavrınızdan vazgeçin. Ne kadar zor olsa da gitmek o öksüzlerin günahına girip onlardan annelik merhametinizi eksik etmeyin. Aileniz sevme çocuğunu ilgilenme dese de ilgilenin. Onların haddine değil bunun ölçüsünü belirlemek.
 
Bence yanlış yapıyorsunuz. Demişsiniz ya eşimi karşıma alıyorum, karışamazsın diyorum diye. Benim eşimin babası da sizin aileniz gibi bir bakıma. Sürekli kır, dök, eleştir, babalık yapma ama evlatlık bekle. Bence saygı hak edilen bir şey. Düzgün aile bağları yoksa eğer klasik bir aile anlayışı beklemek de haksızlık evlatlardan. Bu dengeyi sağlayacak olan sizsiniz. Tüm bunlara rağmen eşim babasına karşı sürekli bir onaylanma ihtiyacı içindeydi ve takdir görmek için çabalayıp duruyordu. Bu arada hep ben ezildim. Ailesinin aslında ben olduğumu anlayamadı bir türlü. Sadece bu sebeple boşanıyoruz. Bu duruma tahammül edemedim çünkü ben. 10 senedir ben daha çok ailesi olmuştum oysaki. Siz de eşiniz ve çocuğunuza haksızlık yapıyorsunuz.

Ailem yok demişsiniz ama aileniz artık onlar zaten. Neden onları ikinci plana atıyorsunuz ki? İster buldumcuk desinler, ister görgüsüzlük desinler. Siz ne yaparsanız yapın düşünceleri değişmez ki. Sabit, kemikleşmiş artık. Ağzınızla kuş da tutsanız fark etmez. Neden oğlunuzu sefil ediyorsunuz, neden aşağılanmasına izin veriyorsunuz, dışlandığı, değersizleştirildiği bir ortama sokuyorsunuz? Sizin sorumluluğunuz evladınıza karşı. Hala olarak elinizden geleni yaparsınız. Evet acı çok taze fakat siz annelerini geri getiremezsiniz, annelik de yapamazsınız. Sizin çocuğunuzun annesi var diye suçlu mu, annesi yanında diye daha mı az sevilmeli, temel ihtiyaçları bile görmezden mi gelinmeli? Sonsuza dek annesi babası yanında mı olacak, kim garantisini veriyor bunun? Belki yarın sizlere de bir şey olacak, ne malum?

Benim teyzem de beni çok dışlardı, aşağılar ve ezerdi. Çocuklarını çok severdim. Onlar uzak bir şehirden geldiğinde koşarak anneannemlerde kalmaya giderdim. Annem yollamak istemezdi ve kızardım ona. Sonra gördüm ki teyzem aslında bana eziyet ediyormuş. Annem onunla yalnız bırakmazdı asla beni, yine de iki arada bir derede sıkıştırır üzer, ağlatırdı. Bu arada benim de babam yoktu, babasız büyüdüm. Dedem yetiştirdi sayılır beni. Yine de çocukken bana bir kere el kaldırdı, vurmadı ama kaldırdı. Annem gördüğünde kolumdan tuttuğu gibi çıktık evden apar topar. O benim çocuğum, ona bağırmayın bile diye. Ben annemi böyle hatırlıyorum ve inanılmaz saygı duyuyorum. Ama sizin yaptığınız gibi ezildiğim bir ortamda beni bulundursaydı sanırım anneme karşı içimde kırgınlıklarım olurdu, beni sevmediğini düşünürdüm. Çocuğunuz şu an hatırlamıyordur belki ama hatırlayacak yaşa geldiğinde de bunlar devam edecek, o zaman o da size kırılmayacak mı?

Bence yeterince fedakarlık yapmışsınız ve asla memnun olmayacak insanlar için kendinizi bu kadar paralamanız manasız. Lütfen yazdıklarıma alınmayın ama asıl sorumluluğunuz aileniz olan eşiniz ve oğlunuz. Onları ikinci plana atmayın lütfen. Bunu yapmak halalığınızı bırakmanızı gerektirmez ki. Başınız sağ olsun, kaybınız için üzgünüm.
O kadar doğru anlattiniz ki. Benzer bir durumdan dolayı ben ailemle görüşmüyorum ve görüşsem belki boşanmaya kadar gidecek benim evliliğim de. Ufacık da bir oğlum var. Bazen acaba anneme babama haksızlık mı ediyorum diye soruyorum kendime âma şu yazdıklarınızı okuyunca böyle olması gerektiğini bir kez daha anladım.
 
Gitmeyin 5 günde kalmayın .O kadar kalabalık evde tabi ki sorun cıkar .Abiniz aynı apartmanda baska daireye tas8ns8n .Ben yaslılara da acıyorum .Kafa dinleme vakti diye birsey kalmadı.Yaptıkları cok yanlıs .
Ama inanın bir yastan sonra cocuk filan cekilmiyor ,sanırım yegenlerinizle ilgilenmek onları yeterince yoruyor ve patlama size yaşanıyor .
Onlara mecburiyetin faturası size çıkıyor .
Ben gelmiyeyim yeterince kafanız şişiyor diyebilirsiniz.
 
Öncelikle başınız sağolsun
Ailecek zor şeyler yaşamışsınız, haliyle herkesin bocalaması normal
Yeğenlerinize hassasiyet konusunda aileniz haklı lakin sizin çocuğunuz da küçük. Sizin çocuğunuz dışlanmadan da pek tabii denge kurulabilir. Şu haliyle oldukça sağlıksız bir davranış. Haksızlar o yüzden bu konuda
Babanızın mantalitesi çok ilginç gerçekten, evlendiniz diye ihtiyaç halinde bile nazınız geçmeyecek mi? Hep böyleydiyse, değiştiremezsiniz.
Bence bir süre kafanızı dinleyin, az görüşün, onlar da yeni yaşamlarına adapte olsunlar.
Daha sağlıklı karar verirsiniz daha sonra
+1
bende de mümkün mertebe az görüşün konu sahibi
abinizi yeğenlerinizi sık sık arayın ama

malesef Türk toplumunda çok var kız o bizden çıktı elin çocuğunu mu besleyeceğiz olayı ne saçma
2 kızım var büyük konuşmayayım ama aklımdan geçmez böyle bir saçmalık
 
Evet ne benim ne eşimin hiçbir kararına saygı duymazlar. En doğru, en mükemmel onlar çünkü :) eşim oğlumuza çok düşkün ve çok özlüyor ben oradayken. Bu durum ailem tarafından "buldumcuk işte. Sanki ölecek az ayrı kalsa" şeklinde yorumlanıyor. Eşim oğluma karşı çok hassas ve ilgili. Sık sık arar sorar. Ne yaptığını bilmek ister. Bu durumda annem tarafından "görgüsüzlük" olarak yorumlanıyor. Erkek adam bu kadar anne gibi davranmazmış. Amacı beni ikinci plana atıp çocukla ilgili yönlendirmeye hakimiyet kurmaya çalışmakmış :) çok güzel niyet okur ailem.

Eşimin uzun süre bizden ayrı kalmak istemediğini söylediğim bir anda da, annem mevzuyu aileden esirgemeye bağladığı için artık bu hususta konuşmuyorum onunla.
Öncelikle başınız sağolsun. Allah rahmet eylesin.

En büyük sorun bu işte. Niyet okumak. Benimkiler de böyle maalesef. Ben de bu durumdan biktim artik. İş dolayısıyla gidemiyoruz çok fazla ama onlara göre bu bir bahane. Bir karar alırız hemen eleştirir onu yapana kadar bunu yapsaydınız derler. Hele ki annem kendi kendine kurar da kurar. Bir iki olayda çocukluğundan beri sessiz sakin olan, onlara herşeyi kolaylaştıran ben patladı artık. Sesimi yükseltmek zorunda kaldım.

7-8 saatlik yola eşimle özel araba var gidemesek de benim için sen çık çık gel, gelmiyorsun, çocuklarla konuşurken çocuklara siz otobüse binin gelin, anneniz sizi getirmiyor vs. Ya da kocan getirsin bıraksın gitsin beş gün kalacaksak mesela 5 gün sonra almaya gelsin. Ne kadar kolay onlara masraf bize değil sanki. Otobüsle iki çocukla o kadar yol gitmek de kolaydı. Kendi arabaları olmalarına rağmen de senede bir zar zor gelirler. Gelsek miki gelmesek miki. Masraf çok olacak, uzak. E bize yakın sanki. Kız kardeşim 3 saat uzakta ona senede en az 3-4 kere her fırsatta giderler. Kendilerine yakın başka kız kardeşim var. Onun çocuğu benimkinden 5-6 ay küçük. Her gidişimde benimkiyle illaki kavgaları oluyor oyuncak yüzünden e çocuk onlar olacak. Ona takılmıyorum. Ama tutup da biz misafir ken evine her gün gelen yeğenime destek oluyorlar. E o küçük sen ver diyorlar benim çocuğuma düşünün. Ya da yeğenim evlerine ilk geliyormuş gibi kapıdan girer girmez bir sevgi gösterisi sarılmalar. Kaç kere gördüm benimkilerin uzaktan onlara baktığını sarılırken. Tamam onlar yakın huyunu suyunu biliyorlar ama biz de bikac gün kalıp gideceğiz yani. Biraz çocukların gönlüne girmeye ugrassaniza. O an sarılmak istemese benimkiler e soğuk bunlar, zaten unutmuş çocuklar baksana. Halbuki çocuklar ne hevesle ne sevinçle gidiyorlar. Sonra hayalkırıklığı. Az evi dağıtsalar azarvari konuşur annem sonra da bu çocuklar beni sevmiyor.
Otururuz akşam hiç görmemiş gibi tv ye kitlenip kalırlar ya da uyurlar. Ben az telefonu kurcalarsam aman geldiniz iki gün elinizde telefon diye çıkışır annem. E napayım herkes yokmusuz gibi davranıyor. Çünkü karar alırken sormuyoruz ya pek önemsenmiyoruz. Bunu anladım ben de. Aynı yani niyetimi okuma çabaları ve kendi kendilerine yorum yapmaları.
Evlendim çok maddi sıkıntım oldu bir kere sormadılar. Şuan durumumuz iyi ama kendimizce biraz gezsek hemen para harcamaya meraklı oluyoruz.

Aman öyle işte. Ben de dolmuşum. Siz de gitme sıklığınızi azaltin derim. Gidince de en fazla bir akşam kalın dönün. Tamam tabiki hassas bir donemdeler ama öte yandan sizin ki de küçük çocuk. Denge sağlamaları en çok yeğenleriniz için önemli. Onların kişiliklerini bencil olacak şekilde alıştırıyorlar da farkında değiller. Sorsan zaten sizi kim büyüttüden girip ananinizi babanızı beğenmiyorsunuzdan çıkarlar. Allah kolaylıklar versin.
 
X