Çok geçmiş olsun...Canim adina cok üzüldüm.
Bu tip mallar heryerde her ülkede var.
Meselâ burda alman öğretmenler yabanci cocuklari "engelli" konumuna koyup okul hayatlarini bitiriyorlar.
Ben şanslıyım ama çoğu tanıdığım okulu engelli statüsünde bitirdiği icin meslek sahibi olamadı
Fikir alışverişi olsun, cevaplamak isterseniz tabi.
Neden kutsal buluyorsunuz?
Ben işini iyi yapan bir fizyoterapistim mesela. Engelli bir insana kaşık tutmayı öğretiyorum. Yada adım atmayı.
Yada doktor hayat kurtarıyor.
Mühendis yaşadığımız evleri yapıyor.
Ebe Doğum yaptırıyor.
Elimiz ayağımız olan onlarca hayatımızı kolaylaştıran alet, makina var, ve de bunları yapan tasarımcı, mühendis.
Öğretmen hepsini yetiştirir klasik cevabının dışında, (katıldığım söylenemez) ne var elimizde kutsallaştıran?
Herkesin tam gaz deli gibi ogretmenler gununu kutladigi boyle bir gunde ,iyi ki akliniza gelmis bu paylasimi yapmak.
Ben zaten anlam veremiyorum su gunun kutlanmasina. Ilkokul ogretmenime para toplanir pirlanta kolye alinirdi oyle bir okuldan mezunum ben de. Ha ne kadar hak ediyordu bu luzumsuz sevgi gosterisini tartisilir. Oyle dayaktir psikolojik baskidir hic biri yoktu sizin olaydaki gibi ama mesleginde yetersiz bir kadindi. Sayfalar dolusu odev verirdi, deli danalar gibi yapmaya ugrasirdik. Kucucuk omuzlarda cilgin bir yuk bence bu. Simdiki aklim olsa asla yapmazdim o odevleri.
Ogretmenlere de ogretmenlige de saygim sonsuz. Nasil olmasin anam babam ogretmen benim. Ama gercekten de suyu cikti su kutlama isinin. Sonuna kadar hak verdim konunuzu okuyunca
Çok var böyle özellikle eskiden daha fazlaydı.Mesela benden bunu çaldı kadın.
Üstelik o yaştaki çocugu yalana teşvik etti.
Ailesi ile güven bağını zedeledi.
Arada bıraktı.
Sıra dayagı mı, ailene yalan söylemek mi?
İstediğini yapmayan yada bir şeyi beceremeyen çocugu tahtaya çıkartır bütün arkadaşlarına karşı aşağılar tüm sınıfın ona gülmesini sağlardı.
Korkuyla karışık Güldüğüm an bugün aklıma gelince ağlayasım geliyor.
Allah aşkına eğitimciliği geçtim.
İnsan diyemiyorum resmen.
Bu mesleğin neden kutsal olduğunu, neden herkesin yapmaması gerektiğini ve eğitim sistemimizin içler acısı halinin sebeplerini çok güzel açıklamışsınız. Kendi adıma teşekkür ederim.Bir insanin hayata bakis acisini degistiren, iyi ya da kotu bir insan olmasini saglayan, dusunmeyi ogreten, egiten insan ogretmendir çünkü.
Burda mesele hayatimizi kolaylastiran meslek gruplarinin disinda, bazi meslekler 'iyilik ve kötülük' 'yasamak ve olmek' gibi var olmamiza, bize anlam katan seylere sebebiyet verirler. Bu yuzden isini iyi yapan öğretmenleri, kolluk kuvvetlerini, adalet saglayicilarini ve sağlık calisanlarini kutsal bulurum.
Evet tabii ki bir mühendisin de hayat kalitemizi cok yukselttigini inkar etmiyorum ama 'insanlik' kavramini dolduran ve var eden meslekler daha muhim bence.
Bu yuzden zaten bir toplumu ele gecirmek isterseniz once egitim alanından sonra guvenlikten ve yargi sisteminden tutmanız gerekir.
Bu yuzden de kutsal buluyorum. Gercekten iyi ellerde, hakkini vererek yapilmali diye düşünüyorum.
Bu konu uzerinde fazla kafa patlatmadim, dar düşünüyorsam eleştirinizi duymak isterim.
Estağfirullah. Dar düşünmek gibi bir tanım kullanmak istemem.Bir insanin hayata bakis acisini degistiren, iyi ya da kotu bir insan olmasini saglayan, dusunmeyi ogreten, egiten insan ogretmendir çünkü.
Burda mesele hayatimizi kolaylastiran meslek gruplarinin disinda, bazi meslekler 'iyilik ve kötülük' 'yasamak ve olmek' gibi var olmamiza, bize anlam katan seylere sebebiyet verirler. Bu yuzden isini iyi yapan öğretmenleri, kolluk kuvvetlerini, adalet saglayicilarini ve sağlık calisanlarini kutsal bulurum.
Evet tabii ki bir mühendisin de hayat kalitemizi cok yukselttigini inkar etmiyorum ama 'insanlik' kavramini dolduran ve var eden meslekler daha muhim bence.
Bu yuzden zaten bir toplumu ele gecirmek isterseniz once egitim alanından sonra guvenlikten ve yargi sisteminden tutmanız gerekir.
Bu yuzden de kutsal buluyorum. Gercekten iyi ellerde, hakkini vererek yapilmali diye düşünüyorum.
Bu konu uzerinde fazla kafa patlatmadim, dar düşünüyorsam eleştirinizi duymak isterim.
Estağfirullah. Dar düşünmek gibi bir tanım kullanmak istemem.
Şu an iki çocuğum var. İkisinin de okul çağına çok var :)
Ve ben şimdiden ev okulu, okulsuz eğitim örneklerine bakıyorum, yurtdışında legal olan yerlerde.
Çocuğun sosyal ortamını nasıl sağladıkları, daha da önemlisi bir öğreten olmadan ve okul olmadan nasıl öğrendikleri?
Karşıma çıkan şey benim de tabum.
Biz sadece okulda öğrendiğimiz için,
Başka bir şey hayal edemiyoruz.
Öğrenme yeri=okul
Öğreten=öğretmen
Halbuki ben çok önem verdiğim ‘vefa’ yı dedemden öğrendim.
88 yaşındaydı, askerlik arkadaşının cenazesine gitmiştik beraber.
Yada naifliği, misafirperverliği, yardımseverliği, karşılıksız iyiliği öğretmenlerimden degil, komşu teyzelerden gördüm.
Mahalle bakkalımız Kemal amca, alım gücü olmayan çocuklara da çikolata verirdi. Kimi zaman kendi cebinden, kimi zaman ailelerimize ‘bugün sen ısmarladın çikolataları’ diyip.
Anlamları olgulara kendimiz yüklüyoruz.
Yaşamak ve ölmek gibi olma sebebi 6-7 yaşlarında başlayıp 22-23 yaşlarımıza kadar hayatımızın çoğunu sıralarda geçiriyor olmamız.
En çok nerede bulunursak orada şekil almamız normal degil mi?
Şekillendiren de öğretmen olunca, iyilik ondan biliniyor... e tabi kötü sonuçlarda nedense aileden, çocuktan...
Bence öğretmene bunu yüklemek haksızlık zaten. İyilikte de kötülükte de bir katkı sadece.
Müsebbip degil.
Bu mesleğin neden kutsal olduğunu, neden herkesin yapmaması gerektiğini ve eğitim sistemimizin içler acısı halinin sebeplerini çok güzel açıklamışsınız. Kendi adıma teşekkür ederim.
Tabii ki oyle. Sonucta sekil aldigimiz zamanlarda okuldayiz. Hayatimizin en onemli varligi da ogretmen oluyor.
Hayatimizda bircok insanla surtusuyoruz ama kotu ogretmene bu denli nefret duyulmasinin sebebi bile bence o yaslarda hayatimizdaki en etkili insan ogretmen oldugu icin.
Eger tabii ki evde egitim sistemine geçilirse ben de cocugumu okula gondermem. Kendi verecegim insanlık egitimine daha cok güveniyorum. Dunya buna doğru yol aliyor ve ben de bu durumu destekliyorum. O zaman tabii ki öğretmenlik meslegi de benim kutsal meslekler listemden cikar ama su anki sistem ve duruma gore değerlendiriyorum.
(Yasamak ve olmek kavramini saglik calisanlarina ithafen soylemistim bu arada.)
Benim ilkokul öğretmenim kızının çeyizine dantel yaptırırdı velilere4.sinifa giderken rahmetli annem öğretmenime selam vermiş ben x 'in annesiyim demiş. Düşünün 4. Sınıf karaktersiz hoca da o kim çıkartamadım demiş. Her gün sabah 9da okulun karşısındaki evine marketten ekmek gazete alıp gönderirdi bizimle(Iki ogrenciyle)Evde çocukları taze ekmek yesin gazete okusun diye.
Sosyal medyada gördüğüm çok da beğendiğim bir söz var:
“Hayattaki en büyük şans,küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır.”
Ben,mesleğimizi kutsal görenlerdenim. Her sabah (39 derece ateşle hasta da olsam yahut çocuğum ardımdan ağlasa da ya da eşimle aram bozuk olsa dahi) aynı coşku ve istekle okula gidiyorum 11 senedir.
Meslekte kötüler yok mu ? Üffff hem de ne biçim var ! Lakin sepetteki 3-5 elma çürük diye sepeti komple çöpe atmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Başöğretmenimizin izinde ilke ve devrimlere bağlı,aydınlık zihinler yetiştirebiliyorsam ne mutlu bana !
Öğretmenlik mesleğinin “yazın 3 ay yatıyorlar yeaaa,çok kazanıyorlar yeaaa” seviyesine indirgendiği bir dönemde-ki 3 ay değil yalnızca 1.5 ay tatil yapılıyor belirteyim- evde kendi çocuğuna 2-3 saat tahammül edemeyip artık okullar açılsın isyanına şahit olduğumuz velilerimizden günümüzün kutlanmasına dair de anlayış bekliyoruz.
Bugüne kadar pırlanta ya da minvalinde bir hediye asla almadım,kabul etmem de mümkün değil hatta kabul eden meslektaşımı anlamam da mümkün değil ancak bir buket papatyamıza da dokunmasın kimse lütfen :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?