Öyle kötüyümki..

sanırım ortada çözülecek pek bişey kalmadı.Görümcenin yüzünü dahi görmek istemiyorum artık ki ben öyle rol yapamam seviyormuş gibi.Eşim bu husumeti anladığı an bana resti çekti.Çünkü görümcem herkesin aklına giren birisi.öylede oldu.kb bana soru sorarken ben put gibi durup tv ye bakmışım.Zaten oraya gittiğimde neye ne kadar gülmüşüm hep bi kontrol halindelerdi.Bi konuda farklı fikrimi söylesem sen ne biliyosunki dercesine yüzüme bakarlardı..Görümcem kuzeniyle yaşadığı bi husumetle ilgili ona arkadan sen kimsin kızımmmm.ben bi insana kafayı taktımmı onu bitiririm diyordu..aileside ne fena ne akıllı kızımız var diye övünüyor.Bu zamanda ağırbaşlı olmak kimsenin işine karışmamak para etmiyor.
Valla düşünüyorum hayatımda kimseye kafayı takmadım bitiririm falan demedim hele de kuzenime. Hiçbir kuzenimle sorun da yaşamadım hepimiz senin tabirinle ağırbaşlı yaşayan kimsenin işine karışmayan insanların ondandır belki de. Bu insanlar neyin kafasını yaşıyorlar anlaması güç.

Matem sen koskoca mimar kızsın, özgüvenin iyice zedelenmiş senin yazdıklarından kendini savunamayışından belli, burada bile kendini açıklamaya ispatlamaya çalışıyorsun otomatiğe bağlayıp. Gelin gittiğin aile yamyam, boşanmaktan başka çözümün yok, hayatını özgüvenini ancak böyle yola sokarsın. Veya dediklerini yapıp git doktora tedavi ol (!) bi de üstüne zaten bizim gelin deliydi diye daha da paspas etsinler seni. Pislikle uğraşılmaz, anca senin de pislik olman lazım ki frekansınız tutsun kavga dövüş çingene gibi yaşayıp gidesiniz.

Ailene takılma bir üzülür iki üzülür senin mutlu olduğunu görürlerse keşke erken boşansaymışsın derler. 10 yıl kadar önce hızlı trende yanıma bir amca oturmuştu laf lafı açtı iki çocuğuyla boşanan kızından bahsetti. “Zamanında kızlar okumaz dedik erkenden evlendirdik ama evliliğinde zulüm gördükçe suçlandım. Çok cahilmişiz bilemedik o zamanlar. Sonradan boşattım kızımı, okutmayınca meslek de yapamadı ben de bir dükkan açtım ona şimdi parasını kazanıyor, benim de içim rahat etti en azından, aman kızım biz cahildik siz olmayın güzel güzel oku.” Böyle öğüt vermişti bana hala hatırlarım. Büyükler de cahil olabiliyor ama anlıyorlar sonradan.

Sana sevdiğim şarkılardan birini gönderiyorum, ne zaman tadım kaçsa dinlerim nakaratı bana kendimi çok iyi hissettiriyor.

“Canınsın sen senin,
Yaslanıp ağlayacağın tek omuz da senin.
Canınsın sen senin,
Seveceğin tek kişi yine sensin.”

Kendini kurtarsan kurtarsan yine kendin kurtarırsın matem, hayatına sahip çık. Çıkmazsan da kendin bilin 50 yaşına varmadan hastalıklara kendini hazırla, yıllarca zarar gören izzeti nefsin de cabası.

 
Seni o kadar iyi anlıyorum ki. Ben de evliliğimin ilk yılları aynı şeyleri düşündüm. Herkes özellikle eşim üzerime geldikçe hep kendimi sorguladım daha iyisini yapayım diye yırtındım. Mesela eşim benim ailemden ne kimsenin düğününe ne cenazesine gitmez. ama ben düğünün başından sonuna kadar sesin korkusundan çığlık çığlığa ağlayan bebeğimle bile 10 düğünden 9 una gidip birine gitmemişsem eşim ve görümceler ayrı ayrı itinayla laf sokardı. Ben de salak gibi ama gidemedim çünkü bebeğim çok ağlıyordu, Migrenim tutmuştu vs diye derdimi anlatmaya çalışırdım ayy aptal kafam. Beyefendi istiyor diye bütün ramazanı köyde geçirir gelene gidene işçisine geceye kadar yemek hazırlardım. Sonra bir gün hasta oldum yapamadım diye lafı yer otururdum. Daha neler neler neler yaşadım 8 yılda gözlerine girebileyim diye diye hep içime attım. Şimdi panik atağımla ansiyetemle aşırı mutsuzluk ve korkularımla başbaşa kaldım. Doktora gitmem gerek ama iki saat çocuklara bakmayacak bir adam için ömrümü heba ettiğim içiin gidemiyorum da. Artık bittiğim için ne onlar ne kendim için yapacak birşeyim de kalmadı. Sen seni bitirmelerine izin verme sakın.
Siz karaçay mısınız, eşiniz de öyle mi
 
Esiniz ve ailesi cok zor insanlar ama size bosanin diyemem. Kendi haklarinizi koruyamiyorsunuz. Bosanma asamasinda esiniz ve ailesi uzerinize gelecek, siz bunu kaldiracak kapasitede degilsiniz. Cok yipranirsiniz. Esinizin teklifini kabul edin. Psikologtan yardim alin bakis aciniz degissin. Ayaginiz biraz yere saglam bassin. Bunu kendiniz icin yapin. Sonra ne yapacaginiza karar verirsiniz.
 
Kocanın suratına "Açık açık söyleyeyim ben seninle hayat kurmak için evlendim birinin annesinin kardeşinin isteklerini eksiksiz yerine getirmek için değil, öyle olsa neden evleneyim evde kendi anamın babamın isteklerini yapar onların emrinde yaşardım en azından yaptığım da takdir görürdü.
Şimdi Allah'tan kork elini kalbine koy ve adaletli ol, benimle annenlere gelin olmam için mi evlendin yoksa hayatını paylaştığın bir eş olmamı istediğin için evlendin. Eğer sadece gelin olmak içinse ben zaten bu evlilikte yokum " de kararlı bir şekilde:)
 
Seni o kadar iyi anlıyorum ki. Ben de evliliğimin ilk yılları aynı şeyleri düşündüm. Herkes özellikle eşim üzerime geldikçe hep kendimi sorguladım daha iyisini yapayım diye yırtındım. Mesela eşim benim ailemden ne kimsenin düğününe ne cenazesine gitmez. ama ben düğünün başından sonuna kadar sesin korkusundan çığlık çığlığa ağlayan bebeğimle bile 10 düğünden 9 una gidip birine gitmemişsem eşim ve görümceler ayrı ayrı itinayla laf sokardı. Ben de salak gibi ama gidemedim çünkü bebeğim çok ağlıyordu, Migrenim tutmuştu vs diye derdimi anlatmaya çalışırdım ayy aptal kafam. Beyefendi istiyor diye bütün ramazanı köyde geçirir gelene gidene işçisine geceye kadar yemek hazırlardım. Sonra bir gün hasta oldum yapamadım diye lafı yer otururdum. Daha neler neler neler yaşadım 8 yılda gözlerine girebileyim diye diye hep içime attım. Şimdi panik atağımla ansiyetemle aşırı mutsuzluk ve korkularımla başbaşa kaldım. Doktora gitmem gerek ama iki saat çocuklara bakmayacak bir adam için ömrümü heba ettiğim içiin gidemiyorum da. Artık bittiğim için ne onlar ne kendim için yapacak birşeyim de kalmadı. Sen seni bitirmelerine izin verme sakın.

Ömrünü heba etmek dediğin hepi topu 8 yıl, neden boşanmıyorsunuz??
 
Şu yaşıma geldim, çocuk olmadığı halde, eziyet görüp de boşanmaya yanaşmayan kadınları anlayamadım gitti. Yahu özgürsün özgür! Niye bi denecik canını bu kadar sıkmalarına izin veriyorsun? Git çalış mis gibi hayatına bak. Kocasız kalınca daha mı mutsuz olucaksın? Neyse işte anladığım kadarıyla boşanmaya niyetin yok. O zaman bir zahmet çalışmaya başla. Ben şahsen haftanın 3 günü kaynanaya gitmektense haftanın 5 günü işe gitmeye güle oynaya razı olurdum. Bir daha ağızlarını açacak olurlarsa "ben sizin kızınız gibi 7 gün 24 saat sizde duramam, çalışıyorum kendimi eve zor atıyorum" dersin. Yani dümdük demezsin de ima edersin. En azından verecek bir cevabın olur. Muhtemelen senin çalışmıyor olmana bu kadar takmışlar, sen işe başlayınca biraz durulurlar. Ama eğer baskılar devam ederse bu evlilikte mutlu olma şansın sıfır demektir.
Öncelikle, idolümsünüz. Saygılar.

Çalışınca da susmayacak o eş ailesi. Bu sefer para isteyecekler, kredi çektirecekler. Konu sahibi hem kuzu kuzu denileni yapacak, hem de gelip yakınacak burda.
 
Calismak isteyen kaynanaya haftada 3kez gitmez zaten
Oturur ders çalışır
anlamıyorsunuz galiba? ben gitmeyince sürekli lafını ediyorlardı.diyelimki bi defa gitmedim diğer sefer gittim hepsinde bi surat. hatta niye gelmiyosun yarında gelin diye kapıya kadar baskılar
 
anlamıyorsunuz galiba? ben gitmeyince sürekli lafını ediyorlardı.diyelimki bi defa gitmedim diğer sefer gittim hepsinde bi surat. hatta niye gelmiyosun yarında gelin diye kapıya kadar baskılar
Sizi bu duruma düşüren adama resti çekmek gündeminizde yok yani.
 
pardon hangi konuda sorunlu gördünüz? eminim anlattıklarımı yaşasaydınız fikriniz aynı olmayacaktı.
Öyle sayfalarca yazmışsınız ki dramdan içim bayıldı. Acıyalım mı size ne diyelim ne istiyorsunuz? Hani bir söz vardır beni öldür ama acıma. 1.5 yıllık evliymişsiniz yıllarınız falan heba olmamış. Ayrıca hayat dediğimiz şey bu iyi kötü herşey olacak. Bizim de popomuzdan pembe pamuk şeker çıkmıyor. Bence de sorunlusunuz.
 
Ya baska yolu yok
Üzülüyorum ya cidden
Ya calisacak ya calisacak
Yada omur boyu katlanacak
İnan hiç üzülmüyorum. Koca koca derseniz böyle kocatırlar. Yapacak bişey yok..

Çalışsa bu seferde maaş kartına sahip çıkamayacak. Değişen bişey olacağı yok yani
 
X