Öğretmenim ve kurumda azarlanıyorum.

yapmayacaksınız. ne anlaştıysanız onu yapacaksınız. net.

bazı insanlar iyi niyetten anlamaz, bedava iş gücü buldum diye sömürdükçe sömürürler.
 

Öyle mi? Kıyasladığınız öğrenci grubunun yaşı ve olduğu konumu göz önünde bulundurarak yorum yapmalısınız o halde. Üniversite öğrencisi tabii ismini söyler, İngilizce bilmese bile temel şeyleri anlar ve kendi hakkında bilgi verir. Burada bir çocuk ile full time İngilizce konuşuyorum, adını sorduğumda söylemeyenler var, yeni gelen öğrenciler var, hiç muhabbetim olmayan 2.5-3 yaş aralığında çocuklar var.
 

Küçük yaş grubuna giydiriyorum, büyük yaş grubuna dokunmuyorum.
 
Peki ogretmen hanim.
 
Öğretmen arkadaşıyla nasıl konuşacağını bilmeyen, üslupsuz insanların çalıştığı bir kuruma çocuğumu emanet etmezdim ben.
Yetişkin, üstelik öğretmen sıfatı taşıyan birine böyle davranılan bir kurumda kendini savunamayan çocuklara nasıl davranılıyor acaba?
Kendini müdür zanneden o çapsıza biri haddini bildirmeli.
Not : Özel bir anaokulunda müdürüm.
 
Ya yehenimin velisiyim benanasinifinda cocuga hep baska kiyafet ayakkabi giydirip eve yolluyorlardi ondan tiltim

Normalde bir çocuğa "Bu senin ayakkabın mı? Bu ceket senin mi?" diye sorulduğunda evet ya da hayır derler. Yeğeniniz söyleyemiyor mu bunu?
 

Ahh ahhh... Böyle yazayım siz anlayın.
 

Yaşın mı küçük, deneyimin mi az bilmiyorum ama önce bir sakinleş.

Şimdi, çalıştığın hiçbir kurumda kimse seni pamuklara sarıp pohpohlamayacak. O yüzden yeni iş bulmadan, mevcut işinden istifa etmek manasız.

Öncelikle bir öğretmen olduğun için çocukların ismini bilmen lazım. Burda kendini savunmazsın. Yani çocuk aranıza yeni katılmadıysa, bilmemen olmaz.

Diğer yandan, haklı olduğun konularda hakkını savunmayı öğrenmelisin. Bunun için kavgaya filan gerek yok. Zaten size haksız yüklenen birine bahane değil gerçekçi bir cevap verdiğiniz zaman, o kişi %90 geri adım atacaktır. Bazı çingenler var, sizi bastırmak için ses yükseltir filan. Onlara da gayet sakinlikle savunmanızı yapabilmeniz lazım. Yani size “ O etkinlikler orada kalsın mı” dendiğinde “orada kalmasın ama ben de süren etkinliği mi bırakayım, hangisi bunun doğru olanı” diyin, bakalım ne diyecek. Kendinizden emin olun, iş arkadaşlarınızla öz ve net konuşun.

Ayrıca kendi sorumluluğunuzda olmayan işleri yapmayın. Bu sizin kendi işlerinizi aksatmanıza neden olur. Mesela çocuğa yemek yedirmek, görev tanımınızda var mı yok mu? Yoksa sınıf öğretmeni yemek yedirirken sizin yardımınızı isterse, ben şu etkinliği hazırlamalıyım diyin, gidin kendi işinizi yapın.

Müşterilerle her zaman iyi anlaşın. Sizin durumda müşteriler aileler oluyor. Onlar sizi severse, kurum da sizi sevmek zorunda kalır. Ailelere jestler yapın, çocuklarının o gün yaptığı bir şeyi ballandıra ballandıra anlatın. İnanılmaz ama böyle çok küçük şeyler insanları gaza getiriyor.

Yani bu iş, bunu unutmayın. Profesyonel olmanız lazım. Kendi işinizi iyi yapmanız, insanlarla ilişkinizi profesyonelce yönetmeniz lazım. Mızmızlanmayın, harekete geçin.

Sevgiler
 
Alisma dönemindesiniz.
1 dönem içinde herkes birbirinin dilini çözecek.
Kusursuzluk beklentisini anlayamadım.

Size kafayı yedireceksin bana üslubunda yazan hadsizi " Bana bak ben senin kiz kardesin değilim, haddini bil düzgün konuş benle . " diye terslemeniz gerekir.

Insan gibi insan olan bir kul varsa koca kurumda cikin derdinizi paylasin yoksa da kendinizi ezdirmeyin. İstifa icin erken. Dişlerinizi çıkarın derim.
 
Ahh ahhh... Böyle yazayım siz anlayın.
Moralinizi bozmayın.
Hepimiz mesleğin ilk yıllarında hatalar yaptık.
Hiç birimiz annemizin karnında öğrenmedik bu işleri.
İnsanı uyarmanın bir yolu, yordamı, adabı vardır.
Biraz dişinizi gösterin.
Hangi şehirdesiniz bu arada?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…